Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

22. Zora talip olan ve onu aşan kimse onun içerisinden büyü- yerek çıkar. Bu, gizli bir psikoloji yasasıdır. Yaşam sürecini bir dağciya benzetebiliriz. Dağcı ne yapar? Yükseğe çıkma- yı hedefler. Öncelikle bir hedefi vardır. Hedefsiz olan bir kim- se zorluklar karşısında sürüklenir ama hedefi varsa o hede- fe çıkmak için yolu dener. Çıkamayınca farklı bir yolu daha dener. Bu süreçte dayanma gücü, psikolojik sağlamlığı za- yıf olanlar, vazgeçer ve oracıkta kalırlar. Dayanıklılığı yüksek olan kişiler ikinci, üçüncü kez dener ve sonunda bir yerden zirveye, hedefine ulaşır. Bu parçadan hareketle, 1. Kriz dönemlerinde ümitsizliğe düşmemek ve çözüm odak- li düşünebilmek gerekir. II. Zorluklarla baş edebilmek için acele kararlar almak önem- lidir. III. Aci ve zorluk büyümenin bir parçasıdır. önermelerinden hangileri psikoloji yasasını destekle- mektedir? A) Yalnız! B) Yalnız 11 C) Yalnız III D) I ve III E) VII ve III

TEMEL YETERLİLİK TESTİ Türkçe 31. - 32. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 3 e ko (1) Okul öncesinde çocuk, birçok bilgiyi dinleme yoluyla öğrenir ve eğitimi süresince hatta hayatı boyunca bilgileri- nin bir kısmını bu yoldan kazanır. (II) İnsanlarla ilişkilerinde daima dinleme becerisinden yararlanır. (III) Bu yüzden öğrencilerin dinleme becerilerini geliştirmek gerekir. (IV) Böylece öğrenci daha ilk adımda konuşulanı dinlemenin bir nezaket kuralı olduğunu öğrenmeli; birinin okuduğunu, anlattığını anlamak, öğrenmek için dinlemek gerektiğine inanmalıdır. (V) İyi bir dinlemede şartların sağlanması açısından çocuğun bir şeyi dinlemesi için ilgi yaratılması gerekir. (VI) Bu bağlamda dinleme bir amaca dayanmalıdır ancak bu amacın gerçekleşmesi için de çocuğun ruhen, bedenen huzursuz olmaması ön koşuldur. JNK 31. Bu parçadan hareketle dinleme eylemiyle ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? D E A) Her şeyden önce bir nezaket kuralı olarak çocuklara R yerleşmesi gerektiği K B) Beceri olarak geliştirilmesinin öğrenme süreçleri üze- i rinde etkisi olduğu C) Nitelikli bir şekilde gerçekleşebilmesi için kimi şartları- y nin bulunduğu A D) Analiz ve sentez basamaklarından sonra aktarma yo- y luyla doğrulandığı 1 E) Bilgilerin öğrenilmesinde hayatın başından sonuna ka- N dar var olduğu 2

Bir roman yazarı, okunmak için yazma yolunu tercih ediyorsa popüler konuları tercih etmelidir. Bunun için de tanıdık yani evrensel diyebi- leceğimiz konuları eserinin merkezine almalıdır. Anlaşılmak önemli. Yazar, anlaşılmak için anlaşılır kelimeleri tercih etmelidir. Dil, okun- mak için başat unsurdur. Çok okunmak için reklamının da iyi olması gerekir. Günümüzde sosyal ağlar reklam için biçilmiş kaftandır. Okura yakınlaşmanın önemi de yadsınamaz. Roman yazarı ulaşılmaz olma- yı tercih etmemelidir. Ne kadar yakın ve ulaşılır olursa canlılığını da korur. Bu parçaya göre popüler olmak isteyen roman yazarının aşağıda- kilerden hangisini yapması beklenmez? A) İnsanı ilgilendiren konularda romanını yazar. B) Dilinin anlaşılır olmasına dikkat eder. C) Romanının tanıtımını iyi yapar. D) Okura yabancı ya da uzak olmaz. E) Çok okunan klasiklerden faydalanır.

