1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri Soruları

4. Kelime anlamı "parça bölüktür. En az iki beyitten oluşur. Matla ve makta beyti olmayan gazel gibidir. İşlediği konular hayat görüşü, nükte, hikmet, yergi vb. dir. Mahlassız şiirlerdir. Bu parçada söz edilen nazım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A) Kaside D) Kit'a B) Tuyuğ C) Rubai E) Muhammes

4. 3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde imgeye yer verilmem A) Ben bütün hüzünleri denemişim kendimde Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını B) Diplerde, derinlerde, yalnızlığımda Ölü bir deniz yıldızıdır mutluluk Gahçeli pencereler önünde geziyorduk Gözlerimiz buluşuyordu, ürperiyordum DAkşamın örtüsü derelerde yıkanır Gökyüzünü görünce gecenin devi E) Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık İsteğin bulanık kıyısında Aşağıdaki dizelerin hangisinde abartma sanatından ya- rarlanılmamıştır? A) Çelik testereyle kestim suları Yıkadım duvara astım suları B) Toprağı boyadım otlar ağladı Tuttum yorgunluğu yordum dün gece Topladım yolları eyledim yumak Musalladan gayri görmedim durak en D) Buluta yaslandım ışığı tuttum Seni hatırladım, seni unuttum E Anlımadın ber sey penE) Aşkımız sembolleşsin iğde çiçeklerinde Olgunlaşan meyveler dalları eğerken gel 53

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) Misra ortasında iç kafiye olan gazellere musammat gazel denir. B) Bir şairin gazeline aynı vezin ve kafiyede başka bir gazel söylemeye tanzir etme, söz konusu gazele ise nazire denir. C) Rubainin özelliklerinden biri de kafiyeleri cinaslı olanlarına sıkça rastlanmasıdır. D) Destanlar, uzun aşk hikâyeleri, şehrengizler; didaktik, dinî ve ahlaki konular mesnevi şeklinde yazılmıştır. E) Terciibentte, terkibibentten farklı olarak bentleri birbirine bağlayan vasıta beyitleri her bendin sonunda tekrar edilir.

6. Gazelde şairin mahlası makta beytinde ya da maktadan bir önceki beyit olan hüsn-i maktada bulunur ve bu beyte denir. Beyitleri aynı güçte, aynı değer ve güzellikte ele alınan gazellere adı verilir. Eğer bir gazelde beyitler hem anlamca hem de vezin ve kafiye bakımından bütünlük arz ediyorsa, diğer bir deyişle ele alınan konu bağlılık içinde işleniyorsa bunlar olarak adlandırılır. gazel Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? AT tahallüs-yek-avaz - yek-ahenk B) tecnis - yek-ahenk - yek-avaz C) tahallüs - yek-ahenk - yek-avaz D) makta - tegazzül - yek-ahenk E) tecnis - tegazzül - yek-avaz

42 9. 1. Dört kişi karınlarını 50 liraya doyurunca pek mutlu oldular. II. Karadeniz Yemekleri Festivali bu yıl 25 Nisan'da yapılacak. III. TDK'nın bu yıl çıkardığı kılavuzda da bazı de- ğişiklikler var. IV. Babanla Hasan Amca yanyana askerlik yap- mış, omuz omuza savaşmış. V. Şemsiyesiz çıkınca yağmurun altında sırıl- sıklam olmuş ama geri dönememiş. Yukarıdaki cümlelerin hangi ikisinde yazım yanlışı vardır? A) I ve III -C) II ve V E) IV ve V B) II ve IV D) III ve IV

