Paragrafta Yapı Soruları

APEGEM A imle oluş- K doğal afetler toplumun sosyoekonomik II. tehlikelerle ortaya çıkan olaylar olarak tanımlana- bilir I. önemli ölçüde can ve mal kaybına neden olan IV doğal etkenlerin neden olduğu doğal Vağırlıklı olarak ya da tamamen VI. ve kültürel etkinliklerini olumsuz yönde etkileyen Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluş- turacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? A) I B) III C) IV T-TI-V-IV-I D) V E) VI 2.3x 3

4. Bu gelişmeden sonra inşaattan mobilyaya, karavandan oyun- cağa kadar kullanım alanları genişlemiştir. Bu genişleme biraz da üretim şeklinden kaynaklanmaktadır. Ağaç parçalarının suya dayanıklı tutkalla yüksek basınç altında preslenmek suretiyle el- de edilmesi, bu ürünün tercih edilmesinin temel nedenidir. Şu- rası var ki alırken katman sayısı fazla olanı istemek gerek. Ne ka- dar çok katmanlı ise o kadar güçlü olur çünkü. Çok katmanda CNC kesimlerinde kat atma ve açma problemi de yaşanmaz. ----. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A A) Kontrplak üretiminde tek ağaç türü kullanıldığı için çarpılma ve dönme problemleri yaşanmıştır B) Kavak ağaçlarından elde edilen kontrplaklar mobilya, hobi, inşaat, otomotiv gibi birçok alanda kullanılmaktadır. CY Kontrplak üretiminde kullanılan ağaçların kalibresi düzgün olmalı, kalınlıklarının mümkün olduğu kadar homojenliği sağlanmalıdır D) Kontrplak hangi ağaç cinsi ile başlamışsa mobilyaya uygula- ma aşamasında da ona uygun bir tutkal seçilmelidir E) Kontrplak üretimi firavunlar devrine kadar uzanmasına rağ- men kontrplağın ilk sanayi üretimi 1896 yılında gerçekleş- miştir 125

1. Günler boyu umut dolu bir bekleyiş içindeydim. İlham perisinin ziyaretini bekliyordum. Ah, kalemimi oynatamıyordum bile! Oysa kısır bir yazar olduğumu hiçmi hiç düşünmemiştim. Hem şimdiye değin çıkarmış olduğum yirminin üzerinde ki şiir kitabı, üretken bir yazar olduğumu ortaya koymalıydı değil mi... Dile kolay. On beş yıllık şairlik yaşantımda yirminin üzerinde kitap yazabilmişim. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Ses olayına uymamaktan kaynaklanan yazım yanlışı vardır. B) Kaynaştırma ünsüzü alan sözcük vardır. C) Noktalama yanlışı yapılmıştır. D) Birden çok yazım yanlışı görülmektedir. E) Ünlü daralmas/görülmektedir.

P [ 5.(1) En iyi şiirler genç yaşlarda yazılmasına rağmen en iyi romanlar, ileri yaşlarda yazılır. (II) Şiir az sözle çok şey anlatma sanatı iken roman ise bir nevi sözü dolambaçlı S yollardan yürütme icrasıdır (III) Roman yazmak için belli bir yaşanmışlık gerekmektedir bu da ancak yaş almakla mümkün olabilir; şiir ise genç yaşta daha üretken olma- nın tesiriyle kendini ispatlayabilir. (IV) Roman okuru ta- sarrufludur, anlayışlıdır ve baskıcı değildir bu yüzden şiir okuruna göre yazardan daha az üslup başarısı bekler. (V) Şiirde orijinalliğe ulaşmak ve özgünlüğü yakalamak, romana nazaran çok daha çetrefilli bir durumdur. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi aynı düşünceyi aktarmaktadır? A) I ve II B) Ive III D) III ve IV C) II ve III E) IV ve V