KITAPLAR PARAGRAF ÇIKMIŞ SORULAR FOR JYINE FOR YINI FOR YINI FOR VINI FOR VINI FOR SYINI FOR YINI 5. - 7. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız Charlie Chaplin'e özgü güldürme yeteneğinin çıkış nok- tası, her birimizin yaptığı gibi, katı ama daima yeni olan, aynı zamanda belirsizlikler ve güçlüklerle dolu bir günde- lik hayatın içine paldır küldür dalan bir çocuğun basitli- ſidir . Bu yüzden onun komedi gücünün sırrı bedeninde değil , bu bedenin maddi ve toplumsal dünyayla kurduğu ilişkide yatar. Chaplin'in yarattığı naif, çevik bedenli ara masum ruhlu Şarlo karakteri, davranışları belirlenmiş insanların ve şeylerin karmaşık ve kusursuzlaşmış ev- renine girer. Şarlo'nun fiziksel esnekliği, jestlerini süratle uyarlama ve dönüştürme kapasitesi; naifliğinin kanıtı ve işareti olan aşırı beceriksizliğe insani bir doğallık katar. YINE FOR VINI FOR INI FOR YINI FOR YINI Şarlo, nesnelerle kavgaya girişir ve bunlar gündelik nes- nelerdir; bir şemsiye, bir arkalıklı koltuk, bir motosiklet, bir muz kabuğu... Her daim şaşkın, şeylerin yabancılığı kar- şısında daima heyecanlı ve rutinleşmiş sıradan eylemler- de bile her zaman beceriksiz olan Şarlo, bu bayağı şeyler karşısındaki tutumumuzu gözümüzde sabitler. Böylece durumu şaşkınlık verici, dramatik ve neşeli hale getirir. O, aşina olduğumuz dünyaya yabancı biri gibi girerek orada kendi yolunu neşeli hasarlarla açar. Tam da bu sırada aşi- na olduğumuz nesneler birdenbire aşina olmadığımız bir şekle bürünür ve bize aniden yabancılaşır. Aslında amaç bizi rahatsız etmek ve nesneler karşısındaki bizi, bize daha iyi göstermektir. JFOR S. NYINI Bu parçada Şarlo karakterinin özelliklerinden hangi- sine değinilmemistir? A) Fiziksel niteliklerinin neler olduğuna B) Duygularını nasıl sakladığına C) Beden dilini nasıl kullandığına Hangi nesnelerden yararlandığına E) Hangi karakter özelliklerini taşıdığına INFORMAL YAYINLARI K KARA KUTU YAYIN FOR VINE FOR YINI FOR (2021-ALES)

1 1 1 1 1 1 1 3 1 33. 1940 sonrası şiirinde olduğu gibi hikâye ve romanda da bazı değişiklikler ve denemeler görülür. 1930–1940 yıllarında ilk örnekleri görülen toplumsal gerçekçilik akı- mi, 1940 sonrasında yeni içeriklerle daha da yaygınla- şarak devam eder. Türkiye'nin sanayileşme konusunda gösterdiği gelişmeler ve çoğulcu demokrasinin benim- senmesiyle ülke sorunlarına maddeci bir bakışla eğilen yazarların sayısı artar. Köyden ve İstanbul dışından ge- len yazarlar, içinden çıktıkları ortamı, şehirleşme ve sa- nayileşme sürecindeki köylüleri hazır sosyoloji ve ideoloji maddelerine göre görür ve betimler. Bu dönemde bu an- layışla yazılan yüzlerce yapıt ortaya çıkar. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ula- şılamaz? A) 1940 sonrası edebiyatında manzum türlerde de de- ğişiklikler görülmüştür. B) Sanayileşme ve özgürlükçü devlet anlayışı, ülke so- runlarıyla ilgilenen sanatçıları artırmıştır. C) 1940 sonrası edebiyatini oluşturan sanatçıların ba- zıları taşradan gelmiştir. D) Toplumcu gerçekçi akım 1940'tan önce de denen- miştir. 1 1 1 36. 1 1 1 1 3 1 1 E) Toplumcu gerçekçi anlayışla yazılan eser sayısı, tüm dönemlerden daha fazladır. 1 1 7

