Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

TD 7. DENEME TÜRKÇE 17. Hayat bana tecrübeyle binbir türlü şey öğretti. Yüreğim yandı ilkin, artık yüreği yananları çok iyi anlıyorum. Yeri geldi düştüm, ondan sonra düşenin hâlini bilir oldum. Çok gözyaşı döktüm, gözyaşı dökenleri anlar oldum. İşte bütün bu tecrübelerimi, gözlemlerimi okurlarımla paylaşmak için bu kitabı yazdım. Şimdiye kadar sayısız okuyucudan: "Sanki benim yaşadıklarımı yazmışsın. Adeta benim hayatımı anlatmışsın." gibi olumlu tepkiler aldım. Bu metinde aşağıdaki sorulardan hangisine cevap yoktur? A) Bu kitabı yazma amacınız nedir? B) Kitabınızla ilgili insanlardan gelen tepkiler nasıldı? C) Eserlerinizi oluştururken tecrübelerinizden faydalanır mısınız? D) İnsan sizce yaşayarak mı daha iyi yazar yoksa okuyarak mı?

16. Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer alan Ayasofya; mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği yönünden sanat dünyası açısından önemli bir yer teşkil etmektedir. Ayasofya, Doğu Roma Imparatorluğu'nun Istanbul'da yaptığı en büyük kilise olup aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. Ilk yapıldığında Megale Ekklesia (Büyük Kilise) olarak adlandırılmış, 5. yüzyıldan itibaren ise Ayasofya (Kutsal Bilgelik) olarak tanımlanmıştır. Ayasofya, Bizans Imparatorluğu boyunca hükümdarların taç giydiği, başkentin en büyük kilisesi olarak katedral işlevi görmüştür. Bu parçada Ayasofya'yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kutsal Bilgelik anlamına gelen ismini sonradan almıştır. B) Roma Dönemi'nde tamamlanan tek mimari yapıdır. C) Istanbul'da Roma İmparatorluğu Dönemi'nde inşa edilmiştir. D) Bizans Dönemi'nde bazı törenlere ev sahipliği yapmıştır. E) Sanat dünyasında farklı ve önemli bir yeri bulunmaktadır.

31. Öğretmen, sınıftaki zeki fakat kıskanç öğrenciye "Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların yaptıklarını bozup kavga ediyorsun?” diye sordu. Öğrenci, bir süre düşündükten sonra “Çünkü onların beni geç- melerini istemiyorum." dedi. “En iyi ben olmalıyım." Öğretmen, masasından kalktı, eline bir parça tebe- şir aldı ve yere 15 cm uzunluğunda bir çizgi çekti, kıskanç öğrenciye bakarak “Bu çizgiyi nasıl kısaltır- sin?" dedi. Öğrenci bir süre bu çizgiyi inceleyip için- de çizgiyi birçok parçaya bölmek de olan birkaç ya- nit verdi. Öğretmen, yanıtları kabul etmedi ve yere ilkinden daha uzun bir çizgi çekti. "Şimdi birinci çizgi nasıl görünüyor?" diye sordu. Öğrenci utana sıkıla "Daha kısa." diyerek başını öne eğdi. Bir öğretmenle öğrencisi arasında geçen bu di- yaloğun teması aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Paylaşımcı olma B) Hirs göstermeme C) Yeteneklerini geliştirme D) Kendini kontrol etme E) Sağlıklı iletişim kurma

6. Antalya'daki antik Phaselis kenti üzerine bir şey yazmak on yıldır aklımdaydı. Hayvanların Doğası adlı kitapta okuduğum "Yabani arılar, Phaselis'in bü- tün halkını kentten sürüp çıkardı.” cümlesiyle benim takıntım birleşti ve çevremde izlediğim yaşanmış, yarım kalmış, tam gerçekleşiyor derken rastlantılar sonucu başka şekillere bürünmüş yaşam öyküle- riyle buluştu. Phaselis'le ilgili araştırma yapmaya başladım ve elliden fazla kitap okudum. Sonunda tarihi gerçeklere çok yakın bir metin çıktı ortaya. Ancak Phaselis Adağı'nın bir masal-roman olduğu asla unutulmamalı. Ben romandaki kahramanlari- min birlikte olacakları eski bir kent ariyordum, orasi Phaselis oldu. Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisine yönelik bir uyarıda bulunmuştur? A) Tarihî roman yazmanın sağlam bir araştırma gerektiğine Antik kentlerin tarihinin özel bir çalışma gerek- tiğine C) Romanında aktarılan tarihi bilgilerin gerçek ola- rak düşünülmemesi gerektiğine D) Tarihî roman yazmanın diğer roman türlerine göre daha zor olduğuna E) Kurgusal yazılarda tarihi bilgilerden etkilenme- mek gerektiğine

