Paragrafta Yapı Soruları

i 11. Aşağıdaki dizelerden hangisi ayraç içindeki açıkla mayla örtüşmemektedir? A) hiç kimse tanımıyordu kimdiler gece garın saati bela çiçeği (Birleşik zamanlı eyleme yer verilmiştir.) B) simdiden bir yalnızlık içindeydiler karanlık gelmişi geleceği (Yüklem, ek eylem almış isim görevinde bir sözcük- sevmek kimi zaman rezilce korkuludur insan bir akşamüstü ansızın yorulur (Geniş zamanla çekimlenmiş türemiş yapılı eyleme yer verilmiştir.) (D) ne yapsam ne tutsam nereye gitsem ben sana mecburum sen yoksun (Çekimli eyleme yer verilmemiştir.) E) kimi sevsem sensin, hayret sevgi hepsini nasıl değiştiriyor (Haber ve dilek kipiyle çekimlenmiş eylemler vardır.) 14.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur? A) Kimse niye bana hak ver miyor? B) 30 Ağustos 1954'de tarihi olay yaşandı. C) Afrika'lılar açlık sıkıntısı yaşamaktadır. D) Bütün bu olaylar hayatımı alt üst etti. E) Acıkınca iki tane sandviç yedi.

10. Okumak, sevginin kendi iç devinimiyle birlikte çoğalan bir güzellik olarak vardır. Zamanın içinden geçip giden hayatı iyileştirmek okuyarak mümkündür ve bir tür ölümsüzlük taşır. Doğduğunuz ya da yaşadığınız yer önemli değildir. Önemli olan okumak ve okuyarak tutunmaktır. Bu parçayla ilgili aşağıda söylenenlerden hangisi yanlıştır? AArasına başka sözcük girmiş isim tamlaması vardır. B) Birden fazla fiilimsi vardır. C) Ek eylem vardır. D) Birleşik zamanlı eylem vardır. E) Birden fazla bağlaç vardır.

(1) Aydınlanma düşüncesi, her alanda gerçekle sahtenin birbirinden nasıl ayrıldığını öğretmiştir insanlığa. (II) Bu bağlamda bir şeyin doğru ve yanlış, eksik ve üstün yanla- rını göstermek anlamına gelen eleştiri de aydınlanma dü- şüncesinin ürünüdür. (III) Kitlesel aydınlanmanın olmadığı toplumlarda eleştiri gelişmez; olsa olsa bir övme ve yer- me aracı olarak söz edilir eleştiriden. (IV) Bir edebiyat ve- ya sanat eserini her yönüyle değerlendirerek onun daha iyi anlaşılmasını sağlamak söz konusudur. (V) Değerliyle değersiz, iyi ile kötü belirlenirken yıkmak, yok etmek de- ğil; yol göstermek, yardım etmek amaçlanır. 6. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Oysa eleştirinin amacı, gerçeği bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarmaktır." cümlesi getirilmelidir? B) II ||| D) IV E) V

5 Geçişli Geçişli bir eylemdir. Ek fiil almıştır. Ill. Edilgen çatılıdır. 18. Tahir ile Zühre hikâyesinde, adlarından da anlaşılacağı gibi, birbirini seven iki gencin başından geçen olaylar anlatılır. B OXO T IV. Geniş zaman kipiyle çekimlenmiştir. D) III ve IV MUNTY Bu cümledeki altı çizili eylem için numaralanmış değerlendirmelerden hangileri doğrudur? A) Yalnız 1 B) Yalnız III E) II ve IV C) ve III

A Kitapçığı 32. Yazarlık atölyesi derslerinden yazar çıkabileceği inancı- mı büyük ölçüde kaybettiğim için en az dört beş yıldır bu tür çalışmalar yapmıyorum. Elbette yalnızca deneyimleri aktarmak yeterli olmaz. Okuma ve yazma dinamiklerini harekete geçirmek, heyecan yaratmak ve cesaret ver- mek önemlidir. Yazar adayı gençler, yeteneği olduğu hâlde gerekli cesaretten yoksun oluyor. Yargılanmaktan, kinanmaktan korkuyor. Yazmanın bir çığlık, isyan ve dönüştürme olduğunu bilmiyorlar. "Oturayım, huzurla, nazlı nazlı yazayım, şık bir iş." diye düşünen çok. Oysa yazmak bir yıkım ve ardından gelen devrimdir. Böyle bir yazma tutkusuna hiçbir şey engel olamaz. Bu şekilde konuşan bir yazarın, yazar adayı gençlerde gördüğü eksiklik aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazmanın deneyimli yazarların bir işi olduğunu anlamamaları B) Edebiyatçı kimliklerini oluşturacak yeterli donanima ve bilgiye sahip olmamaları C) Edebiyatın, yaşamı sorgulama ve değiştirme çabası olduğunu görmemeleri D) Yazmayı büyük bir istek ve arzuyla sürdürmeleri gerektiğini fark etmemeleri E) Yazarken kendinden önceki yazarlardan ve yazınsal birikimden yeterince yararlanmamaları 33. Fotoğraflar, yaratıcılığa belirli bir sınırlama getirir. Oysa

