Anlatım Biçimleri Soruları

çılır, kentlerin kentin biçim- men seçilebi- -inde gizlidir. onun çizgi ve da... Gerçek- unuzda ken- üşüncesini _n minyatür- e ilham kay- z hava, Çu- imiz insan, uvex üzünlü aşk, ansımasın- nedim ama indan tanı- daldırıp çı- sını ve kül- Prf Yayınları 109 4. C Günümüzün hızı şiirin zamanını hissetmemize hep engel. Modern hayat şiire hakkını teslim etmez. Üç asır öncesiyle kıyaslandığında şiirin etkisi bugün ne kadardır, tartışılır. Ama ben bunun yine de sadece sayılara dair bir tartışma olduğunu düşünüyorum. Nitelik tartışması değil. Sayıları az da olsa hâlâ çok iyi şiir yazılabildiğini görüyoruz. Sesi, duruşu, yazdığıyla iyi şair diyebileceğim isimler var. Özellikle tarihsel kırılmaların daha net hissedildiği toplumlar- da güçlü şiirler öne çıkıyor: İrlanda, Güney Afrika, Filistin, Polonya, Çin gibi. Yine Bei Dao, dünyada yaşayan en önemli şairlerden bi- ri; Tiananmen Meydanı'nda tanklara karşı yürüyen gençlerin taşı- dığı dizeler onundu. Onun kendini güçlülere karşı konumlandırma biçimi, tıpkı tanklara karşı duran o çocuklar gibidir. Kelimeleriyle karşı durur onlara ve bunu sakin, soğutulmuş bir yerden yapar. Bu sözler aşağıdaki yargılardan hangisini kanıtlamak amacıy- la söylenmiş olabilir? A) Günümüz insanı yaşanan hızlı dönüşüm sürecinde edebiya- Thib ta yabancılaşmıştır. -fodys? Uni B) Geleneksel şiirle kıyaslandığında günümüz şiiri gerçek oku- runu yitirmiştir. C) Toplumsal direncin varlığını sürdürdüğü yerde şiir etki gücü- mesisi nü korumaktadır. T. X Bunoh D) İnsanların güçlülere karşı mücadelesinde sözler gelişmiş si- lahlardan daha etkilidir. x E) Tarihin akışında önemli rol oynayan toplumlarda edebiyata Empolan ilgi daha yoğundur.

E 14. 2012/LYS3 Büyük Düşün Hedefl (1) Bir editör edebiyatın her dalında editörlük yapabilir mi? (II) Bunu yapanları eleştirmek doğru mudur? (Yoksa şiir editörü, öykü editörü gibi ayrımlar mı olmalı? (IV) Söyleyeyim: Bu işe başladığım yıllarda şiir editörüyüm diye bir iki kapı çaldım, çıt çıkmadı. (V) Çünkü yayınevleri hoş karşılamıyorlar böyle ayrımları, bunu dile de getirdiler; onlara göre editörler her işi ya- pabilmeliydi. (VI) Durum böyle olunca şu soruyu sormak istiyorum: Kaç kişi var yalnızca şair kalmayı başarabilmiş, kaçı yalnızca öyküde ısrarcı olabilmiş? (VII) Bu sözlere yine bir soruyla cevap vereyim: Bir yazarın hem öykü hem şiir hem roman yazıp üstüne bir de çocuk yayıncılığına atıldığı böyle bir ortamda editörlere, "Sen nasıl her şeyden anlarsın?" demek haksızlık değil de nedir? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, düşüncenin akışına uygun olarak Nitekim kitaplarını yayımladıkları yazarlar da her dalda yapıt veren kişilerdi." cümlesi getirilmelidir? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. E) bir bir ul:

11. 2013/LYS3 (1) Bu eser, otobiyografik özellikler taşıdığı duygusu uyandırıyor. (II) Okurun böyle bir kanıya varmasında, anlatının içine serpiştirilen eski aile fotoğraflarının da payı var. (III) Alttan alta oluşturulan bu otobiyografi duygusu, anlatıya sahicilik katıyor.(IV) Bu da bizim gibi sıradan okuru esere sıkıca bağlayan bir özellik olarak çıkıyor karşımıza. (V) Ayrıca anlatıcının; merkeze ailesini, kendisini ve çocukluk yıllarını geçirdiği sokakta yaşananları yerleştirmesi, birinci tekil kişiyi kullanarak sohbet havasında anlatması da okurda oluşan "sahicilik" duygusunu güçlendiriyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra düşüncenin akışına göre, "Çünkü okudukça anlatının bir katmanının anılardan oluştuğunu veya anıların yazara yol gösterdiğini düşünüyor insan." cümlesi getirilmelidir? B) II. A) I. C) III. D) IV. E) V.

