Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

DY Yerli ve yabancı turistler için vazgeçilmez bir mekân haline geldiği EX Baş döndüren güzelliğiyle kitaplara, filmlere, belge- sellere konu olduğu 23. Kiekegaard'a cose, modern hayatın tüm zevkleri içinde insan kendi hayatını sorgulamaktan kaçınıyordur. Evlilik ve diğer tüm kurumlar, insanların kendilerini kandırması için bir araç olarak görev yapıyordur. Ona göre hayatın tekdüzeliğinde kaybolmaktansa yaratıcı olmak gerekir. Bu noktada, absürtlüğü bir oyun gibi görerek hem haya- ta katılacağımızı hem de bu can sıkıntısından kurtulaca- ğımızı savunur. Rastlantısal yaşamak ya da kendi dünya- mızı oluşturmak sorunsalı üzerinde durur. Hayatın sıkıcı bulduğumuz yanlarına odaklanmamız yerine bu sıkıcılıkla aynı zamanda var olan başka hayat kesitlerine dikkatimi- zi yöneltmemizi ister. Tüm bunlar daha ileriki bir amaca hizmet eden küçük hayat araçlarımız olacaktır. Bu parçadan hareketle Kiekegaard'ın insanlara sun- duğu çözüm önerisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayatımızdaki sıkıntılı ve sıkıcı durumları kabulle- nebilmek için bizden daha kötü durumda olanlarla kendimizi kıyaslamak B) Kendi oluşturduğumuz yaşam modelinin monoton- luğundan kurtulmak için uzmanlardan yardım iste- mek Bizi çevreleyen hayatın sınırları içinde sorgusuz ya- şamak yerine, kendimizi kaybetmeden olayların ge- lişigüzel şekillenmesi içinde yolumuzu bulmak D) Hayatın akışı içinde tesadüflere kendini bırakmak yerine daha düzenli ve amaçları belli olan bir yaşam modeline ulaşabilmek Her şeye rağmen mutlu olmanın yollarını bulabilmek adına hayattan beklentilerimizi azaltmak

B 32. Birtakım süreli yayınlar için yazılmış yazılar, o yayi- nin havası içinde yoğrulur; her derginin, her gazetenin kendi ruhu vardır, kendi hedef kitlesi ve özgül poli- tikaları... Güncellik kaygısı bir yana, bir kere bu ruh hâletine uymak, dergiyi oluşturan mozaiği bir tarafın- dan tamamlamak zorundasınızdır. Hoş, uymasanız da derginin havası, sizin metninizi özümseyip kendine katar; yazıların uzunluğu üç aşağı beş yukarı bellidir, yan sayfada yer alan yazıdan tutun, bir başkasının metninize eklediği "görsel malzeme"yle resim altları- na, küçük - ya da büyük - makaslamalara kadar her şey, bir kişinin elinden çıkma metni kolektif bir ürün yapmaya yeter. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Bir dergiyi oluşturan metinler yazarların bağımsız metinleri olmaktan çıkar, bir bütün oluşturur. B) Bir süreli yayında devamlı yazan yazar yayın orga- ninin genel havasından ister istemez etkilenir. C) Yazar dışında, dergideki yazının okura nasıl ulaşa- cağını belirleyen çizerler ve editörler gibi aktörler de vardır. D) Yazar bir dergide yazmak istiyorsa genel havaya uymak için ödün vermek zorundadır. E) Dergide yazan yazar o derginin hedef kitlesini, yayın politikasını kendiliğinden benimsediği için orada yazıyordur.

