Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

24.
Ağaçtan yeşil, denizden mavi, çiçekten kırmızı ara-
yan, bulunca da tezgâha koşan Anadolu insanı; öfkelerini,
yenilgilerini, özlemlerini, ümitlerini, sevinçlerini kilimlerde
dile getirir. Anadolu'da kilim, renk sofrasıdır; renge aç
insanların sofrası... Ali, moru, akı, karası, sarısı durusu,
nesi var, nesi yoksa cömertçe ortaya döker. Evini, çadırı-
nı, bir bayram şenliğini, bir düğün alayını renklere yansıtır
ve yaşadığı her yeri tablo gibi olan bu kilimlerle donatır
çünkü bu, Anadolu insanının dünyasıdır.
====
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda-
kilerden hangisi getirilemez?
A) Kilim, Anadolu insanının her türlü özelliğini ifade ettiği
motiflerin ve renklerin tezgâhta bir araya getirilmesidir.
B) Göz alabildiğine bozlaşan topraklarda, yeşile, kırmı-
ziya, maviye, turuncuya özlem duyan insanlar hıncını
kilimlere döktüğü renklerden alır.
C) Bir renk cümbüşünün içinde duygularını, düşüncelerini
ifade etmek, tezgâh başında kilim dokuyanların sana-
tıdır.
D) Hayatta umduğunu bulan ya da bulamayan insanlar;
umutlarını, duygularını kilime renk cümbüşü olarak dö-
ker.
E) İnsanların hayata bakış açılarını renk renk, motif motif
işlediği kilim, dokuyanın iç dünyasını yansıtır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
24. Ağaçtan yeşil, denizden mavi, çiçekten kırmızı ara- yan, bulunca da tezgâha koşan Anadolu insanı; öfkelerini, yenilgilerini, özlemlerini, ümitlerini, sevinçlerini kilimlerde dile getirir. Anadolu'da kilim, renk sofrasıdır; renge aç insanların sofrası... Ali, moru, akı, karası, sarısı durusu, nesi var, nesi yoksa cömertçe ortaya döker. Evini, çadırı- nı, bir bayram şenliğini, bir düğün alayını renklere yansıtır ve yaşadığı her yeri tablo gibi olan bu kilimlerle donatır çünkü bu, Anadolu insanının dünyasıdır. ==== Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda- kilerden hangisi getirilemez? A) Kilim, Anadolu insanının her türlü özelliğini ifade ettiği motiflerin ve renklerin tezgâhta bir araya getirilmesidir. B) Göz alabildiğine bozlaşan topraklarda, yeşile, kırmı- ziya, maviye, turuncuya özlem duyan insanlar hıncını kilimlere döktüğü renklerden alır. C) Bir renk cümbüşünün içinde duygularını, düşüncelerini ifade etmek, tezgâh başında kilim dokuyanların sana- tıdır. D) Hayatta umduğunu bulan ya da bulamayan insanlar; umutlarını, duygularını kilime renk cümbüşü olarak dö- ker. E) İnsanların hayata bakış açılarını renk renk, motif motif işlediği kilim, dokuyanın iç dünyasını yansıtır.
Gençlik dönemlerimizdeki üretme gücümüz zamanla
yerini üretilene yöneltir. Bu nedenle gençlik yıllarını
üretime ayırmak ve gerekli üretimi yapmak, rahat bir
geleceğin ilk adımıdır. Bu ilk adımı zamanında atabi-
lenler rahatken bu adımı geciktirenler, üretme süreci-
nin sancısını etraflarına da yaşatırlar. Böylelikle rahat
olacağı düşünülen orta ve ileri yaşlar tam tersi sıkıntılı
bir dönem olur.
4.
Bu parçada üzerinde durulan düşünce aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A Zamanında yapılacak hamlelerle rahat bir yaşam
oluşturulabilir.
B) Geciken her türlü adım hedeflerinize ulaşmada si-
kıntı yaratabilir.
Gençlik döneminin doğru değerlendirilmesi yaşlılık
döneminde meyvesini vermeyebilir.
Birtakım yatırımlar karşılığını çeşitli dönemlerde
bulabilir.
Gençken atılacak adımlar sağlam olmalı ki pişman-
lık yaşanmasın.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Gençlik dönemlerimizdeki üretme gücümüz zamanla yerini üretilene yöneltir. Bu nedenle gençlik yıllarını üretime ayırmak ve gerekli üretimi yapmak, rahat bir geleceğin ilk adımıdır. Bu ilk adımı zamanında atabi- lenler rahatken bu adımı geciktirenler, üretme süreci- nin sancısını etraflarına da yaşatırlar. Böylelikle rahat olacağı düşünülen orta ve ileri yaşlar tam tersi sıkıntılı bir dönem olur. 4. Bu parçada üzerinde durulan düşünce aşağıdaki- lerden hangisidir? A Zamanında yapılacak hamlelerle rahat bir yaşam oluşturulabilir. B) Geciken her türlü adım hedeflerinize ulaşmada si- kıntı yaratabilir. Gençlik döneminin doğru değerlendirilmesi yaşlılık döneminde meyvesini vermeyebilir. Birtakım yatırımlar karşılığını çeşitli dönemlerde bulabilir. Gençken atılacak adımlar sağlam olmalı ki pişman- lık yaşanmasın.
