Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri Soruları

Deneme 7
6. Bir gün, bir bilge, kendi türleriyle uçmayı red-
deden iki ayrı cins kuşa rastlar yol kenarında.
Hayli merak eder bu iki farklı yaratığın nasıl olup
da kendi aileleriyle, ait oldukları yerlerde yaşa-
mak istemediklerini, nasıl olup da bir 'yabancı'
yı kendi kardeşlerine yeğlediklerini. Biri karga,
biri-leylek... O kadar farklıdır ki kuşlar... İhtimal
veremez birbirlerini sevdiklerine, türdeşleriyle
bilde değil de birbirleriyle uçmayı yeğlediklerine. Öyle
heya, karga dediğin kargalarla uçmalıdır, leylek
dediğinse leyleklerle. Yaklaşır ve merakla ince-
ler
Ta ki her ikisinin de topal olduğunu
keşfedinceye kadar. O zaman anlar ki ---- .
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin
akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirile-
bilir?
nin A) san kendini tamamlayanlarla bir olmak
ister
B herkes kendinde olmayanı arar ve bulurmuş
C) kimilerini birbirlerine yakın kılan sahip olduk-
ları değil, sahip olmadıklarıdır
bazen insanın en yakınındakiler ona sırt
çevirebiliyormuş
E) bir insanın eksiğini ancak empati kurabilen-
ler anlayabilir
GA
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Deneme 7 6. Bir gün, bir bilge, kendi türleriyle uçmayı red- deden iki ayrı cins kuşa rastlar yol kenarında. Hayli merak eder bu iki farklı yaratığın nasıl olup da kendi aileleriyle, ait oldukları yerlerde yaşa- mak istemediklerini, nasıl olup da bir 'yabancı' yı kendi kardeşlerine yeğlediklerini. Biri karga, biri-leylek... O kadar farklıdır ki kuşlar... İhtimal veremez birbirlerini sevdiklerine, türdeşleriyle bilde değil de birbirleriyle uçmayı yeğlediklerine. Öyle heya, karga dediğin kargalarla uçmalıdır, leylek dediğinse leyleklerle. Yaklaşır ve merakla ince- ler Ta ki her ikisinin de topal olduğunu keşfedinceye kadar. O zaman anlar ki ---- . Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirile- bilir? nin A) san kendini tamamlayanlarla bir olmak ister B herkes kendinde olmayanı arar ve bulurmuş C) kimilerini birbirlerine yakın kılan sahip olduk- ları değil, sahip olmadıklarıdır bazen insanın en yakınındakiler ona sırt çevirebiliyormuş E) bir insanın eksiğini ancak empati kurabilen- ler anlayabilir GA
3
Bence bir edebiyat yapıtında önemli olan,
onun ne anlattıği değildir. Bir öyküden, bir
||
Soru 2.
4²/
romandan herkes kendine göre bir anlam
TH IV
çıkarabiliyorsa o zaman sanat eseri gerçek
amacına kavuşur.
Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden
hangisi, türü bakımından ötekilerden
farklıdır?
A) I.
COL
B) II.
C) III. D) IV. E) V.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
3 Bence bir edebiyat yapıtında önemli olan, onun ne anlattıği değildir. Bir öyküden, bir || Soru 2. 4²/ romandan herkes kendine göre bir anlam TH IV çıkarabiliyorsa o zaman sanat eseri gerçek amacına kavuşur. Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi, türü bakımından ötekilerden farklıdır? A) I. COL B) II. C) III. D) IV. E) V.
17. Ben dağları severim. Yaşamak benim adın. Kentlerde
yaşamaya benzemez dağlarda yaşamak. Bulutları
severim; neşeli bulutlar hep uçuşur önümde, güneş
ardından koşar, yavaş yavaş. Bir gece olur dağlar, yalnız
kalır. Ben dağları severim. Dağların en yükseği benim
içimde. İşte böyle bir şiirdir, dağlara bakmak.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
B) Benzetme yapılmıştır.