13. (1) Charles Dickens sadece roman yazarı değil, eserlerini seyirciler karşısında da okuyan biridir. (II) Bu anlamda Dickens, özgün bir yazar ve bir "hikâye anlatıcısı"dır. (III) Zweig'in aktardığına göre; Dickens, eserlerini yüksek sesle bağırarak halka okumaya karar verdiğinde İngiltere'nin altı üstüne gelmiştir. (IV) Halk salonlara hücum etmiş ve her yer tıklım tıklım dolmuştur. (V) Kışın en dondurucu soğuğunda insanlar gişelerin önünde, evlerinden getirdikleri şiltelerin üzerinde uyumuşlardır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır? A) I B) II C) III E) V

miştim. du kar- KARA KUTU KİTAPLARI eçsem, il akti- avaşın iyok- NA) orsa de arklı 9. BÖLÜM 3 Test-10 ilk romanların çok önemli olduğunu düşünmüyorum. İlk Fomanı yazmanız için bir sürü nedeniniz olabilir. Bir he- ves olabilir, çok hikâye biriktirmiş olabilirsiniz, ilk romanla şöhret olacağınızı düşünmüş olabilirsiniz veya başarısız olmayı göze almış olabilirsiniz. Ama ikinci romanı yazmak için çok daha haklı bir nedeniniz olmalı. Benim geçerli nedenimse hayatımın merkezine koyduğum mesele olan romancılık. Bu yüzden ikinci romanım, romancılıktaki ka- rarlılığımın bir göstergesi. Bu parçada anlatılanlar, aşağıdakilerden hangisine kar- şılık olarak söylenmiş olabilir? A) İkinci romanınız sizin için ne anlama gelmektedir? daha çok okura ulaşmayı başardınız B) Son mı? C) Şairlik yerine yazarlığı tercih ettiğinizin göstergesi ikin- ci romanınız mı? D) Bütün romanlarınızda aynı tezi savunmak okura sıkıcı gelmez mi? eserinizle eserinizle E) Ilk romanınızın ikinci romanınız kadar ilgi görmemesini peye bağlıyorsunuz? (2013-JANA)

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "Bahçedeki erik ağacı" sözü cümlenin en önemli ögesi durumundadır? X X X X Bahçedeki erik ağacı bu bahar erken çiçek açtı. Kuşlar, bahçedeki erik ağacına otlardan bir yuva yapmıştı. İhtiyar adam bahçedeki erik ağacını bahar gelmeden budamıştı. Küçük çocuk için bahçedeki erik ağacına bir salıncak kurulmuştu. Pencereden bakılınca önce bahçedeki erik ağacı görülüyordu.

24. (1) Şimdiye kadar çeşitli mani derlemeleri yapılmış, on binlerce mani toplanıp yayımlanmıştır. (II) Özellikle ilk dizelerin doldur- ma olduğu göz ardı edilerek yapılan konulara göre sınıflama- lar yanlıştır çünkü. (III) Genellikle ilk dizenin ilk harfine yani alfabetik sıraya göre dizilen bu mani kalabalığı içinde, aranan bir şeyi bulmak neredeyse olanaksızdır. (IV) Ne var ki konu ve özelliklerine göre taranıp ayrılmamıştır hiçbiri. (V) Derleyiciler de daha önce yapılan hataları göremediklerinden aynı hataları tekrarlıyorlar. Bu parçanın anlam bütünlüğünü sağlamak için numara- lanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir? A) I vell B) II ve III for C D) Ive IV E) IV ve V exprve C) II ve IV

B ARI yolin T B B 18. Çağımızın seçkin yorumcusu" olarak adlandırı- Man Isaac Asimov, belki de herkesin, her bireyin bilimkurgu yazarıdır. Meslektaşları onu, "teknik terimlerle karmakarışık bir hâl alan bilimsel dilin kolay anlaşılabilir bir Ingilizceye tercümanı" ola- rak görüp ona içtenlikle çeşitli övgülerde bulunu- yorlar. Comtemparary Novelist adlı kitapta Peter Weston, Asimov hakkındaki gözlemlerini şöyle aktarır: "Asimov ne yazarsa iyi yazar. O, iletişim becerilerinin en yücesine sahiptir ki bu özellik, onun bütün eserlerinin kalıcı bir çekim gücüne sahip olacağına işaret etmektedir." Yukarıdaki paragrafa göre Isaac Asimov'un eserlerinin en belirgin özelliği aşağıdakiler- den hangisidir? A) Yalın bir anlatıma sahip olması B) Gereksiz sözcüklere yer vermemesi C) Ulusal ögelerin ağırlıklı olarak kullanılması D) Yıllara meydan okuyan bir etkileyiciliğinin olması E) Anlatılanların gerçek olaylara dayanması 19. Birini görürsünüz, bir görüntü, bir haber... Şu günlerde bir adamı gözlüyorum, sabah akşam sırtında çuvalla dolaşır iki büklüm. Normal za- i büklüm! Bay Virgül dedim. Bir gün Hen

