Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

22. Teknolojinin gelişmesiyle iletişim alanında yapılan çocuk merkezli araştırmalar da artmıştır. Bu araştır- malar, iletişim araçlarına müptela çocuklarda; girişim- sizlik, düş kurma yeteneğinden yoksunluk, daha geç yatma, zamanlarını görsel-işitsel, elektronik ve dijital medya araçları ile geçirme, on üç yaşından sonra te- levizyonun zekâyı etkilediğinin farkında olamama, tü- keticiliklerinin artması, hobisizlik, şiddetten etkilenerek kaba kuwet kullanmaya eğilim ve saldırganlık, okuma oranının düşmesi sonucu yazı kültürünün gerilemesi gibi olumsuz davranış ve alışkanlıkların geliştiğini or- taya koymuştur. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) İletişim araçlarıyla fazla vakit geçirilmesi hareket- sizliğe ve obeziteye sebep olmaktadır. B) Elektronik ve dijital medya araçları çocukların ha- yatı daha gerçekçi yorumlamasına sebep olmakta- dır. C) Televizyon ve internet ortamlarındaki reklamlar ço- cuklarda tüketiciliği artırmaktadır. D) Çocukların hayal kurma yeteneğini olumsuz etkile- yen iletişim araçları ilerleyen yaşlarda psikolojik ra- hatsızlıklara davetiye çıkarmaktadır. E) Kitabın yerini alan televizyon ve internet, yazma becerisini olumsuz etkilemektedir.

PARAGRAF - IV 1. Her ulusta temel işlevleri hemen hemen ayni olan sofraların ortak özelliklerinin yanında farklı özelliklerine de rastlanır. Örneğin ayakta durulsun, çömelinsin ya da bağdaş kurulsun; tüm sofralarda tabaklar, ellere yakın bir yerde, bedenin ortasına yakın bir yerdedir. Farklı özellik- leri daha çok biçimsel yanlarıdır. İlk Çağ'dan beri Avrupa'da yerleşik halklar tarafından kullanılan dikdört- gen biçimli yüksek masa, sofra işlevi görür. Çin'de sofra masası yuvarlaktır ve sunulan yemekleri herkesin eşit biçimde yemesini sağlar. Avrupa'da, XIX. yüzyıla kadar sofra, çoğu zaman sadece dört ayaklı sehpaların üstüne konmuş bir tahtadan ibaretti. Farklı Uzak Doğu ülke- lerinde ise uzun süre, sıradan sandıklar masa işlevi gör- müştür. Günümüzde durum değişmiş, yüksek masalar eis mobilya özelliği taşımaya başlamıştır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş- tir? Yaponton 8 a A) Sofradaki tabakların nerede bulunduğuna B) Çağımızda sofra görevi gören yüksek masaların mobilya olarak kabul edildiğine C) Her ulusta/sofranın farklı şekilsel özelliklerinin olabi- leceğine D) Avrupa'da XIX. yüzyıla kadar dört ayaklı bir sehpanin üstündeki tahtánın masa göreviyle kullanıldığına E) Her ulusun kendine özgü yemek kültürünün oldu- ğuna reis Yaylon

28. "Sanat sanat içindir." anlayışıyla yazdıklarını Yedi Meşale adlı bir kitapta toplayan Muammer Lütfi Bahşi, Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret Solok, Ziya Osman Saba ve Kenan Hulusi Koray'ın kaleme aldıkları -nasirdir- Yedi Meşale'nin ön sözü bir tatminsizlik ve bir tepkiden ibarettir. Bu ifadelerin çoğu Makber Mukaddimesi başta olmak üzere Ab- dülhak Hâmid'in, Recaizâde Ekrem'in şiirin hiçbir şekilde sınırlandırılamayacağını anlatan yazı ve şiirlerini andırır. Yedi Meşalecilerin şiirlerinden, onların Batı'daki parnas akımından etkilendikle- ri anlaşılmaktadır. Bu hareket uzun sürmez. Yedi Meşale'yi çıkaran gençlerden Ziya Osman Saba dışındakiler şiiri bırakır. Yakınlarından başlaya- rak bütün insanların mutluluk içinde yaşamalarını dileyen Ziya Osman, kendisinden bahsedenlerin belirttikleri gibi geleneğimizin bu cephesini Yunus Emre ve Mevlânâ'dan alarak modern çağa taşır. Bu parçadan hareketle Yedi Meşalecilerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kendilerinden önceki sanat anlayışına tepki olarak çıktıklarına B) Gelenekten beslendiklerine C) Altı şair ve bir yazardan oluştuklarına D) Kısa süreli olduklarına E) Batılı sanat akımlarından etkilendiklerine

