Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yapı Soruları

18. (1) Her dönemde örnekleri olan hikâye, eski anla-
ti çeşitlerinden biridir. (II) İnsanlığın geçmişten beri
birbirlerine aktaracak hikâyeleri vardır. (III) Henüz
yazılı metinler oluşmadan bir araya gelen insanların
başından geçen olayları birbirine anlatmaları hikâye
sanatının özünü oluşturmuştur. (IV) Efsaneler de bir
sözlü edebiyat ürünüdür (V) ilk insanlar mağara re-
simlerinde, heykel sanatlarında hatta kabartmalarda
bile bir hikâye anlatmışlardır.
A) I B) II
C) III
D) IV
C
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
18. (1) Her dönemde örnekleri olan hikâye, eski anla- ti çeşitlerinden biridir. (II) İnsanlığın geçmişten beri birbirlerine aktaracak hikâyeleri vardır. (III) Henüz yazılı metinler oluşmadan bir araya gelen insanların başından geçen olayları birbirine anlatmaları hikâye sanatının özünü oluşturmuştur. (IV) Efsaneler de bir sözlü edebiyat ürünüdür (V) ilk insanlar mağara re- simlerinde, heykel sanatlarında hatta kabartmalarda bile bir hikâye anlatmışlardır. A) I B) II C) III D) IV C
bi-
yıl
e-
7-
t
19. (1) Bir yazın ürünü olan "yaşam hikâyesi" özellik
le Batı kentlerinde büyük bir okur kitlesine sahip.
(II) Rağbet gören bir tür olduğu için de her zaman
tartışmaların başında yer alır. (III) Bizde ise örneği
son derece az. (IV) Üstelik son zamanlarda yaşa-
möyküsüne odaklanan yazarlar da hiç de az değil.
V) Buna karşın Orhun Yazıtları'ndan günümüze bir
yaşamöyküsü geleneğinin olduğu söylenebilir rahat-
likla.
A) I
B) II
C) III
D) IVE
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
bi- yıl e- 7- t 19. (1) Bir yazın ürünü olan "yaşam hikâyesi" özellik le Batı kentlerinde büyük bir okur kitlesine sahip. (II) Rağbet gören bir tür olduğu için de her zaman tartışmaların başında yer alır. (III) Bizde ise örneği son derece az. (IV) Üstelik son zamanlarda yaşa- möyküsüne odaklanan yazarlar da hiç de az değil. V) Buna karşın Orhun Yazıtları'ndan günümüze bir yaşamöyküsü geleneğinin olduğu söylenebilir rahat- likla. A) I B) II C) III D) IVE
9. (1) Diderot, 18. yüzyılda Dramatik Resim üzerine adlı
yapıtında Sokrates'in ölümünün resme taşınabilecek
bir an olduğuna dikkat çekince bu olaya duyulan ilgi
doruk noktasına ulaşmıştı. (II) Sokrates yetmişin-
ci yaşını sürerken bir kasırganın içinde buldu ken-
dini. (III) Üç Atinalı - Şair Metetus, politikacı Anitus
ve hatip Likhon onun tuhaf ve kötü ruhlu bir adam
olduğuna karar vermişlerdi. (IV) Onun şehrin tanrıla-
rina ibadet etmediğini, Atina'nın toplumsal düzenini
bozduğunu ve genç adamları babalarına karşı kış-
kırttığını iddia ediyorlardı. (V) Filozofun susturulma-
sı, hatta belki öldürülmesi gerektiğine inanıyorlardı.
A) I B) II C) III
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
9. (1) Diderot, 18. yüzyılda Dramatik Resim üzerine adlı yapıtında Sokrates'in ölümünün resme taşınabilecek bir an olduğuna dikkat çekince bu olaya duyulan ilgi doruk noktasına ulaşmıştı. (II) Sokrates yetmişin- ci yaşını sürerken bir kasırganın içinde buldu ken- dini. (III) Üç Atinalı - Şair Metetus, politikacı Anitus ve hatip Likhon onun tuhaf ve kötü ruhlu bir adam olduğuna karar vermişlerdi. (IV) Onun şehrin tanrıla- rina ibadet etmediğini, Atina'nın toplumsal düzenini bozduğunu ve genç adamları babalarına karşı kış- kırttığını iddia ediyorlardı. (V) Filozofun susturulma- sı, hatta belki öldürülmesi gerektiğine inanıyorlardı. A) I B) II C) III E) V
16. (1) Halikarnas Balıkçısı, İstanbul'da doğdu. (II) Asıl
adı Cevat Şakir Kabaağaçlı'dır. (III) Varlıklı bir aile-
nin oğludur. (IV) Varlıklı bir ailede doğup bu çevrede
bulunması sanatsal görüşüne pek de etki etmemiş-
tir) İlkin Büyükada'da mahalle mektebinde, daha
sonra Robert Kolej'de okudu; Okulun son sınıfında
iken ilkdam gazetesinde ilk yazıları ve çevirileri ya-
yımlandı.
