Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

Yanit Yayin 24. Intibah'ın yeni bir baskısı daha yapıldı. Bu yeni baskının ön sözünde romanın, aynı dönemde yazılan Dürdane Hanım ile benzerlikler taşıdığı söylenmiş fakat benzerliğin hangi açıdan olduğu üzerinde fazla durulmamış. Benzerliklerin üzerinde daha detaylı durmak, okurlar açısından faydalı olabilirdi ama romani yayına hazırlayan kişi bu yolu tercih etmemiş. Kaynak alınan özgün eserin Atatürk Kitaplığından alındığı belirtilmiş. Ancak günümüz diline aktarılırken romanın hangi baskısının esas aldığına ya da künyesine dair bir açıklamada bulunulmamış. Dolayısıyla ---- Dil içi çeviride nasıl bir yöntem izlendiği, cümlelere ve yazarın üslubuna müdahale edilip edilmediği de belirtilmemiş. 26. İlk f fark old sin dü he sc k a S Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? yeni baskının hangi nüshadan yola çıkılarak Latin harflerine aktarıldığı bilinmiyor B) edebiyat tarihinde önemli yeri olan bir roman günümüz Türkçesine aktarılmış Teşhi baskılar varken neden yeni bir baskıya gerek delyulduğu pek anlaşılamıyor D) roman eski harflerden Latin harflerine aktarılırken bazı yazım yanlışları yapılmış E) orijinal baskıdaki bazı bölümler, yayıncının isteği doğrultusunda romandan çıkarılmış

FO- mu Z- e- aki k. 3. Yalnızca bir şair olarak değil, bir aydın olarak da hem kendini hem şiirimizi ileriye götürmüştür. Şiirimize yeni konular, görüşler, biçimler getirmiştir. Şiir diline konuş- ma dilinin canlılığını katmıştır. Bunu yaparken yalın- katlığa düşmemiş; süslü olmayan bir anlatımla az söz- cük kullanarak çok şey anlatmış, derinliğe varmanın yolunu bulmuştur. Bu parçada sözü edilen kişi ile ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? eri ha en A) Yeniliklerle şiirin alanını genişlettiği B) Yoğun bir anlatıma sahip olduğu C) Dilinin yalın olduğu D) Alışılagelmiş deyişleri bir yana bıraktığı E) Nitelikli okurlara seslenmek istediği

2011 SONBAHAR 20. sten bi tena zemeyen or dü bir kadin a hiç. Demise gileyincetesen Si dogal. O de kendi taas yatini. Beks aman aslinda uşturdum. Frases ya da dibewus karakterin e hangisine dei 19. Jaws filmini seyreden birçok kişi köpek baliklannin bazı plajlardaki insanlara saldırarak ekmeğini çıka- ran (!) bir canlı türü olduğu kanısına kapılabilir. As- linda gerçek öyle değil. Çok az sayıda köpek balığı türünde saldırgan eğilimler gözleniyor. Hatta, Türk- pede kumsal köpek balığı" adı verilen ürkek bir alt tur dahi var. Bunlar her yıl Marmaris yakınlarında bu- lunan, dünyadaki ikinci üreme bölgeleri olan Boncuk Koyu'nu mesken tutuyor. Kumsal köpek balığı her yil mayıs ayında binlerce kilometre yüzüp Boncuk Koyu'na ulaşıyor, burada yavruluyor. Bu koyu, ko- pek balığı için ilginç kılan etmenlerden biri burada bir gölcüğün olması. Gölcüğün tatlı suyunun denizle kucaklaştığı yer, kumsal köpek balıklarının yavrula- ması için çok uygun bir ortam sağlıyor. Bu neden- le bunlar, çiftleşmek için 3-5 m derinlikteki sığ ve kumluk bölgeyi seçiyor. Koyun 75-100 m açığındaki kayalıklarda yaşadığı sanılan bu canlılar, genellikle 30-50 m derinlikte bulunmakla birlikte sabahın çok erken saatlerinde gruplar hâlinde sığ kumluk alan- larda da görülüyorlar. Bu parçada kumsal köpek balıklarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinin nedenine değinilmiş- tir? tığına an etkiler taşıoo içinde olmadion Y A R G Y A Y A) İnsanlarca öteki köpek balıkları kadar tanınmama- 1 larının B) Kayalık bölgelerde daha fazla görülmelerinin C) Saldimayan bir tür olmalarının D) Yavrulamak için Boncuk Koyu'nu tercih etmelerinin N E E) Alt tür olarak kabul edilmelerinin 1 i denir.", CO turildığında o v ayısıyla, meze eyen, öykini

