Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yapı Soruları

28. Gazeteci
(1)-
‒‒‒‒
Sanatçı:
- Evet, maalesef... Salgında kaçınılmazdı belki ama her
olumsuz koşulda bizim sektörün yara aldığı da bir gerçek,
bu salgın sektör çalışanlarının dayanma gücünü neredey-
se tümden tüketti. Bu, çok ama çok üzücü!
Gazeteci:
(II)
wwww
Sanatçı:
- Sağlık çalışanlarına sonsuz minnet duyuyoruz; yaptıkla-
ri, emekleri, fedakârlıkları unutulmaz. Gerçekten büyük bir
özveriyle adadılar kendilerini ve hâlâ da öyle. Kaybettiği-
miz sağlık emekçileri en büyük üzüntümüz, bu hepimizde
onarılamaz yaralar açtı.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
AI. Salgın nedeniyle hayatlarımız altüst oldu, insanların
bu olumsuz durumdan kurtulmaları için ne yapmaları
gerekir?
II. Sağlık çalışanlarının aşırı çalışmaktan ayakta dura-
cak hâlleri kalmadı, onları biraz rahatlatmak için neler
yapılabilir?
B) I. Salgında birçok sektör aşırı daraldı ve sektör çalışan-
ları ciddi ekonomik sıkıntı yaşıyor, bu sorun nasıl çözü-
lebilir?
II. Sağlıkçıların tüm çabalarına rağmen insanlarımızın
vurdumduymazlıkları salgının önlenmesine ket vuru-
yor, halkımıza ne önerirsiniz?
CI. Tiyatrolar ve sinema salonları kapandı, konserler
durdu. Her dönemde olduğu gibi bu salgında da yine ilk
olarak sanat yara aldı diyebilir miyiz?
II. Sağlık çalışanları büyük mücadele veriyor. Aylardır
canları pahasına savaşıyorlar. Onlarla ilgili neler söyle-
mek istersiniz?
D) I. Salgin sanat emekçilerini sıkıntıya soktu mu, sanat-
çılar bu sıkıntıları aşmada yeterli destek alabildiler mi?
II. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet eylemleri dur-
maksızın artıyor, sağlıkçılara yönelik bu şiddetin önü
nasıl kesilebilir?
E) I. Salgında bazı oyuncular sinemadan kopup dizi sek-
törüne yöneldi, bunun Türk sinemasına olumsuz etkisi
olur mu?
II. Sağlıkçıları desteklemek amacıyla yapılan etkinlikle-
re katıldınız mı, bunlardan istenilen sonuç alındı mı
sizce?
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
28. Gazeteci (1)- ‒‒‒‒ Sanatçı: - Evet, maalesef... Salgında kaçınılmazdı belki ama her olumsuz koşulda bizim sektörün yara aldığı da bir gerçek, bu salgın sektör çalışanlarının dayanma gücünü neredey- se tümden tüketti. Bu, çok ama çok üzücü! Gazeteci: (II) wwww Sanatçı: - Sağlık çalışanlarına sonsuz minnet duyuyoruz; yaptıkla- ri, emekleri, fedakârlıkları unutulmaz. Gerçekten büyük bir özveriyle adadılar kendilerini ve hâlâ da öyle. Kaybettiği- miz sağlık emekçileri en büyük üzüntümüz, bu hepimizde onarılamaz yaralar açtı. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? AI. Salgın nedeniyle hayatlarımız altüst oldu, insanların bu olumsuz durumdan kurtulmaları için ne yapmaları gerekir? II. Sağlık çalışanlarının aşırı çalışmaktan ayakta dura- cak hâlleri kalmadı, onları biraz rahatlatmak için neler yapılabilir? B) I. Salgında birçok sektör aşırı daraldı ve sektör çalışan- ları ciddi ekonomik sıkıntı yaşıyor, bu sorun nasıl çözü- lebilir? II. Sağlıkçıların tüm çabalarına rağmen insanlarımızın vurdumduymazlıkları salgının önlenmesine ket vuru- yor, halkımıza ne önerirsiniz? CI. Tiyatrolar ve sinema salonları kapandı, konserler durdu. Her dönemde olduğu gibi bu salgında da yine ilk olarak sanat yara aldı diyebilir miyiz? II. Sağlık çalışanları büyük mücadele veriyor. Aylardır canları pahasına savaşıyorlar. Onlarla ilgili neler söyle- mek istersiniz? D) I. Salgin sanat emekçilerini sıkıntıya soktu mu, sanat- çılar bu sıkıntıları aşmada yeterli destek alabildiler mi? II. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet eylemleri dur- maksızın artıyor, sağlıkçılara yönelik bu şiddetin önü nasıl kesilebilir? E) I. Salgında bazı oyuncular sinemadan kopup dizi sek- törüne yöneldi, bunun Türk sinemasına olumsuz etkisi olur mu? II. Sağlıkçıları desteklemek amacıyla yapılan etkinlikle- re katıldınız mı, bunlardan istenilen sonuç alındı mı sizce? Diğer sayfaya geçiniz.
