Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri Soruları

9.
Yıkmış çadırların göç etmiş Leyla X
Vardım ki boş kalmış yar otakları
Dağı mesken etmiş biçare Mecnun
b
Akıtmış gözünden kan ırmakları
Yukarıdaki şiir ile ilgili olarak
I. Uyak ve redife yer verilmiştir.
turulmuster
II. Çapraz uyak düzeni ile oluşturulmuştur.
III. Duraklı bir şekilde oluşturulmuştur.
IV. Bir koşmanın son dörtlüğünden alınmıştır.
V. Telmih sanatına başvurulmustur.
bilgilerinden hangisine ulaşılamaz?
A) Ivett
C) Il ve IV
-E) Il ve V
Bytt ve III
D) III ve IV
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
9. Yıkmış çadırların göç etmiş Leyla X Vardım ki boş kalmış yar otakları Dağı mesken etmiş biçare Mecnun b Akıtmış gözünden kan ırmakları Yukarıdaki şiir ile ilgili olarak I. Uyak ve redife yer verilmiştir. turulmuster II. Çapraz uyak düzeni ile oluşturulmuştur. III. Duraklı bir şekilde oluşturulmuştur. IV. Bir koşmanın son dörtlüğünden alınmıştır. V. Telmih sanatına başvurulmustur. bilgilerinden hangisine ulaşılamaz? A) Ivett C) Il ve IV -E) Il ve V Bytt ve III D) III ve IV
rındaki
emiş()
mi()
ir kere
zsin()
aşma-
hadi-
sıyla
etiril-
15. Mevsim yazdı. Atölyenin arka penceresinden olanca sıcaklı-
ğıyla vuran öğle güneşi, içerden altı tav ocağının kızıllığını alı-
yordu. İş Kanunu'na göre saat birden itibaren paydos etmeye
mecburdu. Onun için, fabrikanın gürültüsü dışardan işitilir de
İş Dairesi'nin kulağına gider diye, ustabaşının emriyle fabrika
|||
11
bekçileri atölyenin tüm pencerelerini, tavandaki yuvarlak
IV
deliklere kadar örtünce atölye karardı, tav ocaklarının kızıllığı
birdenbire bütün kuvvetiyle meydana çıktı. Çok geçmeden
V
atölyenin elektrikleri yandı, ocaklar tekrar sönükleşti.
Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisinde bir
Yazım yanlışı vardır?
A)
NII
DIV
E) V
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
rındaki emiş() mi() ir kere zsin() aşma- hadi- sıyla etiril- 15. Mevsim yazdı. Atölyenin arka penceresinden olanca sıcaklı- ğıyla vuran öğle güneşi, içerden altı tav ocağının kızıllığını alı- yordu. İş Kanunu'na göre saat birden itibaren paydos etmeye mecburdu. Onun için, fabrikanın gürültüsü dışardan işitilir de İş Dairesi'nin kulağına gider diye, ustabaşının emriyle fabrika ||| 11 bekçileri atölyenin tüm pencerelerini, tavandaki yuvarlak IV deliklere kadar örtünce atölye karardı, tav ocaklarının kızıllığı birdenbire bütün kuvvetiyle meydana çıktı. Çok geçmeden V atölyenin elektrikleri yandı, ocaklar tekrar sönükleşti. Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisinde bir Yazım yanlışı vardır? A) NII DIV E) V
2.
E) Kafiye
Aşağıdaki Tevfik Fikret için verilen bilgilerin hangisi
yanlıştır?
A) Türk şiirinin Batılılaşmasında büyük, emeği olan şair,
Servetifünun şiirinin de önemli ismidir.
B) Manzum öykülerinde aruzu başarıyla Türkçeye uyar-
lanmıştır.
C) Amacı Osmanlı İmparatorluğu'nu çağdaş medeniyet
düzeyine görmek olan şair, bunun Batıcılık anlayışını
benimsemiştir.
D) Anı ve fıkralarında şiirlerine oranla sade bir dil tercih
etmiştir.