6. 4. Adini duymadığınız, varlığından haberli olmadığınız ne çok hastalık var ve bu hastalıkları çeken ne çok insan. Dert edinilen pek çok şeyin, sağlığa yönelik bir tehdit karşısında ne kadar anlamsız, ne kadar ufak, ne kadar önemsiz olduğu en iyi bu durumlarda anlaşılıyor. Beyne giden bir pıhtının insanı dakika değil birkaç saniye içinde felce uğratabileceğini, yaşamla ölüm arasında incecik bir çizgi olduğunu ancak böyle zamanlarda derinden kavriyorsunuz. Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) İnsanların bazı hastalıklardan haberdar olmadıkları B) Yaşanan sıkıntılar arasında öncelikli olanların bulunduğu 2 C) Felç durumunun nasıl ortaya çıkabileceği D) Dirençli bir vücudun uzun yaşamayı sağladığı E) Yaşam ve ölüm arasındaki geçişin kolay olduğu ort

O 1. Öğrenme stilleri ile zekâ arasında bir bağlantı tespit edilmemiştir. Her insanın bu stillerden yalnız birine sahip olması gerekmez. İkisini hatta üçünü de taşıyabiliriz. Bazı kişilerde iki stil ağırlıklı olarak vardır. Bazı kişiler, bu üç özellikten birini diğer ikisine göre çok daha ağırlıklı sahip olurlar. Bu durumda klasik kâğıt kalem okul sisteminde bu kişiler zorlanırlar. Özellikle ağır dokunsal veya ağırlıklı işitsel olan ve diğer stillerin özelliklerini göstermeyen öğrenciler bu gruba girmektedirler. Dokunsal ağırlıklı öğrenciler mutlaka dersi ellerini kullanarak yapmak isterler oysaki öğrenci sınıfta oturmak, öğretmen de aktif olmak zorundadır. Bu öğrenciler, arkadaşlarını rahatsız eder ve sinifin düzenini bozarlar. İşitsel ağırlıklo öğrenciler, bir metni gözle okumaya çalıştıklarinda sıkıntıya düsebilir cünkü sesin işitilmesi öğrenmelerini kolaylaştırır hatta bazı durumlarda öğrenmeleri için şarttır. Her üç stildeki öğrencilerin de dersten yararlanabilmesi için sınıfta öğrencilerin aktif, öğretmenlerin de rehber olması gerekir. Bunun yapılabilmesi için dersin senaryo benzeri bir etkinlik ile işlenmesi önerilir. Senaryo sözcüğü ile drama veya tiyatro kastedilmekte, yaşamın benzerinin öğrenme ortamına taşınması vurgulanmaktadır. Öğrenme stilleri bireyin doğuştan sahip olduğu ve onun başarısını etkileyen karakteristik özelliğidir. Öğrenmeyi öğrenmenin temel basamaklarından biri olan öğrenme stilleri öğretmenler ve öğrenciler başta olmak üzere tüm toplum tarafından bilinmelidir. Bu parçada anlatılanlara göre aşağıdakilerden hangisini yapmak yanlıştır? Ar likokulda işitsel öğrencileri gözle okumaya alıştırmak öğrenmeyi sogle BY Öğrencilere ders çalışırken yirmi dakikada bir ara vermelerine müsaade etmek e Derse dikkati yoğunlaştırmak için kimi öğrencileri tahtanın silinmesi için görevlendirmek DJ Dokunsal öğrencilere düzgün telaffuzu öğretmek amacıyla bazı metinleri dinletmek EY Görsel öğrencilere, eğlenmekten ziyade anlamak için metin okuma konusunda tavsiyelerde bulunmak tonguç kampus

31 29. Collingwood, tarih felsefesiyle bir hayli meşgul olmuş ve tarihin bilim olup olmadığı tartışmalarına girerek tarihin kendine özgü bir bilim olduğunu savunmuştur. Ona göre tarih, doğa bilimi türünden değil; kendine has ilke ve yöntemleri olan orijinal bir bilimdir. Yeniden canlandırma, imgelem, anlama ve yorumlama yöntemleri doğrultusundaki düşünceleriyle Collingwood bu manada ciddi tartışmalara sebebiyet vermiştir. Özellikle tarihsel imgelem ve yeniden canlandırma kuramları Collingwood açısından tarihin bilimsellik ölçütü verdiği kanısıyla öne sürülmüştür. Bu parçaya göre, aşağıdaki önermelerden hangisi tarih biliminin bakışıyla örtüşür? A) Tarih felsefesi, tarihi sadece kendi perspektifinden inceler. B) İnsanı ilgilendiren sosyal olaylar genellikle tekrar eder. C) Tarih bilimi de kurallarını nedenselliğe dayandırır. D) Tarihî olaylar her dönemin kendi koşulları içinde incelenir. E) Tarih bilimi, irdeleyeceği olayın önce sonuçlarını dikkate alır.