1. Doğa sporlarında karşılaşılan en büyük sorunlardan
biri doğa sporcusunun bilgisiz olmasıdır. Bir yapay
duvarda en zor rotaları çıkmak, doğada çok başarılı
olunacağı anlamına gelmez. Yapay duvarın zorluk
derecesi ne olursa olsun tamamen kent yaşamında,
bir salonda yapılan aktivitedir. Bu duvarın en zor
rotasını çıkan biri doğadaki en küçük bir sorunda
ne yapacağını bilemeyebilir. En sağlıklı ve gerçek
öğrenme ve bilgi artırma doğada yapılan
aktivitelerle başlar ve bu aktiviteler çoğaldıkça
pekişir. Dolayısıyla bilgisiz bir doğa sporcusu,
doğrudan doğruya kazaya veya kaybolmaya yol
açabilecek bir potansiyel tehlikedir.
II. Deneyim yaşamın her alanında insanın yaşamını
kolaylaştıran bir olgudur. Deneyim yılların birikimidir
ve başarıyı da getiren önemli bir faktördür. Bir doğa
sporcusu hiç farkında olmadan başına gelecek
birçok olayı deneyimi ile atlatabilir. Deneyim ise
okuyarak, salonda çalışarak değil, doğada etkinlik
yaparak, doğanın bir insanın karşısına çıkaracağı
zorlukları görüp, o zorluklara karşı mücadele ederek
gelişir.
Bu iki parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Birbirinden uzak görüşlerin aslında birbirini
tamamladığını göstermektedirler.
B) Aynı düşünceyi farklı örnekler üzerinden
genelleştirmektedirler.
C) Aynı durumu farklı yönleriyle değerlendirip ele
almaktadırlar.
D) Aynı düşünceyi olası sonuçları ile
değerlendirmektedirler.
E) Aynı durumu farklı anlatım teknikleriyle ele
almaktadırlar.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
1. Doğa sporlarında karşılaşılan en büyük sorunlardan biri doğa sporcusunun bilgisiz olmasıdır. Bir yapay duvarda en zor rotaları çıkmak, doğada çok başarılı olunacağı anlamına gelmez. Yapay duvarın zorluk derecesi ne olursa olsun tamamen kent yaşamında, bir salonda yapılan aktivitedir. Bu duvarın en zor rotasını çıkan biri doğadaki en küçük bir sorunda ne yapacağını bilemeyebilir. En sağlıklı ve gerçek öğrenme ve bilgi artırma doğada yapılan aktivitelerle başlar ve bu aktiviteler çoğaldıkça pekişir. Dolayısıyla bilgisiz bir doğa sporcusu, doğrudan doğruya kazaya veya kaybolmaya yol açabilecek bir potansiyel tehlikedir. II. Deneyim yaşamın her alanında insanın yaşamını kolaylaştıran bir olgudur. Deneyim yılların birikimidir ve başarıyı da getiren önemli bir faktördür. Bir doğa sporcusu hiç farkında olmadan başına gelecek birçok olayı deneyimi ile atlatabilir. Deneyim ise okuyarak, salonda çalışarak değil, doğada etkinlik yaparak, doğanın bir insanın karşısına çıkaracağı zorlukları görüp, o zorluklara karşı mücadele ederek gelişir. Bu iki parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Birbirinden uzak görüşlerin aslında birbirini tamamladığını göstermektedirler. B) Aynı düşünceyi farklı örnekler üzerinden genelleştirmektedirler. C) Aynı durumu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadırlar. D) Aynı düşünceyi olası sonuçları ile değerlendirmektedirler. E) Aynı durumu farklı anlatım teknikleriyle ele almaktadırlar.
23. 1. Bu sorun, gelişmiş ülkelerde çok sayıda kapsamlı
farmako-epidemiyolojik çalışmayla ortaya konmuş
ve sorunun çözümünde belirli bir aşama
kaydedilmiştir.
II. Akılcı olmayan ilaç kullanımı bütün dünyada,
özellikle de gelişmekte olan ülkelerde en temel
sağlık sorunlarından birisidir.
III. Çalışmalarda belirlenen temel sorunlar arasında
ilaçların yanlış biçimde kullanılması, gereksiz yere
antibiyotik tüketimi gibi sorunlar gözlenmiştir.
IV. Oysa gelişmekte olan ülkelerde bu konuda yeterli
farmako-epidemiyolojik araştırma yapılmadığı için
akılcı olmayan ilaç kullanımının boyutları ve
nedenleri saptanamamıştır.
V. Bu ülkelerin bir kısmında ilgili kurumlarca organize
edilen çalışmalara ek olarak sorunları ortaya koyan
sınırlı sayıda bilimsel çalışma yayımlanmıştır.
7
Bu cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde
sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur?
C) III
A) I
B) II
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
23. 1. Bu sorun, gelişmiş ülkelerde çok sayıda kapsamlı farmako-epidemiyolojik çalışmayla ortaya konmuş ve sorunun çözümünde belirli bir aşama kaydedilmiştir. II. Akılcı olmayan ilaç kullanımı bütün dünyada, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde en temel sağlık sorunlarından birisidir. III. Çalışmalarda belirlenen temel sorunlar arasında ilaçların yanlış biçimde kullanılması, gereksiz yere antibiyotik tüketimi gibi sorunlar gözlenmiştir. IV. Oysa gelişmekte olan ülkelerde bu konuda yeterli farmako-epidemiyolojik araştırma yapılmadığı için akılcı olmayan ilaç kullanımının boyutları ve nedenleri saptanamamıştır. V. Bu ülkelerin bir kısmında ilgili kurumlarca organize edilen çalışmalara ek olarak sorunları ortaya koyan sınırlı sayıda bilimsel çalışma yayımlanmıştır. 7 Bu cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? C) III A) I B) II D) IV E) V
uşuyor.
hep bir
nca da
estlerle,
Amacı-
mamış
iyorlar.
r onlar
111
4.
