Anlam Bakımından Sözcükler Soruları

ayakları geri geri gitmek B) açık kapı bırakmak leb demeden leblebiyi anlamak bin dereden su getirmek E ayaklarına kara sular inmek 4. Ağabeyinin sağlık sorunları yüzünden akademiden ayrılmasına çok üzülüyordu. Zaten hiç iyi gitmeyen Askeri Mühendislik Akademisindeki günleri daha da boğucu olmaya başlamıştı. Sürekli kaçacak bir yer arıyor ve çevresine yabancılaşıyordu. Bu dönemde Schiller, Balzac, Shakespeare ve Gogol'un satırlarını öğrencilerin basit sohbetlerine yeğlemek onu fazlasıyla geliştirmişti. Yeleştilmer Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? À Radyo sohbetleri, her zaman ilgisini çekmişti . B) Bu tavrı çevresindekileri rahatsız etmişti. C) Şu anda aslında susmayı tercih ediyordu. D) Sabit fikirli biri olduğunu fark etmişti. Acılarını paylaşarak hafifletmeye çalışıyordu. 5. Bir sanat yapıtının değerli olup olmadığını, üslubu veya içeriği değil zaman denilen etken belirler. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır? A) Rir sanat yapıtı, döneminin söyleyiş özelliklerini yakalayabilir.

309 ww.aolsoru.com 11. Usanmaz ww. hizmetten www.ao?San bilenler halka Mürüvvet-mend olan mazlûma el çekmez i'ånetten Nec enkâr imişsin ah hürriyet ey dîdâr-1 Esîr-i aşkın olduk Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden ww.aolsordurulduk vw. Saretten hangisi söylenemez? ww.a A) Aruz ölçüsü ile yazılmıştır. B) Nazım birimi beyittir. C) Bireysel bir konu işlenmiştir . D) Kafiye düzeni aa, bb şeklindedir.

3. Bu hayatta "Eden bulur." sözü her zaman gerçek olur mu bilmem ama ben bu sözün sirrini bulmak için kendimi bildim bileli uğraşıyorum. Böyle diye diye de ömrümüzün ortasını bulduk ama yine de vazgeçmedik gerçeği aramaktan. Uzun zaman önce kaybettiğimiz bu gerçeği nerede, ne zaman buluruz, onu da Allah bilir! Bu parçada "bulmak” sözcüğü aşağıdaki anlamlardan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır? A) İstenilen şeye kavuşmak B) Yitirilen bir şeye kavuşmak C) Bir noktaya erişmek D) Cezaya uğramak E) Keşfetmek barındırmak: Yerleşmek, yaşamak için uygun

öğrenmiş gezgin Punto arayışlarının bir dışa vurumudur. D) Tuketicilerinin duygusal taleplerini önceden kestirebilmek ve bu talepleri karşılayabilecek ürünler ortaya çıkarabilmek ir moda firması için önemlidir. E) köçok işletmeler, çok sık iş yeri değiştirmenin bütün sonuçlarını inceden inceye düşünerek hareket etmelidir 4. eski : Önceki, geçmiş • görmek : Bir şeyi değerlendirmek, • sarf etmek : Kullanmak. ni Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "eski, görmek, sarf etmek" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? zanc e A) /Eskiden her okulda farklı şekilde sarf edilen, yaygın kullanılan ismiyle "Zenginleştirilmiş Eğitim Programı", veliler tarafından ciddi ilgi görmektedir. B) Gördüğü ilgi sonrası eski günlerine dönmeyi arzulamaktan vazgeçmiş ve teklif edilen parayı dikkatli sarf etmesi gerektiğini anlamıştı. 1) Bazı sosyologların futbolu popüler kültürün ögesi görmesi, sarf edilmiş eski bir olgu haline getiriyor. D) Eski zamanlarda her şey daha iyiydi, demeyi yaşlılara has bir eylem olarak görüyorum; bu sözü her ortamda sarf etmeyi sevenlerden biri değilim çünkü. E) Teknolojik imkânların gördüğü yoğun ve değerli ilginin hızlı bir şekilde sarf edilmesi, insanlığın eski dönemlerinden beri devam eden bir zaaftır. 2 Diğer sayfaya geçiniz.

