Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

30 48/ 47 - 50. soruları aşağıdaki bilgilere göre birbirinden bağımsız olarak cevaplayiniz. Ayça, Buse, Cevdet, Derya, Ekrem, Fikret ve Gonca isimli kişiler giriş hariç sekiz katlı bir apartmanda otur- maktadırlar. Bu kişiler giriş katından hep birlikte asan- söre binerek gitmek istedikleri katlara çıkmışlardır. Kişilerin asansörden indikleri katlara ilişkin kimi bilgiler şu şekildedir: Asansör sadece yukarı yönde hareket etmiş ve toplam beş katta durmuştur. Asansörün durduğu her katta bir veya iki kişi inmiş- tir. Asansörün durduğu ilk katta inen tek kişi Cevdet'tir. Asansörden sekizinci katta inen tek kişi Derya'dır. Ayça ve Fikret asansörden dördüncü katta inmiş- lerdir. Buse asansörden Ekrem'den önce ve tek başına inmiştir. Buse indikten sonra asansörde üç kişi kalmıştır. Y A -<>-ZW >. 50. Aşağıdaki bilgilerden hangisi asansörden yedinci katta inen bir kişi olup olmadığını belir- lemek için yeterlidir? A) Buse asansörden beşinci katta inmiştir. B) İkinci ve sekizinci katta inen kişi sayısı eşittir. C) Asansör altıncı katta durmamıştır. D) Cevdet asansörden birinci katta inmiştir. E) Asansör üçüncü katta durmamıştır.

29. urini arip sir- şiiri ni, arz edi • Akdeniz Bölgesi'nin çatısını Toros Dağları oluşturur. Dağlar bazı yerlerde denize çok sokulur, kayalık ve az girintili çıkıntılı bir kıyı üzerinde dikine inerler. Bazı yerlerde ise kıyı çizgisi ile dağ sınırları arasına Adana Ovası gibi geniş düzlükler girer. Bu bölge, adı gibi özellliğini de iyi huylu komşusu olan ilık denizden alır. Fakat denizin etkisi yüzey şekillerine ve yükseltiye göre değişir. n- et t'i Ei • Kış, Ada'nın her tarafında yerleşebilmek için rüzgârlarını poyraz, yıldız poyraz, maestro, dramuda- ne, gün doğusu, batı karayel hâlinde seferber ettiği zaman; öteki yakada yaz, daha pilisını pırtısını topla- mamış, bir kenara, oldukça mahzun bir göçmen gibi oturmuştur. Gitmekle gitmemek arasında sallanır bir hâlde elinde bir pasaport, çıkınında üç beş altın, bek- leyen bu güzel yüzlü göçmen tazeyi benden başka bu adada seven hemen hiç kimse yoktur, diyebilirim. Bu iki parçanın anlatımıyla ilgili olarak 1. Amaç sanat yapmak değil, bir konu hakkında bilgi vermektir. II. Görsellikten çok, izlenim ve sezginin ağır bastığı betimleme örnekleridir. III. Gerçek ve mecaz anlamlı sözcüklere yer verilmiştir. FEN BİLİMLERİ YAYINLARI IV. Farklı duyu organları ile algılanan ayrıntılara yer verilmiştir. numaralanmış yargılardan hangileri doğrudur? A) Yalnız IV B) Yalnız 11 C) Yalnız III D) Ixell E) III ve IV

8. Benim gibi birçok kitapseverin "çok satan" yapıtlarla arasının iyi olmadığını biliyorum. Zaman zaman tutucu bir tavırla saf edebiyatın peşinde koşuyoruz. Genellikle popüler alanlarda "suyu çıkmış pazarlama ürünlerine sırt çeviriyoruz. Bu türden sinirli sayıdaki seçici okurlar gibi ben de kitap alırken, okurken titiz davranmaya özen gösteriyorum. Ama bunu yaparken ufkumu genişletmeyi kütüphanemi zenginleştirmeyi, yeni şeyler öğrenmeyi de ihmal etmiyorum. Aşağıdakilerden hangisi yazarın bu sözlerinden OR karılamaz? GH A) Tanıtım yoluyla öne çıkan yapıtlar daha çok genç okur-OR lara seslenir. Seçilen kitapların, kişinin gelişimine katkıda bulunma- si gerekir. C) Sanatsal değer taşıyan yapıtların çok okunduğundan söz edilemez. (1) Kimi okurlar çok ilgi gören kitaplardan uzak durur. Bir yapıtın cok kişi tarafından satın alınması, onun ni- telikli olduğunu göstermez. (2012-JANA DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET 70-6 2-A 3-C 4.C 5-C 9-B 6-A 8-A 7-C E 12-D 13-A 14-E 15-D 16-B 17-D 18-A