(1) Haçlı Seferleri Papalığın teşvikiyle, Hıristiyan Av-
rupalıların, Müslümanlara karşı tertip ettikleri sefer-
lerdir. (II) En önemlisi dinî olmak üzere, siyasî, sos-
yal ve iktisadî sebeplere dayanan Haçlı Seferleri'ni,
Papa İkinci Urbanus, 1095 yılında toplanan Cler-
mont Konsili'nde yaptığı konuşmayla başlatmıştır.
(III) Saldırılar ise 1096 yılında I. Haçlı Seferi'yle birlik-
te eyleme dönüşmüştür (IV) Bilim ve teknikte daha
ileri olan Müslümanlar bunu devam ettirememiş, za-
manla Avrupa'nın gerisinde kalmıştır. (V) Asıl amacı
Müslümanların elindeki toprakları tekrar kazanmak
ve doğunun ileri teknolojisini ele geçirmek olan Haçlı
Seferleri asırlarca devam etmiş, milyonlarca insanın
can kaybına, devletlerin yıkılıp, ülkelerin tahrip olma-
sına sebep olmuştur.
A) I
B) II
C) III
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
uşuyor. hep bir nca da estlerle, Amacı- mamış iyorlar. r onlar 111 4. (1) Haçlı Seferleri Papalığın teşvikiyle, Hıristiyan Av- rupalıların, Müslümanlara karşı tertip ettikleri sefer- lerdir. (II) En önemlisi dinî olmak üzere, siyasî, sos- yal ve iktisadî sebeplere dayanan Haçlı Seferleri'ni, Papa İkinci Urbanus, 1095 yılında toplanan Cler- mont Konsili'nde yaptığı konuşmayla başlatmıştır. (III) Saldırılar ise 1096 yılında I. Haçlı Seferi'yle birlik- te eyleme dönüşmüştür (IV) Bilim ve teknikte daha ileri olan Müslümanlar bunu devam ettirememiş, za- manla Avrupa'nın gerisinde kalmıştır. (V) Asıl amacı Müslümanların elindeki toprakları tekrar kazanmak ve doğunun ileri teknolojisini ele geçirmek olan Haçlı Seferleri asırlarca devam etmiş, milyonlarca insanın can kaybına, devletlerin yıkılıp, ülkelerin tahrip olma- sına sebep olmuştur. A) I B) II C) III E) V
IP Yayınları
32.
3
II. Denizanasının dokunaçları ve kamçıları minik
şeffaf keseciklerle doludur; zehir, bu keseciklerin
içinde toksin bir madde olarak yer alır.
(S
I. Denizanası, birçok türü "zehirli" olan bir deniz
canlısıdır.
2
III. Zehirli olanlar, başka bir canlıyla olan temasında
hatta bazen ölü olduğu durumlarda bile zehirleme
etkisi gösterebilir.
IV. Bir canlıya temas ettiğinde denizanasının
dokunacları deriye doğru büzülür ve yapışır; bu
yapışma esnasında toksin madde yani zehir
ortaya çıkar.
V. Şimdi aklınıza denizanası, zehirlerini nerede
barındırıyor şeklinde bir soru gelebilir.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
dördüncü olur?
A) I
BY
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
IP Yayınları 32. 3 II. Denizanasının dokunaçları ve kamçıları minik şeffaf keseciklerle doludur; zehir, bu keseciklerin içinde toksin bir madde olarak yer alır. (S I. Denizanası, birçok türü "zehirli" olan bir deniz canlısıdır. 2 III. Zehirli olanlar, başka bir canlıyla olan temasında hatta bazen ölü olduğu durumlarda bile zehirleme etkisi gösterebilir. IV. Bir canlıya temas ettiğinde denizanasının dokunacları deriye doğru büzülür ve yapışır; bu yapışma esnasında toksin madde yani zehir ortaya çıkar. V. Şimdi aklınıza denizanası, zehirlerini nerede barındırıyor şeklinde bir soru gelebilir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I BY C) III D) IV E) V
29. Geleceği okuma, gelecekte olacak olaylan öngörme-
dir. Bununla çok benzer olan bir diğer düşünce özelli-
ği ise felaketleştirmedir. Felaketleştirme, okuduğu bir
konuyu anlayamayan bir kişinin "Bunu asla öğreneme-
yeceğim." diye düşünmesidir. Kendini kötü hisseden
birinin "Çok kötüyüm. Hiç düzelmeyeceğim.", Üzeri-
ne aldığı bir işi bitiremeyen birinin "İşi yetiştiremedim,
beni kovacak." diye düşünmesi bu düşünce özelliğine
örnektir.
Bu parçaya göre felaketleştirmeyle ilgili aşağıdaki
tanımlardan hangisi yapılabilir?