Bu parçada para ki noktalama işaretlerinden hang melidir? AV (0) (06) BY() () (...) (0) g () () (...) () () 0000) ) () () () (...) 0.000 20. 18. I. Göktürklerde önemli bir kişinin cenaze töreni yapıldı- ğı gün farklı boy ve obalardan da gelen kadın erkek herkes resmî kıyafetler giyerek toplanırmış. II. Cenazede bir erkek eğer bir kıza aşık olursa aracı biriyle kıza haber gönderir, anne ve babalar bu duru- ma karışmazmış. * Aşağıdaki yargılardan hangisi bu iki cümlede ifade edilenleri doğru bir biçimde birleştirmiştir? Z i R J. k H E A) Eski Türklerde ölüm ve evlilik iç içe geçmiş, birbirini e tamamlayan olgulardır. BY Eski Türklerde farklı boy ve obalar tüm cenaze tören- lerinde bir araya gelirdi. K Göktürklerin ileri gelenlerinden biri öldüğünde cena- ze merasimine özel kişiler katılırdı. D) Eski Türklerde toplumsallaşmaya vesile olan uygula- malar, her boyda değişiklik göstermektedir. E) Göktürklerin toplum hayatında en çok önem verdiği törenler cenaze ve düğünlerdir. r A 91

Gelişmenin 16 Gelişme Testi 17 Paragrafta Konu ve Ana Düşünce 7 ve 8. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla. Bu testte 8 anlar yer almaktadır. yiniz. 1. Kitabının başlarında baskıdan kaynak- hatalan, eksik harfler ve cümleleri, amlayacak olan okura bıraktığını anli- nedenle kolay hazmedilecek türden farklı bir yönünü keşfettiğiniz bir eser aan bir arayışın anlatıldığı hikâyede her ni oluşturabilir. Bir paket dolusu rengin Fika bir tablonun çıktığı bir eser. ilen yapıt aşağıdakilerden hangisiy- ilk dosyasından Hayvanların Tarafı'na kadar gelen Oy yolculuğundan Nazlı Karabıyıkoğlu'nun öyküye nasıl biling le sanldığını, anlatmaya olan tutkusunu, dildeki gelişimini, değişimini, en önemlisi de öyküye kafa yorarak harcantity genç bir ses olarak attığı adım Olivya Çıkmazı ile daha emeği, öykü işçiliğini görebilirsiniz. İskele'deki öyküleriya sağlam yere basmaya başlamıştı. Hayvanların Tarafında Sinema sözcüğü, hâlidir. Sinemanın dayanmaktadır. Yunanca "devinin miştir. Devinim Sinematograf ile 1895 tarihinde P ise yazarın kendi yolunu açtığını görüyoruz./ i olan mayan vermeyen tarafından yapılr sanayi devrimiyl film olan Trenin dirilebilmektedir. üzerine kurgular en büyük simge lamak yanlış olc içeren ara açık olan g Bu parçada hangisi söz ec Y ay nar A) Kavramsal B) Tarihsel ge C) Bir olguyla D) Sanat dal E) İcadında 7. Bu parçanın bütününde bahsedilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinin üzerinde durulmaktadır? A) Öyküyü tercih etme nedeni BL. Oyküdeki gelişimi C) Öykü türündeki kitapları Öykü türüne kazandırdıkları CE/ Türk öykülücüğündeki yeri şöyle cur. Her 2. Köyde, çocu mak için gel bana masal anlatırlardı. rin, kayalıkl peri, şeyta kılığında g köyümüzd: tirlardı. Çc okumayı ö ile Mahmu bunları ka meyi, oku nü. Çikart erin hangisine bir okuma ve yaz- 8. ürlü olumsuz düsüncenin Bu parça hangisid varsayı Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? AL Öykü üzerinde zihinsel etkinlikler gerçekleşmiştir. Bh Yazmaya aşırı bir sevgiyle bağlıdır. C) Öyküye yüzeysel yaklaşmamaktadır. b) Özgün bir öykü dünyasına ulaşmıştır. (E) Dyküyü kendine en uygun tarz olarak görmektedir. A) Çocu nie B) Sana C) Mas D) Mas Oku kile (138 Limit Yayınlan