R
A) I
B) II
C) III
M
D) IV
V
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
16. (1) Halikarnas Balıkçısı, İstanbul'da doğdu. (II) Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı'dır. (III) Varlıklı bir aile- nin oğludur. (IV) Varlıklı bir ailede doğup bu çevrede bulunması sanatsal görüşüne pek de etki etmemiş- tir) İlkin Büyükada'da mahalle mektebinde, daha sonra Robert Kolej'de okudu; Okulun son sınıfında iken ilkdam gazetesinde ilk yazıları ve çevirileri ya- yımlandı. R A) I B) II C) III M D) IV V
19. Felsefe; insanın kendini, toplumu, evreni anlama ve açık-
lama çabasının sonucudur. İlgilenilen konu ve alanlar ba-
kımından eleştirel ve sistemli düşünme ile düşündüklerini
ifade etme sürecidir. Felsefede asıl olan hakikatin aran-
masıdır. Yani ---- .
Bununla birlikte insan; felsefe, bilim,
sanat ve din gibi önemli alanların bütünlüğü içinde yaşar.
Felsefe tarihine bakıldığında felsefenin her çağda diğer
alanlarla etkileşim içinde olduğu görülür.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Felsefenin ortaya çıkmasıyla ilgili görüşler çoğun-
lukla kabullere dayanır; bu kabuller, bugüne ulaşan
sözlü ve yazılı birçok bilginin yorumlanması sonu-
cunda oluşmuştur
B) İnsanın yaşamı; taşıdığı yetileri bakımından geliş-
meye, eğitilmeye ve edindiği bilgileri kuşaktan ku-
şağa aktararak kültür ve medeniyetler oluşturmaya
imkân verir
C) Medeniyetlerde felsefi düşünce ve disiplinlerin ge-
lişme dönemlerinden önce mitos, masal, mistik
öğreti ve tecrübeler her medeniyetin bilgi birikimi
oluşturmasını sağlamıştır
Gerçeğin doğru bilgiyi bulma çabası; kişiyi kimi za-
man evreni araştırmaya, kimi zaman da kendisinin
veya başkalarının düşünceleri üzerine düşündürme-
ye yönlendirir
E) Felsefi düşünce, Antik Yunan'da sistematik bir hâle
getirilmiş; Sümer, Mezopotamya, Mısır, Çin, Hint ve
İran medeniyetleri felsefi düşünce üzerinde etkili ol
muştur
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
19. Felsefe; insanın kendini, toplumu, evreni anlama ve açık- lama çabasının sonucudur. İlgilenilen konu ve alanlar ba- kımından eleştirel ve sistemli düşünme ile düşündüklerini ifade etme sürecidir. Felsefede asıl olan hakikatin aran- masıdır. Yani ---- . Bununla birlikte insan; felsefe, bilim, sanat ve din gibi önemli alanların bütünlüğü içinde yaşar. Felsefe tarihine bakıldığında felsefenin her çağda diğer alanlarla etkileşim içinde olduğu görülür. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Felsefenin ortaya çıkmasıyla ilgili görüşler çoğun- lukla kabullere dayanır; bu kabuller, bugüne ulaşan sözlü ve yazılı birçok bilginin yorumlanması sonu- cunda oluşmuştur B) İnsanın yaşamı; taşıdığı yetileri bakımından geliş- meye, eğitilmeye ve edindiği bilgileri kuşaktan ku- şağa aktararak kültür ve medeniyetler oluşturmaya imkân verir C) Medeniyetlerde felsefi düşünce ve disiplinlerin ge- lişme dönemlerinden önce mitos, masal, mistik öğreti ve tecrübeler her medeniyetin bilgi birikimi oluşturmasını sağlamıştır Gerçeğin doğru bilgiyi bulma çabası; kişiyi kimi za- man evreni araştırmaya, kimi zaman da kendisinin veya başkalarının düşünceleri üzerine düşündürme- ye yönlendirir E) Felsefi düşünce, Antik Yunan'da sistematik bir hâle getirilmiş; Sümer, Mezopotamya, Mısır, Çin, Hint ve İran medeniyetleri felsefi düşünce üzerinde etkili ol muştur Diğer sayfaya geçiniz.
