Anlam İlişkisi Bakımından Sözcükler Soruları

9. Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında 1 Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum 11 Yolumun karanlığa saplanan noktasında 111 Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum IV D e Bu dizelerdeki numaralanmış sözlerden hangileri sifat görevindedir? BHTVO A) I ve II B) Il ve III Sh.III ve IV D) I, III ve IV ♡ II, III ve IV

INFORMAL YAYINLARI WLA YAYINLARI 5. Oscar Wilde, romanlarında kahramanlarına Öyle oturaklı NL sözler söyletir ki sözün gücü karşısında şapka çıkarırsı- DRM niz. Mesela yazarın "Kişinin şiir uğruna yıkılıp gitmesi bir şereftir." sözü sik sik aklıma gelir. Böyle pervasızdır Wil- NL de, Oslubunun düğmelerini iliklediäi görülmemiştir. SRN Bu parçadaki altı çizill sözle, yazarla ilgili olarak aşa- NL ğıdakilerden hangisi anlatılmak istenmiştir? DRM A) Edebi geleneklere bağlı kaldığı NLA B) Çağdaş eserlerin biçiminden etkilendiği SRM C) Edebiyat dilinde sınır tanımadığı NL D) Gündelik meseleleri edebiyata dahil ettiği SRM E) Farklı söyleyiş özelliklerini harmanladığı (2014-KPSS) >RN NL >RN NL SRM NL Felsefi kavramları anlamanın en iyi yolu, sözlüklerin sağ- DRM duyusuna seslenmektir. NL Bu cümlede geçen "sözlüklerin sağduyusuna seslenmek" SRM sözüyle sözlüklerle ilgili olarak anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Kavramların çağrıştırdığı anlamları gösterdiği RN B) Sözcüklerin bütün anlamlarına yer verdiği NL C) Doğru ve güvenilir bilgiler içerdiği SRM D) Kelimelere tanımsal sınırlamalar getirdiği NL E) Anlam ilişkilerine yer verdiği DRN (2015-ALES) NL Türkçenin Kara Kutusu (Anlam Bilgisi) ORN 6.

reis Yayınlar Si- 19. Onun şiirleri hiç de alışık olmadığımız bir oyundur. Ki- tabe-i Seng-i Mezar diye tumturaklı bir eda ile başladığı Süleyman Efendi'sini, nasır derdi ile bitirir; göklerde mu- siki ve şiirle alışveriş ederken birden rakı şişesinde balık olmak ister. Kuşçudan yüz liralık bulut ister, gökyüzünü maviye boyar, yırtılan denizleri diker, ceketiyle dertleşir. Hep bir sürpriz karşısında kalakalırsınız şiir bittiğinde. İfti- harla, "Neler yapmadık bu vatan için!” diye başlar; ardın- dan: "Kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik." der. "Be- dava yaşıyoruz bedava!" diye bir sevinç çığlığı koparır. Bize ilk duyuşta kahkahalar kopartan bu oyunun derin, düşündürücü tesiri üzerinde durmama artık lüzum yoktur sanırım. Bütün maharetinin şiire nasır ya da cımbız gibi temaları sokmak olduğunu söyleyip onun şiirini küçüm- seyenler bile hicvi ne kadar ileri götürdüğünü, bu şiirleri ile hicivde âdeta yeni bir tür yarattığını kabul ederler. Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Orhan Veli'nin şiir anlayışı, şiirlerinden alınan dizeler- le örneklendirilmiştir. B) Şairin, sözü şaşırtıcı sona bağlamadaki ustalığına de- ğinilmiştir. C) Şairin şiire alışılmışın dışında temalar soktuğundan söz edilmiştir. D) Şairin, şiirlerinde ironi ve mizahı ustaca kullandığı sa- els vunulmuştur. E) Şairin şiirlerinin derinlikten uzak ve yüzeysel olduğu ileri sürülmüştür. Her Erdost, o yıllarda daha önceki meyen, çok farklı bir

TYT Deneme Sınavı 21. İlk gençliğimizin geçtiği o küçük kentte, kendime ver- diğim yazma Ödevimi gerçekleştirebilmek için düşünü- yordum. Aylardan temmuz veya ağustostu. Sıcak bir gündü ve ben sıcaktan bunalmıştım. Yol kenarında, bir kaldırım kenarında oturuyordum. O tarihte trafik elbette sıkışık değildi, kaldırım kenarında oturmak da yadırganmazdı. Başımı ellerimin arasına almış, düşü- nüyordum. O düşünce, zihnimde, şimşek çakmasını andırarak parladı. Niçin, güneş sıcağında bunalmış birinin, o bir anlık yaşantısını anlatmayı denemiyor- dum? Fakat buna karar verdiğim anda, üstlenmiş ol- duğum işin zorluğunu fark etmem de bir oldu. Hiç kim- senin hayatı, yalnızca o bir andan ve o son bir andan ibaret değildi. Öyleyse o bir anın vurgulanabilmesi için onun öncesine başvurmak gerekecekti. Ancak o son ana gelinceye değin olan safhayı kronolojik akışa uy- gun biçimde anlatmanın anlamı yoktu çünkü niyetim bir serüven anlatmak değildi. Niyetim, güneş sıcağın- da sıkılmış birinin o sıkıntısını fark ettiği, o sıkıntının bilincine vardığı andaki sıkıntısını dile getirmekten ibaretti. AYDIN YAYINLARI Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Somutlaştırmaya yer verilmiştir. B) Birinci kişili anlatım kullanılmıştır. Yinelemelerden yararlanılmıştır. D) Benzetme yapılmıştır. E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.