A) Her türlü deneyim ve yaşantının iki aşırı uçtan bi-
risi gibi değerlendirilmesidir.
B) Kişinin yaşantılarından o sonucu destekleyen her-
hangi bir kanıt olmaksızın ya da aksine kanıt olma-
sına karşın tam ilgisiz veya tam tersi bir sonuç çı-
karmasıdır.
C) Kişinin bir veya birkaç olaya bağlı olarak tüm du-
rumları kapsayan sonuçlar çıkarmasıdır.
D) Olması muhtemel diğer sonuçları hesaba katmak-
Sızın geleceği hep olumsuz olarak öngörmedir.
E) Tersine kanıtlar olmasına rağmen bunları yok sa-
yarak ya da ihmal ederek sadece öyle hissedildiği
için bir şeyin doğru olduğuna inanmadır.
E
31.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
29. Geleceği okuma, gelecekte olacak olaylan öngörme- dir. Bununla çok benzer olan bir diğer düşünce özelli- ği ise felaketleştirmedir. Felaketleştirme, okuduğu bir konuyu anlayamayan bir kişinin "Bunu asla öğreneme- yeceğim." diye düşünmesidir. Kendini kötü hisseden birinin "Çok kötüyüm. Hiç düzelmeyeceğim.", Üzeri- ne aldığı bir işi bitiremeyen birinin "İşi yetiştiremedim, beni kovacak." diye düşünmesi bu düşünce özelliğine örnektir. Bu parçaya göre felaketleştirmeyle ilgili aşağıdaki tanımlardan hangisi yapılabilir? A) Her türlü deneyim ve yaşantının iki aşırı uçtan bi- risi gibi değerlendirilmesidir. B) Kişinin yaşantılarından o sonucu destekleyen her- hangi bir kanıt olmaksızın ya da aksine kanıt olma- sına karşın tam ilgisiz veya tam tersi bir sonuç çı- karmasıdır. C) Kişinin bir veya birkaç olaya bağlı olarak tüm du- rumları kapsayan sonuçlar çıkarmasıdır. D) Olması muhtemel diğer sonuçları hesaba katmak- Sızın geleceği hep olumsuz olarak öngörmedir. E) Tersine kanıtlar olmasına rağmen bunları yok sa- yarak ya da ihmal ederek sadece öyle hissedildiği için bir şeyin doğru olduğuna inanmadır. E 31.
Türkçe
26. Ahmet Haşim "Melali anlamayan nesle aşina değiliz."
diyordu. Melal içe doğru bir yolculuktur ve kişiyi zen-
ginleştirir. Hüzün ve melali tedavi etseydik bugün
herhâlde pek çok edebi şaheseri okuyamazdık. Hüzün
bizi iç dünyamızın daha önce keşfetmediğimiz ayrın-
tılarıyla buluşturabilir. Onu bir misafir gibi kabul etmek
gerekir. Misafir size yeni bir dünya getirir ve size bir
şeyler katarak sizden ayrılır. Şairin dediği gibi: "Dilde
gam var şimdilik lutfeyle gelme üstüme ey sürür / Ola-
maz bir hanede mihmân mihmân üstüne." Misafire hür-
met geleneğimizin bir parçasıdır. Yaşantılarımıza hür-
met etmek de...
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Bazı yaşantılar, insana daha çok katkı sunar.
B) Her sorunun bir çözüm yolu mutlaka bulunur.
C) Hiçbir sıkıntı, insanda kalıcı olarak yerleşmez.
D) İnsanın, yaşantısından öğreneceği çok şey vardır.
E) İnsan, olumsuzlukta daha çok kazanım elde eder.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
Türkçe 26. Ahmet Haşim "Melali anlamayan nesle aşina değiliz." diyordu. Melal içe doğru bir yolculuktur ve kişiyi zen- ginleştirir. Hüzün ve melali tedavi etseydik bugün herhâlde pek çok edebi şaheseri okuyamazdık. Hüzün bizi iç dünyamızın daha önce keşfetmediğimiz ayrın- tılarıyla buluşturabilir. Onu bir misafir gibi kabul etmek gerekir. Misafir size yeni bir dünya getirir ve size bir şeyler katarak sizden ayrılır. Şairin dediği gibi: "Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme üstüme ey sürür / Ola- maz bir hanede mihmân mihmân üstüne." Misafire hür- met geleneğimizin bir parçasıdır. Yaşantılarımıza hür- met etmek de... Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Bazı yaşantılar, insana daha çok katkı sunar. B) Her sorunun bir çözüm yolu mutlaka bulunur. C) Hiçbir sıkıntı, insanda kalıcı olarak yerleşmez. D) İnsanın, yaşantısından öğreneceği çok şey vardır. E) İnsan, olumsuzlukta daha çok kazanım elde eder.