B B 38 - 39. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Küçürek hikâyeler, 750 kelimeden az olan hikâyelerdir. (II) Bunlar arasında tek cümlelik hikâyeler de vardır. (III) Bu yüzden bu tarz hikâyelerde, hikâyenin unsurları ile ilgili pek çok ayrıntıya yer verilmez; şiirde olduğu gibi yoğun ve imgesel anlatımlardan faydalanılarak hikâye kurgulanır . (IV) Hikâyede verilmeyenlerin okur tarafından tamamlan- ması beklenir. (V) Küçürek hikâyeler, insan yaşamından dondurulmuş kısa anlar yaşanmış küçük olaylar, anekdot- lar, düşler bir içsel konuşma olarak okuyucunun karşısına çıkar. (VI) Ayrıca diğer hikâyelerde olduğu gibi, insana özgü gerçekler tematik yapıyı oluşturur. 38. Bu parçada "küçürek öykü" ile ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisine değinilmemiştir? A) Anlaşılması için okurun'da çaba harcaması gerek- tiğine B) Kimi detayların hikâye içerisinde verilmediğine Hikâyeleri oluşturan maksimum sözcük sayısına Diğer öykü türleri ile benzer bir özelliği olduğuna E) Şiirle biçimsel ortaklığının bulunduğuna s

Soru No: 39 Kalıplaşmış beklentilerle yola çıkan çoğu okur, kurgusunu çözmekte zorlandığı bir roman karşısında bocalar. Romani sonuna kadar okuma sabrını bir türlü gösteremez ve "Zaten, pek de bir şeye benzemiyordu!" diye bırakır. İlgisini uyanık tutacak romanlara olgun bir üzüm salkımı kadar önem veren bu okurların çözmekte zorlandıkları roman karşısındaki tepkilerine "korukçu tilki sendromu" adını vermeyi uygun buldum. Söz konusu korukçu tilki okur, elindeki kitabı kafasındaki yerleşik hiçbir kategoriye koyamadığı için tembellik limanına sığınır. Hiç kuşkusuz okurun, estetik haz alma hakkı vardır ama bu hak; onun kendini aşıp yeniden yaratmasının önündeki en büyük engeldir de. Korukçu tilki okur, yarıda bıraktığı romanı bir kez daha dikkatle okusa belki de romanı daha iyi anlayacaktır. Bu parçada söz edilen korukçu tilki okur aşağıdakilerden hangisi ile nitelendirilemez? A Kitaba karşı ön yargılı olan B! Estetik beklentiyi önceleyen Kolaycılığı tercih eden D) Alişmiş olduğunu bekleyen E) Kitaba faydacı yaklaşan

A A A 35. Akdeniz Bölgesi'nin çatısını Toros Dağları oluşturur. Dağlar bazı yerlerde denize çok sokulur, kayalık ve az girintili çıkıntılı bir kıyı üzerinde dikine inerler. Bazı yerlerde ise kıyl çizgisi ile dağ sınırları arasına Adana Ovası gibi geniş düzlükler girer. Bu bölge, adı gibi özellliğini de iyi huylu komşusu olan lik denizden alır. Fakat denizin etkisi yüzey şekillerine ve yükseltiye göre değişir. • Kış, Ada'nın her tarafında yerleşebilmek için rüzgârlarını poyraz, yıldız poyraz, maestro, dramuda- ne, gün doğusu, batı karayel hâlinde seferber ettiği zaman; öteki yakada yaz, daha pilisini pirtisini topla- mamış, bir kenara, oldukça mahzun bir göçmen gibi oturmuştur. Gitmekle gitmemek arasında sallanır bir hâlde elinde bir pasaport, çıkınında üç beş altın, bek- leyen bu güzel yüzlü göçmen tazeyi benden başka bu adada seven hemen hiç kimse yoktur, diyebilirim. Bu iki parçanın anlatımıyla ilgili olarak 1 KAmaç sanat yapmak değil, bir konu hakkında bilgi vermektir. 1 II. Görsellikten çok izlenim ve sezginin ağır bastığı betimleme örnekleridir. 1 l Gerçek ve mecaz anlamlı sözcüklere yer verilmiştir. FEN BILIMLERI YAYINLARI 1 IV. Farklı duyo prganları ile algılanan ayrıntılara yer venlmiştir. numaralanmiş yargılardan hangileri doğrudur? Yalnız III B) Yalnız II A) Yamz IV D) E) M ve 36. (1) Ikinci Yeni şiir akımı, dünya edebiyatıyla bağlarını noyon hir akımdı. (II) Daha önce hayat bulan Garip

