Paragrafın Yapısı Soruları

15. Bir yazar, roman karakterlerine, ne kadar çok ruhsal derinlik kazandırırsa onlar da o kadar çok unutulmazlıga erişmekte. Çünkü ---Ozellikle klasikleşmiş romanlar, kaynağın insan ve toplum gerçeklerinden aldıkları, bu kaynaklardan beslendik- leri için, insan gerçeğinin iz düşümünü tüm somutluguyla ta şir. Dolayısıyla roman, temeldeki tarihsel, toplumsal ve psiko- lojik gerçeklerin yansımalarını içinde barındırır. Toplumu, ta- rihi ve olayları kurmaca dünyasında, olabilirlikler bağlamında anlatırken bir yandan da insanin gerçek dünyasına gönderme- ler yapar. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşa- gidakilerden hangisi getirilmelidir? A) her roman karakteri ister istemez var olduğu toplumun ulusal ve manevi değerlerinin bir yansımasıdır B) yazar kendi iç dünyasını, içinde kopan firtinalan kendi ya- rattviĝi roman karakterine yükler C) bir roman sadece olayları değil, olaylar kontrol eden in sanian da anlamayı mümkün kılmalidir D) roman kişilerinde insana ait bütün evrensel duygular, ya- şantılar içselleşmiş durumdadir E) romanın kahramanlan aynı zamanda insan olarak eksik ve kusurlu yönlerimizi bize duyuran bir sözcüdür TÜRK

(1) Bir bilgisayarın çoğunlukla mekanik ve elektronik aksamları içeren fiziksel kısmına donanım, bu donanımı kullanmamıza ve kontrol etmemize yardıma olan kısmına ise yazılım denir. (11) Donanımlar, bilgisayar ilk üretildici dönemden beri asaky yukarı ayni ogelerden oluşurken yazılımlar çok gelişmiş ve çe. şitlenmiştir. (110) işletim sistemleri, çizim araçları ses ve video oynatıcılar, mesajlaşma araçları hatta internetin kendisi birer yazılımdır. (IV) Oldukça mütevazı bir yazılımla ortaya çıkan ilk bilgisayarlar, bir oda büyüklüğünde tasarlandı ve bu makineyle basit birkaç hesaplama yapıldı (V) Zamanla boyutları bir ma- sanın üzerine sığacak kadar küçülen bilgisayarların kullanımı da kolaylaştı. (VI) internet teknolojisindeki gelişmelerle bir- likte boyutları daha da küçülen bu makineleri; akıllı saat, akıllı bileklik, akıl gözlük gibi giyilebilir aksesuarlar olarak da kul- lanabiliyoruz. (VII) Bu şekilde oldukça işlevsel hale gelen bil. gisayarlar, yaşamımızın ayrılmaz bir parçası durumda. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragrafin hangi cümleyle başlaması uygun olur? B) !! C) IV D) V E) VI

D) miştir? A) Espri ve zekâ arasında yakih ilişkinin olduğuna BY Esprinin, milletlere ve anlayışlara göre değişiklik gös- terdiğine C) Zekânın insan hayatı gibi değişken ve sürekli bir yanı- nin olduğuna D) Zekânın da espri gibi milletlere ve terbiyelere göre de- ğişkenlik gösterdiğine E) Esprinin sürekliliğinin zekânın sürekliliği ile doğru orantılı olduğuna EĞİTİM DÜNYASI 20. Bu parçanın anlatiminda aşağıdakilerden hangisi ağır basamaktadır? Karşılaştırma B) Öylüter C) Tartışma D) Tarik gösterm Bolivieme 23. Eğe lerir yolu Bų ul A 21. Destan motifleri, çoğunlukla kutsal kaynaklardan gel- mekte ve böyle kabul edilmektedir. (1) Destanlardaki motiflerin, Türklerin inancı ve yaşantısı ile sıkı bir bağları vardır. (II) Türk destanlarında hakanların akıl danıştıkla- ri, görmüş geçirmiş, irfan sahibi ve bir bakıma kutsallaş- tırdıkları pîr isimli yaşlı kişiler vardır. (III) “Oğuz kağan Destanı”nda yer alan ve Oğuz kağan'ın akıl hocalığını yapan Uluğ Türk bunun en güzel örneğidir. (IV) İslam sonrası destanlarda bu kişiler "hızır" veya "pir-i fâni” ola- rak görülür. (V) Günümüze gelene kadar isimleri değişen bu kişilerin akıl vermek dışında insanların işlerinin kolay- laşmasına yardım etmek gibi bir özellik kazandıkları da gözlenir. E Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf hangi cümleyle başlar? AT B) C) III D) IV E) V 7 ED - 22TYT01