C) İnsan dışındaki bir varlık, insana özgü niteliklerle
anlatılmıştır.
D) Anlatıma duygular katılmıştır.
E) Farklı duyu organlarıyla algılanabilecek ayrıntılara yer
verilmiştir.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
17. Ben dağları severim. Yaşamak benim adın. Kentlerde yaşamaya benzemez dağlarda yaşamak. Bulutları severim; neşeli bulutlar hep uçuşur önümde, güneş ardından koşar, yavaş yavaş. Bir gece olur dağlar, yalnız kalır. Ben dağları severim. Dağların en yükseği benim içimde. İşte böyle bir şiirdir, dağlara bakmak. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. B) Benzetme yapılmıştır. C) İnsan dışındaki bir varlık, insana özgü niteliklerle anlatılmıştır. D) Anlatıma duygular katılmıştır. E) Farklı duyu organlarıyla algılanabilecek ayrıntılara yer verilmiştir.
1.
Batı edebiyatlarından, özellikle Fransız edebiyatından etkile-
nen Servetifünun sanatçıları, Fransa'da ortaya çıkan mensur
şiir türünün edebiyatımızdaki ilk örneklerini vermişlerdir. Divan
edebiyatının da etkisi bulunan mensur şiirin edebiyatımızdaki
ilk temsilcisi Halit Ziya Uşaklıgil'dir. Halit Ziya Uşaklıgil, dergi-
lerde yayımlanan mensur şiirlerini daha sonra ve ---- adıyla
kitap hâlinde yayımlamıştır. Ondan başka Mehmet Rauf, Celal
Sahir Erozan, Hüseyin Cahit Yalçın da Servetifünun'da men-
sur şiirler yazmışlardır.
‒‒‒‒
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangi-
si getirilmelidir?
A) Bir Aşkın Tarihi - Siyah Kitap
B) Mensur Şiirler - Mezardan Sesler
C) Mensur Şiirler - Siyah İnciler
D) Bir Aşkın Tarihi - Siyah İnciler
E) Tiryaki Sözleri - Siyah İnciler
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
1. Batı edebiyatlarından, özellikle Fransız edebiyatından etkile- nen Servetifünun sanatçıları, Fransa'da ortaya çıkan mensur şiir türünün edebiyatımızdaki ilk örneklerini vermişlerdir. Divan edebiyatının da etkisi bulunan mensur şiirin edebiyatımızdaki ilk temsilcisi Halit Ziya Uşaklıgil'dir. Halit Ziya Uşaklıgil, dergi- lerde yayımlanan mensur şiirlerini daha sonra ve ---- adıyla kitap hâlinde yayımlamıştır. Ondan başka Mehmet Rauf, Celal Sahir Erozan, Hüseyin Cahit Yalçın da Servetifünun'da men- sur şiirler yazmışlardır. ‒‒‒‒ Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangi- si getirilmelidir? A) Bir Aşkın Tarihi - Siyah Kitap B) Mensur Şiirler - Mezardan Sesler C) Mensur Şiirler - Siyah İnciler D) Bir Aşkın Tarihi - Siyah İnciler E) Tiryaki Sözleri - Siyah İnciler
oyo
6. Aşağıdaki dizelerde görülen ses olaylarından hangisi
ayraç içerisinde verilenle uyuşmamaktadır?
Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar
Gurbete düşmüşlerin başına çöktü damlar
(Ünsüz yumuşamasına aykırı sözcük)
B) Son yolcunun gömüldü yolda son adımları
Bekçi sert bir vuruşla kırdı kaldırımları
(Ünsüz düşmesi)
Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş
Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş
(Ünlü düşmesi)
D) Yuvamı çiçekledim, sen bir meleksin diye
Yollarını bekledim görüneceksin diye
(Ünlü daralması)
E) Ne sabahı göreyim ne sabah görüneyim
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları
(Ünsüz değişimi)
polimal
D
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
oyo 6. Aşağıdaki dizelerde görülen ses olaylarından hangisi ayraç içerisinde verilenle uyuşmamaktadır? Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar Gurbete düşmüşlerin başına çöktü damlar (Ünsüz yumuşamasına aykırı sözcük) B) Son yolcunun gömüldü yolda son adımları Bekçi sert bir vuruşla kırdı kaldırımları (Ünsüz düşmesi) Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş (Ünlü düşmesi) D) Yuvamı çiçekledim, sen bir meleksin diye Yollarını bekledim görüneceksin diye (Ünlü daralması) E) Ne sabahı göreyim ne sabah görüneyim Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları (Ünsüz değişimi) polimal D
Doğumdan sonraki dönemde süt çocuğu için be-
densel gereksinimler uykuyu etkilemektedir. Açlık
uyandırmakta, tokluk ise uykuya dalmasını kolay-
laştırmaktadır. Bu dönemdeki uykusuzluklarda an-
ne tarafından bebeğin beslenmesi ya da duygusal
desteklenmesinin yetersiz, ters ya da aşırı bir biçim-
de karşılandığı görülmektedir. İlk aylarda uykusuz-
luk sıradan bir durumdur ancak sonuçları nedeni ile
aile için önemlidir. Ortaya çıkan gerginlik ve sinirli-
lik durumu yalnız çocuğun uykusuzluğunu artırmaz,
yeni çatışmaları da ortaya çıkarır. Yenidoğan 19-23
saat uyur. Başlangıçta aralıklı ve parçalara bölün-
müş bir uyku biçimindedir. Yavaş yavaş gece ağır-
lıklı olarak gelişir, üçüncü yıla doğru derinliğine ka-
vuşur. Çocuklar büyüdükçe daha az uykuya ihtiyaç-
ları olur. Ebeveynlerin çocukların hangi yaşta ne ka-
dar uyuyacakları konusunda bilgi sahibi olması ge-
rekmektedir.
37. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi ola-
bilir?
A) Bebeklerde Uyku
B) Bebeklerde Sağlıklı Gelişim
C) Anne ve Bebek İlişkisi
D) Bebekler ve Oyun
Anne Sütünün Önemi
DENEME
dükkânı
38. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Her bebeğin gelişimi birbirinden farklıdır.
B) Düzenli uyku uyumayan çocuk huzursuz olur ve
gelişimi zayıf kalır.
C) Düzenli beslenen bebekler anne sütüne ihtiyaç
duymaz.
D) Bebeğin uyumasını kolaylaştırmak için ona ılık
suyla banyo yaptırılmalıdır.
E) Huzursuz bebekler öncelikle bir çocuk doktoru-
na götürülmelidir.
r
39
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Doğumdan sonraki dönemde süt çocuğu için be- densel gereksinimler uykuyu etkilemektedir. Açlık uyandırmakta, tokluk ise uykuya dalmasını kolay- laştırmaktadır. Bu dönemdeki uykusuzluklarda an- ne tarafından bebeğin beslenmesi ya da duygusal desteklenmesinin yetersiz, ters ya da aşırı bir biçim- de karşılandığı görülmektedir. İlk aylarda uykusuz- luk sıradan bir durumdur ancak sonuçları nedeni ile aile için önemlidir. Ortaya çıkan gerginlik ve sinirli- lik durumu yalnız çocuğun uykusuzluğunu artırmaz, yeni çatışmaları da ortaya çıkarır. Yenidoğan 19-23 saat uyur. Başlangıçta aralıklı ve parçalara bölün- müş bir uyku biçimindedir. Yavaş yavaş gece ağır- lıklı olarak gelişir, üçüncü yıla doğru derinliğine ka- vuşur. Çocuklar büyüdükçe daha az uykuya ihtiyaç- ları olur. Ebeveynlerin çocukların hangi yaşta ne ka- dar uyuyacakları konusunda bilgi sahibi olması ge- rekmektedir. 37. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi ola- bilir? A) Bebeklerde Uyku B) Bebeklerde Sağlıklı Gelişim C) Anne ve Bebek İlişkisi D) Bebekler ve Oyun Anne Sütünün Önemi DENEME dükkânı 38. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Her bebeğin gelişimi birbirinden farklıdır. B) Düzenli uyku uyumayan çocuk huzursuz olur ve gelişimi zayıf kalır. C) Düzenli beslenen bebekler anne sütüne ihtiyaç duymaz. D) Bebeğin uyumasını kolaylaştırmak için ona ılık suyla banyo yaptırılmalıdır. E) Huzursuz bebekler öncelikle bir çocuk doktoru- na götürülmelidir. r 39
"Hoşuna gitti mi?"
