Paragrafta Yapı Soruları

lyi düşünmek için esasen yalnız kal Türklerin böyle bir kabiliyeti yoktur. Türkler yairu nin getirdiği garantiye, yani tehlikeden uzak yagamar ma kabiliyetini azaltır. Yalniz kalamayan insanin dogum konforuna güvenir ama bu da yaratıcılığı öldürür i gan ve gözleme kabiliyeti yarım olur. Bu yüzden ben insanlara yalnız kalmayı öğrenmelerini öneriyorum Yalniz kalmays bilmek iyidir önemlidir. Türkiye gibt bir yerde avantajdr Zira evlilik müessesesi bile bizde yalnız kalosamak zens kurulmuştur. 31, Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarinin düşün- cesini destekleyen bir örnektir? AT Dün arkadaşlarıyla olmak yerine ailesiyle yemeğe git- meyi seçmiş. B) Bitirme tezini kütüphanede çalışarak tamamlamış C) Öğretmenler günü yemeğine hep beraber gittik. D) Karantina günlerini ailesiyle geçiriyormuş E Sempozyum toplantısına birlikte katılmayı uygun bul- l mus. me Bu nan 32. Aziz Nesin'in "Köylerin En İyisi Bizim Köy" masalı en sev- diğim masaldır. Kahramanımız Ahmet, ailesindeki cahillik- Terden sıkılır ve doğup büyüdüğü köyünü terk eder. Gittiği diğer köylerde de durumun çok farklı olmadığını görür. Her- kes ona: "Sen akıllısın, ne olur gitme, bizimle kal ve bize akıl ver." der. Ahmet ise: "Ben kendi ailemi, kendi köyümü bu cahillik yüzünden terk ettim, kalsaydım orada kalırdım, sizin şaşkınlıklarınızla uğraşamam." diyerek bir başka köye gider. Gezer, gezer ama her yer aynıdır. Sonunda--- Bu parçadan hareketle kahraman nasıl bir kanaate var- mış olabilir? 34. A) Her yer aynı ama sadece ben farklıyım. BY Elbet farklı bir yer vardır. l Her yer aynı olamaz, elbet benim gibi olan vardır. D) Her yer aynıysa aklımı köyüm ve ailem için kullanayım. E) Aklı kullanmak herkesin işi değil, Y

40. Melankolinin birçok anlamı olsa da bence en doğru ifade şekli karasevdadır. Fazla sevdanın yarattığı bir hastalıktır. Melankoli yaşayan bir kişi, fazla sevgiden kaynaklanan bir ----- yaşar. Bu nedenle hiçbir şeyin ortasını bulamaz. Hayat ya aşırı hızlı geçer ya da hiç var- geçmek bilmez. Aynı zamanda hayatında hep dır. Uçlarda dolaşır durur hep. Bazen doğanın karşı- sında sessizce bekler bazen de avazı çıktığı kadar bağırır. ==== Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıda- kilerden hangisi getirilmelidir? A) ruhsuzluk - alçakgönüllülük B) dengesizlik - aşırılıklar C) içsellik - umursamazlık D) yoğunluk - sessizlik E) mutluluk - dikkatsizlik

34. 1. Bir sanatçının ortaya çıkardığı üründen bağımsız olması mümkün değildir. II. Tolstoy'un özgün eserleri onun farklı kişiliğinin bir yansıması olarak görülebilir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Tolstoy eserlerinde farklı kişiliğini yansıtarak birçok sanatçıdan farklı olduğunu kanıtlamıştır. B) Tolstoy'un eserlerinden hareketle onun hayatı hak- kında doğrudan bilgi sahibi olabiliriz. C) Tolstoy'un özgün eserleri, onun farklı kişiliğinin bir yansıması olarak görülebilmesi sanatçıların ortaya çıkardıkları yapıtların onlardan bağımsız olmama- sındandır. D) Tolstoy gibi birçok sanatçının doğası gereği ortaya çıkardıkları ürünlerin yaşamlarının bir yansıması ol- duğu inkâr edilemez. E) Tolstoy'un eserlerinde olduğu gibi birçok sanatçının eserlerinden yola çıkılarak yaşamlarına ilişkin kesin bilgiye ulaşılabilir.