Edward
muşsu-
. hem
I dizi-
izdeki
ndaki
zmış
diran
2014
krar
miz
si'ni
lış-
cin
4.
(1) Şifalı taşların hastalıkların tedavisinde kullanım
gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. (II) Her geçen gün
bu taşların yanında farklı bitkilerin de hastalıklara şifa
olacağı inancı artıyor. (111) Ancak, çoğu bilim insan
tarafından sözde bilim unsurları olarak görülen do-
ğal taşlar sanıldığı gibi şifalı değildir. (IV) Dolayısıy-
la yalnız başlarına bir tedavi yöntemi oluşturmazlar.
(V) Tedavi yöntemi oluşturmadığı gibi zararları da
olabilir.
A) I B) II
C)/III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
Edward muşsu- . hem I dizi- izdeki ndaki zmış diran 2014 krar miz si'ni lış- cin 4. (1) Şifalı taşların hastalıkların tedavisinde kullanım gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. (II) Her geçen gün bu taşların yanında farklı bitkilerin de hastalıklara şifa olacağı inancı artıyor. (111) Ancak, çoğu bilim insan tarafından sözde bilim unsurları olarak görülen do- ğal taşlar sanıldığı gibi şifalı değildir. (IV) Dolayısıy- la yalnız başlarına bir tedavi yöntemi oluşturmazlar. (V) Tedavi yöntemi oluşturmadığı gibi zararları da olabilir. A) I B) II C)/III D) IV E) V
14. Hikâye ve romanlarda kişileri yerel ağızla konuşturma he-
vesi, yazarların bizi sürükleyen bir anlatıma ulaşmasını en-
gelliyor.
Bu cümlenin nesnesinde aşağıdakilerden hangisi yok-
tur?
A) Kişi zamiri
B) Sifat-fiil
C) Edat
D) İsim-fiil
E) Sifat
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
14. Hikâye ve romanlarda kişileri yerel ağızla konuşturma he- vesi, yazarların bizi sürükleyen bir anlatıma ulaşmasını en- gelliyor. Bu cümlenin nesnesinde aşağıdakilerden hangisi yok- tur? A) Kişi zamiri B) Sifat-fiil C) Edat D) İsim-fiil E) Sifat
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1.
Ülkelerin verimlilik ---- sağlamasında ülke içinde yapılan
araştırma faaliyetlerine ek olarak dış ülkelerce geliştiri-
len yenilik faaliyetleri de önemli yer tutmaktadır çünkü
yeniliklerin verimliliği artıran unsurların başında
gelmektedir.
Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) artısı - araştırılması
-B) güçlenmesi - sahiplenilmesi
C) artışı - ithal edilmesi
Dilerlemesi - geliştirilmesi
E) gücü - üretilmesi
3.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. 1. Ülkelerin verimlilik ---- sağlamasında ülke içinde yapılan araştırma faaliyetlerine ek olarak dış ülkelerce geliştiri- len yenilik faaliyetleri de önemli yer tutmaktadır çünkü yeniliklerin verimliliği artıran unsurların başında gelmektedir. Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) artısı - araştırılması -B) güçlenmesi - sahiplenilmesi C) artışı - ithal edilmesi Dilerlemesi - geliştirilmesi E) gücü - üretilmesi 3.
8.
S
(1) Ömer Hayyam İranlı matematikçi, gök bilimci, fi-
lozof ve şair, 1039-1048 yılları arasında Mişabur'da
doğdu. (II) Semerkant'ta öğrenim gördü, (111) Selçuk-
lu sultanlarının Nizamülmülk'ün sarayda görev teklifi
yerine Semerkant, Buhara, Belh, Isfahan gibi kültür
merkezlerinde dolaştı. (IV) O bütün bir Pers gele-
neğinin çağları aşmış sesiydi. (V) Nişabur'da 1123-
1132 yılları arasında vefat etti.
A) I. B) II.
C) III.
D) IV.