zlerini aylik v tmey si olu 39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Anadolu'da geleneksel bir hâlk sanatı hâline gelen oyalar, kadının hem süsü hem de düşüncesi olmuştur. (II) Anadolu kadınının elinde, bazen bir aşk namesi: ne, bazen bir şikâyet mektubuna, bazense sayfa say- fa okunan hayat hikâyesine dönüşmüştür. (III) Nişan ve düğün bohçalarını âdeta çiçek bahçesine çeviren boyalar; genç bir kızın başında ayrı, evli bir kadının başında ayrı bir anlama bürünmüştür (IV) Oya ve oyalı yazmalar sadece sanatsal güzellikleriyle değil, e verdikleri ilginç mesajlarla da dikkate değer olmuştur. Zamanla yörelere has özelliklere bürünen oyalar Anadolu'da çeşitli adlarla anılmaya başlamıştır. (VI) Bu arada Anadolu'da XVIII-XIX. yüzyıllarda “Yazmaci- lik Sanatı" en parlak devrini yaşarken Kandilli ve Tokat yazmalarıyla oyalar Anadolu'da da gittikçe gelişmeye ve güzelleşmeye başlamıştır. işma ne b di, iğ gë Bielor 9. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A II B) in CM D) V E) ş *

9 Türkçe 35. I. II. Dünya Savaşı sırasında uçakları tespit edebilen radar istasyonları oluşturan ve pek çok Alman uça- ğını hem gündüz hem de gece düşüren ingiliz ordu- su sahip olduğu teknolojiyi gizlemek ister. II. Ancak bu kulaktan dolma bilgi doğru değildir, havuç daha iyi görmemizi sağlamaz sadece göz sağlımızı korumamıza yardım eder. IN. Bu öykü sadece havuç ticaretinin artmasını ve tüc- carların daha çok kazanmasını sağlar. IV. Pek çoğumuz küçükken aile büyüklerimizden havuç yersek daha iyi görebileceğimizi duymuşuzdur. V. Aslında havucun daha iyi görmemizi sağlayacağı inancı II. Dünya Savaşı'na dayanır. VI. Bu amaçla gazetelerde İngiliz Kraliyet Hava Kuvvet- leri pilotlarının gece görüş yeteneğinin havuç yeme- leriyle ilişkilendirildiği uydurma haberler yayımlatır. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan beşinci olur? A) B) II C) DV E) VI

9. Ne yazık ki biz bugün sokağa çıktığımızda, tarihi- mizin, kendi yurdunda gün günden mekânsız kal- dığını görüyoruz. Başta İstanbul olmak üzere şehir- lerimizin hemen hepsi, dönemsel ve tarihsel işaret- lerini yitiriyor. İstanbul, kendini aynasında seyre- demiyor. Tarihin içi boşaltılırken kültürel ve tarihsel mirasımızın kimi unsurları dekoratif unsurlara dö- nüştürülüyor. Bu parçadaki altı çizili sözle, İstanbul'un hangi piteliği anlatılmak istenmiştir? A) Geçmişini yansıtan değerleri yitirdiği B) Kültürel yozlaşmaya boyun eğdiği C) Tarihsel dokusundaki farklılıkların öne çıktığı D) Eski yapılarının özünün korunamadığı E) Bilinçsiz kentleşme sonucu özgünlüğünü yitir- diği w

