Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

EL YAYINLARI A INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL YA
5.
(1) Geçmişte bazı yazarlar, geleneksel tiyatromuzdan al-
dıkları bazı özellikleri yetenekleriyle sarıp sarmalayarak
eserlerine yeni boyutlar kazandırmışlardır. (II) Günümüzde
ise içerik-biçim bütünlüğü ortadan kalkmıştır. (III) Özensiz-
ce, hoyratça kullanılan geleneksel ögeler, artık izleyiciye
tat vermemekte, onu şaşırtmamakta ve güldürmemektedir.
(IV) Tekdüzelik içinde yinelene yinelene tiyatromuzu hem
yazarlık hem de sahneye koyuculuk açısından zayıflatmış-
tır. (V) Oysa geleneksel tiyatromuzun içerdiği zenginlikler,
yeteneğini kullanmayı bilen yazarlarımıza bugün de açıktır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
üstü kapalı bir eleştiri söz konusydur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
NLA
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
EL YAYINLARI A INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL YA 5. (1) Geçmişte bazı yazarlar, geleneksel tiyatromuzdan al- dıkları bazı özellikleri yetenekleriyle sarıp sarmalayarak eserlerine yeni boyutlar kazandırmışlardır. (II) Günümüzde ise içerik-biçim bütünlüğü ortadan kalkmıştır. (III) Özensiz- ce, hoyratça kullanılan geleneksel ögeler, artık izleyiciye tat vermemekte, onu şaşırtmamakta ve güldürmemektedir. (IV) Tekdüzelik içinde yinelene yinelene tiyatromuzu hem yazarlık hem de sahneye koyuculuk açısından zayıflatmış- tır. (V) Oysa geleneksel tiyatromuzun içerdiği zenginlikler, yeteneğini kullanmayı bilen yazarlarımıza bugün de açıktır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde üstü kapalı bir eleştiri söz konusydur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. NLA
ş, birtakım
amudan
gruyu
önlemeye
yalanı
olduğunu
akkınız var
dokunmaya
u anladık mi
-unun için
şeli hem de
-lduğunu
larını birer
Döyle
Birtakım
sürmek
masıdır. Bir
la mavi kan
ların
Küçüklere,
mayın
u, kendisi
acunun
yerine
erden
tonguç kampüs
8.
Sanatçı, insanlara sahte dünyalar sunan bir
taklitçi değildir. Tam tersine, insanlara gerçeğin
yanında çok farklı dünyalar ve güzellikler de
sunan; doğada bulunmayan ama olabilir.
güzellikleri de bulan ve bunları ifade eden
kişidir. Sanatçı, bu güzellikleri ifade ederken
aslında kendini de ifade eder. Bu ifade şekli
kendinden bir şeyler katarak sanatını oluşturur.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada
anlatılanları destekler niteliktedir?
A) Sanatçı, gerçeği veya gerçek olabileceği
izlenimi veren şeyi anlatır. Öyleyse sanatın
temel özelliğidir kurgusallık. Her kurgu,
yaratıcısının ürünüdür, yaratıcısını imler. İşte
sanat eseri, gerçeğe veya hayale yaslanan
kurgu ile kurgucu arasındaki bu ilişkinin
ürünüdür.
B) Akıl, insanı insan yapan en önemli özelliktir.
Duygu ise insanın en zayıf yönüdür.
Edebiyat bizi hayattan uzaklaştırır. İnsanı
sonu belli olmayan duygusal bataklıklara
sürükler. Duygusallık, insanları gerçeklerden
koparır. Bundan dolayı da ussal yanımızı
güçlendirerek gerçeğe ulaşacağımız tüm
kapıları açık tutmalıyız.
C) Sanatı doğuran iki neden vardır ve bunların
ikisi de doğal nedenlerdir. Bunlar taklit etme
ve taklitten hoşlanmadır. Bunlar da insanın
doğasının parçasıdır. Çünkü insan,
öğrenmeyi sever. Taklit edilen nesnenin
bilgisini öğrenme isteği ya da kavrama
arzusu nedeniyle insan taklitten haz alır.
D) Yaratıcı, milyarlarca insanın yüzünü ve
huyunu birbirlerinden farklı yaratmıştır.
Sanatçı bunlardan bazılarına odaklanır ve
onu eserine taşırsa gerçek bir sanat eseri
ortaya koymuş olur. Çünkü zaten muhteşem
bir sanatı kopya etmektedir.
E) Doğa en büyük sanat öğretmenidir, der bir
ozan. O yüzden doğayı olduğu gibi
anlatmanın gereğini vurgular. Bu noktada
sanat ortaya çıkar. Bu yüzden sanatçının
çok iyi gözlemci olması, hiçbir ayrıntıyı
gözden kaçırmaması gerekir. Aksi hâlde
gerçeği kendine kurban eder.
