Paragrafta Yapı Soruları

gisi fillimal di. m. ordu. ortasına, inan. ak in- 15. 1. III. IV. V. Saltanatın gözünü kör etmemesi, onu halkın gö- zünde daha da değerli kıldı. Senin düşüncesizce davranışlarından herkes si- kıldı artık. Servetifünun şiirindeki melankolik ortam, o günkü ortamdan beslenmiştir. Son zamanlarda iyice içine kapandı, kimseyle konuşmaz oldu. Üslubunuzu akıcı hale getirmek için doğrudan anlatım yolunu seçmelisiniz. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, yardımcı fiil kullanılmıştır. B II. cümlede, belgisiz zamir kullanılmıştır. C) III. cümlede, belirtisiz isim tamlaması, sıfat göre- vindedir. D) IV. cümlede, zarf fiil kullanılmıştır. 2 E) V. cümlede, isim fiil grubu kullanılmıştır. 18. Z

DGS/Sözel 13/ 1. Ilk hikâyeciler insanın iç dünyasının keşfiyle henüz ilgi- 7 lenmeye başlamadıkları için eylemin peşinden koşar- lar. II. Şimdiki zamanı yakalamaya çalışan iç monologiar dev- reye girer. III. Eylemin eyleme geçeni betimlediği, bir anlamda onun portresi olduğu düşüncesinin karşılığını Decameron'da da Binbir Gece Masalları'nda da görürüz. A IV. Ama her yeni an bir sonrakini unutturacaktır. V. Bu romanlarla birlikte "ben" arayışı yön değiştirir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir parag- raf oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) V E) V ANAMORFIK YAYINLARI 15, 16,

AYINLARI 1. Umarım kod yazmaya başlayan çocuklar, daha orta- okul çağında mühendislik disiplinleriyle de tanışırlar. II. Bu aralar çocuk yaşta kod yazmayı öğrenme akımı başladı. DGS RESITAL III. Hindistan neredeyse tüm dünyanın kodunu yazıyor, ama yalnızca kodunu yazıyor. IV. Sistem oluşturamıyor, uçtan uca bir fabrikanın sistemi- ni oluşturmak için "daha bir şeyleri de öğrenmek" gere- kiyor. V. Kimsenin şevkini kırmak istemem ama çocuklar kod yazmada kalır, arkası gelmez, algoritma oluşturmaya geçemezler ise Hindistan'ın düştüğü yanlışa düşeriz. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir parag- raf oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi sonun- cu olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

Klasik hâline gelmiş yakın dönem romanlarını ya da öykülerini okuduğumuzda her ne kadar yıllar öncesinde yazılmış ve o dönemi anlatıyor da olsa sanki günümüzde yaşanmış hissini duyumsayarak okuruz. Bunun sebebi, yıllar da geçse teknoloji de ilerlese asılda var olan - A) kasvetli ortamın bir türlü yok edilememesidir B) kişilerin hayal dünyasının gelişmiş olmasıdır C) uzun zaman boyunca aynı hataları tekrarlamamızdır diyebiliriz D) dertlerin, yaşanan sıkıntıların hiçbir zaman değişme- mesidir E) ikinci gerçek hikâyenin dönüp dolaşıp bizi bir yerlerde anmasıdır aslında ANAMORF

s 1 Yani sözün hemen söylendiği anda, nefesle doluyken bizde yarattığı etkiden. II. Walter Benjamin'in aura dediği şeyden bahsediyorum aslında. III. Işte o hoş sohbet, hikâye anlatmasını bilen insan- larla konuştuğumuzda onların yanı başına oturup sözcüklerine kulak verdiğimizde içimize bir ferahlık yayıldığını hissederiz. IV. Hoş sohbet insanlar vardır, bilirsiniz. V. Sanki bu dünyanın gizemini çözmüşçesine bir bilge- likle konuşurlar, hiçbir soruya cevap vermeseler de hiç öyle doğrudan felsefi bir meseleye dalmasalar da insan pek çok şeyin cevabını almış gibi garip bir ra- hatlamayla kalkar onların yanından. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir para- graf oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? (A) I B) II C) III D) IV E) V ANAMORFİK YAYINLARI 14