yana asin- esle- ileti- erini taya ece 2. ağı- tiril- ken ekçi DENEME-14 Kim tutabilir ki ateşi elinde karla kaplı Kafkasları düşünerek ya da hangi insan açlığını bastırabilir gözlerinin önünde bir şölen canlandırarak ya da nasıl bir hayalperest çırılçıplak yuvarlanabilir aralık karında yaz sıcağını düşleyerek? Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlış- tır? A) Pekiştirilmiş sözcük zarf görevinde kullanılmıştır. B) İsim tamlamaları kullanılmıştır. C) Tüm soru sözcükleri adıl görevindedir. D) Birleşik yapılı sözcükler kullanılmıştır. E Bağ-fiil kullanılmıştır. zerf

00 ik A 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Muhakemetü'l Lügateyn, Orta Asya edebiyatının bir kolu olan Çağatay sahasının en önemli temsilcisi tarafından yazılmıştır. (II) Neredeyse koca bir Çağatayca Dönemi'nin klasik bölümünü tek başına oluşturan Ali Şir Nevayy sadece şair değil, dönemin hem bir siyasetçisi hem bir aydınıdır. (III) Dile olan düşkünlüğü de daha dönemin baskın dili Farsçanın, şiir diline hâkim olması ve Türk şairlerinin Türkçeyi bırakıp Farsça şiirler yazmasıyla ortaya çıkmıştır, denebilir(IV) Kendi dönemindeki şairlere bir ders vermek, onlara Türkçeyle yazmanın bir aşağılık duygusu oluşturmaması çok, gerektiğini ifade etmek için yazmıştır bu eserini. (V) Ali Şir Nevayi, son eseri olan bu değerli kitabı ölümünden bir yıl önce yazmıştır. 39. Muhakemetü'l Lügateyn'e ilişkin bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I.de, bir saptamada bulunulmaktadır. Bl.de, yazarının edebiyat dışı özelliklerine değinilmektedir. C) III., tahmin anlamı taşımaktadır. IV., bir önceki cümleyi anlamca destekleyen bir yargı içermektedir. E)y.de, içeriğiyle ilgili bir değerlendirme yapılmaktadır.

32. (1) Kent ve kültür arasındaki ilişki kentin ve kültürün farklı düzeylerde seyreden sosyolojik, politik, tarihsel ve ekonomik alanlarının birbirlerini belirlemesine kay- naklık edebilecek kadar sık örülmüş bir dokuya işaret eder. (II) Bir yandan kent, kültürün yaşam alanını oluş- tururken aynı anda kültür, kenti sürekli üreterek kendisi için yaşam alanı olan kentin tüm düzeylerde formunu ve muhtevasını yapılandırır. (III) 20. yüzyılın son çeyre- ğinde kent ve kültür arasındaki bu ilişkinin evreni, yerel olandan küresel olana doğru hızlı bir kaymaya tanıklık etmektedir. (IV) Bu tanıklığın zemini ise "kültür baş- kentleri" sürecinde somutlaşmaktadır. (V) Kültür baş- kentliği uygulamasının, kültürel uyum ve iş birliği açı- sından tüm dünyada yaygınlaşmasında TÜRKSOY'un katkıları yadsınamaz. (VI) "Kültür başkentleri" kavramı kültür ve kent karamlarının söz konusu ilişkisinden çok daha fazlasına işaret etmek amacıyla oluşturulmuştur. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II B) III C) IV D) V SOA E) VI

ulus, ca bir şiyor, ) Bir rede eler de an en U 1 8. (1) Öyle şairler vardır ki onların şiirini okurken kanınızın da- marlarınızdan çekildiğini hissedersiniz. (II) Nefesiniz kesilir, kaskatı olur, cansızlaşırsınız. (III) Sonra çatlamış kuru top- raklara suyun yürüyüşü gibi tüm gücünüz, gözlerinizde yaşa dönüşür. (IV) Gülten Akın'ı da okurken başka çareniz kalmaz, yüreğinizde ince ince bir yanma başlar, ardından gözyaşları sökün eder yanaklarınıza. (V) Kimileri dökülen bu yaşları, zamanla gevşeyen göz kaslarına bağlıyor. (VI) Bilmiyorlar ki yürek yanmayınca bir damla yaş kımıldamaz yerinden. Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için, aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? A) 1. cümleyle IV. cümle yer değiştirmeli. B) II. cümleyle III. cümle yer değiştirmeli. C) III. cümle, I. cümleden sonra gelmeli. D) IV. cümle, VI. cümleden sonra gelmeli. E) V. cümleyle IV. cümleden önce gelmeli. /1. coyan oyce k, ka enim Bok ir a fetr yö al işa ile oro

