Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Lise Türkçe Soruları

TYT, AYT, YKS, LGS, KPSS, ALES hazırlık sürecinde dilediğin dersten soru çözüm desteği almak ister misin? Kunduz’a sorularını sor, alanında uzman eğitmenler cevaplasın.
CAP/TYT
13. Bir sanat eserinin ortaya çıkmasında sanatçının ya-
şadığı toplumun etkisi, karakteri, amacı, aldığı eğitim,
sanatsal yeteneği, etnik kimliği, cinsiyeti, dili, milleti,
kullandığı malzeme ve döneminin sanat anlayışı et-
kilidir. Tüm bu unsurlar yalnızca sanat eserini değil
sanatçının da nasıl bir sanatçı olacağını etkiler. Do-
layısıyla sanat eseri sanatçısını yansıtır. Fakat ortaya
çıkan eser, sanatçının kişisel unsurlarını ve yaşadığı
toplumu yansıtsa da öncelikle onu ortaya çıkaran sa-
natçının etnik kimliğini, milletini daha sonra da ortaya
çıktığı zamanı ve toplumu aşar; "kişilerüstü", "milletle-
rüstü" ve "zamanlarüstü" olur.
Bu parçada sanat eserinin hangi özelliği vurgulan-
mıştır?
A) Özgünlük
B) Kalıcılık
C) Uyumlu bütünlük
D) Biriciklik
E) Evrensellik
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
CAP/TYT 13. Bir sanat eserinin ortaya çıkmasında sanatçının ya- şadığı toplumun etkisi, karakteri, amacı, aldığı eğitim, sanatsal yeteneği, etnik kimliği, cinsiyeti, dili, milleti, kullandığı malzeme ve döneminin sanat anlayışı et- kilidir. Tüm bu unsurlar yalnızca sanat eserini değil sanatçının da nasıl bir sanatçı olacağını etkiler. Do- layısıyla sanat eseri sanatçısını yansıtır. Fakat ortaya çıkan eser, sanatçının kişisel unsurlarını ve yaşadığı toplumu yansıtsa da öncelikle onu ortaya çıkaran sa- natçının etnik kimliğini, milletini daha sonra da ortaya çıktığı zamanı ve toplumu aşar; "kişilerüstü", "milletle- rüstü" ve "zamanlarüstü" olur. Bu parçada sanat eserinin hangi özelliği vurgulan- mıştır? A) Özgünlük B) Kalıcılık C) Uyumlu bütünlük D) Biriciklik E) Evrensellik
33. Türkiye ne kadar ilerledi son on yılda, inanmayan-
lar olabilir buna ama onlara gösterecek öyle somut
delillerimiz var ki. İlerlemeyi Batı'ya benzemek şek-
linde alıyoruz, bu hep de böyle alındı. Ne kadar on-
lara benzersek ilerliyor ve modernleşiyorduk. Şimdi
bu ilerlemenin en somut örnekleri karşımızda duru-
yor. Nerede diyenleri devletin resmî kanalını izleme-
ye çağırıyorum. Uluslararası bir yarışmaya katılacak
sanatçılarımızın müzik seçimlerine yardımcı olma-
mızı istiyorlar. Ne diyor bunlar diyeceğim ama ge-
riciliğim belli olacak diye demiyorum. İngilizce şar-
kı söylüyorlar, kurumun yetkilileri de göğüslerini ge-
re gere bunları desteklememizi söylüyor. Artık ulus-
lararası yarışmalarda İngilizlerden başka İngilizce
şarkı söyleyen tek ülke biziz. Buna bakarak Batı'yı
yakaladığımızı hatta geçtiğimizi söylesek yanlış mı
olur?
Bu parça aşağıdakilerden hangisine cevap ola-
rak verilmiş olabilir?
A) Türkiye kendi kültürüne yeteri kadar sahip çıka-
biliyor mu?
B) Ülkemiz ilerliyor mu, ilerlemenin ölçütleri neler-
dir?
C) Gericiliği önlemek için İngilizceyi resmî dil yap-
malı mıyız?
D) Batı'yı yakaladığımız alanlardan ilim ve fen hak-
kında ne düşünüyorsunuz?
E) Uluslararası yarışmalarda yarışanları halk yete-
rince destekliyor mu?
dükkânı.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
33. Türkiye ne kadar ilerledi son on yılda, inanmayan- lar olabilir buna ama onlara gösterecek öyle somut delillerimiz var ki. İlerlemeyi Batı'ya benzemek şek- linde alıyoruz, bu hep de böyle alındı. Ne kadar on- lara benzersek ilerliyor ve modernleşiyorduk. Şimdi bu ilerlemenin en somut örnekleri karşımızda duru- yor. Nerede diyenleri devletin resmî kanalını izleme- ye çağırıyorum. Uluslararası bir yarışmaya katılacak sanatçılarımızın müzik seçimlerine yardımcı olma- mızı istiyorlar. Ne diyor bunlar diyeceğim ama ge- riciliğim belli olacak diye demiyorum. İngilizce şar- kı söylüyorlar, kurumun yetkilileri de göğüslerini ge- re gere bunları desteklememizi söylüyor. Artık ulus- lararası yarışmalarda İngilizlerden başka İngilizce şarkı söyleyen tek ülke biziz. Buna bakarak Batı'yı yakaladığımızı hatta geçtiğimizi söylesek yanlış mı olur? Bu parça aşağıdakilerden hangisine cevap ola- rak verilmiş olabilir? A) Türkiye kendi kültürüne yeteri kadar sahip çıka- biliyor mu? B) Ülkemiz ilerliyor mu, ilerlemenin ölçütleri neler- dir? C) Gericiliği önlemek için İngilizceyi resmî dil yap- malı mıyız? D) Batı'yı yakaladığımız alanlardan ilim ve fen hak- kında ne düşünüyorsunuz? E) Uluslararası yarışmalarda yarışanları halk yete- rince destekliyor mu? dükkânı.
geç-
35, Bunun nedeni, okumaktan aldığımız zevktir. Bunu oyun-
dan alınan zevke benzetebiliriz. Nasıl briç oynayan biri, oyu-
nun etkisiyle zamanın nasıl geçtiğinin farkına varamazsa
sevdiği bir kitabı okuyan bir okuyucu da zamanın nasıl
tiğini unutur. Ancak, kitaptan alınan zevk içe dönüktür, kalı-
cıdır, insanı yüceltir. Ama oyundan alınan zevk kısa sürelidir,
gelip geçicidir.
