Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

dir-
mesi
biri
Firini
Filli
dir.
8
Jeufief waw
23 Mitten Efsaneye doğru gelişen çizgide mitik tefekkürdeki
pek çok unsur daha sonraları masal, efsane, hikâye
başta olmak üzere bütün kültürel üretim formlarına
geçmişlerdir. Türk mitik tefekküründe kozmolojik
anlatılarda başlangıçta bitişik olan yer ve gök ayrıldıktan
sonra ortaya gök, yer ve yer altı olarak üçlü bir yapı
çıkmıştır. Aslında bu üçlü yapı aynı özden açılmış
fenomenlerdir. Bu yapıyı daha sonra Türk boy ve kabile
ayrışmalarında mistik bir unsur olarak Oğuz Kağan
Destanı'nda, Üçoklar oluşumunda görmek mümkündür.
İslamiyet'ten sonra aynı yapının üçler, yediler, kırklar
gibi formülistik sayıların temsil ettiği bir aziz kişilikler
hiyerarşisinde yer aldığı görülür. Burada mitsel motifin
tarihsel süreç içerisindeki tabakalaşması söz konusudur.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılabilir?
A) Efsane, hikâye ve masal türlerinde en önemli unsurun
mitoloji olduğuna
B) Türk mitolojisinin yer ve gök anlatısı üzerine kuruldu-
ğuna
C) Mitsel unsurların farklı zamanlarda varyantlarıyla
karşımıza çıkabileceğine
D) Oğuz Kaan Destanı'nın mistik unsurların tamamını
içerisinde barındırdığına
E) Geçmişten günümüzü tüm edebi türler içerisinde
mitolojik ögelerin farklı şekillerde yer aldığına
Diğer sayfaya geçiniz.
25
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
dir- mesi biri Firini Filli dir. 8 Jeufief waw 23 Mitten Efsaneye doğru gelişen çizgide mitik tefekkürdeki pek çok unsur daha sonraları masal, efsane, hikâye başta olmak üzere bütün kültürel üretim formlarına geçmişlerdir. Türk mitik tefekküründe kozmolojik anlatılarda başlangıçta bitişik olan yer ve gök ayrıldıktan sonra ortaya gök, yer ve yer altı olarak üçlü bir yapı çıkmıştır. Aslında bu üçlü yapı aynı özden açılmış fenomenlerdir. Bu yapıyı daha sonra Türk boy ve kabile ayrışmalarında mistik bir unsur olarak Oğuz Kağan Destanı'nda, Üçoklar oluşumunda görmek mümkündür. İslamiyet'ten sonra aynı yapının üçler, yediler, kırklar gibi formülistik sayıların temsil ettiği bir aziz kişilikler hiyerarşisinde yer aldığı görülür. Burada mitsel motifin tarihsel süreç içerisindeki tabakalaşması söz konusudur. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Efsane, hikâye ve masal türlerinde en önemli unsurun mitoloji olduğuna B) Türk mitolojisinin yer ve gök anlatısı üzerine kuruldu- ğuna C) Mitsel unsurların farklı zamanlarda varyantlarıyla karşımıza çıkabileceğine D) Oğuz Kaan Destanı'nın mistik unsurların tamamını içerisinde barındırdığına E) Geçmişten günümüzü tüm edebi türler içerisinde mitolojik ögelerin farklı şekillerde yer aldığına Diğer sayfaya geçiniz. 25
25. Şiire okur olmanın ilk basamağı, şiire duyulan sevgi ve
güven duygusudur. (1) Ikinci ve esas basamağı ise şiirin
çözeceği bir derde sahip olmaktır. (II) Biz bu durumlara
şiirle buluşma durumları diyoruz, gerçek anlamdaki şiir
okuru şiirle buluşur. (III) Onu arar, sorar, adresini öğrenir,
zamanını kollar, mekânını keşfeder ve ona doğru gider;
emin ve kararlı bir gidiştir bu. (IV) Şiirin gidişatıyla ilgili
birçok edebiyatçı farklı yorumlara ve tespitlere sahiptir.
(V) Bilinç, bütün hâlleriyle kendini bu gidişe hazırlar ve
varlığını yekpare bir hâlde ona odaklar, böylece gerçek
anlamda bir yaratış için gerekli şartlar oluşmuş olur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I.
B) II.
C) III.
0
D) IV.