30. çağ: Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası. bozulmak: Arizalanmak. bırakmak: Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek. Aşağıdakilerin hangisinde "çağ, bozulmak, bırakmak” sözcük- leri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Şu içinde yaşadığımız teknoloji çağında, evimizde bozulan her cihazı tamir edebilme becerisine sahip değiliz. Anla- madığımız bu işi, ehline bırakmak zorundayız. B) ) Gazetenin baskı makinesi iki gün sonra bozuldu. Dijital ça- ğin son model icatlarından olan bu aletten hiçbirimiz an- lamıyorduk. Biz de bir günlüğüne işi bıraktık. Otobüsteki yaşlı adam, kimsenin kendine yer vermemesi üzerine biraz bozularak "Çağımızda gençler, büyüklerine saygıyı unuttu." diye söylendi. Bunu duyan saçlarını om- zuna bırakmış bir genç, ona yer verdi. D) O dönemlerde çağa ayak uydurmaya çalışan Batı hayranı kişiler, geleneklerine bağlılığı bir yana bırakmıştı. Doğal olarak toplum yapısı da hızla bozulmuştu. Babam delikanlılık çağını aştığı yıllarda bu fabrikada işçi olarak çalışmaya başlar. Bir gün iş sırasında bir makinenin bozulması üzerine işi bırakmak zorunda kalır. 9

1. I. Bu yemek, bana dokunur çünkü çok yağlı. II. Konuşmacı çok önemli noktalara dokundu. . III. Bir el omzuma dokundu ve beni uyandırdı. IV. Şu çocuğa dokunmayın, çocuk, rahat rahat oynasın. V. Gurbetteyken insana her şey dokunuyor. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisinde "dokunmak” eylemi, gerçek anlamının dışında kullanıl- mamıştır?

SÖZCÜKTE ANLAM 3. Çocuklar, okul öncesi çağlarda, 2 ila 4 yaşları arasında yalan söylemeye başlar. Aldatmaya yönelik olan bu ka- sitli girişimler, çocuklarının küçük birer sosyal sapkın hâline gelmesinden korkan ebeveynleri endişelendirebi- lir. Fakat gelişimsel açıdan bakıldığında, küçük çocuk- larda görülen çoğu istenmeyen davranış nadiren endişe duyulacak bir durumdur. Bu parçada altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Bir müzisyen olarak halkimin ezgilerine sıklıkla yer veriyorum ama ilgi çekemiyorum. B) Üniversite kapılarına yığılanlara yer bulmakla, düşünmeyi öğretmek sorunu hiç de çözülmüş değil. C) Bu nedenle eserlerimi elimden geldiğince Türkçe sözcükler kullanarak yazmayı yeğlerim. D) Bir yazar olarak en çok zorlandığım konularsa bilimsel makalelerdeki teknik kavramları izah etmektir. E) Hiçbir yazı anlattığı şeyi, çevresinde boşluk bırakma- dan anlatamaz; az da olsa bazı ayrıntılar okuyucuya bırakılır. 1

Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var Bu dizelerde aşağıdaki açıklamalardan hangisine uygun bir kullanım vardır? Bir durumu olduğundan daha üstün gösterme B) Bir sözü hem gerçek hem mecaz anlamda kullanma C) Bir eylemi gerçek nedeni dışında başka bir nedene bağlama D) Bir sözü benzetme amacı gütmeden başka bir söz yerine kullanma Olumsuz duygular çağrıştırdığı düşünülen bir kavramı hoşa gidecek sözlerle anlatma VIP Yayınları

