Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri Soruları

6.
Çevirmen bir eseri yazıldığı dilden başka bir dile çevirir-
ken eserin yazarının üslubuna bağlı kalmak zorundadır.
II. Çevirmen yazarın ağzıyla konuşmazsa yazar çevrildiği
dile gelmiş olmaz, fikirleriyle gelmiş olsa bile diliyle gel-
mez.
I.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru biçim-
de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerin hangisidir?
A) Yazarın çevrildiği dile fikirleriyle ve diliyle gelmiş olma-
sı, çevirmenin o eseri yazıldığı dilden başka bir dile çe-
virirken yazarın üslubuna bağlı kalmasına bağlıdır.
B) Her ne kadar çevirmen bir eseri yazıldığı dilden başka
bir dile çevirirken yazarın üslubuna bağlı kalsa da ya-
zar çevrildiği dile fikirleriyle de diliyle de gelmez.
C) Çevirmen bir eseri yazıldığı dilden başka bir dile çevi-
rirken eserin yazarının üslubuna bağlı kalmasa bile ya-
ezar çevrildiği dile hem fikirleriyle hem diliyle gelir.
D) Çevirmen bir eseri yazıldığı dilden başka bir dile çevi-
rirken eserin yazarının üslubuna bağlı kalmazsa yazar
çevrildiği dile fikirleriyle gelmiş olsa da diliyle gelmez.
E) Çevirmenin bir yazarı çevrildiği dile fikirleriyle değil diliy-
le kazandırması, kendisini çevirisini yaptığı eserin üslu-
buna bağlı kalmak zorunda hissetmemesiyle mümkün-
dür.
AYT022122
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
6. Çevirmen bir eseri yazıldığı dilden başka bir dile çevirir- ken eserin yazarının üslubuna bağlı kalmak zorundadır. II. Çevirmen yazarın ağzıyla konuşmazsa yazar çevrildiği dile gelmiş olmaz, fikirleriyle gelmiş olsa bile diliyle gel- mez. I. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru biçim- de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerin hangisidir? A) Yazarın çevrildiği dile fikirleriyle ve diliyle gelmiş olma- sı, çevirmenin o eseri yazıldığı dilden başka bir dile çe- virirken yazarın üslubuna bağlı kalmasına bağlıdır. B) Her ne kadar çevirmen bir eseri yazıldığı dilden başka bir dile çevirirken yazarın üslubuna bağlı kalsa da ya- zar çevrildiği dile fikirleriyle de diliyle de gelmez. C) Çevirmen bir eseri yazıldığı dilden başka bir dile çevi- rirken eserin yazarının üslubuna bağlı kalmasa bile ya- ezar çevrildiği dile hem fikirleriyle hem diliyle gelir. D) Çevirmen bir eseri yazıldığı dilden başka bir dile çevi- rirken eserin yazarının üslubuna bağlı kalmazsa yazar çevrildiği dile fikirleriyle gelmiş olsa da diliyle gelmez. E) Çevirmenin bir yazarı çevrildiği dile fikirleriyle değil diliy- le kazandırması, kendisini çevirisini yaptığı eserin üslu- buna bağlı kalmak zorunda hissetmemesiyle mümkün- dür. AYT022122
2. Kişiyi yaşamaya itiyordu Sait Faik eserlerinde. Zorla
değil; kanıtlayarak, açıklayarak, ikna ederek... Çün-
kü gerçekte o da yaşama genel anlamda bağlılık
duymaktan uzaktı. Bu yüzden karamsar bir hava se-
zilirdi bazı hikâyelerinde ve şiirlerinde. Yaşamak için
bir hırsı, isteği yoktu ya da öyle sanılırdı. Fakat bize
bıraktığı iki romanı, hayatın bütün güzelliklerini tat-
maya çağırır. İlk bakışta karamsar gibi gelen yaşam
izlenimleri üzerinde biraz durulunca bunların, umut-
suzca seven büyük bir şairin aşırı duygu taşkınlıkla-
rından doğan geçici bir karamsarlık olduğu görülür.
Bu parçadan Sait Faik'le ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi çıkarılamaz?