üş n- 36. Yapılan çalışmalar sonucunda tarihin bilinen en eski hali- si, Sibirya'da bulunan Altay dağlarının Pazırık Bölgesi'n- de keşfedilmiştir. Sibirya'da bir mezar höyüğünde rastla- nan ve Arkeolog Rudenko tarafından bulunan Pazıcık halısı, MÖ V. yüzyıla tarihlenmektedir. Bölgede açılan sekiz adet kurgandan biri olan beşinci kurganda buzulla- rin içinden çıkarılmıştır. Cift düğümle dokunduğu tespit edilen bu halının üzerinde geometrik desenler ve hayvan motifleri yer almaktadır. 2500 yıllık bu halı, ilk kez 1953'te yayınlanarak büyük ilgi uyandırmıştı. Pazırık halısı; motif- lerinin zenginliği, inanılmaz inceliği, sofistike (karmaşık) tasarımı ve gelişmiş dokuma teknikleri ile tüm dünyada dikkatleri üzerine çekmektedir. Bu parçada sözü edilen Pazırık halisinin gelişmiş dokuma teknikleriyle yapılması aşağıdakilerden han- gisini gösterir? A) Eski çağlarda Asya toplumları arasında kültürel etki- leşimin geliştiğini B) Yaşam koşullarının dokumacılığın gelişimini etkiledi- ğini C) Halı sanatı tarihinin MÖ V. yüzyıldan daha öncesine dayandığını D) Dokumacılıkta kullanılan ham maddenin yalnızca hayvanlardan elde edilmediğini E) Doğadaki varlıkların halılarda birbirine benzer biçim- de işlendiğini

3. C Şiirin, yalnız şiirin yüklendiği bir görev vardır toplum- da. Şairler her şeyden önce sözcüleridir bir toplumun. Şairler derken, şairleri bilerek öbür edebiyatçılardan çekip ayıyorum. Romancılar, hikâyeciler olsun, ti- yatro yazarları, denemeciler olsun, önce şiirde arar- lar kısmetlerini. Şiirin üstesinden gelemeyince son- radan yönelirler öbür türlere. Onun içindir ki şairlerin dışında kalan bütün bu edebiyatçıların yetişmeleri ve önlerini aydınlatmalarında ilk gençliklerinde yararlan- dıkları şairlerin etkilerini, yaşadıkları sürece bütün yazdıklarında sürdürdükleri görülür. Bu parçaya göre şairleri diğer yazarlardan farklı kı- lan en önemli özellik aşağıdakilerden hangisidir? Al Duygu yoğunluğunu önceleyen yapıtlar vermeleri B) Evrensel konular işleyerek beğeni kazanmaları Ct Sanatçılara yol gösterici bir güçlerinin olmaları Denurun duyarlı olduğu konulara değinmeleri Yazdıklarının doğruluğuna herkesi inandırmalan