9. Tanpinar, şair, romancı, hikâyeci, denemeci ve edebiyat tarihçisiydi. Edebiyatın hem teorisini iyi bilen bir profesör hem de pratiğinde çok başarılı olmuş ender insanlardandı. Yani edebiyatın sanat boyutunu da bilim boyutunu da başarıyla taşıya- bilmiş nadir kişilerdendi. Yapıtları hâlâ yaşıyor, yaşayacak. Yaşarken anlaşılamayan ama şimdi bir hazine gibi sahip çıkılan bu sanatçımız, an- laşılmamaktan dolayı çizgisini hiç bozmadı. İyi ki de bozmadı yoksa her okumada ayrı bir tat veren Mahur Beste’yi, Sahnenin Dışındakiler'i, Huzur'u nasıl yazabilirdi ki? Bu parçada tanıtılan sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) İlkelerinden ödün vermediğine B) Bilim adamlığıyla sapatçılığı birleştirdiğine C) Anlaşılmamaktan şikâyetçi olduğuna DVJEserlerinin klasik değerine ulaştığına E) Az bulunan bir sanatçı tipi olduğuna

TYT / Türkçe 1: Bu testte 40 soru vardir. TÜRKÇE 2 Covaplarmızı, cevap kagidinin Türkçe Testi için ayniar 1. 14-15 Agustos tarihlerinde 20'yi aşkan olkeden ve Türkiye'nin dört bir yanından 250 görme engelli, Homeros'un Troya Efsanesi'ni anlattiği dünya edebiyatının önde gelen (oneml) eserleri arasında 1 gösterilen (kabul edilen) lyada Destanından bölümler I okumak için Troya Antik Kenti'nde buluşuyor. Tom dünyadaki görme engellileri birleştiren bir simge inim olarak kabul edilen Homeros'un llyada Destanı'nda yer alan (dikkati çeken) Troya Etsanesi" bölümü, III Braille alfabesi ile özel olarak hazırlanacak. "Homeros Okumalan" için hazırlanan özel kitapçıklar, görme engelli katikmalar (davetliler tarafından Destan'a ham veren IV VL lesin oluşturan) topraklarda okunacak. Bu parçadaki numaralanmiş sözlerden hangisinin anlamı parantez içinde verilen açıklamayla Vyuşmamaktadır? B) 11 w EN Padome Nome

4. 5. söz : Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime. erişmek : Varılması zamana ve emeğe bağlı olan veya uzakta bulunan bir amaca varmak, ulaşmak. eser : Yayın, kitap, yapıt. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "söz, erişmek eser" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? Yaşadıklarının mutluluk eseri olması, şarkının sözlerine kendini kaptırıp erişemeyeceği hülyalara dalmasından belliydi. B) Oraya erişemem, sözü eski hâlinden eser kalmadığını anlatmaya yetiyordu. C) Ortada dolaşan söz, onun erişmek istediği zirveyi biraz sarsmış olacak ki eserini bir yana koyup kalemini fırlattı. D) Genç yazarların, onun sözlerindeki cümle yapılarına erişmeleri için onlara tavsiye edebileceğim eşsiz bir eser bu. É) Başarıya erişmek istiyorsan eserini söz oyunlarından, süsten ve abartıdan uzak tutmalısın. Kafa Dengi)

E) V 4) yere düştüğünde bile rahat birakmıyorlar yaprakları 1 6) ya dalın buna dilsizliği hızır'ın bir bildiği olmalı çok bekledim onu gelmedi gözlerim hüznün yatağını palazlayan bir emekçi şimdi yosunlu patikalar ürüyor güllesinde issızlığın kimse taramıyor zülfünü Şafağın IV in ileri sanciyorum menekşe daya başını göğsüme beyaz gülüşlerinle Bu dizelerde numaralanmış sözlerden hangisi, gerçek anlamı dışında kullanılmamıştır? C) sürekli E) V A) B) 11 D) IV C) III

