Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri Soruları

2.
üç kere üç dokuz eder
bilirsin
birin karesi birdir
kare kökü de
bilirsin
"mutlu aşk yoktur"
bilirsin
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A Belirtisiz ad tamlaması
D) Asıl sayı sıfatı
B) Ek eylem
E) Belirteç
C) Basit zamanlı
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
2. üç kere üç dokuz eder bilirsin birin karesi birdir kare kökü de bilirsin "mutlu aşk yoktur" bilirsin Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A Belirtisiz ad tamlaması D) Asıl sayı sıfatı B) Ek eylem E) Belirteç C) Basit zamanlı
90. Çıkış noktaları ve dil bilgisel özellikleri bakımından ortak-
lık gösteren diller bir aile oluşturur. Bu dil aileleri, geçmiş-
te birbirine yakın yaşamış toplumların tarihi bilinmeyen de-
virlerde ana dilden ayrılan kollarından oluşur.
Buna göre, Türkçe aşağıdaki dil ailelerinden hangisi-
nin içerisinde yer alır?
A) Hami-Sami Dil Ailesi
B) Ural-Altay Dil Ailesi
C) Hint-Avrupa Dil Ailesi
D) Çin-Tibet Dil Ailesi
E) Bantu Dil Ailesi
94.
TÜRKÇE 15 TÜL
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
90. Çıkış noktaları ve dil bilgisel özellikleri bakımından ortak- lık gösteren diller bir aile oluşturur. Bu dil aileleri, geçmiş- te birbirine yakın yaşamış toplumların tarihi bilinmeyen de- virlerde ana dilden ayrılan kollarından oluşur. Buna göre, Türkçe aşağıdaki dil ailelerinden hangisi- nin içerisinde yer alır? A) Hami-Sami Dil Ailesi B) Ural-Altay Dil Ailesi C) Hint-Avrupa Dil Ailesi D) Çin-Tibet Dil Ailesi E) Bantu Dil Ailesi 94. TÜRKÇE 15 TÜL
n
e
DiFnot
✓ Hem isim hem fiil kökü olabilen, isimken de fiilken de
anlamı aynı kalan sözcükler sesteş değildir. Bunlara
ortak köklü ya da eş köklü (kökteş) sözcük denir. Me-
sela toz, güven, barış, güreş, eski gibi sözcükler sesteş
değil, kökteştir.
ÖRNEK-27
Aşağıda verilen sözcüklerden hangisi kökteş sözcük ör-
neği değildir?
A) Kuru
D) Tat
B) Boz
E) Damla
C) Ekşi
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
n e DiFnot ✓ Hem isim hem fiil kökü olabilen, isimken de fiilken de anlamı aynı kalan sözcükler sesteş değildir. Bunlara ortak köklü ya da eş köklü (kökteş) sözcük denir. Me- sela toz, güven, barış, güreş, eski gibi sözcükler sesteş değil, kökteştir. ÖRNEK-27 Aşağıda verilen sözcüklerden hangisi kökteş sözcük ör- neği değildir? A) Kuru D) Tat B) Boz E) Damla C) Ekşi
A
TYT
A
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Esperanto, yapay bir dildir. (I) Bu dil, dünyanın önde
gelen şehirlerinde delegeleri bulunan Uluslararası Es-
peranto Derneği tarafından yaygınlaştırılmaya çalışıl-
maktadır. (II) Bugün yaklaşık iki milyon kişi bu dili bil-
mekte ve değişik ülkelerde bu dili öğreten dil okulları
bulunmaktadır. (III) İçinde Esperanto ile yazılmış yüz-
den çok dergi ve gazetenin bulunduğu bir Esperanto
basını da mevcuttur. (IV) Ayrıca Esperanto dilinde ya-
yın yapan radyo ve televizyonlar da bulunmaktadır.
