Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Özne-Yüklem İlişkisi Soruları

--==
23. Orhan Pamuk'un - adlı eseri, Şeyh Galip'in -- adlı eseri-
nin çağımıza uyarlanmış şeklidir.
H
I
Z
Parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden
hangileri getirilmelidir?
HR
A) Cevdet Bey ve Oğulları - Şah u Geda
B) Sessiz Ev-Bengü Bade
C)
Masumiyet Müzesi - Gülşen-i Aşk
D) Kara Kitap - Hüsnü Aşk
E) Yeni Hayat - Cemşid ü Hurşid
RENK
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
--== 23. Orhan Pamuk'un - adlı eseri, Şeyh Galip'in -- adlı eseri- nin çağımıza uyarlanmış şeklidir. H I Z Parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir? HR A) Cevdet Bey ve Oğulları - Şah u Geda B) Sessiz Ev-Bengü Bade C) Masumiyet Müzesi - Gülşen-i Aşk D) Kara Kitap - Hüsnü Aşk E) Yeni Hayat - Cemşid ü Hurşid RENK
A) I. cümlede bir saptama yapılmıştır.
B) II. cümlede hem olumlu hem de olumsuz değerlen-
dirme yapılmıştır
III. cümlede bir çıkarım yapılmıştır.
D) . cümlede sanatçının sağladığı yararlardan söz
edilmiştir.
E) V. cümlede sanatçının kendinden sonrakileri yön-
lendirdiği sezdirilmiştir.
Bir gün bölerse uykunu bir saat çıngırağı
Birdenbire yatağından kalkıp oturma
Öyle korkulu gözlerle etrafına bakınma
Saatleri kuran benim
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Kip eki
B) Ek eylem C) İyelik eki
E) Durum eki
051
D) Kişi eki
(Unsu
D) Ben
Sev
Bil c
(Ür
In
(U
13. In
bi
n
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
A) I. cümlede bir saptama yapılmıştır. B) II. cümlede hem olumlu hem de olumsuz değerlen- dirme yapılmıştır III. cümlede bir çıkarım yapılmıştır. D) . cümlede sanatçının sağladığı yararlardan söz edilmiştir. E) V. cümlede sanatçının kendinden sonrakileri yön- lendirdiği sezdirilmiştir. Bir gün bölerse uykunu bir saat çıngırağı Birdenbire yatağından kalkıp oturma Öyle korkulu gözlerle etrafına bakınma Saatleri kuran benim Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Kip eki B) Ek eylem C) İyelik eki E) Durum eki 051 D) Kişi eki (Unsu D) Ben Sev Bil c (Ür In (U 13. In bi n
10.
Fiilimsiler; işteşlik, edilgenlik, dönüşlülük gibi çati ek-
lerini alabilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer alan fiilimsi
bu açıklamaya örnek gösterilemez?
A) Kucaklaşarak, uzun uzun el sıkışarak ayrıldılar.
BY Yaşlı adam, iki yanına bakınarak yürüyordu.
C) Söylenen hiçbir söz, sessizlik kadar etkilemez in-
sani.
D) Kurmaca gerçeği çözümlemek büyük çaba gerek-
tirir.
E) Bir kitabın okunması etki gücüne bağlıdır.
14.
4
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
10. Fiilimsiler; işteşlik, edilgenlik, dönüşlülük gibi çati ek- lerini alabilir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer alan fiilimsi bu açıklamaya örnek gösterilemez? A) Kucaklaşarak, uzun uzun el sıkışarak ayrıldılar. BY Yaşlı adam, iki yanına bakınarak yürüyordu. C) Söylenen hiçbir söz, sessizlik kadar etkilemez in- sani. D) Kurmaca gerçeği çözümlemek büyük çaba gerek- tirir. E) Bir kitabın okunması etki gücüne bağlıdır. 14. 4
FABER CASTELL
EXPRETED P-0
KIRMIZI TEST
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem geçişli oldu-
ğu hâlde cümlede nesne kullanılmamıştır?
