Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri Soruları

Yazar, öykülerinde ağırlıklı olarak eskiyle bağlarını
koparmış; yeniye de uyum sağlayamamış, kutsalsız,
boşluktaki bireyin toplumsal yapıdan kopuşunu
anlatmıştır. Yazar, edebî ve kültürel birikime bağlı bir
kimlik içinde, slogana, mesajcılığa ve kolaya kaçmadan,
insanın değişmeyen yanlarını; kültürel, tarihsel
birikimlerimizden de beslenerek kabullenilebilir bir
paydayla öyküleştirmiştir. O, kamerasının odağını
günlük yaşama çevirmiştir. Ancak kadrajındaki ham
malzemeyi kendi tezgâhında dokuyarak yeni bir yüze
kavuşturmuştur. Gerçeği ucuzca tüketmeden ve
bayağılaştırmadan, estetize ederek sanat katına
yükseltmiş; sonuçta, inandırıcı bir öykü dünyası kurmayı
başarmıştır. Bireyin iç dünyasını, iç zenginliklerini
anlatırken öykü sanatının ulaştığı imkânları sonuna
kadar değerlendirmiştir. Tasvir olayına geleneksel
anlamların yanında, değişik işlevler de yükleyen yazar,
"ayrıntı"nın önemini kavrayan öykücülerimizdendir. Bir
gülüş ya da bir nesne, hikâyenin bağlamı içinde önemli
bir yere sahip olabilir.
39. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada-sözü edilen
yazarın öykülerinin bir özelliği değildir?
A) Evrensellik
B) Gerçekçilik
C) Farklılık Y
D) Yalınlık Y
E) Sanatsallık
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Yazar, öykülerinde ağırlıklı olarak eskiyle bağlarını koparmış; yeniye de uyum sağlayamamış, kutsalsız, boşluktaki bireyin toplumsal yapıdan kopuşunu anlatmıştır. Yazar, edebî ve kültürel birikime bağlı bir kimlik içinde, slogana, mesajcılığa ve kolaya kaçmadan, insanın değişmeyen yanlarını; kültürel, tarihsel birikimlerimizden de beslenerek kabullenilebilir bir paydayla öyküleştirmiştir. O, kamerasının odağını günlük yaşama çevirmiştir. Ancak kadrajındaki ham malzemeyi kendi tezgâhında dokuyarak yeni bir yüze kavuşturmuştur. Gerçeği ucuzca tüketmeden ve bayağılaştırmadan, estetize ederek sanat katına yükseltmiş; sonuçta, inandırıcı bir öykü dünyası kurmayı başarmıştır. Bireyin iç dünyasını, iç zenginliklerini anlatırken öykü sanatının ulaştığı imkânları sonuna kadar değerlendirmiştir. Tasvir olayına geleneksel anlamların yanında, değişik işlevler de yükleyen yazar, "ayrıntı"nın önemini kavrayan öykücülerimizdendir. Bir gülüş ya da bir nesne, hikâyenin bağlamı içinde önemli bir yere sahip olabilir. 39. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada-sözü edilen yazarın öykülerinin bir özelliği değildir? A) Evrensellik B) Gerçekçilik C) Farklılık Y D) Yalınlık Y E) Sanatsallık
22. Nişantaşı'nda çalışırken Feyziye Mektepleri Vakfı, Işık
Nişantaşı Lisesi hemen karşımdaydı. Bir de Sevgili
Asuman Hanım vardı, vakfın basın işlerine bakan...
Hemen her gün büroya uğrar, lisesinin ya da üniver-
sitenin bir etkinliğini haber verirdi. Gençlerin yaptık-
larını izlemeye meraklı olduğumdan koşar giderdim.
Sadece Nişantaşı değil, Maslak hatta Şile kampüsle-
rine gittim. Sonra bizim büronun yeri değişti. Asuman
Hanım emekli oldu. İlişki koptu... Yıllar yılı görmedim,
duymadım. Ta ki eski arkadaşım beni arayana kadar.
Arkadaşım beni hazırladıkları “Lüküs Hayat”ı izlemek
için Erenköy kampüsüne çağırmıştı. Gösteri boyunca
gençleri izlerken "İşte Türkiye'nin yarınları bunlar! Bu
gençler var oldukça kimse yarınlardan endişe etme-
sin..." diye haykırmak geldi içimden.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez?
A) Öykülemeden yararlanılmıştır.
B) Doğrudan anlatıma başvurulmuştur.
C) Olaylar kronolojik sırayla verilmiştir.
D) Benzetmelerden yararlanılarak anlatım zenginleşti-
rilmiştir.
E) Samimi bir anlatım kullanılmıştır.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
22. Nişantaşı'nda çalışırken Feyziye Mektepleri Vakfı, Işık Nişantaşı Lisesi hemen karşımdaydı. Bir de Sevgili Asuman Hanım vardı, vakfın basın işlerine bakan... Hemen her gün büroya uğrar, lisesinin ya da üniver- sitenin bir etkinliğini haber verirdi. Gençlerin yaptık- larını izlemeye meraklı olduğumdan koşar giderdim. Sadece Nişantaşı değil, Maslak hatta Şile kampüsle- rine gittim. Sonra bizim büronun yeri değişti. Asuman Hanım emekli oldu. İlişki koptu... Yıllar yılı görmedim, duymadım. Ta ki eski arkadaşım beni arayana kadar. Arkadaşım beni hazırladıkları “Lüküs Hayat”ı izlemek için Erenköy kampüsüne çağırmıştı. Gösteri boyunca gençleri izlerken "İşte Türkiye'nin yarınları bunlar! Bu gençler var oldukça kimse yarınlardan endişe etme- sin..." diye haykırmak geldi içimden. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Öykülemeden yararlanılmıştır. B) Doğrudan anlatıma başvurulmuştur. C) Olaylar kronolojik sırayla verilmiştir. D) Benzetmelerden yararlanılarak anlatım zenginleşti- rilmiştir. E) Samimi bir anlatım kullanılmıştır.