16-17, soruları (1) Sanat hayatına müzisyen olarak devam eder- ken ve "roman yazan bir müzisyen" olarak anıl- mak isteyen Anthony Burgess, 1959 yılında beyin tümörü teşhisi konunca para kazanmak amacıyla yazı yazmaya başlamış ve bir sene içinde beş kitap yazmıştır. (II) Daha sonra teşhisin yanlış olduğu or- devam ederek taya çıkmış ama Burgess yazmaya ardında elliden fazla eser bırakmıştır (11) Bir yıllık ömrünün kaldığını öğrendikten sonra yazdığı bu beş kitaptan biri olan Otomatik Portakal distopya türünde bir romandır. (IV) Otomatik Portakal, bas- kıcı bir yönetimin ve bu yönetime direnen bir sokak çetesinin hikâyesi. (V) Çetenin ve hikâyenin baş- kahramanı olan Alex adındaki on beşlik delikanlıya yandaşları Pete, Georgie ve Aptalof eşlik ediyor. (VI) Alex ve arkadaşları aralarında kendi ürettikleri Ruşça kökenli "Nadsat" dilinde konuşurlar, kurduk- ları çete ile içlerinden taşan bir şiddet eğilimi içinde türlü türlü kötülüklere bulaşırlar. 16. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) C) IV D) V E) VI

TYT Türkçe 17. () "Yemek" kelimesinin anlam ve işlevleri, sadece hazırlanan ve yenen şeyi ve bunu tüketmeyi ifade eden fiili göstermekten ibaret değildir. (II) Yemek; çok boyutu, sebep ve sonuçları olan, ayrıca kül- türün birçok alt alanıyla ilgili, önemli bir hadisedir. l) Elbette hem bir kültürün ürünüdür hem de bir kültürün yeniden oluşturucu etkenindir. (IV) Üstelik yerel kültürel boyutu yanında giderek artan evrensel boyutu ve etkisi de bulunmaktadır. (V) Yemek; sağ- lığın korunması ve tedavinin desteklenmesi açısın- dan tibbi, emirlerine uygun olması bakımından dinî alanla ilgilidir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) DYTV E) V 19. 8. (1) Dünya üzerinde yaklasık dört milyar akıllı tele-

TYT - Türkçe 21. (1) Aristoteles, başta hocası Platon olmak üzere kendisinden önceki diğer filozoflar gibi güzellik kav- ramına değinmektedir (11) Bunun yerine, Metafizik ve Poetika'da güzel kavramına değinmiştir. (III) Aristoteles, güzellik kavramını hocası Platon'un yaşlılık döneminde olduğu gibi matematik ile açık- lamaktadır. (IV) Aristoteles'e göre güzellik, simetri ve orandır. (V) Ancak Aristoteles, Platon'un aksine güzellik kavramını idealar dünyasında değil; içinde yaşadığımız gerçek dünyada aramaktadır ve güzel- liğin temelini matematik olarak görmektedir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi- sinden sonra düşüncenin akışına göre "Ancak Platon'un aksine, Aristoteles'in, özellikle güzel kav- ramı üzerinde durduğu ya da başlı başına güzeli ele aldığı bir eseri bulunmamaktadır." cümlesi getiril- melidir? AH B) II CHIT DUIV EV 23

TYT/Türkçe 30. "Haydi, gazileri uyandır. Kurban Bayramı'nı bugünden yapacağız. Koş. Bana da çabuk topçuyu gönder." Çavuş, bir eliyle bakır tolgasını tutarak koştu. Merdivene daldı. Kuru Kadı, uzakta, kara yerin üstünde daha kara bir leke gibi yavaş yavaş ilerleyen düşman alayına dikkatle baktı. Gözlerini küçülttü, büyüttü. Önlerinde birkaç top da sürüklüyorlardı. Binden fazla idiler. Hâlbuki hisardaki gaziler? Kendisiyle beraber yüz on dört kişi... "Ama yine haklarından geliriz!" dedi. Uyanan, yukarı koşuyordu. Hisar kapısının iyice bağlanmasını emretti. Sarığını, cübbesini, seccadesini, yatağanını, kılıcını ve tüfeğini getirtti. İhtiyar topçu gelince, ona da hemen "haber topları"nı atmasını söyledi. Bu bir âdetti. Taarruza uğrayan bir palanka hemen "İşaret topu" atarak etrafındaki kuleleri imdadına çağırırdı. Biraz sonra düşman, hisarın önünde harp düzenine girmiş bulunuyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi yanlıştır? A) Olaylar, devinim hâlinde verilmiştir. B) Kişileştirmeler söz konusudur. Öyküleyici anlatım ağır basmaktadır. D) Farklı yapıda cümleler kullanılmıştır. E) Karşıt durumlar dile getirilmiştir.