5.
endemik-
nunubo (8
E) Heceyle yazdığı tek şiir kitabı Şermin'dir; son eseri
ilk eğitsel çocuk şiiri kitabıdır.
mbs/ inhe!
eri olyp
Se
d
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
2. E) Kafiye Aşağıdaki Tevfik Fikret için verilen bilgilerin hangisi yanlıştır? A) Türk şiirinin Batılılaşmasında büyük, emeği olan şair, Servetifünun şiirinin de önemli ismidir. B) Manzum öykülerinde aruzu başarıyla Türkçeye uyar- lanmıştır. C) Amacı Osmanlı İmparatorluğu'nu çağdaş medeniyet düzeyine görmek olan şair, bunun Batıcılık anlayışını benimsemiştir. D) Anı ve fıkralarında şiirlerine oranla sade bir dil tercih etmiştir. 5. endemik- nunubo (8 E) Heceyle yazdığı tek şiir kitabı Şermin'dir; son eseri ilk eğitsel çocuk şiiri kitabıdır. mbs/ inhe! eri olyp Se d
TYT/ Türkçe
9. Güneş enerjisi panellerinde kullanılan malzemenin,
1
mümkün olduğu kadar güneş ışınlarını yansıtmaması
11
gerekiyor. Bu amaçla, bu tür panelleri kaplamak üzere
bir film geliştirmek için çalışan bilim insanları, doğada
|||
bu özelliğin en üst düzeyde olduğu gece kelebeği gözünün
yapısından esinleniyorlar. Japonya'da bir üniversitede
araştırmacı olarak çalışan Noboru Yamada tarafından
IV
geliştirilen bu teknoloji, yılda yaklaşık %6 verimlilik artışı
sağlıyor. Her ne kadar bu artış çok fazla değilmiş gibi
gözükse de bu tür alternatif enerji teknolojilerinde her
türlü verimlilik artışının bir önemi vardır.
V
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin yapısıyla ilgili
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) sözcük, iyelik ve bulunma durumu eki almıştır.
sózci
II. sözcük, sifat-fiil ve belirtme durumu eki almıştır. V
III. sözcük, hem yapım hem çekim eki almıştır. V
D) IV. sözcük, birden fazla yapım eki almıştır.
E) V. sözcük, ek-fiil almış bir isimdir.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
TYT/ Türkçe 9. Güneş enerjisi panellerinde kullanılan malzemenin, 1 mümkün olduğu kadar güneş ışınlarını yansıtmaması 11 gerekiyor. Bu amaçla, bu tür panelleri kaplamak üzere bir film geliştirmek için çalışan bilim insanları, doğada ||| bu özelliğin en üst düzeyde olduğu gece kelebeği gözünün yapısından esinleniyorlar. Japonya'da bir üniversitede araştırmacı olarak çalışan Noboru Yamada tarafından IV geliştirilen bu teknoloji, yılda yaklaşık %6 verimlilik artışı sağlıyor. Her ne kadar bu artış çok fazla değilmiş gibi gözükse de bu tür alternatif enerji teknolojilerinde her türlü verimlilik artışının bir önemi vardır. V Bu parçada numaralanmış sözcüklerin yapısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) sözcük, iyelik ve bulunma durumu eki almıştır. sózci II. sözcük, sifat-fiil ve belirtme durumu eki almıştır. V III. sözcük, hem yapım hem çekim eki almıştır. V D) IV. sözcük, birden fazla yapım eki almıştır. E) V. sözcük, ek-fiil almış bir isimdir.
----
11. Oyuncuların beden dili, bir tiyatro oyununun başarıyla sah-
nelenmesinde oldukça önemlidir. Oyuncular, oyun sırasında
yararlandıkları el, kol, ayak ve vücut hareketlerine -- adı
verilir. Duyguların ve düşüncelerin yüz kaslarının hareketi ile
anlamlandırılması durumu ise ---- kavramıyla karşılanır. Tüm
bu hareketler, beden dilinin oluşmasını sağlar. Ancak oyuna
renk katan beden dilinin abartılı kullanılmaması, oyuncular
için temel ölçüttür.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıda verilenlerden
hangileri getirilmelidir?