(E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
25. Şiire okur olmanın ilk basamağı, şiire duyulan sevgi ve güven duygusudur. (1) Ikinci ve esas basamağı ise şiirin çözeceği bir derde sahip olmaktır. (II) Biz bu durumlara şiirle buluşma durumları diyoruz, gerçek anlamdaki şiir okuru şiirle buluşur. (III) Onu arar, sorar, adresini öğrenir, zamanını kollar, mekânını keşfeder ve ona doğru gider; emin ve kararlı bir gidiştir bu. (IV) Şiirin gidişatıyla ilgili birçok edebiyatçı farklı yorumlara ve tespitlere sahiptir. (V) Bilinç, bütün hâlleriyle kendini bu gidişe hazırlar ve varlığını yekpare bir hâlde ona odaklar, böylece gerçek anlamda bir yaratış için gerekli şartlar oluşmuş olur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I. B) II. C) III. 0 D) IV. (E) V.
23. Insan ilişkilerinde güler yüzün ne kadar önemli ve gerekli
olduğunu günlük hayatımızda acı tecrübeler yaşayarak
öğrenmişizdir. Güler yüz göstermek, aynı zamanda
karşınızdakine değer verdiğinizi ifade etmektir. Abus
çehre ise üstünlük taslamaktır. Peygamberimiz, bir gün
sadaka vermeyi telkin ederken "Verecek bir şeyimiz yok
ya Resulallah!" diyenlere de "İnsanlara tebessüm etmeniz
de bir sadakadır." buyurmuştur. Kemale ermiş insanların
kalplerindeki temiz duyguları, yüzlerine tebessüm olarak
yansır. Onların gözlerinin içi güler, yüzleri aydınlıktır,
çevrelerine huzur ve neşe verirler. Abus çehre ise
zehirleyicidir. Mevlana "Kavga etmek, suratını ekşitmek,
şükür değildir. Şükretmek surat ekşitmeden ibaretse sirke
gibi şükreden yok!" demekle haklı değil mi?
10
ment
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Karşılaştırma yapılmıştır.
B) Yer yer mecazlı söyleyişler vardır.
C) Düşünceyi geçerli kılmak için birden fazla tanık
göstermeden yararlanılmıştır.
D) Duyularla algılanabilen ayrıntılardan fazlaca
yararlanılarak tasvirler yapılmıştır.
Okura bir düşünceyi kabul ettirmek amacıyla tartışmacı
anlatımdan yararlanılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. Insan ilişkilerinde güler yüzün ne kadar önemli ve gerekli olduğunu günlük hayatımızda acı tecrübeler yaşayarak öğrenmişizdir. Güler yüz göstermek, aynı zamanda karşınızdakine değer verdiğinizi ifade etmektir. Abus çehre ise üstünlük taslamaktır. Peygamberimiz, bir gün sadaka vermeyi telkin ederken "Verecek bir şeyimiz yok ya Resulallah!" diyenlere de "İnsanlara tebessüm etmeniz de bir sadakadır." buyurmuştur. Kemale ermiş insanların kalplerindeki temiz duyguları, yüzlerine tebessüm olarak yansır. Onların gözlerinin içi güler, yüzleri aydınlıktır, çevrelerine huzur ve neşe verirler. Abus çehre ise zehirleyicidir. Mevlana "Kavga etmek, suratını ekşitmek, şükür değildir. Şükretmek surat ekşitmeden ibaretse sirke gibi şükreden yok!" demekle haklı değil mi? 10 ment Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Karşılaştırma yapılmıştır. B) Yer yer mecazlı söyleyişler vardır. C) Düşünceyi geçerli kılmak için birden fazla tanık göstermeden yararlanılmıştır. D) Duyularla algılanabilen ayrıntılardan fazlaca yararlanılarak tasvirler yapılmıştır. Okura bir düşünceyi kabul ettirmek amacıyla tartışmacı anlatımdan yararlanılmıştır.
16. The Doors grubunun bu kadar yıldır dinleniyor olmasını,
daha önce hiçbir yerde duyulmamış bir şarkısının gün
yüzüne çıkmasının yarattığı heyecanı neye bağlamalı?
Bu hayatı kısa, müziği uzun grubun devam eden
popülerliğinde, hem albümlerinde hem de konserlerinde
yarattığı benzersiz atmosferin önemli bir etkiye sahip
olduğu açık.