Bu te 3. Karadeniz'in hırçın doğasının en belirgin olduğu şehir- lerden Giresun, fındığının lezzeti ve kalitesi nedeniyle "findığın başkenti" olarak nitelendiriliyor. Giresun'un 400-600 rakıma kadar olan kesimini, namına yakışır bir şekilde fındık kuşatmış âdeta. Şehirdeki toprak sahipleri de fındığını daha kolay toplayabilmek için evlerini bah- çelerinin ortasına yapmış. Böylece şehirde geniş, yes fındık ağaçlarının arasına oturtulmuş bir veya birkaç den oluşan bir yerleşim yeri çıkmış ortaya. > Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Terim anlamlı sözcük B) Duyular arası aktarma C) İnsandan doğaya aktarma D) Ad aktarmasi E) Dolaylama

X 4. Geçmişten niçin ders almıyoruz? Bilgi toplumu çağında yaşamamıza ve yüksek bilim düzeyine rağmen niçin hâlâ geçmişi geride bırakamıyoruz? Birbirimize olan bağımlılığımızın giderek arttığı ama aynı zamanda da birbirimizle hep daha fazla satıştığımız bir dünyada yaşıyoruz. Bu parçada altı çizili sözü anlamca karşılavabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Birbirine kendi egolarını dayatarak kendi çıkarlarını korumak B) Duygularını kontrol altına alarak karşısındakiyle olumlu yönlerde buluşur. Birbirine olan bağımlılıkların giderek artmasına rağmen iletişim problemleri yaşamak dana D) nsanları birbirine bağlayan bağlara, ortak yanlara karşı tavır almak E) Toplumda insanlar arasında olan çıkar ilişkilerini karşıdakine dayatmak 3 Diğer sayfaya geçiniz.

Genç raket, bizi turnuvalarda başarıyla temsil ediyor. Bu cümlede görülen anlam olayı aşağıdakilerden hangisinde vardır? Ay Ben salatayı yaparken sen de semaveri yak. B) Şehrimize de mesire yerlerinin açılması önerildi. of Ece Ayhan'ın bütün şiirlerini ezberlemiştim. D Emekli olunca küçük bir dükkan açacakmış bana. Batı'nın gelişmiş ülkelerinde de böyle olaylar gö- rülebilir.

Bağışıklık eski çağlardan bu yana insanların ilgisini çekmiş ve insanlar, bazı bağışıklık geliştirme yöntemleri geliştirmiştir. Örneğin MÖ 430 yılında tarihçi Tukidides Atina'daki bir veba salgınında hastalara bakan insanların arasında yalnızca daha önce veba geçirmiş insanların vebaya yakalanmadığını yazmış. XV. yüzyılda Çinlilerin ve Türklerin çiçek hastalığı geçirenlerin yaralarındaki kabukları toz hâline getirip burunlarından çekerek ya da ateşe tutulmuş bir bıçakla kollarını çizerek oluşturdukları yaraya bulaştırdıkları biliniyor. Bu parçada bağışıklık ile ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İlk çalışmaların eski Yunanlılar tarafından yapıldığı Çinliler ve Türklerde yapılan çalışmaların kitap hâline getirildiği C) Tarihçilerin eski dönemlerden beri konuya ilgi duydu- ğu D)gili çalışmaların çok eski zamanlara dayandığı Bilimsel çalışmalarda milletlerin birbirinden etkilendiği Riğer sayfaya geçiniz.

35. Evin radyosu başkaydı; kıskanılan, korunan, üze- rine titrenen bir nesneydi o. Bir gün radyonun kula- ğını kimse burkmadı. Örtüsü açılmadı. Kuşluk vakti türküler çınlatmadı evleri. Köşeye, masanın üstüne daha büyük "cam göz" bir nesne getirip koymuş lardı. Düğmeye basılıyor ve herkes ona bakıyor- du. Adam, bir yumrukla üç kişiyi deviriyordu. Onun örtüsü radyonunkinden daha büyüktü. Üstelik kapı önlerine çıkmıyordu, sesi kuşlukları doldurmuyor- du. O günden sonra radyolar gitgide küçüldü. Son- ra cebe sığan küçük radyolar çıktı. Kızlar, radyo örtüsü işlemez oldu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) İçten bir söyleyişle oluşturulmuştur. B) Öznel yargilara yer verilmiştir. C) Karşılaştırma yapılmıştır. D) Sayıp dökmelerden faydalanılmıştır. E) Deyim kullanılmıştır.