(V) Kitab-ı Mukaddes'ten Andersen'in masallarına ka-
dar on bin ciltten fazla yazınsal yapıt bu dile çevrilmiş-
tir, bu yayınların bazılarına UNESCO da mali yardım
yapmaktadır. (VI) Üstelik Esperanto dilinde özgün bir
yazınsal üretim de vardır. (VII) Bu özgün üretimin en
güzel örneklerini William Auld vermiştir. (VIII) Seksen
iki yaşında vefat eden ve bu dille yazılmış elliden faz-
la kitabı bulunan İskoç şairin başarısı, Nobel Edebiyat
Ödülü'ne aday gösterilmesi ile taçlandırılmıştır.
37. Bu parçadan hareketle Esperanto diliyle ilgili aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Bu dille yazılan orijinal metinler olduğu
B) Dünya çapında bu dili bilenlerin bulunduğu
C) Farklı yerlerde bu dili öğreten kurumlara rastlana-
bileceği
D) Dilin kurucusunun ve en bilinen temsilcisinin Wil-
liam Auld olduğu
39-40. soru
E) Bu dile yönelik kimi çevirilerin finansal bakımdan
desteklendiği
Prehist
tarihin
yan di
mand
maya
diği c
ğın in
luml
oldu
la k
da
yer
ler
ke
SC
ki
n
F
39.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
A TYT A 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Esperanto, yapay bir dildir. (I) Bu dil, dünyanın önde gelen şehirlerinde delegeleri bulunan Uluslararası Es- peranto Derneği tarafından yaygınlaştırılmaya çalışıl- maktadır. (II) Bugün yaklaşık iki milyon kişi bu dili bil- mekte ve değişik ülkelerde bu dili öğreten dil okulları bulunmaktadır. (III) İçinde Esperanto ile yazılmış yüz- den çok dergi ve gazetenin bulunduğu bir Esperanto basını da mevcuttur. (IV) Ayrıca Esperanto dilinde ya- yın yapan radyo ve televizyonlar da bulunmaktadır. (V) Kitab-ı Mukaddes'ten Andersen'in masallarına ka- dar on bin ciltten fazla yazınsal yapıt bu dile çevrilmiş- tir, bu yayınların bazılarına UNESCO da mali yardım yapmaktadır. (VI) Üstelik Esperanto dilinde özgün bir yazınsal üretim de vardır. (VII) Bu özgün üretimin en güzel örneklerini William Auld vermiştir. (VIII) Seksen iki yaşında vefat eden ve bu dille yazılmış elliden faz- la kitabı bulunan İskoç şairin başarısı, Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilmesi ile taçlandırılmıştır. 37. Bu parçadan hareketle Esperanto diliyle ilgili aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) Bu dille yazılan orijinal metinler olduğu B) Dünya çapında bu dili bilenlerin bulunduğu C) Farklı yerlerde bu dili öğreten kurumlara rastlana- bileceği D) Dilin kurucusunun ve en bilinen temsilcisinin Wil- liam Auld olduğu 39-40. soru E) Bu dile yönelik kimi çevirilerin finansal bakımdan desteklendiği Prehist tarihin yan di mand maya diği c ğın in luml oldu la k da yer ler ke SC ki n F 39.
TARAMA 2 KOLAY-ORTA
19. Halk yazınımızın en değerli, en el değmemiş bölümü tür-
külerdir. Halk türkülerinde insansal bir derinlik vardır. Sap-
tamalar, yansıtmalar, anlatımlar büyük bir özgünlük taşır.
Halk yazınımızda benim sevdiğim ve şiirimin tabanını oluş-
turan varlık, halk şairlerinin şiirleri değil; halk türküleridir.
Şiir tutumunda halk şairlerine özenseydim belki ben de
halk şairlerine özenen öbür şairlerden farksız olurdum. Şi-
irlerimde görüldüğünü sandığım özellikleri yitirirdim.
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-
dakilerden hangisidir?