Bu parçanın başına aşağıdaki cümlelerden hangisi geti-
rilirse anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
A Niçin okurken tatlı tatlı kendimizden geçer, kendimizi ve
çevremizi unuturuz?
B) Okumakla oyun oynamak neden birbirine benzer?
C) Okumaktan zevk almayan insan acaba var mıdır?
D) Bazıları okumanın her sorunu çözeceğine neden inan-
maz?
E) Bir insan niçin aynı yazarın farklı kitaplarını okuma ihti-
yacı hisseder?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
geç- 35, Bunun nedeni, okumaktan aldığımız zevktir. Bunu oyun- dan alınan zevke benzetebiliriz. Nasıl briç oynayan biri, oyu- nun etkisiyle zamanın nasıl geçtiğinin farkına varamazsa sevdiği bir kitabı okuyan bir okuyucu da zamanın nasıl tiğini unutur. Ancak, kitaptan alınan zevk içe dönüktür, kalı- cıdır, insanı yüceltir. Ama oyundan alınan zevk kısa sürelidir, gelip geçicidir. Bu parçanın başına aşağıdaki cümlelerden hangisi geti- rilirse anlam bütünlüğü sağlanmış olur? A Niçin okurken tatlı tatlı kendimizden geçer, kendimizi ve çevremizi unuturuz? B) Okumakla oyun oynamak neden birbirine benzer? C) Okumaktan zevk almayan insan acaba var mıdır? D) Bazıları okumanın her sorunu çözeceğine neden inan- maz? E) Bir insan niçin aynı yazarın farklı kitaplarını okuma ihti- yacı hisseder?
26 Bundan sekiz yıl önce bir toplantıda onun görüşleri-
nin bu kuruma zarar verecek gelişmelere neden ola-
bileceğini söyleyip kurumun gelecek ile ilgili hazırla-
dığı planlara karşı çıkmıştım. Benim söylediklerimin
akıllıca olduğunu düşünen üyeler de onun hazırladı-
ğı planları onaylamamıştı. Planları onaylanmayan bu
arkadaşın bana cephe alacağını hiç düşünmemiştim.
Bu olaydan sonra iki yıl aynı ortamda çalıştık ama bir
kez olsun ne selam verdi ne de selamlarımı aldı. Baş-
ka bir toplantıda o da benim planlarımı sadece benim
oldukları için eleştirdi hem de çok sert bir üslûpla.
Bu parçada yazarın sözünü ettiği kişinin en be-
lirgin özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hassas
B) Alçak gönüllü C) Sinirli
E) Telaşlı
D) Kindar
BAŞAT TYT TÜRKCE DENEME
3
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26 Bundan sekiz yıl önce bir toplantıda onun görüşleri- nin bu kuruma zarar verecek gelişmelere neden ola- bileceğini söyleyip kurumun gelecek ile ilgili hazırla- dığı planlara karşı çıkmıştım. Benim söylediklerimin akıllıca olduğunu düşünen üyeler de onun hazırladı- ğı planları onaylamamıştı. Planları onaylanmayan bu arkadaşın bana cephe alacağını hiç düşünmemiştim. Bu olaydan sonra iki yıl aynı ortamda çalıştık ama bir kez olsun ne selam verdi ne de selamlarımı aldı. Baş- ka bir toplantıda o da benim planlarımı sadece benim oldukları için eleştirdi hem de çok sert bir üslûpla. Bu parçada yazarın sözünü ettiği kişinin en be- lirgin özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Hassas B) Alçak gönüllü C) Sinirli E) Telaşlı D) Kindar BAŞAT TYT TÜRKCE DENEME 3
34. Izmir'deki bu müzede çocuklar için aynı bir bölümün olması
beni çok etkiledi. Artık çocuklar eskisinden farklı olarak bü-
yüklerinin yanında gezerken sıkılmayacaklar. Kendi ölçüleri-
ne uygun olan her şeyi uygulayıp öğrenebilecekler. Ortadaki
kocaman Truva Ati'nin içine girebilecekler, pencerelerindeki
müzenin önemli ve güzel yerlerini görebilecekler. Yazı tablet-
lerini gördüklerinde kendi alfabelerini, defterlerini sonra da
bilgisayar ekranlarını hatırlayacaklar. Küçük ama düş gücü
dolu kafalarında insanoğlunun geldiği yeri o günle karşılaştı-
np kendilerine ve çevrelerine olan güvenleri artacak.
Aşağıdakilerden hangisi sözü edilen müzenin çocuklara
sağlayacağı yararlardan biri değildir?
A) Tarihe ilgi duymalarını ve onu sevmelerini sağlayabilmek
B Her şeyi uygulayarak öğrenebilmek
Kendilerine ve tanıdıklarına daha fazla güven duymak
D) Müzeyi sıkılmadan gezebilmek
E) Insanoğlunun geldiği son noktayı eskisiyle karşılaştırıp
anlayabilmek
olum
yöne
diş
dah
TO
ler
al
SI
10
B
H
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
34. Izmir'deki bu müzede çocuklar için aynı bir bölümün olması beni çok etkiledi. Artık çocuklar eskisinden farklı olarak bü- yüklerinin yanında gezerken sıkılmayacaklar. Kendi ölçüleri- ne uygun olan her şeyi uygulayıp öğrenebilecekler. Ortadaki kocaman Truva Ati'nin içine girebilecekler, pencerelerindeki müzenin önemli ve güzel yerlerini görebilecekler. Yazı tablet- lerini gördüklerinde kendi alfabelerini, defterlerini sonra da bilgisayar ekranlarını hatırlayacaklar. Küçük ama düş gücü dolu kafalarında insanoğlunun geldiği yeri o günle karşılaştı- np kendilerine ve çevrelerine olan güvenleri artacak. Aşağıdakilerden hangisi sözü edilen müzenin çocuklara sağlayacağı yararlardan biri değildir? A) Tarihe ilgi duymalarını ve onu sevmelerini sağlayabilmek B Her şeyi uygulayarak öğrenebilmek Kendilerine ve tanıdıklarına daha fazla güven duymak D) Müzeyi sıkılmadan gezebilmek E) Insanoğlunun geldiği son noktayı eskisiyle karşılaştırıp anlayabilmek olum yöne diş dah TO ler al SI 10 B H
21
.