Servet hun Romani ÍNÍTE Halit mani li yazan da ilk Ba- ndan tifün 12. Edebiyatıcedide'nin hikâye ve roman alanındaki en önem- Halit Ziya Uşaklıgil'dir. Ayrıca ani ve mensur şiir türünde eser vermiştir. Türk romanına Batılı bir değer ka- zandırarak gelişmesini sağlamıştır. Realizm ve natüralizm etkisiyle gerçekçi ruh tahlillerini birleştirerek realist psiko- lojik eserler vermiştir. Dili pürüzsüz fakat ağır ve süslüdür. Buna rağmen sağlam ve güzel bir üslubu vardır. Roman- larında aydın çevrelere yer verirken öykülerinde halkın şamına yer vermiş, Anadolu'ya yönelmiştir. Bu beli aki- ya- B) ba Bu parçada Halit Ziya Uşaklıgil ile ilgili aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? C A) Edebiyatın değişik türlerinde eserler verdiğine B) Türk romanının gelişmesine hizmet ettiğine C) Sanatlı, akıcı bir anlatımının olduğuna a D) Öykü ve romanlarında farklı içeriklere yer verdiğine El Eserlerinde daha çok toplumsal sorunlara değindiğine

Üy- du- or or la- da (1) Üretmek ve bu ürettiklerinizi hedef kitlenizle doğru bir biçimde paylaşmak üreticinin en büyük isteğidir. (II) Üretilmiş ama kitleye ulaşmamış bir oluşumun hiçbir faydası olmayacaktır. (111 ) Üretimin güçlü ya- pılması ulaşacak kitleye daha kolay gitmesini sağlar. (IV) Üretici, üretim aşamasında değişiklikler yapar. (V) Bu değişiklikler de ulaşımı kolaylaştırır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? AT B) C) IV E) V n- si SORU TARZI 4 kanyayinevi.com.tr

A) I D) IV B) 11 C) III Paragrafa ilk Adım 2. I. Sonuçta bütün bunlar da inanç ve gözlemlenebilir davranışlarımızla ilgilidir. II. Tabii bir şeyin zorunlu olmaması, gönüllü olması onun değersiz veya önemsiz olması demek değildir, özel kabiliyet ve ilgi gerektirmesi demektir. 1 11. Tasawuf dinî hayat içinde zorunlu bir mesele olarak kabul edilmemiştir. IV. Bu bakımdan insan için zorunlu olanlar daha çok yükümlülüklerimiz olarak kabul edilmiştir. V. Örneğin sufi anlayışa sahip olmak, tasawufun ilgilendiği konuları hayata aktarmak gibi meseleler özel ilgiye yani gönüllülüğe bırakılmıştır. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir tütürr oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) B) II C) III D) IV E) V >>> pes etme 90 ÇÖZÜM Için OKUT

Ön 1. ma let 2. k n es & 11. Güller çok utandılar. "Siz çok güzelsiniz ama boşsunuz." diye devam etti Küçük Prens. “Kimse sizin için canını ver- mez. Yoldan geçen biri, benim gülümün tıpkı size ben- zediğini düşünebilir. Ama o tek başına sizin gibi yüzlerce gülden daha önemlidir. Çünkü suladığım, üzerini cam fanusla örttüğüm, rüzgârdan koruduğum, kelebek olsun diye ayırdığımız iki üç tanesi dışında uğruna tırtıl öldürdü- ğüm, şikâyet ettiğinde, böbürlendiğinde ya da bazen hiç- bir şey söylemediğinde bile dinlediğim çiçektir o. Çünkü o benim gülümdür." Sonra tekrar tilkiyle buluşmaya gitti. "Hoşça kal!" dedi Küçük Prens. "Hoşça kal!" dedi tilki. "Şimdi sana sırrımı vereceğim." Fransız yazar Antoine De Saint-Exupery tarafından 1943'te yazılan “Küçük Prens” adlı eserden yapılan bu alıntıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Bir şeyi değerli kılan ona ayrılan zaman ve verilen emektir , düşüncesini destekleyen bir içeriğe sahiptir. B) Fantastik ögelerin de yer aldığı olay örgüsüne daya- nan bir metindir. C) Metinlerin sınıflandırılmasında anı ve gezi yazısıyla aynı grupta yer alır. D) Olağanüstü unsurlara, teşhis ve intak sanatlarına yer verilmiş sanatsal bir metindir. E) Öyküleyici anlatımın unsurlarından ve diyalogdan ya- rarlanılmış bir metindir. -6 er 70 Saan mielen Dune in to oblast naslo

