Anlam İlişkisi Bakımından Sözcükler Soruları

5. Yeni Avrupa bir kültür geçiriyor. Bu genel sıkıntı kendini felsefe çevresinde de duyurmaya başladı. Hakikat ve bilgi sorusuna verilen cevaplar belki hiçbir dönemde zamanımızda olduğu kadar birbirine görülmemiştir. A) buhrani – karşıt - B) devrimi - koşut C) krizi - uyumlu - D) tutulması - tezat - E) travması-bağımlı -

2. 1.-3. soruları aşağıdaki bilgilere göre cevaplayınız. Dikkat, soruları birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız. Ali, Barış, Cem, Demet, Ezgi ve Fatih adında altı arkadaş- tan üçü, motoru ve küreği olan bir tekneyle nehrin karşı kıyısına geçmiştir. Daha sonra, karşı kıyıya geçenlerden biri tekneyi geri getirmiştir. Bu durumla ilgili aşağıdaki bil- giler verilmiştir: Karşı kıyıya geçişte ve geri dönüşte motor ya da kü- rekten biri kullanılmıştır. Geçişte kullanılanın geri dö- nüşte de kullanılma zorunluluğu yoktur. INLARI K Kara Kutu YAYIN İNFORMAL YAYINLARI Kara Kutu YAYIN INFORMAL YAYINLARI ✓ Yalnız Ali ve Demet motor kullanabilmektedir. Yalnız Barış ve Fatih kürek çekebilmektedir. Ali ile Ezgi tekneye birlikte binmek istemektedir. Barış ile Cem tekneye birlikte binmek istememektedir. Tekneyi götüren ve geri getiren farklı kişilerdir.

2. Adiyaman ağzında çok sayıda atasözü ve deyim yaşamak tadır. Gelenek ve göreneklerin yoğun olarak görüldugu 5 Adiyaman'da, insanlar günlük konuşmalarda birbirlerine doğrudan doğruya seslenmek veya kinci sözler söylemek II yerine; ince, imalı, üstü kapalı anlatım yollarını tercih etmek tedirler. Ömeğin, ustalar çıraklarını eğitirken, babalar evlat- IV larına öğüt verirken çoğunlukla atasözlerinden yararlan- makta; daha çok bu yolla iletişim kurmaktadırlar. V Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi terim anlamıyla kullanılmıştır? A) 1 B) 11 C) III DIV EV

2. Eski İstanbul'un edebiyat salonlarında, edebiyat konu- şuluyormuş ama bana kalırsa gene de herkes kendi bildiği yol da yapayalnız yürüyormuş. Başka bir deyişle UGUR (ifadeyle) edebiyat konusunda kimse, kimsenin elinden II tutmuyormuş (yardım etmiyormuş). Tabii benim ye- tiştiğim yillarda durum değişmiş, usta-çırak ilişkisi güçlenmişti. Ustalar, çıraklara el vermede (bildiklerini öğretmede) hasislik etmiyor (kıskançlık yapmıyor), bir IV sonraki kuşağın edebiyatçılarına mümkün olduğunca katkıda bulunuyorlardı. Ancak ben, bir kılavuzla (yol V göstericiyle) yürümenin edebiyat açısından tehlikeli olduğuna inanıyorum. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez () içinde verilen açıklamayla uyuş- mamaktadır? BUT ) H1 c) E) V D) TV 2 .

15. Birleşik sözcüğü oluşturan sözcüklerde anlam belirsizliği varsa sözcük bitişik yazılır." Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmadığı için bir yazım yanlışı yapılmıştır? A) Samanyolunu takip eden teleskop, öğrencilerin yararlanması için okulun bahçesine yerleştirildi. B) Bakanlığın önerdiği bu çalışmayı yapmak için bir takım oluşturularak araştırmalar yapılacak. C) Kimi geceler sessizlikten korktuğundan bir şeyler yemek bahanesiyle dışarı çıkmaya çalışırdı. D) Bilgisayar yaşam için her şeydir diyen insan, kendisini yaşamdan da koparmaya başlar. E) Öğrencilerin bir çoğu, ders çalışmayı test sorusu çözmek olarak algılıyor.