en
n
-
33. Bir eserin zaman içinde fiziksel, kimyasal, biyolojik
olduğu özellikleri kaybetmesini engellemek için alınan
olaylar gibi nedenlerle bozulması sonucunda sahip
tedbirler, önleyici koruma çalışmaları kapsamında
korumada eserlerin çürümesine ya
da bozulmasına neden olan nem ve ışık gibi çevresel
yer alır. Önleyici
koşullar kontrol altına alınır. Bu tür koruma çalışmaları
eserin varlığını sürdürmek amacıyla yapıldığından
süreklidir ve eserin yaşamı boyunca devam eder. Bazı
durumlarda eser çok zarar görmüş ya da eserdeki
bozulmayı engellemek için alınacak herhangi bir önlem
kalmamış olabilir. Bu durumlardá o eserin yıpranmış
yerlerini onarmak, fiziksel yapısını korumak gerekebilir.
Bunun için yapılan çalışmalar ise restorasyon olarak
bilinen onarım çalışmaları kapsamında gerçekleştirilir.
Onarım çalışmaları, eserin özgünlüğüne zarar vermeden
gelecek kuşaklara aktarılabilmesi amacıyla yapılan
zorunlu müdahalelerdir. Yanlış onarım uygulamaları,
eserin çok daha fazla zarar görmesine hatta bazı
durumlarda eserin tamamen kaybedilmesine yol açabilir.
Bu yüzden hem koruma hem de onarım çalışmalarında
mutlaka bir uzmanın görev alması gerekir. Bir koruma ve
onarım uzmanının amacı, eserin yeni gibi görünmesini
sağlamak değil onu mümkün olduğunca özgün hâline
getirmektir.
Bu parçadan,
Önleyici koruma, bir eserin niteliksel özelliklerini
yitirmesini engellemek için öngörülen yolları
kapsar.
II. Önleyici koruma çalışmalari, eserin ömründe
sadece bir dönem etkilidir.
III/Restorasyonun kapsamına, eserlerin zarar
görmesinin engellenemediği durumlarda
gerçekleştirilen çalışmalar girmektedir.
IV. Onarım uzmanı, eserin yok olmasını engelleyen
en önemli ögedir.
V. Restorasyon, bir eserin baştan sona yeniden
yaratılmasıdır.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız II
B) Yalnız V
D) ve Y
C) I ve II
Flye Y
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
21 . en n - 33. Bir eserin zaman içinde fiziksel, kimyasal, biyolojik olduğu özellikleri kaybetmesini engellemek için alınan olaylar gibi nedenlerle bozulması sonucunda sahip tedbirler, önleyici koruma çalışmaları kapsamında korumada eserlerin çürümesine ya da bozulmasına neden olan nem ve ışık gibi çevresel yer alır. Önleyici koşullar kontrol altına alınır. Bu tür koruma çalışmaları eserin varlığını sürdürmek amacıyla yapıldığından süreklidir ve eserin yaşamı boyunca devam eder. Bazı durumlarda eser çok zarar görmüş ya da eserdeki bozulmayı engellemek için alınacak herhangi bir önlem kalmamış olabilir. Bu durumlardá o eserin yıpranmış yerlerini onarmak, fiziksel yapısını korumak gerekebilir. Bunun için yapılan çalışmalar ise restorasyon olarak bilinen onarım çalışmaları kapsamında gerçekleştirilir. Onarım çalışmaları, eserin özgünlüğüne zarar vermeden gelecek kuşaklara aktarılabilmesi amacıyla yapılan zorunlu müdahalelerdir. Yanlış onarım uygulamaları, eserin çok daha fazla zarar görmesine hatta bazı durumlarda eserin tamamen kaybedilmesine yol açabilir. Bu yüzden hem koruma hem de onarım çalışmalarında mutlaka bir uzmanın görev alması gerekir. Bir koruma ve onarım uzmanının amacı, eserin yeni gibi görünmesini sağlamak değil onu mümkün olduğunca özgün hâline getirmektir. Bu parçadan, Önleyici koruma, bir eserin niteliksel özelliklerini yitirmesini engellemek için öngörülen yolları kapsar. II. Önleyici koruma çalışmalari, eserin ömründe sadece bir dönem etkilidir. III/Restorasyonun kapsamına, eserlerin zarar görmesinin engellenemediği durumlarda gerçekleştirilen çalışmalar girmektedir. IV. Onarım uzmanı, eserin yok olmasını engelleyen en önemli ögedir. V. Restorasyon, bir eserin baştan sona yeniden yaratılmasıdır. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız II B) Yalnız V D) ve Y C) I ve II Flye Y
CE TESTİ
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemi yapılış
sido şekli yönünden tamamlayan bir öge vardır?
A
A) Hiç kıpırdamaksızın, eski ve boyası dökülmüş
ahşap bir sandalyede oturuyordu
B) Eve girer girmez yarınki misafirleri için yapacağı
yemeklerin bir listesini hazırladı.
C) Bir tarih kitabında rastladığı büyüleyici motifleri,
16121
ördüğü kazağa işlemeye çalışıyordu d
D) Odanın duvarına astığım kahverengi saat de-
demden geriye kalan tek hatıraydı. 1 di
E) Yoğun bulutların kapladığı gökyüzü, az sonra
kopacak bir kıyametin habercisiydi.