15.) Carnap'a göre, bir önermenin bilimsel olması onun doğrulanma yöntemine bağlıdır; deney ve gözlem yoluyla doğrulanıyorsa bilimseldir; doğrulanamıyor- sa metafizik ve şiir alanına girer. Ancak bir önerme- nin bu yolla doğrulanması, onun aynı zamanda an- lamlı bir önerme olmasını gerektirir. Buna göre; 1. Olgusallik II. Anlamlılık III. Yanlışlanabilirlik IV. Doğrulanabilirlik V. Analitiklik ✓ . v kavramlarından parçada ifade edilen ölçütlere denk düşenler aşağıdakilerden hangisinde gös- terilmiştir? A) I, II ve III B I, II ve IV C) II, III ve V D) III, IV ve V E) I, II, III, IV ve V

MOMENTUM 29.1. E-kitapla basılı kitabı karşılaştırmak çok doğru bir şey değil. E-kitabın kullanılmasının basılı kitabı ortadan kal- diracağını zannetmiyorum. Çünkü Türkiye'de insanların kitapla gerçekten tanışmış olduğunu düşünmüyorum ben aslında. Bu nedenle basılı kitap mi, e-kitap mi tar- tışmasını yapmayı gereksiz buluyorum. E-kitaba olan ilginin artması için zamana ihtiyaç var. Bu konuda daha kapsamlı bir e-kitap çalışması yapılması gerektiğine inanıyorum. Yayıncılar yaptıkları işi daha cid- diye almak zorunda kalacaklar bence ama bu, basili ki- taplar için bir yok oluştur demek için çok erken. III. Aslında e-kitabın gözle görülür bir pazar payı yok ve uzun bir süre de olmayacak gibi görünüyor. Çünkü öncelikle e-kitabın okunmasını sağlayacak araçların kullanımının ülkemizde yaygınlaşması gerekir. IV. Kitap ve mürekkep kokusunu çok seviyorum, bundan vazgeçebileceğimi de sanmıyorum açıkçası ama e-kita- ba da karşı değilim. Bir yazar olarak kitaplarimin e-kitap olarak yayımlanmasına olumlu bakıyorum ve gidişattan, bu işte, önünde sonunda teknolojinin galip çıkacağını düşünüyorum şahsen. V. Özellikle ülkemizde e-kitabın, basılı kitapların geleceği- ni tehdit ettiğini hiç sanmiyorum. Bir yılda yayımlanan binlerce kitabın ancak birkaç yüz tanesinin satıldığı ül- kemizde e-kitap, basılı kitabın ne varlığını tehdit edebilir ne de şimdiki satış miktarını düşürebilir. Yukarıdaki parçalardan hangileri, "2000'li yılların başında e-kitapların, basılı kitapların sonu olacağı gibi endişeler be- lirdi. Yakın zamanda yapılan araştırmalar genç neslin de duy- gusal bağ kurduğu argüman ve enstrümanlardan kolayca vazgeçebildiğini gösteriyor. Ve e-kitap teknolojisi de hiç dur- madan gelişiyor. Elektronik mürekkep teknolojisindeki de- ğerli yenilikler, su geçirmezlik, ön aydınlatmalı ekranlar, da- ha yüksek çözünürlüklü elektronik kağıt gibi tüketicinin ilgi- sini çeken ve okuma kolaylığı sağlayan özellikler e-kitabın yıldızını parlatmaya devam ediyor. Korkarım, e-kitap, basılı kitapları yerinden etmese de onların tahtını sarsacak gibi gö- rünüyor." düşüncesine uzak duşmektedir? A) I, II ve III B) I, II ve IV C) II, III ve IV D) I, II, III ve V E) I, II, III, IV ve v