A) rol-jest
C) mizansen - replik
B) jest - pandomim
D) jest - mimik
E) tirat - dublaj
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
---- 11. Oyuncuların beden dili, bir tiyatro oyununun başarıyla sah- nelenmesinde oldukça önemlidir. Oyuncular, oyun sırasında yararlandıkları el, kol, ayak ve vücut hareketlerine -- adı verilir. Duyguların ve düşüncelerin yüz kaslarının hareketi ile anlamlandırılması durumu ise ---- kavramıyla karşılanır. Tüm bu hareketler, beden dilinin oluşmasını sağlar. Ancak oyuna renk katan beden dilinin abartılı kullanılmaması, oyuncular için temel ölçüttür. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıda verilenlerden hangileri getirilmelidir? A) rol-jest C) mizansen - replik B) jest - pandomim D) jest - mimik E) tirat - dublaj
19. Okuryazarlığın, özellikle edebiyat okuryazarlığının pek
önemsenmediği ortada. Güçlu olmak, her şeyin üstünde.
Bu durumu sadece hakikat sonrasıyla ya da güçlü
olmanın, her şeyin önünde görülmesiyle ilişkilendirmek
de doğru değil. Birçok başka etmen var. Edebî üretim
konusundaki algı da değişti. İyi eğitimli birçok kişiden
şunu duyuyorum: "Yeni kitabın çıkmış, hayırlı olsun,
satışlar nasıl gidiyor?" En önemli unsurun kitabın satış
rakamı olduğu bir anlayış yaygın. Edebî metin, bir meta
olarak görülüyor. Bu kaçınılmaz aslında, edebiyat metni
kitap formu verilerek satışa sunulduğunda yapıt olmanın
yanında ürün hâlini alıyor, belki de yapıt olmaktan
büsbütün çıkıyor.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
söylenmiş olabilir?
A) Toplumun okuma kültüründen bu kadar uzaklaşmasını
neye bağlayabiliriz?
Okuryazarlığın toplumun nezdinde değer kaybedip
kaybetmediği konusunda neler söylenebilir?
C) Edebî bir metni değersizleştiren, bir ticari ürün olarak
gösteren unsurlar nelerdir?
D) Bir edebiyat metninin taşıdığı değerleri koruması, çok
okunması için neler yapılabilir?
E) Edebiyat ortamını okuryazar üzerindeki etkileriyle ilgili
neler söylemek istersiniz?
21.
7
11.
IV
C
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
19. Okuryazarlığın, özellikle edebiyat okuryazarlığının pek önemsenmediği ortada. Güçlu olmak, her şeyin üstünde. Bu durumu sadece hakikat sonrasıyla ya da güçlü olmanın, her şeyin önünde görülmesiyle ilişkilendirmek de doğru değil. Birçok başka etmen var. Edebî üretim konusundaki algı da değişti. İyi eğitimli birçok kişiden şunu duyuyorum: "Yeni kitabın çıkmış, hayırlı olsun, satışlar nasıl gidiyor?" En önemli unsurun kitabın satış rakamı olduğu bir anlayış yaygın. Edebî metin, bir meta olarak görülüyor. Bu kaçınılmaz aslında, edebiyat metni kitap formu verilerek satışa sunulduğunda yapıt olmanın yanında ürün hâlini alıyor, belki de yapıt olmaktan büsbütün çıkıyor. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Toplumun okuma kültüründen bu kadar uzaklaşmasını neye bağlayabiliriz? Okuryazarlığın toplumun nezdinde değer kaybedip kaybetmediği konusunda neler söylenebilir? C) Edebî bir metni değersizleştiren, bir ticari ürün olarak gösteren unsurlar nelerdir? D) Bir edebiyat metninin taşıdığı değerleri koruması, çok okunması için neler yapılabilir? E) Edebiyat ortamını okuryazar üzerindeki etkileriyle ilgili neler söylemek istersiniz? 21. 7 11. IV C
Dede Korkut Hikâyeleri, parça parça ve değişik versiyonlar-
da, Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaşamaktadır. Bugün
Türkiye'de en yaygın olarak bilinen ve en geniş Dede Kor-
kut hikâyeleri, 15-16. yüzyıllarda meçhul biri tarafından
yazıya geçirilmiştir. "Kitab-ı Dede Korkut" adlı bu eser,
Azerbaycan ve Doğu Anadolu'daki Oğuz Türklerinin ara-
sında yaşayan, Dede Korkut hikâyelerini içermektedir. Bu
hikâyeler Oğuz boylarinin ortak bir düşünce tarihine sahip
IV
olduklarının güzel bir göstergesidir.
