Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri Soruları

8. I. Dünya çapındaki her festivalde yılın olayını oluşturan
bir film vardır.
II. 79. Venedik Film Festivali'nde Brendan Fraser'ın
Balina adlı filmi festivali sarstı.
Numaralanmış II. cümleyle ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?
(A) cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir
tuhaflıktan bahsedilmektedir.
B) 1. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak
yalanlandığı gösterilmektedir.
C) I. cümlede öne sürülen sav somut biçimde
örneklenmektedir.
D) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen farklı bir
durumdan söz edilmektedir.
E) I. cümledeki olgunun, zamanla gerçeğe dönüşebildiği
iddiasında bulunulmaktadır.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
8. I. Dünya çapındaki her festivalde yılın olayını oluşturan bir film vardır. II. 79. Venedik Film Festivali'nde Brendan Fraser'ın Balina adlı filmi festivali sarstı. Numaralanmış II. cümleyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? (A) cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir tuhaflıktan bahsedilmektedir. B) 1. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak yalanlandığı gösterilmektedir. C) I. cümlede öne sürülen sav somut biçimde örneklenmektedir. D) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen farklı bir durumdan söz edilmektedir. E) I. cümledeki olgunun, zamanla gerçeğe dönüşebildiği iddiasında bulunulmaktadır.
6. İyi kitaplar okumayan biriyle, okuma yazma bilmeyen biri
arasında hiçbir fark yoktur.
Aşağıdakilerin hangisi bu cümlede anlatılmak
istenenle anlamca aynı doğrultudadır?
Okuma yazma bilmeyenlerin çoğu, iyi kitabın kıymetin
tam anlayamaz.
Bİyi kitaplar okumamış birinde okuma sevgisi yavaş
gelişir.
C) Sadece iyi kitaplar okuyan kişiler gerçekten okuryaza
sayılır
Bazı kitaplar, insanın beyinsel gelişimine daha fazla
katkı sağlayabilir.
Her okurun iyi kitap-kötü kitap ayrımını yapmasını
beklemek yanlıştır.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
6. İyi kitaplar okumayan biriyle, okuma yazma bilmeyen biri arasında hiçbir fark yoktur. Aşağıdakilerin hangisi bu cümlede anlatılmak istenenle anlamca aynı doğrultudadır? Okuma yazma bilmeyenlerin çoğu, iyi kitabın kıymetin tam anlayamaz. Bİyi kitaplar okumamış birinde okuma sevgisi yavaş gelişir. C) Sadece iyi kitaplar okuyan kişiler gerçekten okuryaza sayılır Bazı kitaplar, insanın beyinsel gelişimine daha fazla katkı sağlayabilir. Her okurun iyi kitap-kötü kitap ayrımını yapmasını beklemek yanlıştır.
NABIZADE NAZIM
Insanların "deniz şenliğinde" olduğu bir zamanda köydeki
yalıların birisinde iki kişi "diz dize" oturmuş, gözlerinin önün-
den geçip giden nehir gibi akan kalabalığı seyretmekte ve kulak
larının dibinden geçen topluluğun ahengini dinlemekteydiler.
Bütün kafesleri, camları kaldırmış olan bu iki sevdalı yabana,
bakışlardan saklanmak için odanın içinde mum yakmamalıydı.
Zira ay ışığı yapay bir ışığa gerek bırakmayacak kadar güçlüydü.
Bu iki sevdalı diz dize oturdukları bir vakitte bile denizin bu
farklı manzarasına dalıp gitmişlerdi ve bu yüzden de diğer in-
sanlardan şu kadar bile haberdar değillerdi.
Bu iki sevdalı, yıldızlı büyük şenlik akarak gözden kaybolun-
caya ve de sesler derinleşinceye, yok olmaya başlayıncaya dek bu
kendinden geçmiş hallerinde durdular. Sesler kesildiğinde, etrafı
saran mutlu sessizlik içinde de bir süre hayallerine dalmış şekilde
kaldıktan sonra ancak kendilerine gelebildiler.
