Yapısına Göre Cümleler Soruları

10. Siirde anlam aramak eti için bülbülü öldürmek de- mektir. Aşağıdakilerden hangisi yukarıdaki cümleyle aynı doğrultuda değildir? A) Şiirde önemli olan ahenk unsurlarının ön pla- na çıkmasıdır. B) Aynı konuyu farklı söyleyiş özellikleriyle gü- zelleştirebiliriz. C) Şiirde söyleyiş güzelliği değil içerik önemsen- melidir. Şiir hiçbir zaman mana egemenliği altında de- ğildir Estetik ve kaygıdan uzak şiir, tek başına an- lam ifade etmez.

14) "Kent dışına çıkıp Himalaya Dağları'yla Everest Tepesi'ni ve öteki tepeleri görmeye gidiyoruz. Derken dağları saran bulutlar da katar katar akıp gidiyor. Ötelerdeki tepeler arasında, güneşin ilk ışıkları beliriyor. Hepimizde bir sevinç bir sevinç... Sanki güneşi anasının karnından çıkarıp, doğumunu yaparak dünyaya biz armağan ediyoruz. Aydınlık ayıldıkça Himalaya Dağları olanca görkemiyle ortaya çıkıyor. Kimi tepeler buzullarla kaplı. Kimileri sarp kayalık ya da karlarla örtülmüş. Bu görünüm insana ürperti veriyor. Ötelerde, dünyanın en yüksek tepesi, Everest'in silüeti beliriyor. Bu görkemli görünüm karşısında, iliklerime kadar titriyorum. Bu büyülü güzellik, sadece beni değil, dorukta bulunan herkesi kuşatmış durumda. Kimliklerimiz, milliyeti- miz, cinsiyetimiz yok olmuş. Bu parçanın anlatımında I. Sözde soru cümlesi II. Betimleyici ögeler III. Eksiltili cümle IV. İkileme V. Tahmin unsurlarından hangileri yoktur? A) Yalnız I B) I ile II C) Yalnız III D) II ile IV E) I ile V

Ctrl Noktalama İşaretleri 7. Aşağıdaki cümleler yay ayraç işaretinin kullanım amacına göre ikişerli gruplanırsa hangisi dışta kalır? A) Fiilimsi türlerinin (isim - fiil, sifat-fiil, zarf - fiil) her biri yan cümle oluşturuyor. B) Sanatçının bu eseri hatıra (ani) türünün en iyi örnek- lerindendir. 0 Ins C) İhtiyar (Yavaş yavaş Kaymakam'a yaklaşır.) -Ne olu- yor beyefendi? Allah rızası için bana da anlatın. D) Adam (çocuğun kulağına eğilerek) - Seni buradan kurtarabilirim. E) Türk edebiyatının üç kolu da (halk edebiyatı, divan edebiyatı, yeni Türk edebiyatı) büyük farklılıklar gös- terir. 11, Aşağ Içinde A) H nu B) T (i C) X D) K E)

BANKASI 10. İste hakkın olmayanı İhtirasla besle cânı Budur insanlığın şanı Para bayrak, rüşvet direk OV TH Bihamiyet olmak gerek unpol ev olib numueinA .8 bisbigeps llig s069 (A mla ingob *Bihamiyet: Faziletsiz, erdemsiz ov Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? uğublo tima başvurulmuştur. nunc A) Lirik (coşkulu) bir anlatım vardır. ani B) Hamasi (epik) bir söyleyiş hâkimdir. ulap C) Söylenenlerin tersi kastedilerek ironik ve tarizli bir anla- L D) Gelecekten söz eden bir anlatım vardır. E) Kanıtlayıcı anlatıma yer verilmiştir. S A M A L

9. Aşağıdakilerden hangisi dil ve anlatım yönünden ötekilerden farklıdır? A) Döne döne sonbahara ulaştı yorgunluğum. B) Tehditlerle dolu bir kış doludizgin yaklaşıyor. C) Pir pir yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının, Yorgunluktan göz çevresinde morlar oluşmuş. E) Buz kuşları toz hâlinde iç ufuklarımıza dağıldılar. D)

25. 1. Zekânın, pek kolay kavranamayan çok karmaşık bir yapısı vardır. II. Zekâ, doğuştan getirilen gücün, çevre olanaklarıyla işlenmesi sonucu oluşur. III. Zekâ ne sadece kalıtsal ne de sadece çevresel etkenlerle açıklanabilir. IV. Önce zekâyı tanımlamak, sonra da bu tanıma uygun bir ölçme aracı geliştirmek gerekir. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır? A) ve II. A)Y. BY1. ve IV. D) II. ve IV. C) II. ve III. E) I. ve IV.