V
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi "üçüncü
çoğul kişi iyelik eki" almıştır?
B) II
C) II
IV
E) V
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
Dede Korkut Hikâyeleri, parça parça ve değişik versiyonlar- da, Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaşamaktadır. Bugün Türkiye'de en yaygın olarak bilinen ve en geniş Dede Kor- kut hikâyeleri, 15-16. yüzyıllarda meçhul biri tarafından yazıya geçirilmiştir. "Kitab-ı Dede Korkut" adlı bu eser, Azerbaycan ve Doğu Anadolu'daki Oğuz Türklerinin ara- sında yaşayan, Dede Korkut hikâyelerini içermektedir. Bu hikâyeler Oğuz boylarinin ortak bir düşünce tarihine sahip IV olduklarının güzel bir göstergesidir. V Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi "üçüncü çoğul kişi iyelik eki" almıştır? B) II C) II IV E) V
18. Dilimizde "el" sözcüğüyle ilgili birçok deyim kullanılmıştır.
Söz gelimi "el açmak" başkasının yardımını almak için
|
yalvarmak, "el altından" kimsenin haberi olmadan gizlice
11
yapmak, "el atmak" bir işe girişmek, "el ayak çekilmek"
|||
IV
ortalığın ıssızlaşıp sessizleşmesi, "elden düşme" malı ol-
V
maktan çıkmak anlamında kullanılır.
Bu parçadaki numaralanmış deyimlerden hangisinin
açıklaması yanlış verilmiştir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
18. Dilimizde "el" sözcüğüyle ilgili birçok deyim kullanılmıştır. Söz gelimi "el açmak" başkasının yardımını almak için | yalvarmak, "el altından" kimsenin haberi olmadan gizlice 11 yapmak, "el atmak" bir işe girişmek, "el ayak çekilmek" ||| IV ortalığın ıssızlaşıp sessizleşmesi, "elden düşme" malı ol- V maktan çıkmak anlamında kullanılır. Bu parçadaki numaralanmış deyimlerden hangisinin açıklaması yanlış verilmiştir? A) I B) II C) III D) IV E) V
kat-11
dönüşle
11. (1) Piri Reis tarafından yapılmış bu haritanın bir dünya harita
si olduğu düşüncesine katılmıyorum. (II) Haritanın kimi bölüm
leri kaybolmuştur. (III) Kaybolan bölümlerdeki alanlar, büyük
olasılıkla güneyde Antarktika, doğuda ise Istanbul'u kapsıyor
(IV) Bizce Piri Reis, bu haritayla Osmanlı başkenti ve yeni dünya
yı bir arada göstermek istemiştir. (V) Piri Reis'in başka bir amac
da 1513'te saraya sunduğu haritadaki bilgileri yeni keşifler iş
ğında güncellemek olabilir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinin çatısı
özne-yüklem ilişkisine göre ötekilerden farklıdik?
A) I
dönüşü
B) IV
D) IV
C) III
kaybolmak
edilgen
değil mi?
EV
lorini nerede olursa ol
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
kat-11 dönüşle 11. (1) Piri Reis tarafından yapılmış bu haritanın bir dünya harita si olduğu düşüncesine katılmıyorum. (II) Haritanın kimi bölüm leri kaybolmuştur. (III) Kaybolan bölümlerdeki alanlar, büyük olasılıkla güneyde Antarktika, doğuda ise Istanbul'u kapsıyor (IV) Bizce Piri Reis, bu haritayla Osmanlı başkenti ve yeni dünya yı bir arada göstermek istemiştir. (V) Piri Reis'in başka bir amac da 1513'te saraya sunduğu haritadaki bilgileri yeni keşifler iş ğında güncellemek olabilir. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinin çatısı özne-yüklem ilişkisine göre ötekilerden farklıdik? A) I dönüşü B) IV D) IV C) III kaybolmak edilgen değil mi? EV lorini nerede olursa ol
5. I.
Öküzün damıny alçacık yapın C
Yaş koman altına kuruluk sepin
Koşumdan koşuma gözlerin öpün
İrençberler hoşça tutun öküzü §
II.