zengin bir nde kisinde yoğun iş tamlamalar mayı içindeki naları işlerken geselini sunan in üne seriyor. UcDört Best 12 32. Şairimiz, divan edebiyatı merakının yanı sıra halk şiirine de ciddi ilgi duymaktadır. Eski edebiyat geleneklerini öğrenip onlar üzerine kendi sanatını bina etmiştir. Ancak onun ilgi alanı sadece eski edebiyatlar değildir. Modern Türk şiirinin önemli eserlerine hakimdir. Batı şiirini de öğrenmiş, özellikle Fransız sembolistlerini ve Alman romantik yazarlarını okumuştur. Bu ülkelerin dillerini bilmesi, ona şiir bilgisinde çok büyük faydalar sağlamıştır. Bu kadar geniş bir şiir kültürünün farkında olmasına rağmen yalnızca üç kitap yayımlamıştır. Onlarda da toplasanız elli altmış şiir bile yoktur. Onun bu kadar yoğun bir şiir uğraşına karşın az sayıda eser vermesi, galiba şiiri çok iyi bilmesinden kaynaklanıyor. Halis şiiri o kadar iyi biliyor ki kendi yazdıklarının çoğunu beğenmiyor ve her sözcüğün üzerinde saatlerce düşünüyor. Parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi sözü edilen şairin bir özelliği olamaz? A) Şiir yazarken oldukça titiz davranmaktadır. B) Yazdığı şiirler, şiire olan ilgisine göre çok az sayıdadır. CFarklı geleneklerin eserlerini tanıma fırsatı bulmuştur. D) Yabancı edebî metinleri tercümeye gerek kalmadan okumuştur. E) Türk şiir geleneğini yetersiz bularak Batı'ya yönelmiştir. UcDört Bes Diğer sayfaya geçiniz. of akade E) Olması ge yazmakla

13. 1. Umarım kod yazmaya başlayan çocuklar, daha orta- okul çağında mühendislik disiplinleriyle de tanışırlar. II. Bu aralar çocuk yaşta kod yazmayı öğrenme akımı başladı. III. Hindistan neredeyse tüm dünyanın kodunu yazıyor, ama yalnızca kodunu yazıyor. IV. Sistem oluşturamıyor, uçtan uca bir fabrikanın sistemi- ni oluşturmak için "daha bir şeyleri de öğrenmek" gere- kiyor. V. Kimsenin şevkini kırmak istemem ama çocuklar kod yazmada kalır, arkası gelmez, algoritma oluşturmaya geçemezler ise Hindistan'ın düştüğü yanlışa düşeriz. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir parag- raf oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi sonun- cu olur? A) I B) II C) III D) IV/ 1657 E) V

4. (1) Uzay filmleri ve büyük savaş filmlerinde teknolojinin fil- me sağladığı olanak, hiç şüphesiz büyüktür. (II) Beş dalda Oscar alan Gladyatör filminden teknolojiyi çekip alsanız film çıplak kalır örneğin. (1) On binlerce insanı arena tri- bünlerine toplamak mümkün olsa bile o savaş sahnelerini bire bir çekmek olanaksızdır. XIVY Bunun gibi, on bir Oscar almış Titanik filminde o dev geminin batışı bugünkü tekno- lojiyle anlatılmaşa film, basit bir aşk hikâyesi olmaktan kurtulamaz((V) Sağladığı onca kolaylığa rağmen teknoloji; filmlerde hikayenin çürük çıkması, seyirciyi yakalayama- ması, kadronun uyumsuzluğu gibi sonuçları da ortadan kaldıramıyor. (VI) 1985 yapımı Su Dünyası filminin büyük harcamalarla yapılmış olmasına rağmen istendiği kadar başarı elde edememesi buna örnektir. Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlatılmalı- dir? A) II B) III C) IV D) V E) VI Diğer sayfaya geçiniz.

5.9 A A yaşamına ilişkin gözlemlerinin derinliğiyle ve geliştirdiği yerel ve öznel yaklaşımlarla ulaştığı re boyut III. sanat tarihi içinde var olan örneklerin izinden IV. Ali Avni Çelebi'nin 1928 yılına tarihlenen mun V. "Maskeli Balo" adlı yapıtı, sanatçının metropol asti VI. Türk resim sanatına kattığı öncü atılımları ka- ed nıtlar leain sunupublc Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cüm- le oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A)I B) II C) III D) IV E) V

elimi akta, türlü den öre ca- 'ler DENEME- 11. I. Ama şiir yazmanın bu kadar kolay olmadığını bilmesi gerekiyor. II. Bir şeyden etkilenmeye görsün, hemen bir köşeye çekilip şiir yazıyor. III. Bugünlerde oğlum; gördüğü, okuduğu, dinlediği her şeyi bir şiirle anlatmak hevesinde. IV. Henüz anlamayacağı şeyleri ona anlatmak, yazdık- larının çocukça şeyler olduğunu, hevesini ve kalbini kırmadan söylemek zor oluyor. V. Yazdığı şiiri de beğenilmesini isteyen bir havayla bana doğru uzatıyor. Yukarıdaki cümlelerle anlam bütünlüğü olan bir pa- ragraf oluşturulsa sondan ikinci cümle hangisi olur? C) III (D) IV E) V A) I B) II

I. -- Düşünce, yalnızca düşünce değildir. Düşünceler, bir gömlek gibi vücudumuza yapışmıştır. Üstelik düşüncelerimizle yıllarca bir çevre oluşturmuşuzdur. O çevre içinde kendimizi ifade ederiz. Dolayısıyla bilimsel gerçeklere inandığını söyleyen birçok insan da dahil olmak üzere, insanların düşüncelerinde yıllar geçse de bir milimetre sapma olmaz, düşünceleri bir gelişme de göstermez. İşin garibi de bunu tutarlı olmakla açıklamalarıdır. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Düşünceler, özellikle belirli bir yaştan sonra kolay kolay değişmez B) Düşüncenin varlığı başlı başına bir önem taşır C) İnsanın var oluşu, düşünme yeteneğiyle birlikte başlar D) Düşüncenin insan yaşamını biçimlendirdiği gerçeği yadsınamaz E) Düşünceler ile insanın kişiliği arasında sıkı bir ilişki vardır