takim sporu- usal oyunun uzun süre iki olu ve salon manır, salon bolu 1950'li entbolunda eher takım 12 oyuncu- n 7 oyuncu cular hake- dan çıkabi- de oynanır. Oyuncular, ölümleriyle klarıyla sa- en hangisi www.sorubankasi.net 96 amamıyla Feridun Fazıl Tülbentçi'nin 50'li yılların sonlarında, rad- yolarını hayatlarının başlıca lüksü edinmiş insanların E odalarına "tarihin derinliklerinden seslenen" kahraman- ları taşıdığı programın adı oldukça etkileyiciydi: "Kara- manlar Geçiyor". Kahramanlar, Türk'ün adını tarihe altın harflerle yazdırmış serdengeçtilerdi, akıncı beyleriydi, gazi padişahlardı, Millî Mücadele önderleriydi... Arala- rında bilginlerin, sanatçıların, düşünürlerin olmadığı bu insanların başlıca özelliği savaş meydanlarından gel- meleri ya da orada kalmış olmalarıydı. Savaş, düşman, kurtuluş sözcüklerinin vurgularıyla cenk naraları, mehter davulu, at kişnemeleri efektleriyle süslenmiş programi Feridun Fazıl Tülbentçi kendi sesiyle sunardı. Yüzünü ellerinin arasına alıp radyonun içine girercesine sokul- muş çocuk, orada kılıçların parıltısını, bayrakların dal- galanmasını ve dörtnala giden atların üzerindeki pala bıyıklı, bağrı açık, çıplak kollu kahramanları görür ve savaşı sever, bir atının ve bir kılıcının olacağı günleri özlerdi. 8. ATTA Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Türk Tarihinde Kahramanların Yeri B) Çocukluk Yıllarımda Radyo Feridun Fazıl Tülbentçi ve Radyo D) Radyo ve Çocuk Düş Dünyası E) Radyolu Yıllar ve "Kahramanlar Geçiyor" (3 sonu (A leonuT (8 sonut (3

5. Sonuç mu () Aklı olan sanatla uğraşmaz () Epeyce yaygın olan () çoğunluk tarafından büyük ölçüde kabul gören bu söz () sanatçılığı kendiliğinden "deli" olmakla ve doğallıkla kısmen deha sahibi olmakla eş değer görmeyi de içermektedir. En başa dönelim () Sanatla uğraşacaksanız deli divane sayılacaksınız. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri sırasıyla getirilmelidir? A) (600 C) 0000 B) (?) (!) (,) (;) (0 D) (:) () () () () E) () () () () () Bl

23. *9T1 I. Güzel konuşan bir kimse, adeta kişisel bir manyetizma taşır. II. İyi konuşmak, güzel konuşmak bir sanattır. III. Konuştuğu kimselere istediğini yaptırır; sebep- sihirli bir kuvvetle onları X leri çözümlenemeyen Ballo etkisi altında bırakır. ONDER IV. Her sanat gibi inceliklerini bilmek gerekir. V. Hoş sohbet dediğimiz adam kalplere kadar uza- nan yolları bulur; güzel konuştuğu için kendini sevdirmesini bilir. Yukarıdaki numaralandırılmış cümleler anlam- li bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştán ikinci olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