(1) İnek sütünün taşıdığı alerji riskinin keçi sütünde ol- madığı söylentisinin aksine, keçi sütü de bebeklerde inek sütü kadar alerji ihtimali taşır. (II) İnek sütü alerjisi olan bebeklerin %92'sinin keçi sütüne de alerjisi olabilir. (III) Bunun nedeni ise iki süt çeşidinde de benzer protein içeriklerinin olmasıdır, yani inek sütü alerjisi olan bir bebek- te keçi ve koyun sütleri proteinler ile çapraz bir reaksiyon gösterebilir. (IV) Buna ek olarak; keçi sütü, inek sütüne göre daha fazla doymuş yağ içerir ve böbrek solüt yükü- nü arttırır; bu yükün artmasına sütün bileşiminde bulunan yüksek değerdeki protein ve tuz da neden olur. (V) Bu da sindirimin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmemesi durumunu ortaya çıkarır. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir? A) cümlede inek sütü ile keçi sütü, belirli bir özellik üze- rinden karşılaştırılmıştır. B) II. cümlede inek sütüne reaksiyon gösteren bebeklerin aynı reaksiyonu keçi sütüne de göstereceği ifade edil- miştir. II. cümlede neden-sonuç ilişkisi kurularak karşılaştırma yapılmıştır. V. cümlede inek sütündeki doymuş yağ oranının fazla- liğinin alerjen etki yaptığı vurgulanmıştır. V. cümlede keçi sütü ve inek sütünün sindirim sistemi- nin verimli çalışmasını sağladığı belirtilmiştir.

A A Deneme - 1 24. Aynı denemeyi okuyanlar, hiç bilmedikleri bir ülkede dolaşmaya çıkan gezginler gibidir. Ancak deneme bit- tiğinde her gezginin o ülkeden farklı izlenimlerle döndü- ğünü görürsünüz. Bu parçada deneme okurlarıyla ilgili olarak anlatıl- mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazınsal bir tat almak için okudukları B) Değerlendirmelerinde nesnel oldukları C) Değişik anlamlar çıkardıkları D) Benzer çıkarımlarda bulundukları E) Okuduklarını başkalarıyla paylaştıkları

A TYT/ TÜRKÇE A 30. ----. Çünkü yazar, yapıtlarını hiçbir zaman kendinden bağımsız olarak oluşturmaz. Mutlaka, yazısına yaşan- tısından izler bırakır. Eleştirmen, yazarların bıraktığı bu izleri takip etmeli, incelemeli ve böylece daha bü- tüncül olarak değerlendirme gayretini göstermelidir. Ay- rica yapıt, yazarından ayrılarak değerlendirilirse ortaya renklendirilmemiş bir resim çıkar. Bu durum, eleştiride okuru yanıltıcı birçok unsuru beraberinde getirir. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) Her eleştirmen, eleştirisine az ya da çok, duygu ve düşüncelerini katar B) Yazarların sözcükleri kullanma biçimi onların kişilik- leri hakkında bilgi verir C) Ele C) Eleştirmenler, değerlendirmelerinde yapıtı ve yaza- ini bir bütün olarak ele almalıdır D) Yazar, yapıtında okurun olaylara farklı yönlerden ba- kabilmesine olanak sağlamalıdır E) Yazarın okurla yapıt arasında sağlam bir ilgi kurabil- mesi, yapıtında konuşma dilini kullanmasıyla müm- kündür

22. (1) Müzeler çocuklar için eğlenebilecekleri, keşfedebile- cekleri ve çok farklı bilgileri öğrenebilecekleri yerlerdir. (II) Çocuğunuzu, müzelere gezmeye götürmeniz kuşku- suz onun hem genel kültürünü arttıracak hem de beraber keyifli vakit geçirmenizi sağlayacaktır. (III) Bunun yanın- da müzeler, çocuğunuza sanat sevgisini aşılamanız için de büyük bir fırsat olacaktır. (IV) Çocukların sanat anla- yışları, büyüklerin beklentilerine uymayabilir. (V) Müzele- ri gezmeden önce birtakım farklı hazırlıklarla bu zamanın hem daha keyifli hem de çocuğunuz için daha eğitici geçmesini sağlayabilirsiniz. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V 24.1. For öze 11. Di tik siz III. A V. SI S IV. E C Yuk bütü değ A)

cuklara hangisi 1/ 59 20. Kadın gezmekten zevk alıyormuş gibi yavaş yavaş yürüyordu. Çevredeki yüksek boylu çavdarlar üzerin- de, ara sıra gümüş rengi, ara sıra da kırmızımtırak pırıltılarla tatlı tatlı hışırdayan uzun dalgalar geziniyor, yükseklerde çalı kuşları ötüyordu. Fiilimsi ile Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Sifat türeten -ki B) Belirtisiz isim tamlaması C) Durum zarfı D) Birleşik zamanlı fiil E) Zarf-fiil Zarf olurm? E