miyor ne SV 1. PARAGRAFTA CÜMLELERİN I. Mangallar genellikle dört ayrı parçadan meydana gelir. II. Daha çok konik biçimindeki kapakta delikli desenler olur ve tutacak olarak süslü bir tepeliği vardır. III. Sonra gövde gelir, gövdenin üst kısmına ateş çanağı yerleştirilir. IV. Bu iki kulplu çanak, istendiğinde mangaldan çıkarılabilir. V. Son kısım ateş çanağının üzerindeki kapaktır. VI. En alttaki tabla; bakır veya pirinçle kaplanmış tahtadan yapılıp ateşten sıçrayan kıvılcımların etrafı yakmamaları içindir. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? A) Lve 11. D) III. ve IV. B) II. ve II. E) V. ve VI. C) II. ve VI. 3.

yavaş İlkel olsun, gelişmiş olsun hiçbir toplum durgun ve hare- ketsiz olarak nitelendirilemez. Her toplumda sürekli bir Chydinamizm, bir değişme görülür. İlkel toplumlar bile os da olsa değişmektedir. Antropoloji insanı dolayısıyla insan toplumlarını ve kültürü incelerken bu değişimi göz önünde bulundurur. Fakat antropolojik çalışmalar yapılırken belirli in bir çerçeveden bakılmak sureti ile araştırma yönlendirilir. mund Burada yapılan bir yerde antropolojinin sınırlarını belirle- mektir. 7. Bu parçaya göre aşağıdaki sorulardan hangisi antro- polojinin üzerinde durduğu sorulardan olamaz? A) İnsanlar ve toplumlar nasıl değişiyor? İnsanlar ve toplumlar neden birbirlerine benziyor? C) İnsanlar ve toplumlar neden birbirinden farklı yaşıyor? D) İnsanlar ve toplumlar zamanla neden değişiyor? E) İnsanlar ve toplumlar niçin değişmiyor? obig mistur bildessa lep obtinua eneval evo vep od levena munos pop numugol tho) 10 op leamin nnsinsan (0 aibsblom is 1010) ivans (3 entgoinüt

igrosasy sono by noylim nazou (A 26. 0-3 ay arasındaki bebekler genellikle geceleri kesintisiz uyuyamazlar. Gaz sıkıntısı, beslenme ihtiyacı, reflü gibi nedenlerle gece uykuları sık sık bölünebilir. Ancak 4 aydan sonra ebeveynler bebeklerinin geceleri kesinti- siz uyuması için harekete geçebilirler. "Kesintisiz" ile kastim doktorların önerdiği sayıda gece beslenmesini uyurken yapmak kaydıyla gece 10-12 saat arasında kesintisiz uykudur. Bu ideal sürelere ulaşmak için ebe- veynlerin dikkat etmesi gereken noktalar, bebeğin ayı- na uygun uyanık kalma sürelerini bilerek doğru saatler- de uykuya yatırmak, uyku öncesinde bebeklerini rahat- latarak rutinler oluşturmak ve belki en önemlisi bebek- lerine emerek veya sallanarak değil, biz yetişkinler gibi yatağa uyanık yatıp yatakta uykuya dalmayı öğretmek originax 3199 is onu ox olacaktır. mbild oni89SUM Tolost inexest ov sumnulud sbu Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? sh'synogst ev visplso nenulud sb'sbsnsx (0 A) 3-4 yaşlarında hâlâ kesintisiz uykuya geçemeyen çocuklar var mı? ald Ream Pe llizat iğimex eneo sbailiy he B) Bebekler kesintisiz uyur mu, ya da kesintisiz uyku- ya kaç yaşında başlamalı? nizexUM ijoloel C) Bebeklikte doğru uyku alışkanlıkları kazandırılırsa birey, ileriki yıllarda sağlıklı uyku düzenini daha mi av skolay sürdürür? bene str roger smulud sb synoqsi D) Uyku konusunda hata nerede yapılıyor, bebeklere uyku eğitimi verilmeli mi? 23 E) Bebekleri uykuya nasıl hazırlamalıyız, bebeklerin standart uykuları nasıl olmalıdır?

