Paragrafta Yapı Soruları

lede ya- nbire ve çabala- aslaktır. ni adım i verir. Cinüdür. urlığına erden adır? V. YGS) 3. Paragrafın Yapısı (1) Yaşatmaya çalıştığım romanlar bir gün sahiden yaşamaya karar verdiler. (II) Üstelik hesap da soruyorlardı. (H) Her Gece Bod- rum, aynı adı taşıyan bir tatil kasabasında neler bulduğumu soruyor. Ölüm İlişkileriyse "Günlük hayattaki ilişkilere hiç değinmeyecek miyiz biz?" diye öfkeli öfkeli söyleniyordu. (IV) Çehov'un Marti'sında geçen bu sözle ince bir aşk üçgeni kuracaktım. (V) Cehen- nem Kraliçesine gelince bu Fellini Visconti havasından ne zaman kurtulacağımın tasa- sına düşmüştü. (VI) Bir Akşam Alacası ise söyleyecekleri için sırada bekliyordu. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I. B) V₁. E) MI. (2015-YGS) IV. D) V.

Türkçe 22 (1) Canlıların sınıflandırılmaları, benzerlik ve ayrılıklar- dan yararlanılarak yapılagelmiştir. (H) Halk deyişlerine bile yansıyan bu yaklaşım, adli tıp alanında babalik sap- tamasında da kullanılan ölçütler içinde önemli yer tut- muştur. (III) Benzerlik ve ayrılıkların sınıflandırılmasın- da, çağdaş yöntemler içinde moleküler ölçütler bugüne olduğu kadar geçmişe ve geleceğe ilişkin güvenli bilgi- ler sağlamaktadır. (IV) Moleküler tekniklerin emekleme çağı ve bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasından ön- ceki dönemlerde, sınıflandırma çalışmalarında güçlükler yaşanıyordu. (V) Geçmişteki bilgi kazanımlarına harca- nan zaman, bugüne oranla çok daha yüksekti. (VI) Mo- leküler teknikler, bilgi kazanımlarına harcanan zamanın verimli kullanılmasında bilimin önünü açmıştır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf hangi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI 24

39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Nedeni tam olarak bilinmiyor olsa da son yıllarda yürütülen araştırmalar otizm spektrumunun, beynin gelişimi sırasında gerçekleşen bir hatadan kaynaklı olduğuna işaret etmektedir (II) Ancak Harvard Tip Okulu araştırmacıları böyle bir durumun söz konusu olmadığını ve otizmin beyni aştığını, uzuvlardan beyne duyusal veri yollayan periferik sinirlerle de bağlantısı olabileceği düşüncesiyle bir çalışma başlattı. (III) Bu çalışmada spektrumun ortaya çıkışından -kabul edilenin aksine- sadece beynin değil, sinir sisteminin diğer bölümlerinin de sorumlu olabileceği sonucuna ulaşıldı. (IV) Araştırmaya öncülük eden David Ginty, otizm spektrumundaki insanlarda görülen genetik mutasyonları da incelediklerini, nöronların iletişimi için kullanılan iki gende otizmli insanlara özgü bir mutasyon belirlendiğini söylüyor. ((V) Otizmle ilişkisi olduğu bilinen pek çok gen var ancak Ginty'e göre asıl mesele sinir sisteminde bu sorunun tam olarak nerede ortaya çıktığını bulmak. (XI) Araştırmanın sonucuna göre otizmli bireylerin duyusal açıdan farklı hissetmesinin ve dünyayı fiziksel olarak farklı duyumsamasının sebebi de yine bu genler. 39. Bu parçadan hareketle otizm spektrumuyla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A Görülme nedenine ilişkin birbirine karşıt fikirlerin olduğuna B) Duygu durumunda yarattığı karmaşanın kişinin davranışlarına yansıdığına C) Sosyal iletişim kurmayla ilgili yarattığı sorunun sinir sisteminden kaynaklandığına D) Beynin gelişim sürecini yavaşlatan durumların oluşmasına yol açtığına E) Bireylerin genlerinde mutasyon yaşanma riskini artırdığına 40. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, yapılan araştırmaların bulguları açıklanmamıştır? A) I ve IV B) II ve I C) I ve V 17 D) IV ve VI E) V ve VI