A) Kişilere karmaşık duygular aşılamaya çalıştığı
B) Değişik türlerde yapıt verdiği
C) Yapıtlarında aşırı duygulanmalarin izlerinin ol-
duğu
D) Kimi şiirlerinde karamsarlığın sezildiği
E) Yapıtlarıyla kişileri hayata yönlendirdiği
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
2. Kişiyi yaşamaya itiyordu Sait Faik eserlerinde. Zorla değil; kanıtlayarak, açıklayarak, ikna ederek... Çün- kü gerçekte o da yaşama genel anlamda bağlılık duymaktan uzaktı. Bu yüzden karamsar bir hava se- zilirdi bazı hikâyelerinde ve şiirlerinde. Yaşamak için bir hırsı, isteği yoktu ya da öyle sanılırdı. Fakat bize bıraktığı iki romanı, hayatın bütün güzelliklerini tat- maya çağırır. İlk bakışta karamsar gibi gelen yaşam izlenimleri üzerinde biraz durulunca bunların, umut- suzca seven büyük bir şairin aşırı duygu taşkınlıkla- rından doğan geçici bir karamsarlık olduğu görülür. Bu parçadan Sait Faik'le ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi çıkarılamaz? A) Kişilere karmaşık duygular aşılamaya çalıştığı B) Değişik türlerde yapıt verdiği C) Yapıtlarında aşırı duygulanmalarin izlerinin ol- duğu D) Kimi şiirlerinde karamsarlığın sezildiği E) Yapıtlarıyla kişileri hayata yönlendirdiği
16. Servetifünun Dönemi'nde yaşayan sanatçı, Ahmet
Mithat'ın halk için roman yazma geleneğini devam
şarılı bir temsilcisidir. Romanlarında gözleme ve çev-
ettirmiştir. Türk edebiyatında natüralizm akımının ba-
re tasvirlerine büyük önem vermiştir. Türk edebiya-
tinda sokağı edebiyata taşıyan yazar olarak da bilinir.
Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Sami Paşazade Sezai
B) Hüseyin Rahmi Gürpınar
C) Şinasi
D) Namık Kemal
E) Refik Halit Karay
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
16. Servetifünun Dönemi'nde yaşayan sanatçı, Ahmet Mithat'ın halk için roman yazma geleneğini devam şarılı bir temsilcisidir. Romanlarında gözleme ve çev- ettirmiştir. Türk edebiyatında natüralizm akımının ba- re tasvirlerine büyük önem vermiştir. Türk edebiya- tinda sokağı edebiyata taşıyan yazar olarak da bilinir. Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir? A) Sami Paşazade Sezai B) Hüseyin Rahmi Gürpınar C) Şinasi D) Namık Kemal E) Refik Halit Karay
2. Omurga hastalıkları, gelişmiş toplumlarda en sık karşılaşı-
lan ve sakatlığa yol açan problemlerden biridir. Bu prob-
lemlerin başında ise okul çağındaki çocuklarda bile görü-
len bel ağrıları gelmektedir. Yapılan çeşitli araştırmalar okul
çağı çocuklarında bel ağrısı görülme sıklığının % 70 oldu-
ğunu ortaya koymuştur. Bilinen bir başka gerçek de okul
çağında bel ağrısı çeken bu çocuklarda, daha ileri yaşlar-
da da bel ağrısı yaşama riskinin arttığıdır. İşte bu neden-
le okul çağındaki çocukların, erken dönemlerden itibaren
bel ağrısından korunması konusunda gerekli özenin gös-
terilmesi gerekir.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Kişilerin ileri yaşlarda bel ağrısı yaşamaması için okul
yaşlarında bel ağrısından korunmaları gerekir.
BY Az gelişmiş toplumlarda bel ağrısının az görülmesinin
nedeni, insanların daha çok, ayakta çalışmasıdır.
Omurga hastalıkları, gelişmiş toplumlarda diğer toplum-
lardan daha etkili olmaktadır.
DY Çocukların okul yaşlarında bedensel yükü ağır işlerde
çalıştırılması, omurga hastalıklarına neden olmaktadır.
E) Bel ağrısı çeken çocukların bu rahatsızlığı erken teşhis
edilmezse ileri yaşlarda tedavisi güç omurga hastalık-
larına yol açmaktadır..
