Yapısına Göre Cümleler Soruları

1y Paragrafta Ana Düşünce 1. İletişim devrimi, yeni teknolojiler, elektronik posta ve mesajlaşma uygulamaları nedeniyle mektup kavramının içeriği değişti. Beraberinde klasik matbu mektup kavramının bir karşılığının, hatta bir değerinin olup olmadığı da tartışmalı hâle geldi. Her daim kalem ve kâğıtla yazılan mektup artık nostalji nesnelerinden biri oldu. Mektubun değeri bu manada metaya bile dönüşürken elektronik mektuplar-mesajlar "kullan-at" karakteri nedeniyle ne saklanıyor ne de basılı hâle getiriliyor. Modern insanın hızının ve sürekli acelesinin sonucu olarak çalakalem yazılan e-postalar işi görüldükten sonra çöpe atılıyor. Hatta tekno-insanın ritüellerinden biri de kullanıma bağlı olarak ayda, altı ayda, yılda bir temizlik yapmak, biriken ve işe yaramayan mektupları silmektir. Matbu mektupların özenle saklanması ve korunmasına ilişkin geliştirilen ritüeller günümüzde çöpe atılmak için uygulanıyor. BÖLÜM 03 Bu parçada mektupla ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İçerik, nitelik ve nicelik özelliklerinin değişikliğe uğradığı B) Insanların geçmişe yönelik değerlerini yansıtmadığı Ø) Günümüzün koşullarına uygun niteliklerden yoksun olmadığı P) Çabuk üretilen bir nesneye dönüştürüldüğü E) Şekil değişikliğinde orijinal niteliklerine sadık kalınmadığı 2. O türküyü dinlerken koca bir Anadolu'nun boğazında bir şeyler düğümlenir kalır: "Ah o Yemen'dir, gülü çimendir." Çünkü bir akrabamızın, tanıdığımızın, konu komşumuzun gidip de gelmeyen bir yiğidi vardır Yemen gäll Geride kalm 3D yayınları

O yıllarda tek başına yaşayan bir üniversite (1) öğ- rencisiydim. Evden okula okuldan eve şeklinde bir (II) hayatım vardı. (III) Benim ders çalışmaktan başka bir uğraşım yoktu. Gece gündüz ders çalışır, başarılı scolmayi (IV) hedeflerdim. Geniş bir ailenin altı çocu- ğundan biriydim ve başarılı olmak (V) zorundaydım. sio Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi "birinci tekil kişi iyelik eki" almıştır? C) III 8. A) I Über B) II D IV E) V 11. AYINLARI

9. Etrafınıza bir göz atın ve şu sorularıma cevap verin: Kaç dostunuz sizin iyi şiir yazmanızı, bu işten gerekli saygınlık ve hayat doygunluğu kazanma- nızı istiyor? Kitabınızı imzalamış olduğunuz kaç dostunuz, siz ölünce o kitabı en yakınındaki sahafa satacak? Hangi dizeleriniz bavul dibinde veya çekyat altında, daha iyisi kişisel kütüphanenin köşe rafında tozlanacak? Altan Erkekli'nin Vizon- tele'deki tiradından bir cümleyle sonuçlandıralım: "Çok zor buna cevap vermek." Bir şaire yapılacak en büyük hakaret, onu üzecek en acı fiil şiirlerinin okunmamasıdır. Yaşarken ağzına bal çalınmış ve bal tadını kaybetmemek için ağzını açmayan, aklından ve gönlünden geçenleri söyleyemeyen her şairin yılda bir ailesi veya dostları tarafından düzenlenen gövde gösterili anmalar dışında şiiriyle hatırlanmayacak olması, ölümüne sevinilmesi koyu bir gerçekliktir. Bu parçada yazar sorularıyla 1. Şairlere, dostları tarafından yeterince değer verilmediği II. Anma törenleriyle yapıtların ölümsüzlüğü yakalayacağı III. Yazarları öldükten sonra yapıtlarının da ölüme terk edildiği hangilerini kastetmemiştir? A) Yalnız II D) Yalnız III B) I've II E) I ve III C) II ve III fin Şifresi - Metot Anlatımlı Soru Bankası 1