A) Günlük tutmak, insanların derdini azaltıp neşesini ço-
ğaltmaktadır.
plar, bireys
seyirciye h
B) Elimde büyüyen bu kedi yavrusuyla üç senedir bir gelenekleri
hafta olsun ayrılmadık.
malzeme
birbirine ya
C) Bir zamanlar öğrencilere ilk "Ali ata bak." cümlesini
öğretirlerdi.
bjesi olm
D) Bu kadar insan sabahın bu saatinde bu köşe başında
niçin bekler?
Bu parç
yüklemi
E) Hafta sonu tatili için gittikleri Kapadokya'da koni biçi-
minde kayalar gördük.
All
11. (1) Doğanın özene bezene yarattığı şelaleler ve suyun
yükseklerden süzülürken oluşturduğu o müthiş görsellik
hepimizi derinden etkilor (1)
STM TARZI
RUNCU HI
TEST
Onemli re
lanı olarak
lerdir.
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
FABER CASTELL EXPRETED P-0 KIRMIZI TEST 10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem geçişli oldu- ğu hâlde cümlede nesne kullanılmamıştır? A) Günlük tutmak, insanların derdini azaltıp neşesini ço- ğaltmaktadır. plar, bireys seyirciye h B) Elimde büyüyen bu kedi yavrusuyla üç senedir bir gelenekleri hafta olsun ayrılmadık. malzeme birbirine ya C) Bir zamanlar öğrencilere ilk "Ali ata bak." cümlesini öğretirlerdi. bjesi olm D) Bu kadar insan sabahın bu saatinde bu köşe başında niçin bekler? Bu parç yüklemi E) Hafta sonu tatili için gittikleri Kapadokya'da koni biçi- minde kayalar gördük. All 11. (1) Doğanın özene bezene yarattığı şelaleler ve suyun yükseklerden süzülürken oluşturduğu o müthiş görsellik hepimizi derinden etkilor (1) STM TARZI RUNCU HI TEST Onemli re lanı olarak lerdir.
26. Sabahattin Ali, olayları kesin sonuca bağlamaktan
kaçınan, okurun kafasında bir ufuk açıp bırakan öy-
küler yazar. Yani o döneme kadar alışılmış olanın
dışına çıkan, Çehov'un "durum öyküsü" diye anılan
öykü tarzının etkileri görülür öykülerinde. Zaman za-
man da, Maupassant'ın geliştirdiği, bizdeyse Ömer
Seyfettin'in öncülük ettiği "olay öyküsü" tarzının izle-
rine rastlanır.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
A) Çehov ve Maupassant'ın öykü türüne yenilikler
getirdiği
B) Sabahattin Ali ile Ömer Seyfettin'in öyküye bakış
açılarının bire bir örtüşmediği
C) Yazarlar arasında etkileşim olabileceği
D) Sabahattin Ali'nin öykülerinde olay ve durum öy-
küsü özelliklerinin görüldüğü
E) Yazarların öykü türünü daha çok yeğlediği
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
26. Sabahattin Ali, olayları kesin sonuca bağlamaktan kaçınan, okurun kafasında bir ufuk açıp bırakan öy- küler yazar. Yani o döneme kadar alışılmış olanın dışına çıkan, Çehov'un "durum öyküsü" diye anılan öykü tarzının etkileri görülür öykülerinde. Zaman za- man da, Maupassant'ın geliştirdiği, bizdeyse Ömer Seyfettin'in öncülük ettiği "olay öyküsü" tarzının izle- rine rastlanır. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Çehov ve Maupassant'ın öykü türüne yenilikler getirdiği B) Sabahattin Ali ile Ömer Seyfettin'in öyküye bakış açılarının bire bir örtüşmediği C) Yazarlar arasında etkileşim olabileceği D) Sabahattin Ali'nin öykülerinde olay ve durum öy- küsü özelliklerinin görüldüğü E) Yazarların öykü türünü daha çok yeğlediği
6. Eskiden gece olunca ışıklar söndürülür herkes
sobanın başına toplanırdı. Sonra çaylar getirilir,
türküler söylenir, hikâyeler anlatılır... Şimdi bütün
bunları özlemle anıyorum. Zaman bir kısrak. gibi
koşarken tozu dumana katıyor aynı zamanda. Ve
değişen dünya nedense fark edilmiyor.