Bu parçádaki altı çizili sözle The Doors grubunun
anlatılmak istenen özelliği aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Ortaya koyduğu müzik bakımından diğer gruplardan
ayrılması
B Erken dağılmış olsa da eserlerinin hâlâ dinlenivor
olması
Müzik piyasasındaki yerini, verdiği konserlerle yıllar
cinde pekiştirmesi
sikisex
Urettikleri eserlerin kıymetinin zamanla anlaşılmaya
başlaması
X
ilk albümlerinin her yaştan müzik dinleyicisine hitap
etmesi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
16. The Doors grubunun bu kadar yıldır dinleniyor olmasını, daha önce hiçbir yerde duyulmamış bir şarkısının gün yüzüne çıkmasının yarattığı heyecanı neye bağlamalı? Bu hayatı kısa, müziği uzun grubun devam eden popülerliğinde, hem albümlerinde hem de konserlerinde yarattığı benzersiz atmosferin önemli bir etkiye sahip olduğu açık. Bu parçádaki altı çizili sözle The Doors grubunun anlatılmak istenen özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Ortaya koyduğu müzik bakımından diğer gruplardan ayrılması B Erken dağılmış olsa da eserlerinin hâlâ dinlenivor olması Müzik piyasasındaki yerini, verdiği konserlerle yıllar cinde pekiştirmesi sikisex Urettikleri eserlerin kıymetinin zamanla anlaşılmaya başlaması X ilk albümlerinin her yaştan müzik dinleyicisine hitap etmesi
şey-
kdir edil-
bul edildiğini
ir eş, düşün-
olduğumuzu
pekiştirmek
, borç verir,
Z.
soruların
tadır?
yiz?
ir ölçüsü
sizce?
z?
Paragraf Bilgisi
9. Salt kendi sesine, kendi içine kilitlenmiş sanatçı-
lar, serüvenlerini sürekli ve kalıcı kılamazlar. Bir
süre sonra da sahiciliklerini yitirirler. Birkaç iş ka-
dardır bütün ömürleri. Neden birçok yazar bir iki
kitapla biter, neden bir yönetmen birkaç filmden
sonra söner, kimi oyuncular neden hep aynı ka-
rakterleri canlandırarak yaşlanırlar?
Bu parçanın son cümlesindeki soruların yanı-
tı parçanın bütünü göz önüne alındığında aşa-
ğıdakilerden hangisi olamaz?
Başkalariyla aynı duyguları paylaşmadıkların-
Başkala
dan
A)
B)) Başkalarının ürettiklerinden yararlanmadıkla-
rindan
C) Başkalarının zenginliklerinden kör ihtirasları
uğruna vazgeçtiklerinden V
D) Başkalarının güzelliklerinden heyecanlanma-
dıklarından
V
E) Başkalarının yarattığı değerlere kapılarını ka-
pattıklarından.
11. Bu
din
ec
yo
bi
ri
B
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
şey- kdir edil- bul edildiğini ir eş, düşün- olduğumuzu pekiştirmek , borç verir, Z. soruların tadır? yiz? ir ölçüsü sizce? z? Paragraf Bilgisi 9. Salt kendi sesine, kendi içine kilitlenmiş sanatçı- lar, serüvenlerini sürekli ve kalıcı kılamazlar. Bir süre sonra da sahiciliklerini yitirirler. Birkaç iş ka- dardır bütün ömürleri. Neden birçok yazar bir iki kitapla biter, neden bir yönetmen birkaç filmden sonra söner, kimi oyuncular neden hep aynı ka- rakterleri canlandırarak yaşlanırlar? Bu parçanın son cümlesindeki soruların yanı- tı parçanın bütünü göz önüne alındığında aşa- ğıdakilerden hangisi olamaz? Başkalariyla aynı duyguları paylaşmadıkların- Başkala dan A) B)) Başkalarının ürettiklerinden yararlanmadıkla- rindan C) Başkalarının zenginliklerinden kör ihtirasları uğruna vazgeçtiklerinden V D) Başkalarının güzelliklerinden heyecanlanma- dıklarından V E) Başkalarının yarattığı değerlere kapılarını ka- pattıklarından. 11. Bu din ec yo bi ri B
Palm
8.
Fikrimizi açıkça söyleyelim: Bu gibi fikir
ekollerinin esas amaçlarını hepimiz biliriz.
Bilim insanlarının iddiasına bakılırsa kaina-
tin esası olarak, madde ve kuvvet mevcut-
tur. Mekanik kuvvet, "molekül❞lere dönü-
şerek ısı, ışık, elektrik, sinirsel ve zihinsel
faaliyetler şeklinde ortaya çıkıyor ve hayata
ilişkin bütün olaylar, istisnasız, bu kuvvetin
çeşitli şekillerdeki ortaya çıkışı olarak kabul
ediliyor. Her şey o kadar açık ve anlaşılır
ki eğer hayat hakikaten bu kadar sade ve
somut ise başımızı iki elimizin arasına alıp
biraz düşünmemiz gerekir.
Yazar, bu parçada aşağıdaki düşünce-
lerden hangisine karşı çıkmaktadır?