Yokuşa yukarı keklik sekişli
İnişe aşağı tavşan büküşlü
Düşmanı görünce şahin bakışlı
Kuğuya benziyor boynu kır atın
Bu dörtlüklerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi
yanlıştır?
Akafiye düzenleri aynıdır.
B) Her iki dörtlük de duraklıdı
C) Her iki dörtlükte de yarım kafiye ve redif kullanılmıştır.
D) Aynı ölçüyle söylenmişlerdir.
E) Türleri güzellemedir.
Üçgen AKADEMİ
3
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
5. I. Öküzün damıny alçacık yapın C Yaş koman altına kuruluk sepin Koşumdan koşuma gözlerin öpün İrençberler hoşça tutun öküzü § II. Yokuşa yukarı keklik sekişli İnişe aşağı tavşan büküşlü Düşmanı görünce şahin bakışlı Kuğuya benziyor boynu kır atın Bu dörtlüklerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? Akafiye düzenleri aynıdır. B) Her iki dörtlük de duraklıdı C) Her iki dörtlükte de yarım kafiye ve redif kullanılmıştır. D) Aynı ölçüyle söylenmişlerdir. E) Türleri güzellemedir. Üçgen AKADEMİ 3
25. 1. Bilge Karasu metinlerinde dil, okurları tarafından da ko-
layca fark edileceği üzere metnin diğer tüm ögelerin-
den önceliklidir, metnin odak noktasındadır.
II. Yazarın "sorunlar alanı"nda kendisine yer edinen her
şey, metnin estetiği içerisinde işlenirken dille bir bü-
tün olacak şekilde kullanılır hatta dilin kendisi, kurulu-
şu âdeta o sorunun vücut bulmuş hâline dönüşür.
Numaralanmış II. cümle ile ilgili aşağıdakilerden han-
gisi şöylenebilir?
A) I. cümledeki tespitin koşulu verilmiştir.
B) 1. cümlede öne sürülen düşünce, başka bir olguya bağ-
lanmıştır.
C) I. cümlenin tahminlere bağlı olarak değerlendirmesi ya-
pılmıştır.
1. cümledeki öne çıkarılan unsurun gerekçelendirilme-
si söz konusudur.
E) I. cümlede bildirilenin daha ayrıntılı bir tekrarı olmuştur.
27.
€ Yayınları
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
25. 1. Bilge Karasu metinlerinde dil, okurları tarafından da ko- layca fark edileceği üzere metnin diğer tüm ögelerin- den önceliklidir, metnin odak noktasındadır. II. Yazarın "sorunlar alanı"nda kendisine yer edinen her şey, metnin estetiği içerisinde işlenirken dille bir bü- tün olacak şekilde kullanılır hatta dilin kendisi, kurulu- şu âdeta o sorunun vücut bulmuş hâline dönüşür. Numaralanmış II. cümle ile ilgili aşağıdakilerden han- gisi şöylenebilir? A) I. cümledeki tespitin koşulu verilmiştir. B) 1. cümlede öne sürülen düşünce, başka bir olguya bağ- lanmıştır. C) I. cümlenin tahminlere bağlı olarak değerlendirmesi ya- pılmıştır. 1. cümledeki öne çıkarılan unsurun gerekçelendirilme- si söz konusudur. E) I. cümlede bildirilenin daha ayrıntılı bir tekrarı olmuştur. 27. € Yayınları
9.SINIF/ Türkçe
22. Yaşadığımız dünyada çevremizle barışık yaşamak
için önce kendimizle olan çatışmalarımızı çözüme
kavuşturmamız gerekiyor. Bunun için de en çok göz
ardı ettiğimiz, hâlâ keşfedilmeyi bekleyen son adayı.