B B B TYT 18. Ozu, Japon sineması denince akla gelen ilk yönetmendir. () Toplamda 56 filme imzasını atmış olan bu efsane ismin sektöre girişi, 1923 yılında, sinemaya olan tutkusunun amcası tarafından fark edilmesiyle gerçekleşir. (II) Kısa sürede ilk senaryosunu yazar ve 1927'de yönetmen koltuğuna geçerek "Zange no yaiba" isimli projesini beyaz perdeye taşır. (III) Yönetmen olarak ilk dört sene içerisinde, aralarında kısa filmlerin de bulunduğu, 22 yapım ile Japon sinemasına büyük bir katkıda bulunur. (IV) Sinemasında ölüm ve yaşam temasına çok yer vermiştir. (V) Modern ile gelenekselin karşıtlığına da çok rastlarız. Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine düşüncenin akışına göre "Ozu, tezatlıkların yönetmeni olarak nam salmıştır." cümlesi getirilmelidir? A) 1 B) || C) III DIV E) V

DENEME 1 22. Gençlikte pek çokmuş gibi görünen zaman yaş ilerledikçe azalacaktır. "Ah olanaklı olsa da köşe başlarında şapkamı gelene geçene uzatsam da boş geçirdikleri zamanları içine atmaları için yalvarsam." derken kendine özgü, zamanın bit- mekte olduğunu ne güzel anlatmıştır. Bir insanın içinde ya- şadığı topluma ve bu arada kendine biraz yararlı olabilmesi ancak gençliğin değerini bilmesine, o çağlarda zamanını iyi kullanmasına, dağarcığını özenle doldurmasına bağlıdır. "----" derler. Ihtiyarlığın güçlü olması gençliğinde birçok şey bilme- sine dayanır. En güçlü ihtiyarlar gençliklerini boşa geçirmemiş olanlardır. Eğer insanlık eğiliyorsa onların önünde eğiliyor. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? a e A) Yaşlılık gençlikten daha adildir. f, ği B) Vücut yaşlandıkça kafa da yaşlanır. C) Gençliğin şeytancı onun ihtiyarlığın göksel tacıyla taçla. ek D) Gençlik yaza benzer kocalik kocalık güze. E) Gençlik bilse, ihtiyarlık yapabilse. an do- im A

Bötina - TEST - 3 9 www.pelikankitabevi.com.tr PARÇALA BU SORUYU 1. Bunları seçerken o toplum içinde yaşamış olmak işinizi kolaylaştırır. II. Öyle her aklınıza geleni söylemek mümkün değil- dir. III. Her toplumun gerekleri ve bunu ifade edecek kendine özgü sözcükleri vardır. IV. Zihninizden geçen kelimeleri bile seçmenizde toplum etkili olur. V. Toplumu kontrol etmek ve dağarcığını çıkarmak bunu anlamada size yardımcı olacaktır. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi ilk cümle olur? C) III A) B) II P) E)V Bu soruyu parçaladığına emirim ama gel bir de benden dinle DRO OR