EUTU ARI 7. vit YAYINLARI AM S BOLUM 1- KONU 3 Test-4 Birer doğaçlama ürünü olan caz parçaları, sadece ve sa- dece yaratıcısının müzikal ve manevi durumunun bireysel ifadesi olduğu için başkalarının rüyalarına uygun konfek- siyon şarkılar değildir. Bu cümlede altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Yaşanan acı tatlı anları her daim mutlulukla hatırlatan B) Toplumsal sorunlar karşısında duyarlı bir duruş sergileyen C) Icra edenlerin kültürel zenginliğini notalarında taşıyan D) Müzikal değeri, gördüğü ilginin çok üzerinde olan E) Belirli bir kompozisyon dahilinde yeniden üretilebilen (2018-ALES) EMONEY

ayınız.. ki n bir Ein planıp yle siz ok küçük hip =anları, arını nde =) 11: inin na cilde 12 39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Edebî metin, özel şartları bulunan belirli bir dönemin içinde doğar fakat o dönemle sınırlı kalmaz. Metinlerin, içine doğdukları dönemin öncesinde kökleri, sonrasında da gölgeleri olur. Yani bir metin, kendisinden önceki metinlerden beslenirken kendisinden sonraki metinleri besler. Bir metnin kendisinden çok önce söylenmiş veya yazılmış metinlerin yansıma yeri olduğuna ve kendisinin de çok sonraki metinlerde belirdiğine dair pek çok örnek vardır. Aile çevresinden Yunus ilahileri ya da halk türküleri dinleyerek büyüyen bir şairin şiirlerinde "Yunusça unsurlara" rastlanması olsun, halk türkülerinin ana teması olan "hasret yükü'nün hissedilmesi olsun bu belirmeye örnek gösterilebilir. Baktin, bir metnin daha önce veya kendi döneminde yazılmış diğer metinleri özümsediğini vurgular. Özümseme, genellikle yazarın veya şairin içinde yetiştiği kültürün doğal yönlendirmesi sonucu dün ile bugünün kucaklaşması olarak anlaşılabilir. Eski edebiyatımızdaki nazire geleneği esasen böyle bir kucaklaşmayı ifade eder. 39. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Bir metnin kendisinden sonraki metinlere ilham verebileceğine B) Nazirenin bir nevi özümseme olduğuna C) Bir şairin kendisinden önceki bir şairden etkilenebildiğine Bazı metin türlerinin her dönemde çok okunduğuna Edebî metnin çağının sınırlarını aştığına 40. Bu parçadaki altı çizili cümle için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? Bir kavramın tanımını içermektedir. B) Dolaylı aktarma örneğidir. C) Yargının amacı dile getirilmiştir. D) Iki varlığın karşılaştırması yapılmıştır. E) Aşamalı durum anlamı taşımaktadır. UcDört TÜRKÇE TESTİ BİTTİ

7. Orhan Kemal'in en iyi romanı ---- Bereketli Topraklar Üzerinde eleştirmenler tarafından ---- övülmüştür. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) görülen - gerçekten B) söylenen - biraz C) sayılan - haklı olarak D) bilinen - hiç düşünmeden E) sanılan - hak etmediği hâlde

Yüzünü yr- le bir yüz az bir yüz şağıda- kıntıları lasını düşe- için Ü- n QUASHING RUNDIE Idea napadaki parçaya göre co (Sonya syasi ve kömürel hadiselerin, oluştuğu döne me etki edebi esecerda kendini göstermiştir. (II) Çok eski çağlarda oluşan Türk destanlarında genellikle Çin- Merle yapılan mücadeleler anlatılır. (III) Anadolu'daki ta- savvuf cereyanı XIII. yüzyılda Yunus Emre'nin şiirlerinde kendini gösterir. (IV) Osmanlıdan günümüze gelinen sü- reçte halk hikâyelerinden ve mesnevilerden, aşkın yanı sıra kahramanlıkların nasıl yaşandığını öğreniyoruz ve anlıyoruz ki edebî eserler, kültürün ve tarihin el ele yü- rüdüğü köprüdür. (V) Cumhuriyet'in ilanının son dönem edebiyatının adlandırılmasındaki etkisi de bu bağlamda değerlendirilebilir. 39. Bu parçada "Edebî eserler, kültürün ve tarihin el ele yürüdüğü köprüdür.” sözüyle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Her edebî eser, oluştuğu dönemi bir yönüyle de olsa yansıtır. B Tarih ve edebiyat, iç içe girmiş nitelikte dallardır. C) Edebî metinler, zaman süzgeciyle maddi ve manevi değerlerin birlikte ilerlemesini sağlar. D) Edebî eserler, kendi zamanını çağlar ötesine taşır. E) Bir eser, edebî değer kazanmak için belirli bir zama na ihtiyaç duyar.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının "Türkçe Testi" için ayrılan kısmın Bu tiyatro güncel bir konuyu işliyor. Bu nedenle birçok ti- yatro meraklışı oyunu görmek isteyebilir. Ne var ki olaylar oldukça yavaş gidiyor hatta yerinde sayıyor. Bir müddet sonra sahneden kopuyorsunuz. 1. Bu parçada geçen "yavaş gidiyor hatta yerinde sayıyor" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Aktüaliteye takılıp kalmak B) Sürükleyici olamamak C) Gizli mesaj vermek D) Kapalı bir anlatımı yeğlemek E) Güldürü ögesinden yoksun olmak