U8
A
14. Bizdeki dolmuş kültürü bir başkadır. Bir yardımlaş-
kültürü
1
Lise Türkçe
İsim
CE TESTİ 13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemi yapılış sido şekli yönünden tamamlayan bir öge vardır? A A) Hiç kıpırdamaksızın, eski ve boyası dökülmüş ahşap bir sandalyede oturuyordu B) Eve girer girmez yarınki misafirleri için yapacağı yemeklerin bir listesini hazırladı. C) Bir tarih kitabında rastladığı büyüleyici motifleri, 16121 ördüğü kazağa işlemeye çalışıyordu d D) Odanın duvarına astığım kahverengi saat de- demden geriye kalan tek hatıraydı. 1 di E) Yoğun bulutların kapladığı gökyüzü, az sonra kopacak bir kıyametin habercisiydi. U8 A 14. Bizdeki dolmuş kültürü bir başkadır. Bir yardımlaş- kültürü 1
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Eski Mısır'da köy ve kasaba zanaatkârlarını da içi-
ne alan köylü kitlesinin kaderi üç bin yıl boyunca pek
değişmedi. Bulduklarıyla yetinerek firavun, yönetici
ve rahiplerin iradesine, vergilere ve angarya işlere
boyun eğerek yaşadılar. Hayatı değişenler, yüksek
tabakadan kişiler oldu. Orta imparatorluk zamanın-
da oluşan orta sınıf, belki de iki yüzyıl boyunca sü-
ren savaşlar nedeniyle yeni imparatorluk dönemin-
de silindi. Vazgeçilmez görevleriyle yazıcılar hâlâ
vardı fakat artık devlet tapınaklarındaki yönetim ya-
pısına bağlanmışlardı; yazıcıların da dahil olduğu
kalabalık ve etkili bir sınıf olan memurlar, görevle-
rini miras yoluyla aktararak sadece ayakta kalma-
ya bakan kapalı bir sınıfa dönüşmüştü. Zanaatkâr
ve esnafın özerk meslek grupları oluşturduğuna da-
ir bir bulgu yoktu; göründüğü kadarıyla doğrudan ta-
pınaklara, saraya ve soyluların malikânelerine bağlı
çalışıyorlardı. İşte yenilik de buradaydı. Yüksek yö-
neticiler sınıfı fetih savaşları sayesinde kalabalıklaş-
mış ve zenginleşmişti; seferlere katılan yüksek su-
baylar, imparatorluğun düzenli işlemesini sağlayan
yüksek görevliler, o zamana kadar Mısır'da görül-
memiş ölçülere varan ganimet ve köleleri aralarında
paylaştılar. Hizmetlerinin karşılığı olarak firavunun
topraklarından kendilerine pay veriliyordu.
-dükkânı
37. Bu parçada Eski Mısır'la ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisine değinilmemiştir?
A) Köylülerin uzun süre yoksullukla yaşadığına
B) Savaşların toplumsal yapıyı etkilediğine
C) Firavunların yetkilerini rahiplerle paylaştığına
D) Yazının kullanıldığına
E) Toplumda farklı sınıfların var olduğuna
38. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenemez?
A) Karşılaştırma yapılmıştır.
B) Açıklayıcı anlatım kullanılmıştır.
C) Nesnel yargılara yer verilmiştir.
D) Öznel yargılar vardır.
E) Tanımlama yapılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Eski Mısır'da köy ve kasaba zanaatkârlarını da içi- ne alan köylü kitlesinin kaderi üç bin yıl boyunca pek değişmedi. Bulduklarıyla yetinerek firavun, yönetici ve rahiplerin iradesine, vergilere ve angarya işlere boyun eğerek yaşadılar. Hayatı değişenler, yüksek tabakadan kişiler oldu. Orta imparatorluk zamanın- da oluşan orta sınıf, belki de iki yüzyıl boyunca sü- ren savaşlar nedeniyle yeni imparatorluk dönemin- de silindi. Vazgeçilmez görevleriyle yazıcılar hâlâ vardı fakat artık devlet tapınaklarındaki yönetim ya- pısına bağlanmışlardı; yazıcıların da dahil olduğu kalabalık ve etkili bir sınıf olan memurlar, görevle- rini miras yoluyla aktararak sadece ayakta kalma- ya bakan kapalı bir sınıfa dönüşmüştü. Zanaatkâr ve esnafın özerk meslek grupları oluşturduğuna da- ir bir bulgu yoktu; göründüğü kadarıyla doğrudan ta- pınaklara, saraya ve soyluların malikânelerine bağlı çalışıyorlardı. İşte yenilik de buradaydı. Yüksek yö- neticiler sınıfı fetih savaşları sayesinde kalabalıklaş- mış ve zenginleşmişti; seferlere katılan yüksek su- baylar, imparatorluğun düzenli işlemesini sağlayan yüksek görevliler, o zamana kadar Mısır'da görül- memiş ölçülere varan ganimet ve köleleri aralarında paylaştılar. Hizmetlerinin karşılığı olarak firavunun topraklarından kendilerine pay veriliyordu. -dükkânı 37. Bu parçada Eski Mısır'la ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Köylülerin uzun süre yoksullukla yaşadığına B) Savaşların toplumsal yapıyı etkilediğine C) Firavunların yetkilerini rahiplerle paylaştığına D) Yazının kullanıldığına E) Toplumda farklı sınıfların var olduğuna 38. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Karşılaştırma yapılmıştır. B) Açıklayıcı anlatım kullanılmıştır. C) Nesnel yargılara yer verilmiştir. D) Öznel yargılar vardır. E) Tanımlama yapılmıştır.
14. Kitap fuarlarında ya da kitabevlerinde sık sık başıma gel-
miştir () Efendiden bir adam, yanıma yaklaşıp imza ister.
Ya karısı içindir ya kızı ya da annesi. "Kitap okumayı çok
sever." der, "Edebiyata bayılır (.)" Ben de hemen sorarım ()
"Ya siz" Yanıt çoğu zaman aynıdır: "Hoşlanmaz olur mu-
yum ama başımı kaşıyacak vaktim yok ki ()" Bu açıklamayı
kim bilir kaç kez işitmişimdir. Böyle binlercesinin yapacak
o kadar çok önemli işi, hayatta o kadar çok yükümlülük
ve sorumluluğu vardır ki bunlar değerli vakitlerini saatlerce
roman ya da şiir okuyarak harcayamazlar.
