Anlam İlişkisi Bakımından Sözcükler Soruları

TYT / Türkçe 34. Babil, Mezopotamya'da adını aldığı Babil kenti etrafında MÖ 1894 yılında kurulmuş, Sümer ve Akad topraklarını kapsayan bir imparatorluktur. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır. Babil halkının büyük bir kısmını tarih boyunca çeşitli Sami asıllı halklar oluşturmuştur. Bölgede konuşulmuş en yaygın dil Akadca olmasına rağmen Sümerce dinsel dil olarak kulla- nılmıştır. Aramice ise ilerleyen yıllarda bölgenin ortak dili konumuna gelmiştir. Bu parçada "Babil" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Aramicenin bölgenin resmî dili olduğuna B) Günümüzde hangi toprak parçası üzerinde yer aldığı- na C) Toplumunun oluşumunda hangi halk kitlesinin başat rol oynadığına D) Bölgede kullanılan bazı dillerin neler olduğuna E) Ne zaman tarih sahnesine çıktığına nirliğin etkisiyle gökyüzüne yükselen su buharı so Olusar 36. Ak yo şa b

2. Geçtiğimiz yüzyılda, entelektüel ve manevi nüfuz- ları coğrafi sınırların ötesine geçen çok sayıda bil- gin ve düşünenlerle şenlendi gönül dünyamız. Asıl derdimiz, bu şahsiyetlerin Batılı ya da Doğulu olması değil; ulaşıp şerh etmeye çalıştıkları gerçeklerden ne oranda pay aldığımız. Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabi- lecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde var- dir? A) Yazar, son yapıtında I. Dünya Savaşı yıllarındaki insanların çektiği acıları gözler önüne serer. B) Eserde, anılarla yaşantıların, düşlerle gerçek- lerin, çağrışımlarla olayların iç içe verilmesi ve bunda ara sıra ölçünün kaçırılması karışıklık do- ğuruyor. C) Düşünce ve davranışlarında tutarlı olan aydın sa- natçılar, biçim ve içerik yönünden dengeli ürünler ortaya koyarlar. DY Kitapta öncelikle göze çarpan özellik, şiirsel bir anlatım ve zengin bir sözcük dokusu oluyor. E) Deneyimli bir sanatçı, yapıtlarını oluştururken inde bulunduğu toplumsal koşullardan yarar- lanmalıdır. 3 PUANYAYINLARI a Puan Yayınları | Güç Sende Artık 4. Bir şair kişidir. yatının biridir. getirm değiş bakn niha nüş ma ko Bu as

TYT TÜRKÇE 03 5. Bireyi mesleğe yönlendirirken onun ilgileri, yetenekleri ve toplumun ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır. Ancak 1 on, on beş yıl sonra hangi meslekte ne kadar insan gücüne ihtiyaç duyulacağını kestirebilmek zor. Ayrıca 11 zamanla bazı mesleklerle ilgili modalar ortaya çıkıyor. Özellikle gençler arasında kimi meslekler daha çok tutulmaya başlıyor; ister istemez o mesleğe IV eğilim artıyor. V Bu parçadaki altı çizili sözlerle ilgili olarak aşağıda verilen açıklamalardan hangisi yanlıştır? A) I. söz, "önceden düşünmek, hesaplamak" anlamındaki bir deyimdir. B) II. söz, "akıl yoluyla gerçeğe yakın bir yargıya varmak" anlamında kullanılmıştır. C) III. söz, "toplumun yaşamına giren geçici yenilik" anlamındadır. D) IV. söz, "ünlü olmak, meşhur olmak" anlamında kullanılmıştır. E) V. söz, "bir şeyi sevmeye içten yönelmede yoğunluk yaşanma" anlamına gelmektedir. Kafa Dengi