9.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ş, birtakım amudan gruyu önlemeye yalanı olduğunu akkınız var dokunmaya u anladık mi -unun için şeli hem de -lduğunu larını birer Döyle Birtakım sürmek masıdır. Bir la mavi kan ların Küçüklere, mayın u, kendisi acunun yerine erden tonguç kampüs 8. Sanatçı, insanlara sahte dünyalar sunan bir taklitçi değildir. Tam tersine, insanlara gerçeğin yanında çok farklı dünyalar ve güzellikler de sunan; doğada bulunmayan ama olabilir. güzellikleri de bulan ve bunları ifade eden kişidir. Sanatçı, bu güzellikleri ifade ederken aslında kendini de ifade eder. Bu ifade şekli kendinden bir şeyler katarak sanatını oluşturur. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılanları destekler niteliktedir? A) Sanatçı, gerçeği veya gerçek olabileceği izlenimi veren şeyi anlatır. Öyleyse sanatın temel özelliğidir kurgusallık. Her kurgu, yaratıcısının ürünüdür, yaratıcısını imler. İşte sanat eseri, gerçeğe veya hayale yaslanan kurgu ile kurgucu arasındaki bu ilişkinin ürünüdür. B) Akıl, insanı insan yapan en önemli özelliktir. Duygu ise insanın en zayıf yönüdür. Edebiyat bizi hayattan uzaklaştırır. İnsanı sonu belli olmayan duygusal bataklıklara sürükler. Duygusallık, insanları gerçeklerden koparır. Bundan dolayı da ussal yanımızı güçlendirerek gerçeğe ulaşacağımız tüm kapıları açık tutmalıyız. C) Sanatı doğuran iki neden vardır ve bunların ikisi de doğal nedenlerdir. Bunlar taklit etme ve taklitten hoşlanmadır. Bunlar da insanın doğasının parçasıdır. Çünkü insan, öğrenmeyi sever. Taklit edilen nesnenin bilgisini öğrenme isteği ya da kavrama arzusu nedeniyle insan taklitten haz alır. D) Yaratıcı, milyarlarca insanın yüzünü ve huyunu birbirlerinden farklı yaratmıştır. Sanatçı bunlardan bazılarına odaklanır ve onu eserine taşırsa gerçek bir sanat eseri ortaya koymuş olur. Çünkü zaten muhteşem bir sanatı kopya etmektedir. E) Doğa en büyük sanat öğretmenidir, der bir ozan. O yüzden doğayı olduğu gibi anlatmanın gereğini vurgular. Bu noktada sanat ortaya çıkar. Bu yüzden sanatçının çok iyi gözlemci olması, hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmaması gerekir. Aksi hâlde gerçeği kendine kurban eder. 9.
6.
me
(1) Mardin taş ustalarının, göz kamaştırıcı bir zarafetle il-
mek ilmek bezediği asırlık Mardin konaklarıyla süslü dara-
cık sokakların baş aktörü çocuklar... (II) Her köşe başında,
merakla izleyen, duyan, konuşan onlarca çift siyah göz...
(III) Sadece Mardin'in değil, insanlık tarihinin en eski uy-
garlıklarını koynunda büyütmüş, kültürler kavşağı Mezo-
potamya'nın gözleri onlar. (IV) Sayısız medeniyete tanıklık
etmiş taş sokaklarda rastladıkları her yabancıyı 'hello' ses-
leriyle karşılayan coşkulu bir koro... (V) Kim olursa olsun,
nereden gelirse gelsin, oyun alanı belledikleri Mardin so-
kaklarında gördükleri her yabancıya bildikleri İngilizce ke-
limeleri sıralayıp çocukluğun masumiyetini gizleyemeyen
yüzler...
ANTRENÖR YAYINLARI
Bu parçada numaralanmış cümlelerin anlatımı için
aşağıdakilerden hangisi söylemek yanlış olur?
(A) cümlede benzetme yapılmıştır.
B) II. cümlede ad aktarması vardır.
C) III. cümlede kişileştirme yapılmıştır.
D) IV. cümlede niteleyici sözler kullanılmıştır.
E) V. cümlede karşılaştırma yapılmıştır.
ANTRENOR
YAYINLARI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. me (1) Mardin taş ustalarının, göz kamaştırıcı bir zarafetle il- mek ilmek bezediği asırlık Mardin konaklarıyla süslü dara- cık sokakların baş aktörü çocuklar... (II) Her köşe başında, merakla izleyen, duyan, konuşan onlarca çift siyah göz... (III) Sadece Mardin'in değil, insanlık tarihinin en eski uy- garlıklarını koynunda büyütmüş, kültürler kavşağı Mezo- potamya'nın gözleri onlar. (IV) Sayısız medeniyete tanıklık etmiş taş sokaklarda rastladıkları her yabancıyı 'hello' ses- leriyle karşılayan coşkulu bir koro... (V) Kim olursa olsun, nereden gelirse gelsin, oyun alanı belledikleri Mardin so- kaklarında gördükleri her yabancıya bildikleri İngilizce ke- limeleri sıralayıp çocukluğun masumiyetini gizleyemeyen yüzler... ANTRENÖR YAYINLARI Bu parçada numaralanmış cümlelerin anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylemek yanlış olur? (A) cümlede benzetme yapılmıştır. B) II. cümlede ad aktarması vardır. C) III. cümlede kişileştirme yapılmıştır. D) IV. cümlede niteleyici sözler kullanılmıştır. E) V. cümlede karşılaştırma yapılmıştır. ANTRENOR YAYINLARI
33. Her çeviri, yazarın anlattıklarını kişisel bir bakışla
yansıtmaktadır. Bu yönüyle de bir yazma eylemi,
düşünceleri yeni bir biçim içinde yazıya dökme
sanatıdır. Gerçeği yeniden yorumlama uğraşıdır.