are- sürekli bir bile yavaş ıyla insan z önünde en belirli lendirilir. belirle- antro- ? vor? 9. Mimarlar, hastalığa sebep olan virüslerin yeni nesil evleri nasıl etkileyeceği konusunda çeşitli öngörülere sahip. Bu öngörülerden biri de iç ve dış mekânlar arasına daha be- lirgin sınırlar gelmesi. Bu yönde bir yaklaşım iç mekânların hastalık iletimini önlemek için evin dış ya da giriş mekânla- rını nasıl kullanmamız gerektiğini öğretecek. Örneğin ves- tiyer ve evin giriş bölümü, dışarıdan geldiğimizde yaşam alanına girmeden önce hastalık iletimi olması muhtemel eşyalarımızı bıraktığımız ve psikolojik olarak da bir nebze rahatlayabildiğimiz yerler olacaklar. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola- kerak söylenmiş olabilir? sich A) Şehirler, salgın hastalık dönemlerinde nasıl bir dönü- şüme uğrarlar B) Türkiye'de mimarlar salgın hastalık yayılımlarına karşı çeşitli önlemler alabilirler mi? C) Hastalık iletimini durdurabilmek için bina ve ev tasarı- mında ne tür değişiklikler yapılmalıdır? D) Günümüzde ev mimarisinin değişmesinin temelinde BALL MANU yatan sebepler nelerdir? E) Hastalıkların yayılmasına ev ve bina mimarisindeki yanlışlıklar mı sebep olmaktadır? 11.

30.--. İlk dönem hikâyelerinde çok sayıda idealist, hayata bağlı, sevecen tipler bulunmaktadır. İkinci dönem hikâyelerinde bu tip kahramanların sayıları aza- lır. Üçüncü dönem hikâyelerinde ise bu tip kahraman- lar tükenir. Yazar, hayatı ve insanları sevdiği ilk gençlik leibn dönemlerinde hikâyelerinde kahramanlarının sayısını unu geniş tutar. Bu dönem hikâyelerinde vaka örgüsünü Unun TV insan sevgisi üzerine kurgular. Hayatın zorlukları ve lenex insanlar arasındaki menfaat çatışmaları zamanla Sait lib Faik'i toplumdan uzaklaştırır, yalnızlığa iter. Dolayısıyla -sd hikâyelerindeki kahramanların niteliğinde ve niceliğin- end de de değişim ve dönüşüm olur. Sait Faik Abasıyanık'ın hikâyelerindeki kahramanların niteliği ve niceliği bir anlamda onun hayata bakış açısını ni ve ruh hâlini yansıt- 100" (V) 108 mamaktadır. nalolist og B Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı- ule dakilerden hangisi getirilmelidir?enteelsel grieb B lerA) Sait Faik Abasıyanık, bütün eserlerinde insanı mer- keze oturtan bir yazardır is nineonüşüb Sait F y (a MO118. ILA B) Sait Faik Abasıyanık'ın eserleri kahramanları açı- sından incelendiğinde çoğunda toplumdan dışlan- mışlık söz konusudur C) Sait Faik Abasıyanık eserlerinde kahramanları her daim bir değişim ve dönüşüm içerisinde verir D) Sait Faik Abasıyanık hemen hemen bütün eserle- rinde insan sevgisi ön plana çıkan yazarlarımızdan biridir Bi E) Sait Faik Abasıyanık'ın hikâyeleri, kahramanların niteliği ve niceliği bağlamında üç kategoride değer- nebebiy lendirilmektedir eve nid Xillys lysblea noi salaryso nimiveb vid navig

any Nog nebrid ebemos Va 24. Fikir, sanat ve edebiyat eserlerinin tanınması, yayılması ve değerlendirilmesinde eleştirinin rolü ve önemi büyük- udul tür. Bir eser ne kadar güzel olursa olsun tanıtılmadıkça üne kavuşamaz, başarısı meydana çıkamaz. ‒‒‒‒ Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşa- Malerğıdakilerden hangisi getirilmelidir? nebemts MANO A) Eleştiri öyle etkilidir ki kötü eserlere bile değer -helixeb kazandırır. B) Nice değerli eser, eleştirilmediği, tanıtılmadığı için kenarda köşede kalmış, zamanla unutulup gitmiştir. C) Eleştirmen esere ön yargıyla yaklaşmamalı, yaptığı işin ciddiyetinin farkında olmalıdır. D) Eleştirilen bir eser dün önemsenmemişken bugün mükemmel diye nitelendirilebilir. d E) Eleştiride ön hazırlık yapılmalı, okur ve sanatçıya doğru bilgiler verilmelidir. ebniğelesM