PDF Cari
E) V.
120
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
8. S (1) Ömer Hayyam İranlı matematikçi, gök bilimci, fi- lozof ve şair, 1039-1048 yılları arasında Mişabur'da doğdu. (II) Semerkant'ta öğrenim gördü, (111) Selçuk- lu sultanlarının Nizamülmülk'ün sarayda görev teklifi yerine Semerkant, Buhara, Belh, Isfahan gibi kültür merkezlerinde dolaştı. (IV) O bütün bir Pers gele- neğinin çağları aşmış sesiydi. (V) Nişabur'da 1123- 1132 yılları arasında vefat etti. A) I. B) II. C) III. D) IV. PDF Cari E) V. 120
a
i
20
(1) Yer çekiminin çok az olduğu bir ortamda nasıl ta
rım yapılabilir? (II) Bu soru uzun yıllardır Space x
Virgin Orbit ve NASA gibi uzay kurumlarının önemli
projelerine yön vermiştir. (III) Çünkü bir araştırma için
uzaya gönderilen astronotların bir öğünlük yemekle
ri bile 7500 doların üstünde bir fiyata mal olmakta-
dır. (IV) Uzay hakkında birçok çalışma yapılmasına
rağmen hâlâ gizemi çözülmeyen bir yığın soru var.
(V) Uzay görevlerine kaç astronot gönderildiğini ve
bu astronotların ne kadar süre uzayda bırakıldığını
hesaba dâhil edince ortaya çok büyük bir mali yük
çıkıyordu.
A)
B) II
C) III
D) IV E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
a i 20 (1) Yer çekiminin çok az olduğu bir ortamda nasıl ta rım yapılabilir? (II) Bu soru uzun yıllardır Space x Virgin Orbit ve NASA gibi uzay kurumlarının önemli projelerine yön vermiştir. (III) Çünkü bir araştırma için uzaya gönderilen astronotların bir öğünlük yemekle ri bile 7500 doların üstünde bir fiyata mal olmakta- dır. (IV) Uzay hakkında birçok çalışma yapılmasına rağmen hâlâ gizemi çözülmeyen bir yığın soru var. (V) Uzay görevlerine kaç astronot gönderildiğini ve bu astronotların ne kadar süre uzayda bırakıldığını hesaba dâhil edince ortaya çok büyük bir mali yük çıkıyordu. A) B) II C) III D) IV E) V
13. (1) Karanlık bir odanın penceresinden önünüzdeki
çalılığa baktığınızı düşünün (II) Çalılığın arasında
bir şekil fark ettiniz ve bu şeklin dinozor olduğunu
düşünmeye başladınız. Hayvanların insan haya-
tına bu kadar etki edebileceğini hiç düşündünüz mü?
(IV) Görmüş olduğunuz objenin bir dinozor holog-
ramı olmadığını veya başka bir eşyayı bir dinozora
benzetmediğinizi nereden bilebilirsiniz? (V) Gerçek-
ten bir dinozorun çalılığın içinde olduğundan nasıl
emin olabilirsiniz?
A) I
B) II
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
13. (1) Karanlık bir odanın penceresinden önünüzdeki çalılığa baktığınızı düşünün (II) Çalılığın arasında bir şekil fark ettiniz ve bu şeklin dinozor olduğunu düşünmeye başladınız. Hayvanların insan haya- tına bu kadar etki edebileceğini hiç düşündünüz mü? (IV) Görmüş olduğunuz objenin bir dinozor holog- ramı olmadığını veya başka bir eşyayı bir dinozora benzetmediğinizi nereden bilebilirsiniz? (V) Gerçek- ten bir dinozorun çalılığın içinde olduğundan nasıl emin olabilirsiniz? A) I B) II D) IV E) V
14. Batum'dan gelen bir vapur Tophane'nin önüne
yanaştığı zaman denizin üzerinde sabırsızlıkla bekleyen
birkaç kişi sandallardan vapurun içine atılmışlardı.
Bunlardan biri uzun boylu, geniş omuzlu, seyrek siyah
bıyıklı idi, etekleri ayaklarına kadar uzun, beli gayet dar
bir Çerkez paltosu giymişti. Başında kendi kavminin
kalpağı, elinde gümüşlü kırbacı olan Çerkez'e: "Safa
geldiniz. Cariyeler nerede?" diye sordu. "İşte burada."