9. Kimsenin dokunulmazlığı yok, hele de yazar ve şairlerin hiç yok. Bu yüzden eserlerine yöneltilen eleştirileri anlayışla karşılamaları gerekmektedir. Eğer yazdıklarını sadece kendileri için yazıyorlarsa söylenecek bir şey yok. O zaman da yazdıklarını neden bizlere ulaşması için bastırdıkları akla geli- yor Eleştirmen olarak bizler de birer okuyucuyuz ve sanatçıların eserleriyle ilgili düşüncelerimizi öz- gürce ifade etme hakkımız olduğunu düşünüyo- rum. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla- maz? A) Eleştirmenler de birer okuyucu oldukları için eserlerle ilgili kişisel yorumlarda bulunabilirler. B) Eserlerini sadece kendisi için yazmayan sanat- çıların eleştiriye açık olması gerekmektedir. C) Geniş kitlelere ulaşmak isteyen yazarların eleş- tiriye kulak tıkaması gerekmektedir. D) Yaşam içinde her birey eleştirilebilir, halka mâl olmuş yazar ve şairler ise kendilerini bundan dışarıda tutamaz. EX Eleştirmenler, fikirlerini herhangi bir baskı ol- madan hür olarak ifade etmelidir. 1 Y A R G I

ün 3 G A M A L çada numaralanmış cümlelerin hangisinde fil- Cv limskyoktur? A) I B) 11 C) III 4. Her şeyi söylemiş, konuşacak hiçbir şeyi kalmamış olanların suskunluğu ne kadar acı ve korkunçtur. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? E) A) Olumsuz isim cümlesidir. B) Öznesi bir söz öbeğinden oluşmuştur. C) Belgisiz sıfatlara yer verilmiştir. D) Tamlayanı adlaşmış sifat olan bir isim tamlaması kulla- nılmıştır. XUST E) Bir sözcükte birden fazla ses olayı vardır. at mial pundinsilux Dis Diğer Sayfaya Geçiniz

C) Gerçek eserin her okuyucuda ayhl bileceği 4675 D) Bir eserin oluşturulduğu dilin dışında başka bir dile çevrildiğinde değerinin tam olarak anlaşılamaya- cağ E) Bir eserin başka dillere çevrilmesinin onun varlığını sürdürmesi için yapay da olsa bir yaşam kaynağı sağladığı L ised emne, steve gjes nat libsmsblive iğHGBY 21. Aslında öykü de roman da misafirliktir. Roman, yatıya kalmaktır. Öykü, başka hayatlara bazen bir kahve içimi bazen de günübirlik konuk olmaktır. Latin Amerika'nın en büyük yazarlarından Gabriel García Márquez'in büyülü gerçekçiliğine tanık olmasaydım kuşkusuz, ölülerle dirilerin bu kadar yan yana durabildiğini öğre- nemeyecektim. Savaşların ve devrimlerin süregeldiği kanlı bir coğrafyada, ölüm o kadar içselleşmişti ki ya- şamın bir parçası olarak kabul edilmişti. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır. B) Tanımlama yapılmıştır C) Somutlamaya başvurulmuştur. D) Tanık göstermeden yararlanılmıştır. E) Karşılaştırma yapılmıştır sinioer 14010 CAP 9

