Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri Soruları

nların
Eli kal-
bakış
eserin
a
4 Birdenbire, önümde bir adamla bir kadın
gördüm. Kalpazankaya yolunu sordular. "Üs-
tündesiniz." dedim. Sanki yol hareket etti.
Yürümediler. İki adımda benden uzaklaştılar.
Şimdi bir çiçek tarlasındaydım. Bana "hişt hişt"
diyen mutlak bir kuştu. Vardır böyle kuşlar.
"Cık Cık" demezler de, "hişt hişt" derler. Kuştu,
kuş. Bir adam yer belliyordu. Belin demirine
basıyor, kırmızıya çalan bir toprak altını, üste
aktarıyordu. "Merhaba hemşerim!" dedi.
Yukarıda verilen parçada hikâye anlatım bi-
çimi ve tekniğinden hangisi kullanılmıştır?
A) Açıklayıcı Anlatım
B) Diyalog
C) Gösterme Tekniği
D) İç Diyalog
E) Öyküleyici Anlatım
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
nların Eli kal- bakış eserin a 4 Birdenbire, önümde bir adamla bir kadın gördüm. Kalpazankaya yolunu sordular. "Üs- tündesiniz." dedim. Sanki yol hareket etti. Yürümediler. İki adımda benden uzaklaştılar. Şimdi bir çiçek tarlasındaydım. Bana "hişt hişt" diyen mutlak bir kuştu. Vardır böyle kuşlar. "Cık Cık" demezler de, "hişt hişt" derler. Kuştu, kuş. Bir adam yer belliyordu. Belin demirine basıyor, kırmızıya çalan bir toprak altını, üste aktarıyordu. "Merhaba hemşerim!" dedi. Yukarıda verilen parçada hikâye anlatım bi- çimi ve tekniğinden hangisi kullanılmıştır? A) Açıklayıcı Anlatım B) Diyalog C) Gösterme Tekniği D) İç Diyalog E) Öyküleyici Anlatım
"0.
lata Kitabı
KARMA DİL BİLGİSİ
7. (1) Buz tırmanışı; kazaların ve ölümlerin yaşandığı riskli
bir spordur. (II) Bu yüzden bu sporu yapanların yaşam
tarzlan, kişilik özellikleri, karar verme becerileri gibi özel-
likleri merak edilmektedir. (III) Bu araştırmanın amacı,
buz tırmanışı yapan en iyi sporcuların yaşam kalitesine
sporun etkilerini incelemektir. (IV) Her ne kadar buz tir-
manışı yeni bir branş olsa da bu deneyim; yaşam kali-
tesini ve sağlığı etkilemektedir. (V) Buz tırmanışı yüksek
efor istemekte ve buna bağlı olarak da yaşam kalitesi-
nin iyi olması gerekmektedir.
Numaralandırılmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) 1. cümlede belgisiz sifat kullanılmıştır.
B) II. cümlede edat kullanılmıştır.
C) III. cümlede miktar zarfı kullanılmıştır.
D) IV. cümlede bağlaç kullanılmıştır.
E) V. cümlede kişi zamiri kullanılmıştır.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
"0. lata Kitabı KARMA DİL BİLGİSİ 7. (1) Buz tırmanışı; kazaların ve ölümlerin yaşandığı riskli bir spordur. (II) Bu yüzden bu sporu yapanların yaşam tarzlan, kişilik özellikleri, karar verme becerileri gibi özel- likleri merak edilmektedir. (III) Bu araştırmanın amacı, buz tırmanışı yapan en iyi sporcuların yaşam kalitesine sporun etkilerini incelemektir. (IV) Her ne kadar buz tir- manışı yeni bir branş olsa da bu deneyim; yaşam kali- tesini ve sağlığı etkilemektedir. (V) Buz tırmanışı yüksek efor istemekte ve buna bağlı olarak da yaşam kalitesi- nin iyi olması gerekmektedir. Numaralandırılmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) 1. cümlede belgisiz sifat kullanılmıştır. B) II. cümlede edat kullanılmıştır. C) III. cümlede miktar zarfı kullanılmıştır. D) IV. cümlede bağlaç kullanılmıştır. E) V. cümlede kişi zamiri kullanılmıştır.