B B ÇAP / TYT - 2 / Türkçe Testi 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. 39. Bu parçadan hareketle İhsan Oktay Anar'la loi olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Sözlü anlatım türlerinden etkilendiği B) Romanlarında zaman ve mekân unsurlarına yer vermediği c) Gülmece ögelerinden yararlandığı D) Romanlarının yapısında değişik edebî türlerin ve bilim dallarının etkisi olduğu E) Sağlam bir üsluba sahip olduğu Çağdaş Türk edebiyatı içerisinde metinler arasılık il- kelerini bilinçli bir biçimde romanlarında kullanan ya- zarlardan biri Ihsan Oktay Anar'dir/Anar'ın romanları; adlarından kullanılan dile, doğaüstü olaylara, dinsel ve alegorik unsurlara yer veren içeriklerine düşünsel derinliğine, kişilerin simgesel kimliklerine, geleneksel formlara ve söz kalıplarına yer veren üsluplarına, ilk bakışta bağımsız gibi görünen ama sonradan ustaca birbirine bağlanan iç içe geçmiş öykülerine, mizahi ögelerle beslenen ironik üslubuna göre birçok fakli ka- tegoride değerlendirilebilecek yapıdadırOnun roman- larında belirsizleşen zaman ve mekan, dili kullanma biçimindeki radikal tercihler, yeni tarihselciliğe yakla- şan tarihi yorumlama biçimi; onu postmodernin Türk romanındaki en önemli temsilcilerinden biri konumuna getirir. İhsan Oktay Anar'ın metinlerindeki çok kültürlü- lük ve çok seslilik, onları klasik roman kurallarından ta- mamen uzaklaştırır. Yazarın romanlarının dokusunda tarih, felsefe, psikoloji, fizik, matematik, coğrafya, te- oloji, mitoloji, halk bilim, müzik, resim, sinema gibi çok çeşitli disiplin ve alanların yanı sıra özellikle geleneksel anlatı türlerinin etkisi belirgin bir şekilde hissedilir. An- latım mitler, destanlar, masallar, efsaneler, menkibe- ler, halk hikâyeleri, meddah hikâyeleri, kıssalar, seya- hatnameler, mesneviler, tezkireler, vakayinameler ve kutsal metinlerle o derece iç içe geçmiş ve kaynaşmış durumdadır. 40. Bu parçanın anlatımı için 1. Sayıp dökmelere yer verilmiştir. II. Saptama yapılmıştır. III. Öznel ifadelere yer verilmemiştir. yargılarından hangisi doğrudur? A) Yalnız ! B) Yalnız 11 C) Yalnız !!! D) I ve II E) I, II ve III TÜRKÇE TESTİ BİTTİ. SOSYAL BİLİMLER TESTİNE GEÇİNİZ. 16