Dünyaya yazarın penceresinden ama çevirmenin
gözleriyle bakma işidir. Şahsen çevirmenlerin bun-
ca zorluğa niye ve nasıl katlandıklarını hâlâ anla-
mış değilim.
Bu parçada çeviriyle ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A) Öznel bir nitelik taşıdığına
B Fikirleri sanatsal bir üslupla dile getirdiğine
CÇevirmenin bakış açısıyla meydana geldiğine
DY Yazarın düşüncelerini olduğu gibi yansıttığına
E Uğraşılması güç bir iş olduğuna
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
33. Her çeviri, yazarın anlattıklarını kişisel bir bakışla yansıtmaktadır. Bu yönüyle de bir yazma eylemi, düşünceleri yeni bir biçim içinde yazıya dökme sanatıdır. Gerçeği yeniden yorumlama uğraşıdır. Dünyaya yazarın penceresinden ama çevirmenin gözleriyle bakma işidir. Şahsen çevirmenlerin bun- ca zorluğa niye ve nasıl katlandıklarını hâlâ anla- mış değilim. Bu parçada çeviriyle ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Öznel bir nitelik taşıdığına B Fikirleri sanatsal bir üslupla dile getirdiğine CÇevirmenin bakış açısıyla meydana geldiğine DY Yazarın düşüncelerini olduğu gibi yansıttığına E Uğraşılması güç bir iş olduğuna
31. Çok güçtür ülküsü olmayan insanların hayatlarını
sürdürmeleri çünkü insana canlılık kazandıran ve
insanı yönlendiren güç, onun ülküsüdür Her insan
ülküsü kadar büyüktür. Ulküsü olan insanlar, ru-
hen güçlüdürler. Bu tür insanlar gayretli ve başarılı
olurlar. Bu bağlamda başarıyı yakalamış insanlar,
bir işe hedef belirleyerek başlarlar zira hedef olma-
dan atış yapmanın bir anlamı olmaz.
Bu parçadan,
1.
I. Idealar kişiden kişiye farklılık göstermektedir.
II. Kişilerin büyüklüğü, ideallerinin büyüklüğü ile
ölçülebilir.
III. Idealler, insanı yaşatan ve yönlendiren bir güç-
tür.
yargılarından hangileri ıkarılamaz?
Yalnız 1
B) Yalny 1l
11
E) I ye Ill
D) I e II
C) Yalnız
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
31. Çok güçtür ülküsü olmayan insanların hayatlarını sürdürmeleri çünkü insana canlılık kazandıran ve insanı yönlendiren güç, onun ülküsüdür Her insan ülküsü kadar büyüktür. Ulküsü olan insanlar, ru- hen güçlüdürler. Bu tür insanlar gayretli ve başarılı olurlar. Bu bağlamda başarıyı yakalamış insanlar, bir işe hedef belirleyerek başlarlar zira hedef olma- dan atış yapmanın bir anlamı olmaz. Bu parçadan, 1. I. Idealar kişiden kişiye farklılık göstermektedir. II. Kişilerin büyüklüğü, ideallerinin büyüklüğü ile ölçülebilir. III. Idealler, insanı yaşatan ve yönlendiren bir güç- tür. yargılarından hangileri ıkarılamaz? Yalnız 1 B) Yalny 1l 11 E) I ye Ill D) I e II C) Yalnız
Türkçe
20. Çadır tiyatrosunun önünde eli yüzü düzgün bir
delikanlı oturuyordu. Sırtında o zamanın moda-
si; kırmızı, açık yakalı, bol bir gömlek, boynunda
özensiz parmakların düğümlediği beyaz bir fular
ve ayaklarındaki asker potinlerine dökülen paspal
bir pantolonu vardı. Konuşuyordu, başka bir geze-
genden gelmişçesine başka dünyalardan haberler
veriyordu.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenemez?
A) Niteleyici ifadeler kullanılmıştır.
B) Farklı cümle türleri kullanılmıştır.
Gözleme yer
Gözleme yer verilmiştir.
D) Betimleme ve öykülemeye başvurulmuştur.
E) Nesnel ifadeler ağırlıktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Türkçe 20. Çadır tiyatrosunun önünde eli yüzü düzgün bir delikanlı oturuyordu. Sırtında o zamanın moda- si; kırmızı, açık yakalı, bol bir gömlek, boynunda özensiz parmakların düğümlediği beyaz bir fular ve ayaklarındaki asker potinlerine dökülen paspal bir pantolonu vardı. Konuşuyordu, başka bir geze- genden gelmişçesine başka dünyalardan haberler veriyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Niteleyici ifadeler kullanılmıştır. B) Farklı cümle türleri kullanılmıştır. Gözleme yer Gözleme yer verilmiştir. D) Betimleme ve öykülemeye başvurulmuştur. E) Nesnel ifadeler ağırlıktadır.
