Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerDENEME
33. Türk edebiyatının ilk edebî topluluğu olan Ser-
vetifünun hareketi, edebiyatın hemen bütün
dallarında eser vermesine karşılık tiyatrodan
uzak durmuştur. Bununla birlikte grup üyele-
rinin kişisel hayatlarında tiyatroya ilgisi vardır.
Onlar, çocukluk ve gençlik yıllarından başlaya-
rak iyi birer tiyatro, opera izleyicisi olmuşlardır.
Tiyatro 19. yüzyılda edebiyatımızın Yenileşme
Dönemi'nin başlarında çekici bir tür iken sonra-
ları da popülerleşme sürecine girmiştir. Anılan
yüzyılın son çeyreğinde geleneksel oyunlardan
beslenen tuluat tiyatrosu çok canlıdır ve türü
neredeyse tek başına ayakta tutar. Dolayısıyla
elit bir edebiyat anlayışına sahip oldukları için
Servetifünuncular, hareketin 1896-1901 yılları
arasındaki etkinlik sürecinde de tiyatro türünde
hemen hiç eser vermemişlerdir. Onların bu türe
ilgileri, hareket bittikten yaklaşık yedi yıl sonra
gerçekleşen İkinci Meşrutiyet sonrasında baş-
lar.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangi-
sine ulaşılabilir?
A) Tiyatro her dönem tutulan bir tür olmasına
karşın bazı sanatçılar, bu türden uzak dur-
muşlardır.
B) 19. yüzyılda tiyatroya olan ilgi, inişli çıkışlı
bir dalgalanma yaşamıştır.
C) Servetifünun sanatçıları, kendilerini elit gör-
dükleri için o dönemde popüler olan tiyatro
türü ile ilgilenmemişlerdir.
D) Servetifünun Dönemi'nin baskıcı bir yöneti-
mi olması, sanatçıların bu türden uzak kal-
malarına sebep olmuştur.
E) Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatının her
döneminde yazarlar tiyatroya ilgi duymuş-
lardır.
34. Insan
ve za
nızlıl
bu c
seçi
lüğü
sağ
kışr
tutu
set
Özg
bir
du
yo
QÖZDEBİR YAYINLARI
As
nu
A
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerTÜRKÇE
+-
er
3,
DI
Q ÖZDEBİR YAYINLARI
28. ABD'de bulunan Minnesota Üniversitesi Tıp Fa-
kültesi ile Massachusetts Genel Hastanesinde
çalışan araştırmacılar, insanlar üzerinde yürüt-
tükleri pilot bir çalışmada yapay zekâ ile hedefli
birlikte, insanlarda otokontrol ve zihinsel esnek-
elektriksel beyin uyarımının birleştirilmesiyle
likle ilgili belirli beyin fonksiyonlarının geliştirile-
bileceğini gösteriyorlar. Bulgular, Massachuset-
ts Genel Hastanesinde epilepsiye dönük beyin
ameliyatı geçiren 12 hasta üzerinde yürütülen
bir çalışmadan geliyor. Söz konusu ameliyatta,
beyin boyunca yüzlerce küçük elektrot yerleşti-
rilerek beynin faaliyeti kayıt altına alınıp epilep-
si nöbetlerinin nereden çıktığı belirleniyor. Bu
çalışmada araştırmacılar, iç kapsül adı verilen
bir beyin bölgesinin ufak miktarlardaki elektrik
enerjisiyle uyarıldığı zaman, hastaların zihinsel
fonksiyonunun iyileştiğini belirlemişler. Beynin
bu bölgesi, bilişsel kontrolden yani bir düşünce
kalıbı veya davranıştan diğerine geçiş sürecin-
den sorumlu. Bu süreç, çoğu zihin hastalığında
zayıflıyor. Bu duruma örnek olarak kendisine
"yapışıp kalan" olumsuz bir düşünceden kurtu-
lamayan bir depresyon hastası verilebilir. Söz
konusu durum zihinsel hastalıklarda çok mer-
kezî bir konumda olduğundan, iyileştirilmesine
dönük yeni bir yol bulunması, hastalıkların te-
davisinde önemli bir gelişme olabilir.