19. Bugünün edebiyatında yazarlar, artık yapıtlarını geniş bir
kitleyi hatta neredeyse tüm dünyayı düşünerek oluştu-
ruyorlar. Her ne kadar kendi ulusundan ve dilinden yola
çıkmayan, başka dillerdeki başka okurlara yönelik yazı-
yormuş izlenimi veren bazı yazarlar, yerel okurları zaman
zaman rahatsız edip öfkelendirse de dünyanın gidişatı
doğrultusunda pek çok kişinin dahil olduğu küresel bir ede-
biyat çevresi olduğunu kabul etmek gerekir. İlk çalışması
"Cosmopolitan Style" ile edebiyatta ulus sınırını aşan yeni
bir akım olan modernizmi; Joseph Conrad, James Joyce,
Virginia Woolf, Kazuo Ishiguro, Salman Rushdie ve W. G.
Sebald üzerinden irdeleyen Amerikalı Akademisyen Re-
becca L. Walkowitz, geçtiğimiz sene Columbia Üniversite-
si tarafından yayımlanan "Bom Translated" adlı inceleme-
sinde; bu mantıktaki yazarların, yapıtlarını çeviri mantığını
akıllarında tutarak nasıl yazdıklarını gözler önüne seriyor
ve dünya edebiyatı çağında, çağdaş romanın izini sürer-
ken çeviri meselesini vurucu bir üslupla ele alıyor.
Bu parçada aşağıdaki yargılardan hangisine değinil-
memiştir?
A) Bazı yazarların evrensel düzeyde okuyucuya ulaşabil-
mek için yazdığına
B) Söz konusu yazarların eserlerini çeviriye uygun bir dil-
le yazmaya çalıştığına
C) Bazı okuyucuların, ulusları dışındaki okuyucuları dü-
şünerek yazan sanatçılara kızdığına
D) Çeviri meselesini ele alan "Bom Translated" makalesi-
nin, Walkowitz'in ikinci eseri olduğuna
E) Amerikalı akademisyenin çağdaş romanın izini sürer-
ken çeviri konusuna da değindiğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
19. Bugünün edebiyatında yazarlar, artık yapıtlarını geniş bir kitleyi hatta neredeyse tüm dünyayı düşünerek oluştu- ruyorlar. Her ne kadar kendi ulusundan ve dilinden yola çıkmayan, başka dillerdeki başka okurlara yönelik yazı- yormuş izlenimi veren bazı yazarlar, yerel okurları zaman zaman rahatsız edip öfkelendirse de dünyanın gidişatı doğrultusunda pek çok kişinin dahil olduğu küresel bir ede- biyat çevresi olduğunu kabul etmek gerekir. İlk çalışması "Cosmopolitan Style" ile edebiyatta ulus sınırını aşan yeni bir akım olan modernizmi; Joseph Conrad, James Joyce, Virginia Woolf, Kazuo Ishiguro, Salman Rushdie ve W. G. Sebald üzerinden irdeleyen Amerikalı Akademisyen Re- becca L. Walkowitz, geçtiğimiz sene Columbia Üniversite- si tarafından yayımlanan "Bom Translated" adlı inceleme- sinde; bu mantıktaki yazarların, yapıtlarını çeviri mantığını akıllarında tutarak nasıl yazdıklarını gözler önüne seriyor ve dünya edebiyatı çağında, çağdaş romanın izini sürer- ken çeviri meselesini vurucu bir üslupla ele alıyor. Bu parçada aşağıdaki yargılardan hangisine değinil- memiştir? A) Bazı yazarların evrensel düzeyde okuyucuya ulaşabil- mek için yazdığına B) Söz konusu yazarların eserlerini çeviriye uygun bir dil- le yazmaya çalıştığına C) Bazı okuyucuların, ulusları dışındaki okuyucuları dü- şünerek yazan sanatçılara kızdığına D) Çeviri meselesini ele alan "Bom Translated" makalesi- nin, Walkowitz'in ikinci eseri olduğuna E) Amerikalı akademisyenin çağdaş romanın izini sürer- ken çeviri konusuna da değindiğine
umda
Sizce
ir min
daha
8.
Yıpranmış, siyah pul pul dökülen ceketini eline aldığı gibi
omzuna attı ve geldiği yere doğru gitmeye başladı. Etrafına
buğulu gözlerle bakarak odayı süzmeye başladı. Odanın tam
ortasında olduğunu o an fark etti. Soluk odanın isli perdeleri
artık griye çalıyordu. Islak, nemli duvarlar küf kaplıydı. Solda
kırık dökük bir masa, onun yanında bir sandalye. Tozlu
masanın üstünde eski püskü bir vazo, içinde beyaz ve sarı
papatyalar vardı. Koyu sarı kapıyı açıp odadan
artık vakit gelmişti.