Folklorik ögeyi kendi söylemine yediremeyen yeni ve
farklı bir şiir kuramaz.
B) Şair ne yaptığını bilmeli, folklorik ögelerinin önemini
kavramalıdır.
C Halk yazınımızın en değerlisi olan türküler günümüz şi-
ir okuruyla buluşturulmalıdır.
D) Sairler halk şairlerini önemsemeli ama onlara özenme-
melidir.
Şiire kendi söylemini katamayan şairin hangi kaynak-
tan yararlandığı önemli değildir.
20. Türk edebiyatının evrensel olamamasının sebebi eleştir-
meci yokluğudur. Eleştirilerimiz, çoğu zaman bireysel kin
ve çekememezlikleri meydana çıkarmaktan ve eş dost poh-
pohlamaktan ileri gidememektedir. Anatole France, eleş-
tirmenin önemi hakkınds
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
TARAMA 2 KOLAY-ORTA 19. Halk yazınımızın en değerli, en el değmemiş bölümü tür- külerdir. Halk türkülerinde insansal bir derinlik vardır. Sap- tamalar, yansıtmalar, anlatımlar büyük bir özgünlük taşır. Halk yazınımızda benim sevdiğim ve şiirimin tabanını oluş- turan varlık, halk şairlerinin şiirleri değil; halk türküleridir. Şiir tutumunda halk şairlerine özenseydim belki ben de halk şairlerine özenen öbür şairlerden farksız olurdum. Şi- irlerimde görüldüğünü sandığım özellikleri yitirirdim. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı- dakilerden hangisidir? Folklorik ögeyi kendi söylemine yediremeyen yeni ve farklı bir şiir kuramaz. B) Şair ne yaptığını bilmeli, folklorik ögelerinin önemini kavramalıdır. C Halk yazınımızın en değerlisi olan türküler günümüz şi- ir okuruyla buluşturulmalıdır. D) Sairler halk şairlerini önemsemeli ama onlara özenme- melidir. Şiire kendi söylemini katamayan şairin hangi kaynak- tan yararlandığı önemli değildir. 20. Türk edebiyatının evrensel olamamasının sebebi eleştir- meci yokluğudur. Eleştirilerimiz, çoğu zaman bireysel kin ve çekememezlikleri meydana çıkarmaktan ve eş dost poh- pohlamaktan ileri gidememektedir. Anatole France, eleş- tirmenin önemi hakkınds
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu
yoktur?
A) Serhat, geçen ay Kerem'den daha çok para almıştı.
B) Yaptigi hatalarla hemen öğretmeninin gözüne girdi.
C) Kestirmediğimiz için kızcağızın tırnaklanı çok büyümüş
D) Eve gittiğimde değerli eşyalarımızı çalınmış olarak bul-
E Sot ayağını basamağa her atışında cebindeki anahtar-
Har şakirdiyordu.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu yoktur? A) Serhat, geçen ay Kerem'den daha çok para almıştı. B) Yaptigi hatalarla hemen öğretmeninin gözüne girdi. C) Kestirmediğimiz için kızcağızın tırnaklanı çok büyümüş D) Eve gittiğimde değerli eşyalarımızı çalınmış olarak bul- E Sot ayağını basamağa her atışında cebindeki anahtar- Har şakirdiyordu.
1 YAYINLARI
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu
yoktur?
A) Zavallı adam, tarlayı güç bela sürüvermişti.
B) Fuat çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
C) Bu yil ülkemize inanılmaz çoğunlukta turist geldi ve bu
durum turizm sektörünü de mutlu etti.
D) Sanki tüm yılın yorgunluğunu üzerinden atmış gibi ra-
hatlamıştı.