AYT022122
+
2
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
2. Omurga hastalıkları, gelişmiş toplumlarda en sık karşılaşı- lan ve sakatlığa yol açan problemlerden biridir. Bu prob- lemlerin başında ise okul çağındaki çocuklarda bile görü- len bel ağrıları gelmektedir. Yapılan çeşitli araştırmalar okul çağı çocuklarında bel ağrısı görülme sıklığının % 70 oldu- ğunu ortaya koymuştur. Bilinen bir başka gerçek de okul çağında bel ağrısı çeken bu çocuklarda, daha ileri yaşlar- da da bel ağrısı yaşama riskinin arttığıdır. İşte bu neden- le okul çağındaki çocukların, erken dönemlerden itibaren bel ağrısından korunması konusunda gerekli özenin gös- terilmesi gerekir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Kişilerin ileri yaşlarda bel ağrısı yaşamaması için okul yaşlarında bel ağrısından korunmaları gerekir. BY Az gelişmiş toplumlarda bel ağrısının az görülmesinin nedeni, insanların daha çok, ayakta çalışmasıdır. Omurga hastalıkları, gelişmiş toplumlarda diğer toplum- lardan daha etkili olmaktadır. DY Çocukların okul yaşlarında bedensel yükü ağır işlerde çalıştırılması, omurga hastalıklarına neden olmaktadır. E) Bel ağrısı çeken çocukların bu rahatsızlığı erken teşhis edilmezse ileri yaşlarda tedavisi güç omurga hastalık- larına yol açmaktadır.. AYT022122 + 2
3. İnsanoğlunun bannma ihtiyacının ortaya çıkmasından
günümüze kadar çok çeşitli yapılar ortaya çıkmış. Bu
yapılanın pek çoğu ana hatlarını yüzyıllar boyunca ko-
rusa da gelişen teknolojiyle birlikte hem görünüşleri
hem de özellikleri değişmiş. Zamanla insanoğlunun
farklı ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde modern tasa-
nmlar geliştirilmiş.
• Kubbeler bilinen en eski mimari yapılardan. Herhangi
bir destek kullanılmadan büyük, açık alanlarda inşa edi-
lebilen bu yapılar tarih boyunca kullanılmış. Eskiden
daha çok taştan inşa edilen kubbeler 19. yüzyıldan iti-
baren çeliğin yapı malzemesi olarak kullanılmasıyla bir-
likte daha da yaygınlaşmış. Tabii zaman içinde hem in-
şa teknikleri hem de görünüş bakımından çok farklı
kubbe yapılar geliştirilmiş.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
lenebilir?
A Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göster-
mektedirler.
Bİki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgu-
lamaktadırlar.
Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almakta-
dırlar.
D) Aynı düşünceyi bir örnek üzerinden değerlendirmekte-
dirler.
E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenler-
le açıklamaktadırlar.
T (Orta)
T
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
3. İnsanoğlunun bannma ihtiyacının ortaya çıkmasından günümüze kadar çok çeşitli yapılar ortaya çıkmış. Bu yapılanın pek çoğu ana hatlarını yüzyıllar boyunca ko- rusa da gelişen teknolojiyle birlikte hem görünüşleri hem de özellikleri değişmiş. Zamanla insanoğlunun farklı ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde modern tasa- nmlar geliştirilmiş. • Kubbeler bilinen en eski mimari yapılardan. Herhangi bir destek kullanılmadan büyük, açık alanlarda inşa edi- lebilen bu yapılar tarih boyunca kullanılmış. Eskiden daha çok taştan inşa edilen kubbeler 19. yüzyıldan iti- baren çeliğin yapı malzemesi olarak kullanılmasıyla bir- likte daha da yaygınlaşmış. Tabii zaman içinde hem in- şa teknikleri hem de görünüş bakımından çok farklı kubbe yapılar geliştirilmiş. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? A Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göster- mektedirler. Bİki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgu- lamaktadırlar. Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almakta- dırlar. D) Aynı düşünceyi bir örnek üzerinden değerlendirmekte- dirler. E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenler- le açıklamaktadırlar. T (Orta) T
13. Turgut Uyar, çoğu zaman dilimizin ucuna kadar gelip de-
söyleyemediklerimizin, duygularımızı ifade etmekte güçlük
çektiğimiz için sustuklarımızın tercümanı olan şairlerden.
Yaşamın içinden seçtiği kesitler ve hayata dair nesnel detay-
ların yanı sıra kendine has bir lisan oluştururken kullandığı
imgeler derin bir hayranlık yaratıyor.
Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Eserlerini kendi geliştirmiş olduğu dille ifade etmesi
B) Eserlerinde katı bir söyleyişe sahip olması
C) Eserlerinde yöresel söyleyişlere yer vermesi
D) Eserlerinde kendine ait imgeli bir dil kullanması
E) Eserlerini oluştururken dilde ciddi bir tavır takınması
A
15. I
ndemi
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
13. Turgut Uyar, çoğu zaman dilimizin ucuna kadar gelip de- söyleyemediklerimizin, duygularımızı ifade etmekte güçlük çektiğimiz için sustuklarımızın tercümanı olan şairlerden. Yaşamın içinden seçtiği kesitler ve hayata dair nesnel detay- ların yanı sıra kendine has bir lisan oluştururken kullandığı imgeler derin bir hayranlık yaratıyor. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Eserlerini kendi geliştirmiş olduğu dille ifade etmesi B) Eserlerinde katı bir söyleyişe sahip olması C) Eserlerinde yöresel söyleyişlere yer vermesi D) Eserlerinde kendine ait imgeli bir dil kullanması E) Eserlerini oluştururken dilde ciddi bir tavır takınması A 15. I ndemi
Fiillerin Oluşumu ve Y
Ea bir düzlemde
onusu olan bu
genel olarak
tiriyor. (III) Özel bir
enel bir
Böylece onun
nlayışına yöneliyo
i geçen hikâyeyi
lelerdeki
erden hangisi
smış birleşik fiil
şmış birleşik
r.
Idir.
Test 2
Fiillerin Oluşumu ve Yapısı
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlamca
kaynaşmış birleşik fiil kullanılmamıştır?
AV Çocuğa bu kadar takıldığınız yeter, tadında
bırakın artık.
B) Her işini kanuna uygun yapar, onun kılına
dokunamazlar.
C) Bu garip olaydan ötürü sinirleri boşalmıştı,
kimseye kulak vermiyordu.
D) Bunca seneden sonra beni yarı yolda bıraktı,
bunu hiç beklemezdim.
E) Arkadaşlarla bizim yaylaya çıktık, oranın
muhteşem olduğunu bir kez daha gördük.
*******
ayin.com
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Fiillerin Oluşumu ve Y Ea bir düzlemde onusu olan bu genel olarak tiriyor. (III) Özel bir enel bir Böylece onun nlayışına yöneliyo i geçen hikâyeyi lelerdeki erden hangisi smış birleşik fiil şmış birleşik r. Idir. Test 2 Fiillerin Oluşumu ve Yapısı Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlamca kaynaşmış birleşik fiil kullanılmamıştır? AV Çocuğa bu kadar takıldığınız yeter, tadında bırakın artık. B) Her işini kanuna uygun yapar, onun kılına dokunamazlar. C) Bu garip olaydan ötürü sinirleri boşalmıştı, kimseye kulak vermiyordu. D) Bunca seneden sonra beni yarı yolda bıraktı, bunu hiç beklemezdim. E) Arkadaşlarla bizim yaylaya çıktık, oranın muhteşem olduğunu bir kez daha gördük. ******* ayin.com
u
1. (1) Büyük kentler başta olmak üzere ülkemizin genelinde za-
manlarının çoğunu okulda ve evde geçiren çocukların en
yakın arkadaşı bilgisayar olmuştur. (II) Çocuklar için alter-
natif uğraş alanlarının olmaması ya da sınırlı kalması, aile içi
iletişimin yetersiz ve sağlıksız oluşu gibi nedenler bilgisaya-
r önemli bir arkadaş hâline getirmektedir. (III) Özellikle yo-
ğun ders programlarından sıkılan gençler ve çocuklar, kı-
yasıya rekabetin yaşandığı iş ve eğitim dünyasının zorluk-
larından biraz olsun sıyrılabilmek için farklı araçlara yönel-
mektedir. (IV) Toplumun her açıdan sağlığı için bilgisayar
kullanımından uzak durulması gerekir. (V) Bilgisayar oyun-
ları da bu araçlardan biri olarak görülebilir. (VI) Çocukların
ve gençlerin hayatlarının her anına giren bilgisayar oyunları-
nın onların, şiddet başta olmak üzere psiko - sosyal, ahlakî
ve fiziksel gelişimlerini olumsuz etkilemesi önemli bir sorun
hâline gelmiştir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
A) II.
BNU.
C) IV.
D) V.
