Paragrafta Yapı Soruları

TYT/ Türkçe Her ikimizin de mevsimlik dostları olmuştu. Bazen aylarca hatta yıllarca birbirimizi görmediğimiz olurdu. Öyleyken içimde onun uzaklaştığını ve artık bana yabancı olduğunu duymazdım. Bu duygu onda da vardı. Aramızdaki dostluk, dostluktan başka bir şeydi. Yahya Kemal ile de uzun dostluk senelerimiz oldu. Onunla da İstanbul'un dört bucağını gezdik ama Yahya Kemal ile bozuşabilirdim. Fakat ben Tanpınar ile bozuşamazdım. Onunla dargınlığımız kendi içimizde kalan bir hırslanma olurdu. 4. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Kötü günlerde başvurabileceğimiz dostlar B) Hayatın her döneminde yanımızda olan dostlar C) Menfaat odaklı dostluklar D) Gönülden istemediğimiz, zorunluluklarda doğan dostluklar E) Kısa süreli, geçici dostluklar

üst olduğu, ikmiş bir emtlerde pelik mseyen ması ması 7. Gazeteci : Yazar: Deneme 6 -Gazetecilik ve politika, bana insanları ve onların sorunlarını, özellikle toplum olarak yaşadığımız sorunları yakından öğretti. Uzun yıllar içine girdiğim, yaşadığım ya da gazeteci olarak izlediğim olayları, bu olayların kahramanlarını vermeyi düşündüm durdum bir tiyatro eserinde. Uğraşılarım iki yıl önce Şehir Tiyatrosunda oynanan oyuna kadar süregeldi. Gazeteci : (II)---- Yazar: was bu anni - Tiyatroyu anlamak için tiyatronun içine iyice girmek gerekir. Yani tiyatro yazarı olgun eserler vermek istiyorsa kendini tümüyle tiyatroya vermelidir. Ayrıca olgun tiyatro eseri vermede "yazar-tiyatro" iş birliğinin daha anlayışlı yürütülmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum.ne Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıda verilenlerden hangisi sırasıyla getirilebilir? 8, A) (1) Türk toplumunda tiyatro yazarlığının yeni yeni yerini alması sizce bir gecikme midir? (II) "Yazar - tiyatro" iş birliği, tiyatronun gelişiminde nasıl bir rol oynuyor? Parag ave(II) Sizce, bir tiyatro yazarının olgun eserler vermesi nelere bağlıdır? 50 B) (1) Tiyatroya gazetecilikten geçtiğinize göre sizi bu edebiyat türüne sürükleyen nedenleri söyler misiniz? (1) C ve (11) are C)(I) Bütün oyunlarınızda bir köşeye sıkışmış küçük X insanları toplumsal yönden incelediğiniz doğru mu? 000 s/blab imiy eb nipi (II) İyi bir tiyatro yazarı olabilmek için tiyatronun içinden gelmek mi gerekir? exemplarinsy DY (1) Gazeteciliği bırakıp tiyatro yazarlığına soyunmak aklınıza nereden geldi? Jovital blev aç ka de e g 9 (II) Tiyatrodan önce de yazdığınızı biliyoruz, onlarda ne tür konulara değindiniz? Sunday (1) Bir tiyatro yazarı olarak oyunlarınızın sahnelenmesi sizi heyecanlandırıyor mu? (II) Bir tiyatro eserindeki olgunluk, yazarının deneyimiy doğrudan bağlantılı mıdır? simon (O