DENEME - 14 görüş değil- azan- zirve- iyice ir ve duğu aşla- akım azla çok wam mel üre 36. Yapılan çalışmalar sonucunda tarihin bilinen en eski halı- SI, Sibirya'da bulunan Altay dağlarının Pazırık Bölgesi'n- de keşfedilmiştir. Sibirya'da bir mezar höyüğünde rastla- nan ve Arkeolog Rudenko tarafından bulunan Pazırık halısı, MÖ V. yüzyıla tarihlenmektedir. Bölgede açılan sekiz adet kurgandan biri olan beşinci kurganda buzulla- rin içinden çıkarılmıştır. Çift düğümle dokunduğu tespit edilen bu halının üzerinde geometrik desenler ve hayvan motifleri yer almaktadır. 2500 yıllık bu halı, ilk kez 1953'te yayınlanarak büyük ilgi uyandırmıştı. Pazırık halısı; motif- lerinin zenginliği, inanılmaz inceliği, sofistike (karmaşık) tasarımı ve gelişmiş dokuma teknikleri ile tüm dünyada dikkatleri üzerine çekmektedir. Bu parçada sözü edilen Pazırık halisinin gelişmiş dokuma teknikleriyle yapılması aşağıdakilerden han- gisini gösterir? on- ini ilk de A) Eski çağlarda Asya toplumları arasında kültürel etki- leşimin geliştiğini ndi B) Yaşam koşullarının dokumacılığın gelişimini etkiledi- ak ğini Hali sanatı tarihinin MÖ V. yüzyıldan daha öncesine dayandığını D) Dokumacılıkta kullanılan ham maddenin yalnızca hayvanlardan elde edilmediğini E) Doğadaki varlıkların halılarda birbirine benzer biçim- de işlendiğini

Öyle zannediyorum ki kitap okurlarının bugünkü kadar yaşayan yazarların kitaplarını eski yazarların kitaplarından -daha- fazla okudukları bir zaman asla olmamıştır; asla böylesine su katılmamış derecede dar görüşlü, böylesine geçmişten kopuk bir zaman olmamıştır. T.S. Eliot'ın bu cümlesindeki eleştiriler arasında aşağı- dakilerden hangisi yoktur? A) Bugünün kitaplarının geçmişte yazılan kitaplardan da- 'ha fazla okunması B) Okuma yoluyla geçmişin kültür hazinesinin bugüne ta- şinmaması C Bugünkü yazarların ve kitapların yetersiz ve dar bir ba- kış açısına sahip olması D) İnsanların kısır okumalar yüzünden anlayış ve kavra- yışlarının azalması EY Geçmiş ve bugün arasındaki bağın yeniyi geliştirmeye yetmeyecek şekilde zayıflaması

39 C 37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. D u 3 x k is i C t Edebiyatın değişik türlerinde faaliyet gösteren Abdülhak Şinasi'nin eserlerini edebiyat araştırmacıları başlıca dört gruba ayırmaktadır. İlk grupta; Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları gibi daha çok çocukluk hatıralarına dayanan yarı hatıra yarı deneme tarzındaki eserleri gelir. İkinci grupta; Fahim Bey ve Biz, Çamlıca'daki Eniştemiz, Ali Nizami Bey'in Alafrangalığı ve Şeyhliği'nden meydana gelen roman türündeki eserleri sıralanır. Üçüncü grupta; Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Pierre Loti ile ilgili biyografik eserleri bulunur. Son grupta ise Aşk İmiş Her Ne Var Alemde, Geçmiş Zaman Fikraları adlarını taşıyan bir çeşit antoloji tarzındaki eserleri yer almaktadır. O, Osmanlı toplumunun gerçeklerini, mazinin hikâye edilmesi yöntemiyle yansıtır ve bu yöntemle aslında tarihi, toplumumuzun millî ve manevi değerlerini ön planda tutar. Klasik nesir cümlesinden çok şiir diline yakın oluşu, onun hemen dikkati çeken başlıca özelliğidir. Günlük konuşma dilinden çok farklı ve daha çok tasvire dayanan süslü üslubuyla o, gerçekçi eğilimlerin hâkim olduğu bir Cumhuriyet yazarından öte, bir eski zaman adamının sohbet üslubunu hatırlatmaktadır. Cümleleri üzerinde bir kuyumcu titizliğiyle çalışan sanatçı, bu özelliğiyle devrinin bir üslup virtüözü olarak kabul edilir. 39. LİMİT YAYINLARI 37. Bu parçada Abdülhak Şinasi'nin edebî anlayışıyla ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Klasik eserlerdeki gibi kusursuz bir dil işçiliği oluşturmaya çalıştığı B) Geçmişle gelecek arasında bir köprü kurmayı arzuladığı C) Toplumun geçmişini, millî ve kültürel değerleri önemsediği D) Yeni edebiyat akımlarına karşı olumsuz bir tavır geliştirdiği E) Üslubu, işlediği konudan daha fazla önemsemediği 4 38. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Abdülhak Şinasi'nin modern yazarlardan farklı

