Yapısına Göre Cümleler Soruları

40. Toplumsal hayata ilişkin sorulardan biri bu hayatın nasıl devam ettiğidir; insanlar doğar, büyür, ölür ama toplum varlığını sürdürmeye devam eder. Bu durum hemen hemen bir oyun takımının varlığını sürdürmesine benzer. Oyuncular ve antrenörler geçip gitse de takım varlığını devam ettirir. Toplum da bir oyun takımı gibi üstelik ondan çok daha karmaşık bir yapı içerisinde pek çok unsurdan oluşur. Bu unsurların bir bütün olarak karşılıklı ilişki ve etkileşim içerisinde oluşturduğu yapı, toplumsal hayata süreklilik kazandırır. Toplumsal hayat, işleyişine katılan pek çok unsurla birlikte oldukça karmaşık bir alandır ve sosyologlar, mesleki yaşamlarını bu karmaşayı anlamaya ve açıklamaya çalışarak geçirirler. Bu parçaya göre; insanların bir araya gelerek çeşitli gruplar oluşturmaları,P 11. toplumun değerler sistemini ve ideallerini bireye aktararak onu toplumun bir parçası hâline getirme süreci, f III. insan bedeni ve sinir sisteminin insanın davranışlarına olan etkisi öncüllerinden hangileri sosyologların çalışma alanına girer? A) Yalnız I B) Yalnız II C E) I, II ve III D) II ve III C) I ve II

wscho 22. Sokrates'in hiçbir şey dediği yoktur aslına bakarsanız. Bütün dedikleri ve demedikleri, öğrencisi Platon'dan aktarmadır. Ama Platon bile tüm benciliğine karşın ve- linimetinin ağzına böyle bir söz koymamıştır. Sokrates'in dediği: "Bilmediğimi biliyorum."dur. Bu söz de ----, ----, ----, ---- anlamlarına gelebilir ama "Hiçbir şey bilmiyo- rum." anlamına hiç gelmez. Aşağıdakilerden hangisi, düşüncenin akışına göre bu parçada boş bırakılan yerlerden birine getirile- mez? A) neleri bilmediğimi biliyorum B) bilmediklerimin neler olduğunu biliyorum C) bir şeyi bilip bilmediğimi biliyorum D) bilmediğim şey olduğunu sanmıyorum E) bilmediklerimi bilir geçinmiyorum

2 24. Hayat bir parça nakış işlemesine benzetilebilir. Hayatının ilk yarısında herkes işlemenin ön tarafını görür, ikinci yarısındaysa tersini. İkincisi o kadar güzel değildir ama daha öğreticidir. Çünkü iplerin nasıl bağlandığını görmemizi sağlar. Yukarıdaki parçada anlatılanları en iyi şekilde özetleyen yargı aşağıdakilerden hangisidir? ? A) Gençler ileriye, ihtiyarlar geriye bakarlar. B) Insan gençliğinde öğrenir, yaşlılığında anlar. C) Gençler ümitleriyle, ihtiyarlar anılarıyla yaşarlar. D) Gençliğin güzel bir yüzü, ihtiyarlığın güzel bir ruhu vardır. biznüz E) Yaşlılığa karşı en mükemmel ilaç, bilgili ve erdemli olmaktır.

29. (1) Cahit Külebi, "Garip"le gelen özgün şiiri kendine has bir bakışla yorumlar (11) Yaşama alışkanlıklarına, insan ilişkilerindeki sıradanlığa yeni duyarlıklar kazandırır. (III) Bu duyarlıkları değişik söz değer- leriyle anlatarak orijinal bir şiir dili oluşturur. (IV) Bu şiir dilinde halk şiiri geleneğinden de ögeler göze çarpar. (V) Geleneği, çağdaş şiirle yoğurarak yepyeni bir boyuta dönüştüren Külebi'de "Mezarımı çarşının ortasına kazsınlar" dizesine yansıdığı gibi, yaşamanın civiltısından uzak durmak istemeyen bir ozanın özlemi vardır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde şairin özgün- lüğünden söz edilmemiştir? A) I B) II C) III D) IV E) V