i çok eğil, tani- da a'ya zyıl- cler- lar, miş. cü er- zi- aşı sa et ve Paraf Yayınları PARAGRAFIN YARDIMCI DÜŞÜNCELERİ İstanbul'da bir oyuncak müzesi olduğunu biliyor muydunuz? Hem de bundan 11 sene önce, tam da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günü kapılarını ziyaretçilerine açtığını... Müzenin kurucusu şair Sunay Akın, müzede sergilenen oyuncakları "ha- yatının şiiri"nin eksik misralarını tamamlar gibi dünyanın dört bir yerindeki ülkelerden topluyor ve Göztepe'deki tarihî konağında bizlerle buluşturuyor. Müzeyi gezerken bir zaman tüneline girdi- ğinizi hissedeceksiniz. Tünelde kendi çocukluğunuzla da karşı- laşacaksınız, sakın şaşırmayın. Yanınızda çocuğunuz varsa bel- ki de ilk kez onunla bir ortak zevki paylaştığınızı fark edeceksiniz aranızdaki onca yaşa rağmen. Hem belki, eğer siz de uslu bir ço- cuk olursanız Sunay Akın'ı görebilirsiniz müzenin kafeteryasında kahvesini içerken. Kim bilir, belki bir de kitabını imzalar sizin için. Bu parçada Oyuncak Müzesi ile ilgili olarak, 7. 1. Değişik kültürlere ait oyuncaklar içermesi II. Kurucusunun yaşamının bazı eksiklerini kapatması III. Modern bir mekâna sahip olması Büyüklere de hitap etmesi V. Ziyaretçilerine kitap hediye edilmesi özelliklerinden hangilerine değinilmemiştir? A) I ve II D) Illve V B) II ve III EVN ve V PA C) I ve IV

2. • Üstün Dökmen, bu dünyada "küçük şeyler" olmadığını sa- vunmaktadır. • Olumsuzluklara odaklanarak hayatını zehir etmek isteme- yenler, bu görüşe destek vermişlerdir. doğru bir biçimde bir Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde bir- leştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? (A) Olumsuzluklara odaklanmanın insana hayatı zehir edeceği- ne inananlar, Üstün Dökmen'in "küçük şeyler yoktur” dü- şüncesini desteklemişlerdir. Sisöm ley. BY Hayatını olumsuzluklara odaklamayarak yaşanabilir bir dün- ya oluşturma düşüncesi taşıyanlar, Üstün Dökmen'in "kü- çük şeyler yoktur" iddiasını desteklemişlerdir. hub insanın olumsuzluklar karşısında takınacağı tavrın çok önem- li olduğunu bilenler, "küçük şeyler"in olmadığını savunan Üstün Dökmen'den ayrılmaktadırlar. iamtibe D Hayatını güzelleştirmek için çaba sarf edenler, her türlü olum- Debiemnuz suzluk karşısında Üstün Dökmen'in "küçük şeyler" bakışını abstem eleştirmektedirler. ys Hayatından bütün olumsuzlukları bir türlü çıkaramayanlara Üstün Dökmen "küçük şeyler" olmadığını söyleyerek yol gös- termektedir.

20. Ödevini yapmayan çocuk neden yapmaz? İç motivas- yonu oluşmamıştır. Öğrenmenin keyfini almamıştır. İç motivasyon oluşturmak zaman alır. Aileler bu zamanı vermek istemez ya da nasıl iç motivasyon nasıl oluş- turulur bilmez. Dahası kontrolcü aileler, çocuklarını kontrol etmek için ödülü kullanır. - ==== 1. Çocuk, kendi kontrollerinin altından çıksın iste- mezler. II. Çocuk, birey olursa, aileyi terk edecek zannederler ve çocuğu ödül, övgü gibi kontrol mekanizmala- rıyla elleri altında tutarlar. III. Aslında ödül, çocuğun değil ailenin ihtiyacını kar- şılar. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yuka- rıdakilerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II E) I, II ve III C) Yalnız III

33. (1) Köye her gidişimde çocukken arkadaşlık ettiğim yaş- lı çam ağaçlarından anamın arkadaşı kadınlara kadar birçok şey beni etkiler. (II) En çok da sabah erkenden evlerin önlerinde içi süt dolu bakraçlarla bekleyen ka- dınlardan etkilenirim. (III) Hepsi güneşle birlikte uyanır, damların loş karanlığına açılan kapılardan içeri inekle- rin isimlerini söyleyerek girerler. (IV) Birçoğu 5-6 tane ineği her sabah sağarken aslında ağır işçiler gibi çalışır. (V) Ama yine de süt sağmak onlar için biraz kutsal bir şeydir. (VI) Maharetli elleriyle sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yaşamı kurmaya başladıklarını bilirler. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra düşüncenin akışına göre "İnekler de onların kokusunu bilir, sütlerini nazlanmadan onlara teslim eder." cümlesi getirilebilir? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