16. Gerçekte dilleri "sığ", "yığışımsal", "güzel", "çirkin" ya dil bilim açısından bir anlamı yoktur. Görece yani öznel da "yaratıcı", "zengin" gibi sözcüklerle nitelendirmenin nitelendirmelerdir bunlar. Nedir yaratıcılığın ölçüsü? Ye ni kavramları, duygu ve düşünceleri karşılayacak yeni söz değerleri yaratmaksa bu yönden doğurgan bir dildir Türkçe. Deyimleri, atasözleri, ikilemeleri, kalıp sözleri, yakarışları bağlamında da öyledir. Yetiştirdiği yazarlan ölçü alırsak elbette yaratıcı bir dildir Türkçe. Yunus, Ka- racaoğlan, Nâzım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Yaşar Kemal, Ahmed Arif, Cahit Külebi, Melih Cevdet Anday, Cemal Süreya gibi, adlarını saymadığım daha nice dil tadı veren, dile hâkim ozanlar, nice yazarlar yetiştirmiş tir; böyle bir dil, elbette yaratıcıdır. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin kar- şılığı yoktur? A) Bazı diller için yoksul veya zengin nitelendirmesini nasıl karşılıyorsunuz? B) Herhangi bir dil ile ilgili olarak "güzel-çirkin" nitelen- dirmesi objektifliğe uygun mudur? C) Türkçe için, yaratıcılık gücü yüksek bir dildir, diye- bilir miyiz? D) Türkçenin diğer dillerden ayrılan yönleri nelerdir? E) Türkçede dil zevki gelişmiş yazar ve şairlere örnek verebilir misiniz?

= 10. Var oluşunu açıklamanın bin bir yolunu bulan insanoğlu eskiden beri masallara, efsanele- re ve mitlere bayılır. Olağanüstü olaylara yer veren hikâyeler, sadece yetişkinlerin değil, çocukların da doğal olarak ilgisini çeker. Ço- cuk, onun dünyasına yakın bir dünya sunan söylencelerin, anlatıların düşsel kahramanla- rında kendini bulur. Düşsel dünyadan yavaş yavaş kopup gerçeklere yaklaşırken düşsel kahramanlara benzer kişiliklerle karşılaştık- ça dünyaya ilişkin bilgiler edinir. Masalların, söylencelerin, eski halk anlatılarının çocuk yazınındaki görevi de budur; k Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getiril- melidir? A) çocuğun ruhunu besleyip süslerken do- laylı yoldan onlara gerçeği anlatmak ve onları geleceğe hazırlamak. B) çevremizdeki bütün çocuklara, masalları, söylenceleri ve efsaneleri insanların ya- rattığını anlatmak. C) çocukları gizemli bir dünyada, bize kendi- ni bir şekilde dayatan gerçeklerin acıma- sızlığından uzak tutmak. D) bugünü daha iyi, daha sağlıklı kavramala- ri iç çocuklara, geçmişin işlevsel değer- Jerini öğretmek. E) çocukların kişiliklerini geliştirebilmeleri için onları kimi masal kahramanlarıyla öz- deşleştirmek.

Anadolu Selçukluları zamanında Anadolu'da canlı bir ticaret yaşamı vardı. Ticaretin korunması ve geliştirilmesi için devlet eliyle birtakım tedbirler ve uygulamalar hayata geçirilmişti. Özellikle kervansaraylar, ticari hareketliliğin önemli duraklarındandı. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur? PLAT 4. A) Bağlı cümle BY Eylem cümlesi C) Birleşik cümle DY Ad cümlesi E Basit cümle

ir bir me e nin ok hak O 3. (1) Geçtiğimiz yılın temmuz ayında 1 trilyon tonluk bir buz dağının Antarktika'nın Larsen C buz sahanlığından kopması uluslararası komuoyunda büyük ilgi uyandırdı. (II) Yaklaşık Bursa ilimizin büyüklüğündeki buz dağı, bilinen en büyük buz dağlarından biri. (1) Araştırmacılar Larcen C buz sahanlığında büyük bir çatlağın hızla ilerlediğini 2015'te duyurmuştu. (IV) Gerçekleştiğinde bunun uzun süredir görülen en büyük kopma olacağını da öngörmüşlerdir. (V) Buz dağının kopması bölgeye araştırmacı akını başlattı. (VI) Bazı araştırmacılar buz sahanlığının geride kalan kısmının istikrarını incelemeyi, bazıları açığa çıkan bölgenin haritasını çıkarmayı planlıyor. (VII) Buna karşılık bazı araştırmacılar da kopmada açığa çıkan, 120.000 yıla yakın bir süredir gün ışığı görmemiş ekosistemi incelemek istiyor. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf hangisiyle başlar? A) II B) WI C) IV D) V E) VI