31. İngiliz denizci James Cook, 18. yüzyılda Avustralya kıyısına oti adım attığında daha önce hiç görmediği bir hayvanla karşı- laşır. Yanındaki yerliye hayvanın adını sorunca "Kangroo!" yanıtını alır. Böylece denizci, arka ayakları üstünde sıçraya- Irak yol alan, yavrularını karnındaki kesesinde taşıyan bu hayvanın resmini çizer. Ülkesine döndüğünde bu ilginç hay- vandan bahseder ve resimlerini herkese gösterir. Zamanla tüm dünya hayvanı tanır. Bu olaydan çok sonra Avustralyalı yerlilerin dillerini incelemek üzere kıtaya gelen bir dil bilimci, yerlilerin bu hayvan için başka bir isim kullandıklarını görür. "Kangroo" yerli dilinde "Seni anlamıyorum." anlamına gel- mektedir. US Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini kanıtlamak amacıyla oluşturulmuştur? A) Dil, yaşayan bir varlıktır. B) İnsan, diliyle düşünen bir varlıktır. C) Dil, doğru kullanıldığında bir iletişim aracı olur. D) Dili doğru kullanmak herkesin görevidir. > E) Dil, kendine özgü yapısı ve kuralları olan bir canlıdır.

VI 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünlü düşmesi neb örneklenmiştir? A) Beklediğinden daha fazla kişi gelince ne ya- pacağını şaşırdı. -VUN O B) Düşüncemiz bizleri sonsuzluğa ulaştırmada sadece bir araçtır. C) D) Bencilliği, kıskançlığı tüm sınıfın canını sıkıyor. Bu projeyi nasıl bu kadar çabuk bitirdiğini hiç- birimiz inan ki anlamadık. E) Türkçeyi sonradan öğrendiği için bazı kelime- lere dili dönmüyor.

6. 1. Teknoloji ve iletişim sistemlerindeki gelişmeler, bilgisayarların günlük yaşamımıza neredeyse tamamen girmiş olması, yaşam standardımızı yükseltiyor. II. Ofis ortamlarında sıkça karşılaşılan bel, boyun, bilek rahatsızlıkları ergonomik olmayan ortamlarda çalışma sonucunda artıyor. Bu iki cümleyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? İki farklı görüşün aslında birbirini desteklediğini göstermektedirler. B) Aynı durumu olumlu ve olumsuz özellikleriyle ele alıp değerlendirmektedirler. C) Aynı görüşü farklı örneklerle pekiştirerek genelleştirmektedirler. D) Aynı durumun olası sonuçları üzerinde durmaktadırlar. E İki farklı durumu benzer nedenlere bağlı olarak açıklamaktadırlar. 8.

56 9- t. n ir 22. Muhabir: (1) 18sa Oyuncu: Beş yaşındayken annemin götürdüğü Alaaddin'in Sihir- li Lambası adlı çocuk oyununda, sahneye çıkarılıp alkışla- tıldığım andan itibaren oyuncu olmak istedim. Öncesinde zaten itfaiyeci olmak istiyordum. Babam ve annem mes- lek konusunu tamamen bana bıraktılar. Bu konuda hiçbir zorlama görmedim. Sanatla araları iyiydi; babam çok gü- zel gitar çalardı mesela. Muhabir: (11) -- Oyuncu: 1 - Her sabah yataktan kalkıp, güne başlayıp, hayatın için- de bir şeyler yapmaya giderken, arabaya binerken, yürür- ken hep beni mutlu götüren bir işim var. Bu çok büyük bir şans. İnsanın yapmayı sevdiği, yaparken mutlu hissettiği, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığı bir işi varsa tabii ki çok daha şanslı. Ben de bu konuda kendimi çok şanslı görü- yorum. Bir mutluluk sebebi benim için işim. Kendimi çok iyi hissediyorum oyunculuk yaparken. Her anında ve her alanında bütün sıkıntılarına rağmen ve çözmemiz gereken tüm problemlerine rağmen. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) I. Oyunculukla ilgili bir anınızı paylaşır mısınız? 11. Meşleğinizin zorluklarından söz eder misiniz? Oyunculukta nasıl karar kıldınız? Oyunculuğun size katkıları nelerdir? I. Oyunculuk serüveni nasıl ve ne zaman başladı? II. Mesleğinizin en sevdiğiniz yanı nedir? D) I. Sizi oyunculuğa iten sebep neydi? I. Sizce oyunculuğun avantajları nelerdir? E) I. Oyunculuktaki esin kaynaklarınız nelerdir? II. Oyunculuktan vazgeçmeyi hiç düşündünüz mü? AVANTAJ YAYINLARI X 23 La lik lu ço sa me lar aç ğil ilh sa li 23. B gi B 24. B S C