Bu parçada parantezle () belirtilen yerlere aşağıdaki
noktalama işaretlerinden hangisi sırasıyla getirilmeli-
dir?
(0) (?!)
(.) (.) (:) (?) (...)
(.) (.) (:) (?) (!)
DAUG
() () () () (!)
6
Lise Türkçe
Noktalama İşaretleri
14. Kitap fuarlarında ya da kitabevlerinde sık sık başıma gel- miştir () Efendiden bir adam, yanıma yaklaşıp imza ister. Ya karısı içindir ya kızı ya da annesi. "Kitap okumayı çok sever." der, "Edebiyata bayılır (.)" Ben de hemen sorarım () "Ya siz" Yanıt çoğu zaman aynıdır: "Hoşlanmaz olur mu- yum ama başımı kaşıyacak vaktim yok ki ()" Bu açıklamayı kim bilir kaç kez işitmişimdir. Böyle binlercesinin yapacak o kadar çok önemli işi, hayatta o kadar çok yükümlülük ve sorumluluğu vardır ki bunlar değerli vakitlerini saatlerce roman ya da şiir okuyarak harcayamazlar. Bu parçada parantezle () belirtilen yerlere aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangisi sırasıyla getirilmeli- dir? (0) (?!) (.) (.) (:) (?) (...) (.) (.) (:) (?) (!) DAUG () () () () (!) 6
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Mıknatısın Batı dillerinde karşılığı olan "magnet" ke-
limesi, Küçük Asya'da bir zamanlar "Magnesia" diye
isimlendirilen bir çevreden gelmektedir. İlk kez, bu-
rada yaşayan insanlar, belirli bazı siyah taşların de-
miri çektiğini fark etmişlerdi. Bu siyah taşlar "mag-
netit" adı verilen, gerçekte tabii mıknatıs olan bir tür
demir filiziydi. Daha sonraları bir ipin ucunda ser-
bestçe asılan ya da bir tahta parçası üzerinde su-
ya bırakılan bir mıknatısın daima kuzey-güney doğ-
rultusunu gösterdiği keşfedildi. Bu buluştan yarar-
lanarak, pusulalar yapıldı. Pusula, aynı ilkeyle ku-
zey-güney doğrultusunu işaret eden magnetik bir ib-
re veya çubuk diye tanımlanabilir. Kuzeyi gösteren
uç "Kuzey Kutbu", güneyi işaret eden uç da "Güney
Kutbu" olarak isimlendirilir. Tabii bir mıknatıs olan
"magnetit"in kimyasal formülü Fe3O4'tür. Aslında bir
demir oksidinden başka bir şey değildir. Çelik bir çu-
buk, güçlü bir magnetitin yanında bırakılacak olur-
sa, o da mıknatis niteliğini alır. Mıknatıs sadece çu-
buk şeklinde bulunmaz. At nalı biçiminde de olur. At
nalı biçimindeki mıknatıslarda nalın iki ucu "kuzey"
ve "güney" kutuplarıdır. Eskiden mıknatıslar ilkel bir
yoldan yapılırdı. Bir demir parçası bir tabii mıknatıs-
la sürtüştürülür ve onun çekiciliğini alırdı. Başka tür-
lü söylemek gerekirse, yapay olarak "mıknatıs" nite-
liği kazanırdı. Sonraları mıknatıs yapımı için başka
bir yol bulundu. Bir demir parçasının üzerine izole-
li bir telle sargı yapılıyor ve bu telden akım geçirili-
yordu. Yumuşak demir kullanıldığında, demir parça-
si sadece akım geçirildiği sürece mıknatis niteliği ta-
şıyordu.
dükkânı
39. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
memiştir?
A) Mıknatıs sözcüğünün kökenine
B) Pusulanın mıknatıstan yararlanılarak yapıldığına
C) Pusulanın geçirdiği değişimlere
D) Magnetitin doğal bir mıknatıs olduğuna
E) Pusulanın denizciler tarafından kullanıldığına
40. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Tanımlama yapılmıştır.
B) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
C) Nesnel ifadeler kullanılmıştır.
D) Açıklama yapılmıştır.
E) Benzetmeden yararlanılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Mıknatısın Batı dillerinde karşılığı olan "magnet" ke- limesi, Küçük Asya'da bir zamanlar "Magnesia" diye isimlendirilen bir çevreden gelmektedir. İlk kez, bu- rada yaşayan insanlar, belirli bazı siyah taşların de- miri çektiğini fark etmişlerdi. Bu siyah taşlar "mag- netit" adı verilen, gerçekte tabii mıknatıs olan bir tür demir filiziydi. Daha sonraları bir ipin ucunda ser- bestçe asılan ya da bir tahta parçası üzerinde su- ya bırakılan bir mıknatısın daima kuzey-güney doğ- rultusunu gösterdiği keşfedildi. Bu buluştan yarar- lanarak, pusulalar yapıldı. Pusula, aynı ilkeyle ku- zey-güney doğrultusunu işaret eden magnetik bir ib- re veya çubuk diye tanımlanabilir. Kuzeyi gösteren uç "Kuzey Kutbu", güneyi işaret eden uç da "Güney Kutbu" olarak isimlendirilir. Tabii bir mıknatıs olan "magnetit"in kimyasal formülü Fe3O4'tür. Aslında bir demir oksidinden başka bir şey değildir. Çelik bir çu- buk, güçlü bir magnetitin yanında bırakılacak olur- sa, o da mıknatis niteliğini alır. Mıknatıs sadece çu- buk şeklinde bulunmaz. At nalı biçiminde de olur. At nalı biçimindeki mıknatıslarda nalın iki ucu "kuzey" ve "güney" kutuplarıdır. Eskiden mıknatıslar ilkel bir yoldan yapılırdı. Bir demir parçası bir tabii mıknatıs- la sürtüştürülür ve onun çekiciliğini alırdı. Başka tür- lü söylemek gerekirse, yapay olarak "mıknatıs" nite- liği kazanırdı. Sonraları mıknatıs yapımı için başka bir yol bulundu. Bir demir parçasının üzerine izole- li bir telle sargı yapılıyor ve bu telden akım geçirili- yordu. Yumuşak demir kullanıldığında, demir parça- si sadece akım geçirildiği sürece mıknatis niteliği ta- şıyordu. dükkânı 39. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- memiştir? A) Mıknatıs sözcüğünün kökenine B) Pusulanın mıknatıstan yararlanılarak yapıldığına C) Pusulanın geçirdiği değişimlere D) Magnetitin doğal bir mıknatıs olduğuna E) Pusulanın denizciler tarafından kullanıldığına 40. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Tanımlama yapılmıştır. B) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. C) Nesnel ifadeler kullanılmıştır. D) Açıklama yapılmıştır. E) Benzetmeden yararlanılmıştır.
du.
niz
2
ürü
IV.
karekök
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtisiz isim
tamlaması, zaman zarfı göreviyle kullanılmıştır?