13. Polyannacılık tabiri, en kötü zamanlarında bile babası- nın kendisine öğrettiği mutluluk oyununu oynayan küçük bir kızın hikâyesinden gelir. Psikolojide, kaybedilen herhangi bir şey için üzülmek yerine elindekilerle yetin- me ve mutlu olma davranışıdır. Polyannacılık oynayan insanlar, kötü olayların iyi taraflarını görmeye çalışır. Bu kişiler iyimser olmakla birlikte aynı zamanda prob- lemlerin de farkındadır. Olumsuzlukları yakalar ama olumlu durumları vurgular, şikâyet etmek için nedeni vardır ama gülümsemeyi seçer. Polyannacılık, kötü bir davranış biçimi değildir; aslında 1. kişiler her olayın iyi tarafını görmeye çalışarak üzücü olayları kendi içinde bastırmayı tercih eder ---- II. kişiler bir toplulukta kabul görmek adına kendilerine katlanması zor bir tür ceza vermiş olur I burada bir savunma mekanizması söz konusudur, psikolojik olarak her insan etkiye tepki verir Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yuka- rıdakilerden hangileri getirilebilir? A) Yani D) I ve II B) Yalnız II TYT Türkçe Denemeleri E) II ve III Yalnız III ... YAYIND

4. Müşterilerin alışveriş davranışlarını özümseyebilmek için onların sadece rasyonel kararlar verdiklerini kabul etmek- tense, onların duygularını da hesaba katarak satın aldık- ları ürünün sembolik değerlerine de odaklanmak da gerekebilir. Ayrıca alışveriş ortamının tasarımı sırasında tüketicilerin sadece mantıklarıyla hareket ettiklerini ve rasyonel unsurlara göre tercihlerini yaptıklarını varsaymak her zaman doğru sonuçlar vermeyebilir. Günümüzde, duy-; gusal çerçeveden bakılarak alışveriş deneyiminin mağaza içindeki atmosferden, kokudan, müzikten, renklerden ye tasarımdan da etkilendiği ve kararlarında hazcı unsurların etkili olduğu da kabul edilmektedir. Dolayısıyla ----- Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir? A) alışveriş deneyiminin sadece faydacı anlayışla değil or- tamdaki duyguları harekete geçirebilecek unsurlarla da şekillendiğini kabul etmek mümkündür. B) alışveriş anında bu unsurlar, göz önünde bulundurul- mali ve ihtiyacın dışına çıkılmamaya dikkat edilmelidir. C) alışveriş deneyiminde duyguların önüne geçilmeye ça- lışılmalıdır. D) çeşitli duygusal ögelerle alışveriş deneyimi zevkli ve eğlenceli bir duruma getirilmeye çalışılmaktadır. E) alışveriş deneyimi bu ve buna benzer unsurlarla sıra- dan olmaktan uzaklaşmış olur.

9. Amerika benim ana temalarımdan biri ve oradan uzakta yaşadığım için artık ülkemi farklı bir gözle gördüğümü hissediyorum. Daha eleştirel ya da daha yumuşak değil bu yeni bakışım ama bir yabancının bakışı. Asimetrinin altında yatan politik meseleler, kuşkusuz ki benim başka ülkelerde yaşadığım deneyimlere çok şey borçlu. Bunun yanı sıra New York'ta değil de Milano'da yazıyor olmak benim için bir özgürlüktü. Burada edebiyat dünyasından fiziki olarak çok izole hissetmedim kendimi ama psiko- lojik olarak uzaktım. Bu da kendinizin daha az farkında olarak yazmanıza yarıyor. Kendinizden ziyade öyküyü ve okuyucuyu kayırıyorsunuz. Burada olmak estetik açı- dan da ilham vericiydi. Yıllar önce, sanat tarihi okudu- ğum yıllarda buraya tezim için araştırma yapmak üzere gelmiştim. İtalyan görsel sanatlarında sıkça karşımıza çıkan bazı formlar ve imgeler öykünün çatısını oluş- turdu. Roman neredeyse bir "triptik" (üç panelli tablo) gibi kuruldu. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Hayata olan bakış açınızı değiştiren Avrupa şehir- Neri miydi? B) Avrupa'dan bir bakışla uzakları yazmayı istediniz mì? Avrupa'dan yazmak, düşünsel sınırlarınızı kaldırı- yor mu? D) Farklı türleri farklı mekânlardan yazmayı çok mu istediniz? E) Avrupa'ya göç etmek dünyaya bakışınızı ve yazma biçiminizi değiştirdi mi?

