Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Paragraf Genel Tekrar Soruları

8. İnsan ve yaşamını etkileyen faktörler her zaman merak ko-
nusu olmuştur. Olaylar karşısında verilen tepkiler, değer-
lendirme ve düşünme biçimi, kişisel özelliklerimiz de ken-
dine özgüdür. Zorlu yaşam olayları karşısında bazı kişiler
dağılıp depresif belirtiler gösterebilirken bazı kişiler daha
güçlü durabilmektedir. İki farklı cam düşünelim. Bu camlara
tamamen aynı ağırlıkta, aynı şiddette bir taş fırlattığımızda
bir cam yüzlerce parçaya bölünürken diğer cam birkaç par-
çaya dağılabilir. Çünkü bu iki camın biri esnek diğeri serttir,
sonucu da onların bu yapıları tayin etmektedir. Bu durum
psikolojik sağlamlık kavramının önemini ortaya koymakta-
dır.
Bu parçada altı çizili ifadeyle
I. İnsanın sorunlara karşı takındığı tavır, onun yaşı ve
tecrübeleriyle ilgilidir.
II. Ne yaşadığın değil onu nasıl algıladığın önemlidir.
III. Psikolojiniz ve bakış açınız, zorluklara karşı vereceği-
niz tepkiyi belirler.
saptamalarından hangilerine gönderme yapılmamış-
tır?
A) Yalnız I
D) I ve III
B) Yalnız II
E) II ve III
C) Yalnız III
2
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
8. İnsan ve yaşamını etkileyen faktörler her zaman merak ko- nusu olmuştur. Olaylar karşısında verilen tepkiler, değer- lendirme ve düşünme biçimi, kişisel özelliklerimiz de ken- dine özgüdür. Zorlu yaşam olayları karşısında bazı kişiler dağılıp depresif belirtiler gösterebilirken bazı kişiler daha güçlü durabilmektedir. İki farklı cam düşünelim. Bu camlara tamamen aynı ağırlıkta, aynı şiddette bir taş fırlattığımızda bir cam yüzlerce parçaya bölünürken diğer cam birkaç par- çaya dağılabilir. Çünkü bu iki camın biri esnek diğeri serttir, sonucu da onların bu yapıları tayin etmektedir. Bu durum psikolojik sağlamlık kavramının önemini ortaya koymakta- dır. Bu parçada altı çizili ifadeyle I. İnsanın sorunlara karşı takındığı tavır, onun yaşı ve tecrübeleriyle ilgilidir. II. Ne yaşadığın değil onu nasıl algıladığın önemlidir. III. Psikolojiniz ve bakış açınız, zorluklara karşı vereceği- niz tepkiyi belirler. saptamalarından hangilerine gönderme yapılmamış- tır? A) Yalnız I D) I ve III B) Yalnız II E) II ve III C) Yalnız III 2
Canlıdır, üzerinde yaşadığımız bu toprak parçaları. Uy-
garlığımızla birlikte büyür, içinde yaşayan insanlarla şe-
killenir ve kişilik geliştirir. Aynı şekilde bizi şekillendiren,
karakterimize epeyce büyük bir tuğla ekleyen de yine için-
de yaşadığımız şehirdir. Her yaratan-yaratılan ilişkisinde
olduğu gibi şehirler olmadan insan hâlâ var olabilir ama
içindeki insanlar olmadan şehirler yok olup unutulmaya
mahkûmdur. Ama şehrin kokusunu içine hiç çekemeye-
cek o insan, kişiliğini şekillendirerek olması gereken kişi
olabilir mi? Zannetmiyorum.
Bu parçada altı çizili cümleyle anlatılmak istenen aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
Şehrin, insanın karakteri üzerinde olumlu ve ciddi bir
etkisi vardır.
B) Karakterimiz şehri etkiler ve her şehir, içinde var olan
kültürü yansıtır.
C) Her insanın karakterinin doğup büyüdüğü şehre ben-
zemesi kaçınılmazdır.
D) Şehirleri imar edenler insanlardır ve imarda kullanılan
her bir tuğla insanı anlatmalıdır.
De
MA
E insanın karakterini kötü yönde etkileyen şehirler, keş-
mekeşliği de beraberinde getirmektedir.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
Canlıdır, üzerinde yaşadığımız bu toprak parçaları. Uy- garlığımızla birlikte büyür, içinde yaşayan insanlarla şe- killenir ve kişilik geliştirir. Aynı şekilde bizi şekillendiren, karakterimize epeyce büyük bir tuğla ekleyen de yine için- de yaşadığımız şehirdir. Her yaratan-yaratılan ilişkisinde olduğu gibi şehirler olmadan insan hâlâ var olabilir ama içindeki insanlar olmadan şehirler yok olup unutulmaya mahkûmdur. Ama şehrin kokusunu içine hiç çekemeye- cek o insan, kişiliğini şekillendirerek olması gereken kişi olabilir mi? Zannetmiyorum. Bu parçada altı çizili cümleyle anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? Şehrin, insanın karakteri üzerinde olumlu ve ciddi bir etkisi vardır. B) Karakterimiz şehri etkiler ve her şehir, içinde var olan kültürü yansıtır. C) Her insanın karakterinin doğup büyüdüğü şehre ben- zemesi kaçınılmazdır. D) Şehirleri imar edenler insanlardır ve imarda kullanılan her bir tuğla insanı anlatmalıdır. De MA E insanın karakterini kötü yönde etkileyen şehirler, keş- mekeşliği de beraberinde getirmektedir.