Yunus Emre ifadesiyle "kendimizi bilmeliyiz". Kendi
yarasına merhem bulamayan başkasına ne yapabi-
lir yalan söylemekten başka? Dönüp her seferinde
eğilip baktığımızda içimizdeki derin uçurumlardan
başka bir şeyi göremeyiz. Bunu yapmadan birbirimi-
zin hayatlarının içinde yaşayıp giderken çoğu zaman
o kadar çok zarar veriyoruz ki çevremizdekilere!
Bu parçanın bütününde asıl vurgulanmak istenen,
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kişisel özelliklerini iyi bilen insanlar hayatta daha
başarılı olur.
B) Kendi iç huzurunu sağlayamayanlar, başkalarıyla
uyum içinde yaşayamaz.
C) Herkeste bulunmayan özelliklere sahip olanlar
çevresindeki kişileri rahatlıkla idare edebilir.
DY Çevresiyle iletişim kuramayanlar, sıkıntılı bir ruh
hâli taşımaktadır.
E) Yaşadığı zaman dilimi içerisinde her insan yeni
yeni şeyler öğrenir.
SUPARA
Aync
Bu
de
ac
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
9.SINIF/ Türkçe 22. Yaşadığımız dünyada çevremizle barışık yaşamak için önce kendimizle olan çatışmalarımızı çözüme kavuşturmamız gerekiyor. Bunun için de en çok göz ardı ettiğimiz, hâlâ keşfedilmeyi bekleyen son adayı. Yunus Emre ifadesiyle "kendimizi bilmeliyiz". Kendi yarasına merhem bulamayan başkasına ne yapabi- lir yalan söylemekten başka? Dönüp her seferinde eğilip baktığımızda içimizdeki derin uçurumlardan başka bir şeyi göremeyiz. Bunu yapmadan birbirimi- zin hayatlarının içinde yaşayıp giderken çoğu zaman o kadar çok zarar veriyoruz ki çevremizdekilere! Bu parçanın bütününde asıl vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir? A) Kişisel özelliklerini iyi bilen insanlar hayatta daha başarılı olur. B) Kendi iç huzurunu sağlayamayanlar, başkalarıyla uyum içinde yaşayamaz. C) Herkeste bulunmayan özelliklere sahip olanlar çevresindeki kişileri rahatlıkla idare edebilir. DY Çevresiyle iletişim kuramayanlar, sıkıntılı bir ruh hâli taşımaktadır. E) Yaşadığı zaman dilimi içerisinde her insan yeni yeni şeyler öğrenir. SUPARA Aync Bu de ac
amant
ciydi.
an bir
ek
S
istasyondan kalkıp vilayet merkezine giden kamyon,
saat kadar sarstıktan sonra, beni gideceğim köye
aynan yolun başında bıraktı. İki adım bile atacak
halim yoktu. Çantamı yanıma koyarak, kenarların-
dan otlar firlayan bir taşın üstüne oturdum. İçi tozla
karışık ter kokan kamyon, dünyanın bu en bozuk yo-
111
IV
lunda bizi birbirimize vura vura sersemletmişti.
Bu metindeki numaralanmış sözcüklerle ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) L fil basit zamanlıdır.
B) IL sözcük ek fiil alarak cümlenin yüklemi olmuş-
KAZANIM TESTI
fill duyulan geniş zamanın hikâyesi ile çekim-
Tenmiştir.
D) IV. fil birleşik zamanlıdır.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
amant ciydi. an bir ek S istasyondan kalkıp vilayet merkezine giden kamyon, saat kadar sarstıktan sonra, beni gideceğim köye aynan yolun başında bıraktı. İki adım bile atacak halim yoktu. Çantamı yanıma koyarak, kenarların- dan otlar firlayan bir taşın üstüne oturdum. İçi tozla karışık ter kokan kamyon, dünyanın bu en bozuk yo- 111 IV lunda bizi birbirimize vura vura sersemletmişti. Bu metindeki numaralanmış sözcüklerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) L fil basit zamanlıdır. B) IL sözcük ek fiil alarak cümlenin yüklemi olmuş- KAZANIM TESTI fill duyulan geniş zamanın hikâyesi ile çekim- Tenmiştir. D) IV. fil birleşik zamanlıdır.