çıktığında
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
basmaktadır?
A) Betimleme
B) Açıklama
D) Kişileştirme
C) Tartışma
E) Benzetme
RAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
umda Sizce ir min daha 8. Yıpranmış, siyah pul pul dökülen ceketini eline aldığı gibi omzuna attı ve geldiği yere doğru gitmeye başladı. Etrafına buğulu gözlerle bakarak odayı süzmeye başladı. Odanın tam ortasında olduğunu o an fark etti. Soluk odanın isli perdeleri artık griye çalıyordu. Islak, nemli duvarlar küf kaplıydı. Solda kırık dökük bir masa, onun yanında bir sandalye. Tozlu masanın üstünde eski püskü bir vazo, içinde beyaz ve sarı papatyalar vardı. Koyu sarı kapıyı açıp odadan artık vakit gelmişti. çıktığında Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Betimleme B) Açıklama D) Kişileştirme C) Tartışma E) Benzetme RAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BI
1
i
,
e
8.
8. - 10. sorularda, başta verilen cümleden ke-
sin olarak çıkarılabilecek yargıyı bulunuz.
Üniversitede okurken en büyük halamın yanında
uzun süre kaldım.
A) Okuduğum üniversite dört yıllık bir üniversitedir.
B) Babaannemin en az dört çocuğu vardır.
C) Babamın iki kız kardeşi vardır.
10
D) En büyük halam, babamdan büyüktür.
E Babaannemin iki kızı vardır.
za
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1 i , e 8. 8. - 10. sorularda, başta verilen cümleden ke- sin olarak çıkarılabilecek yargıyı bulunuz. Üniversitede okurken en büyük halamın yanında uzun süre kaldım. A) Okuduğum üniversite dört yıllık bir üniversitedir. B) Babaannemin en az dört çocuğu vardır. C) Babamın iki kız kardeşi vardır. 10 D) En büyük halam, babamdan büyüktür. E Babaannemin iki kızı vardır. za
TYT / Türkçe
7.
(1) Sümerlerde yazının icadı; kentlerin ortaya çıkışı, tarım
üretiminin artması, ticaretin gelişmesi gibi faktörlere bağlı
olarak ortaya çıkmıştır. (II) Sosyal ve ekonomik ilişkile-
rin artmasıyla yazının icadı bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı.
(III) Başlangıçta alışveriş gibi ticari faaliyetleri kayıt altına
almak için ilgili malları temsil eden semboller kullanılmaya
başlandı. (IV) Bu semboller genellikle ilgili nesnenin basit-
leştirilmiş bir resmiydi. (V) Zamanla semboller artırılarak
yazının temelleri atılmış oldu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
yazının ya da yazıyla ilgili sembollerin ortaya çıkışı bir
nedene bağlanmamıştır?
Bve IV
Jean de
DY III ve IV
A) I ve t
IV
ENV ve V
Dev
ve v
9.
8. Aşağıdaki dizelerin hangisinde parantez () içinde ve-
rilen sözcük türü kullanılmamıştır?
(1) He
zeyin
gelle
olan
denl
dan
Bu
ög
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT / Türkçe 7. (1) Sümerlerde yazının icadı; kentlerin ortaya çıkışı, tarım üretiminin artması, ticaretin gelişmesi gibi faktörlere bağlı olarak ortaya çıkmıştır. (II) Sosyal ve ekonomik ilişkile- rin artmasıyla yazının icadı bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı. (III) Başlangıçta alışveriş gibi ticari faaliyetleri kayıt altına almak için ilgili malları temsil eden semboller kullanılmaya başlandı. (IV) Bu semboller genellikle ilgili nesnenin basit- leştirilmiş bir resmiydi. (V) Zamanla semboller artırılarak yazının temelleri atılmış oldu. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde yazının ya da yazıyla ilgili sembollerin ortaya çıkışı bir nedene bağlanmamıştır? Bve IV Jean de DY III ve IV A) I ve t IV ENV ve V Dev ve v 9. 8. Aşağıdaki dizelerin hangisinde parantez () içinde ve- rilen sözcük türü kullanılmamıştır? (1) He zeyin gelle olan denl dan Bu ög
arak içeri gird
r vardı. Gür
dimlarla ilerle
an bir çay iste
e baktı. Çay
1. Geldiği yo
kahvesin
ağıdakilerde
Öyküleme
Türklerin saray mimarisi alanında verdikleri erken örnekler-
den günümüze pek az kalıntı gelmiştir. Yine de bu kalıntılar-
dan o yapılar hakkında bir fikir sahibi olunabilir. Bu alanda
bildiğimiz en erken örneklerinden biri Konya'daki Selçuklu
hükümdarlarına ait saraydır. Saraydan yalnızca bir kule
kalıntısı günümüze kadar gelebilmiştir. Kulenin üzerinde
konsollara dayanan bir balkonu olan kare planlı yapı, 12.
yüzyıl başında Sultan II. Kılıçarslan tarafından yaptırılmıştır.