37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 38. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi duygularımızı inkâr etmemizin nedenlerinden biri değildir? A) Akılcı davranış biçimlerinin daha doğru olduğuna dair inancımız B) Karşımızdakine duygularımızı dile getirme konusundaki yetersizliğimiz C) Alışık olduğumuz toplumsal değerlere göre hareket etme eğilimimiz Insan, duygusal bir varlıktır ama duygularını ifade edebilme konusunda yeterince başarılı değildir. Özellikle toplum içinde duygularını dile getirmenin bir zayıflık göstergesi olarak algılanması, bu durumun önemli bir nedenidir. Bu tür toplumsal kabullerden dolayı ne duygularımıza kulak vermeyi öğrenebiliriz ne de onları nasıl ifade edebileceğimizi. Üstelik duygularımızın sesini duymak yerine onları inkâr edip bastırmayı maharet olarak görürüz. Sevdiğimiz insanlara sevgimizi ifade edemeyişimizin nedeni de budur. En son ne zaman bir sevdiğinize olan duygularınızı dile getirdiniz? Şurası bir gerçek ki çoğumuz yaşadığımız olayların bizde bıraktığı duygusal izleri yok sayıp bildiğimiz, tamamen irademizden bağımsız olarak çocukluktan beri öğrendiğimiz belirli kalıplara göre tepkiler veririz. Oysa duyguları bastırmak onları yok etmez, onları yok saymak da sizi daha güçlü kılmaz. Geç kalmış sayılmazsınız, duygularınızı inkâr etmeyin, ifade edin. Onlar sizin duygularınız, birakın konuşsunlar. D) Duygularımıza göre hareket etmenin güçsüzlük olduğuna dair düşüncemiz E) Kodlanmış davranış biçimlerinin dışına çıkmamaya yönelik tercihimiz X

3. 1. • Piezoelektrik, kristal yapıdaki cisimlerin kendilerine dışarıdan uygulanan basınç miktarı ile orantılı olarak elektrik üretme özelliğine denir. Bu özellik, simetri merkezine sahip olmayan kristal yapısındaki malzemelerde gözükür. Curie, uygulanan basınçla orantılı bir voltaj üreten sıkıştırılmış bazı kristal malzemelerin bir yüzünden diğer yüzüne bir voltaj uygulayarak malzemenin şeklinde bir değişiklik oluştuğunu gözlemlemiştir. Piezoelektriklik olarak adlandırılan bu karakteristik özellik, kuvars ve turmalin gibi tek kristalli malzemelerde görülmektedir. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? L Al Bir kavramın bileşenleri alıntılarla tanıtılmıştır. B) Fiziksel bir kavramla ilgili açıklamalarda bulunulmuştur. Soyut bir kavram somutlaştırılarak anlaşılır kılınmıştır. D) Karşıt kavramlar birlikte verilerek okurda düşünce değişikliğine gidilmiştir. E) Farklı bilim dallarının araştırma verileri bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmiştir. SUMODALITOMIA

26. Ünlü Türk güreşçisi Yaşar Doğu, 1915 yılında Samsun'un Kavak ilçesine bağlı Karlı köyünde doğdu. 1938 yılın- da Ankara'da askerliğini yaparken minder güreşine çık- tı. Bir yıl içinde millî takıma yükseldi. On iki yıl ay yıldız- li mayo için güreşti. Bu süre içinde katıldığı yedi şam- piyonanın altısında şampiyon oldu. 1961'de Ankara'da vefat etti. Kabri oradadır. Aslen Kafkas Türklerindendir. Ecdadı, Samsun'a muhacir gelmiştir. Doğu, bebek sa- yılabilecek yaşta iken cepheye giden babasının şehit düştüğü haberi gelmiş, bu yüzden annesiyle birlikte de- desinin köyü olan Emirli'ye göç etmek zorunda kalmış- tir. Çocukluğunun geçtiği bu köyde güreşe başlamış ve daha delikanlı çağında iken yaman bir güreşçi olarak adını bütün çevreye duyurmuştur. Bu parçadan hareketle "Yaşar Doğu" ile ilgili aşağı- dakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Göçmen bir ailenin çocuğu olduğuna B) Altı kez dünya şampiyonluğunu kazandığına? C) Ayyıldızlı formayı defalarca giydiğine - D) Babasını erken yaşta kaybettiğine E) Birden fazla yerde yaşadığına

3 A ?B? ) 8. Eğitimi bir sektör olarak gören ve daha kısa sürede ele alan İngiltere, gerek devlet eliyle ge- rekse özel sektör yoluyla yurt dışından öğrenci kabul ediyor. meblağ tutuyor. II. Üstelik bu dört yıllık eğitim süresince öğrenci harcamaları ve eğitim giderleri oldukça yüklü bir III. Türkiye'de olduğu gibi dünyanın pek çok ülkesin de üniversite eğitimi bilindiği gibi dört yıl. IV. Bu durumda üniversite eğitiminin kısa olması, d- ğer ülkelere göre önemli bir avantaj oluşturuyor. lirli seviyede İngilizce bilgisini getirse de ingilizce- Diğer yandan tüm derslerin İngilizce olması, be nin ana dil seviyesinde öğrenilmesine de olanak bütün oluşturması için hangileri yer değiştirmeli- Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı V. bir dir? A) ve IN X BN ve III C) II ve IV D) III ve TV E) IV ve V