36. Eserlerimi kendi yaşamımdan seçerim, kahramanlara
hislerimle yaklaşmam, sabahlara kadar bir sözcük için
çalıştığımı bilirim çünkü okurun beğenisi benim için
çok önemlidir. Oxlosi hid olxox
Düşüncelerini bu şekilde ifade eden bir sanatçıyla
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Son derece titiz olduğu
B) Okuyucunun eleştirisine önem verdiği
obni C) Mecazi söyleyişlere yer verdiği
D) Kendi hayatını kaynak aldığı
E) Objektif davrandığı
1118
0169 18
Binbion
TA
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
36. Eserlerimi kendi yaşamımdan seçerim, kahramanlara hislerimle yaklaşmam, sabahlara kadar bir sözcük için çalıştığımı bilirim çünkü okurun beğenisi benim için çok önemlidir. Oxlosi hid olxox Düşüncelerini bu şekilde ifade eden bir sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Son derece titiz olduğu B) Okuyucunun eleştirisine önem verdiği obni C) Mecazi söyleyişlere yer verdiği D) Kendi hayatını kaynak aldığı E) Objektif davrandığı 1118 0169 18 Binbion TA
Evrende karanlık delik avına çıkmanıza gerek yok. O
sonsuz karanlık, hepimizin beyninin içinde saklı aslın-
da. Bizi aydınlık tarafta tutan, bir balon gibi sürüklenip
kaybolmamamızı engelleyense belleğimiz ve anıları-
mız. Sabahları uyandığımızda yanımızda yatan kişiye
baktığımızda "Bu benim eşim.", etrafımıza baktığımız-
da "Burası benim yaşadığım ev.", aynaya baktığımızda
"Bu benim yüzüm." diyor; bu tür önemsizmiş gibi
sbrgörülen gündelik verilerle sürekli olarak hayattaki varlı-
damğımızı onaylıyor ve bu onaylanan varlığımız üstüne yeni
id özellikler eklemek için yeni anılar oluşturuyoruz.
Düşünen insanın bilinen en eski ve hayati sorusu olan
"Ben kimim?"in cevabı aslında çok basit. Biz, belleği-
mizin içinde çoğu zaman saklı duran anılarımızız.
snus
malso geloint (A
dansveiol (8
37. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmak-
tadır?
sol spesmuntow
A) İnsan, zihinsel ve davranışsal olarak anlamlandırıl-
ması en güç varlıktır.
4gn
Jut
B) İnsanın hayattaki varlığını onaylayan şey, belleğin-
Helle in
Ya
da
de saklı olan anılarıdır.
DI
C) İnsanı, diğer canlılardan ayıran özellik, onun düşü-
nebilen bir varlık olmasıdır.
ç
n
D) İnsanın, gündelik yaşamda önemsemediği birtakım
olaylar, onu gizliden gizliye etkiler.
E) İnsan tek başına yaşam mücadelesi verirken kimi
zaman yenilgiye de uğrar.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Evrende karanlık delik avına çıkmanıza gerek yok. O sonsuz karanlık, hepimizin beyninin içinde saklı aslın- da. Bizi aydınlık tarafta tutan, bir balon gibi sürüklenip kaybolmamamızı engelleyense belleğimiz ve anıları- mız. Sabahları uyandığımızda yanımızda yatan kişiye baktığımızda "Bu benim eşim.", etrafımıza baktığımız- da "Burası benim yaşadığım ev.", aynaya baktığımızda "Bu benim yüzüm." diyor; bu tür önemsizmiş gibi sbrgörülen gündelik verilerle sürekli olarak hayattaki varlı- damğımızı onaylıyor ve bu onaylanan varlığımız üstüne yeni id özellikler eklemek için yeni anılar oluşturuyoruz. Düşünen insanın bilinen en eski ve hayati sorusu olan "Ben kimim?"in cevabı aslında çok basit. Biz, belleği- mizin içinde çoğu zaman saklı duran anılarımızız. snus malso geloint (A dansveiol (8 37. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmak- tadır? sol spesmuntow A) İnsan, zihinsel ve davranışsal olarak anlamlandırıl- ması en güç varlıktır. 4gn Jut B) İnsanın hayattaki varlığını onaylayan şey, belleğin- Helle in Ya da de saklı olan anılarıdır. DI C) İnsanı, diğer canlılardan ayıran özellik, onun düşü- nebilen bir varlık olmasıdır. ç n D) İnsanın, gündelik yaşamda önemsemediği birtakım olaylar, onu gizliden gizliye etkiler. E) İnsan tek başına yaşam mücadelesi verirken kimi zaman yenilgiye de uğrar.
(1) Nükleer güç, atom çekirdeğindeki enerjinin açığa
çıkarılmasıyla elde edilir. (II) Bu açığa çıkarma, dene-
tim altında gerçekleşmelidir. (III) Atom çekirdeği, in-
sanoğlunun bulduğu en yoğun enerji kaynağı olduğu
için ondan elde edilecek enerjinin de denetim altında
tutulması gerekmektedir. (IV) En küçük bir dikkatsiz-
lik, bu gücü insanın aleyhine çevirebilir ve ortaya kor-
kunç bir silah çıkabilir. (V) Ağır bir atomun çekirdeği
ikiye bölündüğü zaman ortaya çok büyük miktarda bir
enerji çıkar. (VI) Bu enerji, bölünme sırasında oluşan
nötronların hızla yol alarak reaktörden ayrılma eğili-
minden doğar.
16. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez?
A) Birinci tekil kişili anlatım vardır.
B) Sözcükler gerçek anlamında kullanılmıştır.
C) Farklı yapıda cümleler kullanılmıştır.
D) Açıklayıcı anlatım biçiminden yararlanılmıştır.
E) Terim anlamlı sözcüklerden yararlanılmıştır.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
(1) Nükleer güç, atom çekirdeğindeki enerjinin açığa çıkarılmasıyla elde edilir. (II) Bu açığa çıkarma, dene- tim altında gerçekleşmelidir. (III) Atom çekirdeği, in- sanoğlunun bulduğu en yoğun enerji kaynağı olduğu için ondan elde edilecek enerjinin de denetim altında tutulması gerekmektedir. (IV) En küçük bir dikkatsiz- lik, bu gücü insanın aleyhine çevirebilir ve ortaya kor- kunç bir silah çıkabilir. (V) Ağır bir atomun çekirdeği ikiye bölündüğü zaman ortaya çok büyük miktarda bir enerji çıkar. (VI) Bu enerji, bölünme sırasında oluşan nötronların hızla yol alarak reaktörden ayrılma eğili- minden doğar. 16. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Birinci tekil kişili anlatım vardır. B) Sözcükler gerçek anlamında kullanılmıştır. C) Farklı yapıda cümleler kullanılmıştır. D) Açıklayıcı anlatım biçiminden yararlanılmıştır. E) Terim anlamlı sözcüklerden yararlanılmıştır.