DATA DGS DENEME 37. - 39. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Müziğin toplumda rahatlıkla yaygınlaşabilen bir özelliği vardır. (II) Günümüzde bu durum teknolojinin de etkisiyle hızlanmıştır. (III) Kitle iletişim araçları yoluyla yayınlanan her şarkı bir anda tüm Türkiye hatta tüm dünya tarafın- dan dinlenilebilmektedir. (IV) Şarkıların sözleri dilden dile dolaşmakta, günlük konuşma diline de yayılmaktadır. (V) Bununla birlikte son yirmi yılda üretilen popüler müziğin dilimize olumsuz etkileri göze çarpmaktadır. (VI) Özellikle genç. lerin dinlediği, Batı kültüründen etkilenen ve sırf ticari kaygılarla üretilen birçok şarkının sözleri, büyük oranda argo ve yabancı kelime içermek- tedir. (VII) Bu da konuşma dilini olumsuz yönde etkilemektedir. 40.- 42. soruları aşa parçaya göre cevapla (1) Türk siyasi, sosyal ve Önemli bir yeri olan Selanik, da önemli bir mekan olmus Osmanlı hakimiyetinde kala Aka Gündüz, Nazım Hikmet ve Zekeriya Sertel gibi TU dukları, Milli edebiyat düşü Genç Kalemler Dergisinin ve Terakki Cemiyetinin ku (III) Bu şehrin önemli bir y faaliyetlerinin yoğun olm Devleti'nin son dönemind Kalemler, Yeni Asır, Ne Yeni Yol, i'tila, Balkan, Ye Cumhuriyet, Müdafa-yi la gilerin başında gelmekte açısından birçok öneml yetişmesini sağlayan en Selanik'in Osmanlı'nın rinden birisi olmasıdır. 37. Bu parçadan, aşağıdakilerden hangisine ula- şılamaz? AT Müziğin herkese kolayca ulaşabildiğine B) Kitle iletişim araçları sayesinde şarkıların dünyanın her yerinden dinlenebildiğine C) Şarkıların günlük dilimizi etkilediğine D Gençlerin ticari kaygılarla yazılan şarkıları daha çok dinlediğine E) Popüler müziğin dilimize zarar verdiğine DATA-DATA.DATA-DATA-DATA-DATA-DATA.DATA.DATA-DATA-DATA-DATA-DATA-DATA-DATA-DATA-DATA·DATADATA-DATA-DATA-DATA-DATA·DATA-DATA-DATA-DATA-DATA 38. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han- gisinde popüler müziğin dilimizi olumsuz etkilemesinin sebepleri açıklanmıştır? A) II. B) III. C) IV D) V. E) VI. 40. Bu parçadaki nun olarak aşağıdakile A) T. cümlede, s öneminden ba B) II. cümlede, S lerden bahse 39. Bu parçadan hareketle; 1. popüler müziğin yirmi yıllık bir geçmişi oldu- ğu, (Il. teknolojinin kitlelere ulaşmayı kolaylaştırdığı, III. Bati dillerinde argo sözcüklere fazlaca yer verildiği CV III. cümled Selanik'in ör yargılarından hangilerine ulaşılamaz? D) IV. cümle, açıklayıcısı E) V. cümlede A) Yalnız B) Yalnız il C)Yalnız III D) I. ye li EV11. ve III.

Bu te Süre 1. 19. Bilim Kurgu filmlerindeki uzay gemilerini koruyan güç kalkanı gibi, bizi taşıyan ve adina "Dünya" dediğimiz geminin de manyetik bir kalkanı var. (1) Gezegenimizi kuşatan manyetik alan, dünyayı güneşten saçılan yüklü parçacıklardan ve güneş sisteminin dışından gelen yüksek enerjili kozmik işınların radyasyonundan koruyor. (10) Şiddetli güneş patlamaları sırasında yayılan parçacıklar da nükleer patlamalardan kaynaklanan radyasyon gibi tehlikeli. (III) Dünyanın manyetik alanı, güneş rüzgârını saptırarak gezegenin atmosferinin erozyona uğramasını da önlüyor. (IV) Prof. Ronald Merrill, “Manyetik Dünyamız" adlı kitabında, 2005 yılında güneşte meydana gelen bir patlamanın, manyetik alanı ve atmosferi olmayan ayda, günlerce süren proton fırtınalarına neden olduğunu belirtiyor. (V) Sözlerinin devamında, "Böyle bir fırtına sırasında sadece uzay giysileriyle ayda yürüyen bir astronot olsaydı, muhtemelen öldürücü radyasyona maruz kalırdı." diyor. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? An BH C) III DNV E) V