8. (1) "Bir çocuğun gözünden savaş nasıl görünür?" sorusu- nun etrafında dönen birçok film izledik. (II) Bunlardan ba- zıları savaşın yalnızca psikolojik yıkımlarına odaklanırken bazıları ise şiddeti gerçekçi bir şekilde gösterme bakımın- dan hiç çekincesi olmayan yapımlardı. (III) Bu filmdeki acı- nın temsili ve şiddetin resmedilmesi, bir çocuğun edilgen bakışından vurgulanıyor. (IV) Her ne kadar filmde şiddetin son derece sert sahnelerine tanık olsak da yönetmen Vác- lav Marhoul, seyircinin acıyı hissetmesini isterken seyirciyi bir duygusal manipülasyona uğratmıyor. (V) Filmde sıklıkla karşılaştığımız din imgelerinin bu şiddet temsilini anlama- mızda yardımcı olacağını düşünüyorum. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Boyalı Kuş, bu bakımdan diğer 'savaş ve çocuk' filmlerinden ayrılıyor." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V

a- B 19. (1) Bireyin duygu ve düşüncelerinin belirli bir yönde ve eğilimde olması anlamına gelen tutum, insan davranış- larının kaynağını oluşturmaktadır. (II) Tutumlar genellikle bireyin içinde yaşadığı sosyal çevre tarafından şekillenir; başka bir ifadeyle sosyal bir varlık olduğu için insanın tutum, düşünce ve davranışları, hayatı boyunca başta içinde yaşadığı sosyal çevredeki insanlar olmak üzere, diğer insanlarla kurduğu iletişimlerin bir sonucu olarak leler şekillenmektedir. (III) Dolayısıyla insanlar tüm yaşamı boyunca değişik sebeplerle birbirleriyle iletişim kurarlar ve kurulan iletişimlerin birçoğunda birbirlerinin tutum ve davranışlarının şekillenmesini sağlarlar. (IV) Toplumbilimciler bireylerin tutum, inanç, düşünce ve davranışlarını değiştirmede ve halka bir şey yaptırmada etkili olan üç temel yöntem olduğunu belirtmektedirler. (M) Bunlar: ikna etmek, maddi çıkar/para sağlamak ve zor kullanmaktır. (VI) Şüphesiz ki bu yöntemlerden ikna etme, başka bir ifadeyle razı ederek istenilen yöne çek- me, en geçerli ve en ekonomik bir yöntemdir. sb'sosbAsaelibisenglsteindebleolo hüp elmebğio nalu Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- VBVCraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? Debr Bris&mas utols A) II B) III GB2. XA D) V C) IV Moutou idio xo onni 11- K- n |- ni i HUOSOS Hable E) IV slipnishil

12. (1) Doğa tarihi müzeleri bitki, hayvan, fosil, kayaç gibi ör- neklerin sergilendiği, bu örnekler üzerinde bilimsel araş- tırmaların yapıldığı, bilimsel koleksiyonların, canlılarla ilgili veri bankalarının olduğu, akademisyenler, araştırmacılar, amatör doğa bilimciler gibi geniş bir kesimin yararlandığı, halka yönelik sergilerin de bulunduğu yerlerdir. (II) Bu mü- zeler, doğa ve çevrenin korunması konusunda hem eğitim veren hem de farkındalık yaratan kurumlardır. (III) Hem bu- lundukları ülkenin hem de dünyanın çeşitli bölgelerindeki bitki ve hayvan varlığının, jeolojik yapının tanıtılmasında da önemli rol oynarlar. (IV) Doğa tarihi müzelerinin bir bö- lümü herkesin ziyaret edebileceği açık sergilerden oluşur. (V) Bu sergilerde doldurulmuş ya da kurutulmuş bitki ve hayvan örnekleri, bitki ve hayvan fosilleri, mineraller, ka- yaçlar, yeryüzünün yapısını gösteren modeller, Güneş sis- temi modeli, göktaşları sergilenebilir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Ayrıca tarih öncesinde yaşamış canlıların, özellikle de dinozorların aslının aynı olan maketleri de doğa müze- lerinde sergilenir." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III (P) IV E) V