ağı
ne
Ankara Yayıncıl
kar-
mak
si gibi
ap ya-
nlışlığı
az ayla-
Ankara Yayıncılık
az yeter
16. (1) Atatürk, tarih ve dil tezleri ile Türk dili ve tarihi araş-
tırmalarını Dil ve Tarih kurumlarından başka özel bir
fakültenin sürdürmesini istiyordu (II) 14 Haziran
1935'te Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Kurulması Hakkındaki Kanun Türkiye Büyük Millet
Meclisinde kabul edilmişti. (III) 9 Ocak 1936'da da
Atatürk'ün de hazır bulunması ile Dil ve Tarih-Coğ-
rafya Fakültesi açıldı. (IV) Millî Eğitim Bakanı Saffet
Arıkan açılış söylevinde "Orta Asya'da kültür kurmuş
ve bunu dünyanın beş bucağına yaymış bir ulus,
çok tabiidir ki yarattığı kültür eserlerinin adını ve bu
eserlerle bağlı fikir sistemlerini birlikte götürmüş ve
içlerine girdikleri uluslara yaymıştır" demekteydi. (V)
Aynı gün ilk tarih dersini Afet İnan vermişti.
biraz para
karşılaştı-
or ve sonu-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde yazım-yanlışlığı yapılmıştır?
A) I
B) II
D) IV
C) III
E) V
16/12
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
ağı ne Ankara Yayıncıl kar- mak si gibi ap ya- nlışlığı az ayla- Ankara Yayıncılık az yeter 16. (1) Atatürk, tarih ve dil tezleri ile Türk dili ve tarihi araş- tırmalarını Dil ve Tarih kurumlarından başka özel bir fakültenin sürdürmesini istiyordu (II) 14 Haziran 1935'te Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kurulması Hakkındaki Kanun Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmişti. (III) 9 Ocak 1936'da da Atatürk'ün de hazır bulunması ile Dil ve Tarih-Coğ- rafya Fakültesi açıldı. (IV) Millî Eğitim Bakanı Saffet Arıkan açılış söylevinde "Orta Asya'da kültür kurmuş ve bunu dünyanın beş bucağına yaymış bir ulus, çok tabiidir ki yarattığı kültür eserlerinin adını ve bu eserlerle bağlı fikir sistemlerini birlikte götürmüş ve içlerine girdikleri uluslara yaymıştır" demekteydi. (V) Aynı gün ilk tarih dersini Afet İnan vermişti. biraz para karşılaştı- or ve sonu- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- sinde yazım-yanlışlığı yapılmıştır? A) I B) II D) IV C) III E) V 16/12
23. Nasıl yazdığımı ben de açıkça bilmiyorum, dersem şaşmayınız.
Şiirde bu hiç belli olmaz. Yemek yerken ya da yolda giderken bir
misra geliverir, galiba Valéry'nin yukarıdan inen dizesi gibi bir şey.
Bakarsınız, o zamana kadar karanlık gördüğünüz bir dünya birden-
bire aydınlanmış. Artık o dize kılavuzunuz olur, yazacağınız şiiri,
konusunu, biçimini, boyunu bosunu, hepsini o belirler. Ve o şiir
bitinceye kadar siz işgal altında bir memleket gibisinizdir. Dairede
çalışmanızı, yemenizi, gezmenizi, uykunuzu ona ayırmak zorun-
dasınız. Şiir bitmeden bu saplantıdan kurtulamazsınız. Bu arada
kalbinizin, sinirlerinizin, kafanızın hatta kollarınızın ve ayaklarını-
zın akıl sır ermez bir iş birliği ile çalıştığını görürsünüz. Gerçek-
ten güzel şiirlerdeki canlılık belki de buradan geliyor. Şiirle hayat
arasındaki bu sıkı ilişkiye inandığım içindir ki şiiri hiçbir zaman bir
düşüncenin kanıtlanması, bir dâvanın savunulması, bir felsefe sis-
teminin sunulması olarak düşünmedim. Şiirin yapısının gerektirdiği
bu bağımsızlık, şairlerin özgürlük aşkıyla da açıklanabilir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
LA) Sessel yinelemeye başvurulmuştur.
B) Kavramlar arası bağlantı kurulmuştur.
Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır.
D) Düşsel ögelere yer verilmiştir.