Bu parçada söz konusu araştırmayla ilgili;
I. henüz deneme aşamasında olduğu,
II. amacının ne olduğu,
III. olası sonuçlarının ne olduğu
bilgilerinin hangilerinden söz edilmiştir?
A) Yalnız III
C) I ve III
B) I ve II
D) II ve III
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerGiriş -
1
+
=
€
5. Bugün aydınlarımız, gidiş-dönüş bileti yerine azimet-av-
det bileti diyen, tramvay ya da tren durağından mevkif
sözcüğüyle söz eden, eşkenar üçgen'i müselles-i mü-
tesâviyü'l adla terimiyle okuyan Osmanlı aydınının tuttu-
ğu yoldan mutlaka uzak durmalıdır. Her alanda, her gün
yenileri ortaya çıkan kavramları Türkçeden, türetme ve
birleştirme yoluyla karşılamak, bunları kullanmak, Türk-
çeyi günden güne daha da zenginleştirecektir. Bugün
science fiction nasıl bilim kurgu'ya dönmüşse, Türkçede
bir türlü doğru dürüst söylenemeyen computer nasıl, ye-
rinde bir buluşla bilgisayar olup çıkmışsa, deep freezer
derin dondurucu olarak karşılanmışsa, gereksizce dile gi-
ren birçok yabancı öge de öylece, kolaylıkla karşılanabilir.
Günlük yaşamda yer eden İngilizce şok, trend, tişört, talk
şov, dizayn gibi yüzlerce örneğin yanı sıra televizyon'u
tivi, IMF'yi ayemef diye okuyan; HBB'yi eyçbibi diye ses-
leten kimselerin tutumu da anadilimizin zararınadır. Hele
dükkân ve firmalarla orada pazarlanan şeylere verilen ya-
bancı adlardan dilin göreceği zarar küçümsenemez. Bu
konuda bir yasanın yürürlüğe konması yararlı olacaktır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi
çıkarılamaz?
A) Değişen yaşam koşullarıyla dile yabancı sözcüklerin
girmesi kaçınılmazdır.
B) Dil konusunda duyarlı olup yabancı sözcüklere Türkçe
karşılıklar üretmelidir.
C) Teknolojinin hızlı değişimi yabancı sözcüklerin dile gi-
rişini hızlandırmaktadır.
D) Dil konusundaki hassasiyet geçmişe nazaran günü-
müzde daha yüksektir.
E) Etkileşime girilen diller zaman içinde değişiklik göste-
rebilmektedir.
Ölome, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler. Mutlu olmayı bilene her şey güler yüz gösterir. Mutluluk
herkesin hakkıdır. Yalnız mutluluğu uzaklarda değil,
kendi hayatımızda arayıp bulmalıyız. Geçmiş günlerin
hasretini çekenler veya geleceğin kaygısı ile tasala-
nanlar, hiçbir vakit mutlu olamazlar. İnsan hâlinden
hoşnut olmayı bilmeli, hem gülmeli hem de başkalarını
güldürmeli. Hayat bir aynadır, güler yüzle bakarsanız o
da güler, kaşlarınızı çatársanız o da suratını asar.
Bu parçaya göre hiçbir zaman mutlu olamayanlar
kimlerdir?
•
A) Mutluluğu uzaklarda değil, kendi yaşantılarında
arayanlar
B) Yaşadığı hayattan hoşnut olmayı bilenler
C Hayatta gülmeyi ve güldürmeyi deneyenler
Geçmiş özlemi çekip, gelecekten kaygı duyanlar
E) Hayatı bir aynaya benzetenler
destek serisi 81
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerin Yapısı
1. Epey dirençli bir insan olduğum için bu uzun ömrüm
boyunca başıma gelen felaketlere dayanabildim
ama gençliğimde çektiklerime bir daha dayanamam
gibi geliyor. Dertlerime, o zamanlarda, beni şaşırtan
yoğun sevinçler de karışıyordu elbette. ----. Çünkü
kişisel sorunlarım bir yana, dünyanın felâketlerin-
den, toplumsal düzenin haksızlıklarından, insanla-
rin birbirilerine acımasızlığından sorumluymuşum;
bunlara çare bulmam gerekiyormuş gibi hissediyor-
dum.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Hâlbuki eğlenceli bir ruh hâli bizi somut sıkıntı-
lardan biraz da olsa uzaklaştırır
B) Her an sevincimizi kursağımızda bırakacak bir
durumla karşılaşabiliriz
C) İçimizde yaşadıklarımız, bizi dış dünyaya karşı
sorumlu tutuyordu
D) Hep birlikte hareket edersek bunları yeneceğimi-
zi düşünüyorduk
E) Ne var ki dertler, sevinçlerden ağır basıyordu ço-
ğunlukla
3.
