Paragrafın Yapısı Soruları

24. Dönüşüyoruz, değişiyoruz. Yıllar geçiyor, çağlar değişiyor, kuşaklar değişiyor, kültür değişiyor, toplum değişiyor... Zamanın eli; ruhumuza, duygularımıza, düşüncelerimize, davranışlarımıza dokunmadan geçmiyor. Bu dokunuş; toplum, kültür ve insan üzerinde derin bir yara izine dönüşüyor. Ve bu derin yara izi insanlığa ne yazık ki büyük bir bilinçle, kötü niyetle ve kasten bırakılıyor. non Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Kişinin kaçınılmaz olarak aldığı yaraların ruhuna olan zararları zamanla yok olur. B) Kuşaklar ve kültürün değişmesi sırasında bunu en az hasarla atlatmaya çalışırız. C) Zamanın etkisiyle yaşadığımız bazı dönüşüm ve değişimler çok olumsuzdur. D) Her çağ, bir öncekinin kötü olduğunu ve kendisinin geleceği oluşturduğunu düşünür. E) Düşünce ve davranışlarımıza yansımayan değişim ve dönüşümlerde samimiyet olmalıdır. Diğer sayfaya geçiniz.

17. Bu, yazarların kendilerine sunulan geniş imkânları kul- lanmak istemeleri ve bu anlatıların hayatın aynası olduğunu düşünmelerinden kaynaklanır. Modern anlayış ise seçme ve yoğunlaşma olmadan her şeyin tüm detayıyla anlatılmasını bir kusur olarak görür. Modern roman ve hikâye anlayışını benimseyen sanatçılar, anlatının yapısını zedeleyeceği, bir yığın gereksiz bilgiyle anlatıyı okuyucunun gözünde sıkıcı hâle getireceği ve asıl dikkat edilmesi gereken önemli yerle- rin bile bu yığının gölgesinde kalarak kaybolacağı endişesi- ni taşırlar. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Klasik eserlerde yazarlar, hayatın gerçekliğini dile geti- rirken kişiliğini yansıtmaktan çekinmez. B) Geleneksel roman ve hikâye anlayışında yazarlar; olay- ları, durumları, kişileri, mekânı uzun uzadıya anlatır. C) Eski dönem yazarları, kusursuz olanı bulana dek eser- lerini hiç usanmadan yeniden oluşturmayı dener. D)) Gerçekliği içtenlikle dile getiren geleneksel yazarlar, oku- yucunun hiçbir detayı kaçırmasını istemez. E) Geleneksel anlatıda yazarlar, modern anlayışın aksine kısa bir kesit yerine uzun bir zaman dilimini anlatmayı yeğler.

P Divan edebiyatı eserlerinde aşk, âşık ve mâşuk kalibi her zaman bulunur. (1) Aşk uzlaşımsaldır yani temel özellikleri hiç değişmez. (II) Bütün aşklar tek yanlıdır; âşık hep sever, acı çeker, hiçbir karşılık görmez, her zaman sevdiğinden ayrı kalışını dile getirir, ayrıca âşığın rakipleri de vardır. (III) Bu yüzden âşık, kıskançlık içinde kıvranıp durur; se- vilen ise âşığına ilgisiz davranıp onu tanımazlıktan gelir. (IV) Divan şiirinde aşk, beşerî ve ilahi olmak üzere iki türlü işlenmiştir. (V) Beşerî aşk, yaşama bağlı şairler tarafından din dışı bir anlayışla ele alınırken ilahi aşkta amaç, mutlak güzellik olan Tanrı'ya kavuşmaktır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

21221208 E) V A) I B) II C) III D) IV 22. (1) Teknoloji, sporun gelişimine yardımcı olurken diğer yandan spora yeni branşların eklenmesini de sağlamıştır. (II) Spor ilgili artık yeni bir kavram var: E-spor (elektronik spor). (III) Çoğu kişinin henüz e-spor kavramından haberi yoktur. (IV) E-spor, çevrim içi oyunlar üzerine kurulu bir spor dalıdır. (V) Elektronik spor için net bir tanım yoktur. (VI) Profesyonel oyunculuk olarak rekabetçi oyunculuğa eş tutulmaktadır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI 6

ETHO 7. Okuma kitapları için yazılan ya da seçilen metinlerin, özel- likle temel eğitim aşamasında, çocuğa görelikten yoksun çocuksu bir NUBA vardır. Bu cümlede boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerin hangisi getirilemez? A) niteliği modB) özelliği C) yanı D) tarafı E) artısı meine 10