Sultan Alaeddin Keykubad'ın yaptırdığı bir diğer saray ise
Kubadabad'tır. Selçuklu sultanları daha sonra Osmanlılarda
olduğu gibi sarayları anıtsal bir özellikle yaptırmamışlardır.
Bu parçada ağır basan anlatım biçimi aşağıdakilerden
hangisidir?
B) Öyküleme
A) Tartışma
D) Sayıp dökme
C) Açıklama
E) Alıntılama
10. Hep
len-
CLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF
nas
dir
ad
al
di
y
r
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
arak içeri gird r vardı. Gür dimlarla ilerle an bir çay iste e baktı. Çay 1. Geldiği yo kahvesin ağıdakilerde Öyküleme Türklerin saray mimarisi alanında verdikleri erken örnekler- den günümüze pek az kalıntı gelmiştir. Yine de bu kalıntılar- dan o yapılar hakkında bir fikir sahibi olunabilir. Bu alanda bildiğimiz en erken örneklerinden biri Konya'daki Selçuklu hükümdarlarına ait saraydır. Saraydan yalnızca bir kule kalıntısı günümüze kadar gelebilmiştir. Kulenin üzerinde konsollara dayanan bir balkonu olan kare planlı yapı, 12. yüzyıl başında Sultan II. Kılıçarslan tarafından yaptırılmıştır. Sultan Alaeddin Keykubad'ın yaptırdığı bir diğer saray ise Kubadabad'tır. Selçuklu sultanları daha sonra Osmanlılarda olduğu gibi sarayları anıtsal bir özellikle yaptırmamışlardır. Bu parçada ağır basan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? B) Öyküleme A) Tartışma D) Sayıp dökme C) Açıklama E) Alıntılama 10. Hep len- CLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF nas dir ad al di y r
7.1. Çubuklar bir demet olarak dik tutulup yere gelişigü-
zel bir şekilde bırakılır.
2
II. Amaç, yere yayılan çubukları kıpırdatmadan bütün
çubukları teker teker toplamaktır.
5
III. Yerdeki çubukların hepsi toplandığında oyun sona
erer ve en yüksek puanı toplayan oyuncu oyunu
kazanır.
IV. Oyuncu yerdeki bir çubuğu alırken diğer bir çubuğu
oynatırsa sıra bir sonraki oyuncuya geçer.
1
V. Dünyaca sevilen bir oyun olan Mikado, kırk bir
çubukla oynanır.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
mühüçüncü olur?
AM
B) II
C) III
FOW
DY IV
EV
i hir paragrafın baş-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7.1. Çubuklar bir demet olarak dik tutulup yere gelişigü- zel bir şekilde bırakılır. 2 II. Amaç, yere yayılan çubukları kıpırdatmadan bütün çubukları teker teker toplamaktır. 5 III. Yerdeki çubukların hepsi toplandığında oyun sona erer ve en yüksek puanı toplayan oyuncu oyunu kazanır. IV. Oyuncu yerdeki bir çubuğu alırken diğer bir çubuğu oynatırsa sıra bir sonraki oyuncuya geçer. 1 V. Dünyaca sevilen bir oyun olan Mikado, kırk bir çubukla oynanır. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan mühüçüncü olur? AM B) II C) III FOW DY IV EV i hir paragrafın baş-
2+Ycl₂ → 2 + y24 Sellinge
get verken y e- olocalhr ve
olarak kapta aşınma ve deline dobileci
Thin I metalinden yapding kopto y c
Gözelts sablanmas
doğal
12. Bir sinema oyuncusu çok cesur rollere çıkıyor ama gün-
lük hayatta onun korkak olmasını yadırgamıyoruz. Gün-
delik hayatta yaptıkları ve bize garip gelen davranışları-
ni görmezden geliyoruz. Filmdeki rolü ile gerçek yaşam-
daki sanatçıyı birbirinden rahatça ayırıyoruz. Ama ede-
biyatta öyle değil, yazılanla yazanı çok fazla özdeşleştir-
meye çalışıyoruz. Bir yazarın söylem ve eylem tutarsız-
lığından kaynaklanan davranışları okur üzerinde hayal
kırıklığı oluşturuyor. Sahici olan ve kurmaca olan arasın-
daki gerilim, okuma denen büyülü dünyayı inciten bir
durum.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi anlatılmak is-
tenmektedir?
A) Yazarlar yapıtlarında gerçek yönlerini bütünüyle or-
taya dökmezler.
B) Sinema aktörleri ve yazarlar edebiyat dünyasında
aynı amaca hizmet eden sanatçılardır.
C) Okur, kitabın yazarını ve kişisel düşüncelerini bütün
yönleriyle bilmek ister.
D) Okur, okuduğu yapıtların yazarını kafasında erişil-
mez bir kişilik olarak canlandırmaktadır.
E Bir yazarı yakından tanımak edebiyatın büyüsünü kı-
an bir durumdur.