Bu parçada/edilgen çatılı kaç fiil vardır?
A) 2
B) 3
C) 4
D) 5
E) 6
85
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
6. Eskiden gece olunca ışıklar söndürülür herkes sobanın başına toplanırdı. Sonra çaylar getirilir, türküler söylenir, hikâyeler anlatılır... Şimdi bütün bunları özlemle anıyorum. Zaman bir kısrak. gibi koşarken tozu dumana katıyor aynı zamanda. Ve değişen dünya nedense fark edilmiyor. Bu parçada/edilgen çatılı kaç fiil vardır? A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6 85
Mimarlık ve yazmak arasında biçimsel benzerlik-
ler olduğu gibi farklar da var: Öncelikle mimarlık
da yazı da birer tasarım sürecidir. İşe başlamadan
birtakım hazırlıklar yapılması, birtakım bilgilerin
toplanması, sonra parçaların bir araya getirilmesi,
sürekli yapıp bozmalar iki iş arasındaki benzerlik-
7 ler olarak görülebilir
. Ama yazı sanatsaldır. Sanat
kaygısı dışında sizi zorlayan hiçbir şey yoktur; is-
tediğiniz konuyu seçebilir, seçtiğiniz konuyu iste-
diğiniz şekilde, istediğiniz araçlarla anlatabilirsiniz.
Sonsuz bir özgürlüğünüz vardır. Önemli ve zor
olan, o sonsuz özgürlüğün, o boşluğun içinde ken-
dinize özgü bir yol çizmektir
. Yani yazmanın zorlu-
ğu, olanakların kısıtlığında değil, çokluğunda. Mi-
maride ise bazı kalıplara uymak zorundasınızdır.
Neyi, nasıl yapacağınız önceden belirlenmiştir. Bu
da işinizi kolaylaştırır ve sıradanlaştırır.
Bu parçaya göre, yazarlığı mimarlıktan ayıran
en önemli fark aşağıdakilerden hangisidir?
A) Biçimsel açıdan mimarlıktan farklı olması
B) Çoğunlukla gerçeklikten uzak olması
C) Seçenekler arasında özgün olabilmenin zor
olması
D) Sınırlarının çok katı kurallarla çizilmiş olması
E) Okurun kaygılarının dikkate alınması
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
Mimarlık ve yazmak arasında biçimsel benzerlik- ler olduğu gibi farklar da var: Öncelikle mimarlık da yazı da birer tasarım sürecidir. İşe başlamadan birtakım hazırlıklar yapılması, birtakım bilgilerin toplanması, sonra parçaların bir araya getirilmesi, sürekli yapıp bozmalar iki iş arasındaki benzerlik- 7 ler olarak görülebilir . Ama yazı sanatsaldır. Sanat kaygısı dışında sizi zorlayan hiçbir şey yoktur; is- tediğiniz konuyu seçebilir, seçtiğiniz konuyu iste- diğiniz şekilde, istediğiniz araçlarla anlatabilirsiniz. Sonsuz bir özgürlüğünüz vardır. Önemli ve zor olan, o sonsuz özgürlüğün, o boşluğun içinde ken- dinize özgü bir yol çizmektir . Yani yazmanın zorlu- ğu, olanakların kısıtlığında değil, çokluğunda. Mi- maride ise bazı kalıplara uymak zorundasınızdır. Neyi, nasıl yapacağınız önceden belirlenmiştir. Bu da işinizi kolaylaştırır ve sıradanlaştırır. Bu parçaya göre, yazarlığı mimarlıktan ayıran en önemli fark aşağıdakilerden hangisidir? A) Biçimsel açıdan mimarlıktan farklı olması B) Çoğunlukla gerçeklikten uzak olması C) Seçenekler arasında özgün olabilmenin zor olması D) Sınırlarının çok katı kurallarla çizilmiş olması E) Okurun kaygılarının dikkate alınması
A) I
B) 11
C)
DIV
E) V
22. Her iki yanı ağaçlarla kaplı bir ırmağın ve gitgide silinen
gecenin kıyısında sessiz sedasız yürüdük. Acı bile
duyulamayacak kadar soğuk, çöllerden daha issiz
bozkırda ışığın gülümseyişini bekledik. Sırlarla dolu
ama her günü bayram şehirlerde yitirdik kendimizi.