E Kullanılmayan mesire alanında kuşlar bile ötmüyordu ar-
tik.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
1 YAYINLARI 5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu yoktur? A) Zavallı adam, tarlayı güç bela sürüvermişti. B) Fuat çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor. C) Bu yil ülkemize inanılmaz çoğunlukta turist geldi ve bu durum turizm sektörünü de mutlu etti. D) Sanki tüm yılın yorgunluğunu üzerinden atmış gibi ra- hatlamıştı. E Kullanılmayan mesire alanında kuşlar bile ötmüyordu ar- tik.
eyenler,
kmakta
lar çok
çeşitli
si olan
maya
öyle
emiş.
imiz-
aliba
K ve
aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Bir virüs geldi ve insan türüne küçük bir "hatırlatma" yaptı. "Yok öyle
ortalıkta hoplayıp zıplamak, canınızın istediği her yeri işgal edip key-
finiz ne isterse yapmak," dedi. Oysa bütün bu dünya ve bütün diğer
canlılar bizim için yaratılmıştı. DNA'sı bile olmayan bir varlık, kim
oluyordu da bize haddimizi bildirmeye teşebbüs ediyordu? Aman
canım, ne olacaktı ki, bilim insanları birkaç günde aşısını da bulup
defederlerdi bu densiz virüsü nasıl olsa. Kazın ayağı öyle değildi
ama. Çok zeki ve becerikli olduğumuzu düşünmemize rağmen aslın-
da öyle olmadığımız kısa bir sürede tokat gibi yüzümüze çarpıldı.
39. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) İnsanoğlu, doğayla savaşımında boş yere böbürlenmek
tedir.
Yaşanan bir musibet, insanın aciz bir varlık olduğunu orta-
ya koymuştur.
C) Yaşadığımız hayatın kıymetini ne yazık ki hiçbirimiz bilme-
mekteyiz.
D) Dünyanın insana verilmiş bir emanet olduğunu fark etme-
miz gerekmektedir.
E) Bilim insanlarının bize verdiği güvenin boşa çıkması çok
üzücü bir durumdur.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
eyenler, kmakta lar çok çeşitli si olan maya öyle emiş. imiz- aliba K ve aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bir virüs geldi ve insan türüne küçük bir "hatırlatma" yaptı. "Yok öyle ortalıkta hoplayıp zıplamak, canınızın istediği her yeri işgal edip key- finiz ne isterse yapmak," dedi. Oysa bütün bu dünya ve bütün diğer canlılar bizim için yaratılmıştı. DNA'sı bile olmayan bir varlık, kim oluyordu da bize haddimizi bildirmeye teşebbüs ediyordu? Aman canım, ne olacaktı ki, bilim insanları birkaç günde aşısını da bulup defederlerdi bu densiz virüsü nasıl olsa. Kazın ayağı öyle değildi ama. Çok zeki ve becerikli olduğumuzu düşünmemize rağmen aslın- da öyle olmadığımız kısa bir sürede tokat gibi yüzümüze çarpıldı. 39. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) İnsanoğlu, doğayla savaşımında boş yere böbürlenmek tedir. Yaşanan bir musibet, insanın aciz bir varlık olduğunu orta- ya koymuştur. C) Yaşadığımız hayatın kıymetini ne yazık ki hiçbirimiz bilme- mekteyiz. D) Dünyanın insana verilmiş bir emanet olduğunu fark etme- miz gerekmektedir. E) Bilim insanlarının bize verdiği güvenin boşa çıkması çok üzücü bir durumdur.
20. (1) Batı etkisindeki çağdaş Türk şiiri eskiyi yok sayarak,
eskiden gelen her şeyi silip atarak gelişmedi. (II) Kısa
sürse de eskiye karşı zorlu çıkışların yapıldığı, geçmişin
küçümsendiği dönemler olmadı değil. (III) Ama çağdaş
şiirimiz, edebiyatımızın çok daha eski dönemlerinin güzel
ürünlerinden, güçlü ustalarından zaman zaman etkilendi.