Hellenistik Gağ'da olması gerekirdi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2+Ycl₂ → 2 + y24 Sellinge get verken y e- olocalhr ve olarak kapta aşınma ve deline dobileci Thin I metalinden yapding kopto y c Gözelts sablanmas doğal 12. Bir sinema oyuncusu çok cesur rollere çıkıyor ama gün- lük hayatta onun korkak olmasını yadırgamıyoruz. Gün- delik hayatta yaptıkları ve bize garip gelen davranışları- ni görmezden geliyoruz. Filmdeki rolü ile gerçek yaşam- daki sanatçıyı birbirinden rahatça ayırıyoruz. Ama ede- biyatta öyle değil, yazılanla yazanı çok fazla özdeşleştir- meye çalışıyoruz. Bir yazarın söylem ve eylem tutarsız- lığından kaynaklanan davranışları okur üzerinde hayal kırıklığı oluşturuyor. Sahici olan ve kurmaca olan arasın- daki gerilim, okuma denen büyülü dünyayı inciten bir durum. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi anlatılmak is- tenmektedir? A) Yazarlar yapıtlarında gerçek yönlerini bütünüyle or- taya dökmezler. B) Sinema aktörleri ve yazarlar edebiyat dünyasında aynı amaca hizmet eden sanatçılardır. C) Okur, kitabın yazarını ve kişisel düşüncelerini bütün yönleriyle bilmek ister. D) Okur, okuduğu yapıtların yazarını kafasında erişil- mez bir kişilik olarak canlandırmaktadır. E Bir yazarı yakından tanımak edebiyatın büyüsünü kı- an bir durumdur. Hellenistik Gağ'da olması gerekirdi
TYT (Temel Yeterlilik Testi)
1. Bu testte 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. Japonya'nın iklimi, muson ikliminin özelliklerine uygun
biçimde, hâkim rüzgârların niteliklerine göre belirli mev-
simler hâlindedir. Ekim-mart ayları arasında doğudan
esen rüzgârlar, Japonya'nın batı kıyılarında kar yağışına
neden olurken doğu kıyıları yağış almaz. Mart ayından
itibaren ülke doğu ve güney yönlerinden esen sıcak ve
yağışlı rüzgârların etkisi altına girer. Senenin ilk büyük
yağışları haziran ayında düşer. İkinci büyük yağışlar ise
eylül başlarına doğru, güneyden ilerleyen tayfunlarla bir-
likte gelir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
basmaktadır?
3
A) Tartışma
B) Açıklama
C) Öyküleme
D) Betimleme
Tanımlama
Paraf Yayınları
3. Mesn
yoktu
cí ko
taya
cular
sini
içind
rinin
Bu p
nevi
gisi
A)
E)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT (Temel Yeterlilik Testi) 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. 1. Japonya'nın iklimi, muson ikliminin özelliklerine uygun biçimde, hâkim rüzgârların niteliklerine göre belirli mev- simler hâlindedir. Ekim-mart ayları arasında doğudan esen rüzgârlar, Japonya'nın batı kıyılarında kar yağışına neden olurken doğu kıyıları yağış almaz. Mart ayından itibaren ülke doğu ve güney yönlerinden esen sıcak ve yağışlı rüzgârların etkisi altına girer. Senenin ilk büyük yağışları haziran ayında düşer. İkinci büyük yağışlar ise eylül başlarına doğru, güneyden ilerleyen tayfunlarla bir- likte gelir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? 3 A) Tartışma B) Açıklama C) Öyküleme D) Betimleme Tanımlama Paraf Yayınları 3. Mesn yoktu cí ko taya cular sini içind rinin Bu p nevi gisi A) E)
va-
az
V
karekök
Prospektif (ileriye dönük) bellek kişinin yapacağı eylemleri
planlamasını sağlar. Bu bakımdan, geçmişte olup biten-
lerin depolandığı bellek türünden ayrılır. Anılar, insanlar,
mekânlar, olaylar, eylemler gibi çok çeşitli şeylerle bağlan-
tili olabilir. Ancak prospektif bellek yalnızca tek bir gruptan
oluşur: gelecek eylemlerin tasarıları. Gerçekleştirilmiş bir
eylem, çağrışımlarla ve nerede, nasıl olup bittiği, başka
kimin orada bulunduğu gibi ayrıntılarla birlikte depolanır.
Henüz gerçekleştirilmemiş eylemlerde ise böyle bağlan-
tilar yoktur. Bizi anılara götüren yolu açan şey çağrışım-
lardır. İşte bu yüzden tasarılar ve yapılacak işler kolayca
aklımızdan çıkar.
39. 1. Farklı olma
II. Çağrışımların işlevi
III. Eylemlerde sınırsızlık
IV. Geleceğe dönük olma
Bu parçada prospektif belleğin yukarıdakilerden
hangisiyle bağlantısından söz edilmemiştir?