"Rüyadayım sanki."
"Artık yeter. Gidelim, hava kararmaya başlıyor."
Hava ağır ağır kararırken uzaklardaki çalılarda ağus-
tosböcekleri yazın henüz bitmediğini müjdelercesine
r ediyordu.
circir
Araba kayarcasına ilerlemekteydi.
"Pekâlâ. Artık bir daha bu konuda konuşmak yok.
Tamam mı?"
""
"Lafını bile etmem."
"Eve bu saatte dönünce ne mazeret uyduracağını
çok merak ediyorum."
"Çoktan düşündüm bile. İncil dersine gittiğimi söy-
leyeceğim. Bugün perşembe değil mi?"
"Seninle aşık atmak ne mümkün. Her şeye
züm buluyorsun."
Bunun üstüne ona iyice sokulup başımı koluna yas-
ladım.
bir çö-
"Portuga!"
"H₁..."
"Ben senin yanından bir daha hiç ayrılmak istemiyo-
rum, biliyor musun?"
"Niye?"
"Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin. Senin yanın-
dayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk
güneş gibi parlıyor."
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
"Hoşuna gitti mi?" "Rüyadayım sanki." "Artık yeter. Gidelim, hava kararmaya başlıyor." Hava ağır ağır kararırken uzaklardaki çalılarda ağus- tosböcekleri yazın henüz bitmediğini müjdelercesine r ediyordu. circir Araba kayarcasına ilerlemekteydi. "Pekâlâ. Artık bir daha bu konuda konuşmak yok. Tamam mı?" "" "Lafını bile etmem." "Eve bu saatte dönünce ne mazeret uyduracağını çok merak ediyorum." "Çoktan düşündüm bile. İncil dersine gittiğimi söy- leyeceğim. Bugün perşembe değil mi?" "Seninle aşık atmak ne mümkün. Her şeye züm buluyorsun." Bunun üstüne ona iyice sokulup başımı koluna yas- ladım. bir çö- "Portuga!" "H₁..." "Ben senin yanından bir daha hiç ayrılmak istemiyo- rum, biliyor musun?" "Niye?" "Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin. Senin yanın- dayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor."
3. (1) Atom bombasının yakıcı sıcaklığında bile ya-
şamayı başaran akrep, çevresi ateşle çevrilip yok
edilemez. (II) Çoğu insan, ateşle çevrili bir çembe-
rin içinde kalan akrebin yandığını sanır. (III) Atom
bombası denemelerinde çıkan bu kadar yüksek
sıcaklıklarda yaşayabildiğine göre akrebin ateş
çemberinin içinde kendini öldürmesini beklemek
boşunadır. (IV) Böyle olup olmadığını anlamak için
hemen her kuşak insan, bu deneyi yineler fakat hiç
kimse ateş sönünceye dek bekleyip sonucu gör-
meye çalışmaz. (V) Doğada kimi hayvanların, in-
sanların tuzaklarından kurtulmak için el, ayak ve
bacaklarını kemirip attığı görülmüştür ama kendini
öldüren canlıya rastlanmamıştır.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV
E) V.