A
21. Sağduyu, dünyanın en iyi paylaşılmış şeyidir. (1) Çünkü
her kişi ondan çok iyi pay almış olduğunu düşünür, her
şeyden çok güç hoşnut olanlar bile kendilerinde bulu-
nan sağduyudan daha çoğunu istemeye alışık değildir.
(II) Bu konuda herkesin yanılması olası değildir ama bu
daha çok aslında sağduyu veya us denilen iyi yargılama
ve doğruyla yanlışı ayırt edebilme gücünün doğal olarak
tüm insanlarda eşit olduğuna tanıklık eder. (III) Böylece
görüşlerimizdeki çeşitlilik, kimilerinin öbürlerinden daha
akla uygun olmasından gelmez; düşüncemizi değişik yol-
lardan götürüyor ve aynı şeyleri düşünmüyor olmamızdan
gelir. (IV) En büyük ruhlar, en büyük erdemlere olduğu
kadar en büyük kötülüklere de yatkındır. (V) Doğru yolda
olduğumuz sürece, yavaş yürüsek bile yanlış yolda olup
hızlı koşanlardan daha çok ilerleyebiliriz.
Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisine düşün-
cenin akışına göre "Bu yüzden güçlü bir zihne sahip ol-
mak yetmez, önemli olan onu iyi kullanmaktır." cümlesi
getirilebilir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
A 21. Sağduyu, dünyanın en iyi paylaşılmış şeyidir. (1) Çünkü her kişi ondan çok iyi pay almış olduğunu düşünür, her şeyden çok güç hoşnut olanlar bile kendilerinde bulu- nan sağduyudan daha çoğunu istemeye alışık değildir. (II) Bu konuda herkesin yanılması olası değildir ama bu daha çok aslında sağduyu veya us denilen iyi yargılama ve doğruyla yanlışı ayırt edebilme gücünün doğal olarak tüm insanlarda eşit olduğuna tanıklık eder. (III) Böylece görüşlerimizdeki çeşitlilik, kimilerinin öbürlerinden daha akla uygun olmasından gelmez; düşüncemizi değişik yol- lardan götürüyor ve aynı şeyleri düşünmüyor olmamızdan gelir. (IV) En büyük ruhlar, en büyük erdemlere olduğu kadar en büyük kötülüklere de yatkındır. (V) Doğru yolda olduğumuz sürece, yavaş yürüsek bile yanlış yolda olup hızlı koşanlardan daha çok ilerleyebiliriz. Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisine düşün- cenin akışına göre "Bu yüzden güçlü bir zihne sahip ol- mak yetmez, önemli olan onu iyi kullanmaktır." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V
21. Mağaza vitrinlerindeki mankenler güzeldir, güler yüz-
lüdür ama dilleri olmadığı için soğuktur. Onlar, ne kadar
insan benzeri olsalar da gerçek insanları güzel ve sıcak
kılan dildir. Tabii ki konuşan her dil değil, dilin tatlısı
olmalı. Allah bir adama her şeyin tatlısını, yalnızca dilin
acısını verdi mi ne yapsanız kar etmez. Öylesinin sevimli,
cana yakın olmasına olanak yoktur. Çünkü o dil, ağzın
içinde her dönüşünde can yakar, kalp kırar. Üstelik acı
dilin zararı yalnız karşısındakine değildir, kendi sahibini
de dünya güzeli bile olsa çirkinleştirir. lennipeg
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Vitrinlerdeki mankenlerin soğuk olduklarına +
B) İnsanı insan yapanın ve sevecen kılanın dil olduğu-
na
+
çevrelerince se-
C) Dilini doğru kullanmayanların
vilmeyeceğine +
D) Dilin yanlış kullanılmasının hem konuşana hem de
dinleyene zarar vereceğine
+
E) Güzelliğin ancak tatlı dille bir değer kazanabi-
leceğine +
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
21. Mağaza vitrinlerindeki mankenler güzeldir, güler yüz- lüdür ama dilleri olmadığı için soğuktur. Onlar, ne kadar insan benzeri olsalar da gerçek insanları güzel ve sıcak kılan dildir. Tabii ki konuşan her dil değil, dilin tatlısı olmalı. Allah bir adama her şeyin tatlısını, yalnızca dilin acısını verdi mi ne yapsanız kar etmez. Öylesinin sevimli, cana yakın olmasına olanak yoktur. Çünkü o dil, ağzın içinde her dönüşünde can yakar, kalp kırar. Üstelik acı dilin zararı yalnız karşısındakine değildir, kendi sahibini de dünya güzeli bile olsa çirkinleştirir. lennipeg Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Vitrinlerdeki mankenlerin soğuk olduklarına + B) İnsanı insan yapanın ve sevecen kılanın dil olduğu- na + çevrelerince se- C) Dilini doğru kullanmayanların vilmeyeceğine + D) Dilin yanlış kullanılmasının hem konuşana hem de dinleyene zarar vereceğine + E) Güzelliğin ancak tatlı dille bir değer kazanabi- leceğine +
1. Kitap deyince okumaktan çok okumamak için bahaneler
buluruz. Okul çağında ders çalışmak için kitap okuma-
yız. Okul bitince ekmek parası için koştuğumuzdan
okumayız. Evlenip çoluk çocuğa karışınca o gürültü
patırtı arasında okumak zor olduğu için okumayız. Orta
yaşımızda emekliliğe az zaman kaldığı için okumayız.
Nasıl olsa emekli olunca bu işlere bol bol zaman kala-
caktır çünkü. Emeklilik geldiğinde ise düşünceler epey
değişiktir. Bu yaştan sonra okuyup da ne olacaktır?
Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
şöylenemez?