3. Arka arkaya ses getiren filmler çekmiş, bunların arasına önemli bir su altı belgeseli ekleyerek bu alanda da ustalığını göstermişti. Herkes yeni çalışmalarını merakla beklerken o, uzunca bir süre sessizliğe gömülmüş; röportaj tekliflerini bile geri çevirmişti. Geçen hafta ortak bir dostumuzdan yepyeni bir belgesel çekimi için hazırlıklara başladığın işittim Meğer inziva süreci, aslında yeni projeleri için kuluçka dönemiymiş. Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca. karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Toleranssız ve karamsar mizaçlı olduğu için her şeye siyaha yakın bir grilikte yaklaşmaktan keyif alırdı. B) Yaşanan olaylara daima aynı pencereden baktığı için hiçbir zaman farklı bir şey göremeyecekti. C) Yaşadığı hayal kırıklıkları sonunda, kabuğuna çekilerek hayatındaki "keşke'lerin muhasebesini yapmaya başladı. D Yeni tanıştığı insanlarla iletişim kurarken sergilediği içine kapanık tavır, muhataplarını oldukça rahatsız ediyordu. E) Sabit fikirli ve ben merkezli bir söylem; tek notayla bestelenen, duraksız bir musiki tadı verir dinleyicilerine.

DENEME 03 TÜRKÇE TESTI çin ayrılan kısmına işaretleyiniz. etkinliği e, hiç kendi e 3. (1) Her atasözü bir genel kural, bir ilke niteliği taşır. (II) Atasözleri konu ve yapı bakımından farklı özellikler taşır. (III) Bazı atasözleri fikra edası taşır ve konuşmalara dayalı bu atasözleri kısaltılmış bir hikâye yapısı gösterir. (IV) Bazı atasözleri deneyimlere dayanır, öğüt verici niteliktedir. (V) Bilgece konuşan ve dolaylı olarak yol gösteren atasözleri, genellikle kişiyi ya da muhatabını cesaretlendirme amacı taşır. (VI) Doğa olaylarını anlatan atasözleri, doğa olaylarının oluşumunu anlatabilir ya da insanın doğa karşısında yaptığı gözlemlerini yansıtır. (VII) Kimi atasözleri eksiltili bir anlatımla bitmemiş cümle şeklindedir. olsa Bu parçada numaralanmış cümlelerdeki açıklamalara aşağıdaki atasözlerinden hangisi örnek olarak gösterilemez? YAYINLARI A) III. cümle: Deveye sormuşlar: "Boynun neden eğri?” "Nerem doğru ki" demiş. B) IV. cümle: Ayağını yorganına göre uzat! C) V. cümle: Korkunun ecele faydası yoktur. VI. cümle: Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. LIMIT E) VII . cümle: Deli ile çıkma yola, başına getirir bela.

3. Bir dildeki kelimeler mermere benzer, Eser üretirken o mermeri işlemek gerekir, dört dörtlük görünüme sahip bir heykel oluşturabilmek için. Bu bakımdan ozanlar ve yazarlar, heykeltıraş gibidir. Bu parçada geçen "mermeri işlemek" sözüyle asıl anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir? A) Kelimeleri gelişigüzel biçimde kullanmak B) Kelimeleri yapıtta kullanılmaya elverişli hale getirmek C) Yazıda olabildiğince çok sayıda kelime kullanmak D) Kelimeleri ilk anlamlarıyla kullanmak E) Kelimelerin mecaz anlamlarını korumak 3 UcDört Besk Diğer sayfaya geçiniz.

için ayrılan kıs 1. 2. Martin Heidegger'in düşüncelerinden hareketle Theodor Adorno kendi teorisini temellendirir. Bu teoriyle, “sanat" tarihsel bir boyuta sahip olarak değerlendirenlerin öncülerinden olur. Sanatın kendisinden kaynaklandığı ve içinde var olduğu dünyadan daha çok şeyi kendi içinde barındırdığını düşünerek, sanatı “değişmeyen bir hakikat" olarak değil "tarihsel bir hakikat'in gerçekleşmesi olarak yorumlar. Adorno'nun estetik teorisi, yirminci yüzyılın hızla değişen toplumsal ve ekonomik koşulları içinde sanatın poetik gücünü geleneksel anlayışlardan ayrılan farklı yollarla keşfetmeye çalışır. Adorno'nun estetik teorisinin en özlü ifadesi, hakikatin "özne ile nesnenin arasındaki güç alanında bulunmasıdır. Bu parçada aşağıdaki sözlerden hangisinin anlamını karşılayan bir ifade yoktur? A) Ele almak B) Bünyesinde bulundurmak C) Sosyal şartlar D) Fikirlerinden yola çıkılarak E) İcat etmek

9. Klasik Türk şiirinin büyüleyici (etkileyici) taraflarından biri de ilk bakışta kendisini ele vermeyen (ortaya koymayan) kapalı II kutu mahiyetindeki (niteliğindeki) beyitlerin çözümüdür. Bir beytin anlam dünyasıyla tanışan, onda kendisinden bir şey- ler bulmasına bulur elbet ama belirli bir bilgi düzeyine erişmiş IV (ulaşmış) olanlar çok daha zengin bir iklimle karşı karşıyadır. Beytin görünen anlamına bakıp bundan hareketle yorumlar yapmak, beytin ana fikri üzerine düşünceler ileri sürmek, hat- la sayfalar dolusu çıkarımlarda bulunmak (değerlendirme V yapmak) pek zor değildir. Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı, yay ayraç () içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? A) 1 B) II C) III D) IV E) V