(IV) Sanatçılar, divan edebiyatı ve halk edebiyatının kimi
unsurlarını eserlerine bazen örtülü olarak bazen de açık-
ça taşıdı. (V) Hatta bunların arasında çağdaşlıklarından
hiçbir şey yitirmeden divan şiiri tarzında yazmayı dene-
yenler de oldu.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra "Eski şiire özgü üslubun çağdaş şiirde kullanılıp
kullanılamayacağı konusunda tartışmalara girdi." cümle-
si getirilebilir?
XA) 1
B) II
C) III D) IV E) V
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
20. (1) Batı etkisindeki çağdaş Türk şiiri eskiyi yok sayarak, eskiden gelen her şeyi silip atarak gelişmedi. (II) Kısa sürse de eskiye karşı zorlu çıkışların yapıldığı, geçmişin küçümsendiği dönemler olmadı değil. (III) Ama çağdaş şiirimiz, edebiyatımızın çok daha eski dönemlerinin güzel ürünlerinden, güçlü ustalarından zaman zaman etkilendi. (IV) Sanatçılar, divan edebiyatı ve halk edebiyatının kimi unsurlarını eserlerine bazen örtülü olarak bazen de açık- ça taşıdı. (V) Hatta bunların arasında çağdaşlıklarından hiçbir şey yitirmeden divan şiiri tarzında yazmayı dene- yenler de oldu. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Eski şiire özgü üslubun çağdaş şiirde kullanılıp kullanılamayacağı konusunda tartışmalara girdi." cümle- si getirilebilir? XA) 1 B) II C) III D) IV E) V
9.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "bakarak" sözcüğü
yerine "göre" edatının getirilmesi anlamda değişme
veya bozulmaya yol açmaz?
A) Olağanüstü durumlarda deneyimli insanların fikirle-
rine bakarak karar alabilirsin.
B) Sahil kenarında uzak diyarlara bakarak şarkılar söy-
lemişti.
C) Son yıllarda zamanını, raflardaki tozlu albümlere
bakarak geçirdi.
Romanlarda ve öykülerde yazım hatalarına bakarak
düzeltmeler yapıyor.
E) Kardeşlerinin başarılarına bakarak mutlu olmayı bili-
yordu.
12. "Ken
lik a
B)
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "bakarak" sözcüğü yerine "göre" edatının getirilmesi anlamda değişme veya bozulmaya yol açmaz? A) Olağanüstü durumlarda deneyimli insanların fikirle- rine bakarak karar alabilirsin. B) Sahil kenarında uzak diyarlara bakarak şarkılar söy- lemişti. C) Son yıllarda zamanını, raflardaki tozlu albümlere bakarak geçirdi. Romanlarda ve öykülerde yazım hatalarına bakarak düzeltmeler yapıyor. E) Kardeşlerinin başarılarına bakarak mutlu olmayı bili- yordu. 12. "Ken lik a B)
A) I
B)
A) Yanız I
C) III
14. (1) Edebiyatla bilim arasında çeşitli düzeylerde ilişki
sözkonusudur. (II) Bu ilişkinin temel nedenleri edebi-
yatın insana ait hiçbir şeye kayıtsız kalmaması ve dilin
hem edebiyatın hem de bilimin ortak öğesi olmasıdır.
(III) Edebî bir metinde yazar, temel konusu olan insanı
anlatırken psikoloji, sosyoloji, tarih, coğrafya gibi sosyal
bilimlerden yararlandığı gibi deneysel bilimlerden de
yararlanabilir. (IV) İnsanı her yönüyle anlatmayı amaç-
layan edebiyat; öykü, roman, tiyatro gibi türlerde kimi
zaman insan ruhunu derinlemesine tahlile girişir. (V) Bu
durumda edebiyat, psikoloji bilimiyle ilişki içindedir.
D) II ve IV
D) IV
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde
yazım yanlışı vardır?
B) Yalız III
E) V
C) I ve II
E) III ve V
A) I
B) II
17. İhtiyar esir () s-
oğlu ona ( )
Ben karaya
C
kal (y) dedi.