Suphi, Zehra'nın çocuksu yüzünü bir süre zevkle seyrettik-
ten sonra gümüş servi içinde kendinden geçmiş gibi yüzen o ha-
yalci bakışlarının yardımıyla dudaklarına uzun bir öpücük kon-
durdu. Zehra bu öpücükle uyandığında, iki genç bir süre dudak
dudağa zevk içinde kaldılar. İşte yarım saattir içlerinden çoğalıp
gelen bilinmez duyguları biri diğerine bu aşk bağıyla aktarmış
ve tercüme etmiş oldular.
Suphi, oldukça nazik büyümüş, genç ve yakışıklı bir delikanlıdır.
Babası birkaç yıl önce ölmüştür fakat annesi Münire Hanım
daha hayattadır.
Asil bir ailenin kızı olan Münire, gençliğinin en hareketli
zamanını Arnavutluk'ta geçirmiştir. Bugün de âhlâkın koruyu-
cusu olma düşüncelerinin biraz ilkel ve kaba oluşu o zamanla-
rin hatırasıdır.
Kadri, bir akrabasıyla evlenmek isteyince genç kadın hiç dü-
şünmeden temiz ve saf kalbini nişanlısına vermişti.
- 10-
Suphi
Suphi
leri yalnız
ten sonra
Diger
içinde öğ
tan sonr
Bab
tüccarin
hatlığıy
Bu
tişmiş
lışarak
otuz-
B
leşm
likl
ki,
pil
O
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
NABIZADE NAZIM Insanların "deniz şenliğinde" olduğu bir zamanda köydeki yalıların birisinde iki kişi "diz dize" oturmuş, gözlerinin önün- den geçip giden nehir gibi akan kalabalığı seyretmekte ve kulak larının dibinden geçen topluluğun ahengini dinlemekteydiler. Bütün kafesleri, camları kaldırmış olan bu iki sevdalı yabana, bakışlardan saklanmak için odanın içinde mum yakmamalıydı. Zira ay ışığı yapay bir ışığa gerek bırakmayacak kadar güçlüydü. Bu iki sevdalı diz dize oturdukları bir vakitte bile denizin bu farklı manzarasına dalıp gitmişlerdi ve bu yüzden de diğer in- sanlardan şu kadar bile haberdar değillerdi. Bu iki sevdalı, yıldızlı büyük şenlik akarak gözden kaybolun- caya ve de sesler derinleşinceye, yok olmaya başlayıncaya dek bu kendinden geçmiş hallerinde durdular. Sesler kesildiğinde, etrafı saran mutlu sessizlik içinde de bir süre hayallerine dalmış şekilde kaldıktan sonra ancak kendilerine gelebildiler. Suphi, Zehra'nın çocuksu yüzünü bir süre zevkle seyrettik- ten sonra gümüş servi içinde kendinden geçmiş gibi yüzen o ha- yalci bakışlarının yardımıyla dudaklarına uzun bir öpücük kon- durdu. Zehra bu öpücükle uyandığında, iki genç bir süre dudak dudağa zevk içinde kaldılar. İşte yarım saattir içlerinden çoğalıp gelen bilinmez duyguları biri diğerine bu aşk bağıyla aktarmış ve tercüme etmiş oldular. Suphi, oldukça nazik büyümüş, genç ve yakışıklı bir delikanlıdır. Babası birkaç yıl önce ölmüştür fakat annesi Münire Hanım daha hayattadır. Asil bir ailenin kızı olan Münire, gençliğinin en hareketli zamanını Arnavutluk'ta geçirmiştir. Bugün de âhlâkın koruyu- cusu olma düşüncelerinin biraz ilkel ve kaba oluşu o zamanla- rin hatırasıdır. Kadri, bir akrabasıyla evlenmek isteyince genç kadın hiç dü- şünmeden temiz ve saf kalbini nişanlısına vermişti. - 10- Suphi Suphi leri yalnız ten sonra Diger içinde öğ tan sonr Bab tüccarin hatlığıy Bu tişmiş lışarak otuz- B leşm likl ki, pil O
12
(32 1. oldukça detaylı olarak koruması ile biliniyor
çok geniş bir dinozor türü ağına yataklık etmesinin
yanında
Moğolistan çölleri, uzun yıllardır
IV. bu türlere ait fosilleri
V. tertemiz bir şekilde
Yukarıda numaralanmış sözler anlamlı ve kuralli bir
cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi
baştan dördüncü olur?