30. Az öykü yazması, onun yetersizliğinden kaynaklanmıyor; bu, açıkça belli. Yazar neyi, nasıl yaptığını da çok iyi biliyor. Şu sözleri bunu gösteriyor: "Daha ilk röportajlarımda az yayınlayacağımı söylemiştim. Yola çıkarken bunun böyle olacağını görüyordum. Az yayımlıyor olmam, dış etkenlerden çok kendi yapımın ve koşullarımın sonucu." O; kitap sayısı, yapay gündem ve gelip geçici görüntülerin ardında koşan birisi değildir. Belli ki zamanın eleğinin seçiciliğine ve saklayıcılığına güveni tam. Kendi öykü dünyasının sınırlarını bilinçli bir biçimde gören ve belirleyen, titizlikle de bu sınırların içini damıtarak ve acele etmeden, yazıyla doldurmaya çalışan bir yazar. Ona göre "Aşk gibi bir olaydır yazmak." Bu parçadan sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Yazma eyleminde nicelikten çok niteliğe önem vermektedir. B) Bilinçli bir yazar tutumu sergilemektedir. (C) Farklı fikirlere saygısı olan bir anlayışa sahiptir. D) Popülerlikten çok, kalıcılığı önemsemektedir. E) Öykülerini kılı kırk yaran bir anlatımla oluşturmaktadır. ni no

TYT / TÜRKÇE iyi ği i- e- in ri- bir Ş- niş Ela 37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. elvi 1980'lerden bu yana, "bilgi toplumu” günümüz dün- yasını tanımlamak için kullanılan terimlerden biri oldu. 20 Genellikle toplumsal, kültürel, ekonomik ve teknik bir kavram olarak geçiyor ve Avrupa'nın özgürlükçü gele- neğinin ya da Amerika'nın teknolojik çağdaşlığının doğal bir gelişimi olarak görülüyor. Uluslararası toplumun farklı kesimlerince bilgi ve iletişim teknolojileri, gelişmiş ülke- lerle gelişmekte olan ülkeler arasında bir köprü, ekono- mik ve toplumsal gelişme için bir araç, büyüme için bir motor, küresel bir bilgi toplumu ve bilgiye dayalı ekonomi oluşturmanın en önemli ögesi olarak kabul ediliyor. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin bilgi toplumunda temel bir role sahip olduğu gerçeği ne kadar kabul ediliyorsa bu tek- nolojilerin dağılımı, paylaşımı ve bilgiye erişimdeki eşit- sizliklerin varlığı da o ölçüde kabul görüyor. Bu, küresel bilgi toplumunun ilk ve en önemli ilkesini akla getiriyor: "Evrensel hizmet ilkesi". iş en ü- ek Ob ****** en en 38. Bu parçaya göre bilgi ve iletişim teknolojileriyle ilgili olarak, I. Gelişmiş ülkelerin diğer ülkelerle bağlantısını kurar. II. Ekonomik ve sosyal gelişmeye katkı sağlar. III. Toplumdaki sosyal eşitsizlikleri ortadan kaldırır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) I ve II B) II ve III C) , Il ve III D) Yalnız II E) Yalnız III Diğer sayfaya geçiniz.