Eski kahraman
+) Hayır. Ben c
Bu parçada ya
kilerden hangi
A) () () ()
16456
C)
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
A) I B) A) Yanız I C) III 14. (1) Edebiyatla bilim arasında çeşitli düzeylerde ilişki sözkonusudur. (II) Bu ilişkinin temel nedenleri edebi- yatın insana ait hiçbir şeye kayıtsız kalmaması ve dilin hem edebiyatın hem de bilimin ortak öğesi olmasıdır. (III) Edebî bir metinde yazar, temel konusu olan insanı anlatırken psikoloji, sosyoloji, tarih, coğrafya gibi sosyal bilimlerden yararlandığı gibi deneysel bilimlerden de yararlanabilir. (IV) İnsanı her yönüyle anlatmayı amaç- layan edebiyat; öykü, roman, tiyatro gibi türlerde kimi zaman insan ruhunu derinlemesine tahlile girişir. (V) Bu durumda edebiyat, psikoloji bilimiyle ilişki içindedir. D) II ve IV D) IV Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde yazım yanlışı vardır? B) Yalız III E) V C) I ve II E) III ve V A) I B) II 17. İhtiyar esir () s- oğlu ona ( ) Ben karaya C kal (y) dedi. Eski kahraman +) Hayır. Ben c Bu parçada ya kilerden hangi A) () () () 16456 C)
İmgenin, zihinde tasarlanan ve
gerçekleşmesi ar-
zulanan bir yanılsama olduğunu bilen bütün res-
samlar gibi, ünlü ressam da var oluşunu keskin
bir gözlem ve hayal gücü birlikteliğine adar. Ge-
leceğe uzanmaya çalışan bir imge avcısı olarak
kendi zamanını bir sismograf titizliğiyle kaydeder,
görüntüler dünyasını fazlalıklarından arındırır, ona
derinlik katar, resmin sembolik bir yeterlilik taşı-
yacağına inanır. Onun sanatının bel kemiğini, ka-
tıksız bir gerçekçilik, mücadele ve ne olursa olsun
kendi ayakları üzerinde yükselme isteği oluşturur.
Hayat tarzı ve onunla özdeşleşen sanatçılığı bağ-
lamında, Türk resminin sıra dışı karakterlerinden
biridir. Bu yönüyle, yansıttığı sanat tarzının lideri
konumunda olduğu rahatlıkla söylenebilir.
R
da anlatılan ressam
Bu parçada anlatılan ressama ve onun çalış-
malarına ilişkin olarak aşağıdakilerden hangi-
sine değinilmemiştir?
A) Öğreticilik ve çeşitlilik boyutunun bulunmadı-
ğına
B) İmgesellikten kaçınmadığına
C) Bir sanat anlayışında öncü rol oynadığına
D) Sanatını yaşam biçimi hâline getirdiğine
E) Kalıcı olmak için yaşadığı anı yoğunlaştırarak
hassas bir şekilde resmettiğine
144
e
ç
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
İmgenin, zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi ar- zulanan bir yanılsama olduğunu bilen bütün res- samlar gibi, ünlü ressam da var oluşunu keskin bir gözlem ve hayal gücü birlikteliğine adar. Ge- leceğe uzanmaya çalışan bir imge avcısı olarak kendi zamanını bir sismograf titizliğiyle kaydeder, görüntüler dünyasını fazlalıklarından arındırır, ona derinlik katar, resmin sembolik bir yeterlilik taşı- yacağına inanır. Onun sanatının bel kemiğini, ka- tıksız bir gerçekçilik, mücadele ve ne olursa olsun kendi ayakları üzerinde yükselme isteği oluşturur. Hayat tarzı ve onunla özdeşleşen sanatçılığı bağ- lamında, Türk resminin sıra dışı karakterlerinden biridir. Bu yönüyle, yansıttığı sanat tarzının lideri konumunda olduğu rahatlıkla söylenebilir. R da anlatılan ressam Bu parçada anlatılan ressama ve onun çalış- malarına ilişkin olarak aşağıdakilerden hangi- sine değinilmemiştir? A) Öğreticilik ve çeşitlilik boyutunun bulunmadı- ğına B) İmgesellikten kaçınmadığına C) Bir sanat anlayışında öncü rol oynadığına D) Sanatını yaşam biçimi hâline getirdiğine E) Kalıcı olmak için yaşadığı anı yoğunlaştırarak hassas bir şekilde resmettiğine 144 e ç
SA
4.