S ndedir? SIRA SENDE 34 Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yükleminde zaman anlamı yoktur? A) Bunun böyle devam edemeyeceğini bilmek Mürşit'i avutu- yor. B) Yabancısı olduğu eviyle içinde ömrünün çürüdüğü oteli ara- sındaki iki yüz metreyi yürüdü. C) Babası hastalandığı için şehre dönüp otelin başına geçmek zorunda kaldı. D) Öğleye doğru kapının önüne kasası kiremitle dolu bir kam- yonet yanaşmış. E) Ne yapmamız gerektiğine bir an önce karar vermeliyiz. ÇÖZÜM SENDE Aş A) B C

1. Aşağıdakilerin hangisinde "kadar" edatı, "bir işin sona erdiği zamanı" anlatmaktadır? A) Yirmi kadar seyirci maçtan sonra yanıma geldi. B) Akşama kadar burada sana yardım etmiştim. C) Antalya'ya kadar bütün yolların bakımı yapıldı. D) Hakem, iki kez yanıma kadar gelip beni uyardı. E) Bu kadar parayla geçinmenin zor olduğunu anladım.

13:00 TÜRKÇE TESTİ 39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Mitler, insan aklının yarattığı derin ve mükemmel kurguların en eski örnekleridir. Bilemediği, neden- lerini bulamadığı ancak varlığına inandığı gizemli güçleri imgelelerle anlamlandırmasıdır. Tanrısal inanışların aşırı abartılı sofistike öyküleridir. Mito- lojik tanrılar; bilgi birikiminin yetersiz kaldığı arka- ik dönemlerde; insanın doğayla mücadelesindeki eksiklik ve çaresizliği kapatmak amacıyla yarattığı soyut ama güçlü tasarımlardır. Platon'a göre "İnsan bilgisinin ötesindeki gerçekleri açıklayan mecazi masallardır." Her köyün kendi fasulyesini ekme ya da burçağını biçme yönteminin farklı olması gibi, farklı coğrafyaların da farklı mitleri vardır. Mitolojik inanç ve anlatılar, hayal gücüyle harman edilen, toplumsal bir güdülenme ile inanılan, iyilik-kötülük, öbür dünya, doğadaki olayların olağanüstü biçim- de düzenlenmesi gibi sözlü-yazılı zihinsel tasarımlı öykülerdir. Akıl ve bilimle açıklaması yapılamayan ancak ortak yaşama geçişle birlikte yönetim kültle- rini de tanrısallaştırarak meşruluğunu kesinleştiren; toplumsal ve bireysel ritüellere kadar sosyal yaşam- da somutlaşan sosyolojik oluşumlarıdır. Mitoloji ise mitlerin olgu, olay ve tarihsel sürecini inceleyen bilim dalıdır. Dünyanın ve insanlığın yaratılışını, tanrıların N bu oluşumlardaki rollerini anlatan masal olmasa da A masalsı anlatıların derlendiği, incelenerek benzerlik R ve özgünlüklerinin ortaya konduğu bir sosyal bilimler 1 alanıdır. I L (40) Bu parçadan, mitlerle ilgili olarak Günümüz dâhil her çağda büyük bir ilgi gördüğü II. Kişisel birer zihin üretimi olarak ortaya çıkıp za- manla toplumsallaştığı insanlığın bilim ve bilgi bakımından yoksun çağ- larının ürünleri olduğu sonuçlarından hangilerine varılabilir? A) Yal Yalnız 1 B) Yaln D) 1 yo 11 Juve III Yalnız II

19. Hz. Muhammed, peygamberliğinin ilk yıllarında, Safa tepe- sinden Mekkelilere, "Şu vadinin arkasında size saldırmak is- teyen süvari birlikleri var desem bana inanır mısınız?" diye sorduğunda onlar hep bir ağızdan, "Evet, inanırız... Biz senin bugüne kadar yalan söylediğini hiç görmedik..." diye karşılık vermişlerdir. Bu parçadaki altı çizili cümle peygamberlerin özellikle- rinden hangisine işaret etmektedir ? A) İsmet D) Tebliğ B) Sidk E) Fetanet C) Emanet