Bado son vard 1. 2 Büyük harf kullanmama tavrı, eskiden sama gelirdi bana. Sonra bir gün, küçük yazmus oldugum harfleri büyüğe gevirmek için uğraşırken aklıma bir anı geldi: Ortaokulday. okula gitmem gerek, sabah olmus, gec olmuş. saatler ağır aksak değil de deli dolu akıyor ve okuldaki kurallara göre beyaz dişinda bir renkten çorap giymemiz kesinlikle yasak. Ben koyu renkli bir çorap giyip okula gidiyorum. Okul kapisinin önünde müdür, çorapların renklerini denetliyor. Yakalanıyorum. Korkuyorum. Içim huzursuz, müdürün koca gövdesi, öfkeli bakışları... "Eve git, beyaz giy de öyle gel. diyor" müdür. Okul sinirlan dahilinde her vakit şaşkınlaşmış bir çocuğum, öfkenin karşısında sinen, haykırmasını bilmeyen. Kös kös geri dönüyorum. Hiçbirimizin işine yaramayacak bir disiplin kuralı olmasın büyük harfte direnmek? Yazıyı okuyanın anlamasını fenguc kampus sağlayacak imlalar dışında ya hiçbir şeye ihtiyacımız yoksa? Herkes istediği gibi yazsa olmaz mı? Ben de bunu yapıyorum, geri dönmek zorunda kalmamak için. Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Yazılarınızda niçin büyük harf kullanmıyorsunuz? B) Okullarda uygulanan kuralları niçin anlamsız buluyorsunuz? C) Yazılarınızı küçük harfle yazmanız nasıl bir kolaylık sağlıyor size? D) Yazılarınızda küçük harf kullanmaya ne zaman başladınız? E) Okullardaki kurallarla yazıda uygulanan kurallar hangi yönlerden birbiriyle örtüşmektedir?

6. 9. (1) Tutunamayanlar, 1971 yılında yayımlan- dığında daha çok olumsuz eleştiri almıştı. (1) Oğuz Atay'ın anlaşılmayan ve okuyucuya ulaşmayan bu romani, bugün Türk edebiyatı tarihinin "kült" eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. (III) Tutunamayanlar, Türk ede- biyatında modernist romanın zirvesi ve post- modernist romanın kaynağı olarak önemli bir yer tutuyor. (IV) Romanın dili, gözlem ve anlatı derinliği, kara mizahi kendinden sonra gelen birçok yazarda ve okurda iz bıraktı. (V) Tutu- namayanlar hâlâ Türkiye'ye ayna tutmaya ve ilham vermeye devam etmektedir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde, sözü edilen yapıtın okur üze- rindeki etkisine yer verilmiştir? [ A) B) 1 C) IH IV EV E V 2

10. Akhilleus oturmuş, elindeki çalgıyı çalıp yiğitlik türküleri söylüyordu çadırının önünde, sessizce dinliyordu onu, yanı başında oturan can dostu Patroklos, kardeş kadar yakın ona. Elçi olarak gelince yanlarına Aias, Odysseus ve ötekiler, ikramda bulunmak için fırladı Akhilleus konuklarına; yediler, içtiler, Akhilleus'u övüp teşekkür ettiler. Yardım istemeye geldiklerini anlattı Odysseus, "Azdi Hektor, inanılmaz gücüyle saldırıyor Akhalara hiç acımadan, doldurdu şimdi de ovayı adamlarıyla, bekliyor şafağı kırmak için hepimizi, yakmak için tek sığınağımız gemilerimizi, kalkıp dikilmezsen eğer yiğit Akhilleus, onun önüne, hepimizi kesip dağıtacak." Sonra saydı teker teker Agamemnon'un ona vereceği armağanları. Dinmemişti öfkesi Akhilleus'un, hâlâ kin doluydu yüreği, "Beni kandıramaz artık!" dedi. "Agamemnon'un o çatallı sivri dili, ölümle at koşturup dövüşenin bilinmiyor değeri, ben onun için savaştım, nice armağanlar verdim oysa çok gördü bana o, gönlümün sevdiği kadını, oyun oynadı bana, aldi elimden kılıçla kazandığım payımı. Ben varken Hektor yapamıyordu şimdi yaptıklarını, söyleyin ne hâli varsa görsün Agamemnon, Hektor'a karşı çareler bulsun ken- dince." Bu parçadan hareketle Akhilleus'un aşağıdaki kişilik özelliklerinden hangisine sahip olduğu söylenemez? nyaya Yetenekli B Cömert C) Bilge D) Cesur E) Kalender