hayat: Her gün içinde bulunduğumuz sosyal çevre.
iç: Merkez.
ulaşmak: Bir ürünü satın almak veya elde etmek.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "hayat, başlamak,
dert" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak
şekilde kullanılmıştır?
A) Bugün müzik dünyasının içindeki yerinize baktığı-
mızda hayattayken ulaştığınız noktanın hayret ve-
rici olduğunu görebiliyoruz.
B) Müzik hiçbir zaman olmadığı kadar hayatımızın
içinde artık çünkü internet sayesinde her türlü mü-
ziğe çok kolay ulaşıyoruz.
C) Hayatın karmaşası, müziği içimizde hissetmemizi
kolaylaştırıyor; ulaşılamayan müzik kavramı hızla
ortadan kayboluyor.
D) Bu hayatı ben seçmedim, müzikle iç içe olan bir
ailede doğdum; müzik eğitimine ulaşmam da do-
ğal olarak çok zor olmadı.
E) Güzel bir hayat yaşayabilmek için, içinize işleyen
müzikler dinleyin; ulaşmanın güç olduğu yerlere
gidip fotoğraf çekin.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
SA 4. hayat: Her gün içinde bulunduğumuz sosyal çevre. iç: Merkez. ulaşmak: Bir ürünü satın almak veya elde etmek. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "hayat, başlamak, dert" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Bugün müzik dünyasının içindeki yerinize baktığı- mızda hayattayken ulaştığınız noktanın hayret ve- rici olduğunu görebiliyoruz. B) Müzik hiçbir zaman olmadığı kadar hayatımızın içinde artık çünkü internet sayesinde her türlü mü- ziğe çok kolay ulaşıyoruz. C) Hayatın karmaşası, müziği içimizde hissetmemizi kolaylaştırıyor; ulaşılamayan müzik kavramı hızla ortadan kayboluyor. D) Bu hayatı ben seçmedim, müzikle iç içe olan bir ailede doğdum; müzik eğitimine ulaşmam da do- ğal olarak çok zor olmadı. E) Güzel bir hayat yaşayabilmek için, içinize işleyen müzikler dinleyin; ulaşmanın güç olduğu yerlere gidip fotoğraf çekin.
3
7. 1. fund sbmunub upubnutud ebrgi noga (9
Benim bu dünyaya geçmiyor nazım
adph Felekten kalmadı gayrı niyazım
Hâlimi sen anla hey iki gözüm
Derdimi diyecek dil bulamadım
II.
Kavlim doğru benim, demedim yalan
Garip candan geri nem var ki kalan
Bir avuç topraktır gözüme dolan
Murada yeltenip ermeyesiye
Aşağıdakilerden hangisi bu dörtlüklerin ortak özellik-
lerinden biri değildir?