B B 21. Eldeki verilere göre Türkçenin Arap alfabesiyle yazımi 11. yüzyılda başlamıştır. Arapça olarak kaleme alınan ve 1073 tarihinde tamamlanan Divanü Lugati't-Türk, içerisinde epe yi Türkçe cümle ve kelime barındırmaktadır. Karahanlı Dö- nemi'nde yazılmış olan bu eserdeki Türkçe kelime ve cüm- leler, tarihinden emin olunan ve Arap harfleriyle yazılmış olan ilk metinler olarak kabul edilebilir. Anadolu sahasın- da Arap harfleriyle yazılmış olan ilk Türkçe eserin hangisi olduğu veya Arap harfli ilk Türkçe eserin hangi tarihte ya- zıldığı meselesi epeyi tartışmalıdır fakat genel kanaat Ana- dolu'da Türkçenin Arap harfleriyle yazımına 13. yüzyılın sonlarında başlandığı yönündedir. Bu parçadan Divanü Lügati't-Türk ile ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi kesin çıkarılabilir? A) 11. yüzyılda yazılmaya başlanan eser tamamen Türk- çe kelimelerden oluşmaktadır. Eserdeki Türkçe ifadeler tarihte yazıya geçirilen ilk Türk- çe kelimelerdir. C) Eser Türkçede Arap harfleriyle yazılan ilk Türkçe eser mahiyetindedir. D) Karahanlı Dönemi'nde yazılan eser, 11. yüzyılda tamam- lanmıştır. E) Eser Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçe öğ- retmek için kaleme alınmıştır. sing

20. (V) Ama yolarlarsa Eyüp Peygamber ipeği gi- Di yumuşak olur. (V) Zavallı keçileri yolarken feryatları göklere ulaşır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra düşüncenin akışına göre "Ama büyükler, on- ların feryat etmelerine çare bulmuşlardır." cümlesi ge- tirilebilir? A) I B) II C) III D) IV Kuantum bilgisayarlarda bilginin kodlandığı birim- lerse kübit olarak adlandırılır. Klasik bilgisayarlar ile kuantum bilgisayarlar ara- sındaki temel fark, bilginin kodlandığı ve işlendiği birimlerin çalışma biçimleridir. E) V Hem kübitlerin yapısı ve davranışları hem de kü- bitler üzerinde yapılan işlemler kuantum fiziğiyle açıklanır. Hem bitlerin yapısı ve davranışları hem de bitler üzerinde yapılan işlemler klasik fizikle açıklanır. V. Klasik bilgisayarlarda bilginin kodlandığı birimler bit olarak adlandırılır. V-1 C) III Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bü- tün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baş- tan üçüncü olur? A) I B) II 11-10- t D) IV E) V 5 22.

11. Günümüz edebiyatının birçok örneğinde, bir amaç veya düşünce uğruna savaşan ve belirli bir noktaya varmaya çalışan karakterlerin hikâyelerine rastlanır. Kişinin önüne sayısız engel çıkar ancak bu kişi 11 yılmadan ve yorulmadan hepsini atlatacak ve IV amacına ulaşacaktır. BIDERS YAYINCILIK Bu parçadaki altı çizili sözcükler ve işlevleriyle il- gili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) I. sözcük bulunma hâli eki almış bir addır. BY 11. sözcük iyelik eki almış bir addır. CI. sözcük miktar bildiren bir zarftır. IV. sözcük ayrılma hâli eki almış bir addır. V. sözcük hem iyelik hem hâl eki almış bir addır. 244 folc olmus bir kuşağın birt he (1) ģ

13. Fırtınayı andıran orkestra sesleri Bir ürperiş getirir senin sinirlerine, Istırap çekenlerin acıklı nefesleri Bizde geçer en hazin bir musiki yerine! Bu dizelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangileri doğru- dur? I. Zaman zarfı vardır. II. Üç fiilimsi türü örneklendirilmiştir. III. Adlaşmış sifat kullanılmıştır. IV. Belirtili isim tamlaması vardır. A)I-II B) I-III C) II-III D) II-IV E) III-IV

4. U 16 Güller arasında seni bensiz gören olmuş 1 84 Gönlüm yüzünün rengine düşmüş de ben olmuş || Duydum ki güzel gözlerini çok seven olmuş IV Gönlüm yüzünün rengine düşmüş de ben olmuş V Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. sözcük, hem iyelik hem durum eki almış bir isimdir. LOT B) II. sözcük, iyelik eki almış soyut bir isimdir. 2S102 \ Cyll. sözcük, hem tamlanan hem de tamlayan eki almış bir isimdir. D D) IV. sözcük, birden çok iyelik eki almış bir somut isim- dir. E) V. sözcük, iyelik ekinden sonra tamlayan eki almış bir isimdir.