27. Teknik; yazarın, konusunu belli bir sanat biçimi içinde
aktarabilmesine yarayan bir ustalıklar ve araçlar bütü-
nüdür. Dramatik teknikteki bazı ögeler evrenseldir, bun-
lar her çağda bütün oyun yazarları için geçerli olan us-
talıklar ve araçlardır. Söz gelimi aksiyonu karakter, söz-
süz oyun ya da konuşma yoluyla yansıtma tekniği dram
. Örneğin belli bir çağda ya da
sanatının temelidir. ----,
kültür aşamasında ortaya çıkan ustalıklar ve araçlar
olabildiği gibi tiyatro tarihi içinde bazı oyun yazarları-
nın da kendi bulguları olan ögelere rastlayabiliriz.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Fakat tekniğin abartılmasının da bazı sakıncaları
olduğu bilinmelidir
B) Ancak tiyatroda evrensel olmayan teknik ögeler de
vardır
C) Fakat teknik, sadece bir araçtan ibaret görülmeli;
abartılmamalıdır
D) Ancak teknik dram sanatının estetik yanını gölge-
lememelidir
E) Oysa tiyatro yazarı, kendini bu kısıtlamaların üze-
rinde tutmalıdır
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
27. Teknik; yazarın, konusunu belli bir sanat biçimi içinde aktarabilmesine yarayan bir ustalıklar ve araçlar bütü- nüdür. Dramatik teknikteki bazı ögeler evrenseldir, bun- lar her çağda bütün oyun yazarları için geçerli olan us- talıklar ve araçlardır. Söz gelimi aksiyonu karakter, söz- süz oyun ya da konuşma yoluyla yansıtma tekniği dram . Örneğin belli bir çağda ya da sanatının temelidir. ----, kültür aşamasında ortaya çıkan ustalıklar ve araçlar olabildiği gibi tiyatro tarihi içinde bazı oyun yazarları- nın da kendi bulguları olan ögelere rastlayabiliriz. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Fakat tekniğin abartılmasının da bazı sakıncaları olduğu bilinmelidir B) Ancak tiyatroda evrensel olmayan teknik ögeler de vardır C) Fakat teknik, sadece bir araçtan ibaret görülmeli; abartılmamalıdır D) Ancak teknik dram sanatının estetik yanını gölge- lememelidir E) Oysa tiyatro yazarı, kendini bu kısıtlamaların üze- rinde tutmalıdır Diğer sayfaya geçiniz.
10. (1) Türkiye, dağcılık sporuna ilgi duyanlar için çok
9
farklı seçeneklere sahip bir ülke. (11) Marmara Böl
gesi'nde Uludağ, Akdeniz Bölgesi'nde Beydağları,
Anadolu Bölgesi'nde Aladağlar, Doğu Karadeniz Böl
gesi'nde Kaçkar Dağları, Doğu Anadolu Bölgesi'nde
Süphan ve Ağrı Dağı ülkemizin dağcılık parkurlan.
nın başında geliyor. (III) Ikemizdeki en yüksek dağ
olan Ağrı Dağı, eteklerinde ve zirveye yakın bölge-
lerinde değişik bitki ve hayvan türlerinin yaşam ala.
ni olmasıyla da biliniyor. (IV) Bu bitki ve hayvan tür.
leri yakın zamanda Türkiye'deki bilim çevreleri tara-
fından fark edilmiş. (V) Zamanla dünyanın farklı ül
kelerindeki araştırmacıların da ilgisini çekmiştir. (VI)
yi bir tanıtım sayesinde çok büyük olmayan bir büt-
çeyle bu alanda ciddi çalışmalar yapılarak bilim dün-
yasına yeni katkılar sunulabilir.
Bu parça iki paragrafa ayrıl ak istense ikinci pa-
ragraf hangi cü leyle başlar?
A) II.
B) III.
D) V.
rasına yıldırım
30.000 °C'ye
şık beş katına
normal atmo
lir ve hava a
hattı boyunc
bişok dalg
gürültüleri
zer sesler
ler insanla
rafından
duyma e
farklı oln
Bu parc
ci para
C) IV.
1-0 2-0 3-0 40 5-C 870&E
2
E) VI.
-D 108
sinda
ynkuas
PARA BAF S
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
10. (1) Türkiye, dağcılık sporuna ilgi duyanlar için çok 9 farklı seçeneklere sahip bir ülke. (11) Marmara Böl gesi'nde Uludağ, Akdeniz Bölgesi'nde Beydağları, Anadolu Bölgesi'nde Aladağlar, Doğu Karadeniz Böl gesi'nde Kaçkar Dağları, Doğu Anadolu Bölgesi'nde Süphan ve Ağrı Dağı ülkemizin dağcılık parkurlan. nın başında geliyor. (III) Ikemizdeki en yüksek dağ olan Ağrı Dağı, eteklerinde ve zirveye yakın bölge- lerinde değişik bitki ve hayvan türlerinin yaşam ala. ni olmasıyla da biliniyor. (IV) Bu bitki ve hayvan tür. leri yakın zamanda Türkiye'deki bilim çevreleri tara- fından fark edilmiş. (V) Zamanla dünyanın farklı ül kelerindeki araştırmacıların da ilgisini çekmiştir. (VI) yi bir tanıtım sayesinde çok büyük olmayan bir büt- çeyle bu alanda ciddi çalışmalar yapılarak bilim dün- yasına yeni katkılar sunulabilir. Bu parça iki paragrafa ayrıl ak istense ikinci pa- ragraf hangi cü leyle başlar? A) II. B) III. D) V. rasına yıldırım 30.000 °C'ye şık beş katına normal atmo lir ve hava a hattı boyunc bişok dalg gürültüleri zer sesler ler insanla rafından duyma e farklı oln Bu parc ci para C) IV. 1-0 2-0 3-0 40 5-C 870&E 2 E) VI. -D 108 sinda ynkuas PARA BAF S
ragraf hangi çü. leyle başlar?