É) Farklı duyularla algılanabilen ayrıntılara yer verilmiştir.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
23. Nasıl yazdığımı ben de açıkça bilmiyorum, dersem şaşmayınız. Şiirde bu hiç belli olmaz. Yemek yerken ya da yolda giderken bir misra geliverir, galiba Valéry'nin yukarıdan inen dizesi gibi bir şey. Bakarsınız, o zamana kadar karanlık gördüğünüz bir dünya birden- bire aydınlanmış. Artık o dize kılavuzunuz olur, yazacağınız şiiri, konusunu, biçimini, boyunu bosunu, hepsini o belirler. Ve o şiir bitinceye kadar siz işgal altında bir memleket gibisinizdir. Dairede çalışmanızı, yemenizi, gezmenizi, uykunuzu ona ayırmak zorun- dasınız. Şiir bitmeden bu saplantıdan kurtulamazsınız. Bu arada kalbinizin, sinirlerinizin, kafanızın hatta kollarınızın ve ayaklarını- zın akıl sır ermez bir iş birliği ile çalıştığını görürsünüz. Gerçek- ten güzel şiirlerdeki canlılık belki de buradan geliyor. Şiirle hayat arasındaki bu sıkı ilişkiye inandığım içindir ki şiiri hiçbir zaman bir düşüncenin kanıtlanması, bir dâvanın savunulması, bir felsefe sis- teminin sunulması olarak düşünmedim. Şiirin yapısının gerektirdiği bu bağımsızlık, şairlerin özgürlük aşkıyla da açıklanabilir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? LA) Sessel yinelemeye başvurulmuştur. B) Kavramlar arası bağlantı kurulmuştur. Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır. D) Düşsel ögelere yer verilmiştir. É) Farklı duyularla algılanabilen ayrıntılara yer verilmiştir. Diğer sayfaya geçiniz.
16. Zincirleme ad tamlaması; tamlayanı ya da tamla-
nanı ya da her ikisi birden ad tamlaması olan
tamlamadır.
(caz müziğinin / etkileyiciliği)
tamlayan belirtisiz ad tamlaması
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme
ad tamlaması yoktur?
A) Tiyatro sanatçılarının tepkisi doğruydu.
B) Kardeşimin arkadaşının oğlunu buraya kay-
dettik.
C) Çocuğun okul çantası burada kaldı.
D) Konaklama ücretinin pahalılığı ilginç.
E) Öğretmenlerin çoğu olmaları gereken yerde
değil.
ESEN YAYINLARI
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
16. Zincirleme ad tamlaması; tamlayanı ya da tamla- nanı ya da her ikisi birden ad tamlaması olan tamlamadır. (caz müziğinin / etkileyiciliği) tamlayan belirtisiz ad tamlaması Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme ad tamlaması yoktur? A) Tiyatro sanatçılarının tepkisi doğruydu. B) Kardeşimin arkadaşının oğlunu buraya kay- dettik. C) Çocuğun okul çantası burada kaldı. D) Konaklama ücretinin pahalılığı ilginç. E) Öğretmenlerin çoğu olmaları gereken yerde değil. ESEN YAYINLARI
15. Takısız ad tamlamasında tamlayan tamlananın
neden yapıldığını veya neye benzediği belirtir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde takısız nd
tamlamasında tamlayanla tamlanan arasında-
ki anlamsal ilişki farklıdır?
A) Damada ipek gömlek hediye etmiş.
B) Naylon çorap ayak sağlığı için zararlı.
C) Deri çantamı otobüste unutmuşum.
D) Kış için kadife ceket almayı unutma
E) Zeytin gözlüm, seni çok seviyorum.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
15. Takısız ad tamlamasında tamlayan tamlananın neden yapıldığını veya neye benzediği belirtir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde takısız nd tamlamasında tamlayanla tamlanan arasında- ki anlamsal ilişki farklıdır? A) Damada ipek gömlek hediye etmiş. B) Naylon çorap ayak sağlığı için zararlı. C) Deri çantamı otobüste unutmuşum. D) Kış için kadife ceket almayı unutma E) Zeytin gözlüm, seni çok seviyorum.
14. Takısız ad tamlamasında tamlayan da tamlanan
da ek almaz. (demir kapı, çelik irade) Bu tamla-
mayı sifat tamlamasından ayırmak için tamlayan-
la tamlanan arasına "-den" eki veya "gibi" edatini
getiririz. Tamlama bunları kabul ediyorsa takısız
ad tamlamasıdır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde takısız ad
tamlaması yoktur?