A) Okumamak için değişik nedenler ileri sürüldüğü
B) Okumanın, gereksiz bir iş olarak görüldüğü
Kitap okumaya öncelik tanınmadığı
D) Okumak için hiçbir özveride bulunulmadığı
E) Kitap okumak için zaman olmadığı
3. Tüm
pla
like
C
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
1. Kitap deyince okumaktan çok okumamak için bahaneler buluruz. Okul çağında ders çalışmak için kitap okuma- yız. Okul bitince ekmek parası için koştuğumuzdan okumayız. Evlenip çoluk çocuğa karışınca o gürültü patırtı arasında okumak zor olduğu için okumayız. Orta yaşımızda emekliliğe az zaman kaldığı için okumayız. Nasıl olsa emekli olunca bu işlere bol bol zaman kala- caktır çünkü. Emeklilik geldiğinde ise düşünceler epey değişiktir. Bu yaştan sonra okuyup da ne olacaktır? Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi şöylenemez? A) Okumamak için değişik nedenler ileri sürüldüğü B) Okumanın, gereksiz bir iş olarak görüldüğü Kitap okumaya öncelik tanınmadığı D) Okumak için hiçbir özveride bulunulmadığı E) Kitap okumak için zaman olmadığı 3. Tüm pla like C
HOCAM
34. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yok-
tur?
ADört Köşeli Üçgen romanı kaç yılında kim tarafından yazıl-
mıştır?
B) Dört Köşeli Üçgen romanında hangi deneysel yenilikler
görülmektedir?
C) Dört Köşeli Üçgen romanı Salah Birsel'in denemeciğinden
izler taşır mı?
D) Dört Köşeli Üçgen neden deneme tarzında kaleme alınmış
bir roman örneği olarak sayılabilir?
E) Dört Köşeli Üçgen hangi edebî akımların etkili olduğu
dönemde yayımlanmıştır?
12
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
HOCAM 34. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yok- tur? ADört Köşeli Üçgen romanı kaç yılında kim tarafından yazıl- mıştır? B) Dört Köşeli Üçgen romanında hangi deneysel yenilikler görülmektedir? C) Dört Köşeli Üçgen romanı Salah Birsel'in denemeciğinden izler taşır mı? D) Dört Köşeli Üçgen neden deneme tarzında kaleme alınmış bir roman örneği olarak sayılabilir? E) Dört Köşeli Üçgen hangi edebî akımların etkili olduğu dönemde yayımlanmıştır? 12
ay
SIN
E) lyi
kının bu potansiyel çerçevesinde ciddi maddi imka-
na sahip oldukları
10. Bugünün psikolojisinin tartışma konularından biri de ço-
cukluğa dönüş konusudur. Söz gelimi tedavi amaçlı kulla-
nilan Freuid'in psikanaliz yöntemi de çocukluğa dönüştür.
Zira başat olana dönüş, fırtınalı hayatın içinde tahrip olan
insani kişiliğin tedavisinde önemli bir etken olarak kabul
edilir. Diğer alanlarda da çocukluğa dönmek gerektiği
tışılmaktadır. Örneğin Dr. Yahya Kaidi, "Çocuklar İçin Fel-
sefe" konulu bir oturumda şöyle diyor: "Felsefe, soru sor-
maktır. Çocuklar konuşur konuşmaz soru sorarlar. Bun-
lar hangi okulda soru sormayı öğrendiler? Çocuklar 'do-
ğal felsefecidirler.' Bu nedenle çocuklar bize kıyasla da-
ha iyi felsefe yapabilirler."
inme
Edebiyat
Bu parçaya göre çocukların doğal felsefeci olması-
nın nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ortamları çok iyi takip edip yorumlamayı bilmeleri
B) Zihinleri özgür olduğundan rahat düşünüp yorumla-
maları
Chinlerinde doğuştan gelen bir yetenek yatması
Psikanalizin etkisinin çocuklarda çok görülmesi
E) Psikolojilerinin sürekli değişkenlik göstermesi
12.
5
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
ay SIN E) lyi kının bu potansiyel çerçevesinde ciddi maddi imka- na sahip oldukları 10. Bugünün psikolojisinin tartışma konularından biri de ço- cukluğa dönüş konusudur. Söz gelimi tedavi amaçlı kulla- nilan Freuid'in psikanaliz yöntemi de çocukluğa dönüştür. Zira başat olana dönüş, fırtınalı hayatın içinde tahrip olan insani kişiliğin tedavisinde önemli bir etken olarak kabul edilir. Diğer alanlarda da çocukluğa dönmek gerektiği tışılmaktadır. Örneğin Dr. Yahya Kaidi, "Çocuklar İçin Fel- sefe" konulu bir oturumda şöyle diyor: "Felsefe, soru sor- maktır. Çocuklar konuşur konuşmaz soru sorarlar. Bun- lar hangi okulda soru sormayı öğrendiler? Çocuklar 'do- ğal felsefecidirler.' Bu nedenle çocuklar bize kıyasla da- ha iyi felsefe yapabilirler." inme Edebiyat Bu parçaya göre çocukların doğal felsefeci olması- nın nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Ortamları çok iyi takip edip yorumlamayı bilmeleri B) Zihinleri özgür olduğundan rahat düşünüp yorumla- maları Chinlerinde doğuştan gelen bir yetenek yatması Psikanalizin etkisinin çocuklarda çok görülmesi E) Psikolojilerinin sürekli değişkenlik göstermesi 12. 5
ak
ari
Sy
8. İnsan, nasıl bir kitap okumak istiyorsa öylesini de yazma
istiyor! İşte ben de bu kitabı yazmaya başlamadan umu
ları, sevinçleri anlatan bir roman düşlüyordum. Ayrıc
hem duyguları derinlemesine veren bir aşk romanı, her
de bunun bir düşünce boyutu olsun ve bana bir şeyle
anlatsın, diyordum/ --
----
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getiri
lebilir?