TYT 32 31. Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarken bir- den oğlan takılıp düşüyor ve canı yanıp "Ahhh” diye bağırıyor. İleride bir dağın tepesinden "Ahhh” diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor. Merak ediyor ve “Sen kim- sin?" diye bağırıyor. Aldığı cevap “Sen kimsin?" olu- yor. Aldığı cevaba kızıp "Sen bir korkaksın!” diye tek- rar bağırıyor. Dağdan gelen ses "Sen bir korkaksın!" diye cevap veriyor. Çocuk, babasına dönüp “Baba ne oluyor böyle?" diye soruyor. "Oğlum" diyor adam, “Din- le ve öğren!" ve dağa dönüp "Sana hayranım!” diye bağırıyor. Gelen cevap "Sana hayranım!" oluyor. Baba tekrar bağırıyor, "Sen muhteşemsin!". Gelen cevap "Sen muhteşemsin!". Oğlan çok şaşırıyor ama hâlen ne olduğunu anlayamıyor. Babası açıklamasını yapi- yor. "İnsanlar buna 'yankı' derler ama aslında bu ‘yaşam'dır. ---- 1 Yaşam daima sana, senin ona verdiklerini geri verir II. Yaşam zor bir şey değildir, sadece tesadüfler yu- mağıdır IT. Ne ekersen onu biçersin TV. Yaşamı ayna olarak görmek, seni sen yapan biri- cik şeydir Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yu- karıdakilerden hangileri getirilemez? A) Yalnız! B) Yalnız II C) I ve IV D) II ve III E) I ve IV

Ölçme, . 10. Roma, Misir tarihçileri ve birçok antik tarihçi; bugün ülkemiz sınırlarında yer alan ve Antik Dönem'de Cappadocia (Kapadokya) olarak adlandırılan bölgeden Roma'ya gelen fırıncıların üstün becerilere sahip olduklarını söylemektedir. AURKIY MEB 2021 - 2022 13. Bu cümleden aşağıdaki yargıların hangisi kesin olarak çıkarılır? A) Antik Dönem'de fırıncılık en çok rağbet edilen mes- lektir. B) Kapadokya bölgesi, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış önemli bir yerleşim yeridir. C) Roma ve Mısır tarihçileri, ülkemizde de önemli araş- tırmalar yapmışlardır. D) Ülkemiz, tarihî zenginlikleri ve jeopolitik konumuyla büyük bir öneme sahiptir. E) Roma'da üstün becerili meslek sahiplerine calık tanınmıştır. 5

AYDIN YAYINLARI 2. 1. Yapay zeka; insan gibi davranışlar sergileme, sayısal mantık yürütme, hareket, konuşma ve ses algılama gibi birçok yeteneğe sahip yazı- limsal ve donanımsal sistemler bütünüdür. II. Kimi insanlar yapay zekanın işsizliğe yol aça- cağını, kimisi ise büyük fırsatlar doğuracağını düşünüyor. Yukarıdaki iki cümlenin anlamca doğru biçim- de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir? A) Bazı insanların işsizliğe yol açacağını, bazıla- rininsa büyük fırsatları doğuracağını ifade etti- ği yapay zeka; insan gibi davranışlar sergileme, sayısal mantık yürütme, hareket, konuşma ve ses algılama gibi birçok yeteneğe sahip yazi- limsal ve donanımsal sistemler bütünüdür. B) Yapay zekanın işsizliğe yol açacağını düşünen bazı insanlara karşın, bazı insanlar ise insan gi- bi davranışlar sergileme, sayısal mantık yürüt- me, hareket, konuşma ve ses algılama gibi bir- çok yeteneğe sahip yazılımsal ve donanımsal sistemler bütünü olan yapay zekanın birçok in- sana büyük fırsatlar doğuracağını düşünüyor. C) Yapay zeka; insan gibi davranışlar sergileme, sayısal mantık yürütme, hareket, konuşma ve ses algılama gibi birçok yeteneğe sahip yazi- limsal ve donanımsal sistemler bütünü olduğu için, kimi insanlar onun büyük fırsatlar doğura- cağını düşünürken kimileri de işsizliğe neden olacağını düşünüyor. D) Yapay zekanın işsizliğe yol açacağını söyleyen- lerle yapay zekanın büyük fırsatlar yaratacağı- ni söyleyenler arasında tartışmaya neden olan yapay zeka; insan gibi davranışlar sergileme, sayısal mantık yürütme, hareket, konuşma ve ses algılama gibi birçok yeteneğe sahip yazı- limsal ve donanımsal sistemler bütünüdür. E) İnsan gibi davranışlar sergileme, sayısal man- tik yürütme, hareket, konuşma ve ses algılama gibi birçok yeteneğe sahip yazılımsal ve dona- nimsal sistemler bütününü yapan zeka olarak algılayan insanların bir kısmı yapay zekanın iş- sizliğe neden olacağını düşünürken bir kısmı da büyük fırsatlar doğuracağını düşünüyor.