B) III.
A) II.
D)
7. (1) Polisiye, çok enteresan, ne yazılmışsa onun oy-
nanması gereken bir tor. Doğaçlamaya hiç imkân
tanımıyor. (III) Sahnede yapacağınız en küçük hata,
her şeyin sonu olabilir. (IV) Bu yüzden sanatçının dik-
katini en üst düzeyde tutması gerekiyor. (V) Bu gvan-
da canlandırdığım Komiser Trotter, bambaşka bir
adam, (VI) Onun zekâsına hayran olmamakmum-
kün değil.
B) III.
Bu parça iki paragrafa bölün ek istense, nu a-
ralan ış cü lelerden hangisiyle yeni bir parag-
rafa geçilebilir?
C) IV.
E) V
D)V.
EXVI.
AKADEM DEN I
10. (1) Hani
onlarda
rulmas
rim. (II
yönün
nimda
etine:
sevilm
nuzd
herk
rag
A)
lic
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
ragraf hangi çü. leyle başlar? B) III. A) II. D) 7. (1) Polisiye, çok enteresan, ne yazılmışsa onun oy- nanması gereken bir tor. Doğaçlamaya hiç imkân tanımıyor. (III) Sahnede yapacağınız en küçük hata, her şeyin sonu olabilir. (IV) Bu yüzden sanatçının dik- katini en üst düzeyde tutması gerekiyor. (V) Bu gvan- da canlandırdığım Komiser Trotter, bambaşka bir adam, (VI) Onun zekâsına hayran olmamakmum- kün değil. B) III. Bu parça iki paragrafa bölün ek istense, nu a- ralan ış cü lelerden hangisiyle yeni bir parag- rafa geçilebilir? C) IV. E) V D)V. EXVI. AKADEM DEN I 10. (1) Hani onlarda rulmas rim. (II yönün nimda etine: sevilm nuzd herk rag A) lic
B
B
Türkçe
A) I
22. (1) Hakikat sonrası ya da Türkçe karşılığı ile gerçekliğin
yitimi mefhumu, çok uzun bir geçmişe sahiptir. (II) Parr-
hesia, ilk kez MÖ 484-407 yılları arasında Yunan ede-
biyatında Euripides'te karşımıza çıkmıştır. (III) İsim olan
parrhesianın yanında bir de fiil hâli "parrhesiazomai"
ve klasik metinlerde karşımıza çıkmayan "parrhesias-
tes" hâli söz konusudur. (IV) İngilizcede "özgür konuş-
ma", Fransızca ve Almancada "açık sözlülük" şeklin-
de çevrilen kavram; etimolojik olarak "her şeyi söyle-
mek" anlamına gelmektedir. (V) Parrhesia kavramı, Ati-
na toplumunda iyi vatandaşa özgü bir tutum olarak ka-
bul edilmiştir.
B
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra "Kavramın tarihi, parrhesia kelimesine dayan-
dırılabilir." cümlesi getirilmelidir?
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
B B Türkçe A) I 22. (1) Hakikat sonrası ya da Türkçe karşılığı ile gerçekliğin yitimi mefhumu, çok uzun bir geçmişe sahiptir. (II) Parr- hesia, ilk kez MÖ 484-407 yılları arasında Yunan ede- biyatında Euripides'te karşımıza çıkmıştır. (III) İsim olan parrhesianın yanında bir de fiil hâli "parrhesiazomai" ve klasik metinlerde karşımıza çıkmayan "parrhesias- tes" hâli söz konusudur. (IV) İngilizcede "özgür konuş- ma", Fransızca ve Almancada "açık sözlülük" şeklin- de çevrilen kavram; etimolojik olarak "her şeyi söyle- mek" anlamına gelmektedir. (V) Parrhesia kavramı, Ati- na toplumunda iyi vatandaşa özgü bir tutum olarak ka- bul edilmiştir. B Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Kavramın tarihi, parrhesia kelimesine dayan- dırılabilir." cümlesi getirilmelidir? B) II C) III D) IV E) V
. En uzak mesafe
Ne Afrika'dır!
Ne Çin!
Ne Hindistan, ne seyyareler
Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan...
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir
Birbirini anlamayan
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Özel isim
B) İyelik eki almış isim
C) Ayrılma hâl eki almış isim
dan
D) Somut isim
E) Çoğul isim
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
. En uzak mesafe Ne Afrika'dır! Ne Çin! Ne Hindistan, ne seyyareler Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan... En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir Birbirini anlamayan Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? Özel isim B) İyelik eki almış isim C) Ayrılma hâl eki almış isim dan D) Somut isim E) Çoğul isim
15. Aşağıdakilerden hangisinde fiilden sonra kulla-
nılan bir zarf vardır?
A) Baharı beklerken ömrüm kış oldu.
Gözümde her zaman biraz yaş oldu.
B) İçimdeki özlemi uyutamıyorum yâr!
Gözlerimdeki nemi kurutamıyorum yâr!