A) Bu romanımın kurgusu, yazdığım diğer romanlar
dan çok farklı olmalıydı.
-B-O günlerde yazacağım romanın çizgileri, düşün-
cemde yeni yeni belirmeye başlamıştı.
-Romanımda çelişkileri ortaya koymak, başarısızlık
ları umutlarla anlatmak istiyordum.
DO dönemin karakterini oluşturmak için bazı yazar.
larla konuşmam gerekiyordu.
EOkuyup bitirdikten sonra da içimde bir şeyler kalsın,
kalabilsin.
2.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
ak ari Sy 8. İnsan, nasıl bir kitap okumak istiyorsa öylesini de yazma istiyor! İşte ben de bu kitabı yazmaya başlamadan umu ları, sevinçleri anlatan bir roman düşlüyordum. Ayrıc hem duyguları derinlemesine veren bir aşk romanı, her de bunun bir düşünce boyutu olsun ve bana bir şeyle anlatsın, diyordum/ -- ---- Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getiri lebilir? A) Bu romanımın kurgusu, yazdığım diğer romanlar dan çok farklı olmalıydı. -B-O günlerde yazacağım romanın çizgileri, düşün- cemde yeni yeni belirmeye başlamıştı. -Romanımda çelişkileri ortaya koymak, başarısızlık ları umutlarla anlatmak istiyordum. DO dönemin karakterini oluşturmak için bazı yazar. larla konuşmam gerekiyordu. EOkuyup bitirdikten sonra da içimde bir şeyler kalsın, kalabilsin. 2.
3,
llarda
m, bu
m gól
varir
Bir del
da
p bu su
retleri
ni
Ditin
mün
in
taya
adığı
bisa
e
eski
stalık
J
en
dar
11
35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Birine ya da bir şeye zarar verme amacı taşıyan ve
toplumsal açıdan hoş karşılanmayan davranışları
"saldırgan" olarak niteleriz. Ciddi uyum ve davranış
bozukluklarında görülen saldırganlık sıklıkla, zeká
geriliğinin veya psikolojik bir reaksiyonun bir belirtisi
olabilir. Bu tür davranışlar, beyin zarı iltihabı, beyin
zedelenmesi gibi fizyolojik sorunlar sonucunda
görülebildiği gibi bu tür davranışların ödüllendirilmesi, kati
ebeveyn tutumları, sevgisizlik ve anlayışsızlık gibi
nedenlerden de kaynaklanabilir. Saldırganlığı daha çok
toplum dışına itilmiş kişilerin sergilediğine inanıyoruz.
Ancak günümüzde, saldırganlığın anti-sosyal bir güdü
olduğu kanısı önemini yitiriyor. Kimi araştırmacılar,
saldırganlığın en iyi, toplumsal ilişkilerin dinamikleri içinde
anlaşılabileceğini savunuyorlar. Çünkü saldırganlığa yol
açan çatışmalar, birbirleriyle ilişki içinde olan bireyler ya da
gruplar arasında oluyor. Saldırganlıktan ne anladığımız
kişiden kişiye değişebilir ancak saldırganlık dürtüsünün
şiddete dönüşmesi, bir toplumun tüm bireylerini etkileyen
bir sorun. Bununla birlikte yaşamı sürdürmenin karşılıklı iş
birliğine dayandığı topluluklarda saldırganlık, ilişkileri
koruyabilmek için kısıtlanmak zorunda.
35. Bu parçadan "saldırganlık"la ilgili olarak
1. Baskılanmasının, zamanla daha büyük sorunlara yol
açtığı
Kişilerin kendini koruma dürtüsüyle başvurduğunda
toplumca olağan karşılandığı
III. Birbiriyle yakın ilişkide olan insanlar arasında doğan
çatışmalar sonucu ortaya çıkabildiğ
IV. Bireysel bir davranış biçimi olsa da sonuçları itibarıyla
toplumsal bir sorun olduğu
yargılarından hangileri çıkarılamaz?
A) I vell
IV
D) e IV
B)
El Yalnız IV
36. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi saldırganlığın
nedenlerinden biri değildir?