A) Bu yörenin insanları kış aylarında bütün günlerini
kahvede geçirirler.
B) İki yıl önce üniversiteyi bitiren ağabeyim hâlâ iş-
sizdi.
C) Yarınki toplantıda eğitim ile ilgili birçok sorun ma-
saya yatırılacak.
D) Toplumun isteklerine karşılık veren bir yazar olma-
yı hiçbir zaman istemedi.
E) Yıllar önce deftere not ettiğim şiiri görünce yeni-
den o günlere gittim.
2 "Böyl
"Böyl
deki
A) Ka
ön
B) In
CL
C) D
m
D) S
du
E) H
m
Lise Türkçe
İsim
du. niz 2 ürü IV. karekök Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtisiz isim tamlaması, zaman zarfı göreviyle kullanılmıştır? A) Bu yörenin insanları kış aylarında bütün günlerini kahvede geçirirler. B) İki yıl önce üniversiteyi bitiren ağabeyim hâlâ iş- sizdi. C) Yarınki toplantıda eğitim ile ilgili birçok sorun ma- saya yatırılacak. D) Toplumun isteklerine karşılık veren bir yazar olma- yı hiçbir zaman istemedi. E) Yıllar önce deftere not ettiğim şiiri görünce yeni- den o günlere gittim. 2 "Böyl "Böyl deki A) Ka ön B) In CL C) D m D) S du E) H m
hel on
artık
2541
TÜRKÇE TE
DUR
zarfy
10. Vargit çiçeği, yaz bitip de soğuklar yavaşça kapıya
Zomen Zarfal
dayanınca yayla sakinlerine artık göç etme zilinin
LOVISU
||
çaldığını haber veriyor. Vargitler; ormanlık bölgeler-
de,mera ve çayırlarda kendiliğinden yetişiyor. İnsan
111 2off
lasty
böylesi zarafetin 1000-3000 metre rakımdaki sert
IV DO CHUTE
hava koşullarına meydan okuyuşuna şaşırıyor. Ta-
biata aşkla bağlı biriyseniz onunla kurduğunuz ilişki
bu küçük hikâyelerle yeniden canlanıyor.
V zaff
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi
türü bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Ieid B) II eigns C) III isim D) IV
E) V
op eleb aed hob hobnün
●
11. (1) 1945 yılının 6 Ağustos sabahı, Japonya'nın
Honshu Adası'nın güneybatı kesimindeki Ota Neh-
ri'nin tarım bakımından zengin deltasında kurulmuş
Hiroşima'da, sıcak ve sıradan bir yaz günü baş-
lamıştı. (11) Ancak birkaç saat sonra gökyüzünde A
düşman uçakları belirince bütün şehri, siren sesleri Y
sardı. (III) Dev bir yıldırımın ardından çok parlak bir
ışık her yeri kapladı. (IV) Sonra yangınlar başladı
ve koca sehir dakikalar içinde kül oldu.
Lise Türkçe
İsim
hel on artık 2541 TÜRKÇE TE DUR zarfy 10. Vargit çiçeği, yaz bitip de soğuklar yavaşça kapıya Zomen Zarfal dayanınca yayla sakinlerine artık göç etme zilinin LOVISU || çaldığını haber veriyor. Vargitler; ormanlık bölgeler- de,mera ve çayırlarda kendiliğinden yetişiyor. İnsan 111 2off lasty böylesi zarafetin 1000-3000 metre rakımdaki sert IV DO CHUTE hava koşullarına meydan okuyuşuna şaşırıyor. Ta- biata aşkla bağlı biriyseniz onunla kurduğunuz ilişki bu küçük hikâyelerle yeniden canlanıyor. V zaff Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi türü bakımından diğerlerinden farklıdır? A) Ieid B) II eigns C) III isim D) IV E) V op eleb aed hob hobnün ● 11. (1) 1945 yılının 6 Ağustos sabahı, Japonya'nın Honshu Adası'nın güneybatı kesimindeki Ota Neh- ri'nin tarım bakımından zengin deltasında kurulmuş Hiroşima'da, sıcak ve sıradan bir yaz günü baş- lamıştı. (11) Ancak birkaç saat sonra gökyüzünde A düşman uçakları belirince bütün şehri, siren sesleri Y sardı. (III) Dev bir yıldırımın ardından çok parlak bir ışık her yeri kapladı. (IV) Sonra yangınlar başladı ve koca sehir dakikalar içinde kül oldu.
tamlayan
yordu.
z yoldaydı.
amalarının
Ötekilerden
vor diye dü
aşlarmış.
erek.
bulunur.
Tam
SÖZCÜK TÜRLERİ
UNITE 4
id
1. The Guardin tarafından 2008 yılında dünyanın en güzel ikinci
kitabevi seçilen El Ateneo, sonradan kitap dükkânına
tency in |
dönüştürülmüş bir tiyatro binası. Arjantin'in başkenti Bue-
og "
||
|||
nos Aires'te bulunan bu tarihî tiyatro binası 2000 yılında
gerçekleştirilen bir dönüşümle dev bir kitapçıya çevrildi.