17. (1) Alman aktivist, filozof, yazar ve ekonomist Karl Marx
ve eşi; 1845'te, yanlarında taşıyabilecekleri birkaç parça
eşyayla Avrupa'da siyasi tartışmaların kalbinin attığı
Paris'ten sürgün edildi. (II) Kapitalizmin doğasında
var olan çelişkilere dair söylev ve teorileriyle Fransız
hükümetinin canını sıkıp kovulduğunda Marx, henüz
iki yıldır Fransa'daydı. (III) Onu sürgün edenler, onun
siyasi etkisinin yol açtığı kıvılcımları söndürebileceklerini
düşünmekle büyük bir hata yapmışlardı. (IV) Sürgün,
Marx'ın reform arzusunu güçlendirip halkın uyum içinde
yaşaması için değişimin şart olduğuna dair inancını
pekiştirmekten başka bir işe yaramadı. (V) Uzakta bile
olsa, Marx'ın emin olduğu bir şey vardı: Devrimin eli
kulağındaydı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
bir noktalama yanlışı yapılmıştır?
DV (E)V
A) I
CY
BYTT
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
17. (1) Alman aktivist, filozof, yazar ve ekonomist Karl Marx ve eşi; 1845'te, yanlarında taşıyabilecekleri birkaç parça eşyayla Avrupa'da siyasi tartışmaların kalbinin attığı Paris'ten sürgün edildi. (II) Kapitalizmin doğasında var olan çelişkilere dair söylev ve teorileriyle Fransız hükümetinin canını sıkıp kovulduğunda Marx, henüz iki yıldır Fransa'daydı. (III) Onu sürgün edenler, onun siyasi etkisinin yol açtığı kıvılcımları söndürebileceklerini düşünmekle büyük bir hata yapmışlardı. (IV) Sürgün, Marx'ın reform arzusunu güçlendirip halkın uyum içinde yaşaması için değişimin şart olduğuna dair inancını pekiştirmekten başka bir işe yaramadı. (V) Uzakta bile olsa, Marx'ın emin olduğu bir şey vardı: Devrimin eli kulağındaydı. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir noktalama yanlışı yapılmıştır? DV (E)V A) I CY BYTT
3. Aşağıda verilenlerden hangisi Kutadgu Bilig ile
ilgili değildir?
?
A) Türk edebiyatının aruzla yazılmış ilk yapıtıdır.
B) Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır.
C) Aliterasyonlar bulunan yapıtta didaktik ögeler
de vardır.V
D) Hece ölçüsüyle yazılmış, destansı özellikler
gösteren bir yapıttır.
E) Karşılıklı konuşmalar içerir.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
3. Aşağıda verilenlerden hangisi Kutadgu Bilig ile ilgili değildir? ? A) Türk edebiyatının aruzla yazılmış ilk yapıtıdır. B) Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır. C) Aliterasyonlar bulunan yapıtta didaktik ögeler de vardır.V D) Hece ölçüsüyle yazılmış, destansı özellikler gösteren bir yapıttır. E) Karşılıklı konuşmalar içerir.
taca şeklini alabilirdi. Kendi kendine o zaman yapılacak
şeyi tasavvur ediyor, "Şüphesiz, intihar ederim" diyordu.
Ve nihayet, böyle olacağı da aşikârdı. Mektubu bir kere
daha okudu. Birden ilk okuyuşta dikkatini çekmeyen bir
cümle gözüne ilişti: "Esasen ben sizden büyük bir fedakâr-
Ik beklemiyorum" diyordu. "Yalnız bir müddet sizinle bir-
kte bulunmak, sizi duygularıma ve düşüncelerime katılmış
görmek... Sadece bir dost, bir akraba gibi... Nasıl isterse-
Mesela arada sırada sizinle küçük gezintiler... Müm-
kün olduğu kadar her bir alçalmış duygudan uzak, samimi
görüşmeler..."
Burada dudaklarının üzerinde, elinde olmadan bir tebes-
in belirdi, kendi kendine, "Çocuk..." dedi.