A) 1
B) II
C) III
D) IV
EV
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
12 (32 1. oldukça detaylı olarak koruması ile biliniyor çok geniş bir dinozor türü ağına yataklık etmesinin yanında Moğolistan çölleri, uzun yıllardır IV. bu türlere ait fosilleri V. tertemiz bir şekilde Yukarıda numaralanmış sözler anlamlı ve kuralli bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) 1 B) II C) III D) IV EV
Buna göre, a + c toplam kaçtır?
100 10=1000.
12. c bir doğal sayıdır.
kümesi veriliyor.
A = {log 2, log 3, log 4,, log 16}
A) 1
1. E
7. A
a ve b = A olmak üzere, a + b = c şartını sağlayan kaç
tane (a, b) sıralı ikilisi vardır?
B) 2
2. B
8. E
3. B
9. B
****
C) 3
D) 8
093
4. A
10. E
D) 4
5. D
11. D
E19
6. C
12. C
E) 5
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Buna göre, a + c toplam kaçtır? 100 10=1000. 12. c bir doğal sayıdır. kümesi veriliyor. A = {log 2, log 3, log 4,, log 16} A) 1 1. E 7. A a ve b = A olmak üzere, a + b = c şartını sağlayan kaç tane (a, b) sıralı ikilisi vardır? B) 2 2. B 8. E 3. B 9. B **** C) 3 D) 8 093 4. A 10. E D) 4 5. D 11. D E19 6. C 12. C E) 5
24
Richte
5
A, B, C, D, 0, 1, 2, 3, 4) kümesinin elemanları ile 4
haneli bir şifre oluşturulacaktır.
Şifrenin ilk iki hanesi sayılardan, son iki hanesi
harflerden oluşacağına göre, kaç farklı şifre
oluşturulabilir?
A) 400 B) 360
G) 320 240 E) 180
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
24 Richte 5 A, B, C, D, 0, 1, 2, 3, 4) kümesinin elemanları ile 4 haneli bir şifre oluşturulacaktır. Şifrenin ilk iki hanesi sayılardan, son iki hanesi harflerden oluşacağına göre, kaç farklı şifre oluşturulabilir? A) 400 B) 360 G) 320 240 E) 180
15. Hayal edin. Bir mutluluk ve özgürlük hayali olsun
ama bu. Bireysel, hatta bencilce isteklerinizi de kap-
sasın, tüm dünyayı ve insanlığı da içine alsın. Gele-
ceğe dikin gözünüzü, tüm tarihi, geçmişi, mitleri, ef-
saneleri, masalları da koyun çantanıza. Sıkıcı olma-
yı unutun ama; eğlenceli, alaycı, neşeli, uçucu bir
hayal dünyası kurun. Kısa süre içerisinde kurduğu-
nuz tüm olay örgüsünün ellerinizden kayıp gittiğini,
konunun yok olduğunu, akışın işlemediğini görecek-
siniz. Böylece, Pazartesi Cumartesiden Başlar baş-
layacak. Strugatski Kardeşler'in (Arkadi ve Boris)
hayalinin ortağı olacaksınız ve kendinizi "özgürlü-
ğün" içinde bulacaksınız; bizim gerçek hayatlarımıza
yetmeyen özgürlüğün....
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Stru-
gatski Kardeşler'in tanımlayıcı unsurlarından bi-
ri değildir?