C
11. (1) Oryantasyon hizmetleri, öğrencilere okulu ve okulda bu-
lunan imkânları tanıma amacına yönelik çalışmaları kap-
sar. (II) Oryantasyon hizmetleri özellikle öğretim yılı başında
okula yeni başlayan öğrencilere verilir. (III) Okulun eski öğ-
rencileri de yeni öğrencilere alışmış olur böylece. (IV) Kimi
zaman öğrencileri yeni gelişmeler ve uygulamalar konusun-
da bilgilendirmek amacıyla okulun mevcut öğrencilerine de
bu hizmet verilir. (V) Bu nedenle öğretim yılı içerisinde bu
amaçla yapılabilecek bazı çalışmalar da oryantasyon hiz-
meti kapsamında değerlendirilir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
C 11. (1) Oryantasyon hizmetleri, öğrencilere okulu ve okulda bu- lunan imkânları tanıma amacına yönelik çalışmaları kap- sar. (II) Oryantasyon hizmetleri özellikle öğretim yılı başında okula yeni başlayan öğrencilere verilir. (III) Okulun eski öğ- rencileri de yeni öğrencilere alışmış olur böylece. (IV) Kimi zaman öğrencileri yeni gelişmeler ve uygulamalar konusun- da bilgilendirmek amacıyla okulun mevcut öğrencilerine de bu hizmet verilir. (V) Bu nedenle öğretim yılı içerisinde bu amaçla yapılabilecek bazı çalışmalar da oryantasyon hiz- meti kapsamında değerlendirilir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
5. Takma isimler sorunu yazınımızda çok az ele
alınmış bir konudur. Bugün pek çok sanatçımızın
takma isimleri tam anlamıyla tespit edilmemiştir.
Takma isimle kaleme alınan yapıtlar edebî değeri
düşük olsa da sonuç olarak sanatçının yine kendi-
sine aittir. Bu durum doğal olarak yazar ve şairleri-
mizin sanat hayatları konusunda pek çok sıkıntıya
yol açmıştır. Tespit edilenler, yazarın iç ışığını yak
maiştir âdeta.
Bu parçada geçen altı çizili sözle yazarla ilgili
olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
AL Gizlemek istediklerini açığa vurmak
B) Unuttuklaruzerindeki sır perdesini kaldırmak
C) Kabul etmediği yapıtlar okura tanıtmayı başar-
mak
Özel okumalarının neler olduğunu çözebilmek
E) Duygu, düşünce ve hayal âlemini aydınlatmak
7.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Takma isimler sorunu yazınımızda çok az ele alınmış bir konudur. Bugün pek çok sanatçımızın takma isimleri tam anlamıyla tespit edilmemiştir. Takma isimle kaleme alınan yapıtlar edebî değeri düşük olsa da sonuç olarak sanatçının yine kendi- sine aittir. Bu durum doğal olarak yazar ve şairleri- mizin sanat hayatları konusunda pek çok sıkıntıya yol açmıştır. Tespit edilenler, yazarın iç ışığını yak maiştir âdeta. Bu parçada geçen altı çizili sözle yazarla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? AL Gizlemek istediklerini açığa vurmak B) Unuttuklaruzerindeki sır perdesini kaldırmak C) Kabul etmediği yapıtlar okura tanıtmayı başar- mak Özel okumalarının neler olduğunu çözebilmek E) Duygu, düşünce ve hayal âlemini aydınlatmak 7.
35. (1) Biz üstlendiğimiz sorumlulukları yerine getirebil-
mek için birbirine sıkı sıkıya bağlanmış üç kişiyiz,
tıpkı en az üç elementten oluşan bir bileşik gibi...
(II) Gerekirse bir konu üzerinde uzun uzun tartışı-
yor ve birbirimizi anlamaya çalışıyoruz.((III) En kü-
çük bir kuşku duyduğumuzda başa dönüp yaptıkla-
rımızı tekrar incelemekten kaçınmıyoruz. (IV) Ortak
bir karara varmak için elimizden geleni yapıyoruz.
(V) Kısacası, kimsenin zihninde yaptıklarımızla ilgili
bir soru işareti kalsın istemiyoruz.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisin-
den sonra "Her birimiz, kendi karakterimizden bir
şeyler katarak birbirimizi bütünlüyoruz/ cümleşi
getirilebilir?
AI.
B) II.
(ova)
C) III.
DYIV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
35. (1) Biz üstlendiğimiz sorumlulukları yerine getirebil- mek için birbirine sıkı sıkıya bağlanmış üç kişiyiz, tıpkı en az üç elementten oluşan bir bileşik gibi... (II) Gerekirse bir konu üzerinde uzun uzun tartışı- yor ve birbirimizi anlamaya çalışıyoruz.((III) En kü- çük bir kuşku duyduğumuzda başa dönüp yaptıkla- rımızı tekrar incelemekten kaçınmıyoruz. (IV) Ortak bir karara varmak için elimizden geleni yapıyoruz. (V) Kısacası, kimsenin zihninde yaptıklarımızla ilgili bir soru işareti kalsın istemiyoruz. Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisin- den sonra "Her birimiz, kendi karakterimizden bir şeyler katarak birbirimizi bütünlüyoruz/ cümleşi getirilebilir? AI. B) II. (ova) C) III. DYIV. E) V.