C) Taş bastım kan ağlayan bağrıma,
İstemem kimse gelmesin yanıma.
D) Bazen ben küserdim, darılırdın bazen sen.
Barıştırırdı bizi alnıma konan busen.
E) Yâredir sinede eski sevgili,
Ne yapsan kolay unutulmaz.
252
18
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
15. Aşağıdakilerden hangisinde fiilden sonra kulla- nılan bir zarf vardır? A) Baharı beklerken ömrüm kış oldu. Gözümde her zaman biraz yaş oldu. B) İçimdeki özlemi uyutamıyorum yâr! Gözlerimdeki nemi kurutamıyorum yâr! C) Taş bastım kan ağlayan bağrıma, İstemem kimse gelmesin yanıma. D) Bazen ben küserdim, darılırdın bazen sen. Barıştırırdı bizi alnıma konan busen. E) Yâredir sinede eski sevgili, Ne yapsan kolay unutulmaz. 252 18
32. Kuşlar özgür olmak için doğar. Dolayısıyla, bir kalėse
kapatıldığında bütün varlığı küçücük bir dilime hapsedil-
miş gibi hissedecektir kendini. Sanki kanatları kesilmiş-
tir de uçamaz artık. Metaforik bir şekilde, kafese tıkılmış
bir kuş gibi yaşamak, hayatta nasıl tecrübeler edinebi-
leceğinize dair daha geniş bir perspektif kazanmanıza
engel olur. Ellerindekiyle, güvenli buldukları şeylerle
yetinen insanlar vardır. Yeni tecrübelerle dolu başka
alanları keşfetmekten uzak dururlar. Bütün hayatını
kafeste geçirmiş kuşlar gibi davranırlar. Bu nedenle
kapı açıldığında dışarı fırlamaktan korkar, diğer insan-
ları böyle yaptığı için yargılayabilirler.
Bu parçada anlatılmak istenen düşünceyi karşılaya-
bilecek söz aşağıdakilerden hangisidir?
A Kuş, yavrusu köle olmasın diye kafeste yuva yap-
maz
BY Kuş uçtuktan sonra kafesin kapısını kapamak bo-
sunadir
CyKafesteki kuş, uçmayı hastalık sanır.
Kuşlar, doğa adlı annenin en güzel çalgıcılarıdır.
33. Türk
sanat
Kuş, kötü ellerin yıkacağından korksa da yuvasını
kurar.
ens Yayınları
●
6
gib
As
ni
ok
B
1
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
32. Kuşlar özgür olmak için doğar. Dolayısıyla, bir kalėse kapatıldığında bütün varlığı küçücük bir dilime hapsedil- miş gibi hissedecektir kendini. Sanki kanatları kesilmiş- tir de uçamaz artık. Metaforik bir şekilde, kafese tıkılmış bir kuş gibi yaşamak, hayatta nasıl tecrübeler edinebi- leceğinize dair daha geniş bir perspektif kazanmanıza engel olur. Ellerindekiyle, güvenli buldukları şeylerle yetinen insanlar vardır. Yeni tecrübelerle dolu başka alanları keşfetmekten uzak dururlar. Bütün hayatını kafeste geçirmiş kuşlar gibi davranırlar. Bu nedenle kapı açıldığında dışarı fırlamaktan korkar, diğer insan- ları böyle yaptığı için yargılayabilirler. Bu parçada anlatılmak istenen düşünceyi karşılaya- bilecek söz aşağıdakilerden hangisidir? A Kuş, yavrusu köle olmasın diye kafeste yuva yap- maz BY Kuş uçtuktan sonra kafesin kapısını kapamak bo- sunadir CyKafesteki kuş, uçmayı hastalık sanır. Kuşlar, doğa adlı annenin en güzel çalgıcılarıdır. 33. Türk sanat Kuş, kötü ellerin yıkacağından korksa da yuvasını kurar. ens Yayınları ● 6 gib As ni ok B 1
n
§
i,
e
7-
n
e
ZI
sanatının
8. Klasik devir seramik sanatında, Pers ve Yunan
6.yy.
Anadolu'daki etkileri arkeolojik buluntular ile izlenebil
mektedir. Anadolu'nun Pers kontrolü altındaki dönemin
de seramik sanatı, İran etkileri ile gelişmiştir. Moe
sonlarına doğru Pers seramik üretiminde kaliteli seramik
yerine basit ve kaba kapların yaygınlaştığı görülmektedir.
Çoğunlukla günlük yaşamda kullanılan bu kapların çarkta
yapılmış, kazıma ve kalıp yapımı bezemelerle süslenmiş
tir. Sürahi ve riton gibi kap formlarının tutamakları ise hay
van protonlarından oluşan apliklerle süslenmiştir.
Bu parçada seramikler ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine söylenemez?