Şimdiye kadar karbondioksit miktarı arttıkça bitkilerin fotosentezle daha çok karbondioksit kullandiği, karbonun bitkinin yapısında ve toprakta uzun süreyle tutulduğu, böylece iklim değişme hızının düştüğü düşünülüyordu. Yapılan bir araştırmada ise daha fazla karbonun toprakta yaşayan mikroorganizmalar ve bitkiler için daha fazla besin anlamına geldiği, bitkilerin ve mikroorganizmaların beslenirken yan ürün olarak daha çok karbondioksit açığa çıkardığı ortaya çıktı. Araştırmayı yapan bilim insanları bu durumun iklim değişikliğini ivmeli bir şekilde hızlandırdığını belirterek şunu söylediler: 36. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? Doğa, insandan daha çok karbondioksit üreterek kendine zarar veriyor B) Karbondioksit, insan ve doğa için önemli bir tehdit değil C) Doğada karbondioksidin oluşturduğu olumsuz etkiyi giderecek bir mekanizma yer almıyor D) Yakın bir gelecekte dünyada yaşamı tehdit eden bir ortamın meydana gelmesi mümkün görünmüyor E) Küresel ısınmanın durdurulması ya da ortadan kaldırılması ancak küresel bir bilinçle mümkün olabilir

1. Benim için okumak, metnin anlattığı şeyi aklımızın sinemasında canlandırmak işidir. Okurken başımızı kaldırır, bakışımızı bir yerlere çeviririz fakat aklımız gördüğümüz şeylerde değil, az önce hakkında okudu- ğumuz öteki dünyayı canlandırmakla meşguldür. Bu sayede metnin sadece okuyucusu değil bir parçası hatta yeniden yaratıcısı oluruz. Böylece okur/yaratıcı olarak bir mutluluk yaşarız. Metinde boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir? A) Bu canlandırma sırasında yazının anlattıklarının dışına çıkamayız. B) Okunan eserin dünyası bazen hayal gücüne izin vermez, okuru dışarıda bırakır. C) Başka noktalara odaklanmamak gerekir böyle du- rumlarda yazarın anlattıklarından uzaklaşmamak için. D) Metnin yazarı okuyucuya boşluklar bırakırsa bu canlandırma gerçekleşemez. E) Yazarın anlattığı dünyayı, kendi hayal dünyamızla birleştirir zihnimiz.

Mardin'de çiftçilikle uğraşan orta gelirli Sancar ailesinin se- kiz çocuğu, anne ve babalarının çocuklarını okutma isteği ni ve çabalarını boşa çıkarmadı . İçlerinden birinin bilim yor culuğu, Nobel Kimya Ödülü'ne kadar ulaştı. Aziz Sancar, ilk ve ortaokulu-ilkokul 2 hariç- Savur'da tamamladı. Harp Okulundaki eğitimine devam eden ve o sırada evlenen abi- sinin daha önce Mardin'den hiç çıkmamış olan eşine refa- kat etmek için Ankara'ya gitmesi gerekti. Ankara Barbaros İlkokulunda 2. sınıfa devam ederken şivesiyle alay eden okul arkadaşları yüzünden Sancar bir sömestir boyunca okulda hiç konuşmadı. "Arkadaşlarımla oynarken güzel bir Orta Anadolu şivesi kaptım." diyor Sancar. 7. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Açıklayıcı öyküleme B) Açıklayıcı betimleme C) Tartışmacı anlatım D) Kanıtlayıcı anlatm E) Kurmacaya dayanan anlatım Sol 3. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? A Ara söz B) Deyim C) Dolaylı anlatım D) Somut gerçeğe dayanma E) Dilin göndergesel işlevi

6. Bilim tarihi incelendiğinde görülecektir ki bir bilim dalıyla ilgili araştırmalar, başka bir bilim dalıyla ilgili araştırmalara destek sağlayabilmektedir. Bu cümle, aşağıdaki ikili cümlelerden hangisinin tam ve doğru bir biçimde birleştirilmiş hâlidir? A) 1. Bir bilim dalıyla ilgili araştırmalar, bütün bilim dallarıyla ilgili araştırmalara destek sağlayabilmektedir. II. Bu durum, bilim tarihi incelendiğinde görülecektir. B) I. Bilimsel bir alanla ilgili incelemeler, konu ortaklığı taşıyan başka araştırmalara destek sağlayabilmektedir. II. Bilim tarihini inceleyenler, bu durumu rahatlıkla görebilecektir. CH. Bir bilim dalıyla ilgili araştırmalar, başka bir bilim dalıyla ilgili çalışmalara konu olabilmektedir. II. Bu, bilim tarihi incelendiğinde görülecektir. D) I. Bilimsel bir araştırma, başka bilimsel araştırmalara destek olabilmektedir. II. Bu hususun apaçık bir gerçek olduğunu kanıtlayan veriler bulunmaktadır. E) I. Bir bilim dalıyla ilgili araştırmalar, diğer bir bilim dalıyla ilgili araştırmalara dayanak olabilmektedir. II. Bu husus, bilim tarihi incelendiğinde görülecektir.

28. Sinemada Yeni Dalga akımının da kurucularından olan ve Fransız sinemasının dünyada tanınmasında büyük payi olan Agnes Varda, birçok yeniliğin öncüsü olarak anılmaktadır. 1955 yılında çektiği ilk filmi "La Pointe Cour- te" ile adım attığı sinemada her adımında yenilikleri ile sb gündeme gelmiştir. 1928 yılında Brüksel'de dünyaya ble gelen Varda, fotoğrafçılık ve tiyatro ile başlayan kariyeri- ne sinema ile devam etti. Zamanla teknik yönünü de geliştiren Varda, kadın duyarlılığı, incelikli ve duygusal bakış açısını beyaz perdeye yansıtmasıyla ünlüdür. 1985 yılında “Sans Toit Ni Loi" Venedik Film Şenliği'nde Altın Aslan'da kazanan Varda'nın görülmesi gereken filmleri 1962 yapımı “Cleo de a 7" ve 1965 yapımı “Le Bonheur'dur. Bu parçada “Agnes Varda" ile ilgili olarak, rail. Çalışmalarını birden fazla alanda yürütse de kariyeri- ni sinemada sürdürmüştür. W Fotoğraf ve tiyatroyla kariyerine başlamış ve pek çok yeniliğin öncüsü olmuştur. HT. Birçok dalda ödül alan Agnes Varda, kadın duyarlılı- u ob in ğına önem vermiştir. inte asdeas yargılarından hangilerine ulaşılabilit? Tuloob A) I ve II B) Hve it C) Yalnız sinibanob Temu slov shahension VA) D) Yalnız II E), Ive IHL 2 SSI Ceoci bolon botsid (1) sebnimi po

Sanat hem bir coşma, hem yadsıma işidir. Nietzs- che: "Hiçbir sanatçı gerçeği çekemez." der. Doğ- rudur. Ama hiçbir sanatçı gerçekten vazgeçemez de. Yaratma hem birliğe varmak ister, hem de dün- yayı hiçe sayar ama dünyayı hiçe sayması, ondaki eksiklikten ötürüdür ve dünyanın bazen kavuştuğu bütünlük adınadır. Burada devrim, tarih dışında, doğallığında ve ilkel karmaşıklığı içinde görülür. Öyleyse sanat bize, devrimin özüne son bir ışık verebilir. Bununla birlikte, bütün devrimcilerin sa- nata düşmanca davrandıklarını da görmezlikten gelemeyiz. Platon yine bir hayli yumuşaktır. Yalnız dilin aldatma görevini ele alır, Devlet'inden yalnız ozanları kovar. Bunun dışında, güzellik onun için dünyadan üstündür. Devrim, ahlakı tutup güzelliği sürgün ediyor. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşıla- maz? A) Kimi sanatçılar sanatın gerçeği anlatamadığını savunur. B) Yeniliği savunanlar sanata uzak durmuşlardır. c) Sanat farklı şekillerde karşımıza çıkabilmekte- dir. D) Sanatçı yaşanılanı anlatmak zorunda değildir. E) Devrim gerçekleştirenler sanatçıları çevrele- rinde istemezler.

etrafini 2021-MSÜ/Türkçe 35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız 2 36. Bu parçada sözü edilen projede robot kalamar üretimi ile hedeflenen aşağıdakilerden hangisidir? Al Faridi kullanım amaçlarına yönelik olması B) Benzerlerinden daha hızlı hareket etmesi Sy Kalamarların fiziksel özelliklerinden farklılaşması DJ Disiplinler arası çalışmalara önculuk etmesi EJ Daha önceki proje sonuçlarını desteklemesi Hidrodinamik alanında çalışan araştırmacılar tarafından yürütülen bir projede kalamarların hareket mekanizmasının modellenip mekanik bir kalamara aktarılması hedefleniyor. Kalamarların karınlarına ne kadar su aldıkları, suyu hangi hızda püskürttükleri, ürettiği itki kuvveti ve yüzme sırasında suyun uyguladığı direncin büyüklüğü; kalamarlann yüzme ve yön bulma mekanizmalarını anlamada temel oluşturan değişkenler. Bu değişkenlerin etkilesiminin yarattığı sisin dağıtılması ile robot kalamar tasarımı için gereken akış fiziği belirlenmiş olacak. Robot kalamarın kaderi de hareket mekanizmasının doğal modeli bire bir taklit edebilmesine bağlı. Bu projede ayrıca robot kalamarin pervane gibi mekanik parçalardan kurtulup tamamen sessizce ilerleyebilmesi de hedefleniyor. Bunun yanı sıra kalamarın gövde boşluklarına kamera, ışık ve robot kol gibi uzaktan kontrol edilebilen araçlar eklenmesi 35. düşünülüyor. Böylece robot kalamarin su altı keşifleri ve arama kurtarma görevlerinde başarılı olması bekleniyor. Bu parçada alt çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Her bir değişkenin özelliğini belirgin bir biçimde korumas B) Birbirini etkileyebilecek değişken sayısının çoğaltılması Değişkenlerin işlevinin açık bir şekilde anlaşılması > Dj. Değişkenlerin hareket üzerindeki etkisini azaltması 2) Değişkenlerle farklı robot modellerinin yapılması

TYT / TÜRKÇE 36 35. Enerji harcamayan soğutucu malzeme... Colorado Universitesinde çalışan bir grup araştırmacı doğru- dan güneş ışığına maruz kalan maddeleri bile hiç enerji har- camadan soğutabilen bir malzeme geliştirdi. Dr. Xiaobo Yin ve arkadaşlarının yaptığı araştırmanın sonuçları bir dergide yayımlandı. Tüm nesneler doğal olarak sahip oldukları isiyi yayar. Bu durum, nesnelerin gece vakti isi kaybetmesine ve soğumasına neden olur. Ancak gündüzleri güneş ışığının soğurulmasıyla alınan az miktarda enerji bile doğal olarak yayılandan daha fazla olduğu için doğrudan güneş ışığına maruz kalan malzemeler isınır. Araştırmacıların geliştirdiği malzeme, bir nesnenin yüzeyine uygulandığında hem güneş ışığını etkin bir biçimde yansıtıyor hem de doğal olarak ya- yılan isinin kaçmasına imkân veriyor. Böylece hiç enerji harcamadan üzerini kapladığı malzemenin soğumasını sağlıyor. Geliştirilen cam-polimer hibridi malzeme, düşük maliyetle üretilebiliyor ve mutfaklarda kullanılan alüminyum folyolardan sadece biraz daha kalın oluyor. Araştırmacılar, bu malzeme kullanılarak büyük yapıların soğutulabileceğini söylüyor. Örneğin bir evin çatısının 10-20 metrekaresini bu malzemeyle kaplayarak yaz günlerinde evin tamamını serin tutmak mümkün olabilir. Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- bilir? Gelişen teknolojinin ekonomiye sağladığı katkılar ifade edilmektedir. B) Doğadaki ısınmanın nesneler üzerindeki olumsuz etkileri açıklanmaktadır. Bilim adamlarının yeni icatları nasıl geliştirdiği konusuna açıklık getirilmektedir. D) Güncel bir buluşun çalışma prensibi ve gelecekte ortaya çıkabilecek faydaları açıklanmaktadır. E) Sıcaklığın nesneler üzerindeki dolaşımının sonuçlarına değinilmektedir .

28. Arnold Schwarzenegger, insandan çok fabrikada üretilmiş bir robota benzeyen vücuduyla ve yaralanan derisinin altından gözüken metal iskeletiyle sinema sahnesinde göründüğünden beri yapay zekâ geniş kitlelerin aklını kurcalayan mistik bir fenomen olmayı başardı. Yapay zekâ, insanlık tarihinin en büyük mühendislik projesidir. İnşa etmek is- tediğimiz şey, sonuçta bir bilgisayar programından yani formel bir dilde yazılmış bir metinden ibarettir ama bu metin o denli uzun ve karmaşık olacaktır ki yazılması hemen aklınıza gelebilecek diğer dev mühendislik projelerinden daha çok zaman alırsa şaşmamak gerekir. Bu programı çalıştırdığımızda, insanlarca yapıldığında zekice bulduğumuz her şeyi, en zeki insanın düzeyinde veya daha da üstün şekilde yapabilecektir. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Yapay zekânın düşünce temelini ilk ortaya atan Arnold Schwarzenegger olmuştur. B) Yapay zekâya dair ilk kurgular sinema aracılığıyla gözler önüne serilmiştir. ✓ Yapay zekâ çalışmalarının ilgi alanlarından biri, olağan dışı bir insan tasarımı oluşturmaktır. X Dj Yapay zekânın temeli, uzun ve karmaşık bilgisayar komutlarıyla oluşturulmuş bir programa dayanır. E) Yapay zekânın ortaya çıkaracağı sonuçlar, insan zekâsının çok ilerisinde olacaktır. ✓

1 1 32. Şehirlerin gerdanlıkları olan dikili taşlar, ilk olarak Antik Misir mimarisinde MÖ 2649 - MÖ 2150 yılları arasında "tekhenu" ismiyle kendine yer bulmuş, tanrıların günlük yaşamla etkileşimi içinde çok kutsallı inançların ortaya çıkmasını yansıtmış. İkizkenar piramit şeklinde sivrilen dört kenarlı kare bir tabanla karakterize edilen bu yapılar, başlangıçta yeniden doğuşu simgeliyormuş, ortak de- ğerleri belirgin kilmak adına meydanları, anıt girişlerini, mabetleri süslüyormuş. İlerleyen yıllarda irili ufaklı taş kütleler, cenaze anıtları olarak da kullanılmış; güneşin canlandırıcı ışınlarını çekeceğine ve böylece ölülerin diril- mesine olanak vereceğine inanılmış. Bu parçada dikili taşlarla ilgili aşağıdakilerden hangi- sine değinilmemiştir? A) Kentlerin güzellik unsurlarından olduğuna By Kültürlerin inançlarını yansıttığına G) Hangi geometrik şekillerde bulunduklarına DTarihte ilk olarak ne zaman yapıldıklarına E) Hangi uygarlıklar tarafından inşa edildiklerine

A) B) SIDA C 32. Yusuf Has Hâcip'in 1069'da yazdığı Kutadgu Bilig, Türk edebiyatının ilk siyasetnamesidir ve Mısır'a, is- tanbul'a kadar uzanan etkisi 15. yüzyıl sonlarına dek sürmüştür. Kaşgarlı Mahmut'un 1077'de tamamladığı Dîvânü Lügâti't-Türk, bilinen ilk Türk sözlüğüdür. Türk dilinin üstünlüğünü göstermek ve Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılmış ansiklopedik bir sözlük- tür. Türk dil ve edebiyatının Doğu Türkistan'ın Kaşgar şehrinde yetişmiş iki büyük kültür adamı Yusuf Has Hâcip ve Kaşgarlı Mahmut'tur. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? A) Yusuf Has Hâcip'in eserinin Türk edebiyatında V hangi türün ilk örneği olduğuna B) Kaşgarlı Mahmut'un ansiklopedik sözlüğünü hangi amaçla kaleme aldığına C) Kutadgu Bilig adlı eserin nerelerde ve ne zamana kadar etkili olduğuna D) Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan ilk Türkçe söz- lüğünün kaç yılda tamamlandığına E) Doğu Türkistan'da yetiştiği bilinen iki büyük kültür adamının kimler olduğuna 25