37 - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layiniz. Filozoflar, öteden beri iyinin ne olduğuna dair kafa yor- muş, fikir üretmiş; ne var ki ortak bir paydada buluşama- mışlardır. Sokrates iyinin, bilgi ürünü; kötünün ise bilgi- sizlik ürünü olduğunu söylemiştir. Ona göre iyi olan, aynı zamanda güzel ve yararlıdır. Çünkü iyi, belli bir amaca hizmet eder. Eflatun'a göre iyi idesi (düşüncesi), öteki idelerin üstünde yer alır. Varlik âleminde olan her şey bunu iyinin mevcudiyetine borçludur. İyi, bilgi ve hazzın doğru, güzel ve ölçülü olan ile birleşmiş bir hâlidir. İyi. gerçeğin de bilimin de üstündedir . Aristo'ya göreyse iyi, her şeyin yöneldiği amaçtır. İnsan, ruhunun iyi ile uyum hâlinde olması nispetinde mutludur. İnsan erdemli dav- randıkça iyiye yönelmiş olur. İyide kendi kendine yetme ve sürekli olma niteliği de aranır. görüşte 37 Bu parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak istener aşağıdakilerden hangisidir? A) Üzerinde tartışılan konuda istenen sonuca ulaşama- mak 8) Belirli bir konu ile ilgili aynı veya benzer görüşte ol- mamak c) Tutarlı ve kabul edilebilir düşünce ortaya koyama- mak D) Başkalarının söylediklerini nesnel mantıkla değer- lendirememek E) Ortak bir meseleyle ilgili farklı bakış açıları geliştire- memek 38. Bu parçadan hareketle, 1. Sokrates'e göre insan, aklid ve bilginin işığında ha- reket ederse iyiyi bulabilir. II. Eflatun'a göre iyi, bütün bilgilerin ve varlıkların temel kaynağıdır. III. Aristo'ya göre bilim ve gerçek, iyiye en yakın kav- ramlardır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız! B) Yalnız 11 C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III

ÇAP / TYT 33. 32. Istanbul'un o meşhur silüetinde son derece karakteris- tik bir rolü olan Galata Kulesi günümüzdeki haline ge- lene kadar pek çok kez yenilendi. Kule ilk olarak 528 Galata Kulesi, 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunun senesinde inşa edildi ve fener kulesi olarak kullanıldı. İstanbul'u fethetmesinin ardindan Türkler tarafından her sene yenilenmeye ve yükseltilmeye devam etti. Dolayısıyla yapının üçüncü katına kadar olan kısmı diğer katlar ise Osmanlı karakteri göstermekte. Galata Ceneviz mimarisine ait bir karaktere sahip, yükselen Kulesi'nde III. Murat'ın izni ile Osmanlının en önemli astronomlarından olan Takiyuddin tarafından bir ra- sathane bile kuruldu. Bu parçadan hareketle Galata Kulesi ile ilgili ola- rak, Va Farklı kültürlerin mimari özelliklerini yansıttığı, II. Şehir turizmine önemli katkısının olduğu, m. Bir dönem bilimsel araştırmalara ev sahipliği c yaptığı, IV Birçok kez tadilat ve tamirattan geçirildiği yargılarından hangileri söylenemez? A) I ver B) I ve TV © II ve III D D) II ve IV E) II, III ve IV AP

Dene 6 050 2 24. Bizde romanın ortaya çıkışı neden bu kadar gecikmiştir ve roman neden Doğu'da değil de Batı'da ortaya çıkmıştır? Bunun pek çok sebebi vardır. Bunların başında, Doğu toplumlarında psikolojik merakın olmaması gelir. Ayrıca, Müslümanlıkta günah çıkarma diye bir yapının bulunmaması, ferdin kendi içine eğilmesini daima yasaklamıştır. İtiraf etmek, kişinin kendisinin bir iç dünyası olduğu ile de yüzleştirir kişiyi, böylece antatma ihtiyacı ortaya çıkar. Günah çıkarma geleneği romana giden yolun yarısını kat eder. İslam'ın etkili olduğu coğrafyalardan yerel hikâyenin romana dönüşememesinin, bunlardan başka bir sebebi de eleştiri fikrinin yokluğudur. Çünkü elestiri dönüşümün anahtarıdır. Batı'da her roman eleştirisi sonraki romanların yetkinliğine katkı sağlamıştır. Bu parçaya göre, aşağıdakilerin hangisi, romanın Doğu toplumlarında ortaya çıkmayısının nedenlerden biri değildir? AV Müslümanlıkta günah çıkarma geleneğinin olmayışı B) Toplumsal yaşamın-roman için gereken malzemeyi vermemesi Si Insanın iç dünyasına ilişkin bir merak bulunmaması DJ İnsanların, saklı yanlarını anlatma ihtiyacı hissetmemesi EY Yapıt eleştirisine ilişkin bir gelenek oluşmaması

5 36. Yapılan çalışmalar sonucunda tarihin bilinen en eski hali- SI, Sibirya'da bulunan Altay dağlarının Pazırık Bölgesi'n- de keşfedilmiştir. Sibirya'da bir mezar höyüğünde rastla- nan ve Arkeolog Rudenko tarafından bulunan Pazırık halısı, MO V. yüzyıla tarihlenmektedir Bölgede açılan sekiz adet kurgandan biri olan besinci kurganda buzulla- rin içinden çıkarılmıştır. Çift düğümle dokunduğu tespit edilen bu halının üzerinde geometrik desenler ve hayvan motifleri yer almaktadıd. 2500 yıllık bu halı, ilk kez 1953'te yayınlanarak büyük ilgi uyandırmıştı. Pazırık halısı; motif- lerinin zenginliği, inanılmaz inceliği, sofistike (karmaşık) tasarımı ve gelişmiş dokuma teknikleri ile tüm dünyada dikkatleri üzerine cekmektedir. Bu parçada sözü edilen Pazırık halisinin gelişmiş dokuma teknikleriyle yapılması aşağıdakilerden han- gisini gösterir? Cuotos Eski çağlarda Asya toplumları arasında kültürel etki- leşimin geliştiğini B) Yaşam koşullarının dokumacılığın gelişimini etkiledi- ğini Halı sanatı tarihinin MÖ V. yüzyıldan daha öncesine dayandığını Dokumacılıkta kullanılan ham maddenin yalnızca hayvanlardan elde edilmediğini Doğadaki varlıkların halılarda birbirine benzer biçim- de işlendiğini

34. Kür rak alti de aç 33. Herkes bir şeyleri, birilerini çiğneyip ya da onları ken- di çıkarları doğrultusunda kullanıp öteye varmak istiyor. Geçenlerde birisi bana kitabını yollamış. Ardından te- lefon açıyor, yollanan bütün kitaplardan söz etme mecburiyetim varmış veya bu köşe kitap köşesiymiş gibi bana bir görev yüklüyor: “Size bir kitap yolladıydım, aldınız mı, almadınız mı?” diye soruyor. Ben almadığı- mi söyleyince, yerden göğe şaşıyor: “Allah Allah, nasıl olur! Neyse, gazeteye gittiğinizde bir bakıverin, gelmiş- se beni arayın, olmaz mı?" Beyefendi cep telefonundan arayacak, ben de emirlerini yerine getirecek, kitabın elime geçip geçmediğini bildireceğim. Oh be ne iş! Bu durum kabullenmekte zorlandığım şeylerin başında Isi ra O ri y geliyor. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle; W Kişisel çıkarlar için kendisinden yararlanılmak is- tenmesi W Yaptığı işe gereken önemin verilmemesi 1. Konuşmalarda nezaket ve inceliğe dikkat edilme- mesi durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? A) Yalnız! B) Yalnız 11 C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III

verlo D) Çocukların bazı hayvanlara diğerlerinden fazla ya- kinlik duyduğu söylenebilir mi? E) Oyuncaklarla çocukların ilişkisini ortaya koyacak bi- limsel çalışmalar var mıdır? 25. Çizgili sırtlanlar Kuzey ve Doğu Afrika'da, Asya'da, Kaf- kasya'da ve Güney Sibirya'da yaşar. Önceleri ülkemiz- de sık görülen bu özel sırtlan türüne günümüzde Ak- deniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu'da çok nadir olarak rastlanıyor. Bütün ömrünü emniyetli olduğunu düşün- düğü ve sınırlarını belirlediği çalılıklar, ormanlık alanlar veya dağlık bölgelerde geçirir. Diğer yırtıcıların avladığı hayvanların kalıntılarının yanı sıra böceklerle de besle- nebilir. Kavun, karpuz ve üzüm gibi meyveleri ve bazı sebzeleri de yiyebilir. Sırtlarındaki yele; kavga, heyecan ve korku anlarında dikleşir ve cüssesinin %38 daha bü- yük görünmesini sağlar. Bu parçada çizgili sırtlanlarla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Hem etçil hem de otçul özellikler gösterdiğine B) Olduklarından daha iri görünebildiğine O Soyunun tükenmek üzere olduğuna D) Belirli bölgelerde yaşamayı tercih ettiğine E) Yerleşik bir hayatı tercih ettiğine YTÜD20209-1

TYT - Türkçe 29. İnsan bir yaşa geldikten, bir yığın olay yaşadıktan sonra gırtlağın dokuz boğum olduğunu öğreniyor ve genellemelerden; özellikle de kesin kabullerle retlerden kaçınıyor. Ben bu bakımdan, huzurunuza, fikir için, tenkit için, sanat ve edebiyat için övgüler dizmeye gelmedim. O kadar ki konuşmamda arada bir, belki de sık sık, tenkidin sefaleti gibi, fikrin ve sanatın ahlaksızlığı gibi deyimler kullanacağım. Kısacası, tenkidi de tenkit konularını da dokunulmaz saymaya, hele hele putlaştırmaya hiç niyetim yok. II. Ben edebiyatçıyım. Hikâye, roman, oyun, senaryo yazarım. On yedinci yaşımdan itibaren, yani tam elli yıl, edebiyat için yaşadım. Olaylara, insanlara, topluma hep edebiyat açısından baktım. Fikre ve tenkide de öyle... Bu yüzden tenkitle edebiyatın ilişkisi üzerinden yazdıklarımı detaylandıracağım. Tenkit zor iştir. Bir kere konuya vakıf olmanız şart. Konunun tarihini, bugünkü durumunu bileceksiniz. Zevkiniz, sezişleriniz kuvvetli, üstün olacak. Bunun yanında adına dürüstlük dediğimiz fazilet, cümlelerinizi titizlikle denetleyecek. Yukarıda eleştiriyle ilgili verilen bilgilerden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) I. parçada eleştirmenlerin, yazarları eleştirirken objektif kriterlere bağlı kalmadıkları savunulurken II. parçada yazarların bu eleştirilerden etkilenmelerinin doğal bir şey olduğu anlatılmıştır. B) I. parçada edebiyatçıların yapılan tenkitler doğrultusunda eserlerini meydana getirmeleri gerektiğinden bahsedilirken II. parçada iyi bir eleştirmende bulunması gereken özelliklerden söz edilmiştir. C) I. parçada eleştirinin, bir yapıtın değerini ortaya çıkarmada tek ölçüt olamayacağı söylenirken II. parçada eleştiriyle eserlerin ilişkisi dile getirilmiştir. D) I. parçada toptancı bir bakış açısıyla yüceltilen eleştiri kültürünün varlığı sorgulanırken II. parçada eleştirinin yazın sınırları içerisinde kalarak tarafsız bir biçimde yapılması gerektiğinden bahsedilmiştir. E) 1. parçada eleştirmenlerin belirlediği konular üzerinden eser oluşturmanın yanlışlığı üzerinde durulurken II. parçada ülkemizde eleştiri kültürünü henüz olgun bir seviyede olmadığı söylenmiştir.