yeni bir bakış açısı getirdiği dile getirilmiştir. C) III. cümlede yargı gerekçesiyle birlikte verilmiş- 4 D) IV. cümle kendinden önceki cümleyle ne- den-sonuç ilişkisi kurmuştur. E) V. cümlede varsayım söz konusudur. kölgüsudur. 5. 1. Türk edebiyatında köklü bir şiir geleneğinin oluşmasında Türklerin yaşam tarzı olan göçe be kültürünün etkisi büyüktür. II. Türk edebiyatında pek çok sanatçının edebiyat dünyasına şiirle adım attığını, bu türün cümle kapısı hükmünde olduğunu sözlü ve yazılı ede- biyatımızın şiir üzerine kurulduğunu görürüz. III. Türk edebiyatında şiirin çok yaygın olması, di- ğer edebi türler arasında baskın olmasına yol açmış ve haksız bir rekabete sebep olmuştur. IV. Türklerin yaşam tarzı, önemli gün ve geceleri şiirlerle kutlamaları, edebiyatımızda şiirin daha önde olmasını ve her sanatçının şiirle yolunun kesişmesini sağlamıştır. V. Türk edebiyatı tarihine baktığımızda edebiya- tımızın şiir ağırlıklı bir seyir izlediği, daha çok şiire dayandığı görülmektedir. Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır? A) I ve III B) II ve V D) II ve IV C) III ve IV E) I ve V YAYIN DENİZİ

10. Toprak, birçok uygarlığın gelişmesinde önemli bir rol oyna- yan doğal bir kaynaktır. (Tarihin her döneminde, özellikle günümüzde bu kaynağın önemi daha da artış göstermiştir. (Bir ülkenin kalkınmasında ve gelişmesinde önemli bir rol oynayan toprak; üzerinde bitki yetişen ve herkese, her şeye zemin oluşturan doğal bir madde olarak tanımlanır. (IV) Ancak toprağın meydana getirdiği bir arazi varlığı ola- rak bakıldığında durum tamamen değişiktir. (V) Öte yandan toprak çeşitli bilim insanlarınca ön planda tutulma çabası nedeniyle çok değişik şekillerde tanımlanmıştır. (VI) Bu da toprağın birden çok tanımının olmasına neden olmuş ve tam bir görüş birliğinin olmamasına yol açmıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin yerine düşüncenin akışına uygun olarak, "Toprağın bu şekilde algılanması bir materyal olarak onun uzun süre önemsenmemesine, ona sıradan davranılmasına ve pek fazla özen gösterilmemesine yol açmıştır." cümlesi getiri- lebilir? A) BYLI CHV D) V E) VI

12. En eski çağlardan beri büyük diye tanınmış yazarları, ozanları düşünüyorum da hepsi kendilerini yığınlara beğendirmeye, çoğunluk tarafından sevilmeye özen- memişler mi? Aiskhylos, Sophokles, Euripides Ati- na'da yarışmalara girmemişler mi? Moliere sarayda oynamasına rağmen yazdıklarını kamuya duyurmak, beğendirmek istememiş mi? Bir oyunu görmeye ge- lenlerden biri, kimsenin bilmediği, tanımadığı halktan biri, kalkıp da:"Yaşa, Moliere!" diye bağırınca o büyük yazar sevinmemiş Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Yazar, düşüncelerini dile getirirken örneklendir- meden yararlanmıştır. B) Yazar, soru cümleleriyle okuyucuyu metnin içine çekmeye çalışmıştır. C) Yazar, düşüncelerini desteklemesi açısından tanık göstermeye başvurmuştur. D) Yazar, metnin genelinde düşüncelerini okuyucu- ya kabul ettirme çabası içerisindedir. E) Yazar, okuyucuyu bilgilendirme amacı taşımak- tadın ZI aç içi be çıl SI bu d m ic a C

11. Ben bir şairim. Şafağa doğru her yöne yansıyan bir şair... Herkes derin uykuları yudumlarken ben, amatör bir balıkçının oltasındaki balığım. Kör saatlerde nöbet tutanlar, denize açılanlar ve mahalle bekçileridir ortak- larım. Bütün uykusuzların üzerine çisil çisil yağan bir nisan yağmuru kokusudur, zihnimdeki toprak. Gecenin derinliğine boy vere vere bir arı kovanının vızıltısına kelime ararım. şa- Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir iri ifade eder? A) Yaşamın derinliğini ve karmaşasını uygun bir söy- lemle ifade eder. B) Dünyadaki çözümsüzlüklere işaret ederek bunu ön plana çıkarır. C) Çevresi ve kendi hayal dünyası arasında uzlaştırıcı bir söylem bulur. D) Yaşamın çelişkilerini ortaya koyucu ve çözümleyici bir üslup sergiler. E) Dünyadaki haksızlıklara karşı duyduğu sorumlulu- ğu şiir diliyle yansıtır.