Serçeler gibi uzaktan izledik bu güzelliği.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Açıklama
B) Benzetme
C) Kişileştirme
D) Betimleme
E) Karşılaştırma
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
A) I B) 11 C) DIV E) V 22. Her iki yanı ağaçlarla kaplı bir ırmağın ve gitgide silinen gecenin kıyısında sessiz sedasız yürüdük. Acı bile duyulamayacak kadar soğuk, çöllerden daha issiz bozkırda ışığın gülümseyişini bekledik. Sırlarla dolu ama her günü bayram şehirlerde yitirdik kendimizi. Serçeler gibi uzaktan izledik bu güzelliği. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Açıklama B) Benzetme C) Kişileştirme D) Betimleme E) Karşılaştırma
20. Masum bir çocuk yüzü... Yumrukları çenesinde, gözleri
derin bir rüyaya dalmış gibi bir gençlik fotoğrafı... Yu-
zünde ergenlik rüzgârları, delikanlı bir söyleyiş... Omit-
ler, kararsızlıklar, sokağa sarkan sarmaşıklar, hanimel-
leri ve şehrin kokularını dağıtan bir lodos...
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
ağır basmaktadır?
A) Açıklama
B) Betimleme
C) Tartışma
D) Öyküleme
E) Örnekleme
tur?
V
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
20. Masum bir çocuk yüzü... Yumrukları çenesinde, gözleri derin bir rüyaya dalmış gibi bir gençlik fotoğrafı... Yu- zünde ergenlik rüzgârları, delikanlı bir söyleyiş... Omit- ler, kararsızlıklar, sokağa sarkan sarmaşıklar, hanimel- leri ve şehrin kokularını dağıtan bir lodos... Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Açıklama B) Betimleme C) Tartışma D) Öyküleme E) Örnekleme tur? V
28. Diller, tipki ağaçlara benzer. Ağaçlar gibi mevsim
sim rengini kaybeden ölü yapraklarını döker, tazelerini
açar. Dillerin yaprakları kelimelerdir. Ancak biz dilde
sadeleşme hareketiyle dil ağacımızı budayalım derken
onun taze filizler çıkaracağı dallarını da kestik ve Batı
dillerinden aşılama yaptık. Maalesef dilden attığımız
Arapça ve Farsça kelimelerin yerine öz Türkçesi değil,
Batılı karşılıkları yerleşti. Öğrencilerimiz, elli yıl önce
kaleme alınan
kültür eserlerimizi okuyamıyor veya
okusalar da anlayamıyorlar. Dünya klasiklerinin günü-
müz Türkçesine çok da düzgün yapılamayan çevirileri,
gençlerimize o edebî zevki veremiyor. Bu şekilde kül-
türümüzden kopan nesil
; kökünü kaybeden, öz suyunu
yitirmiş bir ağaç gibi kurumaya yüz tutuyor yahut yetiş-
tiği topraklardan çıkıp başka topraklarda cılız, karma-
şık kökler salmaya başlıyor.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Bir ağacın hoyratça budanması gibi sadeleştirilen
dilimiz, küçüle küçüle anlaşılamaz hâle gelmiş; yok
olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.