1.
Vüs'at O. Bener, özel okurların sevebileceği, an-
layabileceği, algılayabileceği nitelikli bir yazardır.
"Türkiye'de iyi bir öykü nasıl yazılır?" sorusunun
yanıtı şöyle verilebilir: "Onun 'Dost' öyküsünü ör-
nek alın." Kişileri de kendisi gibidir. Anlamaya ça-
lıştıkça içe kapanırlar, anlaşılmaya başlandıkça
size anlaşılmayan katmanlarını gösterirler. Hiç kuş-
kusuz, öykü yazarı ötesinde insan olarak da çok
hoş biridir, Bener. Ince bir ironisi vardır. Romanları-
na girdiğinizde ise onun dünyasını kuşatan, bütün
ögeleri keşfedebilen bir yazı emeğine eğilmeniz,
odaklanmanız gerekir.
Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Dikkatli ve bilinçli bir okur kitlesine sahip olan
B) Meslektaşları için model oluşturan
C) Okuyucunun ilgisini canlı tutmayı başaran
D) Yapıtlarında kendi kişiliğinden izler bulunan
E) Kitaplarla uğraşmayı her şeyin üstünde tutan
3
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Vüs'at O. Bener, özel okurların sevebileceği, an- layabileceği, algılayabileceği nitelikli bir yazardır. "Türkiye'de iyi bir öykü nasıl yazılır?" sorusunun yanıtı şöyle verilebilir: "Onun 'Dost' öyküsünü ör- nek alın." Kişileri de kendisi gibidir. Anlamaya ça- lıştıkça içe kapanırlar, anlaşılmaya başlandıkça size anlaşılmayan katmanlarını gösterirler. Hiç kuş- kusuz, öykü yazarı ötesinde insan olarak da çok hoş biridir, Bener. Ince bir ironisi vardır. Romanları- na girdiğinizde ise onun dünyasını kuşatan, bütün ögeleri keşfedebilen bir yazı emeğine eğilmeniz, odaklanmanız gerekir. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) Dikkatli ve bilinçli bir okur kitlesine sahip olan B) Meslektaşları için model oluşturan C) Okuyucunun ilgisini canlı tutmayı başaran D) Yapıtlarında kendi kişiliğinden izler bulunan E) Kitaplarla uğraşmayı her şeyin üstünde tutan 3
TYT/Türkçe
39. Arkadaşımla "Aşk Tesadüfleri Sever" diye bir film
izledik geçenlerde. Tesadüfler üzerine kurgula-
nan, ilerleyen ve gelişen bir film. Tesadüf dedim
ama hemen hepsi de havsalanın almayacağı tür-
den. Bu filmi izledikten sonra bir kez daha anla-
dım ki biz toplum olarak hálá realizm, romantizm
ve sürrealizmir ayrı türler olduğunu anlayama-
mışız. İşin teorik yönünü bilmeyen, bildiklerinin
doğruluğunu ya da yanlışlığını sorgulamayan on-
larca, yüzlerce hatta binlerce senarist, yönetmen,
öğretmen, siyasetçi, eğitimci sebebiyle olduğu-
muz yerde sayıyoruz hâlâ.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarı-
lamaz?
A) Yazara göre yaptığı iş ne olursa olsun, o işin
gerçek anlamda erbabı olmayan kişilerin ey-
lemleri olumsuz sonuçlara yol açmaktadır.
B) Yazar izlediği bir filmden yola çıkarak bir ek-
sikliğe parmak basmış ve özeleştiri yapmak-
tan da kaçınmamıştır.
C) Yazara göre filmde konu edilen rastlantılar
günlük hayatta karşılaşılabilecek kadar ola-
ğan kabul edilebilecek türden değildir.
D) Yazara göre bir işin kuramsal özelliklerini bil-
meden o işin pratiğini yapmaya çalışmak or-
taya çıkan işin sorgulanmasına sebep olabilir.
Yazar sinemada arkadaşıyla izlediği bu film-
den sonra düşüncelerinde haklı olduğunu bir
kez daha anlamıştır.