"Kaç tane?" "Üç..." "Güzel mi?" Çerkez, esir kızlardan
birini göstererek: "Şu mavi gözlere bak! Bir paşa buna
bir hazine verir." Çerkez'le bu herif bir sandala, cariyeler
de diğerine binip, Tophane iskelesine doğru vapurdan
açıldılar. Çerkez'le beraber bulunan ve gayet iri cüsseli
olan bu adam, Hacı Ömer isminde bir esirci idi. İnsan
ticaretinden ötürü kalbi merhamet hissini yitirmişti.
Sergüzeşt adlı eserinden alınan bu metinle ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Dönemin sosyal konularından birini anlatı
B) Kölelik konusu işlemektedir.
CDönemin yerel konuşma dili özelliklerini yansıtır
D) Olaylar hâkim bakış açısı ile anlatılmıştır.
Anlatımda betimleyici ögelerden yararlanılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
14. Batum'dan gelen bir vapur Tophane'nin önüne yanaştığı zaman denizin üzerinde sabırsızlıkla bekleyen birkaç kişi sandallardan vapurun içine atılmışlardı. Bunlardan biri uzun boylu, geniş omuzlu, seyrek siyah bıyıklı idi, etekleri ayaklarına kadar uzun, beli gayet dar bir Çerkez paltosu giymişti. Başında kendi kavminin kalpağı, elinde gümüşlü kırbacı olan Çerkez'e: "Safa geldiniz. Cariyeler nerede?" diye sordu. "İşte burada." "Kaç tane?" "Üç..." "Güzel mi?" Çerkez, esir kızlardan birini göstererek: "Şu mavi gözlere bak! Bir paşa buna bir hazine verir." Çerkez'le bu herif bir sandala, cariyeler de diğerine binip, Tophane iskelesine doğru vapurdan açıldılar. Çerkez'le beraber bulunan ve gayet iri cüsseli olan bu adam, Hacı Ömer isminde bir esirci idi. İnsan ticaretinden ötürü kalbi merhamet hissini yitirmişti. Sergüzeşt adlı eserinden alınan bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Dönemin sosyal konularından birini anlatı B) Kölelik konusu işlemektedir. CDönemin yerel konuşma dili özelliklerini yansıtır D) Olaylar hâkim bakış açısı ile anlatılmıştır. Anlatımda betimleyici ögelerden yararlanılmıştır.
PARAGRAF BOLME-II
173
(1) 1976 yılı, ülke gençliğinin üzerinden silindir gibi
geçerek memleketi yangın yerine çeviren darbeler-
den 12 Mart'ın beş yıl sonrasına, 12 Eylül'ün beş yıl
öncesine denk geliyor. (II) Benim Ali Akbaş'la tanış-
mam, yeni küllenmeye başlayan ülkemizdeki yangına
taze odunların taşındığı işte bu 1976 yılına rastlar.
(III) Kısa zamanda dostluğa dönüşen ve hiç kesintiye
uğramadan tam kırk yılı geride bırakan bir tanışıklık
bu... (IV) Ali Akbaş, o yıllarda hepimizin "Ali Hoca"sı
idi. (V) Birkaç ay sonra benim "Ali Abi"m oldu ve hep
öyle kaldı. (VI) Başlangıcını ideal ortaklığının oluştur-
duğu bu abi-kardeş hukukunu sürekli geliştiren ve diri
tutan o kadar çok müşterek noktamız vardı ki...
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
ragraf hangi cümleyle başlar?