A) Okul yılları Ankara'da Çankaya'da geçmiş.
B) Bahçeyi çeviren taş duvar yıkılıvermiş.
C) Bana da yün çorap almayı unutmamış.
D) Inci dişleri reklama çıkmasını sağlamış.
E) Kepçe kulakları yüzünden alay konusuymuş.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
14. Takısız ad tamlamasında tamlayan da tamlanan da ek almaz. (demir kapı, çelik irade) Bu tamla- mayı sifat tamlamasından ayırmak için tamlayan- la tamlanan arasına "-den" eki veya "gibi" edatini getiririz. Tamlama bunları kabul ediyorsa takısız ad tamlamasıdır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde takısız ad tamlaması yoktur? A) Okul yılları Ankara'da Çankaya'da geçmiş. B) Bahçeyi çeviren taş duvar yıkılıvermiş. C) Bana da yün çorap almayı unutmamış. D) Inci dişleri reklama çıkmasını sağlamış. E) Kepçe kulakları yüzünden alay konusuymuş.
Ses Bilgisi, Yazım Kuralları, Noktalam
4. Herhangi bir kazaya uğramadan karşı kaldırıma çıktı. Sıraya
girdi, bir simit aldı. Biriyle konuşmak istiyordu. Bir ihtiyaç olarak
hissediyordu bunu. Yapayalnızdı; konuşacağı, dayanacağı,
birlikte güleceği kimsesi yoktu.
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Bir sözcükte hem ünlü daralması hem de ünsüz türemesi
vardır.
B) Ünsuz benzeşmesi ve ünsüz yumuşaması görülen birden
çok sözcük vardır.
C) Ünsüz düşmesine uğramış sözcük vardır.
D) Birden fazla ses olayı görülen sözcükler vardır.
E) Kaynaştırma ünsüzü alan birden çok sözcük vardır.
15. Birbirleri hakkında yazanlar, birbirine bir katky sağlıyorlarsa bu
1
||
TIL
durumda bir yanlışlık yoktur.
IV
V
Bu cümlede numaralanmış sözcükler için aşağıdakilerden
hangisivanlıstır?
17. Aşa
üns
YINLARI
A)
B)
D
18.
E
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Ses Bilgisi, Yazım Kuralları, Noktalam 4. Herhangi bir kazaya uğramadan karşı kaldırıma çıktı. Sıraya girdi, bir simit aldı. Biriyle konuşmak istiyordu. Bir ihtiyaç olarak hissediyordu bunu. Yapayalnızdı; konuşacağı, dayanacağı, birlikte güleceği kimsesi yoktu. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Bir sözcükte hem ünlü daralması hem de ünsüz türemesi vardır. B) Ünsuz benzeşmesi ve ünsüz yumuşaması görülen birden çok sözcük vardır. C) Ünsüz düşmesine uğramış sözcük vardır. D) Birden fazla ses olayı görülen sözcükler vardır. E) Kaynaştırma ünsüzü alan birden çok sözcük vardır. 15. Birbirleri hakkında yazanlar, birbirine bir katky sağlıyorlarsa bu 1 || TIL durumda bir yanlışlık yoktur. IV V Bu cümlede numaralanmış sözcükler için aşağıdakilerden hangisivanlıstır? 17. Aşa üns YINLARI A) B) D 18. E
20. Duygusal zekâ açısından yeterince gelişmemiş insanlar
vardır. (I) Bunlar, bir sohbetin karşı taraftaki kişi için nasıl
geçtiğini anlayamazlar. (II) Kendilerini başkalarının yerine
koyamadıkları için de sohbet edilebilecek kişiler listesine
asla giremezler. (III) Sıkıcı insanlar sohbetlerinde genellikle
dinlemeyle konuşma arasında bir denge tutturamazlar.