almak: İçine sığmak dinmek: Sona ermek, bitmek, durmak ♦ canlanmak: Etkinliği artmak, hareketlilik kazanmak Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "almak, dinmek, can- lanmak" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Bin kişiyi alabilen ve coşkunun hiç dinmediği bu sa- Monda, kasabadaki salgın sürecinden sonra ilk kez bugün bir canlanma oldu. B) Gönül yarasını dindirecek bir beste yapmak istiyor, ruhu gibi bedeninin de canlanması için parmaklarını, yeni aldığı piyanonun beyaz tuşlarında koşturuyordu. C) Uzaklaşmış hatıraları arasından canlanan o olayı, dinmiş lodosların uğultusu içinde anımsayınca tekrar kötü oldu ve eve dönüp ilacını aldı. D) Çocuğunu okuldan alma telaşıyla dinmeyen yağmu- run altında yürürken zihninde kendi çocukluk yılları canlandı. E) Zavallının hiç canlanamadığını gördü ancak onu si- kıştığı o demir korkulukların arasından çekip almak için çok uğraşsa da acısını dindiremedi. 2. • .

capa A TÜRKÇE TE 1. Bu testte 40 soru bulunmaktadır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretl 1. --=== Şimdi toplumu yazıyorum, kırsal kesimi yazıyorum, gece- konduları yazıyorum gibi -- bunlara gereksinim duyan- lara bırakıyorum. Hatta insanı yazıyorum diyenleri de... İnsan... Fakat ne kadar tanıyorsunuz insanı? Kişinin en iyi tanıdığı kendisidir. Benim için öykü dışa bile değil; ----, kendime açılışım, kendimi tanımaya çalışmamdır. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir? A) boş sözleri - başkalarına yönelişim B) yakınma söylemlerini - özümü hatırlayışım C) gereksiz tefarruatı - iç dünyama yönelişim D) klişe söylemleri - geçmişe bakışım E) iri lafları - kendime dönüşüm

6. Şiiri şiirden soyutlamak mümkün müdür? Yani ilk günden bugüne dek yazılmış şiirlerle ortak bir düzen kurulmuştur da bu düzenin dışında kalabilen şiirler olmuş mudur? Olmuşsa bunlar canlılıklarını, etkinliklerini, işlevlerini sürdürebilmişler midir? Yıkıcı bir şiir akımı bile yıktığı değerlerle beslenmek, geride bıraktığı dil, biçim, yapı özelliklerini kaynak yaparak güçlenmek zorundadır. Bırakalım dünya şiirini, kendi ozanlarımızı bir Ahmet Haşim'i, Yahya Kemal'i yadsıyarak, onlarla ilgimizi büsbütün keserek ozanlık katına erişebilir miyiz? Şiir tarihi içinde yer alan, çağdan çağa uygulanabilen, kendi öz gerçeğini yitirmeden değişebilen bütün şiirler, canlı, yaşaması olan organik bir bütünlük kurarlar. Şiirin somutluğu da önce bu örgensel bütünlüğe bağlılığıyla oranlıdır. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) Soru sorarak düşüncesini açıklama B) Örneklerle kanısını güçlendirme C) Ses tekrarları ile etkileyiciliği artırmak D) Anlamca olumsuz cümleler E) Nesnelliğe dayalı bir anlatım

10. I. Saz şairlerinin, kendilerinin veya başkalarının şiirle- rini derledikleri, deri kaplı defter. cônk 11. Türk halk hikâyelerinin başında bulunan asıl bölüm- den önce söylenilen, seçili sözler. E III. Âşık yazınında şiirlerin son dörtlüklerinde şairlerin adlarının geçmesi. B IV. Yayılma sürecinde birçok kez değişmiş, değişiklikle- ri yapanların da kim olduğu bilinmeyen yazanı ya da yaratıcısı belli olmayan ürün. Numaralanmış açıklamalarla aşağıdakilerden hangi- si arasında bir ilgi kurulamaz? A) Anonim B) Tapşırma CDöşeme (soylama) D) Cônk E) Kayuştak 20000570SERİSİ