A) II
B) III
C) IV D) V
E) VI
(1) Popüler müziklerle klasik/geleneksel müzikleri aynı
kulvarda düşünmekle
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
PARAGRAF BOLME-II 173 (1) 1976 yılı, ülke gençliğinin üzerinden silindir gibi geçerek memleketi yangın yerine çeviren darbeler- den 12 Mart'ın beş yıl sonrasına, 12 Eylül'ün beş yıl öncesine denk geliyor. (II) Benim Ali Akbaş'la tanış- mam, yeni küllenmeye başlayan ülkemizdeki yangına taze odunların taşındığı işte bu 1976 yılına rastlar. (III) Kısa zamanda dostluğa dönüşen ve hiç kesintiye uğramadan tam kırk yılı geride bırakan bir tanışıklık bu... (IV) Ali Akbaş, o yıllarda hepimizin "Ali Hoca"sı idi. (V) Birkaç ay sonra benim "Ali Abi"m oldu ve hep öyle kaldı. (VI) Başlangıcını ideal ortaklığının oluştur- duğu bu abi-kardeş hukukunu sürekli geliştiren ve diri tutan o kadar çok müşterek noktamız vardı ki... Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa- ragraf hangi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI (1) Popüler müziklerle klasik/geleneksel müzikleri aynı kulvarda düşünmekle
DENEME-2
31. Topkapı Sarayı'nda geçirdiğim üç saatin ardından, her biri
bir padişahın canlı tasviri gibi duran padişah odalarının birin-
den diğerine geçerken bu muazzam yapının devir devin
parça parça, eklene eklene meydana getirildiğini daha iyi
anladım. Örneğin I. Selim'in odası o kadar sade ve küçük ki
uzun seferlerinin birinde dinlenmeye çekildiği han odasını
andırıyor. Sanırsınız ki büyük padişah kısa bir istirahattan
sonra yanı başındaki kapının önünde bekleyen eyerlenmiş
atına binip gidecek...
Bu parçada anlatılanlar aşağıdakilerden hangisini des-
teklemektedir?
A) Tarihi eserlerin herkeste farklı duygular uyandırdığını
B) Bilinen bir mekândaki bazı değişikliklerin hemen fark
edildiğini
C) Bazı eserlerin tarihsel bir ruh-kimlik özelliği gösterdiğini
D) İçinde bulunulan ruh hâlinin algıyı etkilediğini
E) Bir yerde gözlenenle aktarılanın aynı olmadığını
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
DENEME-2 31. Topkapı Sarayı'nda geçirdiğim üç saatin ardından, her biri bir padişahın canlı tasviri gibi duran padişah odalarının birin- den diğerine geçerken bu muazzam yapının devir devin parça parça, eklene eklene meydana getirildiğini daha iyi anladım. Örneğin I. Selim'in odası o kadar sade ve küçük ki uzun seferlerinin birinde dinlenmeye çekildiği han odasını andırıyor. Sanırsınız ki büyük padişah kısa bir istirahattan sonra yanı başındaki kapının önünde bekleyen eyerlenmiş atına binip gidecek... Bu parçada anlatılanlar aşağıdakilerden hangisini des- teklemektedir? A) Tarihi eserlerin herkeste farklı duygular uyandırdığını B) Bilinen bir mekândaki bazı değişikliklerin hemen fark edildiğini C) Bazı eserlerin tarihsel bir ruh-kimlik özelliği gösterdiğini D) İçinde bulunulan ruh hâlinin algıyı etkilediğini E) Bir yerde gözlenenle aktarılanın aynı olmadığını
9. Tip fakültesi mezuniyet töreninde konuşma yapan
fakülte dekanı, genç doktor adaylarına meslekleriyle
ilgili şu öğütleri vermiştir:
• Toplumun ve hastaların sağlığını baş görevin
sayacağına dair Hipokrat yemini ettiğini biliyorsun.
Hastaların inancına, ırkına, ülkesine bakmadan
onlara yardımcı olmalısın. İnsanın yeminine sadık
kalması, ona uygun hareket etmesi, doktorların
namus borcudur.
• Asık suratlılık hiçbir mesleğe yakışmaz ama
doktorluğa hiç yakışmaz. Ciddi bir tedavi bekleyen
kişiye güler yüzlü davranmak, onu rahatlatır ve
doktoruyla daha iyi anlaşmasını sağlar.
• Hasta daha içeri girer girmez veya söylediği ilk
cümleyle kafanda hasta hakkında bir tanı oluşsa da
hastayı sonuna kadar dikkatle dinle. Hastasını iyi
dinlemeyen bir doktorun tanısı kuşkulu olacaktır.
• lyi bir doktor, pek çok yönden hastasına örnek
olmalıdır. Sigara içen bir doktorun hastasına
sigarayı bırak demesinin bir anlamı olmayacağını
bil.
. Birçok şeyi bilmediğimizi kabul etmeli, her sorunu
çözemeyeceğimizi bilecek kadar mütevazı
olmalıyız ki araştırmaktan, öğrenmekten,
sormaktan kaçınmayalım. Bu, bizi zayıflatmaz,
daha da güçlü kılar.
Bu parçada tıp fakültesi dekanının doktor
adaylarına yönelik öğütleri arasında aşağıdakilerin
hangisinden söz edilmemiştir?