B) Dilde sadeleşme yapılırken atılan kelimelerin ye-
rine Batı'dan alınan kelimelerin yerleşmesi, dilde
yoksullaşmaya ve genç neslin geçmişle bağının
kopmasına neden olmuştur.
Cy Dilimizin bozulmasıyla birlikte okumayan bir gençlik
meydana gelmiş ve kültürümüz yok olma tehlike-
siyle karşı karşıya gelmiştir.
D) Dilimizden attığımız Farsça ve Arapça sözlerden
dolayı dilimiz monoton, sıkıcı ve anlaşılmaz bir hâle
gelmiştir.
Şu an yaprak dökme mevsiminde olan dilimiz, mev
simi geldiğinde yeniden çiçek açacak ve yeni söz
cüklerle edebiyat dünyamızı yeşertecektir.
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
28. Diller, tipki ağaçlara benzer. Ağaçlar gibi mevsim sim rengini kaybeden ölü yapraklarını döker, tazelerini açar. Dillerin yaprakları kelimelerdir. Ancak biz dilde sadeleşme hareketiyle dil ağacımızı budayalım derken onun taze filizler çıkaracağı dallarını da kestik ve Batı dillerinden aşılama yaptık. Maalesef dilden attığımız Arapça ve Farsça kelimelerin yerine öz Türkçesi değil, Batılı karşılıkları yerleşti. Öğrencilerimiz, elli yıl önce kaleme alınan kültür eserlerimizi okuyamıyor veya okusalar da anlayamıyorlar. Dünya klasiklerinin günü- müz Türkçesine çok da düzgün yapılamayan çevirileri, gençlerimize o edebî zevki veremiyor. Bu şekilde kül- türümüzden kopan nesil ; kökünü kaybeden, öz suyunu yitirmiş bir ağaç gibi kurumaya yüz tutuyor yahut yetiş- tiği topraklardan çıkıp başka topraklarda cılız, karma- şık kökler salmaya başlıyor. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Bir ağacın hoyratça budanması gibi sadeleştirilen dilimiz, küçüle küçüle anlaşılamaz hâle gelmiş; yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. B) Dilde sadeleşme yapılırken atılan kelimelerin ye- rine Batı'dan alınan kelimelerin yerleşmesi, dilde yoksullaşmaya ve genç neslin geçmişle bağının kopmasına neden olmuştur. Cy Dilimizin bozulmasıyla birlikte okumayan bir gençlik meydana gelmiş ve kültürümüz yok olma tehlike- siyle karşı karşıya gelmiştir. D) Dilimizden attığımız Farsça ve Arapça sözlerden dolayı dilimiz monoton, sıkıcı ve anlaşılmaz bir hâle gelmiştir. Şu an yaprak dökme mevsiminde olan dilimiz, mev simi geldiğinde yeniden çiçek açacak ve yeni söz cüklerle edebiyat dünyamızı yeşertecektir.
33. (1) 1930'lu yılların başında atomun nötron, proton ve elekt:
ron adı verilen üç çeşit temel parçacığının olduğu düşünülü-
yordu. (II) Daha sonra kozmik işınlar içinde elektrona benzer
nötron ve protonu bir arada tutan pion parçacıkları keşfedil-
di (III) Yeni parçacıklar üretmek için de yüksek hızda parça-
ciklan çarpıştıran parçacık çarpıştırıcılar yapıldı. (IV) Günü-
müzde atomdan daha küçük boyutlarda yüzlerce parçacık
artık biliniyor. (V) Bu parçacıklan temel olarak hadronlar ve
leptonlar olmak üzere iki sinifa ayırmak mümkündür.
Yukarıda numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle eylem cümlesidir.