A) Anadolu'da farklı kültürlere ait izleri taşıdığı
+B) Pers Dönemi'nde üretilenlerin kalitesinin düştüğü
+C) Daha çok günlük yaşamda kullanıldığı
G Genellikle tek tip özellik gösterdiği
E) Görselliğin ön planda tutulduğu
ya
0
m
b
C
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
n § i, e 7- n e ZI sanatının 8. Klasik devir seramik sanatında, Pers ve Yunan 6.yy. Anadolu'daki etkileri arkeolojik buluntular ile izlenebil mektedir. Anadolu'nun Pers kontrolü altındaki dönemin de seramik sanatı, İran etkileri ile gelişmiştir. Moe sonlarına doğru Pers seramik üretiminde kaliteli seramik yerine basit ve kaba kapların yaygınlaştığı görülmektedir. Çoğunlukla günlük yaşamda kullanılan bu kapların çarkta yapılmış, kazıma ve kalıp yapımı bezemelerle süslenmiş tir. Sürahi ve riton gibi kap formlarının tutamakları ise hay van protonlarından oluşan apliklerle süslenmiştir. Bu parçada seramikler ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine söylenemez? A) Anadolu'da farklı kültürlere ait izleri taşıdığı +B) Pers Dönemi'nde üretilenlerin kalitesinin düştüğü +C) Daha çok günlük yaşamda kullanıldığı G Genellikle tek tip özellik gösterdiği E) Görselliğin ön planda tutulduğu ya 0 m b C
SIRA SENDE
Aşağıdaki parçanın sonuna parçanın altında verilenlerden hangileri getirilirse oluşacak metni iki paragrafa
ayırmaya gerek kalmaz, işaretleyiniz.
Dünya üzerinde bugüne kadar konuşulduğu bilinen tam 7117 dil bulunuyor. Bu diller arasında günümüzde en yay-
gın kullanılanları ise sırasıyla İngilizce, Çince, Hintçe ve İspanyolcadır. Küreselleşen dünyada insanlar gerek eği-
tim gerek ticaret gerekse kültürel amaçlarla ana dilleri dışında farklı diller öğrenmeye çalışıyor.
1. İkinci bir dili öğrenmek bizi iki dilli bireyler arasına sokuyor ve bu durum çok dillilik olarak adlandırılıyor. Ancak bi-
reylerin çok dilli olarak adlandırılması konusunda, dil alanında çalışan uzmanlar arasında birtakım görüş farklılık-
ları bulunuyor.
II. Tek dil konuşan insanlarla karşılaştırıldığında çok dilli bireylerin bellek, dikkat, karar verme gibi bilişsel işlevleri-
nin daha gelişmiş olduğunu gösteren araştırmalar var. Beyin görüntüleme yöntemleri kullanılarak yapılan çalışma-
lar ana dilimizin dışında başka diller öğrenmenin bilişsel becerilerden sorumlu olan beyin bölgelerindeki sinir hüc-
releri arasındaki bağlantıların güçlenmesini sağladığını gösteriyor.
III. Dünyada iki dil bilenlerin oranı %43, üç dil bilen insanların oranı %13, dört ve üzeri dil bilen kişilerin oranı ise
sadece %3. Birçok kültürü içinde barındıran ülkelerde ise çok dillilik hayli yaygın. Örneğin dünya üzerinde en faz-
la dile ev sahipliği yapan Papua Yeni Gine'de 800'ün üzerinde farklı dil bulunurken Endonezya'da 700'ün üzerin-
de farklı dil konuşuluyor.
Yalnız I
OI ve Il
O
Yalnız III
II ve III
OI, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
SIRA SENDE Aşağıdaki parçanın sonuna parçanın altında verilenlerden hangileri getirilirse oluşacak metni iki paragrafa ayırmaya gerek kalmaz, işaretleyiniz. Dünya üzerinde bugüne kadar konuşulduğu bilinen tam 7117 dil bulunuyor. Bu diller arasında günümüzde en yay- gın kullanılanları ise sırasıyla İngilizce, Çince, Hintçe ve İspanyolcadır. Küreselleşen dünyada insanlar gerek eği- tim gerek ticaret gerekse kültürel amaçlarla ana dilleri dışında farklı diller öğrenmeye çalışıyor. 1. İkinci bir dili öğrenmek bizi iki dilli bireyler arasına sokuyor ve bu durum çok dillilik olarak adlandırılıyor. Ancak bi- reylerin çok dilli olarak adlandırılması konusunda, dil alanında çalışan uzmanlar arasında birtakım görüş farklılık- ları bulunuyor. II. Tek dil konuşan insanlarla karşılaştırıldığında çok dilli bireylerin bellek, dikkat, karar verme gibi bilişsel işlevleri- nin daha gelişmiş olduğunu gösteren araştırmalar var. Beyin görüntüleme yöntemleri kullanılarak yapılan çalışma- lar ana dilimizin dışında başka diller öğrenmenin bilişsel becerilerden sorumlu olan beyin bölgelerindeki sinir hüc- releri arasındaki bağlantıların güçlenmesini sağladığını gösteriyor. III. Dünyada iki dil bilenlerin oranı %43, üç dil bilen insanların oranı %13, dört ve üzeri dil bilen kişilerin oranı ise sadece %3. Birçok kültürü içinde barındıran ülkelerde ise çok dillilik hayli yaygın. Örneğin dünya üzerinde en faz- la dile ev sahipliği yapan Papua Yeni Gine'de 800'ün üzerinde farklı dil bulunurken Endonezya'da 700'ün üzerin- de farklı dil konuşuluyor. Yalnız I OI ve Il O Yalnız III II ve III OI, II ve III