6. Aşağıdakilerin hangisinde adlaşmış sıfat var- dir? A) Kimileri var ki çok mesafelidir hem kendi dışın- daki herkese hem de okura. B) Benim arzum öldükten sonra da eserlerimin in- sanlar tarafından okunması. Sözü edilen yazarların birçoğunun güncelerini, anılarını okudum. D) Sırtını kendi şehirlerine dayamış bir yazar, öteki yazarlardan güçlüdür. d Karakterlerimin gençlere canlı görünebilmesi için bu üslubu kullandım. gera insanlara 231

14. (1) Mona Lisa tablosunu herkes bilir. (II) Bugüne kadar hiçbir tablo onun kadar taklit edilmedi. (III) Tablodaki gizemin Mona Lisa'nın gülüşünde olduğu söylenir. (IV) Peki bu gülüş neden bu kadar ilgi çekici? (V) Paris'teki Louvre Müzesinin bir salonunda kalın bir cam vitrinin arkasında sergilenen Mona Lisa tablosunu her yıl milyonlarca ziyaretçi büyük bir hayranlıkla izliyor. (VI) Aynı salonda en az bu tablo kadar hatta daha güzel eserler de sergilenmekte ama hiçbirinin önünde Mona Lisa'daki kadar büyük bir izdiham yaşanmıyor. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI

(1) Televizyonun Türkiye'ye gelişi Batı'dakine oranla çok geç gerçekleşti. (II) Özgün ve yerli program ya- pımının az olduğu ilk yayın yıllarında, TRT'nin satın al- dığı yabancı diziler deyim yerindeyse izleyiciyi ekran başına kilitliyordu hatta toplumsal tarih bağlamında belli zaman dilimlerini "Dallas yılları" olarak adlandı- ranlar bile vardır. (II) Yerli dizilerle tanışmamız, tele- vizyon yayınlarının 1974 yılından itibaren nitelik ve ni- celik olarak gelişme gösterdiği döneme denk geliyor. (IV) Ancak yerli dizilerin gerçek anlamda yığınların ilgi odağı olması "Perihan Abla" dizisiyle başladı denebi- lir. (V) Perihan Abla'nın toplumla bütünleşmesini ve bunun etkilerini, dizi bitiminde çekimin yapıldığı so- kağa bu adın verilmesinde ve Kuzguncuk'un eskiden orta hâlli bir mahalleyken aniden emlak piyasalarının gözdesi hâline gelmesinde görebiliriz. (VI) Perihan Abla ile başlayan bu "İstanbul'un eski semtlerini ye- niden gözde kılma" ve "mahalle kültürünün yeniden yükselmesi" furyası sonrasında Samatya, Çengelköy gibi semtler ünlerini pekiştirdi. 35. Bu parçadan yerli dizilerle ilgili, 1. Çekimlerin yapıldığı semtlerin ekonomik ve kültürel gelişiminde etkili olmuşlardır. E II. Yabancı dizilere göre izleyiciyi ekran başına top- lama konusunda daha başarılı olmuşlardır. III. Halkın geneline yayılması ve onların yaşamlarında etkili olması "Perihan Abla" dizisiyle başlamıştır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I D) I ve II A) I ve IV B) Yalnız II D) III ve V 36. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde karşılaştırma yapılmıştır? E) II ve III B) I ve VI C) Yalnız III E) IV ve V C) II ve III /benimhocam 38.

