Paragrafın Yapısı Soruları

S R B 10. Onu fedakârlıklarınızla yanınızda, canınızda tutmak istedi- ğinizi görüyorum. Bu, ona bağımlı olduğunuzu, ondan asla Vazgeçemeyeceğinizi hissettiriyor ona. İnsanların insan- lara emek vermesi, kural olarak kazanamama ya da ka- zandığını düşündüğü insanı kaybetme korkularıyla birlikte seyredor. O, sizin hayatınızdan çalıyor, istediğini yorulma- dan alıyor, hâliyle aldıklarının değeri olmuyor onun için. O harcıyor, siz ödüyorsunuz. Madem birbirinizi seviyorsunuz o zaman bu adaletsizlik, bu eşitsizlik neden? Siz bütün ha- talarını hoş gördükçe o daha kim bilir sırtınıza neler yükle- yecek? Sakın unutma şunu: ---- - Hiç kimseyi hak ettiğinin fazlasını vererek tatmin edemeyiz. Bunun adı cömertlik de değildir karşı taraf için. Kendisinin vazgeçilemezliği, sizinse ona muhtaçlığınız anlamına gelir. Lütfen hiçbir şey alma- dan her şeyini verme; pişmanlık, acı bir duygudur. Bu parçada boş bırakılan yere I. Taviz, tavizi doğurur Kişiye hak ettiğinden fazlasını vererek onu motive etmek de doğru bir yoldur. W. Adalet, ilişkinin temelidir ve hak edileni vermek kadar hak edilmeyeni vermemek de adaletin gereğidir numaralanmış yargılardan hangileri getirilebilit? Al Yalnız Bitve it Clive til D) Hve the E) Yalnız III TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI Litt.

30. (1) "Kitaptan niçin korkarlar?" bunu bir türlü anlayama- dim. (II) Kitaptan korkmak, bence insan düşüncesin- den korkmak, insanı kabul etmemek anlamına gelir. (III) Kitaptan korkan adam, insanı mesuliyet hissinden de mahrum eder. (IV) Bu histen mahrum edilen insan, kendiliğinden bir paçavra hâline döner. (V) Bu nedenle kitabın önemi hiçbir zaman unutulmamalıdır. Numaralanmış cümlelerden hangisi özne-yüklem ilişkisine göre diğerlerinden farklıdır? A) B) II C) III D) IV EV

12. 11. Kandaki kalsiyum miktarının belli değerlerde tutulması için kalsitonin ve parathormon adı verilen iki hormon birlikte çali- şır. Kandaki kalsiyum miktarı arttığında tiroid bezi uyarılarak kalsitonin hormonu salgılanır. Kalsitonin kandaki kalsiyumun kemiklere geçmesini ve böbreklerden kalsiyum atılmasını sağlayarak kandaki kalsiyum miktarını düşürür. Kandaki kalsiyum miktarı azaldığında ise paratiroit bezi uyarılarak parathormon salgılanması sağlanır. Bu durum kemiklerden kana kalsiyum geçişini ve böbreklerden kalsiyumun geri emilimini sağlayarak kandaki kalsiyum miktarını artırır. Bu iki hormonun etkisiyle kandaki kalsiyum miktarı normal se- viyesinde tutularak homeostasi (dengeleşim) sağlanır. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle Kalsiyur 1. Kalsiyum azalmasının uyarıcı etkisiyle bir salginin or- taya çıkması Kalsiyumun böbrek üstü bezlere yaptığı baskının azaltılması DK Kandaki kalsiyum miktarının dengede tutulması durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? A) Yalnız! B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III

2021-TYT/Türkçe 2 19 Entelektüel tarih büyük ölçüde grupların, çevrelerin tarihidir. Grubun sınırlarında dolaşan ama asla gruba dâhil olamayanlar ve karşıt olanlar da aslında bu ağın bir parçasıdır. Bu açıdan bakıldığında entelektüel ta- rih bireylerin değil, ihtilafların yani çatışan kampların tarihidir. Fikirler maddi şeyler değildir, fikirler iletişim- dir: bireyler ve kamplar arasındaki iletişim. Bu mana- da düşünmek kişinin başkalarının fikirleri veya kendi fikirleriyle iletişim kurmasıdır. İletişimin öncesinde ve sonrasında fikir yoktur. Çünkü düşünme kendisinin di- şında hiçbir şeyden etkilenmeyen bakir bir alanda vuku bulmaz. --- Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Bir yerde yeni düşünceler ortaya çıkmıyorsa bireyler arasında kamplaşma ve ötekileştirme söz konusu- dur B) İletişim dediğimiz şey aslında günlük yaşamda de- ğil, kişinin zihninde düşünceler yoluyla gerçekleşir C) Düşünme eyleminin gerçekleşmesi için kişilerin kendilerini özgür hissettikleri ortama ihtiyaçları vardır D) Bu sebeple entelektüel tarihin tarafsız bir gözle in- celenmesi pek de mümkün olmamaktadır E) Sosyal hayat olmadan, kişilerle etkileşime girmeden düşünme de mümkün değildir endemik 20 tünlocon canatcı üretken-