. • iş: Yarar, çıkar, menfaat. • tanımak: Bir işin yapılması için belli bir süre vermek. yol: Gaye, maksat, uğur. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "iş, tanımak, yol" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Biz bu işletmeyi düzene sokma yolunda çok uğraş- tik, size bakiyenizi kapatmanız için bir hafta zaman taniyorum, ödemenin gecikmesi işimize gelmez. B) Sanat yoluyla duyguların eğitilmesi işi, toplumun huzuru için en doğru yoldur; bundan daha iyi bir yol tanımıyorum ben. C) Bir yolunu bulup işimi hallettirmek istiyorum, huku- ken de olması gereken bir iş ama illaki bir tanıdığın devreye girip durumun yasaya ve etiğe uygun oldu- ğunu anlatması gerekiyor. D) Ben iş yapacak adamı yüz kişi arasında bile hemen tanırım; yöneticilik yapmanın yolu, biraz da insan sarrafı olmaktan geçiyor. E) Her işi yapmanın elbette uygun bir yolu vardır ama her şeyden önce kullanılacak araç ve gereçleri iyi tanımak gerekir.

3. Aylak Adam ile Anayurt Oteli, birbirini tamamlayan iki anlatı gibi görülebilir. "C." uyumsuz aydını temsil etmek- teydi, "Zebercet" ise uyumsuz bilinçsizi temsil eder. Ya- şadığı ve çalıştığı otel, onu bir yabancıya dönüştürmüş- tür. Davranışları mekanikleşmiş, başkalarıyla ilişkisi sıfıra inmiştir. En küçük gündelik konuşmalara bile katılmaz. Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Küreselleşme, toplumlar arasındaki iletişimi artırmış; kültür unsurlarını uluslararası alana taşımıştır. B) Küresel değişim sürecinde pek çok farklı kültür hem birbirini etkilemiş hem de birbirinden etkilenmiştir. C) Uluslararası turizmin hızla gelişmesi, bütün toplum- larda çok sayıda bireyin başka kültürlerle tanışmasını sağlamıştır. D) Küreselleşme, tek başına hiçbir kültüre ait olmayıp çeşitli kültürlerin katkılarıyla ortaya çıkan melez bir kültüre kapı aralamıştır. E) Kültürler arası alışverişin hızlanması; giyim kuşam, yeme alışkanlıkları ve eğlence başta olmak üzere "zevk ve beğeniler" arasındaki sınırı ortadan kaldır- mıştır.

5. • hak: Verilmiş emekten doğan manevi yetki. yanmak: Hükümsüz kalmak, değerini yitirmek. büyük: Önemli. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "hak, yanmak, büyük" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Çok büyük adamsın; hakkını ödeyemedik ya, işte ben ona yanarım. B) Alev alev yanmakta olan ocağa oldukça büyük bir odun daha attı ve "Bu ateşin hakkı ancak buydu." dedi. C) Büyük düşündük ve hakkımız olanı elde ettik ama kazandığımızı doğru kullanamazsak yanarız. D Gerçekten büyük bir fırsat yakaladın ama şirkete zamanında başvurmazsan hakkın yanar. E) Hakkımın nasıl korunduğunu, büyük bir zarardan nasıl kurtulduğumu anlatmak isteğiyle yanıyorum.

iliştirmek, geçirmek E) Kuşanmak t · I. iki kişi birbirine pek yakın durarak başkaları işitmeye- cek bir biçimde konuşmak (Ağız ağıza yermek) II. İstenilen biçimde davranışı kabullenmek, düzelmek, uslanmak (Yola gelmek) III. Çok laf edip tedirgin etmek (Kafa ütülemek) IV. İstenilmediğini ifade etmek (Dudak bükmek) V. Birisinin kendisine yardımcı olacağına inanmak, gü- venmek (Bel bağlamak) Numaralandırılmış açıklamalardan hangisi parantez içinde verilen deyim ile uyuşmamaktadır? A) B) II C) III D) IV E) V 1