37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız Kasırgalar, Dünya'nın en şiddetli rüzgarlarıdır ve temelde iki kaynaktan beslenirler: Isı ve su. Kasırgaların tohumu, Ekvator'un üzerindeki ilik sularda atılır; buralarda okyanus yüzeyinin üstündeki hava, isiyi ve nemi emer. Isinan hava yükselirken altında düşük basınçlı bir bölge bırakır. Bu süreç yinelenirken hava yüksek basınçlı yerlerden alçak basınçlı yerlere ilerler, isi yükselir ve havada girdaplar oluşur. Bu sıcak hava, atmosferde belli bir yüksekliğe ulaşınca soğur ve bulutlar şeklinde yoğunlaşır. Ardından büyüyüp girdap- laşan hava ve bulutlar gittikçe büyüyerek fırtınaya dönüşür. Yani kasırga oluşması için gereken ilk koşul, kasırgaların işine yarayan birkaç başka koşula da neden olan Atlantik Okyanusu'ndaki ilık sulardır. Bir diğer önemli etken ise rüz- gâr sapmasıdır. Yani atmosferde yükseldikçe rüzgâr yö- nünde görülen değişimdir. Tropikal Atlantik ilik olduğunda rüzgâr sapması düzeyleri düşer. Rüzgâr sapması çok fazla olduğunda ise kasırga parçalara ayrılır. Ekvator'un farklı kü- relerinde oluşan fırtınaların dönüş yönleri farklı olur. 37. Bu parçadan hareketle kasırga-rüzgâr ilişkisi dikkate alındığında 1. Kasirga oluşumu için gerekli bazı şartları okyanustaki ilik suların sağladığına II. Rüzgâr sapmasının fazla olmasının kasırgaları parça- lara ayırdığına III. Kasırga oluşumunun ilk şartının rüzgâr hareketleri olduğuna ifadelerden hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) ), II ve III

13. Picasso bir lokantada otururken garson onu tanır ve ona bir kâğıt uzatıp üzerine bir resim çizmesini ister. Picasso, beş dakika içinde bir resim çizer ve kâğıdı garsona uzatarak bin dolar ister. Garson çok para iste- diğini vurgulayarak “Ama beş dakikada çizdiniz. Bunun için bin dolar mı istiyorsunuz?" diye tepki gösterir. Picasso'nun cevabı: "Sadece beş dakika değil, kırk yıl artı beş dakika..." olmuştur. Bu parçada vurgulanmak istenen kavram aşağıda- kilerden hangisidir? A) Yetenek B) Deneyim c) Öz güven D) Maddiyat E) Bencillik

ve hayati olmalıdır. Milleti savaşa götürünce vicdanımda acı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Lakin millet hayati teh- likeye uğramadıkça savaş bir cinayettir diyen Atatürk'ün bir askerî deha olduğunu vurgulayan konuşmacı, bu saptama- sini Atatürk'ün sahip olduğunu söylediği şu özelliklerle ge- rekçelendirdi: Savaş araçlarını sonuca giden yolda etkili biçimde birleştirir ve sonucu getiren yolları etraflıca düşü- nürdü. Karmaşanın, kararsızlıkların yaşandığı zamanlarda alınması gereken kararları öncelikle ve kendiliğin- den alabilme yeterliliğine sahipti. Münferit başarılara, bölgesel zaferlere çok fazla anlam yüklememiş, topyekûn bir başarının ve bütün vatanın kurtuluşun paydaşı olmasının peşinde olmuştur. Kararları açıktı ve aldığı kararları uygulatmak nok- tasında kişiliği çok etkileyiciydi, muharebe meyda- ninda yürütmek istediği muharebe şeklini en uzak yerdeki askere kadar duyurur ve iradesini, azmini ona sirayet ettirirdi. Bu parçada sözü edilen konuşmacının Atatürk'ü askeri deha olarak görmesinin sebepleri arasında aşağıdaki- lerden hangisi sayılmamıştır? A) inisiyatif sahibi olma B) Bütünlükçü davranma C) Karizmatik bir kişilik taşıma D) Taktikleri doğru seçme E) Cesaretli davranma