40.
www.afmmagaza.com
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/Türkçe 39. Arkadaşımla "Aşk Tesadüfleri Sever" diye bir film izledik geçenlerde. Tesadüfler üzerine kurgula- nan, ilerleyen ve gelişen bir film. Tesadüf dedim ama hemen hepsi de havsalanın almayacağı tür- den. Bu filmi izledikten sonra bir kez daha anla- dım ki biz toplum olarak hálá realizm, romantizm ve sürrealizmir ayrı türler olduğunu anlayama- mışız. İşin teorik yönünü bilmeyen, bildiklerinin doğruluğunu ya da yanlışlığını sorgulamayan on- larca, yüzlerce hatta binlerce senarist, yönetmen, öğretmen, siyasetçi, eğitimci sebebiyle olduğu- muz yerde sayıyoruz hâlâ. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarı- lamaz? A) Yazara göre yaptığı iş ne olursa olsun, o işin gerçek anlamda erbabı olmayan kişilerin ey- lemleri olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. B) Yazar izlediği bir filmden yola çıkarak bir ek- sikliğe parmak basmış ve özeleştiri yapmak- tan da kaçınmamıştır. C) Yazara göre filmde konu edilen rastlantılar günlük hayatta karşılaşılabilecek kadar ola- ğan kabul edilebilecek türden değildir. D) Yazara göre bir işin kuramsal özelliklerini bil- meden o işin pratiğini yapmaya çalışmak or- taya çıkan işin sorgulanmasına sebep olabilir. Yazar sinemada arkadaşıyla izlediği bu film- den sonra düşüncelerinde haklı olduğunu bir kez daha anlamıştır. 40. www.afmmagaza.com
Aşağıdaki roman parçalarından bangisi ayraç () için-
deki anlatım tekniğiyle örtüşmemektedir?
A) Yetmiş yaşlarında görünen kadının başında krem ren-
gi, çiçekli hasır bir şapka vardı. Şapkanın altından gö-
rünen saçları yarı beyaz, yarı kırmızımtırak, yarı da ko-
yu kestane rengindeydi. Mevsimine göre giyinmişti; üs-
tünde şanel biçimi, kırmızı harçla süslü, parlak Fransız
keteninden, lâcivert bir tayyör, boynunda birkaç beyaz
inci ve zincir karışımı kolye, kolunda kalın zincir bilezik-
ardı. (Betimleme)
B) Kiskanç ve intikamcı bir duyguydu bu, biraz unutulma-
ya gelmiyordu. Gizlice büyüyor, eskisinden daha şid-
detli bir biçimde ortaya çıkıyordu hiç beklemediği bir
anda. Bir davranışta bulunmadan, onunla ilgili bir ha-
reket yapmadan atlatılması imkânsız gibi görünen bir
duyguydu. Hüzünlü bir biçimde ele alınmayınca daha
zalim oluyordu sanki. Kendisine saygı duyulmasını is-
tiyordu. Küçük bir fırsat bulunca da Turgut'un içini ezen
bir rahatsızlık olarak ortaya çıkıyordu. (İç çözümleme)
C) Kulağımın arkasında bir yerde, tilki gibi gizlendiğini, fır-
sat kolladığını hissediyorum çünkü. lyisi mi vazgeç. Bel-
ki geçer, nasi geçer? Ateşim çok yükselmiş: Otuz do-
kuz bucak filan, en azından otuz dokuz! Ne yap yap,
gazeteciyle konuşmasına engel ol ne demek, icap eder-
se vur demek. Henf ölünce bir bayram etmediğin kal-
dı. Anahit şu buzdolabını açsa, süt şişesini alıp getirse!
(...) Mahmut benim kocam değil... Hastalandım galiba,
nefes alşımı beğenmiyorum. (Bilinç akışı)
D) Yıllar önce meydana geldiği ileri sürülen bir olaya da-
yanan bu kitabın gerçekliği hakkında kesin bir söz söy-
leyemeyeceğimizi belirtmek isteriz. Yayımlanması iste-
ğiyle bize kitabı getiren arkadaşımız da hiçbir araştır-
ma yapılmamasını şart koştuğu için, kitaptaki olayların
bütünüyle hayal ürünü olduğunun ve kişilerin gerçek
ten yaşamadığının okuyucular tarafından kabulünü özell
likle rica ederiz. (ironi)
E) Bizim oraların düğünleri bura düğünlerine pek benze
mezdi. Ama şimdi kasabada düğün salonu açılmış. İs
teyen düğününü orda yapıyormuş. Köylerde düğün b
raz bayrama benzer, herkese açıktır. Tee uzak yerle
den gelenler olur. Her gelene sofra kurulur. Masrafı
ona göredir. Hani şu gelsin, bu gelmesin yok. Herke