B) II. cümle bağlı cümledir.
C) III. cümle birleşik cümledir.
D) IV. cümle basit cümledir.
E) V. cümle kuralli isim cümlesidir.
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
33. (1) 1930'lu yılların başında atomun nötron, proton ve elekt: ron adı verilen üç çeşit temel parçacığının olduğu düşünülü- yordu. (II) Daha sonra kozmik işınlar içinde elektrona benzer nötron ve protonu bir arada tutan pion parçacıkları keşfedil- di (III) Yeni parçacıklar üretmek için de yüksek hızda parça- ciklan çarpıştıran parçacık çarpıştırıcılar yapıldı. (IV) Günü- müzde atomdan daha küçük boyutlarda yüzlerce parçacık artık biliniyor. (V) Bu parçacıklan temel olarak hadronlar ve leptonlar olmak üzere iki sinifa ayırmak mümkündür. Yukarıda numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümle eylem cümlesidir. B) II. cümle bağlı cümledir. C) III. cümle birleşik cümledir. D) IV. cümle basit cümledir. E) V. cümle kuralli isim cümlesidir.
36. Erişkinler, gençleri eskiden beri sorumsuz, saygısız,
büyüklerin öğüdüne kulak asmayan ve kendi doğrul-
tusunda giden kişiler olarak tanımlamışlardır. "GO-
nümüz gençleri öyle umursamaz ki ilerde ülke yö-
netimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa
kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı
öğretmişlerdi. Şimdi gençler kurallara boş veriyorlar
çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar." Bu söz-
leri 8.yy'da yaşamış Hesiod adında bir düşünür söy-
lemiştir. Gençlerin eski kuşakla ilgili görüşleri de ta-
rih boyunca değişmeden kalmıştır. Yetişkinler, genç.
lerin gözünde, hep geri kafalı ve tutucu kişilerdir.
Bu parçaya konabilecek en uygun başlık aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Günümüz Gençleri
8) Saygı ve Sevgi
es Zamanin Getirdikleri
D) Eski Zaman insanları
e) Kuşaklar Arası Çatışma
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
36. Erişkinler, gençleri eskiden beri sorumsuz, saygısız, büyüklerin öğüdüne kulak asmayan ve kendi doğrul- tusunda giden kişiler olarak tanımlamışlardır. "GO- nümüz gençleri öyle umursamaz ki ilerde ülke yö- netimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı öğretmişlerdi. Şimdi gençler kurallara boş veriyorlar çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar." Bu söz- leri 8.yy'da yaşamış Hesiod adında bir düşünür söy- lemiştir. Gençlerin eski kuşakla ilgili görüşleri de ta- rih boyunca değişmeden kalmıştır. Yetişkinler, genç. lerin gözünde, hep geri kafalı ve tutucu kişilerdir. Bu parçaya konabilecek en uygun başlık aşağı- dakilerden hangisidir? A) Günümüz Gençleri 8) Saygı ve Sevgi es Zamanin Getirdikleri D) Eski Zaman insanları e) Kuşaklar Arası Çatışma Diğer sayfaya geçiniz.
17
14. Şinasi'nin Şair Evlenmesi adlı eseriyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kişiler, eğitim düzeylerine göre konuşturulmuştur.
B) Gülmece yoluyla toplumsal eleştiri yapılmıştır.
C) Kişilerin adlarıyla sosyal ve kişisel özellikleri arasın-
da bağ vardır.
D) Batılılaşmanın olumsuz yönlerini yerme amacıyla
yazılmıştır.
E) Tipleştirmeye dayalı bir tiyatro anlayışını yansıt-
maktadır.
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
17 14. Şinasi'nin Şair Evlenmesi adlı eseriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kişiler, eğitim düzeylerine göre konuşturulmuştur. B) Gülmece yoluyla toplumsal eleştiri yapılmıştır. C) Kişilerin adlarıyla sosyal ve kişisel özellikleri arasın- da bağ vardır. D) Batılılaşmanın olumsuz yönlerini yerme amacıyla yazılmıştır. E) Tipleştirmeye dayalı bir tiyatro anlayışını yansıt- maktadır.