Bilimin hızla gelişip insan hayatını etki-
lemesine
B) Bilim adamlarının hayatın anlamını zor-
laştırmasına
C) Hayatın tüm yönlerinin maddeyle izah
edilmesine
Hayatın anlaşılması için çaba gösteril-
memesine
Hayatın gün geçtikçe mekanikleşmesine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Palm 8. Fikrimizi açıkça söyleyelim: Bu gibi fikir ekollerinin esas amaçlarını hepimiz biliriz. Bilim insanlarının iddiasına bakılırsa kaina- tin esası olarak, madde ve kuvvet mevcut- tur. Mekanik kuvvet, "molekül❞lere dönü- şerek ısı, ışık, elektrik, sinirsel ve zihinsel faaliyetler şeklinde ortaya çıkıyor ve hayata ilişkin bütün olaylar, istisnasız, bu kuvvetin çeşitli şekillerdeki ortaya çıkışı olarak kabul ediliyor. Her şey o kadar açık ve anlaşılır ki eğer hayat hakikaten bu kadar sade ve somut ise başımızı iki elimizin arasına alıp biraz düşünmemiz gerekir. Yazar, bu parçada aşağıdaki düşünce- lerden hangisine karşı çıkmaktadır? Bilimin hızla gelişip insan hayatını etki- lemesine B) Bilim adamlarının hayatın anlamını zor- laştırmasına C) Hayatın tüm yönlerinin maddeyle izah edilmesine Hayatın anlaşılması için çaba gösteril- memesine Hayatın gün geçtikçe mekanikleşmesine
Palme Yayınevi
9.
D) Dünyada kendini kabul ettirebildiği
E) Yönetmen sayısının çok az olduğu
Gününde gürültü koparan, hakkında epey-
ce söz edilen kimi olaylar, zamanla yerini bir
başka habere, olaya, yaygara koparacak flaş
haberlere bırakır. Sonra da bu haber yığınları-
nın üstüne daha başka şeyler geçer. Aradan
geçen sürede pek çok şey unutulur gider.
Ama Doğan Hızlan gibi yazarların yazdıkları,
güncelin kalbini ortaya koyar. Gazete haberi
olarak unutulsalar bile, kimi haberler, olaylar
böyle yazarların yazılarında edebiyat değeri
kaza arak unutulmamak üzere belleklere ka-
zınırlar.
Bu parçada sözü edilen yazarların en
önemli özelliği, aşağıdakilerin hangisin-
de tam olarak verilmiştir?
A) Gündemi belirleyen olayların can alıcı
noktasını, ustaca bir anlatımla ortaya
koyabilmeleri
B) Belirli bir kesimin değil, toplumun tüm
kesimlerinin ilgileneceği konulara yö-
nelmeleri
C) İnsanların vicdanında derin izler bıra-
kan olayları nedenleriyle birlikte ele al-
maları
D) Her gün yaşanan birtakım olaylara si-
radan bir insan gibi değil, bir sanatçı
gözüyle bakmaları
Bazı gazete yazılarını kitaplaştırarak o
olayları unutmamamıza yardımcı olma-
ları
bilimsel bile
gerekliliğin
Bu para
şünce, "
dirme an
mesi"dir
paragraf
le ulaşıla
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Palme Yayınevi 9. D) Dünyada kendini kabul ettirebildiği E) Yönetmen sayısının çok az olduğu Gününde gürültü koparan, hakkında epey- ce söz edilen kimi olaylar, zamanla yerini bir başka habere, olaya, yaygara koparacak flaş haberlere bırakır. Sonra da bu haber yığınları- nın üstüne daha başka şeyler geçer. Aradan geçen sürede pek çok şey unutulur gider. Ama Doğan Hızlan gibi yazarların yazdıkları, güncelin kalbini ortaya koyar. Gazete haberi olarak unutulsalar bile, kimi haberler, olaylar böyle yazarların yazılarında edebiyat değeri kaza arak unutulmamak üzere belleklere ka- zınırlar. Bu parçada sözü edilen yazarların en önemli özelliği, aşağıdakilerin hangisin- de tam olarak verilmiştir? A) Gündemi belirleyen olayların can alıcı noktasını, ustaca bir anlatımla ortaya koyabilmeleri B) Belirli bir kesimin değil, toplumun tüm kesimlerinin ilgileneceği konulara yö- nelmeleri C) İnsanların vicdanında derin izler bıra- kan olayları nedenleriyle birlikte ele al- maları D) Her gün yaşanan birtakım olaylara si- radan bir insan gibi değil, bir sanatçı gözüyle bakmaları Bazı gazete yazılarını kitaplaştırarak o olayları unutmamamıza yardımcı olma- ları bilimsel bile gerekliliğin Bu para şünce, " dirme an mesi"dir paragraf le ulaşıla
7. Genel olarak erkeklerin mizah anlayışı açık ve
saldırgandır. Kısa zamanda sonuç almaya bakan
bir doğrudanlık taşır. Aşağılamaya, küçük görme-
ye açıktır. Kadın mizahı ise daha çok zamanla
kana karışan zehir etkisi yapar. İnceliklerle, sinsi-
likler bir arada sarmalanır. "İma" dozu yüksektir.