Asaf Halet Çelebi'nin; şiirlerinde masal ögelerinin bilindik kalıplarını yeni bir yorumla okuyucusuyla buluşturarak çağdaşları ile arasına belirgin bir farklılığın duvarlarını ör- düğü görülmektedir. Doğu ve Batı kültürünün zenginliğini yapıtlarında yansıtan Çelebi'nin, içinde bulunduğu çevre- de yadırganmasına aldırmayan tavırlar sergilemesi, belki de Türk edebiyatında en ilginç ürünler vermesine neden olmuştur. Ülkemizin kültürel anlamda bir yol ayrimina girdiği bir dönemde, çalışmaları ile mazi ve an arasın- da köprü kurmaya çalışmış, bu da çağdaşlarının eleştiri oklarının üstüne odaklanmasına engel olamamıştır. Şa- irin kendisini masal dünyasının bir parçası gibi görmesi, masal kahramanlarıyla olağanüstü yolculuklara kanat ac- ması ve ülkenin içinde sürüklendiği kültürel değişim; onu hayatın gerçeklerinden çoğu zaman uzaklaşmıştır. Kimli- ğini bulmak için çıktığı yolculuklarda, yaşadığı gerçekler, dinlenmek için uğradığı duraklar olarak değerlendirilebilir. 35. Bu parçadan hareketle Asaf Halet Çelebi hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Farklı türde yapıtlar vermiştir. B) Eserlerinde Doğu ve Batı kültürüyle ilgili ögeleri yan- sitmıştır. 3 C) Eleştirileri görmezden gelmiştir. D) Ülkedeki kültürel değişimden etkilenmiştir. E) Zamanla gerçeklikten kopuşlar yaşamıştır. 36. Asaf Halet Çelebi'yi çağdaşlarından ayıran en önemli yan aşağıdakilerden hangisidir? A) Sürlerini masal dünyasından kopmayacak şekilde ele alması B) Şiirlerinde eski ile yeniyi harmanlaması C) Ülkenin kültürel değişimine ışık tutması D) Şiirlerdeki aşina anlatımlara yeni bir boyut kazandır- masi E) Masal ile gerçeği bir arada tutan keskin bir anlatımı benimsemesi

TYT / TÜRKÇE 37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Fr ve DENEME - 3 insan(lar) gibi ması, birleşmesi Bir ifade; her öne yollamayı eriyorsa orada erle yazılmaz; cümleyi enin ışığında en sürükler. ki sözcük Söz gelimi ryağıyor." r, yağmur ganak sa- arı bağla- sunda tartışmalı başlıklardan biri nesiller arası farklar ile ilgi Dijital medyanın dikkat biçimlerini nasıl dönüştürdüğü husu- lidir. Bu tartışma, dijital ortamın içinde büyümenin düşünme ve dikkat biçimlerini ne ölçüde şekillendirme gücüne sahip olduğu sorusunda düğümlenir. Dijital hayatın bağlantil me- biçiminin, yalnızca yazılı ortam içinde, başka deyişle kitap- tinleri, imajlari, sesleri ve etkileşimi içinde biçimlenen dikkat bariz farkları olduğu, artık gündelik sohbetlerde eskimiş bir lar, notlar, defterler arasında gelişmiş dikkat biçimlerinden arasındaki farkları bütünüyle açıklayabileceği ya da bir nes- tespittir. Diğer taraftan, medyanın dönüşümünün nesiller 39. Sanatın bir ayna işlevi gördoga, aynaya be şeyleri yansıttığı, söylenegelen, üzerinde uz dan biri. Fakat ayna metaforunda aynanın olduğu sorusu, somutlaştırımadan kabul ed yim, bilgi halini almış bulunmakta. Sanatın ilişkisine bir ayna tuttuğunu inkar edeme anlamıyla bir ayna olduğunu da ileri süre I sözü edilen aynada görünenler, madan aksetmi suretleridir. II. aynaya yansıyanlar bir sanato zalüp gelmiş olanlardır. III. sanatçı; sanat aynasını sokağa sarsmadan tutabiliyorsa başarı Bu parçanın sonuna düsüncenin kilerder kilerden hangileri getirilebilir? B) Yalnız! lin düşünce alışkanlıklarının, bilgiyle ilişkisinin ya da dikkat rejiminin yalnızca dijital ortamın yapısına bağlı tanımlanabi- leceği gibi varsayımların da sorunsuz olduğu söylenemez. Bu nedenle, özellikle dikkat biçimleri söz konusu olduğunda farklı nesilleri kesebilecek katılaştırılmamış, esnek kavram- lar aramak ve bu dikkat biçimlerinin çeşitli sentezlerinden doğabilecek, başkalaşmış ara alanlar ya da geçitler icat et- meye çalışmak, olasılıklara açık, daha cazip bir yol olacak- AYalnizer lamini D) 1 ve 11 ştır? mış gibi görünüyor. Hocon Son % 37. Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söyle mesi beklenir? A) Bir işin gerçekleştirilmesinde gereken azami dikkati sağ- layabilecek kişiler, basılı yayın ortamında okuma yapmış kişilerdir. B) Dikkat şekilleri arasında bilimin inkar edemeyeceği fark- liliklar olduğunu söylemek yanlış olmaz. C) Nesiller arasında dikkat farklılıklarının olduğunu ve bu P farklılıkların nesille ilgili olduğunu ifade eden görüşler geçerliliğini yitirmiştir. D) Her yaş grubu, büyümesinde ve olgunlaşmasında aldığı s eğitime göre kendine bir dikkat biçimi oluşturmuştur. E) Dikkat yoğunluğunun ölçülmesindeki en önemli kriter, bireyin hangi yaş grubuna daha yakın olduğudur. 40. Fevzi Karakoç; resimleri mesaj iletmez. Seçtiği fig Resim, onda bir taşıyıcı varılmak istenen amacı ikincil kılıp da bir anla gönderme yapacak bi resim, resim içindir. Aşağıdakilerden ha görüşüyle örtüşme A) Resim, şahit old bezeli bir eser B) Sanatın insanla deyse o çalış e) Estetik kaygi siha duvar ö D) Bit sanat es sanatı ön p! E) Ressamrd tarzidir. 38. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Öyküleme B) Örneklendirme Açıklama D) Karşılaştırma E) Tartışma 15