A) Öğrenmeyi sürekli kılmak
B) Tanı koymak için iyi düşünmek
G) Sağlıklı iletişimi önemsemek
B) Hastalar arasında ayrim gözetmemek
E) Imkânlanı olmayan hastalara yardımcı olmak
40. (1)
Kafa Dengi
üze
ka
ort
ya
ed
ve
ta
b
C
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
9. Tip fakültesi mezuniyet töreninde konuşma yapan fakülte dekanı, genç doktor adaylarına meslekleriyle ilgili şu öğütleri vermiştir: • Toplumun ve hastaların sağlığını baş görevin sayacağına dair Hipokrat yemini ettiğini biliyorsun. Hastaların inancına, ırkına, ülkesine bakmadan onlara yardımcı olmalısın. İnsanın yeminine sadık kalması, ona uygun hareket etmesi, doktorların namus borcudur. • Asık suratlılık hiçbir mesleğe yakışmaz ama doktorluğa hiç yakışmaz. Ciddi bir tedavi bekleyen kişiye güler yüzlü davranmak, onu rahatlatır ve doktoruyla daha iyi anlaşmasını sağlar. • Hasta daha içeri girer girmez veya söylediği ilk cümleyle kafanda hasta hakkında bir tanı oluşsa da hastayı sonuna kadar dikkatle dinle. Hastasını iyi dinlemeyen bir doktorun tanısı kuşkulu olacaktır. • lyi bir doktor, pek çok yönden hastasına örnek olmalıdır. Sigara içen bir doktorun hastasına sigarayı bırak demesinin bir anlamı olmayacağını bil. . Birçok şeyi bilmediğimizi kabul etmeli, her sorunu çözemeyeceğimizi bilecek kadar mütevazı olmalıyız ki araştırmaktan, öğrenmekten, sormaktan kaçınmayalım. Bu, bizi zayıflatmaz, daha da güçlü kılar. Bu parçada tıp fakültesi dekanının doktor adaylarına yönelik öğütleri arasında aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? A) Öğrenmeyi sürekli kılmak B) Tanı koymak için iyi düşünmek G) Sağlıklı iletişimi önemsemek B) Hastalar arasında ayrim gözetmemek E) Imkânlanı olmayan hastalara yardımcı olmak 40. (1) Kafa Dengi üze ka ort ya ed ve ta b C
8. (1) Sağduyu, bireyin kendi günlük yaşantısından edindiği
görüş, duyuş, davranış ve düşünüş biçimlerinin tümüdür.
(II) Bir yanıyla maddecilikle uyuşan sağduyu, diğer yanıyla
metafizik bir özellik taşır. (III) Böylece de, bir bakıma, bilim-
sel düşünceye aykırı düşer. (IV) Sağduyu, doğru ve bilimsel
muhakeme yapma yeteneğini de içerir. (V) Thomas Reid,
sağduyuyu, "doğuştan gelen ve herkesçe aynı biçimde
duyulanı dile getiren ortakduyuş" diye tanımlar. (VI) Bazı
düşünürlere göre ise sağduyu, "İnsanın hayat akışı içinde
oluşan görüşlerinin, alışkanlıklarının ve algılama biçimleri-
nin toplamıdır."
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi aynı
düşünceyi aktarmaktadır?
A) I ve III
D) III ve V
B) I ve VI
E) Il ve VI
C) II ve IV
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
8. (1) Sağduyu, bireyin kendi günlük yaşantısından edindiği görüş, duyuş, davranış ve düşünüş biçimlerinin tümüdür. (II) Bir yanıyla maddecilikle uyuşan sağduyu, diğer yanıyla metafizik bir özellik taşır. (III) Böylece de, bir bakıma, bilim- sel düşünceye aykırı düşer. (IV) Sağduyu, doğru ve bilimsel muhakeme yapma yeteneğini de içerir. (V) Thomas Reid, sağduyuyu, "doğuştan gelen ve herkesçe aynı biçimde duyulanı dile getiren ortakduyuş" diye tanımlar. (VI) Bazı düşünürlere göre ise sağduyu, "İnsanın hayat akışı içinde oluşan görüşlerinin, alışkanlıklarının ve algılama biçimleri- nin toplamıdır." Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi aynı düşünceyi aktarmaktadır? A) I ve III D) III ve V B) I ve VI E) Il ve VI C) II ve IV