insanın kendi kendisiyle, insanın diğer insanlarla ve insanın Tanrı'yla olan ilişkilerini yaşayan ahlak, bilim ve güzellik değer- lerine göre ayarlamayı öğretti. Bunu da kendi tasavvuf felsefe- sinin ışığında çok güzel hâlletmişti. Bana öğretilen ilkelerden biri de oğrendiğini öğretmekti. Hoca öğrencilerinden bir ilkeyi önce yaşayarak öğrenmemizi istiyordu. Ben bu ilkeleri bizzat yaşayarak denemek istedim. 31. Bu parça aşağıdakilerden hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Bugünkü dünya görüşünüzü hocanız mı size kazandırdı? B) Eksik yanlarınızın ne olduğunu hocanızdan mi öğrendiniz? C) Üsluplu, düzenli ve kararlı olmayı nasıl öğrendiniz? D) Hocanız size neler öğretmek, neler aşılamak istedi? E) Bugünkü ruh, disiplininiz hocanız sayesinde mi oluştu? MOYA

TEST -9 3. Paragraf İçin SERENAT 1. iş yerinde, kişisel ilişkilerinizde ya da günlük hayatınızda karşılaştığınız diğer birçok konuda ne kadar stres yaşamış olursanız olun, kendinizi muhteşem bir hikâyenin içerisin- de kaybettiğinizde hepsi yok olur gider. Güzel yazılmış bir roman sizi başka diyarlara götürürken hoşunuza giden bir makale zihninizi başka taraflara çekerek gerginliğinizi azaltır ve rahatlamanızı sağlar. Okumuş olduğunuz her şey, beyni- nizi yeni bilgilerle donatacaktır ve bu bilgilerin ne zaman işe yarayacağını bilemezsiniz. Daha fazla bilgi sahibi oldukça daha donanımlı hâle gelecek ve hayatınız boyunca karşı karşıya geleceğiniz mücadelelerde daha güçlü olacaksınız. Ve unutmamalısınız ki işinizi, paranızı ve hatta sağlığınızı kaybedebilirsiniz ancak edindiğiniz bilgiler asla sizden alına- maz. Bu parçadan kitap okuma ile ilgili olarak aşağıdaki yar- gıların hangisine ulaşılamaz? + * Insana her anlamda yararlı olduğuna B) Okuyucularının hayata dair amaçlarına yardımcı olduğu- na e insanı ruhsal yönden rahatlatıcı bir etkisi olduğuna Kişiyi, hayat mücadelesi adına güçlendirdiğine E Okuyucusunu bilgisel anlamda donattığına 2. 1977 yılında aramızdan ayrılan, Tutunamayanlar'ın yazarı Oğuz Atay da değeri öldükten sonra anlaşılan isimlerden biri. Yaşadığı dönemde oldukça ilgisiz kalsa da günümüz- de tüm eserlerinin büyük bir hayran kitlesi bulunuyor. Ya- zarin en ünlü romanı olan Tutunamayanlardaki karakterler aslinda Atay'ın kendi hayatındaki kisiler in

E) Sürrealizm onizm & ve ---- Batı'nın özellikle - akımlarından etkilenen İkinci Yeni sanatçıları, bu akımların okura anlam boşlukları bırakan dil kullanımlarından da esinlenerek kapalı bir anlatım tarzını şiir dillerinin karakteristik özelliği hâline getirmişlerdir. Okurun sarsılması gerektiğini düşünmüşler ve okur tarafından anlaşılma endişesi de taşımadıklarından kavramları ve nesneleri başka bir duygunun ya da durumun simgesi olarak kullanmışlar. Şiirleri yer yer zihinden geçenlerin art arda sıralanması şeklinde bir görünüme de sahiptir. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir? A) sürrealizm - romantizm B) sembolizm - sürrealizm C) parnasizm - empresyonizm DJ dadaizm - sembolizm -El romantizm - parnasizm EDEBİYAT / IMS / 3 85