ATÖzgür
D-Eğlenceli
İstekli
E) Kaderci
Kararlı
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
15. Hayal edin. Bir mutluluk ve özgürlük hayali olsun ama bu. Bireysel, hatta bencilce isteklerinizi de kap- sasın, tüm dünyayı ve insanlığı da içine alsın. Gele- ceğe dikin gözünüzü, tüm tarihi, geçmişi, mitleri, ef- saneleri, masalları da koyun çantanıza. Sıkıcı olma- yı unutun ama; eğlenceli, alaycı, neşeli, uçucu bir hayal dünyası kurun. Kısa süre içerisinde kurduğu- nuz tüm olay örgüsünün ellerinizden kayıp gittiğini, konunun yok olduğunu, akışın işlemediğini görecek- siniz. Böylece, Pazartesi Cumartesiden Başlar baş- layacak. Strugatski Kardeşler'in (Arkadi ve Boris) hayalinin ortağı olacaksınız ve kendinizi "özgürlü- ğün" içinde bulacaksınız; bizim gerçek hayatlarımıza yetmeyen özgürlüğün.... Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Stru- gatski Kardeşler'in tanımlayıcı unsurlarından bi- ri değildir? ATÖzgür D-Eğlenceli İstekli E) Kaderci Kararlı
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde türetilirken ses düşmesi-
ne uğramış bir sözcük vardır?
A) Bu kilimlerin nakşına hepimiz hayran kaldık.nabis
B) Uyku düzeninin bozulmamasında dikkat et.
C) Toplumun nabzını iyi ölçen bir siyasetçiydi.
D) Amerika'nın keşfine öncülük eden bir gezgindi.
E) Şiddetli yağmur, ekinlerin mahvina sebep oldu.
PALME
Snabine
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde türetilirken ses düşmesi- ne uğramış bir sözcük vardır? A) Bu kilimlerin nakşına hepimiz hayran kaldık.nabis B) Uyku düzeninin bozulmamasında dikkat et. C) Toplumun nabzını iyi ölçen bir siyasetçiydi. D) Amerika'nın keşfine öncülük eden bir gezgindi. E) Şiddetli yağmur, ekinlerin mahvina sebep oldu. PALME Snabine
13. Aşağıdakilerin hangisinde Ömer Seyfettin'in
hikâyeleri bir arada verilmiştir?
A) Harem - Dağa Çıkan Kurt - Memleket Hikâyeleri
B) Efruz Bey - Bomba - Küçük Şeyler
Ekmek Kavgası - Semaver - Sarnıç
<D) Bomba - Beyaz Lale - İlk Düşen Ak
Kızıl Elma - Falaka - Kumpanya
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
13. Aşağıdakilerin hangisinde Ömer Seyfettin'in hikâyeleri bir arada verilmiştir? A) Harem - Dağa Çıkan Kurt - Memleket Hikâyeleri B) Efruz Bey - Bomba - Küçük Şeyler Ekmek Kavgası - Semaver - Sarnıç <D) Bomba - Beyaz Lale - İlk Düşen Ak Kızıl Elma - Falaka - Kumpanya
3. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın gi-
riş cümlesi olamaz?
A) Türk dilinin bilinen en eski yazılı kaynaklarından
biri olan Orhun Yazıtları; Türk kültürü, tarihi, ya-
şantısı hakkında bilgi veren bengü taşlardır.
B) Orhun Yazıtları hitabet niteliğinde yazılmış metin-
lerdir.
C) Günümüzden yaklaşık 13 asır önce yazılmış olan
bu eser gerek cümle yapısı, gerek kullanılan fiil
ve kelimeler bakımından günümüz Türkçesinin
temeline sahiptir.
D) Orhun Yazıtları'nın sahip olduğu işlek dil özellik-
leri geçmişten günümüze kadar dikkat çekmiş ve
üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmıştır.
E) Orhun Yazıtları II. Köktürk devletinin kurucusu
Kutlug İlteriş Kağan'ın oğulları Bilge Kağan ve Kül
Tigin adına diktirilmiştir.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
3. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın gi- riş cümlesi olamaz? A) Türk dilinin bilinen en eski yazılı kaynaklarından biri olan Orhun Yazıtları; Türk kültürü, tarihi, ya- şantısı hakkında bilgi veren bengü taşlardır. B) Orhun Yazıtları hitabet niteliğinde yazılmış metin- lerdir. C) Günümüzden yaklaşık 13 asır önce yazılmış olan bu eser gerek cümle yapısı, gerek kullanılan fiil ve kelimeler bakımından günümüz Türkçesinin temeline sahiptir. D) Orhun Yazıtları'nın sahip olduğu işlek dil özellik- leri geçmişten günümüze kadar dikkat çekmiş ve üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmıştır. E) Orhun Yazıtları II. Köktürk devletinin kurucusu Kutlug İlteriş Kağan'ın oğulları Bilge Kağan ve Kül Tigin adına diktirilmiştir.