A) Şiddet içerikli davranışların teşvik edilmesi
B) Beyinde meydana gelen fiziksel hasar
C) Yakın çevre baskısı ve iletişimsizlik
akyetii
QToplum dişina itilmenin verdiği mutsuzluk
E) Zibains kapasitenin sınırlı olması
Diğer sayfaya geçiniz
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
3, llarda m, bu m gól varir Bir del da p bu su retleri ni Ditin mün in taya adığı bisa e eski stalık J en dar 11 35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Birine ya da bir şeye zarar verme amacı taşıyan ve toplumsal açıdan hoş karşılanmayan davranışları "saldırgan" olarak niteleriz. Ciddi uyum ve davranış bozukluklarında görülen saldırganlık sıklıkla, zeká geriliğinin veya psikolojik bir reaksiyonun bir belirtisi olabilir. Bu tür davranışlar, beyin zarı iltihabı, beyin zedelenmesi gibi fizyolojik sorunlar sonucunda görülebildiği gibi bu tür davranışların ödüllendirilmesi, kati ebeveyn tutumları, sevgisizlik ve anlayışsızlık gibi nedenlerden de kaynaklanabilir. Saldırganlığı daha çok toplum dışına itilmiş kişilerin sergilediğine inanıyoruz. Ancak günümüzde, saldırganlığın anti-sosyal bir güdü olduğu kanısı önemini yitiriyor. Kimi araştırmacılar, saldırganlığın en iyi, toplumsal ilişkilerin dinamikleri içinde anlaşılabileceğini savunuyorlar. Çünkü saldırganlığa yol açan çatışmalar, birbirleriyle ilişki içinde olan bireyler ya da gruplar arasında oluyor. Saldırganlıktan ne anladığımız kişiden kişiye değişebilir ancak saldırganlık dürtüsünün şiddete dönüşmesi, bir toplumun tüm bireylerini etkileyen bir sorun. Bununla birlikte yaşamı sürdürmenin karşılıklı iş birliğine dayandığı topluluklarda saldırganlık, ilişkileri koruyabilmek için kısıtlanmak zorunda. 35. Bu parçadan "saldırganlık"la ilgili olarak 1. Baskılanmasının, zamanla daha büyük sorunlara yol açtığı Kişilerin kendini koruma dürtüsüyle başvurduğunda toplumca olağan karşılandığı III. Birbiriyle yakın ilişkide olan insanlar arasında doğan çatışmalar sonucu ortaya çıkabildiğ IV. Bireysel bir davranış biçimi olsa da sonuçları itibarıyla toplumsal bir sorun olduğu yargılarından hangileri çıkarılamaz? A) I vell IV D) e IV B) El Yalnız IV 36. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi saldırganlığın nedenlerinden biri değildir? A) Şiddet içerikli davranışların teşvik edilmesi B) Beyinde meydana gelen fiziksel hasar C) Yakın çevre baskısı ve iletişimsizlik akyetii QToplum dişina itilmenin verdiği mutsuzluk E) Zibains kapasitenin sınırlı olması Diğer sayfaya geçiniz
20. Reşat Nuri Güntekin; Yaprak Dökümü adlı romanında, dar
gelirli bir memur ailesinin, değişen sosyo-ekonomik şartlar
içerisinde ahlaki yönden çöküşünü, parçalanıp dağılışını
anlatır. Romanda dikkati çeken en belirgin tema, aynı za
manda eserin de adi olan "yaprak dökümü'dür. Ali Rıza
Bey, zengin bir baba olmadığı için çocuklarının tıpkı bir
ağacın yaprakları gibi birer birer dökülmesine seyirci kalır.
Oğlu Şevket, evli bir kadınla ilişki yaşar. Bu ilişki anlaşılıp
kadın, kocası tarafından terk edilince Şevket bu kadınla
evlenmek zorunda kalır. Büyük kızı Fikret, kardeşleriyle iyi
geçinemez, yaşadığı cehennem hayatından kurtulmak için
elli yaşında, karısını bir süre önce kaybetmiş, üç çocuklu
bir adamla evlenir ve Adapazarı'na gider. Ali Rıza Bey'in
dördüncü çocuğu olan Necla, önce ablasıyla nişanlanan
fakat sırf eski arkadaşlarıyla yolda karşılaşıp konuştuğu
için ablasına hakaret edip onu terk eden, küstah, ahlaksız
bir adamla evlenir. Necla, çok zengin olduğunu düşündü-
ğü bu adamla içinde yaşadığı yoksulluktan kurtulmak, lüks
ve rahat bir şekilde yaşamak hayaliyle evlenir, Suriye'ye
gider. Ali Rıza Bey'in üçüncü çocuğu olan Leyla ise evli ve
çocuk sahibi bir avukatla metres hayatı yaşar. Ali Rıza Bey,
bu çirkin olayı duyunca Leyla'yı evden kovar.
Bu parçada Yaprak Dökümü ile ilgili olarak hangilerin-
den söz edilmemiştir?
1. Adının veriliş öyküsünden
II. Kahramanların özelliklerinden
III. Okuyanda bıraktığı etkiden
IV Yazarın diğer romanlarından ayrılan yönlerinden
A) I ve II.
B) II ve IV.
D) III ve IV.
C) Yalnız III.
E) Yalnız IV.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
20. Reşat Nuri Güntekin; Yaprak Dökümü adlı romanında, dar gelirli bir memur ailesinin, değişen sosyo-ekonomik şartlar içerisinde ahlaki yönden çöküşünü, parçalanıp dağılışını anlatır. Romanda dikkati çeken en belirgin tema, aynı za manda eserin de adi olan "yaprak dökümü'dür. Ali Rıza Bey, zengin bir baba olmadığı için çocuklarının tıpkı bir ağacın yaprakları gibi birer birer dökülmesine seyirci kalır. Oğlu Şevket, evli bir kadınla ilişki yaşar. Bu ilişki anlaşılıp kadın, kocası tarafından terk edilince Şevket bu kadınla evlenmek zorunda kalır. Büyük kızı Fikret, kardeşleriyle iyi geçinemez, yaşadığı cehennem hayatından kurtulmak için elli yaşında, karısını bir süre önce kaybetmiş, üç çocuklu bir adamla evlenir ve Adapazarı'na gider. Ali Rıza Bey'in dördüncü çocuğu olan Necla, önce ablasıyla nişanlanan fakat sırf eski arkadaşlarıyla yolda karşılaşıp konuştuğu için ablasına hakaret edip onu terk eden, küstah, ahlaksız bir adamla evlenir. Necla, çok zengin olduğunu düşündü- ğü bu adamla içinde yaşadığı yoksulluktan kurtulmak, lüks ve rahat bir şekilde yaşamak hayaliyle evlenir, Suriye'ye gider. Ali Rıza Bey'in üçüncü çocuğu olan Leyla ise evli ve çocuk sahibi bir avukatla metres hayatı yaşar. Ali Rıza Bey, bu çirkin olayı duyunca Leyla'yı evden kovar. Bu parçada Yaprak Dökümü ile ilgili olarak hangilerin- den söz edilmemiştir? 1. Adının veriliş öyküsünden II. Kahramanların özelliklerinden III. Okuyanda bıraktığı etkiden IV Yazarın diğer romanlarından ayrılan yönlerinden A) I ve II. B) II ve IV. D) III ve IV. C) Yalnız III. E) Yalnız IV.
e
a
r
e
Ş,
7-
G
13 ve 14. soruları aşağıdaki parçaya
göre cevaplayınız.