2. Tiyatro yazarlarının yakındığı konu okurların ayrıntı- lara dikkat etmiyor olmaları. Roman okuru, şiir okuru, hikâye okuru küçük ayrıntılar peşinde koşarken tiyat- ro metinlerine okurun yaklaşımı oldukça farklı. Okur, metinleri ele alırken daha çok yüzeysel davranıyor ve yazarın özellikle vermek istediği şeyler gözden kaçı- yor. Bu da ister istemez yazarı mutsuz ediyor. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi ola- bilir? A) Okur ve Yazar Yakınlığı B) Okurun Eser Takibi C) Yazarların Geleceği D) Okurun Metinlere Yaklaşımı E) Romanların ilgi Görmesi

ğıdakilerden niş bir okur ölümün an- ografi oku- bütünüy- anılması, Elu bir si yö- lleri- izel- 22. 1917 senesinde Topraklarında doğmuşum Anamdan emdiğim süt Çeşmenden tarlandan gelmiş Emmilerim hudutlarında Senin için döğüşürken ölmüşler Kalelerin burcunda Uçurtma uçurmuşum Çimmişim derelerinde Bir andız fidanı gibi büyümüşüm Topraklarının üstünde Aşağıdakilerden hangisi içerdiği duygu bakımından bu dizele- re anlamca en uzaktır? A Tabiatla haşır neşir Kırlarda geçen ikindi vakti B) Vatanımdan başka şey yok gözümde Yâr yatağın düşman almaz, giderim C) Ey bütün cihana bedel Türkeli Açtığın cenklerin yoktur evveli D) Vatan ettim sizi ey topraklar Akıtıp damgaladığım kanımla E) Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır C PARAGRAFIN RİTMİ

a 20. İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda Londra'yı vuran Al- man V2 roketlerini örnek olarak gösterebiliriz. Almanlar İngiltere'ye vurmak için böyle bir icat peşinde koşma- Bir süre önce Tayland'da bir mağarada mahsur kalan saydı belki de roket bilimi bu denli hızlı ilerlemeyecekti. çocuk futbol takımı da buna benzer bir tetikleme yaptı. Dünyanın son yıllardaki atılımları ile tanıdığı bu girişim- ci ekip, bu çocukları kurtarmak için tek kişilik küçük bir denizaltı kapsülü geliştirdi. Kapsül kullanılmamış çocuklar başka bir yöntemle kurtarılmış olsa da fela- ketler karşısında insanoğlunun geliştirdiği çözümlerin son örneklerinden biri olarak tarihe geçti. ve Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Dünyadaki büyük savaşlar ve felaketler insanlığa katkıda bulunan çözümleri ve icatları da beraberin- de getirmiştir. B) Bütün milletler, kendilerinden önceki milletlerin kah- ramanlıklarını okurlar. C) Sadece kazalar değil doğal afetler de ülke ekonomi- sini olumsuz yönde etkilemekte, bu da ülkeleri yeni arayışlara götürmektedir. D) "Uçan drone"lar, "karınca drone"lar, küçük ve hare- ketli, top şeklindeki kameralar dar alanlara girerek kayıp kişileri bulmaktadır. E) Uzmanların fikrî desteğini, yatırımcıların maddî desteğini alan girişimciler, orijinal buluşlara imza atmaktadırlar. Diğer sayfaya geçiniz.

kul- ine 32. Bundan 4000 yıl önce, Honduraslı yerliler tüm dünya yı etkileyecek bir keşif yaptılar. Kakao çekirdeklerin den bir içecek üretmişlerdi ve bunun onlar için anlamı yeni bir tat bulmanın çok da ötesinde değildi. Oysa hayatımızda önemli bir yeri olan çikolataydı keşfettik- leri. Çikolata soğuk ve acı bir içecek olarak başladı macerasına ve özel günlerde ve dinî rituellerde "acı içecek" olarak tüketildi. Aztek ve Mayalar, yüzyıllar boyu bu lezzetin keyfini çıkarmakla kalmayıp, kakao- yu ticaretin de baş aktörü yaptılar. Kakao çekirdeği o kadar değerliydi ki alışverişlerinde para yerine kakao kullandılar. İnanç dünyalarını, kültürlerini de etkiledi kakao. Çikolatanın Kristof Kolomb'un keşif gezisin- de fark edilip, İspanyollar tarafından önce Avrupa'ya, oradan da dünyaya yayılması ise çok sonraları, 16. yüzyılda gerçekleşti. Kakaonun Avrupa'ya ulaşması çikolata için yeni bir çağın başlangıcıydı. Bu parçada çikolata ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Kimler tarafından nasıl bulunduğuna B) ilk tüketim şeklinin nasıl olduğuna C) İlk dönemlerde dini törenlerde içildiğine D) Ekonomide para yerine kullanıldığına E) Yaygınlaşmasında etkili olan tarihî olaya