Bütün bunların bir araya gelişi geleneksel mizah
anlayışının dışında onun "alımlama" eşiğini yük-
seltir. Mizahtan kaba güldürüyü anlayanlar bunla-
rin mizah olduğunu fark etmez.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz
edilmemiştir?
A) Kadın mizahının üstü kapalı bir tarzda yapıl-
dığına v
B) Erkeklerin espri anlayışının daha doğrudan
olduğuna
C) Kadınların ince espri tarzının sosyal ilişkiler-
deki getirilerine V
D) Kadınların mizahının geleneksel anlayışın dı-
şına çıktığına ✓
E) Mizahı basit güldürü olarak algılayanların ka-
dinlarin mizahını anlayamayacaklarına
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Genel olarak erkeklerin mizah anlayışı açık ve saldırgandır. Kısa zamanda sonuç almaya bakan bir doğrudanlık taşır. Aşağılamaya, küçük görme- ye açıktır. Kadın mizahı ise daha çok zamanla kana karışan zehir etkisi yapar. İnceliklerle, sinsi- likler bir arada sarmalanır. "İma" dozu yüksektir. Bütün bunların bir araya gelişi geleneksel mizah anlayışının dışında onun "alımlama" eşiğini yük- seltir. Mizahtan kaba güldürüyü anlayanlar bunla- rin mizah olduğunu fark etmez. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? A) Kadın mizahının üstü kapalı bir tarzda yapıl- dığına v B) Erkeklerin espri anlayışının daha doğrudan olduğuna C) Kadınların ince espri tarzının sosyal ilişkiler- deki getirilerine V D) Kadınların mizahının geleneksel anlayışın dı- şına çıktığına ✓ E) Mizahı basit güldürü olarak algılayanların ka- dinlarin mizahını anlayamayacaklarına
3. Grönlând dünyanın geri kalanının iki katı hızla isi-
nıyor. Uydu ölçümleri yeryüzünün tatlı suyunun
neredeyse %7'sini barındıran bir dev buz örtüsü-
nün her yıl yaklaşık 200 kilometreküp küçüldüğünü
gösteriyor. Eriyen buzlar ısınmayı daha da hızlan-
dırıyor. Eğer gelecek yüzyıllarda Grönlând bütün
buzları erirse deniz seviyesi 7 metreden fazla yük-
selerek dünya genelinde tüm kıyı kesimlerini sular
altında bırakacak.
Parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerinden
hangisi kullanılmıştır?
A) Örnekleme
B) Sayısal verilerden yararlanma
C) Benzetme
D) Karşılaştırma
E) Açıklama
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Grönlând dünyanın geri kalanının iki katı hızla isi- nıyor. Uydu ölçümleri yeryüzünün tatlı suyunun neredeyse %7'sini barındıran bir dev buz örtüsü- nün her yıl yaklaşık 200 kilometreküp küçüldüğünü gösteriyor. Eriyen buzlar ısınmayı daha da hızlan- dırıyor. Eğer gelecek yüzyıllarda Grönlând bütün buzları erirse deniz seviyesi 7 metreden fazla yük- selerek dünya genelinde tüm kıyı kesimlerini sular altında bırakacak. Parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangisi kullanılmıştır? A) Örnekleme B) Sayısal verilerden yararlanma C) Benzetme D) Karşılaştırma E) Açıklama
İnsanı insana anlatan, insana seslenen, in-
sanı daha da insanlaştırmayı amaç edinen
edebiyat eserleri, belli bir toplumun özel di-
liyle yazıldığı için, önce onun duygu ve dü-
şüncelerini iletir gibidir. Gerçek bir edebi-
yat eseri için asıl sakınca, yerel ve bölgesel
kalmaktır. Edebî yapıtlar bir dilden ötekine
çevrilebilir, çoğaltılabilir. Evrenselliği ora-
nında kalıcı bir nitelik kazanabilir.
Bu parçada asıl vurgulanan aşağıdaki-
lerden hangisidir?
Edebiyat eserleri insanı insana anlatır.
B) Gerçek bir eser yerel ve bölgeselle si-
Inırlı olmayandır.
E)
E)
Bir edebiyat eseri ulusallığı ifade ettiği
oranda başarılıdır.
Edebiyat eserleri bir dilden başka bir
dile çevrilebilir.