6. (1) Hiçbir bilgi, merkezî bir karar alınıncaya kadar aktarıla- maz. (II) Bunun için ister ekonomideki merkezî planlamacı ister bir şirketteki CEO'lar söz konusu olsun karar alma hakkı büyük oranda konuyla ilgili bilgi sahibi insanlara devredilmelidir. (III) Çünkü denetçinin karar alma haklari- ni başkaları lehinde kullanırken kusursuz bir temsilci gibi davranması pek söz konusu değildir. (IV) Bu da insanlar arası bilgi geçişinin, ekonomilerde bazı karar alma hakları- nin merkezden alınma zorunluluğunu doğurur. (V) Şirket- lerin büyük zararlara uğramasının en temel sebebi budur. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlati- min akışını bozmaktadır? B) || C) D) IV E) V A)! G

elele 14. Bir öykü yazarıyla ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi, ayraç içindeki özellikle uyuşmamaktadır? Merak ögesini onun kadar başarılı kullanan biri- nin öyküsü okunurken okuyucunun ilgisi asla da- ğılmaz. (sürükleyicilik) BL Seçtiği sözcüklerden devrik cümlelerine varınca- ya kadar şiire özgü anlatım bütün öyküye ege- men olmuş. (biçem) Bir cümlede bin cümle gizleyen anlatımıyla bir dü- şünürün bilgeliğini bir öykücünün yaratısına sığ- dırmış. (yoğunluk) DX Öylesine farklı, öylesine çarpıcı öyküler yazmış ki sesi çağlar ötesinden günümüze tinisini yitirme- den ulaşmış. (kalıcılık) E) Okuyucuya inme yerine onu kendi katına çıkar- E tha anlayışı öykülerinin can damarını oluşturuyor. (ulusallik)

12. ilk karalaması yapılmış roman, büyük ölçüde ortaya çıkmıştır. Otesi, işçiliktir benim için. Bu işçilik uzun- ca bir dinlendirme"nin sonunda başlar. Elde kalem, mümkün olduğunca kesintisiz yapmak isterim bu iş- çiliği. Eklemeler, çıkarmalar olur. Dilin ne kadar kil- çığı varsa atarım. Roman ete kemiğe bürünür bu ey- rede. Bitince temize çekerim romanimi. Bu, en az bir ayımı alır. Bu sırada gene ufak tefek düzeltmeler ya. parim Bu parçada geçen "dilin ne kadar kılcığı varsa at- mak" sözüyle anlatılmak istenen asağıdakilerden hangisidir? A) Özlu anlatım gerçekleştirmek B) Kısa cümleler kullanmak C konuden çok anlatima odaklanmak D) Metni akıcılığı engelleyen ögelerden arındırmak E). Anlatımda herkesin bildiği sözcüklere yer vermek

19. Büyük kentlerin kalbi limanlarda, caddelerde, çarşılarda atar. Şehrin, etrafını saran gecekondulardan çok oralarda soluk aldığı duyulur. Gecekondu semtlerinde köyden henüz kopmamış, yaşamın hızı karşısında tedirgin insanların arasında sanki zaman yavaşlar. Bir yanınızda büyük kentin uğultusu içinde yaşamaya alışmış, o gürültü içinde ekmeğini çıkarabilen insanlar var. Öbür yanınızda kopup geldikleri köylerin ağır ilerleyen, karmaşasız yaşamını parça parça renkler halinde sürdüren insanlar yaşar. Buralar, toplumun genel yapısını belirleyen birer örnektir. Bu parçada, gecekondu semtlerinde yaşayanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Köy yaşamını bazı yönleriyle sürdürdüklerine, B) Endişeli bir ruh hali içinde olduklarına, C) Köyde durgun bir yaşama alıştıklarına D) Köydeki ağır koşulların onları şehre yönlendirdiğine, E) Kimisinin geçimini sağlayacak ortamı bulduğuna, Klait diror bir caca

Süreyya başını çevirip zevcesinin sürur ile parlayan siyah gözle- rine bakarak devam etti: Ne mesut olurduk Suat, ne mesut olurduk... Hem asil senin için, vallahi bütün senin için istiyorum... Sen söylemiyorsun fakat ben fark ediyorum ki gelip burada kapanmak seni fena ediyor. Bir kere havasızlık... Sikintı... Biz papaz değiliz ki bu ma- nastırda yaşayalım... Hayat; kalabalık, güzel hava içinde olur... Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip beraber bir köşeye kaçmak, işte asıl zevk budur. İnsan, kalpleri birbi- rine bağlayan bu rabıtaları o zaman anlar. Ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum. Bazen rast gelip hatta senden güzel bulduğum kadınlara bakıyorum da kendi kendime hiçbirisini senin kadar, senin gibi sevemeyece- ğime yemin ediyorum. Sende bir şeyler var, öyle bir şey ki işte bütün endişelerim senin yanında mahvoluyor. Ruhuma bir şifa, bir sükûn geliyor! Bir romandan alınan bu parçanın anlatımında, yazarın aşağı- daki bilim dallarının hangisinden yararlandığı savunulabilir? C) Felsefe Psikoloji B) Antropoloji E) Tarih D) Sosyoloji