D:
e
Yay
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler11. Aşağıdakilerin hangisinde yargı gerekçesiyle verilmiştir?
A) Gerçek bir edebiyatçı olabileyim diye bu kadar çileye
katlanıyordu.
B) Şiirde sadeliği tercih ettiğinden yalın bir dil kullanmış.
C) Yeni başladığı romanı bitirmek üzere odasına çekildi.
D) Ahmet Hamdi Tanpınar'ın romanları kadar şiirlerine
de değer verilmektedir.
E) Okumak insanın geleceğe daha mutlu bakmasını
sağlıyor.
kur
si c
A)
B)
C)
D)
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerPARAF YAYINLARI
Şiir; akıp giden hayatın içinden seçilmiş parçalardan oluşur ve
çoğunlukla kişisel, duygusal deneyimleri yansıtır. Büyük bir tab-
lodan çok, tek bir ayrıntının aktarımıdır. Bu anlamda şiir, haya-
tı bütünlüklü olarak kapsayamaz. "Anlık" bir yapı arz eder ve
okurda "parça etkisi" yaratır. Çünkü seçme, arınma ve yoğun-
laşmayla oluşur. Düşünce ve duygunun örtük, imgesel bir te-
zahürüdür ve dışsal gerçekliğe bire bir denk düşmeyen soyut,
öznel bir sestir. Dili ise gündelik dil değildir. Gündelik dilden, ya-
şananlardan, olay ve durumdan yeni bir dile, anlama, anlayışa
ulaşılır.
8.
Bu parçadan "şiir"le ilgili olarak
duygulanır
1. Planlı ve kurgusal değil, anlik duygulanımların ürünüdür.
II. Yaşamı olduğu gibi değil, değiştirerek ele alır.
Şairin dünya görüşünü yansıtır.
N
IV Toplumsal sorunları ele aldığında değersizleşir.
Kapalı bir anlatımı ve kendine özgü bir dili vardır.
yargılarından hangiler karılamaz?
A) Yalnız I
D) III ve IV
B) Yalnız III
E) ve V
C) II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerDilin Tarihi Süreç içerisindeki Değ
6. Türkler bulundukları, yaşadıkları coğrafyada ya birlikte ya-
şadıkları topluluklar ya da komşu milletlerle özellikle
sahasında etkileşiyorlar. Bugün Ruslar ile uzun yıllar birlikte
yaşayan Bakü ve civarındaki Azeriler Rusçadan, İranlılar ile
uzun müddet birlikte yaşayan Tebriz ve civarındaki Azeri-
ler Farsçadan etkilenmişlerdir. Kerkük, Süleymaniye, Erbil,
Telâfer ve civarında yaşayan Türkmenler Arapçadan etki-
leniyorlar. Türkmen, Özbek, Kazak, Kırgız, Tatar soydaş-
larımız da Rusçadan etkileniyorlar. Urumçi, Hoten, Aksu,
Komul, Turfan ve civarında yaşayan Uygur soydaşlarımız
da Çinceden etkileniyorlar. Komşularından etkilenenler ara-
sında Türkiye Türkleri de var. Limon, liman, lodos, poyraz,
anahtar, kilit gibi yüzlerce Rumca kelime dilimizde yaşıyor.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi-
si getirilmelidir?
A) dil
B) din
D) ticaret
C) kültür
E) siyaset
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler2. Yabancı ülkelerde sevilmek ve sesini duyurmak iste-
yen sanatçı için en kestirme yol,
Bu sözler aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülür-
se cümlede "ulusallığın evrenselliğe açılan bir kapı”
olduğu vurgulanmış olur?