6. (1) Fransızcanın yabancı dil olarak öğretilmesi için hazırlanmış yöntemlerde benimsenen dil, günlük Fransızcanın en sık ve en yaygın kullanım gösteren sözcüklerinden yararlanılarak hazır- lanmış ve çağdaş yöntemlerde öğretim temelini oluşturmuştur. (II) Ancak bu konuşmaların yapaylığı, gerçek iletişim du- rumlarından yola çıkılmasına, günlük dilde en sık kullanılan sözcüklerden yararlanılmasına karşın, açıkça görülmektedir. (III) Bu durum öğrencileri olumsuz yönde etkilemekte ve ça- lışmaları sürdürmek için gerekli olan güdülemeyi azaltmak- tadır. (IV) Fransızcayı anadil olarak konuşan kişilerin günlük dilsel kullanımlarında yer alan sözcükleri, değişik söyleyiş biçimlerini ve sözdizimsel özellikleri içermeyen yapay bir dil oluşturulmuştur. (V) Ne genç kuşağın aralarında konuşurken kullandığı sözcükler ne de değişik yörelerin deyiş ve söyleyiş özellikleri vardır. (VI) Böylece dili öğretmek aynı zamanda da ortamda yaygın biçimde kullanılan dil düzeylerini öğretimin dışında bırakmak çağdaş yöntemleri de geleneksel yöntem- leri de çıkmaza sokmaktadır. Bu parça iki paragrafa bölünmek istenirse ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra başlar? ENVI ALL/ B) II C) III

n r. i 2 4. Arapların da Biladışam (Şam beldesi) dedikleri Ürdün, aslında Suriye'nin ve eski Arabistan'ın bir parçası. Bugünkü Ürdün'ün güneyinde bir zamanlar Nebatiler ve onlardan hemen sonra Arapça konuşan Gassaniler ve Lahmiler hüküm sürmüş. Dolayısıyla bu bölge Suriye ve Filistin'in aksine sonradan değil, ezelden beri Arap beldesi. 19. yüzyılda Kafkasya'dan kovulan halkların önemli bir kısmını Osmanlı bugünkü Suriye ve Ürdün'e yerleştirmiş. Günümüz Ürdün'ü öteden beri burada yaşayan bedevi Araplar, yurdunu kaybeden sürgün Filistinliler, Kafkas asıllı Çerkez ve Dağıstanlılar, binlerce yıldır buralı Aramilerle onların torunu Hristiyan Arapların ülkesi. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Ürdün, doğal kaynaklar konusunda komşusu Arap ülkeleri kadar şanslı değil. B) Şeria Vadisi içinde bulunan Ürdün'e Avrupalılar Jordan, İbraniler Yardan diyor. C) Nebatilerin pembe renkli başkenti Petra'yı gezmek için Ürdün'deyiz. D) Türkiye'nin güneyinde kalan Ürdün, turizm ülkesi olduğu için diğer Arap ülkelerinden farklı. E) İsrail'le Arap ülkeleri arasında köprü görevindeki tarafsız bölge burası. Diğer sayfaya geçiniz.

7. 1. Bu da sizin sanatınızı ciddi anlamda kısıtlar II. Her şeyin gerçek anlamının kastedildiği konuş malar vavan olur. ill. Aslında sözcükleri mecaz anlamıyla kullanma alışkanlığımız kendimizi ifade edebildiğimiz grup- larda büyük etki oluşturabilir. IV. Eğer bulunduğunuz ortam sizi pek iyi tanımıyor ise sözcüklerin gerçek anlamlarına sarılırsınız. V. Bunu kırabilirseniz hem konuşmanız hem de zih- ninizdekiler tam olarak anlam kazanır. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olar? A) I B) || C) ||| D) IV E) V 10.

1.1. Bu da sizin saranızı ciddi anlamda kısıtlar IL Her sevin gerçek anlamının kastedildiği konuş- malar yalan olur. III Asinda sözker mecaz anamıyla kullanma alşlanığımız kendimizi ifade edebildiğimiz grup- larda büyük eti ouşturabilir. N. Eğer bulunduğunuz otam sizi pek iyi tanımıyor se stzakerin gerçek anlamianna sanlirsiniz. W. Bunu krabilirseniz hem konuşmanız hem de zih- nimizzzexier tam olarak anlam kazanır. Yukandaki cümleler anlamlı bir bitin oluşturacak bicinde sralandığında hangisi baştan üçüncü BI DIV EV