0 9. 1. Beyşehir Gölü balıkçıları kayıklarını donmuş göl üze- rinde halatlarla çekerek götürür. II. Balıkçılar doğa şartlarına uyum sağlamayı, rüzgâr akıntı ve dalgalar ile nasıl mücadele edileceğini baba- larından ve tecrübeli balıkçılardan öğrenir. III. Buzlar üzerine yansıyan silüet aslında balıkçının ken- disini değil, cesaretini ve doğa ile olan mücadelesini gösterir. IV. Göller bölgesinde yaşam her yıl farklı güzellikleri ve hikayeleri beraberinde getirir. V. Buzlar arasında göle açılan balıkçıları insanlar sahil- den izler ve sağ salim dönmeleri için dua ederler. Yukarıda numaralanmış cümleler için aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) 1. cümlede dolaylı tümleç ve zarf tümleci fiilimsi grubu- dur. B) II. cümlede nesne bir isim -fiil grubu ve sifat-fiil gru- bundan oluşmuştur. C) III. cümlede özne sifat-fiil grubudur. D) IV. cümlede hiçbir öge fiilimsi grubu değildir. E) V. cümlede bir zarf - fiil grubu zarf tümlecidir.

30. Michael Haneke, diğer filmlerinde olduğu gibi insan doğasının kötülük tarafına Beyaz Bant filmiyle eğilir. Kentte ya da kırsalda yaşayan, bir toplum nerede olursa olsun bulunduğu yere, iktidar kurma isteğini beraberinde getirir.. Haneke'nin yarattığı Alman köyünde iktidar kurma çabası kimi zaman din, kimi zaman eğitim, kimi zaman gelenekler bahane edilerek karşımıza çıkar. Bu çabanın en tepesinde büyük güç figürü olan babalar bulunmaktadır. Kendi gerçek suçlarını halının altına süpüren, çocukların çaresizliğinden yararlanan, kadınların kırılganlığını fırsat bilerek psikolojik üstünlük kurmaya çalışan, korku imparatorluğu yaratan, katılığın sembolü babalar... Dünyanın her yerinde çocuklar, gelenek, din ya da başka ideolojiler bahane edilerek yetiştiriliyor. Bunun sonucunda çocuklar büyüdüğünde ırkçı ya da yobaz oluyor. Haneke, Michel Foucault'un "İktidar her yerdedir." sözünü hatırlatırcasına insanların iktidar kurma isteklerini sorgularken gelenekleri eleştirmekten geri durmaz. Gelenek adı altında çocuklara ceza veriliyor. Çünkü iktidar kurmak için sevgiden çok itaat önemlidir. Toplumu kontrol altına almaya yarayan, itaat üzerine kurulu sistem, toplumu içten içe katleder. Öç alma, nefret, kin gibi duygular daha fazla körüklenir. Dünya üzerindeki her ev birer kapalı kutudur. Haneke, suç ve ceza konularını ele alırken bu kapalı kutunun kapısını göstererek içeride yaşananları, seyircinin hayal gücüne bırakır. Cezalandırmaya giden. sürecin öncesi ve sürecin getirdiklerine odaklanmayı tercih eder. Aşağıdakilerden hangisi Michael Haneke'nin bu parçada sözü edilen filmiyle ilişkilendirilebilecek bir özellik değildir? A) Realistlik B) Yaşanmışlık C) Yorum gücünü artırma D) Idealize etme\ E) Eleştirisellik