E
uzmankariyer
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
3. (1) Atom bombasının yakıcı sıcaklığında bile ya- şamayı başaran akrep, çevresi ateşle çevrilip yok edilemez. (II) Çoğu insan, ateşle çevrili bir çembe- rin içinde kalan akrebin yandığını sanır. (III) Atom bombası denemelerinde çıkan bu kadar yüksek sıcaklıklarda yaşayabildiğine göre akrebin ateş çemberinin içinde kendini öldürmesini beklemek boşunadır. (IV) Böyle olup olmadığını anlamak için hemen her kuşak insan, bu deneyi yineler fakat hiç kimse ateş sönünceye dek bekleyip sonucu gör- meye çalışmaz. (V) Doğada kimi hayvanların, in- sanların tuzaklarından kurtulmak için el, ayak ve bacaklarını kemirip attığı görülmüştür ama kendini öldüren canlıya rastlanmamıştır. A) I. B) II. C) III. D) IV E) V. E uzmankariyer
2. Türkçede sözcüklerin yapısı incelendiğinde "göz ve gözler"
örneklerinde olduğu gibi kimi sözcüklerin yapım eki almadan,
"gözlük ve gözlem" örneklerinde olduğu gibi kimi sözcükle-
III
rin yapım eki alarak kullanıldığını; "göz bebeği, göz alıcı" ör-
neklerinde olduğu gibi kimi sözcüklerin ise iki sözcüğün bir
araya gelmesiyle oluştuğunu görüyoruz. Buna göre, Türkçe-
de sözcükler, yapı bakımından basit sözcükler, türemiş söz-
N
VI
cükler ve birleşik sözcükler olmak üzere üçe ayrılır.
VII
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangileri te-
rim değildir?
A) I, III ve VII
D) IV, V ve VI
B) II ve III
C) III, IV ve V
E) V, VI ve VII
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
2. Türkçede sözcüklerin yapısı incelendiğinde "göz ve gözler" örneklerinde olduğu gibi kimi sözcüklerin yapım eki almadan, "gözlük ve gözlem" örneklerinde olduğu gibi kimi sözcükle- III rin yapım eki alarak kullanıldığını; "göz bebeği, göz alıcı" ör- neklerinde olduğu gibi kimi sözcüklerin ise iki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluştuğunu görüyoruz. Buna göre, Türkçe- de sözcükler, yapı bakımından basit sözcükler, türemiş söz- N VI cükler ve birleşik sözcükler olmak üzere üçe ayrılır. VII Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangileri te- rim değildir? A) I, III ve VII D) IV, V ve VI B) II ve III C) III, IV ve V E) V, VI ve VII
an b
a-
ur.
il-
7
8.
- Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder,
Bugün açız yine; lâkin yarın, ümit ederim,
Sular biraz daha sakinleşir... Ne çare, kader!
-
- Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim
Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur;
Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta... - Olur
Biraz da sen çalış oğlum, biraz da sen çabala;
Ninen baban, iki miskin, biz artık ölmeliyiz...
Çocuk düşündü şikâyetli bir nazarla: - Ya biz,
Ya ben nasıl yaşarım siz ölürseniz?
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
A) Misralardaki anlam diğer dizelere taşınmıştır.
B) Öykülemeye başvurulmuştur.
C) Uyak ve redif gibi ahenk unsurları önemsenme-
miştir.
D) Toplumsal bir duyarlılıkla oluşturulmuştur.
E) Düzyazıya yaklaşan bir havası vardır.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
an b a- ur. il- 7 8. - Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder, Bugün açız yine; lâkin yarın, ümit ederim, Sular biraz daha sakinleşir... Ne çare, kader! - - Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur; Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta... - Olur Biraz da sen çalış oğlum, biraz da sen çabala; Ninen baban, iki miskin, biz artık ölmeliyiz... Çocuk düşündü şikâyetli bir nazarla: - Ya biz, Ya ben nasıl yaşarım siz ölürseniz? Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A) Misralardaki anlam diğer dizelere taşınmıştır. B) Öykülemeye başvurulmuştur. C) Uyak ve redif gibi ahenk unsurları önemsenme- miştir. D) Toplumsal bir duyarlılıkla oluşturulmuştur. E) Düzyazıya yaklaşan bir havası vardır.