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik sözcük farklı bir yolla oluşturulmuştur? A) Kabul etmediğimiz teklifler gün geçmiyor ki bir daha yapılsın. B) Gençlerin son zamanlarda yaptıklarını kimse dü- şünebildi mi? C) Vazgeçemediğim bir arabam olmasını ben iste- mez miyim? D) Kadınlara bu konuda hiç de reddedemeyecekleri bir teklif yaptı. E) Malatya'nın birbirinden güzel ilçelerinde biz de geziverdik. GENEL YETENEK. SÖZEL BÖLÜM 20. "Bil ha SC A C

24. "Romantik'ler sanatın anlamını devrim sayılabilecek ölçüde değiştirdiler Klasik estetiğin orantı, uyum, düzenlilik gibi normları artık eserde aranan nitelikler olmadığı gibi orantısızlık, uyumsuzluk ve düzensizlik kurmacanın kurucu ilkelerine dönüştü. Sonsuzluğa karşı sonluluk, sürekliliğe karşı süreksizlik, bütünlüğe karşı parçalılık... Romantizm sanata kendince anlamayı ve anlamlandırmayı getirdi; bireyin neyi gördüğü değil, nasıl gördüğü daha önemli hâle geldi. Bu parçaya göre romantikler hakkında aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A Sanattaki "güzellik" kavramının ölçütlerini değiştirdikleri B) Kendilerinden önceki sanat hareketine tepki duydukları C) Klasik sanatın "kalıcılık" iddiasına karşı "geçicilik" ve "ölümlülük" fikrini savunmuşlardır. D) Klasik sanattaki nesnel yansıtmaya karşı kişisel görüşe önem veren bir anlayış oluşturmuşlardır. E) Sanat eserinin bütünsel bir estetik yapı oluşturması gerektiğini savunmuşlardır.

ÖZEL SERİ OMOO-SS.00TYT02 / TÜRKÇE 23. Bir bestenin anlamı yok mudur? Vardır. Bir bestenin anlamı, sizin o besteyi dinlerken duyduğunuz, düşündüğünüz şeydir. Ama o besteyi dinlerken duyduğunuz, düşündüğünüz şeyleri sözle anlatamazsınız. Kaldı ki ----. Dolayısıyla çözümlemeye çalıştıklarınız, uzun uzadıya anlattıklarınız; bir başkasına büsbütün anlamsız gelebilir. Bir beste, her ruhun içinde sadece ona özgü kıpırtılar uyandırır, sanatın öznelliği budur. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? mun blebagisq us A her dinleyen, o besteden farklı şeyler duyumsar, onunla ilgili farklı şeyler düşünür B) herkes sanatın başka bir türüne ilgi duyabilir A C) musikinin evrensel bir dili olması, tek anlamı ifade ettiğini göstermez D) söz, çoğu zaman müziğin arka planında durur E) bir bestenin sözle ifade edilmeye çalışılması onu sınırlamaktır

Hidrodinamik alanında çalışan araştırmacılar tarafından yürütülen bir projede kalamarların hareket mekanizmasının modellenip mekanik bir kalamara aktarılması hedefleniyor. Kalamarların karınlarına ne kadar su aldıkları, suyu hangi hızda püskürttükleri, ürettiği itki kuvveti ve yüzme sırasında suyun uyguladığı direncin büyüklüğü; kalamarların yüzme ve yön bulma mekanizmalarını anlamada temel oluşturan değişkenler. Bu değişkenlerin etkileşiminin yarattığı sisin dağıtılması ile robot kalamar tasarımı için gereken akış fiziği belirlenmiş olacak. Robot kalamarın kaderi de hareket mekanizmasının doğal modeli bire bir taklit edebilmesine bağlı. Bu projede ayrıca robot kalamarın pervane gibi mekanik parçalardan kurtulup tamamen sessizce ilerleyebilmesi de hedefleniyor. Bunun yanı sıra kalamarın gövde boşluklarına kamera, ışık ve robot kol gibi uzaktan kontrol edilebilen araçlar eklenmesi 35. düşünülüyor. Böylece robot kalamarın su altı keşifleri ve arama kurtarma görevlerinde başarılı olması bekleniyor. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Her bir değişkenin özelliğini belirgin bir biçimde koruması B) Birbirini etkileyebilecek değişken sayısının çoğaltılması C) Değişkenlerin işlevinin açık bir şekilde anlaşılması D) Değişkenlerin hareket üzerindeki etkisini azaltması E) Değişkenlerle farklı robot modellerinin yapılması