A 31. Anlatıdaki bu üslup, minyatür resimlerdeki nesnelerin boyutsuz ya da iki boyutlu bir uzamda yan yana dizilişine benzer. Resim- deki figür üstünüze doğru gelmez; uzamdaki yeri, her yer ve her şey gibidir. Yapay bir sıralamaya gitmez. Algıyı zorlamaksi- zin çizgilerini yansıtır. Bakış yeriniz neresi olursa olsun, o size aynı uzaklıktadır. Yazarın üslubunun tanımı da benzerdir: Ro- mana ruhunu kazandıran ses, tam da varlığını, etkisini yitirdiği anda, anlamıyla belirir. Olayın akışı içinde kaybolup gidecek- ken yazar kurduğu cümlelerle sizi sesli bir şekilde uyarır âdeta. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi sözü edi- len romanın özelliklerinden biri olamaz? Yazarının varlığını hissettirme B Anlam konusunda okuru yormama Doğal bir düzeni barındırma Okurla arasında mesafeyi koruma E) Zamanın sınırlarını aşma

ÇAP / TYT 6. 5. (1) içinde hiç insan çalışmaması nedeniyle karanlık fabrikalar da denen akıllı fabrikaların ilki Çin'de açıldı. (ll) Cep telefonu modolo Ureten bu fabrikada robotla- rin kullanılmasıyla işçi sayısı azaldığı gibi kusurlu ürün oranı da düştů. (III) iş ihtiyacını sensörler aracılığıy- la algılayan karanlık fabrikalar, uzaktaki diğer üretim araçlarıyla internet yoluyla iletişim kuran, üretim bilgi- sini "büyük veri”den alan akıllı makineler ve sistemler- den oluşuyor. (IV) Büyük verinin işlenmesiyle nesnele- rin birbiriyle iletişimini ifade eden 'nesnelerin interneti' sayesinde yalnızca akıllı fabrikalar değil; akıllı evler, akıllı şehirler ve akıllı çevreler de tasarlanabiliyor. (W) iş gücü maliyetinin azalması, düşük enerji tüketimi, çevre kirliliğinin kontrol altına alınması ve iş kazala- rindaki oranın düşmesi üretimde otomasyonun başlıca avantajlarını oluşturuyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, gerekçesi olan bir yargıdan söz edilmiş- tir. B) II. cümlede, yapılan uygulamanın olumlu yönlerin- den bahsedilmiştir . + C) III. cümlede, fabrikaların çalışma prensibi hakkında bilgi verilmiştir. D) IV cümlede yargı, gerekçesiyle verilmiştir. E) V. cümlede, teknolojinin yaşamımızdaki gereklili- ğine vurgu yapılmıştır. + ikali CAP

yazarken gelen işçi grevleri ele alın bizzat kömür ocaklarına inerek gözlemle da eser bir romandan çok bir belgesel niteliği kazan Bu parçada sözü edilen romanın konusú numaralanmış cümlelerin hangisinde açıklanmıştır? B) II. C) III. D) IV. E) V. A). 10. (1) Mizah kitaplarının ilki 1932wyluda, ABD'nin Connecticut eyaletinde, Easter Color adir yayımcı tarafından piyasaya sürüldü. (II) “Tuhaflıklar Geçidi” adındaki bu ilk.mizah kitabı dört renkli.olarak basıldı. (III) İçinde dönemin en sevilen öyküleri olan “Joe Pavlaka", "Mutt ve Jeff" ve "Saskin Harry" isimli öyküler vardı. (IV) Yalnız bu mizah kitabı satışa çıkarılmadı çünkü kitap basılır basılmaz bazı ünlü firmalar bu ilk mizah kitabının tamamını alıp müşterilerine hediye olarak dağıttılar. (V) Parayla satılan ilk mizah kitabı ise 1934 yılının Mayıs ayında basılan “Ünlü Gariplikler" isimli kitaptır. 56 Mizah kitaplarından söz edilen bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) 1. cümlede ilk mizah kitabirin ja arından söz edilmiştir. B) II. cümlede kitabın adı ve basımıyla ilgili bilgi verilmiştir. C) III. cümlede karşılaştırma yoluyla içeriğindeki öykülerden söz edilmiştir. D) I. cümlede kitabın satışa çıkarılmasının gerekçesi verilmiştir. E) V. cümlede bir mizah kitabının diğerlerinden ayrılan yönüne değinilmiştir.