1. Toroslar'da yaşayan ve geçmiş çağların birikimine sa- hip olan bu insanlar oldukça tutkulu kişilerdi. Her şe- yi yoğun bir biçimde yaşarlardı; aşkı, kini, öfkeyi... Ko- nuşmalarının bir ucu biraz destan, masal kokardı. Bun- ların içinde roman kahramanı olabilecek pek çok in- san vardı. Zihinsel yapıları Batılı değil, Doğulu insan- larınkine benzerdi. Onlar, Doğulu bilgeler gibi düşü- nürlerdi. İnsan aklının ucundan geçmeyecek, şaşırtı- cı davranışları, öfke biçimleri, zihinsel yaratıcılıkları var- di. Yukarıdaki paragrafta geçen altı çizili ifadenin an- lamı aşağıdakilerden hangisidir? A) Her şeyin en iyisini bilmek, Doğulu bir bakış açısı- na sahip olmak B) Geçmiş çağların bilgi birikimine sahip olmak C) Derinlikli düşünme becerisine sahip olmak D) Aşk, kin, öfke gibi duyguları yoğun biçimde yaşa- mak E) Konuşmalarında destansı ve masalsı ögeleri kul- lanmak 3. is X Yayınları S C

leri (Yapısına Göre zel kokular yayar sik biderk , yapısı bakımından uzluğunu giderir. er takar. wacı gibidir. enir. den dirilir. na göre şünceyi ma ez. balıklar naz ima k LIWIT YAYINLARI 6. 5. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yapısına göre diğerlerinden farklıdır? A Hayat, onun etrafında, demir atmış bir geminin yanından akan bir nehir gibi akıyordu. B Etkilerden korkan ve onlardan kaçınan kimseler, ruhlarının fakirliğini kapalı olarak itiraf etmektedirler. Her büyük çağda insan, şahsi olmayı aramadan şahsi olmakla yetiniyordu. Burada anlatmaya çalıştığım fikirler size ya aykırı gelecek ya da yanlış görünecektir. E) Bütün bu şeyler karşısında şaşkınlık, hayranlık ve korku içinde kalmaktan kendimi alamıyorum. Gereksiz bütün sözcükleri çıkarıp duygularımı anlatmaktan büyük bir sevinç duyarım. Bu cümleyle aşağıdaki cümlelerden hangisi yapıca özdestir? A) Katı yürekli müdürümüzün yerine gelen, çok iyi ve dikkate değer biriydi. B) Kurtulmak için ne bir şey yapabiliyor ne de yapmak istiyordu. O güllük gülistanlık edebiyat dünyamızda aşk konusu birçok defa işlendi. D Eserlerimin hepsi, kendimden öncekine doğrudan doğruya tepkidir. nagy Akşamın geç saatlerinde arkadaşıyla mahalle kahvesinde buluştu. 7. Aşağıdakilerden 8

15. İnsanı öz eleştiri noktasına götürecek (ulaştıracak) olan şey, ki- I nun şinin benlik algısıdır (idrakıdır). Bununla birlikte ideal (uygun) bir LỘC || ||| "ben" vardır. Bu, kişinin olmak istediği benlik (şahsiyet) algısıdır. IV Sonisms İnsanın hayalindeki durumuyla içinde bulunduğu durum arasın- daki farkı bilmesi, psikolojik bir ihtiyaçtır. Öz eleştiri yapamayan kişi, idealindeki benliği ile gerçek benliğini karıştırır. Bu nedenle bu kişi, hayatının her anında tökezler (güçlükle karşılaşır). feipment nie V Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisin anlamı ayraç () içinde verilen açıklamayla uyusmamaktadır? A) I BHT CHIT DIV EV

Merin zla 14. "Tanzimat sanatçılarına göre yazar, toplumu eğiten, yön- lendiren kişidir." Bu cümlede geçen "yazar" sözcüğü tekil olduğu halde bütün yazarları kapsayacak nitelikte kulla- nılmıştır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu tür anlam ilişkisi- ni örneklendiren bir sözcük vardır? A) Nurullah Ataç, edebiyata şiirle başlamış, deneme ve eleştiri türlerinde karar kılmıştır. B) Türkçenin özleşmesi, yeni sanatçıların tanıtılması ko- nusunda öncülük etmiştir. C) Nurullah Ataç için kitap, her zaman yanında bulunma- si gereken bir ilaçtır. D) Yunan, Latin, Fransız ve Rus klasiklerinin çoğunu dili- mize kazandırmıştır. E) Devrik cümleleriyle dikkat çekmiş, böyle bir anlatımın benimsenmesi yolunda çalışmıştır.

12. Münir Özkul; Türk tiyatro ve sinema tarihine damgasını vurmuş önemli bir isim. Orta oyunu ve tuluat sanatçısı İsmail Dümbül- lü'den devraldığı ünlü "kavuk"la tiyatro sahnelerindeki başarısı- ni; canlandırdığı "Yaşar Usta", "Turşucu Yaşar" ve "Kel Mahmut" gibi karakterlerle de sinema oyunculuğundaki ustalığını gözler önüne serdi. Türk sinema tarihinde özellikle karakter oyunculu- ğunda aranan usta sanatçı, tiyatrodan da asla vazgeçmedi. Ye- şilçam'da 200'den fazla filmde rol alan Özkul; Adile Naşit'le be- raber oynadığı filmlerle Türk sinemasının unutulmaz ikililerin- den oldular. Televizyon dizilerinin yaygınlaştığı dönemde dizi oyunculuğundan uzak durdu. Sadece Uzaylı Zekiye ve Ana Ku- zusu gibi birkaç dizide rol aldı. Bu parçadan yola çıkılarak Münir Özkul ile ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A Geleneksel Türk tiyatrosunda usta olduğu Sinemada unutulmaz tipleri canlandırdığı C) Dizi oyunculuğunu kendisine yakıştırmadığı D) Karakter oyunculuğunda başarılı olduğu + E) Tiyatroyla sinemayı bir arada yürüttüğü +