4. ediyor, onlar- Öfke seviyemiz arttıkça çevremizdeki insanların bize tolerans seviyesi düşer. Çevremizdeki insanlar öfkeli hâllerimizde ço- ğunlukla kendilerini korumak için bize karşı pasif-agresif ve yok sayma gibi defanslar geliştirirler. Bu da öfkeye konu olan herhangi bir konuyu çözüngsüzlüğe götürebilir. yabilecek bir Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? öremedim. A) Ütopik bir gelecekte insanlar doğayı sevmeyi biliyor olacak. mücadelesini B) Tembellikten ve miskinlikten kurtulmak için çalışmak lazım. aydı. C) Artık işlevi kalmayan bu zarfryirtip atmak istedi. dediğini iki et- D) Bilgi, en zor olanın karşısında direnme gücü verir insana. Er Mevlana hoşgörünun hâkim olduğu bir dünyanın kapısını afalıyor şiirini okuyanlara nep güvendim.

TYT 15. "Birleşik sözcüğü oluşturan sözcüklerde anlam belirsizliği varsa sözcük bitişik yazılır." Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmadığı için bir yazım yanlışı yapılmıştır? A) Samanyolunu takip eden teleskop, öğrencilerin yararlanması için okulun bahçesine yerleştirildi. 6) Bakanlığın önerdiği bu çalışmayı yapmak için bir takım oluşturularak araştırmalar yapılacak. C) Kimi geceler sessizlikten korktuğundan bir şeyler yemek bahanesiyle dışarı çıkmaya çalışırdı. D) Bilgisayar yaşam için her şeydir diyen insan, kendisini yaşamdan da koparmaya başlar. E) Öğrencilerin bir çoğu, ders çalışmayı test sorusu çözmek olarak algılıyor.

6. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın çıkışı hece şiirinin iyice tikan- dığı bir döneme rastlıyor. Cahit Sıtkı Tarancı gibi, Fazil Hüsnü Dağlarca'nın da ilk şiirlerinde Necip Fazıl etkisini görüyoruz. Havaya Çizilen Dünya'daki bazı şiirler bunu gösterir. Ne var ki bu etki öyle büyük bir etki değildir, daha çok biçimde görülmektedir. Bu parçadaki altı çizili sözcükle hece şiiri hakkında anlatılmak istenen durum aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Değersizleşmek B) Ortadan kalkmak C) Onemini kaybetmek D) Üretkenliğini yitirmek E) Değişmek, başkalaşmak

Dürüstlük, insan oluşun en berrak hâlidir. Su katılmamış 1 doğruluktur. Yokuşu çıkarken de inerken de zirvedeyken 11 III yahut aşağıda dururken de adımlarını hep kendine IV yakışır biçimde atmaktır. Öç alma sırası kendine geldiği hâlde öç almaktan vazgeçmektir. V Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi mecaz anlamda kullanılmamıştır? A) I B) II C) III D) IV E) V

36.45 DENEME-3 3 1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde "silmek" sözcüğü "unutturmak, yok saymak, temizlemek, sevmemek" anlamlarından birini karşılayacak biçimde kullanılmamıştır? A) O dost bizi kalbinden sileli çok olmuş, diye si- tem ediyordu yaşlı adam. B) Koridoru yeni sildim, diye seslendi hizmetli kadın. e) Zaman her şeyi siler, gün gelir hiçbir şey yaşa- mamış gibi olursun. D) Yazdıklarımı silmek için bir saattir silgi arıyorum. E) Ben onu defterden sildim, bir daha gözüme gö- rünmesin.

Var gücüyle birkaç kere Ali'den yana bağırdı. Ali ya duymadı ya da duydu da aldırmadi. Agzı dili kurumuştu. Yokuştan aşağı kendini bıraktı. Karşıdan esen yel, onu kendine getirdi azıcık, Ali'nin yanına vardığında gözleri kararıyor, sağı solu görmüyordu. 5)Bu parçada geçen aşağıdaki sözlerden hangisinin anlamı yanlış verilmiştir? Aðaldırmak: Önem vermek, değer vermek. B)gözleri kararmak: Hafif baygınlık geçirmek. C)duymak: Bilgi almak, ögrenmek, haber almak. Dağzı dili kurumak: Konuşamaz duruma gelmek. E)varmak: Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak.