Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

x 3. (1) ilk insan topluluklarındaki simgesel düşünce hakkında en fazla çalışma- nin yürütüldüğü disiplin, gün yüzüne çıkardığı somut kanıtlarla arkeolojidir. (II) Ne var ki arkeoloji elde ettiği maddi bulguları kendi yöntemleriyle yorumla- makta yetersiz kalır. (HI) Simgelere dair çalışmalara yakından bakıldığında bu eksikliğini, farklı alanların yöntem ve tekniklerinden faydalanarak giderme- ye çalıştığı görülür. (IV) Nitekim birçok nitelikli arkeolojik çalışma, etnografya karşılaştırmalarına ve sosyal antro- poloji kuramlarına yaslanır. (V) Zaten simgesel düşüncenin doğuşunu sosyal antropoloji açıklayamazsa hangi disip- lin açıklayabilir ki? Bu parçada numaralanmış cümleler- den hangisi düşüncenin akışını boz- maktadır? A) I B) 11 B) II C II D IV E) V C)

Charlie Chaplin'e özgü güldürme yeteneğinin çıkış nok- tası, her birimizin yaptığı gibi, kati ama daima yeni olan, aynı zamanda belirsizlikler ve güçlüklerle dolu bir günde- lik hayatın içine paldir küldür dalan bir çocuğun basitli- ğidir. Bu yüzden onun komedi gücünün sırrı bedeninde değil, bu bedenin maddi ve toplumsal dünyayla kurduğu ilişkide yatar. Chaplin'in yarattığı naif, çevik bedenli ama masum ruhlu Şarlo karakteri, davranışları belirlenmiş insanların ve şeylerin karmaşık ve kusursuzlaşmış ev- renine girer. Şarlo'nun fiziksel esnekliği, jestlerini süratle uyarlama ve dönüştürme kapasitesi; naifliğinin kanıtı ve işareti olan aşırı beceriksizliğe insani bir doğallık katar. Sarlo, nesnelerle kavgaya girişir ve bunlar gündelik nes- nelerdir; bir şemsiye, bir arkalıklı koltuk, bir motosiklet, bir muz kabuğu... Her daim şaşkın, şeylerin yabancılığı kar- şısında daima heyecanlı ve rutinleşmiş sıradan eylemler- de bile her zaman beceriksiz olan Şarlo, bu bayağı şeyler karşısındaki tutumumuzu gözümüzde sabitler. Böylece durumu şaşkınlık verici, dramatik ve neşeli hâle getirir. O, aşina olduğumuz dünyaya yabancı biri gibi girerek orada kendi yolunu neşeli hasarlarla açar. Tam da bu sırada aşi- na olduğumuz nesneler birdenbire aşina olmadığımız bir şekle bürünür ve bize aniden yabancılaşır. Aslında amaç bizi rahatsız etmek ve nesneler karşısındaki bizi, bize daha iyi göstermektir. 5. Bu parçaya göre Chaplin'in filmlerinde, gündelik ha- yattaki nesnelerin bize aniden yabancılaşmasının ne- deni aşağıdakilerden hangisidir? A) Yaşanılan duygu geçişlerinin nesnelerden bağımsız olduğunu anlamamız B) Gündelik hayatta çok rastlanmayan bir karakterle duy- gusal bağ kurmamız C) Gerçek ile hayalî olan arasındaki ayrımı artık yapamaz hâle gelmemiz D) Karakterin nesnelerle kurduğu çatışmayı benimseye- miyor olmamız E) Nesnelere, sahip olduklarından farklı anlamlar yüklen- diğini fark etmemiz

6. insanlar, kendilerini belirli gruplara ait hisseder. Bu yüz- den genelde ait olduğumuz grubu yüceltir, ötekini/öteki- leri alçaltarak kendimizi, kendi gözümüzde değerli kılarız. Ardından da bizi değerli görmeyenlere kızmaya başlarız. Birbirlerini "öteki" olarak tanımlayanlar arasında, görün- meyen ama varlıkları hissedilen âdeta birtakım sanal du- varlar vardır. Genellikle duvarın iki yanındakiler de birbir- lerini "öteki" olarak algılar. Bir zamanlar Çinlilere göre, Çin Seddi'nin dışındakiler "ötekilerdi"; barbar insanlardı, tarım- dan anlamazlardı. Setin dışındakilere göre ise Çinliler, ta- rimdan başka bir şeyden anlamayan, ata binmeyi ve ok atmayı bilmeyen insanlardı. Oysa her iki grup için de gö- receli durum söz konusuydu. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy- Tenemez? A) Taraftarlık duygusu, insanların nesnel değerlendirme- ler yapmalarını engeller. B) Bir grubun ötekileştirdiği grup hakkında söyledikleri yanlı yargılardır. c) Ötekileştiren ile ötekileştirilen gruplar arasında sağlık- li bir iletişim ortamı yoktur. D Ötekileştirme, insanların kendilerini değerli hissetmek için kullandıkları bir yöntemdir. E) İnsanlar karşıt grubu ötekileştirmek için onların yete- neklerini sınırlayıp küçümseme yoluna gider.

TEST-1 TEST-1 ETODU girdap 9. Avustra duydus 7. Saramago "Körlük" adlı romanında körlük meta- toru ile öyle bir evren yaratmış ki okur da kahra. manlarla birlikte aynı bunaltı, bulantı, kaotik içine giriyor. Döngüsel şekilde en dibe doğru bilinçaltının canavarları ile âdeta haykırıyor sesiz sürüklenirken ve o sarmalların içinde boguşurken çığlıklarla: "Neden?" diye. İnsanı sorguluyor. Yaşamı, dünyayı ve ahlakı... İnsanın içinde iyiliğin barındığını, derinlerde de olsa gün işığına çıkmayı beklediğini umuyor. Onu kazıyıp çıkarmaya, kara çamurdan arındırmaya çalışıyor. Ve yine, yeni baştan soruyor: “İyilik ve kötülüğün kim karar veriyor? İnsan erdemli olmayı sadece beğenilmek, sevilmek için riyakârlıkla mi ni bilse nasıl davranır?" TV pro karşın armas lerine kadar dan b oynah Avust 0, kina... Insa yani tenini süsle- llikle de kabuğu), 12 öd, bir de zac da olabilir). Ta iyorsunuz. Diğer Sütüp farklı bir asi hâllolmus araya getir eklemek ün kablosuz onsuz bilgi aj değil. Bir O Aeti- p dövme cardır ve ir yukarı- Avus ne olduğuna derec istiyor? ve ül resm Kimsenin onu görmeyeceğini ya da dışlamayacağı iki ka buh besi incipes alıntıdır. ürür lari Bu parçaya göre “Körlük” romanı ile ilgili olarak Colors 1. İnsanların davranışlarını belirleyen en temel unsur göz önünde yaşamasıdır. olarak Bu lerc WAT. Okur, romanın karmaşık anaforlarında dolaşır ; kahramanlarla özdeşleşir. ebemos A) WH. Körlük ile ilgili yapılan mecazlar okurun bilinçaltına kadar işler ve okur hayatı sorgular. BL yargılarından hangisilerine değinilmiştir? lo A) Yalnız ! B) Yalnız II Lo D Paragrafın Şifresi® - Metot Anlatımlı Soru Bankası C) I vell D II ve III E) E) I, II ve III 8. Modigliani resimlerini genellikle tek figüri un dı. Tablolarında bütü bo

21. Hiç dünyanın sonunu düşündünüz mü? Insanlık tarihi, asırlardır bu sorunun cevabını arıyor. Herkes için merak konusu olan bu soruyla ilgili farklı teoriler öne sürülmekte. Başta inanışların yönlendirmesiyle kesin ve net bir cevab olduğuna inanılan dünyanın sonuyla alakalı sorular , bilim insanları için oldukça farklı şekilde yanıtlanmakta. Teorilere göre dünyanın sonu, uzayda veya dünyada gerçekleşecek olan büyük patlamalar sonucunda olacaktır . Örneğin WR 104 yıldızının, süpernovayla çarpışıp büyük bir patlama yaratacağı ve ölümcül bir gama ışığının yeryüzündeki tüm yaşam formlarını yok edeceği veya süper volkan patlama- si sonucunda dünyanın lavlar altında kalacağı gibi teoriler bunlardan birkaçıdır. Fizikçi, filozof ve matematikçi Isaac Newton'un teorisine göreyse dünyanın sonunu getirecek olay 2060 yılında gerçekleşecek olan gezegenler arasında- ki büyük ve yıkıcı savaşlar olacaktır. Bu parçaya göre dünyanın sonu ile ilgili olarak 1. Diğer teorilere göre Isaac Newton'un teorisi daha gerçekçidir. II. Insanlar dünyanın sonu ile ilgili yüzyıllardır birçok te- ori üretmiştir. Ill. Bilim insanlarının ortak kanısı, dünyanın sonunun bir atom bombası patlamasıyla olacağıdır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalniz ! B) Yalnız II D) I ve II C) Yalnız in E) I, II ve III

7. Gerçek sanatçılar sözcüklere kanat takıp onları uçu. ran kişilerdir. Günlük hayatta kullanılan bir sözcüğü alip öyle bir kullanırlar ki sözcük dizeyi kaldırır göklere çıkarır. "Merdiven" sözcüğünü örnek verelim: "Merdi- venleri ağır ağır çık." dersek şiir olmaz ama "Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden." dersek şiir olur. Söz. cük; dizeyi, ağırlığıyla hantallaştırmamalı, kullanımıyla uçurmalıdır. 9 Bu parçada son cümleyle anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Sözcük, kullanımına göre bazen yük olur bazen de anlamsal derinlik katar. B) Şair, kullandığı sözcüğe yeni anlamlar yüklemeyi bilmelidir. C) Sözcükler dizelerde çok farklı anlamlar kazanih D) Şiiri şiir yapan, konu değil şairin dilidir. E) Şiirde kullanılan her sözcüğün bir işlevinin olması- na dikkat edilmelidir. cam

i a 15. Atilla lihan'ın şiirinde yitirmediği bir çizginin çeşitlemelerini görürüz: Imge, sıcak bir deyiş, içtenlik ve lirizm. Söz dizimini her türlü öykünmeden korur, ulusal ve geleneksel kalmaya çalışır. Tüm Türk şiirini harmanlar, ne var ki kendisi olmanın onurunu bırakmaz. Aradığı, işlediği öze uygun biçimini bulmaktır. Kendi onuruyla birlikte, Türk şiirinin onurunu koruduğu da rahatça söylenebilir. Bu parçadan Atilla İlhan ile ilgili olarak aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? AJ Özgün bir tavır sergilediğine B) Şiirlerinde, yaşanılan gerçekleri yansıttığına C) Kararlı bir sanat anlayışına sahip olduğuna D) Anlattığına uygun anlatım geliştirdiğine E) Eski ve yeniyi harmanlarken ilkelerinin sınırlarında kaldığına

şi konu dün k a sett da de k - ul Ga ( e 5 Dünyanın en ünlü hapishanelerinden biri olan Alcatraz, 1962 yılında 3 kişinin kaçmasıyla kapanmıştı. Kaçması en zor hapishanelerden biri olarak kabul edilen Alcat- raz, bu 3 ismin kaçışıyla pek çok Hollywood filminin de ana konusu oldu. John ve Clarence Anglin kardeşler ile Frank Morris isimli 3 adamın bir tünel kazarak kaçma- sinin ardından, bu isimlere ait hiçbir bilgiye erişilemedi. FBI'ın yayınladığı bir mektuba göre 2013 yılında ha- pishaneden kaçanlardan John Anglin'den haber alina- bildi. Kanser hastası olduğunu belirten Anglin, FBI'ya mektup yazarak kanser hastalığının tedavisi karşılı- ğında hapishanede bir yıl daha yatabileceğini belirtti. Anglin'in FBI'ya gönderdiği mektupta şu ifadeler yer alıyor: “Benim adım John Anglin. Haziran 1962'de Al- catraz'dan kardeşim Clarence ve Frank Morris'le birlikte kaçtım. Şu anda 83 yaşındayım ve kötü durumdayım. Kanser hastasıyım. Evet, hepimiz zor da olsa kaçmayı başardık. Frank, Ekim 2005'te vefat etti. Mezarı İsken- deriye'de bir başka isim altında. Abim ise 2011'de öldü. Tibbi yardım alacağımı bildirirseniz TV'de bir yıldan uzun bir süre hapse gireceğime söz vereceğim. Yapa- cağınız bilgilendirmeye göre tam olarak nerede oldu- ğumu bildireceğim. Bu, şaka değil, gerçek ve dürüstçe söylüyorum." 34. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır A) Frank Morris ve iki kardeşin kaçışı hapishanenin ka panmasına neden olmuştur. B) FBI, hapishaneden kaçan mahkûmlardan hiçbirini daha sonra yakalamayı başaramamıştır. C) John Anglin yaşamak için tekrar hapishaneye gir- meyi istemektedir. D) Alcatraz'dan kaçış, dünya sinema endüstrisinde bir- çok kez konu edilmiştir. E) Frank Morris ve Clarence Anglin'in ölüm sebepleri bilinmemektedir.

29. Nenetler, Kuzey Kutup Dairesi'ndeki Yamal Yarımadası'nda yaşıyorlar. Yamal, Türkçede "dünyanın sonu" anlamına ge- llyor. Uzun yıllar dünyadan olabildiğince kopuk yaşayan Ne netler, bilinen doğal gaz rezervlerinin dörtte birine sahip olan bu yarımadaya ulaşmak isteyen Rusya'nın inşa ettiği raylar nedeniyle dünya ile daha fazla ilişki kurup dünyaya kapılarını açmak durumunda kalmıştır. Rusya'nın az bilinen yerli halk- larından olan Nenetler, 2002 sayımına göre 40 binden fazla nüfusa sahiptir. Nenetlerin belirgin özellikleri çiğ et yemeleri, -30°C sıcaklığı bulan dondurucu soğuklarda yaşıyor olmaları ve modern yaşamı reddetmeleridir. 21. yüzyıl yaşamından uzak görünen bu topluluk üyelerinin çoğu, cep telefonu ve jeneratöre sahiptir. Nenetçe konuşan topluluk, geyik ba- kicilari olarak biliniyor. Hayvancılık ve avcılıkla hayatlarını sürdürüyorlar. Ne kadar zor şartlara göğüs geriyor olsalar da doğal hayatlarını terk etmek istemiyorlar. Klan temelli bir sosyal yapılanmaya sahip olan Nenetler, iki büyük Nenet grubu olarak yeryüzünde bulunmaktadırlar. Bu parçada Nenetler ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemistir? A) Yeraltı kaynaklarına sahip olmalarının neden olduğu so- nuçlara B) Sosyal yapılanmaya sahip olan topluluğun iki grup ha- linde yaşadığına c) Hayatlarını sürdürmek için avcılık ve hayvancilik yaptık- larina D) Teknolojik imkânlardan tamamen uzak yaşayan klante- melli bir topluluk olduğuna E) Kendilerine ait bir dille konuşan topluluğun belli özellikleri ile tanındığına

TYT TÜRKÇE 9. DENEME aki metne göre 37 ve 38. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız kadar arkısını Dinle" adlı başladı, sonradan ada New Yorker asıl göründüğünü di. 2015 yılında söyledi: "İngilizce da başarılı u deneyim benim ngilizce basit ve derinliği mi bu şekilde ifade endime özgü bir Günümüze ele geçirilebilen yazılı kaynaklardan anlaşıldığına göre çok geniş bir coğrafyaya yayılan Türk ulusu kendi içinden yetişip adlar hatırlanan veya unutulmuş olan şairlerine ve onlann eserlerine, en eski tarihlerden bugüne kadar büyük bir ilgi ve sevgi göstermiştir. Bu ilgi ve sevginin yüzyıllar boyu sürmesi, halk şairlerinin halkın gözü, kulagi ve en önemlisi "dili" olmasındandır. İstek, dilek, heyecan, duygu ve düşüncelerinin kolayca anlayabileceği bir dille, basit bir ölçüyle akılda hemen kalabilecek uyaklarla ve sanath bir şekilde söylendiğini gören halkımız gerek kişisel eserlere gerek yaraticisi zamanla unutulup folklor ürünü haline dönüşen ve böylece anonim bir eser olarak kabul edilen metinlere büyük bir sadakat göstermiştir. Ya kulaktan kulağa ve atadan oğula, nineden kiza aktarma biçimiyle ya da çeşitli conk ve mecmualara kaydetmek yoluyla bu güzel örnekler unutulmaktan kurtulmuştur. arakami ile ilgili si söylenemez? ayi denemiştir. P maz. + 37. Bu parçaya göre halk şiiri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? eser vermiştir. + A) Halk şiirleri yalnızca sözlü ürünlerdir. - - f Paragrafın Şifresi - TÜRKÇE DENEMELERİ li yazarıdır. B) Bazı şiirlerin söyleyeni bellidir. + C) Şiirlerin bir kısmi conklere yazılmıştır. + D) Şiirlerde biçimsel kaliplar kullanılmiştir. + E) Halkın içinden çıkmış şairlerce dile getirilmiştir. -+ kuyan öğrencinin üç kez provaya k isteyen çocuğun du" ifadesine maktadır? 38. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? P A) Neden-sonuç cümlesi vardır. İkilemeler kullanılmıştır. C) Öznel ifadelere yer verilmiştir. + D) Yazar çıkarımda bulunmuştur. -E) Amaç-sonuç cümlesi bulunmaktadır. TYT Türkçe Denemeleri 103

38. Doğu Marmara'da bulunan Sapanca Gölü, tektonik kökenli bir göldür. Uzunluğu yaklaşık 16 km civarındadır. Sapanca gölü doğu-batı doğrultusunda bir göldür. Gölün genişliği de 5 km'dir. Yılın her mevsiminde keyifle vakit geçirilebilecek bir yerdir. Günübirlik gelen ziyaretçilerin en büyük keyfi göl kena- rındaki kahvaltılar ve lezzetli mangal etkinlikleridir. Sapanca Gölü etrafında köy kahvaltılarıyla ünlenmiş pek çok mekân ve restoran bulunmaktadır. Buralarda nefis köy lezzetlerini tatma şansını bulabilirsiniz. Kahvaltının ardından yürüyüş yollarında yürüyüş yapmak ve temiz havadan maksimum derecede faydalanmak yapılabilecekler arasındadır. Unutulmamalıdır ki Sapanca Gölü çevresi 16 km uzunlukla bu iş için çok uygundur. Gölün etrafında çok sayıda otel mevcuttur. Hafta sonu kısa bir tatil için konaklama sıkıntısı bulunmamaktadır. Bölgede çok sayıda villa ve lüks otel de bulunmaktadır. Aileler daha uzun süreli tatilleri için villaları da kiralayabilmektedir. Ayrıca lüksten uzak daha mütevazi konaklama tercih eden tatilcilere temiz, pinil pırıl pansiyonlar da hizmet vermektedir. Sapanca Gölü'nde konaklama asla sorun teşkil etmemektedir. Sapanca Gölü tatili asla sadece göl kıyısında geçirilecek bir tatil değildir. Mutlaka yakınlardaki lahitler, yaylalar, Kartepe ve Maşukiye de gezilmelidir. Sapanca Gölü civarında mutlaka görülmesi gereken tarihi yapılar da vardır. Bunlardan birisi Mimar Sinan tarafından yapılmış olan "Vecihi Kapısı"dır. Bu parçada Sapanca Gölü'yle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Oluşum şekline göre hangi tür göl olduğuna B) Kısa süreli tatil merkezi kabul edildiğine C) Yöresel lezzetlerin tadılabileceği mekânlarının olduğuna D) Çevresinin tarihi zenginliklere ev sahipliği yaptığına E) Fiziksel özelliklerinin eğlenceli bir gün geçirmeye olanak tanıdığına

SALONLARDA SU HARİÇ YİYECEK İÇECEK TÜKETİLMESİ YASAKTIR. LÜTFEN ÇALIŞMAYA ARA VERDİĞİNİZ VAKİTLERİN 15 DK GEÇMEMESİNE ORAL TATINGART INFORMAL YAYINLARI INFORMAL PARAGRAF ÇIKMIŞ SORULAR KARA KUTU KİTAPLARI 7. 10. FOR AYINI FOR YINI FOR YINI IFOR SYINE FOR YINI FOR YINE FOR YINI FOR FINL FOR INE OR Deve dikenleri, uzayan boylarının tepesinde pespembe açan yumru çiçeklerine elde sopa hücum ettiğim için beni affetsin. Nedense yalnız onlara karşı hoyrat davranır- dım çocukluğumda. Onlardan başka tüm çiçekleri, börtü böceği severdim. Şimdi, ne zamandır kapanıp kaldığım çalışma odamda elimin altında kitaplarla, yazıp okumaya çalışarak kendimi aldatıyorum. Aslında düşünmemi ko- laylaştıran, bana bu yazıları yazdıran ne varsa odamda değil, o dağların yamaçlarında... Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? O AY Küçükken yaptığı bir yanlıştan pişmanlık duymaktadır. B) Bugün içinde bulunduğu durumla ilgili görüş bildirmek- Stedir. O CyBirikim edinmesini sağlayan etkenlerin kaynağını be- lirtmektedir. ) Doğayla iç içe bir çocukluk geçirdiğini dile getirmektedir. E) Çalışmalarını doğayla bütünleşen bir yerde sürdürme- yi planlamaktadır. EN

DENEME 02 13. Çok sesli müzik, bir çocuğun yaşamında ne kadar erken yer edinirse onun sosyal ve ruhsal gelişimi bir o kadar sağlıklı olur. Bunu söyleyen müzik araştırmacıları, hatta kişisel gelişim uzmanları ve bazı doktorlar... Bunu dikkate alan ebeveynler, caz, blues, özellikle de klasik Bati müziğini bebeğin anne karnına düştüğü günden itibaren dinletmeye başlıyor. Böylelikle doğru ve bilinçli seçimle yapılan ritim ve melodi, çocuğun algılarının en açık olduğu dönemden itibaren zihnine işlenmiş oluyor. Bu parçada çok sesli müzikle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemistir? AV Toplumsallaşmada etkili olduğuna B) Ebeveynlerin gelişimini sağladığına C) Runsal gelişime katkı sağladığına D) Küçük yaşlarda tanınması gerektiğine E) Uzmanlarca önemsenen bir tür olduğuna ✓ 3D yayınları

39. 40. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kamuoyu araştırması, toplumun genelinin veya hedef kitlenin düşüncelerine yönelik bilgi edinmenin bir yoludur. Kamuoyu araştırmalarının yürütülmesinde ilk adım, örnek alınacak gru- bun kapsamının belirlenmesidir. Güvenilir bilgi elde edebil- mek için seçilen örnek grubun, tüm grubun özelliklerini yan- sıtması gerekir. Bu örneklem yöntemiyle elde edilen bilgi, tüm grup için genelleştirilir. Tüm grubu yansıtması gerekirken ör- neğin, yalnızca yüksek gelirli kişileri kapsayan bir örneklem ana kitleden sapar ve yanılgıya yol açar. Kamuoyu araştırma- ları anketçiler aracılığıyla yürütülür. Anketçi, araştırılmak iste- nen eğilimle ilgili önceden hazırlanmış yazılı soruları görüşü alınacak kişilere yöneltir. Anketçilerin, anket uyguladıkları ki- şileri kendi görüşleriyle yönlendirmeye çalışmamaları gerekir. 39. Bu parçadan "kamuoyu araştırmaları"yla ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine ulaşılabilir? Elde edilen verilerin doğruluğunun ölçülebilmesi mümkün değildir. B) Genel kitlenin düşünceleri, kitle içinde seçilen grup üze- rinde yapılan araştırmayla belirlenir. C) Güvenilir bilgi elde edebilmek için yaygın olarak kullanı- lan, kabul görmüş bir yöntemdir. Örneklem yoluyla oluşturulan grubun benzer ve homojen özelliklere sahip olması beklenir. E) Araştırmayı yürütecek anketçiler, kamuoyunu yakından ta- niyan kişiler içinden seçilir. 40. Bu parçaya göre anketçilerin aşağıdaki sorulardan hangisini sorması beklenemez? A) Yerel sosyal güvenlik birimi hizmetlerinde bir aksama var mi, varsa kısaca belirtir misiniz? B) iş yerinde çalıştığınız birim değiştiğinde motivasyonunuz ne şekilde etkileniyor? C) Geçiminizi temin etme adına herhangi bir kurum veya der- nekten yardım alıyor musunuz? DŞirkette yaşanan sorunlara bakınca çalışanların yönetim- den memnun olmadığını söyleyebiliriz, değil mi? E) Türkiye'de yatırım yapmak isteseniz hangi sektörleri ter- cih edersiniz? 1. OTURUM (TYT)

TYT / TÜRKÇE ISLER, 23. Aşağıdaki gerçek me tedir? AN Insan rini de yolcu kend BX insa Şun celi lam gel ging 22. Yaratıklar içinde sadece insan, yüksek derecede düşünme hareketini yürütebilecek bir akla sahiptir. İçgüdü; flütten çıkan tek bir nağme gibidir, güzel fakat sınırlı bir ses. Insan aklı ise bir orkestradaki bütün musiki aletlerinin seslerini kap- sar/Diğer canlılarda da kısmen olan bu yetiyi sistemleştire- bilen insan, bütün bu değişik nağmeleri ahenkleştirmek ve olağanüstü bir düşünce senfonisi hâlinde insanlığa sunmak imkânına sahiptir. Çok yönlü bir düşünme yeteneğine sahip olan insan, bu özelliğiyle de diğer canlılardan ayrılır. Bir- çok özelliği itibarıyla insandan katbekat daha güçlü ye özel sistemleri bulunan canlılar, doğada bu özellikleri sayesinde hayatta kalabilirken iş sistematik düşünme yeteneğine bağlı olarak problem çözmeye geldiğinde insanın çok gerisinde- dir. İnsanoğlu yaratılıncaya kadar onun gibi dinamik bir akla sahip herhangi bir canlı, varlık sahasına çıkmamıştır. Bu da gösteriyor ki bu evrende insan, en mükemmel şekilde dü- şünmek için yaratılmıştır. Bu parçadan hareketle insan ile ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? Al Yaşamsal sistemlerinin diğer canlılardakilere oranla daha kuvvetli olduğu Düşünme yeteneği bakımından dünyada bulunan canlı- lar içinde ek olduğu Birçok düşünceyi birbiri ile uyum sağlayacak şekilde bir- leştirip düzenleyebildiği D) Bilgileri düzenleyip buradan hareketle sorunlarına çözüm getirebildiği E) Dinamik bir akla sahip olması yönüyle tüm canlılardan ayrıldığı du yg ba it le DS

Konuşmalarında sürekli kendi adi telaffuz etmesi oradakileri iyice sikmişti. Tamam, tevazuda da belli bir seviye vardır ama bencilliğin stori yok demek de- gildir bu. Bir de bencillik göz göre göre dışa aktarile yorsa oldukça sıkıcı konuşmalar sizi bekliyor demek tir. Onun filigransız konuşacağı günleri görebilecek miyiz acaba? Bu parçada geçen "filigransız konusmak" sözü ile anlatılmak istene aşağıdakilerden hangisidir? A) Orijinal fikirleri mümkün oldukça kimseye anlat- mamak Konuşmalarının kendine has olduğunu vurgula- mak Ximseye benzeme gayretinde olmadığını sakla- mak Benzerleriyle karıştırılması yönünde bir adım at- mak Konuşmalarının başkalan tarafından beğenilme- sini istemek