13. (1) Geçtiğimiz yüzyılda insanlık; kitlik, salgın ve savaşları tarihte hiç olmadığı kadar başarıyla dizginlemiştir. (1) Günümüzde obeziteden ölen insan sayısı, gidasızlıktan ölen insan sayısından fazladır. (III) Enfeksiyona bağlı ölümler azalırken yaşlılığa bağlı ölümler gittikçe artıyor. (IV) Gelişen küresel ekonomi modeli ve ülkeler arası ticari anlaşmalarla savaşlar geçmişe kıyasla çok daha az tercih edilir bir yol hâline gelmeye başladı. (V) Bu büyük sorunları nispeten kontrol altına alan insanın yeni gündemi ne olacak? (VI) İnsan yaşamının kutsallığına duyduğumuz inanç ve bilimsel düzenin dinamiklerini göz önüne aldığımızda ölüme karşı savaşın kaçınılmaz olacağına ve tarih boyunca büyük kazanımlar elde etmiş olmamıza rağmen mutluluk seviyemizde önemli bir artış olmayacak. (VII) Insanın iki büyük gündemi ölümsüzlük ve mutluluk arayışı olacağa benziyor. Bu parça ikiye ayrılırsa ikinci parça numaralanmış cümlelerin hangisinden itibaren başlar? D) V. E) VI. C) IV. A) II. B) III.

18. (I) Bilim insanları Machu Picchu'nun düşünülenden çok daha önce inşa edildiğini ortaya koydu. (II) Yeni keşfin, bir zamanlar kıtanın en büyük gücü olan medeniyetinin daha doğru ve tarafsız bir şekilde anlaşılmasını sağlaya- cağını söyleyen araştırmacılar, önceki tarihî kayıtların İs- panyol kâşifler tarafından tutulduğunu ve güvenilir olma- dığını söyledi. (III) UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Peru'daki Machu Picchu, Inka antik medeniyeti- nin merkezi konumunda. (IV) NTV'nin aktardığına göre, araştırma ekibi, Machu Picchu'yu inşa eden imparator Pachacuti'nin iktidara beklenenden daha erken çıktığını ortaya çıkarmak için yeni bir bilimsel yöntem kullandı. (V) Bu durum, Pachacuti'nin fetihlerinin daha erken ger- çekleştiği anlamına geliyor ve İnka İmparatorluğu'nun Kristof Kolomb öncesi Amerika'da nasıl en büyük güç hâline geldiğini açıklamaya yardımcı oluyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi parça- nin anlam akışını bozmaktadır? A) I B) N C) III D) IV E) V

27. O gece Boğaziçi'ne göz gözü görmez yoğun sislerden biri daha çöktü, ortalık süt beyaza kesti. Gemiler sabaha kadar dağ başındaki yaralı hayvanların çığlığını andıran, yürek hoplatan sis düdüklerini çaldılar. Asma köprüyü taşıyan ayaklar, gökyüzüne yükselmiş dev giyotinler gibi göründü. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Benzetmelerden yararlanılmıştır. B) İşitme duyusuna yer verilmiştir. C) Görsel ögelere başvurulmuştur. D) Öznel yargilar kullanılmıştır. E) Örneklemeye başvurulmuştur. 7

30. Victor Hugo kitaplarında kırk bin değişik kelime kullan- mış. Müthiş bir başarı. Bazı yazarlarda bu sayı birkaç bine düşer, bazılarında daha da aza. Yazarın kültürü zayıfladıkça dili de tutuk, güdük ve kısır olmaya baş- lar. Bugün gazetelerde kullanılan Türkçe kelime sayı si herhâlde binli sayılarla ancak ifade edilebilir. O da geniş bir kültür birikimine sahip, çok boyutlu yazarlar- da. Konuşma dilinde ise durumumuz içler acisi. Bu alanda kullanılan kelime sayısı birkaç yüze düşüyor. Aynı kelimeler içinde dönüp duruyor Türkçe Gençler kelime yerine anlamsız sesler çıkarmayı tercih edi- yorlar. "Hoop, uaah, laaaan, heeeeeyt!" gibi seslerle iletişim kurmaya çalışıyorlar. Dünyayı kullandıkları bu dilin sınırları kadar kavriyorlar. Dinledikleri şarkıların sözleri de böyle. Zaten sayıları az olan Türkçe keli- meler, yanlış kullanımlarıyla zihinlere yerleştiriliyor. Bir şarkı: "Jest oldum!" diyor. Bir başkası, “Seni tek geçerim bu âlemde!” nakarating tekrarlıyor. Bunların hangisi Türkçe? 32 Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazarları dilin yaşaması ve gelişmesindeki en önemli konuma sahiptirler. B) Bir dilin geleceği hakkında tahmin yürütmek istiyor- sanız kaç sözcüğütg aktif kullanıldığına bakın. C) Bir dili güçlü yapan en önemli unsur onu konuşan- ların onune kada sahiplendiğidir. D) İnsan kullandığı bözcükler kadar düşünür ve kendi- sini ifade eder. ) Bindilin en önemli zenginliği dili konuşanlar tarafın- dan kullanılan sözcük sayısıdır.