TY TÜRKÇE 02 22. Dünyanın dört bir yanından orman yangınları, aşırı sıcaklar ve ani sağanakların yol açtığı sel haberleri gelirken üst üste hava olaylarıyla ilgili de yeni rekorlar kırılıyor. Bilim insanları, yaşanan bu olağanüstü hava olaylarını bazılarının insan faaliyetlerinden kaynaklanan iklim değişikliğiyle bağının bilimsel olarak kurulabildiğini söylüyor. Ancak sıra dışı hava olaylarının artmasının, öngörülebilirliği azalttığından endişe ediliyor. Çin'in Zhengzhou kentinde 19 Temmuz'da yaşanan olayı bir fırtına olarak nitelendirmek yetersiz kalır. Tek bir günde, bölgeye 624 mm yağmur düştü. Bu, neredeyse bir yılda düşen yağmur miktarına denk. 200 bin kişi tahliye edildi, 33 kişi de hayatını kaybetti.Bundan bir hafta önce Almanya'nın batısında bir sel felaketi yaşandı. 177 kişi hayatını kaybetti, 100 kişi kayboldu. Komşusu Belçika'da da 37 kişi seller nedeniyle yaşamını yitirdi. Aynı Çin gibi, iki Avrupa ülkesi de olağanüstü düzeylere ulaşan sağanak yağışlardan olumsuz etkilendi. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Doğal afetlerin nedenleri arasında insan etkeninin olduğuna B) Doğa olaylarının nedenleri arasında iklim değişikliğinin gösterildiğine Son yıllarda hava olaylarıyla ilgili yeni rekorların kırıldığına DY Dünya genelinde birçok ülkede doğal afetlerin gerçekleştiğine E) Batı ülkelerinin doğal afetlerden daha fazla etkilendiğine Dengi 23. 24. ly ka ka se ul ke

4. Her şeyi söylemiş, konuşacak hiçbir şeyi kalmamış olanların suskunluğu ne kadar acı ve korkunçtur. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? 3 A) Olumsuz isim cümlesidir. B) Öznesi bir söz öbeğinden oluşmuştur. C) Belgisiz sıfatlara yer verilmiştir. D) Tamlayanı adlaşmış sifat olan bir isim tamlaması kulla- nılmıştır. E) Bir sözcükte birden fazla ses olayı vardır. Diğer Sayfaya Geçiniz.

17. Şeytan uyuyakaldı bir gün. Rüzgâr, sert esti. Üç tüy düştü şeytandan. Birisi paraya yapıştı, diğeri mevkiye, öteki de ihtirasa. O günden itibaren şeytan hiçbir iş yapmadı. Bu parçadaki sözcük ve sözcük gruplarıyla ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) Birleşik yapılı, basit çekimli fiil vardır. B) Sifat tamlaması, zarf grubunun içinde yer almıştır. Belgisiz zamir ve belgisiz sifat bulunmaktadır. Fiilimsiye ve çekimli fiile yer verilmiştir. E) Adın hâl ekiyle öbek oluşturan edat kullanılmıştır.

1. Sanatçılar, ülkede 1878 yılında başlayan "İstibdat Döne- mi"nin etkisiyle karamsar bir dünya görüşünü benimsemiş- tir. II. Recaizade Mahmut Ekrem, yenilik hareketinin lideri duru- munda olup özellikle genç sanatçıları desteklemiştir. III. Ahmet İhsan Tokgöz'ün Servetifünun dergisinin başyazarlı- ğına getirilmesiyle önceden bilimsel konularda yayın yapan dergi, edebî bir kimlik kazanmıştır. IV. Sanatçılar, Tanzimat edebiyatının ikinci döneminde benim- senen "Sanat, sanat içindir." anlayışını devam ettirmekten yana bir tavır izlemiştir. V. Hüseyin Cahit Yalçın'ın Fransız İhtilali'ni konu alan "Biraz Daha Hakikat" adlı çevirisi üzerine dergi kapatılmıştır. Servetifünun Dönemi ile ilgili numaralanmış cümlelerden hangilerinde bilgi yanlışı vardır? A) I ve II B) Ive Ill D) HI ve V E) IV ve V C) I ve IV

TYT / TÜRKÇE 20. (1) Mihri Müşfik Hanım Türk resim tarihinin ilk kadın ressa- midir. (II) Saray ressamı Zonaro'nun öğrencisi olma fırsatını yakalamıştır. (III) Uzun süre Paris'te yaşayan, evinin bir bö- lümünü atölye hâline getiren, portre ve figür ağırlıklı resim yapan sanatçı, yaptığı portreleri satarak geçimini sağlar. (IV) İtalya ve Fransa'da yaşadığı dönemlerde sanat okul- larında ve özel atölyelerde öğrenim görür; çağdaş resim akımlarını yakından takip eder. (V) Mihri Müşfik Hanım'ın eserlerinde klasik resme hâkim olduğu, çağdaş akımlar doğ- rultusunda da resimler yaptığı görülür; özellikle portrelerde, yaşadığı dönemin akımları olan kübizmin ve ekspresyo- nizmin etkileri görülür. (VI) İyi bir portre ressamı olan Mihri Müşfik, portre ve otoportrelerini ağırlıklı olarak ekspresyonist yani dışavurumcu bir anlayışla yapmıştır. Bilge S Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? C) IV DIV A) II B) III E) VI