A) Yalnız I
D) I ve III
B) Yalnız IV
C) I ve Il
E) III ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
va- az V karekök Prospektif (ileriye dönük) bellek kişinin yapacağı eylemleri planlamasını sağlar. Bu bakımdan, geçmişte olup biten- lerin depolandığı bellek türünden ayrılır. Anılar, insanlar, mekânlar, olaylar, eylemler gibi çok çeşitli şeylerle bağlan- tili olabilir. Ancak prospektif bellek yalnızca tek bir gruptan oluşur: gelecek eylemlerin tasarıları. Gerçekleştirilmiş bir eylem, çağrışımlarla ve nerede, nasıl olup bittiği, başka kimin orada bulunduğu gibi ayrıntılarla birlikte depolanır. Henüz gerçekleştirilmemiş eylemlerde ise böyle bağlan- tilar yoktur. Bizi anılara götüren yolu açan şey çağrışım- lardır. İşte bu yüzden tasarılar ve yapılacak işler kolayca aklımızdan çıkar. 39. 1. Farklı olma II. Çağrışımların işlevi III. Eylemlerde sınırsızlık IV. Geleceğe dönük olma Bu parçada prospektif belleğin yukarıdakilerden hangisiyle bağlantısından söz edilmemiştir? A) Yalnız I D) I ve III B) Yalnız IV C) I ve Il E) III ve IV
Insan
tarzlan
luyor
istu
aclar
lan.
yor.
na
in.
el
m
TÜRKÇE
32. Deniz suyunun yapısında çözünmüş tuzlar, protein-
ler, yağlar, ölmüş algler ve organik maddelerin birçok
türü bulunur. Genellikle alg ve bitkilerin çürümesi so-
nucu oluşan bu organik maddeler parçalandığında,
deterjanlarda kullanılanlara benzer özellikte, suyun
yüzey gerilimini düşüren aktif maddeler oluşabilir. Bir
tarafı suyu iterken diğer tarafi su moleküllerini çeken
bu tür kimyasal maddeler, genellikle suyun yüzeyini
ince bir tabaka hâlinde kaplar ve deniz suları kıyıya
çarptığında çarpmanın etkisiyle köpürür. Öte yan-
dan şiddetli rüzgârlar ve fırtınalar, deniz suyundaki
organik madde miktarının oldukça yüksek olduğu
kıyıdan uzak bölgelerde, kıyılardaki olaya benzer bir
etki meydana getirir. Oluşan deniz köpüğünü kıyılara
kadar sürükler.
Bu parçadan "denizde görülen köpükler"le ilgili,
1. Deniz suyunun kirli olduğu bölgelerde daha yo-
ğun görüldüğüne
II. Hem denizin karayla birleştiği noktalarda hem de
açıklarda oluşabildiğine
III. Yapısındaki kimyasal maddeden dolayı insan
sağlığına ve çevreye zararlı olduğuna +
yargılarından hangisine/hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız t
D) Lve til
E) Il ve fil
Gt Yakuz I
33. Gün
Bug
ler.
ca
eis
Yapeniam
sür
Dir
se
uy
Bi
is
E
L
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Insan tarzlan luyor istu aclar lan. yor. na in. el m TÜRKÇE 32. Deniz suyunun yapısında çözünmüş tuzlar, protein- ler, yağlar, ölmüş algler ve organik maddelerin birçok türü bulunur. Genellikle alg ve bitkilerin çürümesi so- nucu oluşan bu organik maddeler parçalandığında, deterjanlarda kullanılanlara benzer özellikte, suyun yüzey gerilimini düşüren aktif maddeler oluşabilir. Bir tarafı suyu iterken diğer tarafi su moleküllerini çeken bu tür kimyasal maddeler, genellikle suyun yüzeyini ince bir tabaka hâlinde kaplar ve deniz suları kıyıya çarptığında çarpmanın etkisiyle köpürür. Öte yan- dan şiddetli rüzgârlar ve fırtınalar, deniz suyundaki organik madde miktarının oldukça yüksek olduğu kıyıdan uzak bölgelerde, kıyılardaki olaya benzer bir etki meydana getirir. Oluşan deniz köpüğünü kıyılara kadar sürükler. Bu parçadan "denizde görülen köpükler"le ilgili, 1. Deniz suyunun kirli olduğu bölgelerde daha yo- ğun görüldüğüne II. Hem denizin karayla birleştiği noktalarda hem de açıklarda oluşabildiğine III. Yapısındaki kimyasal maddeden dolayı insan sağlığına ve çevreye zararlı olduğuna + yargılarından hangisine/hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız t D) Lve til E) Il ve fil Gt Yakuz I 33. Gün Bug ler. ca eis Yapeniam sür Dir se uy Bi is E L
le
türden,
erine
cak adam
Neden
adilar.
0
ne doğru
a
sonunda
kaçmış
çekten
dar
mayinca
diye
başka
bugün
te,
den
Kronometreni açı
Çözdüğün süreyi not et.
10. Suyu bulandır ki derin görünsün anlayışı, anlatacak bir
şeyi olmayanların yaklaşımı. Rağbet görüyor mu? Çok.
Derinlik var mı? Hayır! Ben buna düşer miyim? Asla! Ben
sadeliğin en yüksek gelişmişlik düzeyi olduğunu
düşünüyorum. Cümlem net olmalı, net ve kisa. Vurmalı
anlamı ortasından.
Anlaşılmazlığı sanat gören yaklaşımı benimsemez.