nasiplenir. Zengini fakiri... (İç konuşma)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Aşağıdaki roman parçalarından bangisi ayraç () için- deki anlatım tekniğiyle örtüşmemektedir? A) Yetmiş yaşlarında görünen kadının başında krem ren- gi, çiçekli hasır bir şapka vardı. Şapkanın altından gö- rünen saçları yarı beyaz, yarı kırmızımtırak, yarı da ko- yu kestane rengindeydi. Mevsimine göre giyinmişti; üs- tünde şanel biçimi, kırmızı harçla süslü, parlak Fransız keteninden, lâcivert bir tayyör, boynunda birkaç beyaz inci ve zincir karışımı kolye, kolunda kalın zincir bilezik- ardı. (Betimleme) B) Kiskanç ve intikamcı bir duyguydu bu, biraz unutulma- ya gelmiyordu. Gizlice büyüyor, eskisinden daha şid- detli bir biçimde ortaya çıkıyordu hiç beklemediği bir anda. Bir davranışta bulunmadan, onunla ilgili bir ha- reket yapmadan atlatılması imkânsız gibi görünen bir duyguydu. Hüzünlü bir biçimde ele alınmayınca daha zalim oluyordu sanki. Kendisine saygı duyulmasını is- tiyordu. Küçük bir fırsat bulunca da Turgut'un içini ezen bir rahatsızlık olarak ortaya çıkıyordu. (İç çözümleme) C) Kulağımın arkasında bir yerde, tilki gibi gizlendiğini, fır- sat kolladığını hissediyorum çünkü. lyisi mi vazgeç. Bel- ki geçer, nasi geçer? Ateşim çok yükselmiş: Otuz do- kuz bucak filan, en azından otuz dokuz! Ne yap yap, gazeteciyle konuşmasına engel ol ne demek, icap eder- se vur demek. Henf ölünce bir bayram etmediğin kal- dı. Anahit şu buzdolabını açsa, süt şişesini alıp getirse! (...) Mahmut benim kocam değil... Hastalandım galiba, nefes alşımı beğenmiyorum. (Bilinç akışı) D) Yıllar önce meydana geldiği ileri sürülen bir olaya da- yanan bu kitabın gerçekliği hakkında kesin bir söz söy- leyemeyeceğimizi belirtmek isteriz. Yayımlanması iste- ğiyle bize kitabı getiren arkadaşımız da hiçbir araştır- ma yapılmamasını şart koştuğu için, kitaptaki olayların bütünüyle hayal ürünü olduğunun ve kişilerin gerçek ten yaşamadığının okuyucular tarafından kabulünü özell likle rica ederiz. (ironi) E) Bizim oraların düğünleri bura düğünlerine pek benze mezdi. Ama şimdi kasabada düğün salonu açılmış. İs teyen düğününü orda yapıyormuş. Köylerde düğün b raz bayrama benzer, herkese açıktır. Tee uzak yerle den gelenler olur. Her gelene sofra kurulur. Masrafı ona göredir. Hani şu gelsin, bu gelmesin yok. Herke nasiplenir. Zengini fakiri... (İç konuşma)
1. Ziya Paşa, "Şiir ve İnşa" makalesinde Türk edebiya-
tinin sade dil ve anlatıma yönelmesini, halk şiiri kay-
nağından yararlanmasını önermişti. Oysa kendi şiiri
divan çizgisindeydi ve daha sonra yazdığı Harabat'ın
ön sözünde divan şiirinin sanat değeri yüksek şiir ol-
duğunu, halk şiirinin sanat değeri taşımadığını iddia
etmiştir.
Bu parçadan yola çıkılarak Ziya Paşa'yla ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Türk şiiri hakkında geniş bilgi sahibi değildir.
B) Şiirde kalıplaşmaya karşı çıkan yenilikçi bir şairdir.
C) Şiirle ilgili düşünce ve eylemlerinde tutarsızlıklar
vardır.
D) Bütün şiir geleneklerini sanat bakımından önem-
li görmektedir.
E) Şiirlerinde geleneksel Türk şiirinin her türünün
izleri vardır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Ziya Paşa, "Şiir ve İnşa" makalesinde Türk edebiya- tinin sade dil ve anlatıma yönelmesini, halk şiiri kay- nağından yararlanmasını önermişti. Oysa kendi şiiri divan çizgisindeydi ve daha sonra yazdığı Harabat'ın ön sözünde divan şiirinin sanat değeri yüksek şiir ol- duğunu, halk şiirinin sanat değeri taşımadığını iddia etmiştir. Bu parçadan yola çıkılarak Ziya Paşa'yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Türk şiiri hakkında geniş bilgi sahibi değildir. B) Şiirde kalıplaşmaya karşı çıkan yenilikçi bir şairdir. C) Şiirle ilgili düşünce ve eylemlerinde tutarsızlıklar vardır. D) Bütün şiir geleneklerini sanat bakımından önem- li görmektedir. E) Şiirlerinde geleneksel Türk şiirinin her türünün izleri vardır.
23. Karışık bir taş, demir ve cam yığını bir araya geldi mi
bir mimari eser meydana gelmez. Yapı için, elbette bu
malzemelere ihtiyaç vardır. Her taş, bir planın içinde yerli
yerine konulunca bina göklere yükselir ve bir saadetin
şarkısını söyler. Dünyada bir yığın çalgı aleti ve birçok
ses çeşidi vardır. Bunları gelişigüzel bir şekilde bir araya
getirirseniz sadece gürültü çıkarmış olursunuz. Yahya
Kemal, şiiri bir "kelimeler istifi" olarak tarif eder. Güzel
bir misrada, kelimelerin yerlerini değiştirdiniz mi derhâl
büyüsü kaybolur. Tıpkı mimaride, musikide olduğu
gibi metin de ahenkli birlikteliklerden oluşur. Duygu ve
düşüncelerin rastgele sıralanmasıyla bütünlüğü olan bir
metin çıkmaz.