2. 1940'lı yıllarda sanat hayatına atılan, uzun yıllar aşk, kadın, ayrılık, ölüm, çaresizlik konularını işleyen lirik şiirleri, rubaileri ve hicivleri ile bir döneme dam- gasını vurmuş, hiçbir edebî harekete dâhil olmadan kendi tarzını yaratabilmiş bir şairdir. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi- nin örneği yoktur? A) Dönüşlülük zamiri B) Çekimli fiil Durum zarfı D) Belgisiz sifat E) Edat

18. "İyi öykü nasıl yazılır?" sorusunun genelgeçer bir yanıtı yoktur ama nitelikli öykülerin bazı ortak özellikleri vardır. Cümleleri rastlantısallıktan uzaktır bu öykülerin çünkü eylemler güçlü bağlarla bağlıdır. Genellikle çağrışımlara açık bir yapısı vardır. Ayrıntılar anlamı çoğaltır ve o öyküyü sahici kılan bir atmosferi bulunur. Ögelerine, bileşenlerine ayrılmasının pek mümkün olmadığı, bir formüle indirgenmeyi yadsıyan öykülerdir bunlar aynı zamanda. Bu öyküleri yazanlar, bir de üstüne kendi yazdıkları üzerine düşünen, hayatın ve insanın ne olduğuna dair kafa yormuş kişilerdir. Yapıtları da bu zihinsel egzersizin vücut bulmuş hâlidir. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi nitelikli öykülerin özelliklerinden biri değildir? A) Yoğun ve özlü bir anlatımının olması Y B) Sabit bir şablona dayanmaması 4 C) Özetlenmesinin mümkün olmaması q ✓ D) İyi düşünülmüş bir içeriğinin olması E) Neden-sonuç ilgisinin sağlam kurulması

12. 1. Rabia'yı öteki çocuklardan ayıran şey, İmam'ın tesirine bu kadar erken maruz olmasıydı. phor 16blu *10 II. PARAGRAFTA YAPI - V Rabia, zamanındaki bütün akranları gibi, beş yaşında tabla dökmeye, kahve fincanı yıkama- ya başladı. Im III. Hele büyükbabasının hizmetine hep o bakardı. on s IV. Bunlar, Sinekli Bakkal'da her kız çocuğu için o -DO BRY zaman tabii olan şeylerdi. V. Yedi yaşında adamakıllı ev işi gören bir kızdı. şim Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir parça u oluşturmak istesek hangisi son cümle olur? imaet ibnex id emer gimpled animae ibnex nid id B) II C) III D) IV E) V I Yea A) 1 -atal in A memeb (1) Romanın kendi ya