Ve bir kere o raddeye geldikten sonra... Onları daha ileri-
ye gitmekten alıkoyabilecek bir kuvvetin mevcut olmadığını
pek iyi biliyordu. Zaten onu korkutan, en çok bu değil miy-
di Ve esasen bütün münasebetler de böyle başlamaz mıydı?
Bunun tasavvuru bile onu dehşete düşürüyordu. Mektu-
bu bir tarafa attı ve birden, o zamana kadar hissedilmemiş
bir sinir boşalmasıyla yerinden fırlayarak, "Lakin ben ne
yapıyorum?" dedi. "Bir kadın için bu kadarı bile bir namus-
Hayz, hayır... Buna hiçbir zaman müsaade etmeyecek,
daha ileriye gitmemek için her şeyi burada bitirecekti. Ve
namuslu bir kadın için böyle hareket etmek, hayatında en
mühim bir vazifeydi. Yeldirmesini çıkardı, tekrar pencerenin
dine gelerek oturdu. Bundan sonra ona karşı nasıl bir va-
yer almak lazım geleceğini düşünüyor, bu son kararını tat-
bik edebilmek için zihninde planlar hazırlıyordu. Mesela ona
di bir mektup yazacak, karşı karşıya geldiği zaman söy-
enemeyen şeyleri, doğrudan doğruya anlatabilecekti. Buna
meyla karar verdikten sonra masaya doğru ilerledi, hok-
kay kalemi aldı. Heyecanından elleri titriyor, ona, doğrudan
da bu kararından bahsedebilmek için bütün kuvvetini
tedyordu. Ve fakat kalbinde dayanma gücünü kıran bir
gom
To
fue
Lise Türkçe
1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri
taca şeklini alabilirdi. Kendi kendine o zaman yapılacak şeyi tasavvur ediyor, "Şüphesiz, intihar ederim" diyordu. Ve nihayet, böyle olacağı da aşikârdı. Mektubu bir kere daha okudu. Birden ilk okuyuşta dikkatini çekmeyen bir cümle gözüne ilişti: "Esasen ben sizden büyük bir fedakâr- Ik beklemiyorum" diyordu. "Yalnız bir müddet sizinle bir- kte bulunmak, sizi duygularıma ve düşüncelerime katılmış görmek... Sadece bir dost, bir akraba gibi... Nasıl isterse- Mesela arada sırada sizinle küçük gezintiler... Müm- kün olduğu kadar her bir alçalmış duygudan uzak, samimi görüşmeler..." Burada dudaklarının üzerinde, elinde olmadan bir tebes- in belirdi, kendi kendine, "Çocuk..." dedi. Ve bir kere o raddeye geldikten sonra... Onları daha ileri- ye gitmekten alıkoyabilecek bir kuvvetin mevcut olmadığını pek iyi biliyordu. Zaten onu korkutan, en çok bu değil miy- di Ve esasen bütün münasebetler de böyle başlamaz mıydı? Bunun tasavvuru bile onu dehşete düşürüyordu. Mektu- bu bir tarafa attı ve birden, o zamana kadar hissedilmemiş bir sinir boşalmasıyla yerinden fırlayarak, "Lakin ben ne yapıyorum?" dedi. "Bir kadın için bu kadarı bile bir namus- Hayz, hayır... Buna hiçbir zaman müsaade etmeyecek, daha ileriye gitmemek için her şeyi burada bitirecekti. Ve namuslu bir kadın için böyle hareket etmek, hayatında en mühim bir vazifeydi. Yeldirmesini çıkardı, tekrar pencerenin dine gelerek oturdu. Bundan sonra ona karşı nasıl bir va- yer almak lazım geleceğini düşünüyor, bu son kararını tat- bik edebilmek için zihninde planlar hazırlıyordu. Mesela ona di bir mektup yazacak, karşı karşıya geldiği zaman söy- enemeyen şeyleri, doğrudan doğruya anlatabilecekti. Buna meyla karar verdikten sonra masaya doğru ilerledi, hok- kay kalemi aldı. Heyecanından elleri titriyor, ona, doğrudan da bu kararından bahsedebilmek için bütün kuvvetini tedyordu. Ve fakat kalbinde dayanma gücünü kıran bir gom To fue