7. Türkmenler Oğuz Türkü olarak bilinir ve Orta Asya ola- rak adlandırılan, Ana Yurt da denilen bölgede yaşarlar.) Tarihsel süreç içerisinde bu bölgede yaşanan savaşlar ve iktidar mücadelelerinin gölgesinde yaşam süren Türkmenler, büyük bir coğrafyaya yayılım göstermişlerdir. () Bu yayılım içinde Türkmenler, bazı ülkeleri yönetecek biçimde büyük devletler ve imparatorluklar kurmuşlar veya bazı büyük dev- letlerin altında günümüze kadar hayatlarını sürdürmüşlerdir. (IV) Türkmen topluluklarının bazıları yıllarca ayrı ülkelerde, farklı yönetimler altında zor koşullarda yaşamalarına rağmen kendi geleneklerini, dinlerini, kültürel ve siyasi varlıklarını sürdürmeyi başarabilmişlerdir. (V) Lehçe ve konuşma biçim- lerinden tutun geleneksel sosyal yaşamlarına kadar olan özelliklerin birçoğu aynıdır. (VI) Birçok toplulukta konuşulan Türkçe, diğer topluluklar tarafından hâlâ anlaşılıyorsa birçok özelliğinin aynı olduğu daha iyi anlaşılabilir. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine anlatıma uygun olarak, "Nitekim hâlâ bu toplulukların gelenekleri, yaşa- yış biçimleri ve kültürel geçmişleri ayrı coğrafyada olmasına rağmen birbirlerine çok benzemektedir." cümlesi getirilebilir? A 11 C) IV DIV ETVI

1. Sonraları, daha uzun süreli dalış yapabilmeyi sağlayan dalgıç çanlarının icat edildiği biliniyor ama bu yöntem de dalgıçların daha derine ulaş- malarını sağlamadı. II. Insanoğlu için denizin altında neler olduğunu öğ- renmek her zaman dayanılmaz bir tutku olmuş, bu tutku dalış tekniklerinin gelişiminde önemli rol oynamıştır. 2 III. Teknolojinin gelişmesiyle oksijen tüplerinin keşfi ise dalış dünyasında yeni bir çığır açtı. IV. Mavi derinlikleri keşfetmek için ilk olarak nefes tutma yöntemi geliştirilmiş fakat bu yöntemle ancak sınırlı sürede ve belirli bir derinliğe dalış yapılabilmişti. V. İnsanın bilinmeyeni keşfetme merakı, uygarlığın oluşumu için önemli bir itici güç ve denizler de bilinmeyen yönleriyle merak uyandırmış. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangi- si baştan dördüncü olur?

11. (1) Sokağın hemen girişinde bir eskici bulunuyordu (II) Bu eskici öyle biriydi ki herhangi bir ücret talep derdi. etmez, ne zaman istersen o zaman getir Eskicilik tarihi çok eskilere dayanan bir gelenektir (IV) Mahalle başlarında eskici diye bağıran ve tüm mahalleyi ayağa kaldıran bu kimseler geleneğin es kiliğinden haberdar mi bilmem ama yaptıkları işin önemi çok net ortadadır. (V) Bu durumda eskicilerin işlerinin ne denli köklü olduğu bir daha ortaya çıkmış oluyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangis düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I. B) II, C) III. JU D) IV. E) V. E çª 2 E ra P E

6. (1) Geceleri ekranlardan yansıyan beyaz ışıkla parlayan yüzler, bıkmadan usanmadan saatlerce sürdürülen oyun seansları, bir an bile sıkılmadan hep aynı şeyleri yapıyor gibi görünmek... (II) Saat- lerini bilgisayar oyunları başında geçirmenin neden bu kadar cazip göründüğünü çoğumuz anlamıyoruz. (III) Bunu başarıyı engelleyen, sosyal hayatı kesintiye uğratan bir olgu olarak görüyoruz.((IV) Acaba bu algıda önemli bir değişimin eşiğine gelmiş olabilir miyiz? (V) Profesyonel bilgisayar oyunculuğu dünyanın pek çok yerinde artık bir spor dalı olarak kabul ediliyor. Adı da e-spor. (VI) Tıpkı diğer mücadele sporlarında olduğu gibi, e-sporda da kazanan her bir sporcunun arkasında kaybeden onlarcası var. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragrafın giriş cümlesi numaralanmış cümlelerden hangisi olur? A) II. Cafe B) III. C) IV. D) V. E) VI. 8.