23. Yazarlık, kendi kendisinin eleştirmeni olabilen insanların işidir. En iyi yol, yazdıklarını kimseye göstermeden kendi kendine geliştirip parlatmasıdır yazarın. Yazdığı her yazı için usta bellediklerinden onay alanların, yazarlık kumaşı gevşek dokunur. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Ait olduğu toplumun etkisinden sıyrılıp özgün bir kişilik gelişti- rememek B) Yeterli birikim ve enerjiye sahip olamamak C) Yazarlığın gerektirdiği niteliklerle yeterli ölçüde donanamamak V D) Öz eleştiri yapabilme becerisi kazanamamak E) Çevresinden aldıklarını sağlıklı yansıtamamak

m yanlışı din al sınıfa taşıyan i. ara göre idir. yi bir türlü ma oranını lami r. erine anlaşılır. inanca erin zamanın ımıyla 6 19, Gazeteci (0) Yazar Ben bunun bir gün mutlaka olacağını fark edenlerdenim. İnanç değil bu, verilere dayalı bir analiz Ya birleşeceğiz ya da daha önce kitabımda anlattığım gibi sıfır uygarlık seviyesinden çıkmaya çalışırken kendimizi yok edeceğiz. Evrende birlik duygusunu kavrayamamış bir organizmaya yer olduğunu düşünmüyorum. Gazeteci: (11)---- Yazar. Benim dünyaya gelme sebebim kendi olgunlaşma yolculuğum. Birilerini bir şeylerden kurtaracak güçte ya da yetkinlikte değilim. Sadece elimden geleni yapmakla yükümlü hissediyorum. Zaferden değil, seferden sorumlu olduğumu fark ettim. Ama birileri bana "Bunlarla niye uğraşıyorsun? Gezsen, tozsan ya!" diyebilir. O zaman ben de onlara, "Çabasız geçen bir ömrün sıkıntısını hiçbir şey geçiremez!" derim. Çalışmak ve öğrenmek için dizayn edilmiş bir organizma olduğunu unutanları, depresyon kucaklıyor çünkü. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) Doğayı yok eden insanoğlunun bir gün kendini de yok edeceğine inanıyor musunuz? (II) Edebiyatın insanları bilinçlendirmek için mi yapıldığını düşünüyorsunuz yoksa sanat sanat için mi yapılır? (1) Birlikte hareket etmenin avantajları ve dezavantajları nelerdir? (II) Dünyaya gelme sebebinizin insanları depresyondan kurtarma olduğunu mu iddia ediyorsunuz? C) (1) Birlik duygusunu kavrayamayanların toplumdan dışlanacağını mı düşünüyorsunuz? (II) Bize kendi olgunlaşma yolculuğunuz için yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz? (1) İnançlarınız ve bilimsel veriler arasında kaldığınızda hangisini tercih ediyorsunuz? (II) Kendinizi birilerini zor durumdan kurtaracak kadar güçlü hissediyor musunuz? E) (1) Birleşmenin, "bir ve biz olma'nin gücüne yürekten inananlardansınız, değil mi? (II) Dünyaya gelme sebebiniz yani misyonunuz edebiyat değil de ülkenizde ve çevrenizdeki insanların bilinçlenmesi mi? Diğer sayfaya geçiniz.

13. Çağımızda bir düşünür, bir aydın, bir sanatçı yalnız ken- disinin değil, başkalarının; yalnız kendi ülkesinin değil, başka ülkelerin sorunlarıyla da ilgilidir. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yan- lıştır? A) Belgisiz zamir tamlayan görevindedir. B Bağlaç ve edat vardır. sadece Hal eklerine yer verilmiştir. "Yalnız" sözcükleri edat türünde kullanılmıştır. EYüklem, ek eylem çekimindedir.