Ayni dili konuşan insanlar "millet" denen sosyal varlığın temelini teşkil ederler. Dil, duygu ve düşünceyi insana aktaran bir vasıtadır. Insan topluluklarını bir yığın veya Nitle olmaktan kurtararak aralarında duygu ve düşünce birligi olan bir cemiyet yani millet haline getirir. Dilini bilmediğimiz bir ülkede etrafımızda milyonlarca insan kaynaşmış olsa da kendimizi yalnız hissederiz. Bu paragraftan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Dil, yığın veya kitle olan kalabalıkları millet hâline getirir. B) Aynı dili konuşanlar ortak duygu ve düşüncelere sahip olur. C) Dili bilinmeyen bir ülkede yaşamak imkânsız hâle gelir. D) Dil, duygu ve düşüncelerimizi en iyi aktarma araçla- nindan biridir. E) Dil, bir iletişim aracıdır; dil sayesinde daha güzel iletişim kurulmasını sağlar.

TÜRKÇE 37. / 31. Proje kapsamında Antarktika kıtasının farklı bölgele- rinde jeoloji ve meteor araması çalışmaları gerçekleş- tirdik. Topladığımız yosun, toprak, taş, göl suyu ve de- niz suyu örneklerindeki organik ve inorganik maddeler incelenecek. 1. Bölgedeki magmatizmanin zamanlamasına ve kökenine işık tutmak II. Doğal yaşamı kirleten kaynakları tespitederek bölgeye nasıl geldiklerini araştırmak III. Biyoçeşitliliğinin belirlenmesi ve bu torerin ge- lişimini izlemek Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişinin çalışma alanına girer? A) Yalnızl B) Yalnym C) I ve D) I vem E) II e III .

PARAGRAFI İKİYE BÖLME 2 ya yen aro aşt- nya 1. (1) Emile Durkheim, insanın arzularının ve isteklerinin ist nuslar kadar sonsuz olduğunu iddia eder. 09) Ona gore elini uzat tığı her şeyi elde etme arzusunda olan insanin kendi kendinis nırlayıp kontrol altına alması mümkün değildim insan kontrol edecek yegâne güç ise toplumsal değerlerdi. V. Ancak bunu söylerken o toplumsal değerlerde meydana gelecek sarsive yozlaşmanın toplumun bireyi kontrol etme kapasitesini ciddi bi- çimde zayıflatacağını göz ardı etmiştir. (V) Bireyin daitensiarn kontrol etmek ve bu yolla toplumsal düzeni sağlamak, devlet de diğimiz teşkilatın kurulmasıyla mümkündür. (VI) Devlet dizeninin olmadığı, toplumsal kuralların yüzyıllar içinde oluşan gelenekse inançlar ekseninde geliştiği toplumlarda gerçek anlamda bir- zenden söz edilemez. (VII) Böyle bir toplumsal düzende bireyin özgürce yaşama olanağı da yoktur. ir so- an ol- Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf nume ralanmış cümlelerden hangisiyle başlar? D) V EVO A) 11 B) IN C) IV ada 1, aşağı v ve av AV contebol Condal dram bahsedillion Ich vi Ich vi nodar Yayinlan