6. Romanın sağladığı bilgi; bilimin, tarihin, gazetecinin sağla- dığı bilgiyle aynı türden değildir. Roman; tüm sanat eser- leri gibi, bizi hep ona gönderir gibi görünse bile, dünyanın gerçeği yanında, çoğu zaman da karşısında, kendi bağım- sız gerçeğini kurar, onunla iç içe girmiş gibi göründüğü za- man bile dışında kalır onun. Bağıntıları dolaylı ve dolam- baçlı bağıntılardır. İnsanlık Güldürüsü'nün, kişilerinin çok- luğunu ve çeşitliliğini vurgulamak için, Balzac'ın nüfus kü- tüğüyle yarıştığı söylenir ama toplumunun nüfus kütüğüy- le yarışmanın aynı zamanda onun toplumu ve tarihiyle de yarışmak ve kendi özgül nüfus kütüğü, kendi özgül tarihi ve kendi özgül toplumuyla onun dışında kalmak olduğunu unutmamak gerekir. Bu nedenle, - 90 Edebiy 1. gözlemler, romancı için gerçekten göğüs kabartıcı gözlemler olsa da okur için bilgilenme kaynağı değildir Tromanı ayrıcalıklı bir bilgi dalı olarak görmek, insan ve dünya konusunda en doğru bilgileri ondan beklemek yanlıştır III. roman, en azından roman niteliğini koruduğu sürece, doğrudan doğruya gerçeğe götürmez bizi D) Il ve tit Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre numara- lanmış cümlelerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III E) I ve III etmes Bu han A) E

e çok dünya gen iye'de yas çok büy bir bakış yok. in doğu alarımız gen p sayısı seyi sade plere be maktan in ve e z. Yur na ekip ar. kiler masi n br Virginia Woolf, geleneksel anlamda karakter oluşturmanın insanların görünüşünü tam olarak yansıtmadığını düşünür ve yeni bir teknik geliştirir. (1) O söyledikleri ve yaptık- lanıyla okuyucuya çok az tanıtılır. Woolf'te olduğu gibi, betimlemeler ayrıntılarla fazla yüklü- (2) Selim İleri'de de, dür ve fiziksel özellikler yerine ruhsal ögeler daha öncelik- lidir. Onun kişileri, kimi zaman kendi konuşma ve yansıma- larında kimi zaman da diğer roman kişileri üzerindeki etki- leriyle okuyucuya evre evre aktarılır. kişiliği tanımlamak ya da bir olayla örneklemek yerine, oku- run romandaki kişileri, ilişkide bulundukları diğer kişilerin zi- hinlerinde yaşayarak çözümlemesini bekler. (3) Bu nedenle bir A) I B) C) II D) II E) III PARAGRAFTA YAPT Onun hakkındaki izlenimler, romandaki diğer kişiler- den hareketle okuyucuya sunulur. II. Jacob'un Odası adlı eserinde, hiçbir zaman roman ki- şisi Jacob'u doğrudan betimlemez. Başka bir ifadeyle Selim İleri, bir kişinin çevresinde- kiler üzerinde bıraktığı izlenimler çeşitliliğini ve kişiyi çevreleyen dünya ile ilgili sürekli değişen bilincin algı- lanmasını amaçlar. 2 || Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1, 2 ve 3 ile belirtilen yerlere sırasıyla I, II ve III numaralı cümlelerden hangileri getirilmelidir? || ✓ 1 || wwww 3 ||| 11 L 1 | 3. An, bG1 gen liry Ve On b Fdebiyat Sokağı

2. 1. Dünya Savaşı sırasında önemini ciddi anlamda fark et- tiren hava fotoğrafçılığı, II. Dünya Savaşı'nda ülkeler ara- sındaki silahlı gücün yanı sıra istihbarat anlamında da birbirlerinin önüne geçip ülkelerin ağırlıklarını artırabile- cekleri bir teknoloji olarak hızla gelişti. Alçak intifadan yüksek çözünürlükte görüntülerin çekilebilmesi ve yer- den gelecek tehditlere karşı konulabilmesi için en yete- nekli pilotlar hava fotoğrafçılığı uçuşlarına görevlendirildi. Aynı dönemde optik ve kamera teknolojisi üzerine çalış- malar da hızlandı. Böylece daha yüksek irtifalardan daha yüksek çözünürlükte görüntülerin çekilebilmesi amaçlan- dı. Görüntü çekmenin yanı sıra görüntü yorumlama ve iş- lemenin de önemi bu dönemde fark edildi. Bu parçadan hava fotoğrafçılığıyla ilgili aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A) Donanımlı pilotların görevlendirildiği bir alan olduğuna B) Zamanla birtakım olumlu gelişmeler gösterdiğine Paragrafın Anl 3 C) Optik ve kamera teknolojisiyle etkileşiminin görüntü yo- rumlamaya katkı sağladığına D) Uluslararası dengelerin değişmesinde rol aldığına E) II. Dünya Savaşı sonrasında kullanım sınırlarının belir- lendiğine Tutunamayanlar'da Turgut Özben'in "alt benliği" olarak ilinci dan itiboron dovrove giren Olric Modem b Geçmişte masıyla rüşü, eg şama p kültürel mediği laşan inşa e reyler ma m reyin benli bask ma ma nu Bu A