1. Bir kitabın çok satılması, kitlelere yayılması elbette bir ülkenin için oldukça önemlidir. Ne var ki bir kitap yüzbinlerce satilirken daha nitelikli kitaplar yüz adet bile satmıyorsa bir şeyler var demektir. Bu çarpık yapiya Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden sahipleri bir an önce el atmahdır. hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) gelecegi - herkesçe bilinmeyen B) kültürü - yolunda gitmeyen C) edebiyatı - takdir edilen D) ekonomisi - hoşa giden E) tanınması - gözü yormayan

Bence sanat hakkında iddiasız, tartışmasız fikirlere sahip olmak iyidir. Sanat, su gibi bulunduğu kabin seklini alır. Herkesin kendine göre sanatı sezişi ne ise, sanat odur. 23.Parçada geçen "Sanat, su gibi bulunduğu kabin seklini alır." cümlesiyle sanatla ilgili olarak anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir? A) Sanatın insanlara yol göstermesi B) İnsanların, varlıklarını sanat yoluyla ortaya koyması C) Sanatın, insanı bulunduğu yerden farklı bir yere taşıması D) Sanat yoluyla insanların ortak bir değer oluşturması E) İnsanların bilgisi doğrultusunda sanatı algılayışı - Biraz daha bekleyelim, çıkar az sonra dışarı - Kendisine çıkar sağlamak için kurnazlık yapıyor. - Herkes, çantasında neyi varsa çıkarsın, dedi. Televizyonda küçüğün anlattıklarını dinleyenlerin gözleri yaşardı. - Yolculuğa çıkarken yanımıza birer kitap da almıştık. 24. Yukarıdaki cümlelerde "-r, -ar, -er" eki kaç farklı görevde kullanılmıştır?

TYT 15. ( Oğuz Atay, ITU'de kendi hocası olan Mustafa inan'ın hayatını Bir Bilim Adamının Romanı'nda anlatır. kalmayıp o dönemin toplumsal yapısına eleştirel (II) Oğuz Atay sadece biyografik roman yazmakla bakışını da aktarır. (III) TÜBİTAK'ın, Mustafa İnan'ın hayatını romanlaştırma fikri nedeniyle Oğuz Atay; Inan ailesinin isteği üzerine yazar bu romani. (IV) Biyografi, orta yaşlı profesör ve genç öğrencinin karşılıklı konuşmaları ile sunulur. (V) Orta yaşlı profesör ile genç öğrencinin, Mustafa İnan'ın hayat hikâyesini romanlaştırma kararı almaları kurmacanın temelini 16. (b) Coğrafya ve e ilişkileridir (un coğrafya ve üretime da (111) Coğrat ancak ins anlamia parças içeril cod oluşturur. (VI) İlginçtir ki ne profesörün ne de gencin herhangi bir betimleyici özelliği vardır hatta adları bile yoktur. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle E) VI D) V başlar? C) IV B) III A) 11

Türkçe 2-B TYT yeteri ne lerden ve daha pek yunları 18. "Kitabe-i Sen örneklerinde sanatlarında insan olan sıradan ing bir içtenlik dünyasın tutunmus kelimele şiirin gi özellik önley lari 16. (0) Yemekten en az bir saat sonra tüketilen çay ve kahvenin demir emilimini etkilemediği biliniyor. (11) Peki, demir kadar alınamaz veya vücut tarafından kullanılamazsa olur? (III) Demir eksikliğinde anemi denilen kansizlik oluşur ve anemi, ülkemizde çok sık görülen bir sağlık sorunudur. (IV) Ekonomik durum, beslenme alışkanlıkları çok etken kansızlığın meydana gelmesinde rol alır.(V) Demir eksikliğine dayalı kansızlıkta renk solukluğu, halsizlik, yürüyüş ve hareketlerde isteksizlik görülür. sonra düşüncenin akışına göre, "Tabii bu etkenlerden biri Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden de çaya olan düşkünlüğümüz diye düşünüyorum." cümlesi getirilebilir? A) 1 B) !! C) III ailesiyle niz Bug DNY E) V aşa A) BY 17. (0) Bir yazarın en önemli kaynağı sizce nedir; yazar, eserlerini hangi kaynağa dayanarak oluşturur? (II) Biliyorum bu sorunun yüzlerce cevabı var ancak bence bir yazarın en önemli kaynağı, içinde yaşadığı toplumu oluşturan insanlardır. (IllyYazar, etrafında yaşayan insanların hikayesi ve anıları üzerine kurar eserlerini, (IV) Onun için yazarların aynı zamanda iyi birer gözlemci olmaları gerekir. (V) Ama bu anıları olduğu gibi almaz, onları hayal dünyasında işler ve yeniden yapılandırır, kurgular.