23. Karışık bir taş, demir ve cam yığını bir araya geldi mi
bir mimari eser meydana gelmez. Yapı için, elbette bu
malzemelere ihtiyaç vardır. Her taş, bir planın içinde yerli
yerine konulunca bina göklere yükselir ve bir saadetin
şarkısını söyler. Dünyada bir yığın çalgı aleti ve birçok
ses çeşidi vardır. Bunları gelişigüzel bir şekilde bir araya
getirirseniz sadece gürültü çıkarmış olursunuz. Yahya
Kemal, şiiri bir "kelimeler istifi" olarak tarif eder. Güzel
bir misrada, kelimelerin yerlerini değiştirdiniz mi derhâl
büyüsü kaybolur. Tıpkı mimaride, musikide olduğu
gibi metin de ahenkli birlikteliklerden oluşur. Duygu ve
düşüncelerin rastgele sıralanmasıyla bütünlüğü olan bir
metin çıkmaz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Tanımlama
(C) Tanık gösterme
E) Betimleme
B) Kişileştirme
D) Karşılaştırma
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
23. Karışık bir taş, demir ve cam yığını bir araya geldi mi bir mimari eser meydana gelmez. Yapı için, elbette bu malzemelere ihtiyaç vardır. Her taş, bir planın içinde yerli yerine konulunca bina göklere yükselir ve bir saadetin şarkısını söyler. Dünyada bir yığın çalgı aleti ve birçok ses çeşidi vardır. Bunları gelişigüzel bir şekilde bir araya getirirseniz sadece gürültü çıkarmış olursunuz. Yahya Kemal, şiiri bir "kelimeler istifi" olarak tarif eder. Güzel bir misrada, kelimelerin yerlerini değiştirdiniz mi derhâl büyüsü kaybolur. Tıpkı mimaride, musikide olduğu gibi metin de ahenkli birlikteliklerden oluşur. Duygu ve düşüncelerin rastgele sıralanmasıyla bütünlüğü olan bir metin çıkmaz. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Tanımlama (C) Tanık gösterme E) Betimleme B) Kişileştirme D) Karşılaştırma
2.
0
Yemek yemek, Maslov'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde ilk sıralar PRAK
yer alan ihtiyaçlardan biridir. Günde en az iki kez gerçekleş-
tirilen bu eylem, ortalama bir insan ömrünün hiç de az sayıl-
mayacak kadar büyük bir kısmını kapsar. Genel olarak yemek
yemeyi seven bir millet olduğumuz da düşünülürse yemeğe
ayırdığımız vakit giderek artmaktadır. Peki, yemek yedikten
sonra üzerimize çöken ağırlığın sebebi nedir? Bunun tek bir
sebebi yoktur aslında. Fazla yemek yemek, kan şekerinin yük-
selmesi, aşırı yağlı gıda tüketme, yetersiz uyku ve vitamin ek-
sikliği bu ağırlığın sebeplerinden birkaçıdır. Ağırlık çökmesini
engellemek ya da azaltmak için küçük öğünler hâlinde yeme,
egzersiz yapma, düzenli uyku, az kafein tüketimi şeklinde dü-
zenlemeler yapılabilir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebi-
lir?
A) Yemek yeme ihtiyacı, insanların öncelik verdiği durumlar
arasında birinci sıradadır.
B) Yemeğe ayrılan vakit, diğer aktivitelere ayrılan vakitten çok
daha fazladır.
4.
CYKüçük öğünlerle beslenme, ağırlık çökmesini engellemenin
kesin yoludur.
D) Fazla kafein tüketimi, yemek sonrası oluşan rahatsızlığın
baş etkenidir.
Fazla yemek, vücudu olumsuz etkileyen sebepler arasında
yer alır.