E) VI
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
u 1. (1) Büyük kentler başta olmak üzere ülkemizin genelinde za- manlarının çoğunu okulda ve evde geçiren çocukların en yakın arkadaşı bilgisayar olmuştur. (II) Çocuklar için alter- natif uğraş alanlarının olmaması ya da sınırlı kalması, aile içi iletişimin yetersiz ve sağlıksız oluşu gibi nedenler bilgisaya- r önemli bir arkadaş hâline getirmektedir. (III) Özellikle yo- ğun ders programlarından sıkılan gençler ve çocuklar, kı- yasıya rekabetin yaşandığı iş ve eğitim dünyasının zorluk- larından biraz olsun sıyrılabilmek için farklı araçlara yönel- mektedir. (IV) Toplumun her açıdan sağlığı için bilgisayar kullanımından uzak durulması gerekir. (V) Bilgisayar oyun- ları da bu araçlardan biri olarak görülebilir. (VI) Çocukların ve gençlerin hayatlarının her anına giren bilgisayar oyunları- nın onların, şiddet başta olmak üzere psiko - sosyal, ahlakî ve fiziksel gelişimlerini olumsuz etkilemesi önemli bir sorun hâline gelmiştir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) II. BNU. C) IV. D) V. E) VI
A
(1) Şiirin, romanın, hikâyenin, denemenin kendileri birer sa-
nat eseri olduğu gibi onları meydana getiren malzeme de
bir sanat eseridir. (II) Her konuşmadan ve her yazıdan aynı
tadi alabilir miyiz? (III) Günlük konuşmalar da bize tat ve-
rir mi? (IV) Şüphesiz dilin kendine mahsus tadi, günlük ko-
nuşmalarda da vardır. (V) "Altıyı beş geçe, dokuza on kala,
koşarak merdivenlerden indim, yavrucuğum gözlüğümü
bana uzatır mısın?" ibarelerinde ben Türkçenin tadını bu-
luyorum.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
EV.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
A (1) Şiirin, romanın, hikâyenin, denemenin kendileri birer sa- nat eseri olduğu gibi onları meydana getiren malzeme de bir sanat eseridir. (II) Her konuşmadan ve her yazıdan aynı tadi alabilir miyiz? (III) Günlük konuşmalar da bize tat ve- rir mi? (IV) Şüphesiz dilin kendine mahsus tadi, günlük ko- nuşmalarda da vardır. (V) "Altıyı beş geçe, dokuza on kala, koşarak merdivenlerden indim, yavrucuğum gözlüğümü bana uzatır mısın?" ibarelerinde ben Türkçenin tadını bu- luyorum. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) I. B) II. C) III. D) IV. EV.
16. Bu parçadan hareketle "Oğuz Atay" ile ilgili
1. Eserlerinde farklı anlatım tekniklerinden yarar
lanmıştır.
II. Tüm eserlerinin çıkış noktası gerçek hayatta ya
çananlardır.
III. Edebiyatın farklı türlerinde eserler kaleme al
mıştır.
IV. Kahramanlarını yaşadıkları ortamdan ayınma
mıştır.
V. Bireyin iç dünyasını yansıtan öyküler kaleme a
mıştır.
A) I
yargılarının hangisine ulaşılamaz?
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
16. Bu parçadan hareketle "Oğuz Atay" ile ilgili 1. Eserlerinde farklı anlatım tekniklerinden yarar lanmıştır. II. Tüm eserlerinin çıkış noktası gerçek hayatta ya çananlardır. III. Edebiyatın farklı türlerinde eserler kaleme al mıştır. IV. Kahramanlarını yaşadıkları ortamdan ayınma mıştır. V. Bireyin iç dünyasını yansıtan öyküler kaleme a mıştır. A) I yargılarının hangisine ulaşılamaz? B) II C) III D) IV E) V
doğa 38. (1) Roma hukuku edebiyatında Roma hukuk
VE EDEBİYATI
kurallarını akılsal bir sistem içinde inceleyen en
eski eser MS. 2. yüzyılda yaşadığı sanılan
Gaius'un Institutiones" adlı eseridir. (II) Her bilim,
konusunu akla dayanan bir sistem çerçevesi
içinde yani birtakım esaslara göre saptanmış bir
düzen içinde inceleme eğilimindedir. (III) Çağdaş
hukuk biliminde de bir sistem kurma zorunluluğu
daha başlangıçta duyulmuştu. (IV) Nitekim bütün
çağdaş hukuk derlemeleri de belli bir sisteme
dayanır. (V) Roma hukukçularında ise sistem
kurma eğilimine rastlanmaz.
12. SINIF TYT - 4
TÜRKÇE TESTİ
Bu parçada düşüncenin akışını bozan cümle
aşağıdakilerden hangisidir?