09 Paragrafın Şifresi - Metot Anlatımlı Soru Bankası benzeyen kahramanları da vardır. yargNarından hangileri getirilebilir? A) Yalni I 12. ING 1100 D) II ve III B) I ve II Bu öyküsünde zaman belirsizdir. Birbirlerini seven iki genç, evlenip yolculuğa çıkarlar. Gemi- lerinin kazaya uğradığını yerliler arasında gözlerini açtıklarında anlarlar. Bütün bunlar ne kadar za- manda olmuştur söylenmez. Bir yerde hastalanan kadının bir yıllık ömrü kaldığına ilişkin bir öngörüde bulunulur. Gerçekten de kadın ölür ama ne kadar süre geçtiği konusunda bir belirti yoktur. Bu parçanın başına, 1. Yazarın tüm romanlarında, tüm öykülerinde zamanın çok işlevsel kullanılmadığını görmekteyiz. + C) Yalnız II E) Yalnız III D) Yalnız I II. Yazarın öykülerinin bazılarında net bir zaman belirlemek mümkünken bazılarında zaman belirsizdir. III. Yazarın öykülerinde zaman temayı belirginleştirmede önemli bir rol üstlenir, tamamlayıcı öge olarak dikkat çeker. yargılarından hangisi getirilemez? A) I ve II B) II ve III E) Yalnız II ve III Metot Anlatımlı Soru Bankası

(1) Türk edebiyatı gelişimini yüzyıllar boyunca fark- li edebî türler kazanarak sürdürmüştür. (II) Örneğin, sagu ve koşuk nazım biçimleri İslamiyet öncesi dö- nemde kullanılmıştır. (III) İslamiyet'in kabul edilmesiyle yeni bir kültür ve medeniyet dairesinin etkisine girilmiş ve edebiyata gazel, kaside, mesnevi gibi nazım biçim- leri girmiştir. (IV) 19. yüzyıla gelindiğinde Batı'nın etki- si edebiyata da yansımış ve Batı'dan şarkı, türkü gibi nazım biçimleri alınmıştır. (V) Servetifünun Dönemi şiirinde ise sone, terzarima, triyole gibi Batılı şiir biçim- leri denenmiştir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin- de bilgi yanlışı vardır? A) 1 B) II C) III D) IV E) V e

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir duyuya ilişkin bir kavram, başka bir duyuya aktarılarak anlatılmıştır? A) Birbirlerini çok seven iki âşık, gözlerden uzak bir tatil yeri- ne gitti. B) Özlem, aydınlık gülümsemesiyle dikkatleri üzerine çeker. C) Dedem, Doğu bölgesinin insanları yanık sesli olur, derdi bize. D) Seminerde arkadaşlarla gittiğimiz lokantada çok tuzlu bir yemek yedim. E) Trabzon'da gecenin sert soğuğunda arkadaşımla sahile indik. 16

2. Kardaş, senin dediklerin yok, Halay çekilen toprak bu toprak değil Çık hele Anadolu'ya, Kamyonlarla gel, kağnılarla gel gayri, O kadar uzak değil Çamı bitmiş, kavağı azalmış Gamla örtülü bayırlar çıplak değil Yedi ay kıştan sonra, Yeşeren senin yaşamandır, Yaprak değil P Bu şiirle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Realist, bir şiir anlayışıyla yazılmıştır. B) Sohbet havasında, samimi bir üslupla yazılmıştır. Cimaelerle dolu bir dil kullanılmıştır. D) Yinemelerle akıcılığı sağlamıştır. E) Ulusallıkla ilgili temalar ağır basmıştır. 6