ROBERT 14. Ona baktıkça gözlerimin önüne kendi babam gelir- di. (II) Babam da hizmetinde bulunduğu konağın bah- çesinde böyle çalışırdı. (III) Onların yüzleri gibi herhal- de ruhları da birbirlerine benzerdi. (IV) Babamın da toprağı işlerken türküler dilinden düşmezdi. (V) O da yaseminlerle mor salkımların sardığı çardağın gölge- sinde istirahat ederdi.. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi ya- pi bakımından diğerlerinden farklıdır? A) I B) II C) III D) IV E) V

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) Zemahşerî tarafından hazırlanan, Arap sözlükçülük geleneğinde önemli bir yere sahip olan ve Harezm Türkçesi için dil malzemesi içeren Mukaddimetü'l- Edeb, Arapça öğrenmek isteyenlere yararlı olabilecek bir eserdir. B) Türk yazı dillerinin, lehçelerinin ve ağızlarının dil özelliklerini belirleyen, dokuz bin civarındaki söz varlığını derleyerek Divânu Lugâti't-Türk'te bir araya getiren Ali Şir Nevâî, Arapça kökenli divan sözcüğünü, "sözlük" anlamında kullanmıştır. C) Karadeniz'in kuzeyinde yaşamış olan Kuman (Kıpçak) Türklerinin söz varlığı ve sözlü edebiyat ürünleri ile ilgili derlemelerden oluşan Codex Cumanicus'un XIII. yüzyıl sonlarında hazırlandığı sanılmaktadır. D) James W. Redhouse'un Müntahabat-ı Türkiyye (1842) ve Müntahabat-ı Lugat-i Osmaniyye (1852), Ahmet Vefik Paşa'nın Lehçe-i Osmanî (1876) adlı sözlükleri Türk sözlükçülüğünün en önemli ürünlerinden yalnızca birkaçıdır. E) Şemsettin Sami'nin hazırladığı Kamus-i Türkî (1900) adlı eser, kendisinden sonra hazırlanan pek çok sözlüğe kaynaklık etmiş; sözlükçülüğünün dönüm noktalarından olmuştur.

25. Stendhal'in bir mektubunda, "Vaktim olmadığı için uzun yazıyorum." diye özür dilemesi, Van Loon, insanlığın Kurtuluşu adlı eserinde haklı olarak şöyle der: "Hayat kisa- dır, söylevlerse uzun sürer. Yüz kelimeyle söylenemeyecek bir şeyin hiçbir zaman söylenmemesi daha iyidir." ---- Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) her yazı türünün kendi uzunluğunu kendi belirlediğinin çok kesin bir göstergesidir B) uzun söylevlerin toplum üzerindeki etkisinin kısa söy- levlere göre daha büyük olduğunun işaretidir C) şu kısacık ömürde büyük yapıtlar vermenin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor + D) kısa ve özlü yazmanın bir çaba hem de zorlu bir çaba işi olduğunu gösteriyor E) büyük yazarların uzun uzun yazmak için ne kadar az vaktinin olduğunu belirtiyor

müş- di'ne isan ala- ene- Ka- vazi yor. iyej yet de ne- a- an ar ti 8. Siirdeki millik, yazıldığı dilin karakteriyle ve duygu yü- küyle ilgili. Bu yüzden başka dillere çevirisi yapılamıyor. Yahut nadiren iyi şiir çevirilerine rastlıyoruz. Şiirde ter- cüme diye yapılan daha çok anlam aktarmasıdır. Eli- ot'in "en millî sanat" demesi bundan. Millî şiir, hamaset yüklü şiir değildir. Millet, bayrak, yurt hiç değil. Yazıldığı dilin ses değerini, duygu yükünü, tadını en iyi yansıtan şiirdir millî olan. Bu parçadan hareketle şiirle ilgili olarak; 1. Bir şiiri yazıldığı dilden başka bir dile çevirme işi, bir bakıma anlam aktarmasıdır. II. Millet ve bayrak sembolleri millî şiirin en önemli te- malarıdır. III. Şiir çevirisi yaparken içindeki duygu ve ses değerini aktarmak güçtür. yargilarından hangilerine ulaşılamaz? B) Yalnız II A) Yalnız I - P) I ve II (E) II ve III C) Yalnız III 10

Onun karikatürlerinde dondurulmuş kareler birden harekete geçer, yansıtılan kişiler canlılık kazanırdı. Bu cümlede, söz konusu karikatürlerin hangi özelliği belirtilmek istenmiştir? A) Yaşananları eleştirme B) Gerçeklik duygusu uyandırma C) Öğretici olma D) Çok yönlü düşündürme E) Güncel olanı yansıtma