C) III
A) I
B) II
D) IV
E) V
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
doğa 38. (1) Roma hukuku edebiyatında Roma hukuk VE EDEBİYATI kurallarını akılsal bir sistem içinde inceleyen en eski eser MS. 2. yüzyılda yaşadığı sanılan Gaius'un Institutiones" adlı eseridir. (II) Her bilim, konusunu akla dayanan bir sistem çerçevesi içinde yani birtakım esaslara göre saptanmış bir düzen içinde inceleme eğilimindedir. (III) Çağdaş hukuk biliminde de bir sistem kurma zorunluluğu daha başlangıçta duyulmuştu. (IV) Nitekim bütün çağdaş hukuk derlemeleri de belli bir sisteme dayanır. (V) Roma hukukçularında ise sistem kurma eğilimine rastlanmaz. 12. SINIF TYT - 4 TÜRKÇE TESTİ Bu parçada düşüncenin akışını bozan cümle aşağıdakilerden hangisidir? C) III A) I B) II D) IV E) V
Kitabelerde idarecilerin ve sultanların halkı aydın-
latması, yaptıklarının hesabını halka vermesi anla-
tılır.
II. Kitabelere edebî taş, sonsuz taş anlamına gelen
"bengü taş" adı verilirdi. Çünkü Türkler, Türk mille-
tinin sonsuza kadar yaşayacak bir millet olduğunu
tasavvur ediyordu.
III. 25 Kasım 1893'te Danimarkalı Dil Bilimci W.
Thomsen kitabeleri Çin yazısından faydalanarak
çözmüş ve 1922'de yayınlamıştır.
IV. Kitabeler şu an Moğolistan'ın doğusunda Orhun
Nehri'nin eski yatağında bulunmaktadır.
V. Kitabelerden ilk olarak XIII. yüzyılda İranlı tarihçi
Firdevsi, Şehname adlı eserinde bahsetmiştir.
Orhun Abideleriyle ilgili verilen bilgilerden hangi-
sinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Kitabelerde idarecilerin ve sultanların halkı aydın- latması, yaptıklarının hesabını halka vermesi anla- tılır. II. Kitabelere edebî taş, sonsuz taş anlamına gelen "bengü taş" adı verilirdi. Çünkü Türkler, Türk mille- tinin sonsuza kadar yaşayacak bir millet olduğunu tasavvur ediyordu. III. 25 Kasım 1893'te Danimarkalı Dil Bilimci W. Thomsen kitabeleri Çin yazısından faydalanarak çözmüş ve 1922'de yayınlamıştır. IV. Kitabeler şu an Moğolistan'ın doğusunda Orhun Nehri'nin eski yatağında bulunmaktadır. V. Kitabelerden ilk olarak XIII. yüzyılda İranlı tarihçi Firdevsi, Şehname adlı eserinde bahsetmiştir. Orhun Abideleriyle ilgili verilen bilgilerden hangi- sinde bir bilgi yanlışı vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
ürk Dili ve
yatı-Sosyal Bilimler-1
Halide Edip'in romanlan üç kategoride incelenebilir. Bunlar-
dan ilki, ruh çözümlemelerine dayalı romanlardır. Bu roman-
larda yazar, aşk konusuna ağırlık vermiş, bireysel konulan,
özellikle de kadın psikolojisini irdelemiştir. Bu romanlarına
Seviye Talip, Sinekli Bakkal, Mev'ud Hüküm, Kalp Ağrisi ad-
li eserleri örnek gösterilebilir. İkinci kategoride ele alınacak
11
romanlan ise Kurtuluş Savaşı'nı işlediği romanlarıdır. Bun-
larda Milli Mücadele Dönemi'ne yer verilir. Ateşten Gömlek
ve Vurun Kahpeye romanları bu romanlar arasında sayılabi-
lir. Son dönemdekiler ise töre romanları olarak sınıflandın-
labilir. Toplum hayatına ait meseleleri ele aldığı bu roman-
lara Handan, Sevda Sokağı Komedyası, Sonsuz Panayır,
IV
Tatarcık gibi eserleri örnek gösterilebilir.
V
Bu parçadaki bilgi yanlışının giderilmesi için numara-
lanmış eserlerden hangilerinin yerleri değiştirmelidir?