28. Bir edebiyat âlemimiz yok çünkü edebiyatçılarımız uğ- raşlarına yani mesleklerine gerçekten bağlı değil. Sa- irler şiiri sevmiyor ancak kendi şiirlerini, kendi şairliklerini seviyor yani kendilerini seviyor. Çıkamıyorlar kendilerin- den, uğraşlarına bağlayamıyorlar kendilerini. Sözlerini etmezseniz kızıyorlar. "Bu ülkede eleştirmen yok. Bu ülkede edebiyatı seven kimse yok." diye yakınıyor, ba- ğırıyorlar. Bir kere edin sözlerini, beğendiğinizi söyleyin, biraz övün, başka kimsenin adını anmasanız da yetiyor onlara. Bu ülkede nedense eleştirmen de edebiyatı se- KESHAVINEXIKO ven edebiyattan anlamayan adam da kendiliğinden türe- yiveriyor. Düşüncenin akışına göre bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? Vy A) Bu da eserlerine karşı kayıtsız kalmalarına sebep oluyor. B) Başkalarının kendileri ya da eserleri hakkında ne dü- şünecekleri hakkında hiçbir endişeleri yok. e Bağlı olsalar kendilerinden önce ne yapılmış, kendile- rinden sonra ne yapılıyor, onu merak ederler. D) Bunda edebiyatçıların eserlerinde Doğu-Batı sentezi- ni yeterince işleyememeleri yatıyor. Onların toplumu eğitmek yanında estetik kaygıyı gö- zetmek gibi bir görevi de var.

4. Flaubert, "Başarısız insanların hayat yolunda takıldığı taşlar başarılı olanlar için birer basamaktır." diyor. Flaubert, bu sözüyle aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir? A) Başarısız insanların başkalarının tecrübeleri ye- Tine kendi deneyimlerine güvendiğini B) Bir kişinin hayatta başarılı olmak için bazı başa- rısızlıklar yaşaması gerektiğini C) Başarılı olan kişilerin, başarısız insanların hata- larından dersler çıkararak ilerlediklerini DBaşarılı insanların, çevresindekilerin duygu ve düşüncelerini olumlu etkilediğini E) Bir işte başarılı ya da başarılı olamamanın kişi- nin kendi tercihlerine bağlı olduğunu

1. Kaybetmekten korkarak sırf inanmak istediğin için asla karşındaki insanın sevgi sözcüklerine inanma. Sevgi insanın kalbindedir, gözlerindedir, davranışlarındadır, ses tonundadır, sana verdiği önemde ve değerdedir, senin için yaptığı fedakârlıklardadır. İnsanlar çok kısa zamanda sevgi sözcüklerini umarsız bir şekilde dağıt- maya başlarlar. Bunları dinle ama gerçek sevgiyi kar- şındakinin davranışlarına bakarak bul! Bu parçada altı çizili sözcükle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Hiçbir şeye aldırış etmemek Çıkış yolu olmamak C) İsteksiz ve neşesiz olmak D) Hesap etmemek E) Karşısındakinin çıkarlarına uygun

8. Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur. Aşağıdakilerin hangisi bu cümle için söylene- mez? A) Anlamına göre olumlu cümledir. B) Yüklemine göre fiil cümlesidir. C) Yapısına göre şartlı birleşik cümledir. D) Anlamına göre olumsuz cümledir. E) Kurallı bir cümledir. stil

2. I. 19. yüzyılda birbirinden farklı anlayışlara örnek gösterilebilecek resimler yapılmıştır. II. Resimlerde farklı anlayış sorunu bütünsel olarak bu dönemde ele alınmıştır. Bu iki cümlenin anlamca tam ve doğru biçimde birleştirilmiş hali aşağıdakilerden hangisidir? A) 19. yüzyılda resimlerin de farklı anlayış sorunları kapsayıcı bir biçimde ele alınmıştır. B) 19. yüzyılda farklı anlayışlara örnek gösterilecek resimler ilk defa farklı anlayış sorunlarıyla ele alınmıştır. C) 19. yüzyılda birbirinden farklı anlayışlara örnek gösterilebilecek resimler yapılması, resimlerde anlayış sorununun bütünsel olarak ele alınmasının sonucudur. D) 19. yüzyılda birbirinden değişik anlayışlara örnek gösterilebilecek resimler yapılırken resimlerdeki değişik anlayış problemi, bütünsel olarak bu dönemde ele alınmıştır. E) 19. yüzyılda birbirinden farklı resimler yapılması bu dönemdeki sorunlara da bütünsel bakılmasını sağlamıştır.