A) kendi kişiliğini yansıtan yapıtlar oluşturmaktır
B) dünya çapında nitelik taşıyan yapıtlar ortaya
koymaktır
C) dünyaca tanınmış büyük sanatçıları taklit etmek-
tir
D) bütün insanlığı ilgilendiren konulara değinmek-
tir
E) yapıtlarını kendi toprağının öz suyu ile besle-
mektir
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerlıkta kalması
PA
34. Eskiden özgür bir okur olduğumu sanırdım. Çok
okunan kitaplardan kaçınırdım: "Başkaları neyi
okursa bende onu mu okuyacağım? Çokluk de-
nilen sürüye mi katılacağım? Ben, Stendhal'in
söylediği "mutlu azlıktanım, günün geçici kitap-
larına mı bakarım?" derdim. Sonradan anladım.
Okuyanlar, okumak tutkusunu çekenler ister
çokluğa ister azlığa katılsınlar, bir sürü olmak-
tan, başkalarının dediğine kapılmaktan kurtula-
D
mazlar.
Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangi-
sini söylemesi beklenemez?
A) Okurlarla ilgili sınıflandırmalardan vazgeç-
tim.
B) Bütün kitaplar insanları sıradanlaştırıyor.
BÜYÁN
C) Klasik yapıtların dışındaki kitapları okuma-
CHR.
Dinsan, okuduğu kitapların etki alanına gir-
mekten kurtulamaz.
E) Kitap onerilerine pek aldırmamak gerekir.
FKD-IOS-221-TYT Deneme - 1
36.
13 11
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler40
NA YAO
mex no
1058
hipohia obrig
4. Faruk Nafiz, "Müsveddesi olmayan şiirler, sonunda bir
müsvedde olarak kalmaya mahkûmdur." der.
Bu cümlede Faruk Nafiz'in şiire yönelik anlatmak iste-
diği aşağıdakilerden hangisidir?
Ohesey
A) Belli düzeyde bir beceri gerektirdiği
B) Hacimli bir yapıda oluşturulmayı gerektirdiği
C) Üzerinde çokça çalışma yapmayı gerektirdiği
D) Farklı teknikleri bir arada kullanmayı gerektirdiği
E) Alışılmışın dışında sözcüklerle yazılmayı gerektirdiği
10
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler37 - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla-
yınız.
Balinalar suda yaşayan memeli türlerinden biridir. Boyut-
ları; 2,6 m'lik boya ve 135 kg'lık ağırlığa sahip olan cüce
ispermeçet balinasından 29,9 m'lik boya 190 ton ağırlığa
sahip olan ve dünyanın yaşamış en büyük hayvanı olan
mavi balinaya kadar değişir. Deniz memelilerinden olan
balinaların karada yaşayan memeli türlerinden önemli bir
farkı var: Suyun altında çok uzun süre nefeslerini tutabili-
yorlar. İnsanlar suda en fazla birkaç dakika nefeslerini tu-
tabilirken bazı balina türleri iki saat nefes almadan suyun
altında kalabiliyor. Balinaların bu özelliğinin akciğerleri-
nin boyutuyla ilişkili olduğu bilinmektedir. Aslında vücut
büyüklüklerine oranlandığında balinaların akciğerleri, ka-
rada yaşan memelilerinkinden daha küçüktür. Çünkü ba-
linaların akciğerleri suyun altında oksijen deposu olarak
görev yapmaz, bu da ciğerin aşırı büyümemesi anlamına
gelir. Bu görevi kas dokularında oksijen depolayan bir
protein olan miyoglobin devralır. Miyoglobin oranı balina-
larda insanlardakinden 10-20 kat fazladır. Ayrıca suyun
altında oksijen tüketimini mümkün olduğunca azaltabil-
mek için balinaların kalp atım hızları azalır ve kan sadece
kalp, beyin ve kaslar gibi gerekli organlara pompalanır.
Balinaların suyun altında uzun süre nefeslerini tutabilme-
lerinin temel nedeni, aldıkları oksijeni uzun süre verimli
bir şekilde kullanabilmeleridir.
37. Bu parçada balinalarla ilgili aşağıdakilerden hangisi-
ne değinilmemiştir?