IV
Ancak orijinal bina öylesine bir özenle korundu ki kitapçı-
yı gezenler süslü oymaları, kırmızı perdeleri, yüksek tava-
nı, özgün balkonları ve mimari detaylarıyla Kendilerini
bir görkemli tiyatro sahnesinde hissediyorlar hâlâ.
V
Bu parçadaki numaralanmış söz gruplarıyla ilgili ola-
rak aşağıdakilerin hangisinde verilen açıklama yanlış-
tır?
A) I numaralı söz grubu, tamlananı hem sıra sayı sıfatı hem
de niteleme sıfatı almış belirtili isim tamlamasıdır.
B) Il numaralı söz grubu, sifat göreviyle kullanılmış belirti-
li isim tamlamasıdır.
III numaralı söz grubu, hem belirtme hem de niteleme
sifatı almış belirtisiz isim tamlamasıdır.
IV numaralı söz grubu, birden çok sıfatın yer aldığı bir
sifat tamlamasıdır.
3.
V numaralı söz öbeği, belgisiz sifat almış zincirleme
isim tamlamasıdır.
Tirkiyenin beskytt
1₁
b
lo
ra
de
E
teri
Bu
türü
A)I
4. Aşağ
masi
A) Egi
tirm
B) Og
C) Kap
D) Asad
nni g
Ankar da ma
E Çocu
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
tamlayan yordu. z yoldaydı. amalarının Ötekilerden vor diye dü aşlarmış. erek. bulunur. Tam SÖZCÜK TÜRLERİ UNITE 4 id 1. The Guardin tarafından 2008 yılında dünyanın en güzel ikinci kitabevi seçilen El Ateneo, sonradan kitap dükkânına tency in | dönüştürülmüş bir tiyatro binası. Arjantin'in başkenti Bue- og " || ||| nos Aires'te bulunan bu tarihî tiyatro binası 2000 yılında gerçekleştirilen bir dönüşümle dev bir kitapçıya çevrildi. IV Ancak orijinal bina öylesine bir özenle korundu ki kitapçı- yı gezenler süslü oymaları, kırmızı perdeleri, yüksek tava- nı, özgün balkonları ve mimari detaylarıyla Kendilerini bir görkemli tiyatro sahnesinde hissediyorlar hâlâ. V Bu parçadaki numaralanmış söz gruplarıyla ilgili ola- rak aşağıdakilerin hangisinde verilen açıklama yanlış- tır? A) I numaralı söz grubu, tamlananı hem sıra sayı sıfatı hem de niteleme sıfatı almış belirtili isim tamlamasıdır. B) Il numaralı söz grubu, sifat göreviyle kullanılmış belirti- li isim tamlamasıdır. III numaralı söz grubu, hem belirtme hem de niteleme sifatı almış belirtisiz isim tamlamasıdır. IV numaralı söz grubu, birden çok sıfatın yer aldığı bir sifat tamlamasıdır. 3. V numaralı söz öbeği, belgisiz sifat almış zincirleme isim tamlamasıdır. Tirkiyenin beskytt 1₁ b lo ra de E teri Bu türü A)I 4. Aşağ masi A) Egi tirm B) Og C) Kap D) Asad nni g Ankar da ma E Çocu
i
16. İçinde yaşadığımız çağın boğucu sınırlamalarına rağmen
barış, dostluk ve güzellik adına birtakım yaşamsal ögeler-
den hâlâ söz edilebiliyorsa bu, düzen yaratmada yazın sa-
natından başka hiçbir gücün yapamayacağı bir atılımdır.
Nesnelerin sesine sanatla kulak verip onları altüst etmede,
onların özünü özümsemede tek güç yine sanattır, soyut
düşünme becerisidir. Bizi saran evrenle deneyimlerden kay-
naklanan duyguları, heyecanları çıkış noktası yapan güzel
söz, yine bu etkinin evrene yönelik döngüsüdür. Yaşamı ve
insanı işleyen, biçimlendiren yazar da bir mühendis titizliğiy-
le işlevini sürdürmektedir. Valery de böyle tanımlıyor şairi
zaten.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tur?
6
Benzetme
Tanık gösterme
Koşul öne sürme
D) Amaç ilgisi kurma
Deyimlerden yararlanma
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
i 16. İçinde yaşadığımız çağın boğucu sınırlamalarına rağmen barış, dostluk ve güzellik adına birtakım yaşamsal ögeler- den hâlâ söz edilebiliyorsa bu, düzen yaratmada yazın sa- natından başka hiçbir gücün yapamayacağı bir atılımdır. Nesnelerin sesine sanatla kulak verip onları altüst etmede, onların özünü özümsemede tek güç yine sanattır, soyut düşünme becerisidir. Bizi saran evrenle deneyimlerden kay- naklanan duyguları, heyecanları çıkış noktası yapan güzel söz, yine bu etkinin evrene yönelik döngüsüdür. Yaşamı ve insanı işleyen, biçimlendiren yazar da bir mühendis titizliğiy- le işlevini sürdürmektedir. Valery de böyle tanımlıyor şairi zaten. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? 6 Benzetme Tanık gösterme Koşul öne sürme D) Amaç ilgisi kurma Deyimlerden yararlanma Diğer sayfaya geçiniz.
ile
eller
br
an en
arara
tesel
e kü
ma ve
e bü
olarak
ok be-
endemik
A
30-40, soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Bugün yaşamak ve dünyayı yorumlayıp an ve duru sonu
lara ulaşmak, eski zamanlara göre daha zor hale geldi.
Bunun nedenlerinin başında müphemliğin baskın ya da
geçerli olması geliyor. Ayrıca bu nedenlerin arasında ha
yatta kalma histerisinin iyi yaşamanın önüne geçmesi, bir
şeyleri hemen şimdi ve hızla gerçekleştirmenin geçer akçe
olması, anlamanın yerini süratle eylemde bulunmanın alma-
si, sürekli güncellenen ve değişen gündemlerin yaşamımızı
işgal etmesi; verim, performans, başarı ve narsisizmin tüm
şiddetiyle hayatımızı kaplaması da bulunmaktadır. Dahası
insanların birbiriyle iletişim kurmak yerine gitgide atomize
oluşu da yaşananları anlama ve yorumlama gücümüzü
azaltıyor. Böyle bir dünyada sağlıklı kalma veya sağlıklı
görünme takıntısı, düzenimizi aynen devam ettirme ve lüks-
lerimizden vazgeçmeden yaşama her şeyin önüne geçiyor.