● Konser, tiyatro gibi dünyadan kopup kendimizi sanatın kollarına teslim edebileceğimiz ne güzel faaliyetler vardır. Oysa böyle hoş vakit geçirebileceğimiz ortamlarda, cep telefonuyla mesaj göndermeye, arayan var mı diye her on dakikada bir telefonumuzu kontrol etmeye, böylelikle de cep telefonunun aydınlanan ekranı ile yanımızda otu- ran ve tüm arzusu iki saat huzur bulmak olan izleyicinin konsantrasyonunu bozmaya bayılırız. Yine gittiğimiz sine- mada sanki salonda başka kimse yokmuşçasına özgür- ce filmin her karesinin kritiğini yapmasak olmaz. Çünkü dünyanın en ünlü sinema eleştirmeniyiz, mutlaka yorum yaparak çevremize rahatsızlık vermemiz gerek. Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak 1. Sanatsal etkinliklerden gereği gibi faydalanılmamasın- dan ve bu etkinlikler sırasında çevrenin rahatsız edil- mesinden yakınmaktadır. II. Teknoloji bağımlısı olup her yerde teknolojinin kullanıl- masını teşvik edenlerden rahatsızlık duymaktadır. III. Zamanın önemsiz şeylerle doldurularak hayatın tadı- nın çıkarılmamasını eleştirmektedir. yargılarından hangileri doğrudur? A) Yalnız D) Ive Il B) Yalnız II 7. C) Yalnız III E) I, II ve IN

A) I B) II C) III D) IV TYT 7. DENEME 19. (1) Konaklamanın tarihi eskilere uzanır. (II) Osman- lıda yolcuların gereksinimlerini karşılamak için ker- vansaraylar inşa edilmişti. (III) Bir kısmı bugün butik otellere çevrilen kervansaraylar, o dönemde devletin koruması altındaydı ve önemli bir işlev görüyordu. (IV) Osmanlı Dönemi İstanbul'unda bu amaçla ya- pılmış birçok hana rastlamak mümkündü. (V) Ayak- ta kalan bu hanların bazıları günümüzde ticaret için kullanılmaktadır. E) V Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisin- den sonra düşüncenin akışına göre "Şehirlerde ise dışarıdan gelenlerin konaklayabileceği hanlar vardı." cümlesi getirilmelidir? A) I B) II C) III D) IV E) V 5

9. you nen Antik Çağ'dayken kadının erkeğin peşinden koştuğu aşk ilişkisinde Leyla ve Mecnun'la birlikte kadın, erkeğin pe- şinden koştuğu, gönlünü kazanmak için serenatlar oku- duğu hatta ulaşmak için önünde diz çöküp yalvardığı bir varlık statüsünü kazanmıştır. Bu cümlenin işten etkilenen ögesinde (nesnesinde) aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Özel isim B) Sifat-fiil grubu C) Edat (ilgeç) D) Bağlaç E) Zarf-fiil (bağ-fiil) an 931 men 07 dik ecek mis A R M L 11

2022 - TY 30 Bilim tarihi, 21. yüzyılın ilk yıllarında hareketli akade- mik tartışmalara konuk oldu. (1) Bu durum kısmen, o dönemde bilim tarihin kimliğinin yeni yorumlara açık hâle gelmesinden kaynaklanıyordu. (11) 20. yüzyılın en büyük tarihçilerinden ve bilim felsefecilerinden Karl Popper (1902-1994) bilim tarihinin imkânsız hayallerden, inattan ve hatalardan oluştuğunu söylü- yordu. (III) Başka bir deyişle, bilim tarihi bizi şimdiler-/ de yanlış olduğunu bildiğimiz geçmişteki iddialara ve inanışlara götürür. (IV) Neslimizin önde gelen bilim tarihçilerinden Peter Dear ise bu görüşe şüpheyle yaklaşır. Dear, kışkırtıcı biçimde şu soruyu yöneltir: "Bilim tarihi neyin tarihidir?" (V) "Bilimin" modern tanımı, onu doğal ve dolayısıyla evrensel gören bir ideolojiyle iç içedir. (VI) Söz konusu tanım, bilim ve evrenselliğin benzeşmesine yol açmış belirli bir ta- rihsel sürecin var olduğunu varsayar. (VII) Bugün- lerde pozitivist bilim anlayışları ve anlatısı naif hatta belki tehlikeli addedilir. Yukarıdaki cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? A) II Ⓒ ||| C) V D) VI -36 E) VII 32. Aydın Sınıfı i derinlemesi raz acı, çok- romanların bu mesele irdelemedi meyecek mıştır. Du okuyan k rüntüleri lak bulur verici (! diye düş iyi yazn Bu par rak aş em A) Ye ru B) S le (6)