LA) Akciğer büyüklüklerinin karada yaşayan memeli tür-
lerden farklı olduğuna
eis
Yayınlan
B) Akciğerlerinin çalışmasında vücutlarında bulunan
bazı maddelerin etkili olduğuna
Su altında durabilmek için akciğerlerini oksijen depo-
su gibi kullanmadıklarına
Su altında, uzun süre nefes almadan durabildiklerine
Farklı büyüklük ve ağırlığa sahip türlerinin olduğuna
38. Bu narog
3
K
y
k
e
39.
4
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelercan
CIOĞLU
B
TYT / TÜRKÇE
www.benimhocam.com
B
✰✰
✰✰✰✰
35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Hop Bar Adem Herage
Penguen, güney yarım kürede yaşayan bir kuş türüdür.
Yaygın inanışın aksine bu kuşlar yalnızca Antarktika
gibi soğuk bölgelerde yaşamazlar. Penguenler, gruplar
hâlinde yaşamayı seven hayvanlardır. En büyük cinsi
"imparator penguen"dir. Bu hayvanın boyu 1,1 metreyi
ağırlığı ise 30 kilogramı bulur. En küçük cinsi ise 35-40
cm boylarında ve 1 kg ağırlığında "küçük mavi penguen"-
dir. Uçamayan, dimdik durabilen, karlar üstünde göğüs-
leri üzerinde kayabilen, çok iyi yüzücü olan perde ayaklı
deniz kuşları olarak bilinirler. Yumurtlamak için karaya
çıkarlar. Mürekkep balığı, kabuklu canlı ve balık avlaya-
rak beslenirler. Ömürleri 30-35 yıl arasında değişmekte-
dir. On yedi çeşidinin olduğu bilinmektedir. Güney Kutup
penguenleri 40°C olan vücut ısılarıyla -40°C'lik Antarktika
soğuğuna uyum sağlarlar. Vücutlarındaki tüy, yağ, bol be-
sinlerden elde ettikleri enerji ve kontrol mekanizmalarıyla
80°C'lik ısı farkına tahammül ederler. Kanatları uzun telek
tüylerinden yoksun olup kırılmadığı için uçmaya yaramaz.
Buna karşılık yüzmede çok kuvvetli yüzgeç vazifesi gö-
rürler. Buzlar üzerine sıçrayabilir ve çok iyi kayabilirler.
Penguenler, günde ortalama 140 defa suya dalarlar.
Bunun ancak yüzde onunda av yakalayabilirler. Tüy dip- B
leri deriye yakın kısımda ısıya karşı yalıtkan bir iç tabaka
meydana getirerek vücudu soğuktan emniyetle korur. Ku-
luçka dönemlerinde bazı türler, dört aya yakın bir zaman
açlığa dayanabilir. Bu süre boyunca ağırlıkları yarı yarıya
düşmektedir. Penguenler, insandan kaçmadıkları için
yağlarından istifade etmek isteyen kimseler tarafından
çok miktarda avlanarak tüketilmektedir. Çıkarılan kanun-
larla nesilleri korunmaya çalışılmaktadır. Dünyanın birçok
hayvanat bahçesine de uyum sağladıkları görülmektedir.
14
B
DENEME-1
35. Bu parçadan penguenlerle ilgili aşağıdakilerin hangi-
sine ulaşılabilir?
A Kuş türü olup olmadığı tartışılan bu canlıların kanal-
Jarının özellikleri nedeniyle uçamadıklarına
Sıcaklık farklarına dayanıklı olduklarından yalnızca
bir bölgede yaşamadıklarına
Türleri arasında en önemli ve değerlisinin "imparator
penguen" olduğuna
Uzun süre açlığa dayanabildikleri için uzun yolculuk-
lar yaptıklarına
E) Türlerinin devamı için yumurtaları bekleyen penguen-
lerin güçlü olanlardan seçildiğine
Diger Saysage Gegeng
B
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler1
t
eis
Yayınları
18. Yazınsal yapıtların içerdiği güzellik ve gerçeklik, onların
ömürlerinin göreliliğini değiştirmiyor. Yapıtlar, yazarlarıy-
la birlikte gömülmüyor kuşkusuz ama büyük çoğunluğu
en canlı, en gözde yaşamını yazarının yaşadığı dönem-
de sürdürüyor. Yazarlarından sonra yaşayanlara gelince
onlar hem çok küçük bir azınlık oluşturuyorlar hem de
yaşamlarının ne zaman sona ereceği kestirilemiyor, bu
sebeple de değerlendirmeye ve baskılarına el gitmiyor.
Gerçekten de
----
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı-
dakilerden hangisi getirilmelidir?
A) yapıtlarının sonraki kuşaklara aktarılacak olması,
ölümlü varlıklar olan yazarlar adına sevinilecek bir
durumdur
B) yayınevlerinin yayımladığı yapıtlara ve eleştirmenlerin
ele aldığı yazarlara baktığımızda en büyük yeri yeni
yapıtların tuttuğunu görüyoruz
bir uygarlığın temel değerlerini içeren yapıtlar, toplu-
mun kültürel varlığının temelini oluşturuyor
ROTIC
D) bazı yüzyıllardan diğer yüzyıllara göre daha çok sayı-
2
da yazarın eserlerinin günümüzde ilgi görüyor olma-
sı, bu sanatçıların yaşadıkları dönemlerin toplumsal
olayları ile ilgilidir sinon
LE 16. yüzyıldan, 19. yüzyıla göre daha çok sanatçının
adının biliniyor olması şaşırtıcı bir durumdur
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerReşat Nuri, konuşulan Türkçeyi roman ve hikâye dili hâline
getirmiş ve bu özelliği ile bütün çağdaşlarının takdirini kazan-
mıştır. Yalın dili, mizah dergilerindeki yazılarında keskinleşen
ironik ifadesi, seçtiği konular, canlandırdığı tipler, özgün anla-
tim tekniğiyle her seviyeden okuyucunun kendisinde bir şeyler
bulduğu ve vazgeçemediği bir yazar olmuştur. Anadolu'daki
gezilerinden hareketle derlediği Anadolu Notları, onun dene-
meci yanını da ortaya koyan önemli bir eseridir. Bu kitaptaki
nice parça, okuyucuyu gerçeğin birçok köşesiyle karşılaştırır.
Romanlarında canlandırdığı kişilerini asla feda etmekten ya-
na olmaması, onun bu insanları değişik cepheleriyle tanımış
olmasından kaynaklanır.
2.
Bu parçada, Reşat Nuri'nin hangi özelliğine değinilme-
miştir?
A) Anadolu'ya dair izlenimlerini kitaplaştırdığına
B) Realist bir yazar olduğuna
e
C) Yer yer başvurduğu alaycı üslubuna
D) Anadolu'daki olumsuz insan tiplerine de yer verdiğine
E) Herkesin kolayca anlayabildiği bir dilinin ve anlatımının ol-
duğuna
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler2
B
27. (I) Bunların arasında Türk mutfağı, Osmanlı toplumu gi-
bi bileşik bir yapı gösterir. (II) Bu üç mutfak üç ayrı ta-
rihi ve kültürü temsil eder ayrıca. (III) Üçünün de ortak
denilebilecek yanı, incelmiş bir aristokrasinin damgası-
ni taşımakla birlikte, aslında güçlü bir halk geleneği üze-
rine oturmuş olmalarıdır. (IV) Klasik bir yargıdır: Dünya-
da üç ana mutfağın Çin, Fransız ve Türk mutfakları oldu-
ğu söylenir. (V) Kebapları, zeytinyağlıları, balıkları, ha-
mur işleriyle Osmanlı uygarlığını oluşturan bütün halkla-
rin payı vardır bu mutfakta.
Bu parçayla ilgili olarak
Parçada anlam bütünlüğünün sağlanması için ilk
cümleyle IV. cümlenin yerleri birbiriyle değiştirilme-
lidir.
H. Karşılaştırmadan yararlanmıştır.
III. Çin, Fransız ve Türk mutfaklarının halk geleneği üze-
rinde geliştiği düşüncesi metnin asıl iletisidir
IV. Son cümle, dil ve düşünce akışını bozduğu için
metinden çıkarılmalıdır.
V. Yazar terimlerle yüklü bilimsel bir dil kullanmıştı.
numaralanmış yargılardan hangileri yanlıştır?
A) Lve T
B) ve III
C) Il ve V
D) III ve IV
E) IV ve V