Öte yandan canımızı sıkabilecek hakikatlerden uzaklaşarak
kendimizi özgür ve mutlu sanmayı yaşamayla özdeşleştirir-
ken sorunlara kalıcı çözüm bulmak yerine onları sümen alti
etmeyi ve pansumanlamayı seçiyoruz.
39. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-
dakilerden hangisidir?
İnsanı huzursuz edip düşünmekten uzaklaştıran eylem-
ler, yaşamı doğru algılamanın önüne geçer.
B) Başkalarını önemsemeden sadece kendi isteklerini dü-
şünerek yaşayan insan mutlu değildir.
Yaşanan zamanın olumsuz koşulları, insanın kendi ko-
vuğuna çekilerek yaşamasına neden olur.
DKendini ve çevresini sorgulamaksızın yaşamak, insanı
bencil bir yaşama sürükler.
E) Narsist düşüncelerden sıyrılamayan insan, kısır bir dön-
günün içinde yaşar.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ile eller br an en arara tesel e kü ma ve e bü olarak ok be- endemik A 30-40, soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bugün yaşamak ve dünyayı yorumlayıp an ve duru sonu lara ulaşmak, eski zamanlara göre daha zor hale geldi. Bunun nedenlerinin başında müphemliğin baskın ya da geçerli olması geliyor. Ayrıca bu nedenlerin arasında ha yatta kalma histerisinin iyi yaşamanın önüne geçmesi, bir şeyleri hemen şimdi ve hızla gerçekleştirmenin geçer akçe olması, anlamanın yerini süratle eylemde bulunmanın alma- si, sürekli güncellenen ve değişen gündemlerin yaşamımızı işgal etmesi; verim, performans, başarı ve narsisizmin tüm şiddetiyle hayatımızı kaplaması da bulunmaktadır. Dahası insanların birbiriyle iletişim kurmak yerine gitgide atomize oluşu da yaşananları anlama ve yorumlama gücümüzü azaltıyor. Böyle bir dünyada sağlıklı kalma veya sağlıklı görünme takıntısı, düzenimizi aynen devam ettirme ve lüks- lerimizden vazgeçmeden yaşama her şeyin önüne geçiyor. Öte yandan canımızı sıkabilecek hakikatlerden uzaklaşarak kendimizi özgür ve mutlu sanmayı yaşamayla özdeşleştirir- ken sorunlara kalıcı çözüm bulmak yerine onları sümen alti etmeyi ve pansumanlamayı seçiyoruz. 39. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı- dakilerden hangisidir? İnsanı huzursuz edip düşünmekten uzaklaştıran eylem- ler, yaşamı doğru algılamanın önüne geçer. B) Başkalarını önemsemeden sadece kendi isteklerini dü- şünerek yaşayan insan mutlu değildir. Yaşanan zamanın olumsuz koşulları, insanın kendi ko- vuğuna çekilerek yaşamasına neden olur. DKendini ve çevresini sorgulamaksızın yaşamak, insanı bencil bir yaşama sürükler. E) Narsist düşüncelerden sıyrılamayan insan, kısır bir dön- günün içinde yaşar.
endemik
D) Bazen alelade gibi görünen durumların perde arkasında
büyük ibretler vardır. Sprader
3
Yapılan yeni açıklamalara karşın söylenen bu sözler de
büsbütün anlamsız kalmıştı.
4. İyi edebiyat yapıtlarını okurken hiç kuşkusuz büyük bir keyif
alırız ama aynı zamanda bütünlüğümüz ve insanca kusur-
larımız içinde yaptığımız işler, düşlerimiz ve karabasanla-
rımızla, bir başımıza ve bizi başkalarına bağlayan ilişkiler
içinde, toplumdaki imgemizde ve bilincimizin gizli kovukla-
rinda ne olduğumuzu ve nasıl olduğumuzu öğreniriz.
Bu cümlede geçen "bilincimizin gizli kovuklarında ne ol-
duğumuzu öğrenmek" sözüyle anlatılmak istenen aşağı-
dakilerden hangisidir?
Sıkıntılı ruh durumumuzun bilinç düzeyinde farkına var-
mak
6) Ruhsal yaşamın çekirdeğindeki karmaşıklığı çözmeye
çalışmak
C) Kendi varlığımızı bütün yönleriyle zihnin görünmez de-
rinliklerinde anlamak
Benlik arayışını bilincin saklı duran iç bölümünde ara-
mak
E) Karmaşık dünyamızın bilişsel bir aşamada nasıl gerçek-
leştiğini öğrenmek
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
endemik D) Bazen alelade gibi görünen durumların perde arkasında büyük ibretler vardır. Sprader 3 Yapılan yeni açıklamalara karşın söylenen bu sözler de büsbütün anlamsız kalmıştı. 4. İyi edebiyat yapıtlarını okurken hiç kuşkusuz büyük bir keyif alırız ama aynı zamanda bütünlüğümüz ve insanca kusur- larımız içinde yaptığımız işler, düşlerimiz ve karabasanla- rımızla, bir başımıza ve bizi başkalarına bağlayan ilişkiler içinde, toplumdaki imgemizde ve bilincimizin gizli kovukla- rinda ne olduğumuzu ve nasıl olduğumuzu öğreniriz. Bu cümlede geçen "bilincimizin gizli kovuklarında ne ol- duğumuzu öğrenmek" sözüyle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? Sıkıntılı ruh durumumuzun bilinç düzeyinde farkına var- mak 6) Ruhsal yaşamın çekirdeğindeki karmaşıklığı çözmeye çalışmak C) Kendi varlığımızı bütün yönleriyle zihnin görünmez de- rinliklerinde anlamak Benlik arayışını bilincin saklı duran iç bölümünde ara- mak E) Karmaşık dünyamızın bilişsel bir aşamada nasıl gerçek- leştiğini öğrenmek Diğer sayfaya geçiniz.