5. TYT - Türkçe 1. Yeryüzü için birçok faydası bulunan yemyeşil ormanlar, çok sayıda ağaç barındırır. Her bir ağaçtaki yaprak sayısı düşünüldüğünde ağaçların neden çok büyük bir oksijen kaynağı olduğu anlaşılabilir. II. Ormanların atmosferdeki gazların dengesinin korunmasında önemli etkileri vardır. Ağaçlar güneş ışığı yardımıyla suyu ve karbondioksidi fotosentez sonucu besine dönüştürürken atmosfere oksijen salar. Yetişkin bir çam ağacı 40 insanın bir saatte havaya verdiği karbondioksidi bir saatte oksijene dönüştürebilir. Il numaralı parçanın I numaralı parça ile ilişkisini aşağıdakilerden hangisi açıklar? A) Düşüncelerin benzer yönlerini ortaya koymak B) Anlatılan konunun eksik yönlerinden bahsetmek Farklı üsluplarla aynı konuyu benzer nedenlerle açıklamak D) Aktarılanların her durumda geçerliliğini koruduğunu savunmak E) Verilen düşünceyi pekiştirmeye yönelik örnekler sunmak 6. YAYINLARI LİMİT

38. (1) Her parfüm şişesi bir tasarımdır ve 19. yüzyıl sonundan bu yana, yalnızca içindeki kokuyu sakla- mak için değil, özel bir kimliği tamamlamak üzere, içeriğiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak tasarlanıyor. (II) Onun tasarım hikâyesini diğer objelerinkinden ayıran, farklı katmanlarda okunmasına olanak sağlayarak zenginleştiren en önemli özellik de bu zaten. (III) Ayrıca parfüm, duyular tahtında “gör- me'nin oturduğu bir uygarlık içinde, akılcı insan için hep biraz gizemli kalan "koklama" duyusuna sesleniyor. (IV) Kokuları gibi uçucu ve çoğul an- lamlar içeren ticari parfüm şişelerinin, Fransa'dan başlayarak uluslararası platformlara taşınan, gide- rek "Haute-Couture" ve diğer lüks tüketim ürünle- riyle birleşerek yazılan tarihinde birbirinden ilginç sayfalar var. (V) Parfüm ve parfümü saklamakta kullanılan özel kaplar, binlerce yıl öncesinden beri varlıklarını sürdürüyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi- si anlatımın akışını bozmaktadır? A) 1 B) || C) | D) IV E) V 40. Ge Ge larc cul be ra ist ets yo Ge be he şa la G t C C

X 13. • Vücut sıcaklığından yaklaşık 20 derece düşük olan suda yüzerken damarlar, vücudun normal sıcaklığını korumak için büzüşür. Büzüşen damarlar, açlık hissini bastıran hormonların vücuda yayılmasını engelleyerek açlık hissinin oluşmasına neden olur. Aşağıdakilerden hangisi bu iki cümlede ifade edilenleri anlamca doğru bir biçimde birleştirmiştir? A) Vücudumuzdaki damarlar vücudun normal sıcaklığını korumak için büzüşerek açlık hissini bastıran hormonların vücuda yayılmasına engel olur ve insanda açlık hissi meydana gelir. B) Vücut sıcaklığından yaklaşık 20 derece düşük olan suda yüzerken damarlar vücudun sıcaklığını korumak için büzüştüğünden açlık hissini bastıran hormonların vücuda yayılması engellenerek açlık hissi bastırılır. C) İnsan vücudundan yaklaşık 20 derece düşük olan suda yüzerken açlık hissini bastıran hormonlar salgılanmadığı için damarlar büzüşerek vücudu soğuktan korur ve açlık hissi oluşturur. D) Yüzerken açlık hissi, damarların, vücudu yaklaşık 20 derece düşük olan su sıcaklığından korumak için büzüşüp açlık hissini bastıran hormonların vücuda yayılmasını engellemesiyle oluşur. E) Vücudu soğuktan korumakla görevli damarlar vücut sıcaklığından yaklaşık 20 derece düşük olan suda yüzerken büzüşerek açlık hissini bastıran hormonların salgılanmasını engellediğinden insanda acıkma hissi oluşur.