15. (1) Edebiyat; duygu, düşünce, hayal veya olayların dil vasıtasıyla sözlü ya da yazılı olarak ifade edil- mesidir. (II) Bu sanata bağlı kalınarak oluşturulan metinlere edebi metin denir. (III) Edebi metinlerden olan şiir türü, derinlikli bir anlatıma sahiptir, oku yucunun yorumlarına açıktır. (IV) Edebi metinler, sanatsal metinler içinde sınıflandırılır. (V) Bu si- niflandırmada temel ölçüt, metinlerin oluşturulma amacıdır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) 1 B) II C) III D) IV E) V

5. Gazeteci: 1. Öğretmen: ÖSYM Türkçe sınavlarını Türkçe anlam ve dil bilgisi konuları üzerinden hazırlamaktadır. ve Akademik Dikey Geçiş Sınavı (DGS)'de Lisansüstü Sınavi (ALES)te sorular sadece anlam bilgisi konularından çıkmakta olup Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS)'de anlam bilgisi ile birlikte dil bilgisi soruları da çıkmaktadır. Gazeteci: IL Öğretmen: En önemli sorun paragraf sorularında öğrencinin kendi sosyal hayatındaki tecrübelerin referans alarak soruyu çözmeye çalışmasıdır. Bu, sorunun paragraftaki gerçekliğe göre değil kişinin kendi gerçekliğine göre soruyu çözmesine sebebiyet verir. Dolayısıyla soru yanlış çözülür. Bu diyalogta boş bırakılan yerlere aşağıdakiler- den hangisi getirilmelidir? A) I. ÖSYM Türkçe sınavlarının konu dağılımı hak- kında bilgi verir misiniz? II. Sizce öğrencilerin Türkçe sınavlarında en faz- la zorluk yaşadığı soru türü ve öğrencinin bu soru tipinde yaptığı en büyük hata nedir? B) 1. Önümüzdeki günlürde Türkçe sınav sisteminde bizi hangi tür değişiklikler bekliyor? 6. II. Öğrencilerin Türkçe sınavındaki paragraf so- rularını zor olarak değerlendirmesinin nedenleri sizce nelerdir? Yayınları 7 C) ÖSYM'nin içeriğinde Türkçe testi olan sınavla- rini sıralar mısınız? II. Paragraf sorularında izlenmesi gereken yol hakkında bilgi verir misiniz? Tasarı Eği D) 1. Türkçe testlerinde çıkan soruların zorluğunun net ortalamalarına olan etkisini açıklar mısınız? II. Son dönemlerde Türkçe sınavlarında çıkan paragraf soruları zor bulunmaktadır. Bunun kitap okuma alışkanlığıyla bağlantısı olduğunu düşü- nüyor musunuz? E) I. Türkçe test sorularının öğrencileri analitik dü- şünmeye yönlendirdiğini düşünüyor musunuz? C II. Sınavlarda özellikle son bölümlere doğru çı- kan paragraf sorularının içeriğini değiştirilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?