39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız Çin heykeltıraş sanatına ait en ünlü heykeller, MÖ 240 yılında yapılmış olup yaklaşık 8000 askerden oluşan, alçı taşından yapılmış Çin ordusu ile MO 259-210 yıl- larında hüküm sürmüş Çin'in ilk imparatoru olan Qin Shi Huangdi'nin heykelidir. Savaş sırasında 50 yaşın- da ölen imparatorun saç biçimi çok gerçekçi bir bo- yutta işlenmiş olup onu sonraki yaşamında koruyaca- ğına inanılarak askerlerinin heykelleriyle birlikte yani- na gömülmüştür. Yaklaşık 700.000 askerin çalışmasıy- la 30 yılda tamamlanan eser, Tuğla Savaşçılar olarak bilinmekte olup 1974 yılında Çin'in merkezinde bir se- hir olan Xi'i yakınlarına bir yere, kasabalıların bir tarla- da kazdıkları geniş bir çukura gömülmüştür. 39. Bu parçadan hareketle Tuğla Savaşçılar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? Vzaman almıştır. A) Yapimi uzun zaman almıştır. B) Tarihe kaynaklık efecek özelliğe sahiptir . C) Yapıldığı günün inancını yansıtır. D) Günümüze kadar ulaşmıştır. E) Heykel sanatının başarısız bir örneğidir.

5. "Gençler İçin Tiyatro Atölyesi”nde, katılımcılara önce bir konu veriliyor. Bu konunun ses, beden ve hareketlerle özgün bir gösteriye nasıl dönüşe- bileceği anlatıldıktan sonra, belli bir süre verilerek öğrencilerden bunlar üzerinde metinli ve metin- siz alıştırmalar yapmaları isteniyor. Bu süreçte, bir yandan doğaçlamalara dayalı karakterler oluştu- rulurken bir yandan da rol çalışmaları kuramsal bilgilerle pekiştiriliyor ve finalde küçük bir göste- ri düzenleniyor. Bu parçadan, adı geçen çalışmayla ilgili ola- rak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla- maz? A) Teorik eğitime ek olarak pratik uygulamalar yapılmaktadır. B) Tiyatrolara oyuncu yetiştirme amacıyla düzen- lenmektedir. C) Katılımcıların kendilerini geliştirmelerine yöne- lik çalışmalar ortaya konmaktadır. D) Katılımcılara tiyatroculukla ilgili özellikler akta- filmaktadır. E) Katılımcıların ortaya koyacakları oyuna, kendi- lerinden bir şeyler katmaları beklenmektedir.

A 32. Incelikli bir şair, nitelikli bir öykücü ve başarılı bir film noktalarındaki insani dramlar karşısında onurlu bir yönetmeni olmasının yanı sıra, toplumsal kırılma duruş sergileyen duyarlı bir aydın olarak da belleklerde yaşamayı sürdürüyor. Deneme, fikra ve mektuplarında bir döneme ayna tutuyor; her yazısında umudu biraz daha çoğaltıyor, yüreklerdeki işığı canli tutuyor. Yazının o derin ve güçlü sesiyle sanatın ölümsüzlüğüne sarılan Neruda, Lorca, Eluard gibi özgürlük tutkunlarına selam gönderiyor. Sanatın, tarihte zorlukları nasıl aştığını anlatıyor. Olaylara eleştirel perspektiften bakıyor; eleştirilerini çoğu zaman simgesel dil üzerinden gerçekleştiriyor; bazen ironinin çarpıcı etkisinden yararlanıyor. Alçak sesli ama etkili eleştiriler getiriyor kendi çağına Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez! A) Farklı sanat dallarında başarılı işlere imza attığı yaşadığı dönene ilişkin eleştiriler yaptığı C) Yapıtları ve olaylar karşında takındığı tavırla hafızalarda yer ettig D) Yapıtlarınde insanlara olumlu düşünceler aşılamaya çaliştiği E) Ölümsüzlüğü yakalamış başka sanatçılardan esinlendig 33. . iklim değişikliği ve küresel Isınma gibi faktörlerle bitkiler ve tozlar uclar