Memleketimizde muhtelif zaman ve yerlerde çeşitli
barajlar yapılmaktadır. Bunlar çok yönlü projeler olup
içme ve kullanma suyu temini, elektrik enerjisi üreti-
mi, su taşkınlıklarını önleme ve sulama gayelerine
hizmet eder. Bu tesislere ait projelerin hazırlanma-
sında, nehir sularında süspansiyon hâlde taşınan
toprak materyali devamlı şekilde kontrol edilir; buna
göre barajda belli bir birikimin ne kadar sürede oluşa-
cağı önceden hesaplanmaktadır. Daha açık bir ifade
ile bir barajın, kaç yıl hizmet görebileceği önceden
hesap yolu ile bulunmaktadır. Fakat Türkiye'deki ba-
raj havzalarında ormanlar o kadar süratli bir tempo
ile tahrip edilmektedir ki, havzada meydana gelecek
toprak erozyonunu belli bir süre için hesaplamaya
ve buna dayanarak barajın ömrünü tahmine imkân
yoktur. Zira barajlar büyük bir tolerans payı verilerek
hesaplanan zamandan önce çamurla dolmaktadır.
13. Bu parçadan hareketle barajlarla ilgili aşağıdaki-
lerden hangisine ulaşılamaz?
AYÜlkemizde yapılanların kullanım ömrünün net
olarak bilinmediğine
Farklı yerlerde değişik amaçlarla yapıldıklarına
C) Projelerin birçok ayrıntı göz önüne alınarak
hazırlandığına
D) Yapıldığı bölgeye tahmin edilenden daha çok
zarar verdiğine
Yapılan bölgede doğal bitki örtüsüne zarar veril-
diğine
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
e a r e Ş, 7- G 13 ve 14. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Memleketimizde muhtelif zaman ve yerlerde çeşitli barajlar yapılmaktadır. Bunlar çok yönlü projeler olup içme ve kullanma suyu temini, elektrik enerjisi üreti- mi, su taşkınlıklarını önleme ve sulama gayelerine hizmet eder. Bu tesislere ait projelerin hazırlanma- sında, nehir sularında süspansiyon hâlde taşınan toprak materyali devamlı şekilde kontrol edilir; buna göre barajda belli bir birikimin ne kadar sürede oluşa- cağı önceden hesaplanmaktadır. Daha açık bir ifade ile bir barajın, kaç yıl hizmet görebileceği önceden hesap yolu ile bulunmaktadır. Fakat Türkiye'deki ba- raj havzalarında ormanlar o kadar süratli bir tempo ile tahrip edilmektedir ki, havzada meydana gelecek toprak erozyonunu belli bir süre için hesaplamaya ve buna dayanarak barajın ömrünü tahmine imkân yoktur. Zira barajlar büyük bir tolerans payı verilerek hesaplanan zamandan önce çamurla dolmaktadır. 13. Bu parçadan hareketle barajlarla ilgili aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılamaz? AYÜlkemizde yapılanların kullanım ömrünün net olarak bilinmediğine Farklı yerlerde değişik amaçlarla yapıldıklarına C) Projelerin birçok ayrıntı göz önüne alınarak hazırlandığına D) Yapıldığı bölgeye tahmin edilenden daha çok zarar verdiğine Yapılan bölgede doğal bitki örtüsüne zarar veril- diğine
ngö-
yok
tanı-
her-
satıl-
lere
tari-
-ünü-
larını
ama-
ala-
ramı,
rinde
dâhil
eleş-
satış
debi-
ardan
a baş-
Prf Yayınları
Test
11
Hilmi Yavuz, "Şiir dil iken kapalı, söz iken açık yapıttır." der. Dil ve
söz ayrımının önemi ikinci durumda ortaya çıkar. Dil kapalıdır çün-
kü herkes tarafından aynı biçimde anlaşılır. Kapalılık anlaşılmazlık
değildir aksine tek anlamlılıktır. Şiir, söze dönüştükçe farklı anlam-
lara kavuşmaya başlar. Şiirin söz olması üretim aşamasına işaret
eder. Dil iken şiir kurgulama düzeyindedir. Söze dönüşmesi de-
mek, kullanılan kelimelerin imge olmaya başlaması demektir. Şa-
irin zihnindeki herhangi bir kelime dilin malı iken şairin o kelimeye
yüklediği yeni anlamlar, çağrışımlar o kelimeyi söze dönüştürür.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Dilin ögeleri sanatçının dokunuşuyla günlük kullanım değer-
lerinin üstüne çıkar.
B) Bir sözcüğün şiirsel bir etki taşıması ahenkli bir söyleyiş özel-
liği olmasına bağlıdır.
C) Şiirdeki anlamıyla bizi büyüleyen bir söz, tek başınayken ay-
ni etkiyi oluşturmayabilir.
7
D) Şair, herkesin kullandığı sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek
onu söz düzeyine taşır.