(IV) Bazıları çok konuşup karşı tarafı az dinlerler. (V) Bazıları
da az konuşup veya hiç konuşmayıp sadece karşı tarafı
dinlerler.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
C) III
A) I
Türkçe
B) II
D) IV
E) V
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
20. Duygusal zekâ açısından yeterince gelişmemiş insanlar vardır. (I) Bunlar, bir sohbetin karşı taraftaki kişi için nasıl geçtiğini anlayamazlar. (II) Kendilerini başkalarının yerine koyamadıkları için de sohbet edilebilecek kişiler listesine asla giremezler. (III) Sıkıcı insanlar sohbetlerinde genellikle dinlemeyle konuşma arasında bir denge tutturamazlar. (IV) Bazıları çok konuşup karşı tarafı az dinlerler. (V) Bazıları da az konuşup veya hiç konuşmayıp sadece karşı tarafı dinlerler. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? C) III A) I Türkçe B) II D) IV E) V
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer adının yazımında
yanlışlık yapılmamıştır?
A) Ege denizinde irili ufaklı birçok ada bulunmaktadır.
B) Izmir'in Şirince ilçesi turizm açısından potansiyeli
yüksek bir yerdir.
C) Antalya'daki Phaselis koyu, Akdeniz'in en güzel
koylarından biridir.
D) Van gölü, inci kefali denen balığın bulunduğu tek yerdir.
E) İç Anadolu Bölgesinde yer alan Haymana platosu,
tabaka düzlüğü platolarına örnektir.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer adının yazımında yanlışlık yapılmamıştır? A) Ege denizinde irili ufaklı birçok ada bulunmaktadır. B) Izmir'in Şirince ilçesi turizm açısından potansiyeli yüksek bir yerdir. C) Antalya'daki Phaselis koyu, Akdeniz'in en güzel koylarından biridir. D) Van gölü, inci kefali denen balığın bulunduğu tek yerdir. E) İç Anadolu Bölgesinde yer alan Haymana platosu, tabaka düzlüğü platolarına örnektir.
21. (1) Alüminyumun değerli özelliklerinden biri de nadir bulunan
bir kombinasyonunun olmasıdır. (II) Alüminyum dünyadaki en
hafif metallerden biridir. (III) Çin, dünyanın en fazla alüminyum
üretim tesisine sahip ülkesidir. (IV) Demirden neredeyse üç
kat daha hafiftir fakat aynı zamanda çok güçlü, son derece
esnek ve korozyona karşı dayanıklıdır çünkü yüzeyi her
zaman çok ince fakat yine de çok güçlü bir oksit film tabakası
ile kaplıdır. (V) Manyetize olmaz, mükemmel bir elektrik
iletkenidir ve hemen hemen tüm diğer metallerle alaşımlar
oluşturur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
21. (1) Alüminyumun değerli özelliklerinden biri de nadir bulunan bir kombinasyonunun olmasıdır. (II) Alüminyum dünyadaki en hafif metallerden biridir. (III) Çin, dünyanın en fazla alüminyum üretim tesisine sahip ülkesidir. (IV) Demirden neredeyse üç kat daha hafiftir fakat aynı zamanda çok güçlü, son derece esnek ve korozyona karşı dayanıklıdır çünkü yüzeyi her zaman çok ince fakat yine de çok güçlü bir oksit film tabakası ile kaplıdır. (V) Manyetize olmaz, mükemmel bir elektrik iletkenidir ve hemen hemen tüm diğer metallerle alaşımlar oluşturur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V
ÚSTATLA HAZIRLANIYORUM
Sözcük Türleri
Zif
7 "Sakura"nın hüzünlü bir yanı olduğu için çok da sevilen bir kadın
1
sif
Sif
||
adı Japonya'da Sakura. Kast sisteminin çok köklü bir geçmişi bu
lunduğu Japonya'da, güzel ve özel olan pek çok şey gibi Sakura-
lar da uzun yıllar yalnızca soyluların tadına varabildiği bir ayrıca
|||
2.A
IV
201020
lıkmış. Bugün ise kadın erkek, zengin-fakir, genç-yaşlı tüm halkın
f
coşkuyla katılması artık bir gelenek.
V
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi farklı türden bir
fillimsidir?
HONE
11
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
ÚSTATLA HAZIRLANIYORUM Sözcük Türleri Zif 7 "Sakura"nın hüzünlü bir yanı olduğu için çok da sevilen bir kadın 1 sif Sif || adı Japonya'da Sakura. Kast sisteminin çok köklü bir geçmişi bu lunduğu Japonya'da, güzel ve özel olan pek çok şey gibi Sakura- lar da uzun yıllar yalnızca soyluların tadına varabildiği bir ayrıca ||| 2.A IV 201020 lıkmış. Bugün ise kadın erkek, zengin-fakir, genç-yaşlı tüm halkın f coşkuyla katılması artık bir gelenek. V Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi farklı türden bir fillimsidir? HONE 11
isitile
53. Aşağıdaki parça, Milli Edebiyat Dönemi'ne ait bir hikâyeden alınmıştır.
Arslan Bey, planlarını en yakın adamlarından bile saklardı. "Yerin kulağı var." derdi. Ağızdan çıkan bir sır mutlaka
cekti. Kethüda gibi bu sessiz, bu manasız beklemeden bütün askerler sıkılıyorlar, bir şey anlamıyorlardı. Kumandanın
imdat, cephane, top beklediği söyleniyordu. İhtiyar sipahiler, "Biz burasını imdat gelmeden alamaz mıyız? İki top yetmez
mi? Ne duruyoruz?" diye çadırlarında dedikodu yapıyorlardı. Buraya gelindiği günden beri askeri istirahat ettiren Arslan
Bey her sabah erkenden atına biniyor, tek başına gerilerdeki ormanların içine daliyor, saatlerce kalıyor, gülerek dönüyor:
- Hava bozmayacak mı? Ah biraz sis olsa... diye gözlerini gökten, kalenin sallanan bayrağından ayıramıyordu. İşte kethū-
danın getirdiği mektupla Ali Paşa da teklifini kabul ediyordu. Onunla birleşince ordusu yedi bin kişi kadar olacaktı. O vakit
şüphesiz Tofeli, Pallavicini'yi diri diri esir tutabilecekti.
Buna göre, Milli Edebiyat Dönemi hikâyesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Sade, anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
Olaydan çok, yaşamdan keslere yer verilmiştir.
C) Tarihi ve toplumsal konular islenmiştir.
D) Realizmin etkisiyle gözlem ve tasvire yer verilmiştir.
E) Milli duygularla kaleme alınmıştır.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
isitile 53. Aşağıdaki parça, Milli Edebiyat Dönemi'ne ait bir hikâyeden alınmıştır. Arslan Bey, planlarını en yakın adamlarından bile saklardı. "Yerin kulağı var." derdi. Ağızdan çıkan bir sır mutlaka cekti. Kethüda gibi bu sessiz, bu manasız beklemeden bütün askerler sıkılıyorlar, bir şey anlamıyorlardı. Kumandanın imdat, cephane, top beklediği söyleniyordu. İhtiyar sipahiler, "Biz burasını imdat gelmeden alamaz mıyız? İki top yetmez mi? Ne duruyoruz?" diye çadırlarında dedikodu yapıyorlardı. Buraya gelindiği günden beri askeri istirahat ettiren Arslan Bey her sabah erkenden atına biniyor, tek başına gerilerdeki ormanların içine daliyor, saatlerce kalıyor, gülerek dönüyor: - Hava bozmayacak mı? Ah biraz sis olsa... diye gözlerini gökten, kalenin sallanan bayrağından ayıramıyordu. İşte kethū- danın getirdiği mektupla Ali Paşa da teklifini kabul ediyordu. Onunla birleşince ordusu yedi bin kişi kadar olacaktı. O vakit şüphesiz Tofeli, Pallavicini'yi diri diri esir tutabilecekti. Buna göre, Milli Edebiyat Dönemi hikâyesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Sade, anlaşılır bir dil kullanılmıştır. Olaydan çok, yaşamdan keslere yer verilmiştir. C) Tarihi ve toplumsal konular islenmiştir. D) Realizmin etkisiyle gözlem ve tasvire yer verilmiştir. E) Milli duygularla kaleme alınmıştır.
21. (1) Popüler bilim dergileri güncellikleri sebebiyle genelde çabuk
tüketilir. (II) Ömürleri en fazla bir ay sürüyor. (III) Arşivimize
ulaşmak, geçmiş sayılarımızı almak isteyen okuyucularımızla
karşılaştıkça Bilim ve Teknik dergisi olarak sayılarımızın
ömürlerinin bir aydan çok daha uzun olduğunu fark ediyoruz.
(IV) Referans olarak kullanıldıklarını görmekten ise oldukça
gururlanıyoruz. (V) Hem de zaman zaman bir popüler bilim
dergisinin odağını aşabilecek konularla ilgilenmek için bize güç
veriyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
etken-geçişlidir?
B) II
A) I
C) III
D) IV
E)V
4K YAYINLARI
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
21. (1) Popüler bilim dergileri güncellikleri sebebiyle genelde çabuk tüketilir. (II) Ömürleri en fazla bir ay sürüyor. (III) Arşivimize ulaşmak, geçmiş sayılarımızı almak isteyen okuyucularımızla karşılaştıkça Bilim ve Teknik dergisi olarak sayılarımızın ömürlerinin bir aydan çok daha uzun olduğunu fark ediyoruz. (IV) Referans olarak kullanıldıklarını görmekten ise oldukça gururlanıyoruz. (V) Hem de zaman zaman bir popüler bilim dergisinin odağını aşabilecek konularla ilgilenmek için bize güç veriyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi etken-geçişlidir? B) II A) I C) III D) IV E)V 4K YAYINLARI
24. Doktor hastaneyi inceledikten sonra buranın ahlaksız bir ku-
rum olduğu, insan sağlığı için yüksek derecede tehlike arz
ettiği sonucuna vardı. Doktorun düşüncesine göre yapılacak
en mantıklı şey hastaları salıvermek, hastaneyi de kapatmaktı
ancak bu bir tek onun isteğiyle olmuyordu. Ayrıca bunu yap-
manın da kimseye bir faydası dokunmazdı. Sonuçta maddi ya
da manevi bir pisliğin kendiliğinden yok olmasını beklemek
gerekir. Üstelik hastaneyi açan insanlar bir şeylere tahammül
ediyorsa hastaneye ihtiyaçları var demektir. Ön yargılar, gün-
delik yaşantımızdaki bütün bu pislik ve iğrençlikler gereklidir
çünkü bunlar gübrenin kara toprağa dönüşmesi gibi zamanla
faydalı bir şeye dönüşür. Kökeninde pislik barındırmayan iyi bir
şey, dünya üzerinde bugüne kadar görülmemiştir. Doktor gö-
revi kabul ettikten sonra hastanede hüküm süren düzensizliğe
karşı oldukça kayıtsız kaldı. Yalnızca hastane görevlilerinin ve
hasta bakıcıların hasta odalarında gecelememelerini rica ett.
Alet dolu iki dolap getirtti. Idare amiri, başhemşire ve sağlık
memuru, hastaları soymaya devam etti; cerrahi odalarındaki
yılancık vakalan ise olduğu gibi kaldı.
Bu parçada sözü edilen doktorla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A) Sorunlan bilmekte ancak etkili bir çözüm getirememektedir.
nelmektedir.
B) Sorunların zamanla kendi kendine çözüleceğine inanmak-
tadır.
C Hayattaki kötü şeylerin gerekli olduğunu düşünmektedir.
D) Düzen ve yenilik düşüncesini çevresine kabul ettireme-
mektedir.
E) Pasif tutumu yüzünden sorunlar olduğu gibi devam etmiştir.
ka
25 Hepimiz bil
26. Yas
nila
ruy
çok
luk
sev
Bu
A)
B)
M
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
24. Doktor hastaneyi inceledikten sonra buranın ahlaksız bir ku- rum olduğu, insan sağlığı için yüksek derecede tehlike arz ettiği sonucuna vardı. Doktorun düşüncesine göre yapılacak en mantıklı şey hastaları salıvermek, hastaneyi de kapatmaktı ancak bu bir tek onun isteğiyle olmuyordu. Ayrıca bunu yap- manın da kimseye bir faydası dokunmazdı. Sonuçta maddi ya da manevi bir pisliğin kendiliğinden yok olmasını beklemek gerekir. Üstelik hastaneyi açan insanlar bir şeylere tahammül ediyorsa hastaneye ihtiyaçları var demektir. Ön yargılar, gün- delik yaşantımızdaki bütün bu pislik ve iğrençlikler gereklidir çünkü bunlar gübrenin kara toprağa dönüşmesi gibi zamanla faydalı bir şeye dönüşür. Kökeninde pislik barındırmayan iyi bir şey, dünya üzerinde bugüne kadar görülmemiştir. Doktor gö- revi kabul ettikten sonra hastanede hüküm süren düzensizliğe karşı oldukça kayıtsız kaldı. Yalnızca hastane görevlilerinin ve hasta bakıcıların hasta odalarında gecelememelerini rica ett. Alet dolu iki dolap getirtti. Idare amiri, başhemşire ve sağlık memuru, hastaları soymaya devam etti; cerrahi odalarındaki yılancık vakalan ise olduğu gibi kaldı. Bu parçada sözü edilen doktorla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Sorunlan bilmekte ancak etkili bir çözüm getirememektedir. nelmektedir. B) Sorunların zamanla kendi kendine çözüleceğine inanmak- tadır. C Hayattaki kötü şeylerin gerekli olduğunu düşünmektedir. D) Düzen ve yenilik düşüncesini çevresine kabul ettireme- mektedir. E) Pasif tutumu yüzünden sorunlar olduğu gibi devam etmiştir. ka 25 Hepimiz bil 26. Yas nila ruy çok luk sev Bu A) B) M
18. Insan tanımı, nesne kadar kolay değildir çünkü in-
sanlar özgürdür. Varoluş özden önce gelir ilkesinin
temeli de budur: insanın özgür olması. Eğer insan-
lar bir özle doğsalardı o öz onların özgür olmala-
İnsan bilinçli bir varlıktır,
rını engellerdi. Yani
basit değildir; yapacakları ya da yapmayacakları
belirlenmemiştir. İradesi, bilinci vardır. İnsan, yap-
tıkları ile, eylemleri ile hayatını inşa eder. "İlkin in-
san vardır yani insan önce dünyaya gelir, var olur,
ondan sonra tanımlanıp belirlenir, özünü ortaya çı-
karır." der Sartre. İnsan, varlığı ile değil, eylemleri
ile tanımlanır. İnsan sadece dünyada olduğu için
bybir kimliğe sahip olamaz, dünyada yaptıkları ile bir
parkimliğe sahip olur.
—.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) insanın değeri ve önemi gözünün gördüğü ka-
dardır, baktığı kadar değil
NOG
B) insanlar başaklara benzerler, içleri boşken baş-
ları havadadır, doldukça eğilirler
C) insan en başından hayatta ne yapacağı tanımlı
hâlde gelseydi özgür olmazdı
D) insanlar özgür doğdular ama her yerde zincirler
içine alındılar
-6100
E) insanın büyüklüğü yaptıklarından gelir, söyle-
60 (0
diklerinden değil
19. ----. Ancak araştırmacılar ve öğrenciler bu durumun
aksine karmaşık ve uzun cümleleri tercih ederek
dobo otkileyici olacağını düşünmektedir.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
18. Insan tanımı, nesne kadar kolay değildir çünkü in- sanlar özgürdür. Varoluş özden önce gelir ilkesinin temeli de budur: insanın özgür olması. Eğer insan- lar bir özle doğsalardı o öz onların özgür olmala- İnsan bilinçli bir varlıktır, rını engellerdi. Yani basit değildir; yapacakları ya da yapmayacakları belirlenmemiştir. İradesi, bilinci vardır. İnsan, yap- tıkları ile, eylemleri ile hayatını inşa eder. "İlkin in- san vardır yani insan önce dünyaya gelir, var olur, ondan sonra tanımlanıp belirlenir, özünü ortaya çı- karır." der Sartre. İnsan, varlığı ile değil, eylemleri ile tanımlanır. İnsan sadece dünyada olduğu için bybir kimliğe sahip olamaz, dünyada yaptıkları ile bir parkimliğe sahip olur. —. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı- na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) insanın değeri ve önemi gözünün gördüğü ka- dardır, baktığı kadar değil NOG B) insanlar başaklara benzerler, içleri boşken baş- ları havadadır, doldukça eğilirler C) insan en başından hayatta ne yapacağı tanımlı hâlde gelseydi özgür olmazdı D) insanlar özgür doğdular ama her yerde zincirler içine alındılar -6100 E) insanın büyüklüğü yaptıklarından gelir, söyle- 60 (0 diklerinden değil 19. ----. Ancak araştırmacılar ve öğrenciler bu durumun aksine karmaşık ve uzun cümleleri tercih ederek dobo otkileyici olacağını düşünmektedir.