Paragrafta Yapı Soruları

2. Şiirle ilgili çok farklı görüşler var. Kimilerine göre şiir, yaşananların bir sonucudur. Tek bir mısra yazmak için farklı şehirleri, insanları görmüş olmak, hayvanları tanımak, kuşların nasıl uçtuğunu bilmek ve sabahları çiçeklerin açılırken nasıl titrediğini görmek gerekir. Bazılarına göre de ilham perisinin kanatlarına binenler, şiir sarayının zirvelerinde uçar. Ortaya çıkan harika ürünler karşısında şiirden anlayanlar kendilerinden geçer. Aslına bakarsanız şiir ne sadece bir ilham işidir ne de sadece yaşanıp görülenlerin yansımasıdır. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiir, gözlemlerin ilhamla yoğrulmasından ortaya çıkar. B) Şiirin kesin olarak belirlenmiş, kabul edilen bir tanımı yoktur. İlham sonucu ortaya çıkan şiirler, şiirden anlayanlara büyük zevk verir. DY Yaşadıklarımızın sonucunda ortaya çıkan şiirler, hayal ürünü olanlardan daha kalitelidir. E) Olağanüstü olayları ve güzel manzaraları dile getiren şairler, gerçek şiire ulaşmışlardır. 11

B Bazen tarihin toplumsal amacı pek belirgin değildir. Mesela kap- 8. OXF samlı yorumların ya da güncel meselelerin dikenlerine takime tan kaçınarak uzak sorunlar üzerine kanıt toplamak için araştır- malar yürüten ve bilgiye sadece bilgi olsun diye ulaşmakta ısrar leeves eden akademisyenler mevcuttur. TO KARATAY İVERSİTESİ plane A) Hayatın tüm engellerini görmezden gelecek kadar güçlü ol- -19V mak Jelld nios 9. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? ● 654 B) Tüm insanlığı ilgilendiren sıkıntıları tamamen görmezden gelmek id god sbag) C) Sıradan sorunların aldatmaca ve oyalamalarından geri dur- mak D) Kişisel beklentileri tümüyle yok sayıp ortak sorunlara yönel- mek nektopar E) Bütün sıkıntıların gelip geçiciliğini tam olarak kavrayabilmek een 1950 núpso. Ugubio lenio helmizon Disavo libro Igtsy 910 Hayvanların zaman algısının yavaş olmasının nedeni nedi Yüksek orandaki değişiklikleri en yüksek seviyede algılay bilen canlılar nelerdir? Hızlı görüşe sahip olmanın türlere faydası ne olabilir? Karasal avcıların çoğu, neden suda yaşayan avcılara kıya

miz rçe miz klu Üç ra- k- hin kendi bul edilir. (III) Bu süreçte bebekler, köl bedenlerine ait olduğunun farkında olmadıkları için istemsizce gerçekleşen el kol hareketleriyle kendilerini uyandırır. (IV) Be- beğin hareket alanını daraltıp, anne karnındaki yaşamını hatır- latma amacıyla yarım kundak uygulaması yapılarak bebeğin uyku kalitesi artırılabilir. (V) Kimi zaman bu hareketler sadece bebeği uyandırmakla kalmaz, bebeğin yüzünde çizikler oluş masına yol açarak bebeğe zarar bile verebilir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi paragrafın akışını bozmaktadır? A) Y B) II D) IV A) II 18.) Sağlık alanında yer alan psikoloji ve psikiyatri dalı, sürek- li olarak birbiriyle karıştırılmaktadır. (II) Psikolojik bir desteğe ihtiyaç duyulduğunda psikolog ve psikiyatrist arasında karar vermek zorlaşmaktadır. (III) Bu durum, aralarında her ne ka- dar farklılıklar da bulunsa bu mesleklerin birbirine benzer di- siplinlere bağlı olarak çalışmalarından kaynaklanmaktadır. (IV) Psikiyatristler, tıp fakültesinden mezun olan uzman doktorlar iken psikologlar, dört yıllık psikoloji bölümünü bitirir ve yüksek lisans yaparak uzmanlaşır. (V) Psikiyatristler birer doktor ol dukları için onların ilaç yazma yetkileri vardır ama psikologların böyle bir yetkisi yoktur. (VI) Psikologlar, tedavi yöntemi olarak psikoterapi uygularken psikiyatristler, genellikle ilaçla tedavi etme yöntemini tercih eder. PR böyle LOG Bll 10=20 441=21 326-2 √625 E) V Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf aşağıdakilerin hangisiyle başlar? C) IV D) Y man 14116 E) MI 19. 1. Genel anlamda sahne yoktur; oyun, ya perde arkasından kukla ile ya da bir meydan ortasında canlı oyuncular ile canlandırılmaya dayanır. II. Bu ikili arasında geldikleri gelenekler, sahne yapıları ve içe- rikleri yönünden çeşitli ayrımlar vardır. III. Geleneksel Türk tiyatrosunda oyunlar, yazılı bir metne bağ- li olmaksızın doğaçlama şeklinde sahnelenir. V. Tiyatro, duygu ve düşüncelerin sahne üzerinde canlandırı- larak sergilenmesine dayanan bir türdür.