Edebiyat eseri belli bir toplumun diliyle
yazılsa da evrenseli yakaladığı oranda
yaşar.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
İnsanı insana anlatan, insana seslenen, in- sanı daha da insanlaştırmayı amaç edinen edebiyat eserleri, belli bir toplumun özel di- liyle yazıldığı için, önce onun duygu ve dü- şüncelerini iletir gibidir. Gerçek bir edebi- yat eseri için asıl sakınca, yerel ve bölgesel kalmaktır. Edebî yapıtlar bir dilden ötekine çevrilebilir, çoğaltılabilir. Evrenselliği ora- nında kalıcı bir nitelik kazanabilir. Bu parçada asıl vurgulanan aşağıdaki- lerden hangisidir? Edebiyat eserleri insanı insana anlatır. B) Gerçek bir eser yerel ve bölgeselle si- Inırlı olmayandır. E) E) Bir edebiyat eseri ulusallığı ifade ettiği oranda başarılıdır. Edebiyat eserleri bir dilden başka bir dile çevrilebilir. Edebiyat eseri belli bir toplumun diliyle yazılsa da evrenseli yakaladığı oranda yaşar.
6.
Bunu kabul etmek; bir yandan her kişinin, öbür yandan
da her sanatçının aynı anlayış seviyesinde olduğunu söy-
lemek olmaz mı? İnsanların yalnız düşünceleriyle değil,
zevkleriyle de birbirinden ayrıldığını; sanat kişiliklerinin
yalnız görgü ve bilgi ile değil, yaradılıştan gelen sebep-
lerle de oluştuğunu düşünürsek bir sanat eserinin herkes
tarafından anlaşılmamasını doğal karşılarız. Bu doğal-
lik, toplumun durumuna uygun olduğu gibi, sanatın da
yapısına uygundur. Herkesin, yani toplumun dileğini tu-
tan, tuttuğu için de bir sanat değeri taşıyan eser görül-
müş müdür?
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
söylenmiş olabilir?
A) Bir yazar olarak her düzeyde okurun anlayabildiği
eserlerin gerçek sanat eseri olamayacağı görüşünü
kabul ediyor musunuz?
B) Her okurun bilgi düzeyi, anlayışı ve beğenisine sesle-
nebilen bir yapıt olamayacağını mı söylemek istiyor-
sunuz?
C) Bir yazarın, kendi düşüncelerini yapıtları aracılığıyla
okura kabul ettirmeye çalışmasını doğru buluyor mu-
sunuz?
D) Okur, bir eserde öncelikle kendi duygularını mı gör-
mek ister sizce?
E) Sanat eserlerinin herkes tarafından anlaşılması ge-
rektiği düşüncesine katılıyor musunuz?
7.
bry yayınları
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Bunu kabul etmek; bir yandan her kişinin, öbür yandan da her sanatçının aynı anlayış seviyesinde olduğunu söy- lemek olmaz mı? İnsanların yalnız düşünceleriyle değil, zevkleriyle de birbirinden ayrıldığını; sanat kişiliklerinin yalnız görgü ve bilgi ile değil, yaradılıştan gelen sebep- lerle de oluştuğunu düşünürsek bir sanat eserinin herkes tarafından anlaşılmamasını doğal karşılarız. Bu doğal- lik, toplumun durumuna uygun olduğu gibi, sanatın da yapısına uygundur. Herkesin, yani toplumun dileğini tu- tan, tuttuğu için de bir sanat değeri taşıyan eser görül- müş müdür? Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Bir yazar olarak her düzeyde okurun anlayabildiği eserlerin gerçek sanat eseri olamayacağı görüşünü kabul ediyor musunuz? B) Her okurun bilgi düzeyi, anlayışı ve beğenisine sesle- nebilen bir yapıt olamayacağını mı söylemek istiyor- sunuz? C) Bir yazarın, kendi düşüncelerini yapıtları aracılığıyla okura kabul ettirmeye çalışmasını doğru buluyor mu- sunuz? D) Okur, bir eserde öncelikle kendi duygularını mı gör- mek ister sizce? E) Sanat eserlerinin herkes tarafından anlaşılması ge- rektiği düşüncesine katılıyor musunuz? 7. bry yayınları
4.
Sosyal bir grubu, grup yapan nedir? Amaçlar, çıkarlar, inançlar... Bunlar grubun varlık kazanarak bir arada olmasını, grubun
dağılmamasını sağlayan ortak değerlerdir. Ortak amaçlar, ortak çıkarlar bir grubu "biz" duygusuyla birleştiren birer yapıştırıcı-
dir âdeta. Mikro düzeyde grup için söylenenleri, makro düzeyde toplum için de söyleyebilir miyiz? Evet; toplumları bir arada
tutan, diğer toplumlardan farklı kılan, daha doğrusu bir toplumu özgünleştirerek var eden, o toplumda yaşayan insanların ortak
inançları, çıkarları, amaçlarıdır.