A) Koşma türündeki şiirlerden alınma
B) Didaktik şiir türünün örneği olma
C) Aynı kafiye düzenine sahip olma
D) Aynı durak düzenine göre yazılma
E) Ait oldukları şiirin ilk ya da son dörtlüğü olmama
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
3 7. 1. fund sbmunub upubnutud ebrgi noga (9 Benim bu dünyaya geçmiyor nazım adph Felekten kalmadı gayrı niyazım Hâlimi sen anla hey iki gözüm Derdimi diyecek dil bulamadım II. Kavlim doğru benim, demedim yalan Garip candan geri nem var ki kalan Bir avuç topraktır gözüme dolan Murada yeltenip ermeyesiye Aşağıdakilerden hangisi bu dörtlüklerin ortak özellik- lerinden biri değildir? A) Koşma türündeki şiirlerden alınma B) Didaktik şiir türünün örneği olma C) Aynı kafiye düzenine sahip olma D) Aynı durak düzenine göre yazılma E) Ait oldukları şiirin ilk ya da son dörtlüğü olmama Diğer sayfaya geçiniz.
9.
" (I) Yüzü güneşte yanmış, çürümeye başlayan
bir elma kabuğunun rengini almıştı. (II) Karga
kanadı gibi simsiyah, yağlı, uzun saçlar, şap-
kasının altından ensesine, alnına taşmıştı. (III)
Yanağını örten kızarmış yanık izi, terden ışı-
yordu. (IV) Uzun ve bol, kışlık bir ceket giymişti.
(V) Elleri, ceketin uzun kolları içinde kaybol-
muştu."
Bu parçada numaralanmış cümlelerin han-
gisinde tamlayanı düşmüş bir ad tamlaması
yoktur?
A) I.
B).
Sözcükl
CM.
D) IV.
EV.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
9. " (I) Yüzü güneşte yanmış, çürümeye başlayan bir elma kabuğunun rengini almıştı. (II) Karga kanadı gibi simsiyah, yağlı, uzun saçlar, şap- kasının altından ensesine, alnına taşmıştı. (III) Yanağını örten kızarmış yanık izi, terden ışı- yordu. (IV) Uzun ve bol, kışlık bir ceket giymişti. (V) Elleri, ceketin uzun kolları içinde kaybol- muştu." Bu parçada numaralanmış cümlelerin han- gisinde tamlayanı düşmüş bir ad tamlaması yoktur? A) I. B). Sözcükl CM. D) IV. EV.
9.
Altay Dönemi, Türk dilinin henüz bağımsız bir dil olmadi-
ğı dönem olarak kabul edilmektedir.
II. Eski Türkçe içinde Orhun Yazıtlanı ve Uygur metinleri bu-
lunmaktadır.
1.
III. Kutadgu Bilig, Divanu Lügati't-Türk Eski Anadolu Türk-
çesiyle kaleme alınmıştır.
IV. Türk edebiyatının destanî hikâyelerinden oluşan şahese-
ri Dede Korkut Kitabı Hakaniye lehçesiyle oluşturulmuş-
tur.
V. Türkiye Türkçesi, konuşma dilinden yeni bir yazı dili
yaratma ilkesini benimsemiş ve başarıya ulaşmış olan
"Yeni Lisan" hareketinin ürünüdür.
Bu parçada numaralı cümlelerden hangisinde bilgi yanlışı
vardır?
A) I, II ve V
D) Ill ve V
B) II ve IV
E) IV ve V
C) III ve IV
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
9. Altay Dönemi, Türk dilinin henüz bağımsız bir dil olmadi- ğı dönem olarak kabul edilmektedir. II. Eski Türkçe içinde Orhun Yazıtlanı ve Uygur metinleri bu- lunmaktadır. 1. III. Kutadgu Bilig, Divanu Lügati't-Türk Eski Anadolu Türk- çesiyle kaleme alınmıştır. IV. Türk edebiyatının destanî hikâyelerinden oluşan şahese- ri Dede Korkut Kitabı Hakaniye lehçesiyle oluşturulmuş- tur. V. Türkiye Türkçesi, konuşma dilinden yeni bir yazı dili yaratma ilkesini benimsemiş ve başarıya ulaşmış olan "Yeni Lisan" hareketinin ürünüdür. Bu parçada numaralı cümlelerden hangisinde bilgi yanlışı vardır? A) I, II ve V D) Ill ve V B) II ve IV E) IV ve V C) III ve IV