DENEME SINAVI - 3 12. I. Günümüzde bilimle ilgilenen kesimin başvura- cağı temel kaynakların başında popüler bilim ya- yınları gelmektedir. II. Son dönemde de birçok TV kanalı ve gazete günlük olarak popüler bilim yayınları yapıp halka ulaşmaya çalışırken belgesellerde, bilim ve tek- nolojideki gelişmelerin halkın anlayabileceği bir şekilde sunumu yapılmaktadır. III. Halkın bilimi daha iyi takip edebilmesi amacıyla popüler bilimin yaygınlaştırılmasında birçok argü- man kullanılır. IV. Bunların başlıcaları; gazete, dergi, TV programi ve belgeseldir. V. Bilimsel olayları halka ulaştırmayı amaç edinen bu tür yayıncılık, "popüler bilim yayıncılığı" ola- rak isimlendirilir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han- gisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

17. (1) Bir zamanlar şeftali ağaçlarının süslediği bu ovada şimdi beton sütunlar yükseliyor. (II) çam ağaçları, çınarlar bir bir veda ediyor şehre. (III) Puslu bir gecenin koynunda uyuyor şehir. (IV) Kirlenmiş gökyüzüne yıldızlar da veda etmiş. (V) Bir bahar sabahı, çiy tutmuş şeftali yaprağı misali şebnem bağlı- yor yanağım. Düzensiz kentleşmenin anlatıldığı bu parçadaki numara- lanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden han- gisi yanlıştır? A) I. cümlede, olumsuz bir değişimden söz edilmiştir. dilmiştir. B) II. cümlede, yeşil alanların birer birer yok edildiğine değinil- miştir. III. cümlede, geceleyin şehrin hava durumu hakkında bilgi verilmiştir. D) IV. cümlede, gökyüzündeki yıldızların bile görünmediği dile getirilmiştir. E) V. cümlede, niçin çiy düştüğü dile getirilmiştir. 19.

√ Fuzuli'nin saf ve temiz şiirine tercüman olan o Şirin nasıl bir yol takip ettiğini anlamıyorsunuz, temiz lisanın üzerine sanat gibi, ziynet gibi iki belays musallat etmişler; lisanda onlardan başka bir şey bırakmamışlar, onca şeyler söylenmiş ki sahiplerine şair demekten ziyade kuyumcu denebilir, bir ucundan tutulsa da silkilse taş parçalarından başka bir şey dökülmeyecek... Lisanı cansız bir kütle há- line getirmişler. Bakiler, Nedimler o deha perisinin alınlarına bir ilahi nur koyduğu adamlar bu dilden hayran kalmışlar; lisanı üstünü örten tezeyyün ve tasannu yükünün altında zayıf, bitkin, artık görü- lemeyecek, belki yok denilebilecek bir hale gelen ruhu Veysilerin, Nergisilerin eline vermişler, o güzel Türkçeye muamma söyletmişlerdir. Mai ve Siyah romanından alınmış bu parçadan hareketle Servetifünun romanıyla ilgili olarak; Sanat anlayışlarını verdikleri eserlerle anlatma çabasında oldukları, II. Şiirdeki ağır dil anlayışlarını romanda da de- vam ettirdikleri, III. Divan edebiyatına duydukları hayranlığı dile getirmekten çekinmedikleri yargılarından hangilerine ulaşılamaz? (3) Ya (B) Yalnız II A) Yalnız I Q) I ve II E) II ve II Yalnız III