30. Sembolist bir şair olan Haşim'in şiir, şehir ve mimariyi birlikte ele alması, yer yer eleştiriler yapması oldukça anlamlıdır. Bilindiği gibi o, şiiri öylesine özel ve önemli görmüştür ki hem çok az şiir yazmış, hem de Türk şiirinde sembolizmin yaratıcısı olmuştur. O, "Misra benim haysiyetimdir." diyen Yahya Kemal (gibi şiire saygısını göstermiş; şiirini bir kuyumcu titizliğiyle misra misra işlemiştir. Ayrıca şiiri insan ruhunun ve duygusunun bir eseri olarak gördüğünden dolayı şehrin ve mimarinin şiire girmesini eleştirmiştir. Bu parçadan hareketle Haşim'in şiiriyle ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? Al Yahya Kemal ile aynı çizgide şiir yazdığı) B) Bir akımın Türk edebiyatında kurucusu olduğu v Her şeyin şiir konusu olabileceğine karşı çıktığı D) Siirle ilgili değerlendirmeleri olduğu Şiirlerini büyük bir özenle oluşturduğu

39 ve 40 37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz. (1) rüş rak na gü ni gu ya şi (1) Çok eskilerde, ta yelkenli gemiler zamanında balıkçı- lar kuzey denizlerinde avlanırken yakaladıkları büyük ba- likları canlı olarak pazarlara indirirlermiş. (II) Onun için ahşaptan büyük havuzlar yaparlar ve balığı bu havuzun içine koyarak öyle götürürlermiş. (III) Ama bir sorun var- mış. (IV) Tahta havuzun içindeki balık hareketsiz kaldığı için pazara inene kadar pörsür, diriliğini, niteliğini, tadını yitirirmiş. (V) Bunu önlemek, balığı diri tutabilmek için ba- likçılar havuzun içine kedi balıkları atarlar; yol boyunca kedi balıkları büyük balığı yer yer isırır ya da kaşırlarmış; kimi kuyruğundan kimi karnından, kimi sırtından ya da başından. (VI) Balık da isırıldıkça sürekli hareket eder ve böylece diriliğini kaybetmezmiş. (VI) Şimdi bir benzetme yapabiliriz: Havuzdaki balık bizim toplumumuz, kedi ba- likları da her biri toplumu bir ucundan öteki ucuna isiran şairler. y 39. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangileri kendinden öncektyargının gerekçesi durumundadır? A) 11./ve III. Chr. ve IV. B) Iller D) DI. ve V. E) IV. ve VI.

Insanlar çalışmazsa Edebi dil; tarihsel ögeler, anılar ve çağrışımlarla doludur. Kısacası yoğun anlamlarla yüklü sözcüklere yer veren bir dildir. Ayrıca edebiyat dilinde sözcükler yalnızca dış dünyadaki nesneleri göstermekle yetinmez..--- Bu parça aşağıdakilerin hangisiyle sürdürülemez? A) Onlann, yazarın veya konuşanın ruhunu ve iç dünyasını yan- sitar. B) Aynı zamanda okuyucuyu da etkileyerek onu değişime zorlar. c) Belleğimizi yeni çağrışımlara götürür. D) Nesnelerle iç dünyamız arasında çeşitli ilişkiler kurar. E) Gerçeği olduğu gibi yansıtır. 15. antinizda karakterler size hiç benzememeli, kendilerine