6. (1) Romancıyı salt yaşam değiştirmiyor. (II) Yazarken önü-
ne çıkan sorunlar, öğrendikleri de değiştiriyor. (III) Ör-
neğin, Yaşar Kemal bunca roman yazdıktan sonra eski
anlatım tekniklerinin artık yetmediğini söylüyor. (IV) içinde
bulunduğu dünyayı, kendisinin ve romanın bu dünyada-
ki konumunu anlatmak için değişimin gerekliliği üzerinde
duruyor. (V) insan gibi, romanın da bir canlılığı, bir yaşamı
vardır. (VI) Değişim olmazsa sanatçının hedeflerine ulaşa-
mayacağını düşünüyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
A) VI.
B) V.
C) IV.
D) III.
E) II.
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
6. (1) Romancıyı salt yaşam değiştirmiyor. (II) Yazarken önü- ne çıkan sorunlar, öğrendikleri de değiştiriyor. (III) Ör- neğin, Yaşar Kemal bunca roman yazdıktan sonra eski anlatım tekniklerinin artık yetmediğini söylüyor. (IV) içinde bulunduğu dünyayı, kendisinin ve romanın bu dünyada- ki konumunu anlatmak için değişimin gerekliliği üzerinde duruyor. (V) insan gibi, romanın da bir canlılığı, bir yaşamı vardır. (VI) Değişim olmazsa sanatçının hedeflerine ulaşa- mayacağını düşünüyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) VI. B) V. C) IV. D) III. E) II.
ÇÖZ KAZAL
6.
Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek
Bizim diyarımız da bin bir baharı saklar
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek
Incinir düz caddede dağda gezen ayaklar
Bu dizelerde kaç adet geçişli eylem vardır?
A) 1
B) 2
C) 3
D) 4
E) 5
TÜRKÇE KONU ÖZETLİ SORU BANKASI
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
ÇÖZ KAZAL 6. Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek Bizim diyarımız da bin bir baharı saklar Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek Incinir düz caddede dağda gezen ayaklar Bu dizelerde kaç adet geçişli eylem vardır? A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5 TÜRKÇE KONU ÖZETLİ SORU BANKASI
Tim Burton; filmlerinde, gerçekte var olan ya da var olmayan
ve kendi yarattığı tuhaf mekânları bir arada kullanmasıyla bili-
nir. Modern mimarinin mekânlarını, kendi tasarladığı ve kurgu-
ladığı deforme olmuş ürkütücü mekânlar aracılığı-ite-eleştiric
Bu arada filmlerindeki mekânlar kesinlikle arka plan olarak
kalmaz, karakterler kadar önemlidir.
Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden
hangisidir?
Al Döneminin özelliklerini yansıtma,
Önemini yitirmeme, değerli olma
C) Gorsel ögelerden yararlanma
D) Beklenmedik bir izlenim yaratma
E) Filmlerde detay olarak yer alma
Lise Türkçe
Özne-Yüklem İlişkisi
Tim Burton; filmlerinde, gerçekte var olan ya da var olmayan ve kendi yarattığı tuhaf mekânları bir arada kullanmasıyla bili- nir. Modern mimarinin mekânlarını, kendi tasarladığı ve kurgu- ladığı deforme olmuş ürkütücü mekânlar aracılığı-ite-eleştiric Bu arada filmlerindeki mekânlar kesinlikle arka plan olarak kalmaz, karakterler kadar önemlidir. Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisidir? Al Döneminin özelliklerini yansıtma, Önemini yitirmeme, değerli olma C) Gorsel ögelerden yararlanma D) Beklenmedik bir izlenim yaratma E) Filmlerde detay olarak yer alma