1. Tiyatro sözcüğü, Yunancada "seyirlik yeri" anlamına gelen "theatron" kelimesinden dilimize yerleşmiştir. ==== Geleneksel tiyatro dendiği zaman Karagöz, orta oyunu, meddahlık, kukla, hokkabazlık ve köy seyirlik oyunları aklımıza gelir. Bu tamamına "halk tiyatrosu" da 1111 denmektedir. Halk tiyatrosu, metinsiz bir tiyatrodur ve kentlerde ---- Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) devşirilerek - türlerin - gelişmiştir B) koparak - konuların - oynanmıştır C) alınarak - temaların - gösterilmiştir DY yapılarak - içeriklerin - sahnelenmiştir E) beslenerek - üslupların oluşmuştur

5. I. Kükreyen bir sel olur yağmur yaylalara inince. II. Memleketimin dağlarına bahar gelmiş, ağaçlar çiçeğe durmuş. III. Gözlerinden dökülür iki ay parçası yanaklarına IV. Hiç alışamadım öyle sivri sözler duymaya. V. Her sabah güneş sarılır önce boynuma. Yukarıdaki numaralanmış dizelerin hangisinde deyim aktarması yapılmamıştır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Genç bir şairin Türk şiirinde yer edinmesi için her şeyden

4. (1) Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yap- ma! (II) Kolay gibi gözükür ama kolay değildir bu. (III) Birçok kimsenin "Ahlak... Ahlak..." diye yasalar, kurallar uydurma- ya çalışması da zaten bunun kolay olmaması yüzündendir. (IV) Size yapılmasını istemediğiniz işi siz de başkasına yap- mayacaksınız yani kendinizi onun yerine koyacaksınız, ben- cilliğinizden silkineceksiniz; sizin bir etiniz, kemiğiniz olduğu gibi onun da bir eti, kemiği olduğunu, onun da acılar duyabi- leceğini düşüneceksiniz. (V) O kadar da değil. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde sayıp dökmeye yer verilmiştir? A) I B) II C) III D) IV E) V

Prf Yayınları 12. 1839'da ilan edilen Tanzimat Fermanı ile Osmanlıda medeniyet değiştirmenin bir gereği olarak yenileş- me hareketleri başlar. Askerî sahada başlayan ye- nileşme hareketleri ülke yönetiminden kılık kıyafete, kültürel hayattan toplumsal konulara, oradan ede- biyata kadar her sahada kendini gösterir. Bu süreç- te roman, modernleşme projesinin uygulanmasında önemli bir araç olarak kabul edilir. Bu dönemde yazı- lan romanlardaki kahramanlar, yanlış Batılılaşma so- nucu kendi toplumsal ve kültürel kimliğine yabancı- laşmış kişilerdir. Bu roman kahramanlarında görülen yabancılaşma olgusu daha çok, Doğu-Batı değerle- rinin çatışması eksenine oturtulmuş ve Batı'yı eksik ya da yanlış yönleriyle benimsemiş bireylerin, önce kendileriyle daha sonra da ait oldukları toplumun de- ğerleriyle ters düşmeleri üzerinde durulmuştur. Aşağıdakilerden hangisi bu kahramanlar arasın- da gösterilemez? A) Şik-Şöhret Efendi B) Araba Sevdası - Bihruz Bey Kiralık Konak - Seniha D) Huzur - Mümtaz E) Fatih-Harbiye - Neriman bi A 14.