(1)
an
ol
ta
C
3
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
2. 0 Yemek yemek, Maslov'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde ilk sıralar PRAK yer alan ihtiyaçlardan biridir. Günde en az iki kez gerçekleş- tirilen bu eylem, ortalama bir insan ömrünün hiç de az sayıl- mayacak kadar büyük bir kısmını kapsar. Genel olarak yemek yemeyi seven bir millet olduğumuz da düşünülürse yemeğe ayırdığımız vakit giderek artmaktadır. Peki, yemek yedikten sonra üzerimize çöken ağırlığın sebebi nedir? Bunun tek bir sebebi yoktur aslında. Fazla yemek yemek, kan şekerinin yük- selmesi, aşırı yağlı gıda tüketme, yetersiz uyku ve vitamin ek- sikliği bu ağırlığın sebeplerinden birkaçıdır. Ağırlık çökmesini engellemek ya da azaltmak için küçük öğünler hâlinde yeme, egzersiz yapma, düzenli uyku, az kafein tüketimi şeklinde dü- zenlemeler yapılabilir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebi- lir? A) Yemek yeme ihtiyacı, insanların öncelik verdiği durumlar arasında birinci sıradadır. B) Yemeğe ayrılan vakit, diğer aktivitelere ayrılan vakitten çok daha fazladır. 4. CYKüçük öğünlerle beslenme, ağırlık çökmesini engellemenin kesin yoludur. D) Fazla kafein tüketimi, yemek sonrası oluşan rahatsızlığın baş etkenidir. Fazla yemek, vücudu olumsuz etkileyen sebepler arasında yer alır. (1) an ol ta C 3
33. Günlük yaşamda, önemli, ya da önceden belirlenmiş bir ko-
nu yoksa, sohbet eden insanlar belli bir mantık dizgesi gö-
zetmeksizin, konudan konuya atlayarak konuşurlar. Bir süre
sonra kendileri de şaşar, "Bu konuya nereden geldik?" diye
birbirlerine sorarlar. Kurmaca kişiler konuşurlarken ise, yazar
fazlalıkları öylesine ayıklar, sözcükleri öylesine yan yana ge-
tirir ki, ortaya, günlük yaşamdakine çok benzeyen, savruk-
muş gibi duran, ama savruk olmayan konuşmalar çıkar.
Bu parçaya göre kurmaca kişilerin konuşmalarının gün-
lük yaşamdaki konuşmalar gibi dağınık olmamasının ne-
deni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarın mantık süzgecinden geçerek yapıta girmesi
B) Gerçek değil, kurgusal bir konuşma olması
o
C) Belli bir mesajı aktarmak amacıyla düzenlenmiş olması
Yazarın fazlalıkları atıp sözcükleri özel bir amaçla bir ara-
ya getirmesi
EYazarın herkesin anlayabileceği bir dil kurmaya çalışması
3
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
33. Günlük yaşamda, önemli, ya da önceden belirlenmiş bir ko- nu yoksa, sohbet eden insanlar belli bir mantık dizgesi gö- zetmeksizin, konudan konuya atlayarak konuşurlar. Bir süre sonra kendileri de şaşar, "Bu konuya nereden geldik?" diye birbirlerine sorarlar. Kurmaca kişiler konuşurlarken ise, yazar fazlalıkları öylesine ayıklar, sözcükleri öylesine yan yana ge- tirir ki, ortaya, günlük yaşamdakine çok benzeyen, savruk- muş gibi duran, ama savruk olmayan konuşmalar çıkar. Bu parçaya göre kurmaca kişilerin konuşmalarının gün- lük yaşamdaki konuşmalar gibi dağınık olmamasının ne- deni aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazarın mantık süzgecinden geçerek yapıta girmesi B) Gerçek değil, kurgusal bir konuşma olması o C) Belli bir mesajı aktarmak amacıyla düzenlenmiş olması Yazarın fazlalıkları atıp sözcükleri özel bir amaçla bir ara- ya getirmesi EYazarın herkesin anlayabileceği bir dil kurmaya çalışması 3
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "Beni anlamıyorsan
kimseyi anlayamazsın." cümlesindeki anlam ilişkisi
vardır?