I ve IV
D) Ive V
B) I ve III
E) ve V
C) ve Ill
24
KÖŞEBILGI Yayınları
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
ürk Dili ve yatı-Sosyal Bilimler-1 Halide Edip'in romanlan üç kategoride incelenebilir. Bunlar- dan ilki, ruh çözümlemelerine dayalı romanlardır. Bu roman- larda yazar, aşk konusuna ağırlık vermiş, bireysel konulan, özellikle de kadın psikolojisini irdelemiştir. Bu romanlarına Seviye Talip, Sinekli Bakkal, Mev'ud Hüküm, Kalp Ağrisi ad- li eserleri örnek gösterilebilir. İkinci kategoride ele alınacak 11 romanlan ise Kurtuluş Savaşı'nı işlediği romanlarıdır. Bun- larda Milli Mücadele Dönemi'ne yer verilir. Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye romanları bu romanlar arasında sayılabi- lir. Son dönemdekiler ise töre romanları olarak sınıflandın- labilir. Toplum hayatına ait meseleleri ele aldığı bu roman- lara Handan, Sevda Sokağı Komedyası, Sonsuz Panayır, IV Tatarcık gibi eserleri örnek gösterilebilir. V Bu parçadaki bilgi yanlışının giderilmesi için numara- lanmış eserlerden hangilerinin yerleri değiştirmelidir? I ve IV D) Ive V B) I ve III E) ve V C) ve Ill 24 KÖŞEBILGI Yayınları
4. Çağatay edebiyatının en büyük şairi
kabul edilen Ali Şîr Nevaî, ilim dünya-
sında büyük bir şöhrete sahip olan bir
devlet adamıdır. Aruz ölçüsüyle ilgili bil-
giler barındıran bir eser yazan şair aynı
zamanda Türkçenin Farsçadan üstün
olduğunu kanıtlamak amacıyla bir sözlük
ve Türk edebiyatındaki ilk hamse ve şair-
ler tezkiresinin de yazarıdır.
21013
1. Mecâlisü'n - Nefâis
II. Mahbubü'l Kulûb
III. Muhakemetü'l Lügateyn
IV. Mizanü'l - Evzân
V. Divanü bügati't-Türk
A) II ve V
C) Kalnız V
ügi
Bu öncüllerdeki eserlerden hangileri
yukarıda bahsedilen eserlerden biri
değildir?
Sid
E) I, live V
(B) Hve IV
DNNII ve V
/benimhocam
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
4. Çağatay edebiyatının en büyük şairi kabul edilen Ali Şîr Nevaî, ilim dünya- sında büyük bir şöhrete sahip olan bir devlet adamıdır. Aruz ölçüsüyle ilgili bil- giler barındıran bir eser yazan şair aynı zamanda Türkçenin Farsçadan üstün olduğunu kanıtlamak amacıyla bir sözlük ve Türk edebiyatındaki ilk hamse ve şair- ler tezkiresinin de yazarıdır. 21013 1. Mecâlisü'n - Nefâis II. Mahbubü'l Kulûb III. Muhakemetü'l Lügateyn IV. Mizanü'l - Evzân V. Divanü bügati't-Türk A) II ve V C) Kalnız V ügi Bu öncüllerdeki eserlerden hangileri yukarıda bahsedilen eserlerden biri değildir? Sid E) I, live V (B) Hve IV DNNII ve V /benimhocam
nuş dört beş kuş, bir başka ökseye doğru şimdilik uçup
yavaş yavaş yürürlerdi. Ökselerden
giderken, birer damlacık etleriyle birer tabiat harikası olan kuş-
ları toplarlar, hemen dişleriyle oracıkta boğarlardı. Ve hemen
canlı canlı yolarlardı.
Hele bir tanesi vardı, bir tanesi. Çocukları bu işe seferber
eden de oydu. Ökseleri cumartesi gecesinden hazırlayan da...
Konstantin isminde bir herifti. Galata'da bir yazıhanesi vardı.
Zahire tüccarıydı. Kalın, tüylü bilekleri, geniş göğsü, delikleri
kapanıp açılan üstü kara kara benekli bir burnu, deriyi yırtmış
da fırlamış gibi saçları, kısa kısa bir yürümesi, kalın kalın bir
gülmesi...
O esmerle sarışın arası isketelerin bir damlacık etlerinden
yapacağı pilavın hazzıyla pırıl pırıl yanan krom dişleriyle nasıl
koparırdı kuşun imiğini, bir görseydiniz...
Hani sessiz, zenginliğini belli etmez, mütevazı adamdı da...