Cümle Analizi HOCA 2. agu, ger 1) Böyle in uğraşi anlardan içindir nsanlar $ cüm si yan- durum di vur- (0) Ahmet Mithat Efendi, 1890'larda Batı edebi- yatinda güçlü etkileri olan naturalizm akımına kayıtsız kalmayarak naturalist bir roman addettiği Müşahedat'ı kaleme alır. (1) Roman içerisinde zaman zaman kendisine ve romanlarına dair bir- takım göndermelerde bulunan Mithat Efendi'nin bu eseri, yazılış amacı ve tekniği itibarıyla önemli özellikler taşır. (III) Ayrıca, eserin naturalist bir söylem ile ortaya çıkması ve üst kurmaca özelliği taşıması, onun incelemeye değer iki yönünü teşkil eder. (IV) Roman iyi bir üst kurmaca örneği olarak döneminde farklı ve yeni olmasına, naturalist olma iddiasıyla yola çıkılmasına rağmen, birçok yönden Emile Zola'nın natüralizm anlayışından farklılık gösterir. (V) Yazar, her ne kadar eserine böyle bir özellik kazandırmaya çalışmışsa da roman natüra- lizm yönünden eksik ve kusurludur. Emile Zola'ya ilişkin bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, söz konusu romanda Batı etkisi olduğu belirtilmiştir . B) II. cümlede, romanin metinler arası bir özellik taşıdığı söylenmiştir. la iliş- merildi- n söz benimhocam c) , cümleder, romanın dikkat çeken iki yönü açıklanmıştır. D) IV. cümlede, romanda farklı akımların etkisin- den söz edilmiştir. E) V. cümlede, romana dair olumsuz bir eleştiride bulunulmuştur.

26. Resim sanatı; her şeyden önce, bizi çevreleyen ve sürekli belirip kaybolan görünürün olumlanmasıdır. Kaybolma olma- saydı herhâlde kimse kendinde resim yapma gücünü bula- mazdı çünkü o zaman görünür olanın kendisi, resmin bul- maya çabaladığı kesinliğe ve kalıcılığa sahip olurdu. Bu parçaya göre resim sanatıyla ilgili olarak 1. Görünür olanın tek bir formuna ulaşmayı ve onu koru- mayı amaçlar. V. Doğadaki somut ve değişmez gerçekliğin çeşitlenmesi- nut ve değişmez ni sağlar. mut vede III. kaybetme korkusu ve yeniden görme arzusunun ortaya koyduğu bir birleşimin ürünüdür. IV. Görünürün kendisiyle değil, insan zihninde bıraktığı çağ- rışımla ilgilenir. V. Yitirilmiş olanı değil, görüneni hatırlamayı ve kaydetme- yi önceler. yargılarından hangileri söylenebilir? A) WATT B) I ve Ill Titev D) III ve v E) IV ve VD

28. Gültekin Karakuş, Devir Saati'nde okuru edebî olanın dışında bir kurgusal boyuta akıcı, yalın ve sürükleyici bir biçemde taşıyor. Roman; kader, eşitlik, adalet, toplumsal evrim gibi dikkat çekici kavramlara odaklanıyor. Bu kav- ramları “ütopik” bir dünyada, felsefi bir yaklaşımla ama gündelik yaşamın içinde, sıradan kahramanlarla ele alıyor. Bilim kurgu türünün altında felsefi kurgu penceresinin açıl- dığı ve insanı, yaşamı, doğayı, toplumu anlamlandırmada özgün bir yol izliyor. İnsanın zayıflığını ve görkemini bir arada sunuyor ve sürpriz bir sonla okuyucunun zihninde beliren sorulara yanıt veriyor. Bu parçada sözü edilen Devir Saati adlı eserle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) İnsanı şaşırtan bir şekilde bittiğine Kahramanlarının günlük hayatın içinden seçildiğine Felsefenin ana ekseni olduğuna D) Herkesin anlayabileceği şekilde yazıldığına E) İnsanı benzerlerinden farklı bir şekilde açıkladığına