A) Geldiğimi gördüğü hâlde yerinden kalkmadı.
B) Bu müziği dinledikçe üniversite yıllarıma
gidiyorum.
C) Birini sevmek için nedene gerek yoktur.
D) Bana göre yine her şey eskisi gibi olacak.
E) Çok yediği için rahatsızlanmış.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "Beni anlamıyorsan kimseyi anlayamazsın." cümlesindeki anlam ilişkisi vardır? A) Geldiğimi gördüğü hâlde yerinden kalkmadı. B) Bu müziği dinledikçe üniversite yıllarıma gidiyorum. C) Birini sevmek için nedene gerek yoktur. D) Bana göre yine her şey eskisi gibi olacak. E) Çok yediği için rahatsızlanmış.
Hır.
öç
tır.
hin
an
z?
tir.
19. Klasik hikâye tekniğinden uzak, kendine has bir anlatım tarzı
geliştiren yazar, eserlerinde çağrışımlardan yararlanarak
şiirsel bir üslup kullanmıştır. Hikâye, şiir, röportaj ve roman
türlerinde eser vermiş; hikâyelerinde mekân olarak genellikle
İstanbul'u seçmiştir. Adalar, özellikle de Burgazada, yazar
için çok önemli bir mekândır. Burgazada'ya yerleşerek
balıkçıları, Ada'nın doğal güzelliklerini, sıradan insanların
yaşama sevincini hikâyelerinde işlemiştir. Durum hikâyesinin
önemli temsilcilerinden biri olan yazar Semaver, Sarnıç,
Mahalle Kahvesi, Son Kuşlar gibi eserlerinde diyalog ve
iç konuşma anlatım tekniklerinden yararlanmıştır.
Bu parçada söz edilen yazar aşağıdakilerden hangi-
sidir?
A) Memduh Şevket Esendal
B) Refik Halit Karay
C) Sait Faik Abasıyanık
D) Reşat Nuri Güntekin
E) Ömer Seyfettin
S
buda
olabilir
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Hır. öç tır. hin an z? tir. 19. Klasik hikâye tekniğinden uzak, kendine has bir anlatım tarzı geliştiren yazar, eserlerinde çağrışımlardan yararlanarak şiirsel bir üslup kullanmıştır. Hikâye, şiir, röportaj ve roman türlerinde eser vermiş; hikâyelerinde mekân olarak genellikle İstanbul'u seçmiştir. Adalar, özellikle de Burgazada, yazar için çok önemli bir mekândır. Burgazada'ya yerleşerek balıkçıları, Ada'nın doğal güzelliklerini, sıradan insanların yaşama sevincini hikâyelerinde işlemiştir. Durum hikâyesinin önemli temsilcilerinden biri olan yazar Semaver, Sarnıç, Mahalle Kahvesi, Son Kuşlar gibi eserlerinde diyalog ve iç konuşma anlatım tekniklerinden yararlanmıştır. Bu parçada söz edilen yazar aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Memduh Şevket Esendal B) Refik Halit Karay C) Sait Faik Abasıyanık D) Reşat Nuri Güntekin E) Ömer Seyfettin S buda olabilir
Edebiyat
27. Tanzimat Dönemi Türk edebiyatında pek çok tür ilk kez
denenmiştir. Eleştiri, anı, gezi yazısı, mizah sözlüğü bun-
lardan birkaçıdır.
Aşağıdakilerden hangisi yukarıda sözü edilen türlere
örnek olamaz?
AY Defter-i Amat
5 Ateşpâre
Talim-i Edebiyat
Seyahat Jurnali
Lehçetü'l-Hakayık
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Edebiyat 27. Tanzimat Dönemi Türk edebiyatında pek çok tür ilk kez denenmiştir. Eleştiri, anı, gezi yazısı, mizah sözlüğü bun- lardan birkaçıdır. Aşağıdakilerden hangisi yukarıda sözü edilen türlere örnek olamaz? AY Defter-i Amat 5 Ateşpâre Talim-i Edebiyat Seyahat Jurnali Lehçetü'l-Hakayık