TEST ANLATIM TEKNİKLERİ -ZA 15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde görme ve dokunma duyularına seslenen ayrıntılar bir arada verilmiştir? A) Çiçekler öyle rahattı ki balkonlara, merdivenlere hatta evimize bile girerdi. B) Sıcaktan öyle bunalmıştım ki ağaçtan ve yeşilden yoksun apartmanların arasında nefes almaya bile zorlanır hâle gelmiştim. C) Bu göz alabildiğine geniş düzlükte mısır, patates ve soğan tarialan uzayıp gidiyor. cu Yaşadıklarından sonra kendini çiçeklere, kuşlara vurmuş bir ihtiyardi amcam. E) Bu kocaman kayanın önünde uzanan toprak parçasına bakarken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım bile.

Söyleniş ve yazılışları aynı olduğu halde, anlamları ve görevleri açısından birbiriyle ilişkisi olmayan sözcük- Here sestes sözcük denir. Buna göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde sestes sayılabilecek bir sözcük kullanılmamıştır? A) (Eskiden yorganlara yüz geçirilirdi. Bütün çocuklar adamın basına toplanmıştı. C) Masayı yaş bir bezle sildi. D) Ele muhtaç olmak en büyük korkusuydu. Denizin yüzeyinde yosunlar vardı,

1- r. 8. n Her alanda, bilerek ya da bilmeyerek çok büyük yan- lışlıklar yapılmaktadır. Şairin bir ödevi de objektif olarak bu olguları, şiirin kütüğüne elmas bir çiviyle çakmaktır. Bu sözleri söyleyen birine göre şiirin tanımı aşa- ğıdakilerden hangisi olabilir? A) Şiir, bütün boyutlarıyla insanı irdelemektir. B) Şiir, şair için bir hak arama yoludur. S) Şiir, yanlışlıklara karşı bir sığınaktır. D) Şiir, şairin biricik özgürlük alanıdır. E) Şiir, hataların tarihsel tanıklığıdır.

14:29 & O 80 3. "Men 1. Dış dünya ile sağlam bir bağ ilişki) kurmamızı sağlayarak yıllar muz yapi bizleri iyiye yönlendiren (yol gösteren), benlik algısı ve öz 11 güven gelişimi sürecinde (zaman aralığı) bize her türlü III desteği sunan, fırsat eşitliği sağlamak için gece gündüz IV (aralıksız) çalışan ve tecrübesiyle ilham Vesin kaynağı) uza Bu bir olan babalarımızın Babalar Günü 1966'dan beri resmî A) olarak kutlanıyor. B Bu cümlede numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? B) II D) IV EW cyt

Aşağıdaki cümlelerin hangisine çokluk eki, (ulus" 6. anlamı katmıştır? es A) Türkler, tarihte pek çok devlet kurarak uygarlığın gelişimine katkı sağlamıştır. B) Osmanlılar, fethettikleri yerlere geleneksel Türk mimarisini de götürmüşlerdir. C) Kirk yılı aşkın bir süre şiirler, romanlar ve öyküler yazarak gönlümüzde taht kurdu. D) Arkeolojik kazılar neticesinde bölgede, Bizans zamanından kalan birçok eser bulundu. E) Ankaralılar bu önemli programda bir araya geldiler.

ilo SIK- 32. Birden küçük çobanı gördüm. Az ötemde duruyordu. Koyu pek mavi gecede hafif eğimli tarlalar göz alabildiğine uzani- Sir. 1 II bi yordu. Kalın mavi karlarla örtülmüştü yüzeyleri. Ortalıkta Sz III bir fiske rüzgâr, ufak bir kıpırtı yoktu. Kuzey ve güney IV yamaçta kırmızı çam fidanları donuk heykeller gibi dikili- n yordu. Koyu mavilik o heykellere gerçek dışı bir görünüm kazandırmıştı. V Bu parçadaki altı çizili bölümlerin hangisi mecaz an- lamda kullanılmamıştır? A) B) 11 C) UI D) IV E) v

4. Bir yıl içinde dört kez giysi değiştiren Ilgın'da deli rüzgârlar yaz kış eser durur. (1) Sıcakların en kavurucusu, soğuğun en donduranı, yıldızların en parlağı, karanlığın en koyu- su, aydınlığın en iç açıcısı hep oradadır. (II) Rüzgârın fer- yadını uzun kış gecelerinde yatağımda büzülerek korku içinde dinlerdim. (III) Baharla coşar; ilk kez kırlara sali- nan körpe kuzular, taylar ve buzağılarla ziplar; koşardım. (IV) Yazın kuzeyden esen serin ve tatlı poyrazla ciğerleri- mi doldururdum. ) Ekinlerin biçilip harmanların bitme- siyle ortalığı kaplayan toz duman arasından, çıplak gri sonbahar örtüsünü hüzünle izlerdim. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, karslaştırmadan yararlanılmıştır. B) 11. cümlede, kişileştirme yapılmıştır. C) III. cümlede, aşamalı duruma yer verilmiştir. D W. cümlede, dokunma duyusundan yararlanılmıştır. E) V. cümlede, kişisel bir duygu belirtilmiştir.