maktadırlar. durumu farklı yönleriyle değeri Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı anlatım yollarına başvurmaktadırlar. Aynı konunun birbiriyle çelişen sonuçlarını değer- ETNA PVINA ♡ lendirmektedirler. 31. Aziz Nesin'le rahmetli babam tanıştırdı beni. Orta bi- rin yarıyıl tatilinde okumam için bir kitap getirdi: Hay- van Deyip de Geçme... Acayip, kimi hüzünlü kimi gü- lünç hayvan hikâyeleri anlatıyordu ve sevmiştim kita- bi. Orada durulur mu? Tiryakisi oldum ve bütün orta mektep yıllarım Aziz Nesin külliyatını okumakla geçti. Külliyatı okudum: Fil Hamdi, Damda Deli Var, Kazan Töreni, Gözüne Gözlük, Sosyalizm Geliyor Savulun, Şimdiki Çocuklar Harika, Vatan Sağolsun, Gol Krali, Zübük... Müthiş bir hazine bulmuştum ve hem okuyup eğleniyor hem de o türden öyküler yazmaya girişiyor- dum. Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisine de- ğinmemiştir? A) Aziz Nesin'i babası sayesinde tanıdığına B) Babasının verdiği kitabı sevdiğine C) Aziz Nesin'in bütün kitaplarını okuduğuna D) Kitap okurken mutlu olduğuna E) Öykü yazma işinde çok iyi olduğuna ANTAJ DENEMELERİ 8