E) Sözcüklerin farklı anlam katmanlarında izlediği yol şiiri tek bo-
yutluluktan kurtarır.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
ngö- yok tanı- her- satıl- lere tari- -ünü- larını ama- ala- ramı, rinde dâhil eleş- satış debi- ardan a baş- Prf Yayınları Test 11 Hilmi Yavuz, "Şiir dil iken kapalı, söz iken açık yapıttır." der. Dil ve söz ayrımının önemi ikinci durumda ortaya çıkar. Dil kapalıdır çün- kü herkes tarafından aynı biçimde anlaşılır. Kapalılık anlaşılmazlık değildir aksine tek anlamlılıktır. Şiir, söze dönüştükçe farklı anlam- lara kavuşmaya başlar. Şiirin söz olması üretim aşamasına işaret eder. Dil iken şiir kurgulama düzeyindedir. Söze dönüşmesi de- mek, kullanılan kelimelerin imge olmaya başlaması demektir. Şa- irin zihnindeki herhangi bir kelime dilin malı iken şairin o kelimeye yüklediği yeni anlamlar, çağrışımlar o kelimeyi söze dönüştürür. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Dilin ögeleri sanatçının dokunuşuyla günlük kullanım değer- lerinin üstüne çıkar. B) Bir sözcüğün şiirsel bir etki taşıması ahenkli bir söyleyiş özel- liği olmasına bağlıdır. C) Şiirdeki anlamıyla bizi büyüleyen bir söz, tek başınayken ay- ni etkiyi oluşturmayabilir. 7 D) Şair, herkesin kullandığı sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek onu söz düzeyine taşır. E) Sözcüklerin farklı anlam katmanlarında izlediği yol şiiri tek bo- yutluluktan kurtarır.
Antik Çağ kaynaklarında Tenedos adıyla anılan Bozcaada
36 km²'lik yüz ölçümüyle Türkiye'nin üçüncü büyük adası.
Aynı zamanda Çanakkale'nin de bir ilçesi ve de köyü ol-
mayan tek ilçe. Bozcaada, tarihte sayısız istilaya uğramış.
Osmanlıların eski kalıntılar üzerine yeniden yaptığı kale
hem serin hem de panoramayı görmek bakımından en çok
zaman geçirilen yerlerden biri. Polente Deniz Feneri'nin
bulunduğu yer, renkli gün batımlarının keyifle izlendiği bir
yer. Ayazma, adanın en geniş, ulaşımı kolay olduğu için de
en çok insan ağırlayan, upuzun kumsalı boyunca sıralan-
mış gölgelikleriyle başlı başına yaşam alanı olan bir plaj.
5.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada verilen bilgilerden
biri değildir?
A Bozcaada'nın alan genişliğinin ne kadar olduğu
B Bozcaada'nın idari bakımdan nereye bağlı olduğu
Bozcaada Kalesi'nin ilk olarak kimlerce yapıldığı
D) insanların Bozcaada'nın en çok neresinde zaman geçir-
diği
EX Bozcaada'nın denizinin ve plajının bazı niteliklerinin
neler olduğu
tamiem
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
Antik Çağ kaynaklarında Tenedos adıyla anılan Bozcaada 36 km²'lik yüz ölçümüyle Türkiye'nin üçüncü büyük adası. Aynı zamanda Çanakkale'nin de bir ilçesi ve de köyü ol- mayan tek ilçe. Bozcaada, tarihte sayısız istilaya uğramış. Osmanlıların eski kalıntılar üzerine yeniden yaptığı kale hem serin hem de panoramayı görmek bakımından en çok zaman geçirilen yerlerden biri. Polente Deniz Feneri'nin bulunduğu yer, renkli gün batımlarının keyifle izlendiği bir yer. Ayazma, adanın en geniş, ulaşımı kolay olduğu için de en çok insan ağırlayan, upuzun kumsalı boyunca sıralan- mış gölgelikleriyle başlı başına yaşam alanı olan bir plaj. 5. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada verilen bilgilerden biri değildir? A Bozcaada'nın alan genişliğinin ne kadar olduğu B Bozcaada'nın idari bakımdan nereye bağlı olduğu Bozcaada Kalesi'nin ilk olarak kimlerce yapıldığı D) insanların Bozcaada'nın en çok neresinde zaman geçir- diği EX Bozcaada'nın denizinin ve plajının bazı niteliklerinin neler olduğu tamiem
Bence bir sanat eserini okurken kaşlarımız çatık, düşüncelerin
ağırlığından yorgun ve son derece ciddi olmak zorunda
değiliz. Sanatın sadece güzele, bir elmas misali parlayan
güzele ulaşmak, insan ruhunda özlü bir yücelik oluşturmak
gibi bir işlevi olmalı. Toplumu eğitmek, yönlendirmek sanatın
görevi değildir.
Bu parçadaki altı çizili sözde “düsünceler"le ilgili olarak
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okuru etkilediği
B) Gösterişli sözcüklerle ifade edildiği
C) Zor yazıldığı
D) Herkesçe algılanamadığı
E) İletisinin yoğun olduğu
YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
Bence bir sanat eserini okurken kaşlarımız çatık, düşüncelerin ağırlığından yorgun ve son derece ciddi olmak zorunda değiliz. Sanatın sadece güzele, bir elmas misali parlayan güzele ulaşmak, insan ruhunda özlü bir yücelik oluşturmak gibi bir işlevi olmalı. Toplumu eğitmek, yönlendirmek sanatın görevi değildir. Bu parçadaki altı çizili sözde “düsünceler"le ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Okuru etkilediği B) Gösterişli sözcüklerle ifade edildiği C) Zor yazıldığı D) Herkesçe algılanamadığı E) İletisinin yoğun olduğu YAYINLARI
2. SERI
19. I. Maalesef bu sorunun çözümü yok ama kullanım hata-
larından kaçınılırsa bunu ertelemek mümkündür me-
sela günde dört saat yerine iki saat kullanmak ve ek-
ran parlaklığını azalmak, 60.000 saatlik ömrü olan bu
ekranları kırk yıl sorunsuz kullanmanızı sağlayacaktır.