Konu komşusu da severdi hani. Hiçbir şeye, hiçbir dedikoduya
di Sabahleyin işine kısa kısa adımlarla koşarken, ak-
alixine
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
nuş dört beş kuş, bir başka ökseye doğru şimdilik uçup yavaş yavaş yürürlerdi. Ökselerden giderken, birer damlacık etleriyle birer tabiat harikası olan kuş- ları toplarlar, hemen dişleriyle oracıkta boğarlardı. Ve hemen canlı canlı yolarlardı. Hele bir tanesi vardı, bir tanesi. Çocukları bu işe seferber eden de oydu. Ökseleri cumartesi gecesinden hazırlayan da... Konstantin isminde bir herifti. Galata'da bir yazıhanesi vardı. Zahire tüccarıydı. Kalın, tüylü bilekleri, geniş göğsü, delikleri kapanıp açılan üstü kara kara benekli bir burnu, deriyi yırtmış da fırlamış gibi saçları, kısa kısa bir yürümesi, kalın kalın bir gülmesi... O esmerle sarışın arası isketelerin bir damlacık etlerinden yapacağı pilavın hazzıyla pırıl pırıl yanan krom dişleriyle nasıl koparırdı kuşun imiğini, bir görseydiniz... Hani sessiz, zenginliğini belli etmez, mütevazı adamdı da... Konu komşusu da severdi hani. Hiçbir şeye, hiçbir dedikoduya di Sabahleyin işine kısa kısa adımlarla koşarken, ak- alixine
Sosyolojik olarak kültür; insanlardan öğrendiğimiz, bizi sa-
ran toplumsal mirastır. Kültürün oluşmasında iki süreç var-
dır. Birinci süreçte insan pasif ve alıcı konumdadır. Belli bir
coğrafi çevrede yaşıyor, beslenme ve barınma ihtiyaçlarını
orada gideriyordur. Doğayla kurulan bu öncül ilişkide kişi-
nin dili, davranışları ve maddi üretim-tüketim aletleri kül-
türün yaratılmasında birinci aşama olarak karşımıza çıkar.
İkinci aşamada insan, alıcı konumdan çıkar ve üretmeye
başlar. Bu süreç, ilk aletlerin yapılmasıyla sınırlı olarak baş-
layıp Neolitik Çağ'la birlikte hız kazanmıştır. Kültür, birikim-
le birlikte ivmesi artan bir toplumsal yapı bileşenidir. Her
nesil, miras aldığı kültüre maddi-manevi bir katkı yapar ve
onu kendinden sonrakilere miras bırakır.
Bu parçadan kültürle ilgili aşağıdakilerin hangisine
ulaşılamaz?
A) Kişinin ihtiyaçları doğrultusunda coğrafi çevreden edin-
diği bilgilerdir.
B) Kişinin yaşadığı çevreye etkin bir güç olarak katılma-
sıyla gelişir.
C) Gelişmiş toplumlarda unsurları çok çeşitli ve renklidir.
D) Süreğendir ve sürekli gelişen bir yapısı vardır.
E) Toplumsal yapıyı oluşturan bir ögedir.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Sosyolojik olarak kültür; insanlardan öğrendiğimiz, bizi sa- ran toplumsal mirastır. Kültürün oluşmasında iki süreç var- dır. Birinci süreçte insan pasif ve alıcı konumdadır. Belli bir coğrafi çevrede yaşıyor, beslenme ve barınma ihtiyaçlarını orada gideriyordur. Doğayla kurulan bu öncül ilişkide kişi- nin dili, davranışları ve maddi üretim-tüketim aletleri kül- türün yaratılmasında birinci aşama olarak karşımıza çıkar. İkinci aşamada insan, alıcı konumdan çıkar ve üretmeye başlar. Bu süreç, ilk aletlerin yapılmasıyla sınırlı olarak baş- layıp Neolitik Çağ'la birlikte hız kazanmıştır. Kültür, birikim- le birlikte ivmesi artan bir toplumsal yapı bileşenidir. Her nesil, miras aldığı kültüre maddi-manevi bir katkı yapar ve onu kendinden sonrakilere miras bırakır. Bu parçadan kültürle ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Kişinin ihtiyaçları doğrultusunda coğrafi çevreden edin- diği bilgilerdir. B) Kişinin yaşadığı çevreye etkin bir güç olarak katılma- sıyla gelişir. C) Gelişmiş toplumlarda unsurları çok çeşitli ve renklidir. D) Süreğendir ve sürekli gelişen bir yapısı vardır. E) Toplumsal yapıyı oluşturan bir ögedir.