9.
Yıllardır bir özlemdi
Yanıp durdu bağrımda
Tam ümidi kesmişken
tol
Com um
R
Onu gördüm karşımda
SES
Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi
yoktur?
(B) Kaynaştırma
D) Ünsuz türemesi
A) Ulama
C) Ünlü düşmesi
C
E) Ünsüz değişimi
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
9. Yıllardır bir özlemdi Yanıp durdu bağrımda Tam ümidi kesmişken tol Com um R Onu gördüm karşımda SES Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur? (B) Kaynaştırma D) Ünsuz türemesi A) Ulama C) Ünlü düşmesi C E) Ünsüz değişimi
23. Aşağıdakilerden hangisi saf (öz) şiire örnek olarak göste
rilemez?
A) Yeşil pencerenden bir gül at bana,
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına
Gözlerimde bulut, saçlarında çiy
B) Bir âlem kurulur gibi yeniden
Baştanbaşa hayâl, düşünce, rüyà,
Billür bir kadehe benziyordun sen
Uzanan yüzünle bu parıltıya!
C) Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!
D) Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
E) Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne hâlden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer,
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
23. Aşağıdakilerden hangisi saf (öz) şiire örnek olarak göste rilemez? A) Yeşil pencerenden bir gül at bana, Işıklarla dolsun kalbimin içi. Geldim işte mevsim gibi kapına Gözlerimde bulut, saçlarında çiy B) Bir âlem kurulur gibi yeniden Baştanbaşa hayâl, düşünce, rüyà, Billür bir kadehe benziyordun sen Uzanan yüzünle bu parıltıya! C) Kimsesiz odanda kış geceleri, İçin ürperdiği demler beni an! De ki: Odur sarsan pencereleri, De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran! D) Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; E) Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne hâlden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer, Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Paylaşım Yayınları
nasi
nde
28. Bir tarihçinin "Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti Avrupalılar
için tehlike omaktan çıkmaya başlamış, daha önceki dönem-
lerde önem vermediği İngiltere, Fransa ve Hollanda gibi Av-
rupalı devletlerin siyasetinin etkisinde kalmaya başlamış ve
denge siyaseti izlemek zorunda kalmıştır." şeklinde tanım-
ladığı antlaşma aşağıdakilerden hangisidir?
1
A) Karlofça
B) Zitvatorok
D) Kast+Şirin
E) Serav
C) vasvar
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Paylaşım Yayınları nasi nde 28. Bir tarihçinin "Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti Avrupalılar için tehlike omaktan çıkmaya başlamış, daha önceki dönem- lerde önem vermediği İngiltere, Fransa ve Hollanda gibi Av- rupalı devletlerin siyasetinin etkisinde kalmaya başlamış ve denge siyaseti izlemek zorunda kalmıştır." şeklinde tanım- ladığı antlaşma aşağıdakilerden hangisidir? 1 A) Karlofça B) Zitvatorok D) Kast+Şirin E) Serav C) vasvar
11. 1970'li yıllardan itibaren iş dünyasında kullanılmaya başla-
nan el yazısı biliminden (grafoloji), başta personel seçimi
olmak üzere birçok alanda yararlanılmaktadır.
Aşağıdakilerin hangisinde "dünya" sözcüğü bu parçada-
ki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Köprüye kadar kendi dünyaları içinde ne tatlı, ne özlü
konuşurlardı.
B) Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş.
C) Senin neyin peşinde olduğunu dünya biliyor, beni kandi-
rabileceğini mi sandın?
D Doğu dünyası, bazı ritüeller konusunda oldukça kati ku-
ralcıdır; bu kuralları değiştiremezsiniz.