Kasırgalar, Dünya'nın en şiddetli rüzgarlarıdır ve temelde iki kaynaktan beslenirter: Isı ve su. Kasırgalann tohumu. Ekvator'un üzerindeki alik sularda atılır, buralarda okyanus yüzeyinin üstündeki hava, isiyi ve nemi emer. Isınan hava yükselirken altında düşük basınçlı bir bölge bırakır. Bu süreç yinelenirken hava yüksek basınçlı yerlerden alçak basınch yerlere ilerler, isi yükselir ve havada girdaplar oluşur. B. sıcak hava, atmosferde belli bir yüksekliğe ulaşınca sogur ve bulutlar şeklinde yoğunlaşır. Ardından büyüyüp girdap- laşan hava ve bulutlar gittikçe büyüyerek fortunaya dönüşür Yani kasırga oluşması için gereken ilk koşul, kasırgatann işine yarayan birkaç başka koşula da neden olan Atlantik Okyanusu'ndaki ilık sulardır. Bir diğer önemli etken ise rüz. går sapmasıdır. Yani atmosferde yükseldikçe rüzgâr yo- nünde görülen değişimdir. Tropikal Atlantik ilik olduğunda rüzgar sapması düzeyleri düşer. Rüzgår sapması çok fazla olduğunda ise kasırga parçalara ayrılır. Ekvator'un tarkhi ku- relerinde oluşan fortinaların dönüş yönleri farkh olur. Bu parçadan hareketle kasırga-rüzgâr Ilişkisi dikkate alındığında Kasırga oluşumu için gerekli bazı şartlan okyanustak ilik suların sağladığına 1. Rüzgår sapmasının fazla olmasının kasırgalan perça- lara ayırdığına IH. Kasırga oluşumunun ilk şartının rüzgår hareketleri olduğuna Ifadelerden hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız 1 B) Yalnız 11 C) Yalnız III D) I ve II E) 1. Il ve III

Kafka dendiğinde birçok insanın gözünde zifiri ka- ranlık görüntüler canlanıyor. Zifiri karanlık olmasa bile alabildiğine kasvetli, gri görüntüler... Kaskatı bir umutsuzluk, iflah olmaz bir karamsarlık... Doğrusu ben Kafka'yı hiç de böyle görmüyorum. Benim gö- zümde algıları sonuna kadar açık, önsezisi güçlü ve insan hâllerini okumaktan ruhu iki büklüm olmuş bi- ridir Kafka, aynı zamanda neşeli ve şakacıdır. Onun çizgi roman tekniğini hatırlatan metinlerini okurken zaman zaman gülerim, kendimi tutamam. Bu parçanın yazarına göre aşağıdakilerden han- gisi Kafka'ya ait özelliklerden biri değildir? A) Algisinin oldukça açık olması B) Mizah unsurlarını kullanması C) İnsani durumlara eğilmesi D) İçine kapanık olması E) Olacakları önceden kestirebilmesi

1 1 1 1 1 25. 1 1 1 1 23. Cahit Irgat'ı tiyatrodan ve sinemadan hatırlayanlar uma- rim çoktur/ Ama kavgasını vererek yazdığı şiirleri bir vefa- sızlığa terk edilmiş durumda onu oyuncu olarak tanıyan kişiler; hiçbir zaman hayatı bir oyun olarak görmediğini gerçekliği iliklerine kadar duyumsayıp bunları şiirlerine taşıdığını gördüler mi?/ Hayatın olduğu kadar şiirin de ça- lışkan bir "irgatı”ydı o. İnsani olan her şeyin, dostluğun, arkadaşlığın, sevginin, özgürlüğün, emeğin âşığıydy Cel- ladının ipe düğüm atarken harcadığı emeği de dahil etti buna. İnsan sevgisi ile yoğurdu şiirlerini. Hayatı devrimci bir kavrayışla ele aldı. Bu paragraftan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarıla- maz? 1 1 1 1 1 1 1 1 A) Cahit Irgat, şair ve yazar kimliğinin yanında oyuncu olarak da bilinir. B) Cahit Irgat, yaşamın gerçekliğini damarlarında his- setmiş biridir. İnsani değerlere önem veren sanatçı, şiirlerini de bu bakış açısıyla oluşturur. D) Amele misali büyük bir emekle kaleme aldığı şiirleri okuyucunun takdirini kazanmıştır. E) Sanatçıyı oyuncu olarak tanıyanlar, Cahit Irgat'ın yaşamı bir oyun olarak görmediğini bilir. 1 1 1 1 1 1 1