II. Sözün duru olmasını savunur.
III. Makyajlı sözlerin hak ettiği rağbeti göremediğini
savunur.
IV. Süsten ve gereksizlikten uzak sözler söylemeyi
önemser.
Düşüncelerini bu şekilde ifade eden bir sanatçı için
yukarıdakilerden hangileri söylenemez?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve II
E) Il ve IV
C) Yalnız
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
le türden, erine cak adam Neden adilar. 0 ne doğru a sonunda kaçmış çekten dar mayinca diye başka bugün te, den Kronometreni açı Çözdüğün süreyi not et. 10. Suyu bulandır ki derin görünsün anlayışı, anlatacak bir şeyi olmayanların yaklaşımı. Rağbet görüyor mu? Çok. Derinlik var mı? Hayır! Ben buna düşer miyim? Asla! Ben sadeliğin en yüksek gelişmişlik düzeyi olduğunu düşünüyorum. Cümlem net olmalı, net ve kisa. Vurmalı anlamı ortasından. Anlaşılmazlığı sanat gören yaklaşımı benimsemez. II. Sözün duru olmasını savunur. III. Makyajlı sözlerin hak ettiği rağbeti göremediğini savunur. IV. Süsten ve gereksizlikten uzak sözler söylemeyi önemser. Düşüncelerini bu şekilde ifade eden bir sanatçı için yukarıdakilerden hangileri söylenemez? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II E) Il ve IV C) Yalnız
Kratylos
anlamak
gerekir:
da
dukça
in yola
reye
=? Şairler
ak
arı,
edi
anlarla
manlar,
eri
üşünce
nleri ile
şairler,
n de
TÜRKÇE
varlık
en
-r.
DENEME 5
21. Cahit Külebi'nin "İstanbul" şiiri, şairin adının önüne
geçmiş eserlerinden biridir. Bu şiir hakkında
konuşurken "Cahit Külebi sadece İstanbul şiirini
yazmış olsaydı bile bizim ona şair dememiz için
bu yeterli olurdu." diyenlerin sayısı hiç de az
değil. Şiiri uzatmayı, sözü yormayı sevmeyen
şairlerden Külebi. Neredeyse bütün şiirleri,
kısa şiir diyeceğimiz nitelikte şiirler. Sese önem
veren, şiirde akustik özellikleri ustaca kullanan
şairlerden. Şiirlerinin ritmi, sizi daha ilk dizeden
kuşatır. "İstanbul" şiiri, içinde İstanbul geçmeyen
adıyla müsemma bir şiir. Külebi doğup büyüdüğü
topraklara yabancı olmayan bir şair. Zile, Niksar,
Tokat şairin "memleketim" dediği topraklar.
Şiirlerinde Niksar ve Tokat geçer; şair, çocukluk
yıllarına sürekli bir özlem duymaktadır. "İstanbul"
şiiri de şairin çocukluğuna duyduğu özlemi dile
getirmesinden tutun da köyden büyükşehre göçü
içine katabileceğimiz geniş bir yelpazeyi sunar
bizlere. Tekrarlarıyla, verdiği mesaj ile "İstanbul"
şiiri edebiyatımızda başyapıt olarak adlandırılacak
bir şiirdir. Şairlerin İstanbul güzellemesi yaptığı
bir zamanda Cahit Külebi; hayalin değil, gerçeğin
ardında olduğunu şiirinde içtenlikle anlatmış ve
"Anladım bu şehir başkadır." diyerek Anadolu'nun
sakinliğine ve huzuruna bırakmıştır kendini.
Bu parçadan yola çıkarak Cahit Külebi'nin
şiir anlayışıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
✓ A) Bazı eserleri, şairin kendisinden daha çok
tanınır.
B) Kısa soluklu şiirler kaleme almayı tercih eder.
C) İstanbul sevgisi birçok şiirine yansımıştır.
DAyakları yere basan somut şiirin peşinde
olmuştur daima.
V
E) İstanbul şiirinde kendi yaşantısından ve
duygularından izlere rastlamak mümkündür.