E) Ressamlar dünyasında onun yeri ayrıdır, bu nedenle
hep el üstünde tutulan bir sanatçı olmuştur.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
11. 1970'li yıllardan itibaren iş dünyasında kullanılmaya başla- nan el yazısı biliminden (grafoloji), başta personel seçimi olmak üzere birçok alanda yararlanılmaktadır. Aşağıdakilerin hangisinde "dünya" sözcüğü bu parçada- ki anlamıyla kullanılmıştır? A) Köprüye kadar kendi dünyaları içinde ne tatlı, ne özlü konuşurlardı. B) Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. C) Senin neyin peşinde olduğunu dünya biliyor, beni kandi- rabileceğini mi sandın? D Doğu dünyası, bazı ritüeller konusunda oldukça kati ku- ralcıdır; bu kuralları değiştiremezsiniz. E) Ressamlar dünyasında onun yeri ayrıdır, bu nedenle hep el üstünde tutulan bir sanatçı olmuştur.
12. Aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı sifat ya da belir-
teç değildir?
sifat ya
A) Dün ne kadar soru çözdün?
- Çok
B) Çocuklara ne aldın?
- Oyuncak
C) Bugüne dek kaç roman okudun?
- Otuz dört
D) Bu soruları nasıl çözdün?
- Böyle
E) Toplantı kaçta yapılacak?
- Beşte
zen
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
12. Aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı sifat ya da belir- teç değildir? sifat ya A) Dün ne kadar soru çözdün? - Çok B) Çocuklara ne aldın? - Oyuncak C) Bugüne dek kaç roman okudun? - Otuz dört D) Bu soruları nasıl çözdün? - Böyle E) Toplantı kaçta yapılacak? - Beşte zen
Deneme Sınavı - 03
14. İlk şiirlerinde şekil ve muhteva olarak klasik şiir gelene-
ğinin etkisinde olan şair gerek Tercüme Odasında bu-
lunduğu yıllarda gerekse Avrupa'da bulunduğu yıllarda
Batı edebiyatını daha yakından tanıdı. Şekil olarak kla-
sik şiire pek bir katkı yapamasa da muhteva olarak Türk
şiirine yeni konular, yeni fikirler taşıdı. "Vatan, hürriyet,
millet" başta olmak üzere, "hak, hukuk, adalet, eşitlik,
kardeşlik" gibi yeni temaları Türk şiirine kazandırdı. Hat-
ta vatan ve hürriyet şairi olarak anılmaya başladı. Kı-
sacası klasik şiirin dil ve şekil imkânlarıyla yeni bir şiir
vücuda getirmeye gayret etti.
Bu parçada söz edilen sanatçı aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Recaizade Mahmut Ekrem
Ziya Paşa
İbrahim Şinasi
D) Abdülhak Hamit Tarhan
E) Namık Kemal
Ahmet Cemil, Hüseyin Nazmi sayesinde bir gazetede
Torik yanmaya başlar. Bu noktada roman, hayal ile
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Deneme Sınavı - 03 14. İlk şiirlerinde şekil ve muhteva olarak klasik şiir gelene- ğinin etkisinde olan şair gerek Tercüme Odasında bu- lunduğu yıllarda gerekse Avrupa'da bulunduğu yıllarda Batı edebiyatını daha yakından tanıdı. Şekil olarak kla- sik şiire pek bir katkı yapamasa da muhteva olarak Türk şiirine yeni konular, yeni fikirler taşıdı. "Vatan, hürriyet, millet" başta olmak üzere, "hak, hukuk, adalet, eşitlik, kardeşlik" gibi yeni temaları Türk şiirine kazandırdı. Hat- ta vatan ve hürriyet şairi olarak anılmaya başladı. Kı- sacası klasik şiirin dil ve şekil imkânlarıyla yeni bir şiir vücuda getirmeye gayret etti. Bu parçada söz edilen sanatçı aşağıdakilerden han- gisidir? A) Recaizade Mahmut Ekrem Ziya Paşa İbrahim Şinasi D) Abdülhak Hamit Tarhan E) Namık Kemal Ahmet Cemil, Hüseyin Nazmi sayesinde bir gazetede Torik yanmaya başlar. Bu noktada roman, hayal ile