-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
LA
A)
Tanımlama
C) Tanık gösterme
E) Betimleme
B) Kişileştirme
D) Karşılaştırma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. Karışık bir taş, demir ve cam yığını bir araya geldi mi bir mimari eser meydana gelmez. Yapı için, elbette bu malzemelere ihtiyaç vardır. Her taş, bir planın içinde yerli yerine konulunca bina göklere yükselir ve bir saadetin şarkısını söyler. Dünyada bir yığın çalgı aleti ve birçok ses çeşidi vardır. Bunları gelişigüzel bir şekilde bir araya getirirseniz sadece gürültü çıkarmış olursunuz. Yahya Kemal, şiiri bir "kelimeler istifi" olarak tarif eder. Güzel bir misrada, kelimelerin yerlerini değiştirdiniz mi derhâl büyüsü kaybolur. Tıpkı mimaride, musikide olduğu gibi metin de ahenkli birlikteliklerden oluşur. Duygu ve düşüncelerin rastgele sıralanmasıyla bütünlüğü olan bir metin çıkmaz. - Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? LA A) Tanımlama C) Tanık gösterme E) Betimleme B) Kişileştirme D) Karşılaştırma
31
X
Biçimsel olarak resimlerim, geleneksel ve evrensel olanın iz düşü-
mü. Hem Doğu'ya hem Batı'ya ait malzemeler, teknikler kullandım
şimdiye kadar. Bir resimde güzellik, sanat, çağrışım adına ne varsa
hepsinden benim resimlerimde de biraz var. Fakat son resimlerimi
diğerlerinden biraz daha uç noktaya taşıdığımı söyleyebilirim.
Bu parçada geçen "uç noktaya taşımak" sözüyle resimlere
yönelik anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A Taşıdığı özelliklerle diğerlerinden farklı nitelik göstermek
B) Özgün bir bakışla ortaya koymak
C) Soyut ve kapalı bir anlatımla oluşturmak
D) Nitelikçe daha üstün özellikler taşımak
E) Daha modern teknikler denemek
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
31 X Biçimsel olarak resimlerim, geleneksel ve evrensel olanın iz düşü- mü. Hem Doğu'ya hem Batı'ya ait malzemeler, teknikler kullandım şimdiye kadar. Bir resimde güzellik, sanat, çağrışım adına ne varsa hepsinden benim resimlerimde de biraz var. Fakat son resimlerimi diğerlerinden biraz daha uç noktaya taşıdığımı söyleyebilirim. Bu parçada geçen "uç noktaya taşımak" sözüyle resimlere yönelik anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A Taşıdığı özelliklerle diğerlerinden farklı nitelik göstermek B) Özgün bir bakışla ortaya koymak C) Soyut ve kapalı bir anlatımla oluşturmak D) Nitelikçe daha üstün özellikler taşımak E) Daha modern teknikler denemek Diğer sayfaya geçiniz.
Don Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahramanından
biridir. Hamlet, Polyanna, Odysseus, Küçük Prens gibi di-
ğer ünlü kurgu kahramanlarından daha yaygınlıkla tanınır.
ve belki hepsinden daha fazla sevilir. Onu Cervantes'in ro-
manından tanıdığını bile unutur insan; hayallerinin peşinde
koşmasına saygı duyar, dünyanın acı gerçeklerinin onu yen-
mesine üzülür, zayıfların güçlüler karşısında ezilmelerine
karşı duyduğu heyecanı destekler ama bir yandan da bu
yaşlı şövalyenin çaresizliğine güler.
Bu parçaya göre "Don Kişot"un sevilmesinin nedeni aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Yazarın coşkuyla yazıya döktüğü roman karakterini çok
iyi kurgulaması
B) Don Kişot'un diğer roman karakterlerinden üstün olması
C) Zayıfların güçlüler karşısında ezilmelerine karşı müca-
dele etmesi
D) Diğer roman kahramanlarına göre Don Kişot'un insan-
ları heyecanlandırması
E) Karakteri oluşturan Cervantes'in de hayatının Don Kişot
gibi olması
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Don Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahramanından biridir. Hamlet, Polyanna, Odysseus, Küçük Prens gibi di- ğer ünlü kurgu kahramanlarından daha yaygınlıkla tanınır. ve belki hepsinden daha fazla sevilir. Onu Cervantes'in ro- manından tanıdığını bile unutur insan; hayallerinin peşinde koşmasına saygı duyar, dünyanın acı gerçeklerinin onu yen- mesine üzülür, zayıfların güçlüler karşısında ezilmelerine karşı duyduğu heyecanı destekler ama bir yandan da bu yaşlı şövalyenin çaresizliğine güler. Bu parçaya göre "Don Kişot"un sevilmesinin nedeni aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Yazarın coşkuyla yazıya döktüğü roman karakterini çok iyi kurgulaması B) Don Kişot'un diğer roman karakterlerinden üstün olması C) Zayıfların güçlüler karşısında ezilmelerine karşı müca- dele etmesi D) Diğer roman kahramanlarına göre Don Kişot'un insan- ları heyecanlandırması E) Karakteri oluşturan Cervantes'in de hayatının Don Kişot gibi olması