(1) İnsan, var olduğu günden bu yana sürekli olarak içinde
yaşadığı dünyayı ve evreni tanımaya ve anlamaya ça-
lışmıştır. (II) Ancak bu çabası içinde en az tanıyabildiği
varlık yine kendisi olmuştur. (III) En gelişmiş canlı olan
insanın yine insan tarafından incelenmiş olması bunun
başlıca nedeni olsa gerek. (IV) Üstelik konu, insan dav-
ranışları olduğunda yansız bir değerlendirme yapabilmek
daha da güç. (V) Davranışlarımızın gerisindeki dinamik
mekanizmaları açıklamaya çalışan araştırıcıların yaşam-
larını ve yapıtlarını karşılıklı incelediğimizde kendi kişilik
özelliklerinin geliştirdikleri kuramlara yansımış olduğunu
açık bir biçimde görebiliriz.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) 1.de üç fiilimsi türünün örneğine yer verilmiştir.
B) II.de fiilimsi grubu, cümlenin öznesidir.
C) IIl.de bağ-fiili durum bakımından niteleyen fiilimsi var-
dır.
D) IV.de cümleye zaman anlamı katan bağ-fiil kullanıl-
mıştır.
E) V.de sifat-fiil, iyelik ve durum eklerini almıştır.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
(1) İnsan, var olduğu günden bu yana sürekli olarak içinde yaşadığı dünyayı ve evreni tanımaya ve anlamaya ça- lışmıştır. (II) Ancak bu çabası içinde en az tanıyabildiği varlık yine kendisi olmuştur. (III) En gelişmiş canlı olan insanın yine insan tarafından incelenmiş olması bunun başlıca nedeni olsa gerek. (IV) Üstelik konu, insan dav- ranışları olduğunda yansız bir değerlendirme yapabilmek daha da güç. (V) Davranışlarımızın gerisindeki dinamik mekanizmaları açıklamaya çalışan araştırıcıların yaşam- larını ve yapıtlarını karşılıklı incelediğimizde kendi kişilik özelliklerinin geliştirdikleri kuramlara yansımış olduğunu açık bir biçimde görebiliriz. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) 1.de üç fiilimsi türünün örneğine yer verilmiştir. B) II.de fiilimsi grubu, cümlenin öznesidir. C) IIl.de bağ-fiili durum bakımından niteleyen fiilimsi var- dır. D) IV.de cümleye zaman anlamı katan bağ-fiil kullanıl- mıştır. E) V.de sifat-fiil, iyelik ve durum eklerini almıştır.
Başından itibaren yazma sürecini takip eden bir arkada-
şım, karakterleri çizgi romanlardaki süper kahramanlara
benzetiyor. Her birinin bir süper gücü ve bir zayıf yanının
olduğunu söylüyor. Onları yaratma sürecinde böyle bir şey
planlamamıştım. Uzun bir süreç olduğunu söylemeden ge-
çemeyeceğim. Onların gerçekten yaşamış, yaşıyor olduğu
hissini verebilmek için önce de söylediğim gibi gerçekte var
olan olaylarla ilişkilendirmem gerekiyordu. Romanda bahsi
geçen uçak kazası gibi... Her birinin nerede ve ne zaman
doğduğu, nasıl bir aileden geldiği, nasıl büyüdüklerini ay-
yrıntılı olarak yazdım. Romanı yazmaya başladıktan bitirene
kadar geçen zaman zarfında tanıdığım insanlarmış gibi pe-
şimi bırakmadılar.
Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
söylenmiş olabilir?
A) Sizce omanda en önemli unsur karakter midir?
BY Romanınızla ilgili eleştiri aldınız mı hiç?
C) Romanlarınızdaki karakterleri kendi çevrenizden mi se-
çersiniz?
D Romanlarınızda kahramanlar ne derece öneme sahiptir?
E Romanınızda karakterleri yaratma sürecinden bahse-
der misiniz?
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Başından itibaren yazma sürecini takip eden bir arkada- şım, karakterleri çizgi romanlardaki süper kahramanlara benzetiyor. Her birinin bir süper gücü ve bir zayıf yanının olduğunu söylüyor. Onları yaratma sürecinde böyle bir şey planlamamıştım. Uzun bir süreç olduğunu söylemeden ge- çemeyeceğim. Onların gerçekten yaşamış, yaşıyor olduğu hissini verebilmek için önce de söylediğim gibi gerçekte var olan olaylarla ilişkilendirmem gerekiyordu. Romanda bahsi geçen uçak kazası gibi... Her birinin nerede ve ne zaman doğduğu, nasıl bir aileden geldiği, nasıl büyüdüklerini ay- yrıntılı olarak yazdım. Romanı yazmaya başladıktan bitirene kadar geçen zaman zarfında tanıdığım insanlarmış gibi pe- şimi bırakmadılar. Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Sizce omanda en önemli unsur karakter midir? BY Romanınızla ilgili eleştiri aldınız mı hiç? C) Romanlarınızdaki karakterleri kendi çevrenizden mi se- çersiniz? D Romanlarınızda kahramanlar ne derece öneme sahiptir? E Romanınızda karakterleri yaratma sürecinden bahse- der misiniz?
5.
AYT/Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1
I. Sermâye-i şâirân tükenmez
Dünya tükenir yalan tükenmez
(Razi)
II. Nâbî ile ol âfetin ahvâlini naklet
Efsâne-i Mecnûn ile Leylâ'dan usandık
(Nâbî)
Bu beyitlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Iki beyitte de dünyanın geçiciliği işlenmiştir.