DENEME-8 (1) Türkiye, bazı tarihi nedenlerle uygarlık yarışına geç gir- miş, büyük kültürel kopukluklar yaşamış bir ülke. (I) Bu gecikmenin sancıları da çok uzun sürmüştür. (III) Türk şair ve yazarları, bu büyük kopukluğun derin acılarını, izlerini yaşıyor hâlâ. (IV) Bugün Türk edebiyatında haddinden fazla kalitesiz ve öz Türkçeden uzak eserler yazılmaktadır. (V) Sanki uzayda yaşıyor şair ve yazarlarımız. Hâlbuki bi- reycilik de toplumculuk gibi kültürel kökleri olması gereken bir olgudur. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) I B) W C) III D) IV E) V

1. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük me- caz anlamda kullanılmamıştır? A) Bazı insanları açmak çok zor olabildiğinden, bu durum biraz zaman alıyor. B) Çocuklarına kaba sözler kullanmamalarını öğüt- lüyordu. © Hangi odada yanık bir lamba görürse mutlaka onu kapatırdı. D) Bu gelişmeden duyduğu memnuniyetini taşkın ifadelerle dile getiriyordu. E) Piyasanın durgunluğu işlerini durma hatta bitir- me noktasına getirmişti.

ÇAP/TYT DENEME-1 Bu denemede 40 soru vardır. (Olasılık 1: Son TYT'den daha kolay) 2. Zamanla anlıyorsunuz, sorunlar onlara odaklandığınız kadar büyük, korktuklarınız anlam atfettiğiniz kadar güçlüler. Zihniniz üzerindeki baskılarını bir kere red- hürleşiyorsunuz. Tipki o meşhur sözdeki dettiğiniz an gibi: “Rüzgârı yönetemezsin ama yelken daima senin As iç elindedir." Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşıla- yabilecek kullanım aşağıdakilerden hangisinde vardır? A) Doksan üç yillik, dayanması güç yaşam mücade- lesi sabah saatlerinde sona erdi. B) Çocuğun acinası hâli yıllar geçmesine rağmen gö- zümün önünden gitmiyordu. c) Orta Çağ'ın papalarından birisi de zorbalıklarıyla ünlü Rodrigo Borgia'ydı. D) Şehrin trafiğinin tek merkezden kontrol edilmesi için yeni bir yapılanmaya gidiyoruz. E) iki gün uğraşmamıza rağmen masanın yüzeyinde silik izler hâlâ duruyordu. CAP

3. Ülkü Tamer, edebiyatımızdaki pek çok mahcup (sikilgan) 1 delikanlıdan farklı olarak Antep'ten çıkıp İstanbul'un kal- burüstü (önde gelen) ailelerinin çocuklarını okuttukları II Robert Kolej'e devam etmesini sağlayacak bir aileye sahipti. Sevilen, kollanan (takip edilen) bir çocukluk geçir- III miş, müreffen bir hayat yaşamış olduğu şehrini hiç ardında bırakmamıştı. Belki bu yüzden hep biraz çocuk kaldı. İçine doğduğu geleneksel kültür, kurduğu ve kuramadığı ilişkiler- de belirleyici (etkili) oldu. Rüyasının (hayallerinin) gerçeğe IV V döndüğünü gördü İkinci Yeni'nin bir üyesi olarak. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı ayraç () içinde verilen açıklamasıyla uyuşmamaktadır? C) IN B) II D) IV E) V A) 1 8

m 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde parantez içindeki ifadenin anlamını karşılayan bir söz kullanılmamıstır? A) Gemi aziya almış bir anlatımla başarılı olmaya çalışmanın bir faydası yoktur. (üslubunu kontrol edememek) 7 B) Her nitelikte okura şapka çıkarttıran bir yazarla karşı karşıyaydık. (herkesin beğenisini kazanmak) C) Günümüzdeki yazarların moda tutumlarından biri de hayata yakınma gözlükleriyle bakmasıdır. (yaşama karşı sitem duyma) D) Bir atimlik barutu olan bir yazardan kalıcı olmayı beklemek doğru değildir. (yazacağı çok az şey olmak) 2) Aktüalitenin rüzgârına kapılan bir sanatçı olduğu için edebiyatımızda etkili olamadı. (güncelliğin güdümünde kalma)