ge- bir ke- ye yla in- ibi ek. al aynen degistir 5₁ A 21. Türk ve dünya edebiyatında yığınla yazar, romanlarında sayfalarca manzara anlatmışlar fakat bunların pek çoğu lüzumsuzdur ve faydadan çok zarar getirmiştir. Çünkü o kişiler sadece yazardırlar, ressamlıkları aynı seviyede değildir. Ressamlıkları, yazarlıkları kadar güçlü değildir. Gerçekte resmi, içlerinde yaşamıyor, sadece ressamlığa özeniyor, çizer gibi yazıyorlardı. Oysa Tolstoy; dâhilere has bir sezgiyle, dengeyi bozmadan, ressam gibi gör- düklerini, romancı gibi yazabiliyordu. Belki de bu yüzden Tolstoy'du, bu yüzden klasikti, bu yüzden ölümsüzdü. Stugulayıc Bu parçada anlatılanlardan yola çıkıldığında aşağıda- kilerden hangisi Tolstoy'a ait bir metin olabilir? Cafer, o gün evden erken çıkmıştı. Rıhtıma doğru yürü- meye başladı. İstanbul soğuktu. Kış gelmişti. Sabahın erken saatlerinde kimsecikler ortalıkta yokken evden çıkmaktan nefret ederdi. B)Bir bahar günüydü. Köyümüzün havası tertemizdi. Öğretmenimiz bizi pikniğe götürmek için söz vermişti. Hafta sonu geldiğinde sınıfça hazırlıklarımızı yaptık ve okulun biraz ilerisindeki alanda piknik yapmaya gittik. Sabah kalktığımda kahvaltımı yapıp işe gitmek için arabaya doğru yöneldim. Hava sisli ve soğuk olduğu için arabanın camları puslanmış bir hâldeydi. Buz kı- rıcıyla arabanın camlarındaki buzları temizlemek tam on dakikamı aldı. Sonunda işe biraz gecikmiş oldum. D) Yıpranmış, tel tel dökülen defterini çıkarıp mavi mü- rekkepli kalemiyle birtakım notlar aldı. Aldığı notları herkesten saklardı. Kısa boylu, şişman, küt saçlı, göz- lüklü ve sinirli bir öğretmen olarak her gün böyle notlar tutardı. Hiçbir talebesinin haberi olmazdı. Günlük işlerini halletmek için okuldan sonra çarşıya gitti. Kırtasiyeden ve kitapçıdan alacaklarını aldıktan sonra eve doğru yola koyuldu. Her yer karla kaplıydı. Bir an önce eve dönmeyi düşünüyordu.

Soru 9 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamla- yanı sıfat tamlaması olan bir isim tamla- ması vardır? A) Kişiliğindeki düzensizlik, günlük yaşa- mina da yansımış.? B) Yöresel giysiler giymiş oyuncular, sah- neve bir bir çıktılar. C) Sezon sonunda büyük mağazaların in- dirimleri halkı sevindirdi. D) Maçın sonunu beklemeden stattan ay- rildi. E) Bir gün çocukluk fotoğraflarının tama- mını döktü önüme.

7. 0 Amerikan Kızılderilileri ladin ağaçlarından dışarı çıkan sıvıdan yapılan bir tür reçine çiğnerlerdi ve onu çiğneyerek, dişlerini ova- rak ağız temizliği yaparlardı; böylece ticari olarak satılan ilk sakızın üretiminin temeli de atılmıştır. A) Sakızın ana maddesi ağaçlardan elde edi- len bir sıvıdır. B) Dişleri temizlemek için kullanılan sakız, diş macunu fikrinin ilk adımıdır. Sakızın ticari hâle gelmesi, asıl amacından uzaklaşmasına neden olmuştur. D) Diş temizliğinde kullanılan sakız, Kızılderililer tarafından bambaşka bir amaçla da kullanıl- mıştır. ticaret ? E) Kızılderililerin uyguladığı yöntem, modem anlamda sakıza gidilen yolu açmıştır. 10.

5. Cumhuriyet Dönemi'nin önemli yenilikçi yazarlarından biridir. Eserleriyle birçok sanatçıyı etkilemiştir. Toplum kurallarıyla çatışan aydın kişilerin iç dünyalarını eserlerinde irdelemeye çalışmıştır. Eserlerinde kendine özgü üslubuyla oldukça et- kili kahramanlar yaratmıştır. Türk romanında 1940'lı yıllardan itibaren görülen modernist eğilimleri kökleştiren; yenilikleri, içerikten biçimsel estetiğe taşıyan bir romancıdır. Özellikle Tutunamayanlar romanı ile tanınmıştır. Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir? A) Peyami Safa B) Yusuf Atılgan C) Ahmet Hamdi Tanpınar D) Nezihe Meriç E) Oğuz Atay