B) İki beyitte de biçim güzelliğine vurgu yapılmıştır. 1
Canci beyitte telmin sanatına yer verilmiştir.
D) Iki beytin de kafiye düzeni aynıdır.
E) Birinci beyitte istifham sanatına başvurulmuştur.
C
7.
eksikaik
Mevlâna, dos
üşüştüğü bir
zaraya ve k
"Zavallı hayv
ları, hayretle
Nicin, her s
noksanı gö
Bu parçay
hangisini
A) Bakış
rektiği
B) Insan
rini v
Dost
belir
D) Yara
öne
E) Fizi
dik
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
5. AYT/Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 I. Sermâye-i şâirân tükenmez Dünya tükenir yalan tükenmez (Razi) II. Nâbî ile ol âfetin ahvâlini naklet Efsâne-i Mecnûn ile Leylâ'dan usandık (Nâbî) Bu beyitlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Iki beyitte de dünyanın geçiciliği işlenmiştir. B) İki beyitte de biçim güzelliğine vurgu yapılmıştır. 1 Canci beyitte telmin sanatına yer verilmiştir. D) Iki beytin de kafiye düzeni aynıdır. E) Birinci beyitte istifham sanatına başvurulmuştur. C 7. eksikaik Mevlâna, dos üşüştüğü bir zaraya ve k "Zavallı hayv ları, hayretle Nicin, her s noksanı gö Bu parçay hangisini A) Bakış rektiği B) Insan rini v Dost belir D) Yara öne E) Fizi dik
AG DENEMELER
me 3
me 2
el
geçmek Başan göstermek
ağr: Çetin, güç
sönmek: Parlaklığını, işığını yitirmek
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "geçmek, sönmek,
ar sözcükleri verilen anlamlarını karşılayacak şe-
kilde kullanılmıştır?
A) Bu yollardan hepimiz geçmiştik ancak ağır sorumlu-
ludarla yürüsek bile isteğimiz hiç sönmedi.
Arabaların hızla geçtiği geniş bir sokakta ağır adım-
larla yürürken söndü sokak lambaları.
CT Toprağın çok verimli olduğu bu bölgeden arabayla
geçerken tarlade ağır işlerde çalışan insanlar gün ışı-
9 sönmeden evlerine varmaya çalışıyordu.
D) Geçtik biz bunları, diyen çocuk daha ağır sözler eder
diye korkarken onun öfkesi hemen sönüvermişti.
E) Sinavdan geçmek için ağır konulara o kadar çok ça-
hşti ki odasının şiği gece boyu sönmedi.
3
anza
koy
KO
Bu
mug
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
AG DENEMELER me 3 me 2 el geçmek Başan göstermek ağr: Çetin, güç sönmek: Parlaklığını, işığını yitirmek Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "geçmek, sönmek, ar sözcükleri verilen anlamlarını karşılayacak şe- kilde kullanılmıştır? A) Bu yollardan hepimiz geçmiştik ancak ağır sorumlu- ludarla yürüsek bile isteğimiz hiç sönmedi. Arabaların hızla geçtiği geniş bir sokakta ağır adım- larla yürürken söndü sokak lambaları. CT Toprağın çok verimli olduğu bu bölgeden arabayla geçerken tarlade ağır işlerde çalışan insanlar gün ışı- 9 sönmeden evlerine varmaya çalışıyordu. D) Geçtik biz bunları, diyen çocuk daha ağır sözler eder diye korkarken onun öfkesi hemen sönüvermişti. E) Sinavdan geçmek için ağır konulara o kadar çok ça- hşti ki odasının şiği gece boyu sönmedi. 3 anza koy KO Bu mug
irikimi
B
C)
D) IV
4-5-
gisi baştan
bütün
E) V
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin
yazımıyla ilgili yanlışlık yapılmıştır?
A) Hint medeniyeti, MÖ 4000 yılında İndus Irmağı
boyunca yerleşmiş olan bir medeniyettir.
DENEME-4
shing en ju
qejo (Kes ueheißes feu
B) Namık Kemal'in yazmış olduğu "Vatan Yahut Silistre"
adlı eser, Türk edebiyatında sahnelenen ilk tiyatro
eseridir.
B) II.
O
C) Almanya yüz ölçümü açısından Avrupa kıtasının 5.
büyük ülkesi olan, başta otomotiv sektörü olmak üzere
gelişmiş endüstrisi ile tanınan bir ülkedir.
D) Sultan Süleyman "Kanuni” unvanının yanı sıra Batılılar
tarafından "Muhteşem" ve "Büyük Türk" lakaplarıyla
anıldı.
E) Anadolu Yakası'nda bulunan tarihi ve doğal güzellikler
ile tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başaran İstanbul,
ağırladığı milyonlarca turistle de ön plana çıkıyor.
C) III.
vereistes es
die
BABA
higi
açıklandı.
IV. Bizim küçük oğlanı Hasan Usta'nın yanına verdik.
V. Bu mahallede Topal Ahmet'i tanımayan yoktur.
Numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım yanlışı
yardır?
(A) I
D) IV.
M
E) V.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
irikimi B C) D) IV 4-5- gisi baştan bütün E) V 11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımıyla ilgili yanlışlık yapılmıştır? A) Hint medeniyeti, MÖ 4000 yılında İndus Irmağı boyunca yerleşmiş olan bir medeniyettir. DENEME-4 shing en ju qejo (Kes ueheißes feu B) Namık Kemal'in yazmış olduğu "Vatan Yahut Silistre" adlı eser, Türk edebiyatında sahnelenen ilk tiyatro eseridir. B) II. O C) Almanya yüz ölçümü açısından Avrupa kıtasının 5. büyük ülkesi olan, başta otomotiv sektörü olmak üzere gelişmiş endüstrisi ile tanınan bir ülkedir. D) Sultan Süleyman "Kanuni” unvanının yanı sıra Batılılar tarafından "Muhteşem" ve "Büyük Türk" lakaplarıyla anıldı. E) Anadolu Yakası'nda bulunan tarihi ve doğal güzellikler ile tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başaran İstanbul, ağırladığı milyonlarca turistle de ön plana çıkıyor. C) III. vereistes es die BABA higi açıklandı. IV. Bizim küçük oğlanı Hasan Usta'nın yanına verdik. V. Bu mahallede Topal Ahmet'i tanımayan yoktur. Numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yardır? (A) I D) IV. M E) V.