Bu parçadan çıkarılabilecek en genel yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her toplum, ortak amaçlar için birleşmiş küçük gruplardan oluşur.
B) Her toplum, var olabilmek için ortak değerlere gereksinim duyar ve bu değerler toplumu diğer kültürlerden ayırır.
C) Bireyler arasındaki dayanışma, toplumun ayakta kalmasını sağlar.
D) Toplumun gelişmesini sağlayan en önemli etken, toplumu oluşturan bireyler arasında kurulmuş olan güçlü bağlardır.
E) Ortak değerler üstüne kurulmayan toplumlar, diğer toplumlara üstünlük sağlayamaz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Sosyal bir grubu, grup yapan nedir? Amaçlar, çıkarlar, inançlar... Bunlar grubun varlık kazanarak bir arada olmasını, grubun dağılmamasını sağlayan ortak değerlerdir. Ortak amaçlar, ortak çıkarlar bir grubu "biz" duygusuyla birleştiren birer yapıştırıcı- dir âdeta. Mikro düzeyde grup için söylenenleri, makro düzeyde toplum için de söyleyebilir miyiz? Evet; toplumları bir arada tutan, diğer toplumlardan farklı kılan, daha doğrusu bir toplumu özgünleştirerek var eden, o toplumda yaşayan insanların ortak inançları, çıkarları, amaçlarıdır. Bu parçadan çıkarılabilecek en genel yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Her toplum, ortak amaçlar için birleşmiş küçük gruplardan oluşur. B) Her toplum, var olabilmek için ortak değerlere gereksinim duyar ve bu değerler toplumu diğer kültürlerden ayırır. C) Bireyler arasındaki dayanışma, toplumun ayakta kalmasını sağlar. D) Toplumun gelişmesini sağlayan en önemli etken, toplumu oluşturan bireyler arasında kurulmuş olan güçlü bağlardır. E) Ortak değerler üstüne kurulmayan toplumlar, diğer toplumlara üstünlük sağlayamaz.
13. Başarı, kişinin kendisiyle ilgili bir durumun değiş-
tirilmesine, geliştirilmesine yönelik olarak sorumlu-
luk alması, harekete geçmesi ve hedefe ulaşması-
dır. Hayatta yaşanan değişimleri başarı sayabilmek
için en önemli koşul, kişinin engelleri kendi çaba-
sıyla aşmasıdır. Buna göre, ülkenin zengin iş ada-
mının oğlunun mağazalar zincirini yönetmesi bir
başarı sayılamaz. Oysa bir simitçi, sıkı çalışarak
kazandığı parayla simit fırını kurarsa bu bir başa-
rıdır.
Parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerinden
hangisi kullanılmıştır?
A) Benzetme
C) Öyküleme
E) Açıklama
B) Tartışma
D) Betimleme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
13. Başarı, kişinin kendisiyle ilgili bir durumun değiş- tirilmesine, geliştirilmesine yönelik olarak sorumlu- luk alması, harekete geçmesi ve hedefe ulaşması- dır. Hayatta yaşanan değişimleri başarı sayabilmek için en önemli koşul, kişinin engelleri kendi çaba- sıyla aşmasıdır. Buna göre, ülkenin zengin iş ada- mının oğlunun mağazalar zincirini yönetmesi bir başarı sayılamaz. Oysa bir simitçi, sıkı çalışarak kazandığı parayla simit fırını kurarsa bu bir başa- rıdır. Parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangisi kullanılmıştır? A) Benzetme C) Öyküleme E) Açıklama B) Tartışma D) Betimleme
9. Sonbahar bitmiş ve kara kış kapıya dayanmıştır.
Kışı iliklerimize kadar hissetmeye başlamıştık. So.
ğuk resmen içimize işliyordu. Soğuk sebebi ile teni.
miz mahvoluyordu ve bunun yanında tüm yollar da
kar sebebi ile kapanıyor her gece yıldırımlar düşü-
rüyordu. Yavaş yavaş biraz daha acımasız yüzü-
nü gösteriyordu. Sokakta kalmış olan insanlar için
yapılan barakayı yerinden söküyor, yıllanmış çınar
ağacına kafa tutuyordu.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili verilen bilgilerden
hangisi yanlıştır?
A) Kişileştirme yapılmıştır.
B) Benzetmeye başvurulmuştur.
C) Örneklemeye yer verilmiştir.
D) Deyimlerden yararlanılmıştır.