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Kratylos anlamak gerekir: da dukça in yola reye =? Şairler ak arı, edi anlarla manlar, eri üşünce nleri ile şairler, n de TÜRKÇE varlık en -r. DENEME 5 21. Cahit Külebi'nin "İstanbul" şiiri, şairin adının önüne geçmiş eserlerinden biridir. Bu şiir hakkında konuşurken "Cahit Külebi sadece İstanbul şiirini yazmış olsaydı bile bizim ona şair dememiz için bu yeterli olurdu." diyenlerin sayısı hiç de az değil. Şiiri uzatmayı, sözü yormayı sevmeyen şairlerden Külebi. Neredeyse bütün şiirleri, kısa şiir diyeceğimiz nitelikte şiirler. Sese önem veren, şiirde akustik özellikleri ustaca kullanan şairlerden. Şiirlerinin ritmi, sizi daha ilk dizeden kuşatır. "İstanbul" şiiri, içinde İstanbul geçmeyen adıyla müsemma bir şiir. Külebi doğup büyüdüğü topraklara yabancı olmayan bir şair. Zile, Niksar, Tokat şairin "memleketim" dediği topraklar. Şiirlerinde Niksar ve Tokat geçer; şair, çocukluk yıllarına sürekli bir özlem duymaktadır. "İstanbul" şiiri de şairin çocukluğuna duyduğu özlemi dile getirmesinden tutun da köyden büyükşehre göçü içine katabileceğimiz geniş bir yelpazeyi sunar bizlere. Tekrarlarıyla, verdiği mesaj ile "İstanbul" şiiri edebiyatımızda başyapıt olarak adlandırılacak bir şiirdir. Şairlerin İstanbul güzellemesi yaptığı bir zamanda Cahit Külebi; hayalin değil, gerçeğin ardında olduğunu şiirinde içtenlikle anlatmış ve "Anladım bu şehir başkadır." diyerek Anadolu'nun sakinliğine ve huzuruna bırakmıştır kendini. Bu parçadan yola çıkarak Cahit Külebi'nin şiir anlayışıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? ✓ A) Bazı eserleri, şairin kendisinden daha çok tanınır. B) Kısa soluklu şiirler kaleme almayı tercih eder. C) İstanbul sevgisi birçok şiirine yansımıştır. DAyakları yere basan somut şiirin peşinde olmuştur daima. V E) İstanbul şiirinde kendi yaşantısından ve duygularından izlere rastlamak mümkündür. C
8. Bilincin bizi koruma taktiklerinden biri de "bastırma"
denilen savunma mekanizmasıdır. Bilinç hatırlamak
istemediğimiz, hoşlanmadığımız, yüzleşmek iste-
mediğimiz bazı şeyleri bilinçaltına gönderir ve orada
kalmaları için de ciddi bir efor sarf eder. Bastırma sa-
vunma mekanizması da diğer savunma mekanizma-
ları gibi bilinci korumak için bilinç tarafından, bilinçli
bir şekilde bize haber verilmeden yapılan işlemlerden
biridir. Mesela ölümü bazen hatırlar çoğunlukla unu-
turuz.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisini söylenemez?
A) Açıklayıcı anlatımla oluşturulmuştur.
B) Bilimsel terimler kullanılmıştır.
C) Tanım olarak kabul edilebilecek cümle vardır.
D) Örneklemeden faydalanılmıştır.
E) Tanık göstermeye yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. Bilincin bizi koruma taktiklerinden biri de "bastırma" denilen savunma mekanizmasıdır. Bilinç hatırlamak istemediğimiz, hoşlanmadığımız, yüzleşmek iste- mediğimiz bazı şeyleri bilinçaltına gönderir ve orada kalmaları için de ciddi bir efor sarf eder. Bastırma sa- vunma mekanizması da diğer savunma mekanizma- ları gibi bilinci korumak için bilinç tarafından, bilinçli bir şekilde bize haber verilmeden yapılan işlemlerden biridir. Mesela ölümü bazen hatırlar çoğunlukla unu- turuz. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisini söylenemez? A) Açıklayıcı anlatımla oluşturulmuştur. B) Bilimsel terimler kullanılmıştır. C) Tanım olarak kabul edilebilecek cümle vardır. D) Örneklemeden faydalanılmıştır. E) Tanık göstermeye yer verilmiştir.
7. (1) Matematiğin, içinden doğduğu doğal sayılarda bile
gene matematikçiler tarafından ortaya atılmış büyük
sorular vardır. (II) Matematikçiler tarafından ortaya
atılmış olmasına karşın bu soruların çözümleri bugün
bile bilinemiyor. (III) Daha da önemlisi bu soruları yine
yalnızca insanlar çözebilir. (IV) Matematik, doğa bi-
limlerinden farklı ve soyut bir bilimdir. (V) İnsan zekâ-
sının en önemli ürünlerinden biri olan matematik, var
olabilmek için soyut sorulara ihtiyaç duyar. (VI) Ama
matematikçi bu sorulardan korkmaz, onları anlamaya
ve çözüm üretmeye çalışır.
Bu paragraf iki parçaya bölünmek istenirse ikinci
paragraf kaçıncı cümleyle başlar?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
TÜMLER YAYINLARI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. (1) Matematiğin, içinden doğduğu doğal sayılarda bile gene matematikçiler tarafından ortaya atılmış büyük sorular vardır. (II) Matematikçiler tarafından ortaya atılmış olmasına karşın bu soruların çözümleri bugün bile bilinemiyor. (III) Daha da önemlisi bu soruları yine yalnızca insanlar çözebilir. (IV) Matematik, doğa bi- limlerinden farklı ve soyut bir bilimdir. (V) İnsan zekâ- sının en önemli ürünlerinden biri olan matematik, var olabilmek için soyut sorulara ihtiyaç duyar. (VI) Ama matematikçi bu sorulardan korkmaz, onları anlamaya ve çözüm üretmeye çalışır. Bu paragraf iki parçaya bölünmek istenirse ikinci paragraf kaçıncı cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI TÜMLER YAYINLARI