aşlamadan önce
aşlarınızla payla-
u kadar trajik bir
fade etmektedir?
e değişim gösterir
Yatağına girdiği zaman ve ilk defa olarak Emine ile Mehmet'i düşündü. İlk
dela olarak kendini onları düşünmeye layık buluyordu ve onların da kendisini şu
bulunduğu halde düşünmesini istiyordu.
alumu göze alacak, hiçe sayacak ve bir gün: "Işte şunları, şunları yapan be-
Fakat bu kadarı yetmezdi. Küçük Ağa çok daha büyük başarıların peşinde
nim, ben yani Istanbullu Hoca! Kaldırın artık, şu vur emrini, kaldırın şu idam
hükmünü de Eminem'le Mehmet'imi görmek hakkını kazanayım." diyecek hale
Asid onemlisi de, artık içi rahattı. Çünkü nerede bulunması gerekse orada bulun-
Şimdi pek dertli değildi. Emine'nin geçim sıkıntısı çekmeyeceğinden emindi.
emediginden, can borcunu, fitresini ödemekte olduğundan emindi.
duguna bütün kalbi ve kafası ile inanıyordu. Artık yaratılışının sebebine ihanet
Küçük Ağa şafağa yakın girdiği yatağında, ağzında ekmek doğrayıp içtiği bir
kise sütün tadı, bu inancı ile güvenini ilk defa açık açık düşünüyor ve Çolak
gelmeye çalışacaktı.
Salih'i minnetle hatırlıyordu.
Küçük Ağa, er veya geç, yolunu değiştirecekti. Bunu çekinmeden iddia edebilirdi. Fakat bu işin bu kadar
çabuk, böyle kolay ve hayırlı olması Salih'in yüzündendi ve uykuya varıp gitmeden önce Emine ile Mehmet'ini
aşın etkisi tüm gü-
askerlerden biri de
ve bu nedenle "Co-
andan dışlanır. Öte
genç bir hoca gön-
Osmanlı Devleti'ne
«dirini kazanır. Bu-
h, Kuvayımilliye'ye
kumandanı kendi-
r. Hoca ailesini bi-
= değişmeye başlar.
şahın hizmetinden
em'in kardeşi Tev-
vayımilliye çığ gibi
ğa bir yolunu bula-
ir görmediği karısı
u kötüdür. Onunla
u ise büyür. Küçük
aşması anlatılmak-
ayatının en büyük he-
m olunca mutluluğuna
kalbi âdeta kanatlandı.
Türk Dili ve Edebiyatı 9
Tarık
Buğra
Küçük Ağa
Salih'in yanına gelişini, Salih'le geçen günlerini düşündü. Şimdi ona lâzım olan kuvvet ve dayanak bu idi.
Insana zamanı da vakti de unutturan tipili bir günde yayla boğuk havlama ve ulumalarla ayaklanmıştı. Yö-
riklerle Küçük Ağa'nın on adamı köpeklerin peşine düştüler ve sırtta, çamlığın bitimindeki yolda Çolak Salih'i
buldular. Çolak arkadaşını sırtlamış sallana sallana yürümeye çalışıyordu. Neredeyse yere yığılıverecekti. Tipi-
den ve açlıktan bitmiş gitmişlerdi. Koca çam kütüklerinin çatır çatır yandığı ocağın, yanındaki şiltelere uzattılar.
Ayakkabılarını çıkartıp yıkadılar, her taraflarını ovdular. Kendilerine gelmişlerdi, ama yine de konuşacak halleri
yoktu. Birer çanak tarhana çorbasını zar zor içtikten sonra uykuya daldılar, ertesi sabah geç vakit uyandılar.
Küçük Ağa sordu:
-Kimsiniz, nereden gelip nereye gidersiniz?
bunlara yalan yanlış cevaplar verdi. Anlaşılan bu iki sakat adamın garip kimseler olduğu idi. Eğlenmek
de istemiyor, hemen yola koyulmayı düşünüyorlardı. Küçük Ağa:
- Hava az yumuşasın gidersiniz, dedi.
Salih ertesi sabah çivi gibiydi ve kafasına koyduğu iş için fırsat aramaya başladı. Öğle yemeğinden sonra da
Küçük Ağa'yı odasında yalnız otururken yakaladı:
So both
- Az konuşalım derim Ağa, müsaaden var mı?
-Hay hay, geç otur.
Salih oturdu. Küçük Ağa'ya değil, başını yana çevirmiş, duvara bakıyordu.
-Söyle bakalım, bir şey mi isteyeceksin?
Salih birdenbire iç cebinden tabancasını çıkarıp önüne koydu. Küçük Ağa şaşalamıştı, fakat asıl şaşkınlığı
-Ben Istanbul'lu Hoca ile konuşmak isterim, deyince duydu ve sarardı. Salih rahatlamıştı:
mak için düştüm. Bilin işte, emir böyle. Amma Reis Bey de, Ali emmi de seni vurmakla Kuvva'nın eline bir
-Beni tanımadın Hoca Efendi. Ben Akşehir'denim. Çolak Salih derler bana. Kuvva'danım. Yollara seni
geçmeyeceğini eyi bilirler, ben de onlara güvenirim. Sonra, yüzbaşının sandığı gibi, gari senin Kuvva'ya bi
ratin da dokunmaz. Ama deriz ki faydan olur. Allah nazardan saklasın, maşallah aslan gibi de delikanlıy-
Kafan gibi bileğin de zorlu görünür. Ben şu sakat, keçe kafalı halimle memleket için çırpınıp dururken
konusurum. Var yolunu değiştir. Gari halkı irşada mı çalışın, yoksam düşmanla mi, çetecilerle mi vuruşun,
gayret göstermemen yakışık alır mı? Hani valla haddimi bilmediğimden değel... Içimde taş gibi durduğu
sen bilin. Amma birinden birini yap.
Bunu dedikten sonra tabancayı eline aldı ve Küçük Ağa'ya baktı:
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
aşlamadan önce aşlarınızla payla- u kadar trajik bir fade etmektedir? e değişim gösterir Yatağına girdiği zaman ve ilk defa olarak Emine ile Mehmet'i düşündü. İlk dela olarak kendini onları düşünmeye layık buluyordu ve onların da kendisini şu bulunduğu halde düşünmesini istiyordu. alumu göze alacak, hiçe sayacak ve bir gün: "Işte şunları, şunları yapan be- Fakat bu kadarı yetmezdi. Küçük Ağa çok daha büyük başarıların peşinde nim, ben yani Istanbullu Hoca! Kaldırın artık, şu vur emrini, kaldırın şu idam hükmünü de Eminem'le Mehmet'imi görmek hakkını kazanayım." diyecek hale Asid onemlisi de, artık içi rahattı. Çünkü nerede bulunması gerekse orada bulun- Şimdi pek dertli değildi. Emine'nin geçim sıkıntısı çekmeyeceğinden emindi. emediginden, can borcunu, fitresini ödemekte olduğundan emindi. duguna bütün kalbi ve kafası ile inanıyordu. Artık yaratılışının sebebine ihanet Küçük Ağa şafağa yakın girdiği yatağında, ağzında ekmek doğrayıp içtiği bir kise sütün tadı, bu inancı ile güvenini ilk defa açık açık düşünüyor ve Çolak gelmeye çalışacaktı. Salih'i minnetle hatırlıyordu. Küçük Ağa, er veya geç, yolunu değiştirecekti. Bunu çekinmeden iddia edebilirdi. Fakat bu işin bu kadar çabuk, böyle kolay ve hayırlı olması Salih'in yüzündendi ve uykuya varıp gitmeden önce Emine ile Mehmet'ini aşın etkisi tüm gü- askerlerden biri de ve bu nedenle "Co- andan dışlanır. Öte genç bir hoca gön- Osmanlı Devleti'ne «dirini kazanır. Bu- h, Kuvayımilliye'ye kumandanı kendi- r. Hoca ailesini bi- = değişmeye başlar. şahın hizmetinden em'in kardeşi Tev- vayımilliye çığ gibi ğa bir yolunu bula- ir görmediği karısı u kötüdür. Onunla u ise büyür. Küçük aşması anlatılmak- ayatının en büyük he- m olunca mutluluğuna kalbi âdeta kanatlandı. Türk Dili ve Edebiyatı 9 Tarık Buğra Küçük Ağa Salih'in yanına gelişini, Salih'le geçen günlerini düşündü. Şimdi ona lâzım olan kuvvet ve dayanak bu idi. Insana zamanı da vakti de unutturan tipili bir günde yayla boğuk havlama ve ulumalarla ayaklanmıştı. Yö- riklerle Küçük Ağa'nın on adamı köpeklerin peşine düştüler ve sırtta, çamlığın bitimindeki yolda Çolak Salih'i buldular. Çolak arkadaşını sırtlamış sallana sallana yürümeye çalışıyordu. Neredeyse yere yığılıverecekti. Tipi- den ve açlıktan bitmiş gitmişlerdi. Koca çam kütüklerinin çatır çatır yandığı ocağın, yanındaki şiltelere uzattılar. Ayakkabılarını çıkartıp yıkadılar, her taraflarını ovdular. Kendilerine gelmişlerdi, ama yine de konuşacak halleri yoktu. Birer çanak tarhana çorbasını zar zor içtikten sonra uykuya daldılar, ertesi sabah geç vakit uyandılar. Küçük Ağa sordu: -Kimsiniz, nereden gelip nereye gidersiniz? bunlara yalan yanlış cevaplar verdi. Anlaşılan bu iki sakat adamın garip kimseler olduğu idi. Eğlenmek de istemiyor, hemen yola koyulmayı düşünüyorlardı. Küçük Ağa: - Hava az yumuşasın gidersiniz, dedi. Salih ertesi sabah çivi gibiydi ve kafasına koyduğu iş için fırsat aramaya başladı. Öğle yemeğinden sonra da Küçük Ağa'yı odasında yalnız otururken yakaladı: So both - Az konuşalım derim Ağa, müsaaden var mı? -Hay hay, geç otur. Salih oturdu. Küçük Ağa'ya değil, başını yana çevirmiş, duvara bakıyordu. -Söyle bakalım, bir şey mi isteyeceksin? Salih birdenbire iç cebinden tabancasını çıkarıp önüne koydu. Küçük Ağa şaşalamıştı, fakat asıl şaşkınlığı -Ben Istanbul'lu Hoca ile konuşmak isterim, deyince duydu ve sarardı. Salih rahatlamıştı: mak için düştüm. Bilin işte, emir böyle. Amma Reis Bey de, Ali emmi de seni vurmakla Kuvva'nın eline bir -Beni tanımadın Hoca Efendi. Ben Akşehir'denim. Çolak Salih derler bana. Kuvva'danım. Yollara seni geçmeyeceğini eyi bilirler, ben de onlara güvenirim. Sonra, yüzbaşının sandığı gibi, gari senin Kuvva'ya bi ratin da dokunmaz. Ama deriz ki faydan olur. Allah nazardan saklasın, maşallah aslan gibi de delikanlıy- Kafan gibi bileğin de zorlu görünür. Ben şu sakat, keçe kafalı halimle memleket için çırpınıp dururken konusurum. Var yolunu değiştir. Gari halkı irşada mı çalışın, yoksam düşmanla mi, çetecilerle mi vuruşun, gayret göstermemen yakışık alır mı? Hani valla haddimi bilmediğimden değel... Içimde taş gibi durduğu sen bilin. Amma birinden birini yap. Bunu dedikten sonra tabancayı eline aldı ve Küçük Ağa'ya baktı:
Türk
yici bir anla
itli tespitlers
zümlere, ço
ş bir yelpa
birkaç ke
için "sana-
için "yük-
iş dünyası
k atılıyor
süreliğine
rini gö
de Ust-
rdi ama
anindi
de ya-
Aşık
andiği
e bir
anin
lan
simi
ele
A) Gurbet elde bir hál geldi başıma
Derman ararken derde düş oldum
(belgisiz)
1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ayraç içinde belirtilen
türde bir zamir yoktur?
B) Olenler yeniden doğarmış, gerçek
Tabut değildir bu, bir tahta kundak
(işaret)
C) Ben sana mecburum bilemezsin
Adini mih gibi aklımda tutuyorum
(iyelik)
D) Sana yerden gökten büyük nasihat
Gördüğün ört, görmediğin söyleme
(kişi)
KAZANIM 18
NAVRAMA
TESTI
E) Kişinin kendine ettiğini
Edemez kişiye hiçbir fani
(dönüşlülük)
Zamir
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi zamiri kullanıl-
mamıştır?
A) Bugün bana gelen ikinci e-postaydı bu.
B) Biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz.
C) Ne ekersen onu biçersin.
D) İşe giderken onu da okuluna bırakacağım.
E) Ne verirsen elinle, o gider seninle.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözcük veya ek bi-
çiminde zamir kullanılmamıştır?
A) Ağaca çıkanlardan hiçbiri, dalin ucundaki elmaya
uzanamamıştı.
B) Sultandan üç istekte bulunmuş Keloğlan.
C) Şuradakilere de bakmanı öneririm.
D) Evet, o kalemi sana aldım.
E) Tüm hazırlıklarda kendisinin birikiminden
faydalandık.
43
4.
9. Sinif
Türk Dili ve
Edebiyatı
Bizde nakış olarak da adlandırılan ve kendine has bir
T
11
uygulama tekniği olan minyatürlerin hepsinin ortak özel-
HU
likleri: Mesafelerin belirtilmemesi, şahısların ve başka
IV
şekillerin birbirini kapatmayacak şekilde dizilmesi, arka
plandaki figürlerin, sayfanın üstünde gösterilmesi, işık ve
gölge oyunlarına yer verilmemesidir.
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi za-
mir görevinde kullanılmamıştır?
A) 1
B) II C) III D) IV E) V
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlamayı oluştu-
ran sözcüklerin tamamı zamir görevindedir?
A) Bu semtin kedileri insanlardan kaçmıyor.
B) O kişi beni de birkaç kez aradı.
C) Onlardan bazılarını tanıyorum.
D) Bu şehir o eski İstanbul mudur?
E) Bu bisikletlerden hangisi senin?
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük di-
gerlerinden farklı türdedir?
A) Bu sınıftaki öğrencilerimin çoğu iki isimli.
B) Bu saatte kasabadaki birçok dükkan kapalı olur.
C) Bazılarını iskele tarafında buldum.
D) Kiminin parası kiminin duasi..
E) Ankara'nın neresindensiniz?
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Türk yici bir anla itli tespitlers zümlere, ço ş bir yelpa birkaç ke için "sana- için "yük- iş dünyası k atılıyor süreliğine rini gö de Ust- rdi ama anindi de ya- Aşık andiği e bir anin lan simi ele A) Gurbet elde bir hál geldi başıma Derman ararken derde düş oldum (belgisiz) 1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ayraç içinde belirtilen türde bir zamir yoktur? B) Olenler yeniden doğarmış, gerçek Tabut değildir bu, bir tahta kundak (işaret) C) Ben sana mecburum bilemezsin Adini mih gibi aklımda tutuyorum (iyelik) D) Sana yerden gökten büyük nasihat Gördüğün ört, görmediğin söyleme (kişi) KAZANIM 18 NAVRAMA TESTI E) Kişinin kendine ettiğini Edemez kişiye hiçbir fani (dönüşlülük) Zamir 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi zamiri kullanıl- mamıştır? A) Bugün bana gelen ikinci e-postaydı bu. B) Biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz. C) Ne ekersen onu biçersin. D) İşe giderken onu da okuluna bırakacağım. E) Ne verirsen elinle, o gider seninle. 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözcük veya ek bi- çiminde zamir kullanılmamıştır? A) Ağaca çıkanlardan hiçbiri, dalin ucundaki elmaya uzanamamıştı. B) Sultandan üç istekte bulunmuş Keloğlan. C) Şuradakilere de bakmanı öneririm. D) Evet, o kalemi sana aldım. E) Tüm hazırlıklarda kendisinin birikiminden faydalandık. 43 4. 9. Sinif Türk Dili ve Edebiyatı Bizde nakış olarak da adlandırılan ve kendine has bir T 11 uygulama tekniği olan minyatürlerin hepsinin ortak özel- HU likleri: Mesafelerin belirtilmemesi, şahısların ve başka IV şekillerin birbirini kapatmayacak şekilde dizilmesi, arka plandaki figürlerin, sayfanın üstünde gösterilmesi, işık ve gölge oyunlarına yer verilmemesidir. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi za- mir görevinde kullanılmamıştır? A) 1 B) II C) III D) IV E) V 5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlamayı oluştu- ran sözcüklerin tamamı zamir görevindedir? A) Bu semtin kedileri insanlardan kaçmıyor. B) O kişi beni de birkaç kez aradı. C) Onlardan bazılarını tanıyorum. D) Bu şehir o eski İstanbul mudur? E) Bu bisikletlerden hangisi senin? 6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük di- gerlerinden farklı türdedir? A) Bu sınıftaki öğrencilerimin çoğu iki isimli. B) Bu saatte kasabadaki birçok dükkan kapalı olur. C) Bazılarını iskele tarafında buldum. D) Kiminin parası kiminin duasi.. E) Ankara'nın neresindensiniz?
-9Ed8
(1) Bazı insanlar fantastik hikâyelerin sihir, büyü ve
doğaüstü güçlerle sınırlı olup sadece çocuklara yö-
nelik olduğunu düşünürler. (II) Hatta bu tür hikâyeleri
saçma ve komik bulanlar bile var. (III) Geçmişte ve
günümüzde televizyonlarda yayınlanmış sihir içeren
komedi yapımları böyle düşüncelere zemin hazırlı-
yor. (IV) Bu tür yapımları da genellikle çocuklar izle-
meyi tercih ediyor. (V) Ancak sanıldığı gibi fantastik
çalışmalar sadece televizyonda yayınlanan ve ço-
cuklara hitap eden dizilerden ibaret değildir.
GD
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede, fantastik hikâyelerle ilgili genelleme
yapılmıştır.
B) II. cümlede, fantastik hikâyelere farklı bakış açı-
larından söz edilmiştir.
5
C) III. cümlede, bir düşüncenin sebebi verilmiştir.
D) IV. cümlede, fantastik yapımların hitap ettiği kit-
leden bahsedilmiştir.
E) V. cümlede, fantastik hikâyelerle ilgili bir kanıya
karşı çıkılmıştır.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
-9Ed8 (1) Bazı insanlar fantastik hikâyelerin sihir, büyü ve doğaüstü güçlerle sınırlı olup sadece çocuklara yö- nelik olduğunu düşünürler. (II) Hatta bu tür hikâyeleri saçma ve komik bulanlar bile var. (III) Geçmişte ve günümüzde televizyonlarda yayınlanmış sihir içeren komedi yapımları böyle düşüncelere zemin hazırlı- yor. (IV) Bu tür yapımları da genellikle çocuklar izle- meyi tercih ediyor. (V) Ancak sanıldığı gibi fantastik çalışmalar sadece televizyonda yayınlanan ve ço- cuklara hitap eden dizilerden ibaret değildir. GD Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, fantastik hikâyelerle ilgili genelleme yapılmıştır. B) II. cümlede, fantastik hikâyelere farklı bakış açı- larından söz edilmiştir. 5 C) III. cümlede, bir düşüncenin sebebi verilmiştir. D) IV. cümlede, fantastik yapımların hitap ettiği kit- leden bahsedilmiştir. E) V. cümlede, fantastik hikâyelerle ilgili bir kanıya karşı çıkılmıştır.
1..
•
•
"Gülelim, oynayalım, kâm alalım dünyadan" dizesini
yaşam felsefesi edinme
Istanbul hayatından sahneler sunma
Gerçek hayattan alınan somut unsurlar kullanma
Günlük dilden gelen konuşma kalıpları ve deyimlere yer
verme
Bu özellikleri kendinde toplayan sanatçı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Nedim
-D) Neft
B) Baki
-E) Nabi
C) Necati
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
1.. • • "Gülelim, oynayalım, kâm alalım dünyadan" dizesini yaşam felsefesi edinme Istanbul hayatından sahneler sunma Gerçek hayattan alınan somut unsurlar kullanma Günlük dilden gelen konuşma kalıpları ve deyimlere yer verme Bu özellikleri kendinde toplayan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir? A) Nedim -D) Neft B) Baki -E) Nabi C) Necati
8.
Mazmun, bir sözün içinde gizli olan sanatlı anlamdır. Söz
gelimi sevgilinin ağzı için kalıplaşmış birer mecaz olan
"abihayat, gül, gonca ve lâl" mazmunları kullanılır. Okuyucu
ağzın bunlardan hangisiyle karşılandığını dizede geçen diğer
kelimelerin yardımıyla anlar.
Bu açıklamaya göre aşağıdaki dizelerin hangisinde altı
çizili söz mazmun değildir?
A) Lütfen açıl sen dahi gül ey serv-kadd ü gonca-fem
B) Bülbül gam ile oldu esir-i şiven
C) Bir kadi şimşâd ü gül-ruhsardan ayrılmışam
D) Gül gonce gibi ağzı gülistan ire, umma
E) Kametine elif diyen gör ne uzun hayal eder
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
8. Mazmun, bir sözün içinde gizli olan sanatlı anlamdır. Söz gelimi sevgilinin ağzı için kalıplaşmış birer mecaz olan "abihayat, gül, gonca ve lâl" mazmunları kullanılır. Okuyucu ağzın bunlardan hangisiyle karşılandığını dizede geçen diğer kelimelerin yardımıyla anlar. Bu açıklamaya göre aşağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili söz mazmun değildir? A) Lütfen açıl sen dahi gül ey serv-kadd ü gonca-fem B) Bülbül gam ile oldu esir-i şiven C) Bir kadi şimşâd ü gül-ruhsardan ayrılmışam D) Gül gonce gibi ağzı gülistan ire, umma E) Kametine elif diyen gör ne uzun hayal eder
Ji k 312 Du işi Başaracaksınız.
sinemaya
Aşağıdaki cümlelerin yapılarına göre çeşitlerini belirtiniz.
Yarın akşam
gideceğiz. Sıcak yaz aylarında tatile gidenler şimdi dönüyorlar.
Bugüne kadar çok sıkıntı çekmiş ancak durumundan hiç şikâyetçi olmamış. Zayıf kolları kirli tunç rengindeydi.
Birden köşe başından, iki kara yağız atın çektiği bir fayton peyda oldu. Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı.
Okula giderken biraz oyalandık, derse de yetişemedik. Evin temiz olduğunu söylüyor ama Ayşe burayı beğenmez.
Yüzlerce kişinin girip çıktığı mağazanın önündeki alanda rastlamıştım ona. Vaktimiz olsaydı biraz daha gezerdik.
Senin için "Çok iyi şiir okur." diyorlar. Ben de bilirim iş yapmadan gezmeyi. Oraya kadar geldim de sizi göremedim.
Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. Aradıklarınız yeni açılan markette var. Duydum ki o da gelecekmiş.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Ji k 312 Du işi Başaracaksınız. sinemaya Aşağıdaki cümlelerin yapılarına göre çeşitlerini belirtiniz. Yarın akşam gideceğiz. Sıcak yaz aylarında tatile gidenler şimdi dönüyorlar. Bugüne kadar çok sıkıntı çekmiş ancak durumundan hiç şikâyetçi olmamış. Zayıf kolları kirli tunç rengindeydi. Birden köşe başından, iki kara yağız atın çektiği bir fayton peyda oldu. Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı. Okula giderken biraz oyalandık, derse de yetişemedik. Evin temiz olduğunu söylüyor ama Ayşe burayı beğenmez. Yüzlerce kişinin girip çıktığı mağazanın önündeki alanda rastlamıştım ona. Vaktimiz olsaydı biraz daha gezerdik. Senin için "Çok iyi şiir okur." diyorlar. Ben de bilirim iş yapmadan gezmeyi. Oraya kadar geldim de sizi göremedim. Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. Aradıklarınız yeni açılan markette var. Duydum ki o da gelecekmiş.