--- 33. Bu, sanatçıya olan bakışımızın yanlışlığından kaynaklanır. Aslında okurken, dinlerken, seyrederken karşımızda yalnızca yapit vardır; kalıcı olan tek şey de o olacaktır. Yapıt gerçekten değerliyse, yadsıyamayacağımız bir sanatsal özelliği içinde taşıyorsa onun taşıdığı güzelliği bozacak her şeyi kafamızdan silmemiz gerekir. Buna, yazarın bizzat kendisi de dâhildir. X Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Yazarların eserlerinde anlattıklarıyla gerçekte savunduğu düşünceler zaman ve şartlara bağlı olarak çelişebilir B) Yazar veya şairlerin yapıtlarında ortaya koydukları kurgusal gerçekliğin yazarın yaşamından beslendiğini fark etmeyiz C) Her sanatçının ilk olarak toplumsal faydayı gözetmesi gerektiği şeklinde yanlış bir düşünce vardır birçok okurda D) Bir yazarın gerçek yaşamda, eserlerinde çizdiğinin tam tersi bir kişiliğe sahip olduğunu öğrenince hayal kırıklığı yaşarız E) Yazarların yaşamda gördüklerini olduğu gibi yansıtmasını estetik açıdan çoğu zaman doğru bulmayız

A A 6. (1) Zeigarnik Etkisi, ilk kez Rus psikolog Bluma Zeigar- nik tarafından 1920 yılında ortaya atılmış bir psikolojik terimdir. (II) O dönemde bir doktora öğrencisi olan Ze igarnik, arkadaşları ile beraber gittikleri bir restoranda sipariş alan garsonu izlerken garsonun davranışların- dan yola çıkarak birtakım varsayımlarda bulunmuştur. (III) Garson aldığı siparişleri kâğıda yazmamakta, ak- linda tutabilmekte, siparişler ve servis tamamlanana kadar da hatırlayabilmekteydi. (IV) Bunu nasıl başar- dığını garsona sorduğunda garson, siparişleri aklında tuttuğunu ama siparişi servis ettiğinde bu bilgiyi zih- ninden sildiğini söylemişti. (V) Bunun üzerine Bluma Zeigarnik ve hocası Kurt Kewin çeşitli araştırmalar ve deneyler yapmaya karar verdiler. Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde Zeigarnik Etkisi hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede. psikolojik terimin tanımı yapılarak or- taya cıkış yılından söz edilmiştir. B) II. cümlede, adı geçen olgunun nasıl tespit edildi- ğinden bahsedilmiştir. C) III. cümlede, garsonun davranışlarına ilişkin nesnel yargılar kullanılmıştır. DV. cümlede, garsonun farklı durumlar karşısındaki tutumları karşılaştırılmıştır. E) V. cümlede, söz konusu araştırmaları yapanların kim olduğu belirtilmiştir. CAP yapilmamis psikologik terimin tenimi . ?

(1) Gençlerin okuma oranında düşüş olmasına rağmen çocuk kitaplannin satışında sürekli bir artış var. (II) Ebeveynler, kitapları çocuklarına sesli okumanın onların gelişiminde ne kadar önemli olduğunun farkındalar. (III) Aynı zamanda kitaplar hedef okuyucu kitleyle bağ kurabiliyor çünkü belirli yaş gruplarına göre çok fazla çeşitlilik var. (IV) Küresel boyuttaki satış rakamları, kitap fiyatlarının yüksek olduğu zamanlarda bile insanların çocuk kitapları satın aldığını gösteriyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede okuma oranı ile kitap satışı ilişkilendirilerek karşılaştırılmıştır. B) II. cümlede ailelerin nasıl ve neden kitap okuduğu bilinci üzerinde durulmuştur. C) II. cümle; I. cümlenin gerekçesidir, hangi sebebin artışta etkili olduğu ifade edilmiştir. DY III. cümlede kitap okuma artışını etkileyen başka bir etmen ifade edilmiştir . Div IV. cümlede çocuk kitaplarının satışıyla ilgili sayısal verilere yer verilmiştir .

Oç aydir yoğun bir çalışma sürecindeyiz. Herkes şine odak- anmş bir şekilde, can a başla çalışuyor. Bu süreçte büro şefi sier - istese de kimse buna müsaade etmiyor. İş er bar : emrivakiyle ger dönülmez bir noktaya ge rse sikint:ya düşen biz oluruz çünkü. Bu parçadaki boşluğa, anlam akışına göre aşağıdaki deyimlerden hangisinin getirilmesi uygundur? AD yoluna koymai V B) punduna getirmek C) oldubittiye gelirmek b) gemi azıya almak arap saçına döndürmek