H 1 Z H R N K 38. Rustem Behrudi, Azerbaycan'ın yeni kuşak idealist şair- leri arasında müstesna bir özelliğe sahiptir. Nahcivan Dev- let Pedagoji Fakültesini bitirip altı yıl Azerbaycan'ın ücra köylerinde canı gibi sevdiği öğretmenlik mesleğini yapan Behrudi'nin yüreğinde, yetiştirdiği öğrencilerin tatlı ve saf, sevecen yüzleri, sudan anı dilleri derin izler bıraktı. Bunu şiirlerinde görmek mümkündür. Öğretmenlik yıllarında şiir günleri, geceleri düzenledi. Bu, onun şiire olan tutkunluğu- bir yansımasıydı. Işgalciler tarafından bir kültürü yok etmek gayesiyle yasaklanan Nevruz (Ergenekon) Bayra- mi'ni her 21 Mart günü kutladı. Bu sebeple emniyet güç- leri tarafından sürekli takibe uğradı, mahkeme edildi fakat o kendi yolunda yürümek fikrinden asla vazgeçmedi. Bu parçada Rüstem Behrudi ile ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? yer verir. A) Öğretmenliğe çok güçlü bir sevgiyle bağlanır. P Şiirlerinde öğrencilerinin kendinde bıraktığı izlenimlere V v c) Düşüncelerinden ödün vermeyen bir yapısı vardır. D) Şiir tutkusunun izleri öğretmenlik yıllarında görülebilir. X Mücadeleci mizacını öğrencilere de aşılar

25. 1950'li yıllardan önce sinema; bir eğlence aracı, bir gösteridir/Sessiz sinema döneminden beri sahip olduğu anlatım yeteneği ve estetik düzey ancak bu yıllardan sonra evrensel bir geçerliliğe sahip olmuştur. Bu yıllardan itibaren sinema yeniden keşfedilmeye başlanmıştır. Günümüzdeyse hiç kimse artik sinemanın bir sanat olmadığın ileri süremez. Öyleyse yönetmen de bir sanatçıdır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? AY Sessiz sinema döneminin anlatım yeteneği, günümüz sinemasından sadelik yönüyle üstündür. By Sinemanın ortaya çıkışından itibaren yönetmenler, bir gösteri sanatı olmasının mücadelesini ortaya koymuştur. C) Yönetmen, sinema yapıtını ortaya koyarken sanatçı duyardığı içinde hareket etmelidir. Dj Yönetmen, sinemanın ortaya çıkışından sonra sinemayı belirli bir zaman eğlence aracı olarak görmüştür. En Yönetmen, yapıtını ortaya koyma sürecinde sanatın teknolojik araçlarından faydalanmalıdır.

25. Balzac, Kuzin Bette romanında zaafların, tutkuların ve yavaş yavaş alınan bir intikamın hikâyesini anlatır. Daha alt katmanda bir dönemin tüm toplumsal dinamiklerini sergiler. Bu yapıtında kendi rengini taşıdığı anlatiminin en olgun örneklerini sergiler: Kültürel ayrıntıları özenle açıklar; olayların geçtiği zamanın önemli olaylarını sıklıkla dile getirir; bu olayların roman kahramanlarının yaşamlarına yansımasının altını çizer. Böylelikle çağın dengelerinin bireysel arzulara nasıl etki ettiğini ortaya koymuş olur. Kahramanların romanda geçen kimi olaylar karşısındaki tepkilerini; kralların, komutanların, tarihsel önemi olan kişilerin davranışlarına benzetmesi ise hem bireyseli hem de tarihseli karikatürize ederek anlatinin ciddiyetine mizahi bir eksen ekler. Balzac'ın gerçekçiliği ile eleştirelliği birbirini besler ve birbirine paralel olarak yetkinleşir. Kuzin Bette'te bu gerçekçiliğin özüne en uygun özel bir biçem geliştirir. Bu parçadan sözü edilen roman ve yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Bireysel konuları, toplumsal konularla ilişkilendirerek anlatmıştır. B) Özgün ve yetkin bir anlatımı vardır. C) Yapıttaki anlatım, olayın gerçekliğine ve sorgulama gücüne katkı sağlayacak niteliktedir. D) Kişilerin davranışlarını ünlü kişilerle ilişkilendirerek yapıtına gülmecesel bir karakter kazandırmıştır. E) Kahramanlarının konuşmalarından hareketle toplumsal olaylarla ilgili kendi görüşlerini açıklamıştır.