II. Peki plazma ekranı, bu yarı ömür sorununa karşı ko-
rumak mümkün müdür?
PARAGRAF KAMP
III. Yarı ömür denen bu sorun hücreye ışık şiddetini sağ-
layan iyonize gazın etkisini kaybetmesi ya da azalma-
si ile oluşmaktadır.
IV. Plazma ekranlarda hücrelerin yaydıkları ışık şidde-
tinde belirli bir zaman sonra azalmalar meydana gel-
mektedir.
V. Yarı ömür, ilk kullanıma göre ışık şiddetinin yarı yarıya
azalması anlamına gelmektedir.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dör-
düncü olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV E) V
20. (1) Öğ
farklıl
ve sa
haya
lar/
öğre
sun
ede
rim
old
işl
re
m
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
2. SERI 19. I. Maalesef bu sorunun çözümü yok ama kullanım hata- larından kaçınılırsa bunu ertelemek mümkündür me- sela günde dört saat yerine iki saat kullanmak ve ek- ran parlaklığını azalmak, 60.000 saatlik ömrü olan bu ekranları kırk yıl sorunsuz kullanmanızı sağlayacaktır. II. Peki plazma ekranı, bu yarı ömür sorununa karşı ko- rumak mümkün müdür? PARAGRAF KAMP III. Yarı ömür denen bu sorun hücreye ışık şiddetini sağ- layan iyonize gazın etkisini kaybetmesi ya da azalma- si ile oluşmaktadır. IV. Plazma ekranlarda hücrelerin yaydıkları ışık şidde- tinde belirli bir zaman sonra azalmalar meydana gel- mektedir. V. Yarı ömür, ilk kullanıma göre ışık şiddetinin yarı yarıya azalması anlamına gelmektedir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dör- düncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V 20. (1) Öğ farklıl ve sa haya lar/ öğre sun ede rim old işl re m
slirler" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Karmaşık bir kurguya sahip olması
B Anlamının açık ve anlaşılır olması
C) Her okuyuşta farklı bir yönden yorumlanabilmesi
D) İmgeye dayalı süslü bir anlatıma sahip olması
E) Etkileyici bir içerik yapısıyla oluşturulması
4. Andre Bazin; "Kuşkusuz her sanat, sanatçının söyle-
yebileceği bir şeyi olduğu ve bunu bir araçla söylediği
ölçüde, kendine göre bir dildir. Bir tablo, bir şiir gibi
işaretler düzenlemesidir; sonucu, duyguları ve düşün-
celeri aktarmaktır. Sinema bu yüzden diğer sanatla-
rin bir devamı olmaktan başka bir şey değildir. Ancak
sinemanın anlatım olanakları geleneksel sanatlardan
öylesine zengin ve değişiktir ki sinemayı ayrıca ele
almak ve konuşma diliyle gerçekten boy ölçüşebilen
tek anlatım tekniği saymak daha doğru olur." der. Ba-
zin için sinema çağın dilidir. En geniş anlamıyla dil,
insanların düşündükleri ve duyduklarını anlatmak için
kullandıkları her türlü işaret, özellikle görsel ve ses
işaretler dizgesidir. Bu açıdan bakıldığında sinema
dünyanın en evrensel dilidir. Çünkü sinema dili ile her-
hangi bir ülkede yapılan filmin kimi bölümleri, diğer bir
dili konuşan bir ülkede de rahatlıkla anlaşılabilir.
BUTY
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Tanımlama
C) Karşılaştırma
E) ileme
B) Alıntı yapma
D) Benzetme
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
slirler" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Karmaşık bir kurguya sahip olması B Anlamının açık ve anlaşılır olması C) Her okuyuşta farklı bir yönden yorumlanabilmesi D) İmgeye dayalı süslü bir anlatıma sahip olması E) Etkileyici bir içerik yapısıyla oluşturulması 4. Andre Bazin; "Kuşkusuz her sanat, sanatçının söyle- yebileceği bir şeyi olduğu ve bunu bir araçla söylediği ölçüde, kendine göre bir dildir. Bir tablo, bir şiir gibi işaretler düzenlemesidir; sonucu, duyguları ve düşün- celeri aktarmaktır. Sinema bu yüzden diğer sanatla- rin bir devamı olmaktan başka bir şey değildir. Ancak sinemanın anlatım olanakları geleneksel sanatlardan öylesine zengin ve değişiktir ki sinemayı ayrıca ele almak ve konuşma diliyle gerçekten boy ölçüşebilen tek anlatım tekniği saymak daha doğru olur." der. Ba- zin için sinema çağın dilidir. En geniş anlamıyla dil, insanların düşündükleri ve duyduklarını anlatmak için kullandıkları her türlü işaret, özellikle görsel ve ses işaretler dizgesidir. Bu açıdan bakıldığında sinema dünyanın en evrensel dilidir. Çünkü sinema dili ile her- hangi bir ülkede yapılan filmin kimi bölümleri, diğer bir dili konuşan bir ülkede de rahatlıkla anlaşılabilir. BUTY Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Tanımlama C) Karşılaştırma E) ileme B) Alıntı yapma D) Benzetme Diğer sayfaya geçiniz.