E) Öykülemeye başvurulmuştur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Sonbahar bitmiş ve kara kış kapıya dayanmıştır. Kışı iliklerimize kadar hissetmeye başlamıştık. So. ğuk resmen içimize işliyordu. Soğuk sebebi ile teni. miz mahvoluyordu ve bunun yanında tüm yollar da kar sebebi ile kapanıyor her gece yıldırımlar düşü- rüyordu. Yavaş yavaş biraz daha acımasız yüzü- nü gösteriyordu. Sokakta kalmış olan insanlar için yapılan barakayı yerinden söküyor, yıllanmış çınar ağacına kafa tutuyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A) Kişileştirme yapılmıştır. B) Benzetmeye başvurulmuştur. C) Örneklemeye yer verilmiştir. D) Deyimlerden yararlanılmıştır. E) Öykülemeye başvurulmuştur.
7. Leopar: Kedigiller ailesinden, Asya ve Afrika'da
yaşayan yırtıcı bir memeli. Pars veya Panter ola-
rak da bilinir. Kaplan ve aslandan daha küçük ve
hafiftir. Kuyrukla beraber 210-270 cm boyunda,
50 kg kadar ağırlıktadır. Ağırlığı 90 kg gelenlerine
pek az rastlanır. Postu açık sarı olup, sırt ve yan
taraflarında siyah halka şeklinde benekler bulunur.
Beneklerin orta kısımları post renginden daha ko-
yudur. Beneklerinden dolayı bazen çita ve jaguar
ile karıştırılır. Leoparın benekleri halkalı, çitada ise
doludur. Ayrıca, çitanın gözlerinin altından çenele-
rine doğru birer siyah çizgi uzanır.
Parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerinden
hangisi kullanılmıştır?
A) Açıklama
C) Tanımlama
B) Tartışma
D) Betimleme
E) Öyküleme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Leopar: Kedigiller ailesinden, Asya ve Afrika'da yaşayan yırtıcı bir memeli. Pars veya Panter ola- rak da bilinir. Kaplan ve aslandan daha küçük ve hafiftir. Kuyrukla beraber 210-270 cm boyunda, 50 kg kadar ağırlıktadır. Ağırlığı 90 kg gelenlerine pek az rastlanır. Postu açık sarı olup, sırt ve yan taraflarında siyah halka şeklinde benekler bulunur. Beneklerin orta kısımları post renginden daha ko- yudur. Beneklerinden dolayı bazen çita ve jaguar ile karıştırılır. Leoparın benekleri halkalı, çitada ise doludur. Ayrıca, çitanın gözlerinin altından çenele- rine doğru birer siyah çizgi uzanır. Parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangisi kullanılmıştır? A) Açıklama C) Tanımlama B) Tartışma D) Betimleme E) Öyküleme
Dilin insanı göstermesine -dilin insanı yansıtması-
na değil- insanı cesamete kavuşturmasına, insanın
varlığını tayin etmesine şiir; insanın başka insan-
larla anlaşırken dünyayı tarif etmesine, dünya hak-
kında malumat vermesine de felsefe denir, diyebili-
riz. Etimolojiyi hesaba katarak söyleyecek olursak
hikmet sevgisi... O hikmet sevgisi; insanların dünya
hakkında, dünyanın durumları ve gidişatı hakkın-
da insandan insana bilgi ulaştırma sevgisi olarak
kendini göstermiştir. Ama şiir bunun ikincil bir şey
olduğunu, asıl şeyin insanın kendisini dile sokması,
insanın dil aracılığıyla kendine bir varlık alanı tah-
sis etmesi meselesi olduğunu söyler.
Parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerinden
hangisi kullanılmıştır?
A) Betimleme
B) Örnekleme
C) Tanımlama
D) Açıklama
E) Öyküleme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Dilin insanı göstermesine -dilin insanı yansıtması- na değil- insanı cesamete kavuşturmasına, insanın varlığını tayin etmesine şiir; insanın başka insan- larla anlaşırken dünyayı tarif etmesine, dünya hak- kında malumat vermesine de felsefe denir, diyebili- riz. Etimolojiyi hesaba katarak söyleyecek olursak hikmet sevgisi... O hikmet sevgisi; insanların dünya hakkında, dünyanın durumları ve gidişatı hakkın- da insandan insana bilgi ulaştırma sevgisi olarak kendini göstermiştir. Ama şiir bunun ikincil bir şey olduğunu, asıl şeyin insanın kendisini dile sokması, insanın dil aracılığıyla kendine bir varlık alanı tah- sis etmesi meselesi olduğunu söyler. Parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangisi kullanılmıştır? A) Betimleme B) Örnekleme C) Tanımlama D) Açıklama E) Öyküleme