A) II 12 B) III C) IV B) II D) V nnsh snigibomio eb sheav Hsinch 16062 13 (Deg ninamlud enigipeg nebrimattovitest 40. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde aynı anlam farklı sözlerle dile getirilmiştir? A) I C) IV E) VI D) V E) VI TEST BİTTİ. CEVAPLARINIZI KONTROL EDİNİZ.

TYT/TÜR 040 33. Yaptığımız incelemeler sonucunda şunu gördük ki kuru sayaçlarda, ıslak sayaçlardaki mahzurlar olmamaktadır. Çünkü bunlarda sayaç bölmesi bir tane değil ve gaz geçirmez hareketli körükle ikiye ayrılmış bir kasa şeklindedir. Bir dağıtım çekmecesi vasıtasıyla bu bölmelerden bir tanesi sayaca giren gazla, diğeri ise sayacın çıkış ağzıyla bağlantılıdır. Gazın basıncının etkisiyle körük açılır. Bölmelerden biri boşalırken diğeri gazla dolar. Boşalma sona erince aynı işlem bu defa tersine olarak tekrarlanır. Bu işlem periyodik olarak devam eder. Aşağıdakilerden hangisi bu bilgiler doğrultusunda yapılacak bir araştırma süreci içinde sorulacak sorulardan biri olamaz? ASayaçlar arasındaki temel farklılıklar nelerdir? Auru sayaçtaki körük hangi tesirle açılır? C) Islak sayaçlardaki bölmeler nelerle irtibatlıdır? D) Kuru sayaçların çalışma aksamında neler vardır? E) Islak sayaçlardaki noksanlar nelerdir? Aokan 11 6 notson V eksik, 34.

Ø 1. (1) Buranın bir yerinde saklı bir define olduğunu rivayet há- linde bilmeyen yoktu. (II) Ali'nin orada senelerce yapayal nız yaşamasının sebebini de bu defineyi aramakta olduğu- na vermişlerdi. (III) Rum balıkçılar gizli gizli Ali'nin defineyi bulduğunu etrafa yaymışlardı. (IV) Benim bu geceki Ali'yi arayışımın bir sebebi de ne yalan söyleyeyim, buydu. (V) Şayet bulmuşsa ne diye boş boş oturuyordu? İSİM (AD) - ZAMIR ( Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede işaret zamiri kullanılmıştır. B) II. cümlede soyut ada yer verilmiştir. C) III. cümlede birden fazla özel ad kullanılmıştır. D) IV. cümlede farklı türden adıllar vardır. E) V. cümlede somut ad kullanılmıştır.. 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde topluluk adına yer verilmiştir? A) Adam, her gün yeni bir düşünceyle çıkıyor karşımıza. Bu akşam kurul tarafından önemli bir karar alındı. C) Kitaplardan dost edinmek başarının anahtarı değil mi? D) Yaşamın gizini anlatan bu yazıyı tekrar okumalısın. E) Kitaptaki bütün başlıkları küçük harfle yazmışlar. 5. 6

1. I) Edebî eserler hem diğer sanat eserlerine hem de bilimsel buluşlara hep esin kay- nağı olmuştur. Edebî eser yazarının hayal dünyası, diğer insanlara ilham olmuştur. Insanlık tarihi boyunca özellikle müzisyen- ler ve besteciler edebî eserleri ve onların konularını esin kaynağı olarak kullanmış- ladır. II) Beethoven'in Kreutzer Sonatı, Lev Tols- toy'un Kreutzer Sonat adlı uzun öyküsüne esin kaynağı olmuştur. Tolstoy eserin ön sözünde de ünlü müzisyenden övgüyle bahsetmektedir. Yukarıda verilen II numaralı parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A parçada savunulan görüş ile ilgili örnek verilmiştir. B) I. parçada ifade edilen konuyu pekiştiren durumdan söz edilmiştir. C) I. parçada değinilen konunun zıddı bir görü- şe örnek verilmiştir. D) I. parçada sözü edilen sanatçıya atıfta bu- lunulmuştur. E) I. cümlede açıklaması yapılan durumun zor- luklarından bahsedilmiştir. 1

11. Gazeteci: (1) Yazar: --- Karakterimin adını koyarken ve kişiliğini belirlerken edebiyata gönderme yapmak istedim. Bu, genel anlamda belki aynı etkiyi yapmayacak; başka ülke okurlarında aynı hissi uyandırmayacaktı ancak kitabım bütün dünyada aynı isimle anılacaktı. Bu, evrensellik anlamında önemli. nun yanında romanımda kelime oyunlarını ve yer yer karmaşık cümleleri de kullandığım oldu. Bu dağınık yapıyla anlatıcının yazardan bağımsız, kendine özgü bir birey olduğunu göstermeye çalıştım. Gazeteci: (11) Yazar: A - Romanın başkahramanı, yalnız bir yazar. Koca şehirde tek başına. Yazıyla ayakta kalmaya çalışan, yazıyla dost biri. Bu didaktik bir anlatım değil ama karakterin yapısı romanda ön plana çıkıyor. Zamanla yaşadığı olaylar; kahramanı çevresine karşı yabancılaşmaya, insanlardan kuşku duymaya itiyor. Bu durumda ister istemez romanım, bazı kavramlar etrafında örgülenmiş ve romanın iskeleti belli başlı bazı temel izlekler üzerine kurulmuş oldu. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? Karakteriniz ve anlatım tarzınız aracılığıyla neyi anlatmayı amaçladınız? II. Romanda bazı konular ve temalar neden ön plana çıkıyor? 8) 1. Son romanınızı, dil ve anlatım yönüyle başarılı buluyor musunuz? II. Bazı olay ve kişilerden daha çok söz edilmesi romanınızın bir kusuru mu? C) I. Romanınızda evrensel bir dil kullanmak için özen gösterdiniz mi? II. Romandaki başkahramanla sizin yaşamınız arasında paralellikler var mı? 1. Kısa zamanda büyük satış rakamlarına ulaşmanızı neye bağlıyorsunuz? II. Romandaki çevre ve insan tasvirlerine yönelik eleştiriler hakkında ne demek istersiniz? E) I. Bu romanla geniş bir okur kitlesine ulaşmayı amaçladığınız söylenebilir mi? II. Roman karakterlerini oluştururken nelere öncelik verdiniz?

13. Thomas Mann, 20. yy.in önde gelen yazarlarındandır. Ölümünün ardından geçen olli dokuz yıla rağmen tüm dünya dillerinde olduğu gibi Türkçede de geniş bir okuyucu kitlesine sesini duyurmayı sürdürüyor. Romanlarının yanında toplumsal ve siyasi konularda kayda değer ürünler veren bir yazar olarak da tanınıyor. Onun bir diğer yönü de sanatın ve felsefi derinliğin yoğrulduğu yapıtlar vermesidir. Öyle ki kaynak olarak Alman toplumu ve hikayelerinin yanında Goethe'nin yapıtlarını kullanır. Nietzsche ve Schopenhauer'un bir gölge gibi uzadığı görülür y dıklarında. Yaşamından esinlendiklerini de bir edebiyat ürünü haline getirmeyi başarmıştır. Henüz yirmi beşinde kaleme aldığı ilk romanı Buddenbrooklar'da olduğu gibi hemen tüm romanlarına sizar yaşamı. Bu parçada Thomas Mann lle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Yaşadığı çağın en önemli yazarlarından olduğuna B) Edebiyat digi alanlarda önemli yapıtlar verdiğine C) Romanlarında otobiyografik özellikler görüldüğüne D) Yapıtlarıyla başka yazarlan etkilemeyi başardığına E) Yapıtlarının evrensel ölçekte ilgi görmeye devam MUGING DENEME 4 C

oluyoruz. azısında nmak da ağıdaki rmer- ndan onu bağ- al in- mak- bu -im- eni se- dir. se il- u 71 12 lere göre özellikler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? B) Limudunu korumak Azünü unutmamak D) Özgün olmak -Csine sadh olmak 34. I. <-E)-Gabidiolmak Ayrıca bu araştırmadaki detaylar sayesinde yalnız Abdülhamit Han'ın değil, Osmanlı Devleti'nin son yıllarında idarecilerin ruh dünyalarını ve kişiliğini an- lamanız da mümkün olacaktır. Yakın tarihimiz için verilmiş birçok hükmü değiştire- cek nitelikte olan bu hatıralar, kronolojik bir sırayla ve okurlarını sorgulama yapmaya iten bir üslupla veril- meye çalışılmış. III Elinizdeki eser Abdülhamit Han'ın hatıralarını bel- geler, tanıklar ve fotoğraflar eşliğinde; açık, net ve tartışmaya olanak vermeyen bir dille anlatıyor. W. Çünkü bu kitap otuz yıllık bir araştırma sonucunda Abdülhamit'in hem resmî kimliğini hem de özel ha- yatını ortaya koyuyor ve onun hakkında bir karara varmamızı sağlıyor. 5 V. Bu sorgulama sonunda Abdülhamit Han'ın düşman- larının söylediği gibi "Kızıl Sultan" mı yoksa sevenle- rinin ileri sürdükleri gibi "Ulu Hakan" mı olduğuna siz karar vereceksiniz. Bu cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda numaralı cümlelerden hangisi sondan ikinci cümle olur? A) I B) I C) III D) IV E) V Diğer sayfaya geçiniz.

31. Bir de İstanbul'a geldim ki: bütün çarşı, pazar Naradan çalkanıyor, öyle ya... Hürriyet var Ne devirde hükümet ne ahalide bir iş Ne sanayi ne maarif ne alış var ne veriş Zevk-i hürriyeti onlar daha çok anlamalı Diye mekteplilerin mektebi tekmil kapalı Türlü adlarla çıkan namütenahi gazete Ayrılık tohumunu bol bol atıyor memlekete Bu dizelerin şairinin eleştirileri arasında, 1. Ülkenin ekonomisinin ve sanayisinin çöküşü ve işsizliğin baş göstermesi II. Tüm topluma, devlet dairelerine, okullara kadar yayılan başıboşluk III. Basının toplumu bölmesi, vicdan hürriyetinin yanlış algılanması; eğlenmek için borç alınarak Avrupa'ya gidilmesi yargılarından hangileri vardır? A) Yalnız ! D) I ve H B) Yalnız II C) I ve II E) I, II ve III

20. 1. Mitos ve tarih arasındaki farkın ne olduğu en sık soru- lan soruların başında gelir. II. Mitos; psikolojik gerçeklere, yaşamış insanlara, simge giymiş ve uzun zaman önce bizlere ulaşmak için, in- sanların arasında yürümeye başlayan biçimlere ve sü- reçlere gönderme yaptığı sürece doğrudur. III. Mitoslardan ise tanımlaması ve ayırması zor olan, ta- rihsel ve gerçek kişiliklerin olmadığı hatta var olup ol- madıkları bile bilinmeyen, efsanevi kişilerden oluşan fantastik öyküler olarak bahsedilir. IV. Bir geçmişi olan, yeryüzünün belli bir yerinde mey- dana gelmiş ya da tanınmış kişilerden bahseden tüm olaylar tarih olarak kabul edilir. V. Okuyanlara düşen iş ise bunların örtüsünü kaldırmak ve şeylerin derin anlamlarını yeniden bulmaktır. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? A) I ile III B) I ile V D) II ile IV E) III ile IV C) II ile III MIRAY Y 22

X 14. Her gün daha başka açıyor çiçek Gökyüzü daha mavi gittikçe Güneş daha rengârenk Şıngır mıngır demir ah gemiler Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur? A) Fiilden türemiş sözcük B) Birleşik yapılı isim W C) Kök hâlinde isim V D) Hâl eki almış sözcük E) Birden fazla belirteç