Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

şin ede-
düzyazı
zeşme-
içim ve
elendir-
ine ba-
ibi tür-
ve de-
Kusun-
pasto-
ğinil-
uştu-
adı-
una-
cer-
a-
k,
30.1. Tiyatro alanında yazılmış seçkin eserleri okuma-
lilar.
31.
Gençlerin tiyatro yazarlığı sahasında ustalaş-
mak istemelerini takdir ediyorum.
Ill. Divan şiiriyle halk şiirinin ustalarını tanımalılar
ve mutlaka birer yabancı dil öğrenip dünya tiyat-
ro tarihini incelemeliler.
ly. Niyetleri ciddiyse Göktürk Yazıtları'ndan günü-
müze kadar yazılmış bütün Türk edebiyatı ürün-
lerinden kendilerini sorumlu tutmalılar.
V. Doğu-Batı ayrımı yapmadan bütün insanlığın ti-
yatro mirasına sahip çıkmalılar.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han-
gisi baştan üçüncü olur?
BY
C) III
D) JV
- 1 - 111 - V
A) I
AD
konus
'N
-
E) V
Siyasetin edebiyata etkisi kaçınılmazdır ancak sos-
yal ve siyasi olaylar her edebiyatçıda ayni etkiyi bi-
rakmaz. Aynı dönemde yaşamalarına karşın Tev-
fik Fikret ile Mehmet Akif Ersoy'un siyasal ve sosyal
olaylara karşı tavrı farklıdır. Bu iki sanatçının sosyal
ve siyasal olaylara bakışı arasında tam bir zıtlık söz
dükkânı
32. Dem
koku
mış
ģi bu
mek
ri gö
ni du
betm
tum
tirma
alınd
dina.
su in
tiraca
ğı bir
mış.
da bi
şeyle
çık a
örnel
kular
kana
nin k
ta gib
de ze
şey F
dir. D
duğu
Bu p
linde
A) K
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
şin ede- düzyazı zeşme- içim ve elendir- ine ba- ibi tür- ve de- Kusun- pasto- ğinil- uştu- adı- una- cer- a- k, 30.1. Tiyatro alanında yazılmış seçkin eserleri okuma- lilar. 31. Gençlerin tiyatro yazarlığı sahasında ustalaş- mak istemelerini takdir ediyorum. Ill. Divan şiiriyle halk şiirinin ustalarını tanımalılar ve mutlaka birer yabancı dil öğrenip dünya tiyat- ro tarihini incelemeliler. ly. Niyetleri ciddiyse Göktürk Yazıtları'ndan günü- müze kadar yazılmış bütün Türk edebiyatı ürün- lerinden kendilerini sorumlu tutmalılar. V. Doğu-Batı ayrımı yapmadan bütün insanlığın ti- yatro mirasına sahip çıkmalılar. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han- gisi baştan üçüncü olur? BY C) III D) JV - 1 - 111 - V A) I AD konus 'N - E) V Siyasetin edebiyata etkisi kaçınılmazdır ancak sos- yal ve siyasi olaylar her edebiyatçıda ayni etkiyi bi- rakmaz. Aynı dönemde yaşamalarına karşın Tev- fik Fikret ile Mehmet Akif Ersoy'un siyasal ve sosyal olaylara karşı tavrı farklıdır. Bu iki sanatçının sosyal ve siyasal olaylara bakışı arasında tam bir zıtlık söz dükkânı 32. Dem koku mış ģi bu mek ri gö ni du betm tum tirma alınd dina. su in tiraca ğı bir mış. da bi şeyle çık a örnel kular kana nin k ta gib de ze şey F dir. D duğu Bu p linde A) K
31. Mary Ainsworth (Meri Insvörd), bebek ve anne ile
annenin yerine geçen kişi arasındaki bağlanma ilişki-
sini gözlemlemek için bir oyun odasında "Garip Durum
Deneyi"ni yapar. Ainsworth yaptığı gözlemlerde, bebek-
lerin herhangi bir yabancıya tepkisinin, anneye bağ-
lanma şekline göre değiştiğini tespit eder. Elde edilen
sonuçlara göre, anneye güvenli bağlanan bebekler,
etrafta bağımsızca dolaşır; ara sıra annelerinin yanına
dönerler. Anne odadan ayrılınca üzülür, geri gelince
sevinirler. Kaygılı bağlanan bebekler, anne içerdeyken
bile huzursuzdurlar. Anne gidince ağlar, gelince annenin
yanına koşar, anneye vurma ve anneyi tekmeleme gibi
davranışlar gösterirler. Kaçınan bağlanan bebekler ise
anne yokken ağlamaz, anne gelince de herhangi bir
tepki vermezler.
Bu parçadan hareketle Garip Durum-Deneyt tte ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
32. Güneş
mizde
kısa s
ve a
kısım
Böyl
lak
A) Deney sonuçlarına göre kimi bebeklerin yaşadığı
yoksunluk hissinin temelinde anne ilgisizliği yatmak-
tadır.
BY Anneye bağlılık durumları benzer olan bebeklerin
davranışınlarında da benzerlikler vardır.
C) Bebek davranışlarında anne yerine geçen kişinin
tavırları etkin rol oynamaktadır.
D) Deney sonuçlarına göre anneye karşı belirli duyar-
lıklar gösteren çocukların tümünde şiddete yönelim
söz konusudur.
YAYIN DENİZİ PRO
E Deneyin amacı, çocuk davranışlarının temelinde
yatan anne tutumlarını ortaya koymaktır.
beğ
ark
ma
se
D
fa
E
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
31. Mary Ainsworth (Meri Insvörd), bebek ve anne ile annenin yerine geçen kişi arasındaki bağlanma ilişki- sini gözlemlemek için bir oyun odasında "Garip Durum Deneyi"ni yapar. Ainsworth yaptığı gözlemlerde, bebek- lerin herhangi bir yabancıya tepkisinin, anneye bağ- lanma şekline göre değiştiğini tespit eder. Elde edilen sonuçlara göre, anneye güvenli bağlanan bebekler, etrafta bağımsızca dolaşır; ara sıra annelerinin yanına dönerler. Anne odadan ayrılınca üzülür, geri gelince sevinirler. Kaygılı bağlanan bebekler, anne içerdeyken bile huzursuzdurlar. Anne gidince ağlar, gelince annenin yanına koşar, anneye vurma ve anneyi tekmeleme gibi davranışlar gösterirler. Kaçınan bağlanan bebekler ise anne yokken ağlamaz, anne gelince de herhangi bir tepki vermezler. Bu parçadan hareketle Garip Durum-Deneyt tte ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? 32. Güneş mizde kısa s ve a kısım Böyl lak A) Deney sonuçlarına göre kimi bebeklerin yaşadığı yoksunluk hissinin temelinde anne ilgisizliği yatmak- tadır. BY Anneye bağlılık durumları benzer olan bebeklerin davranışınlarında da benzerlikler vardır. C) Bebek davranışlarında anne yerine geçen kişinin tavırları etkin rol oynamaktadır. D) Deney sonuçlarına göre anneye karşı belirli duyar- lıklar gösteren çocukların tümünde şiddete yönelim söz konusudur. YAYIN DENİZİ PRO E Deneyin amacı, çocuk davranışlarının temelinde yatan anne tutumlarını ortaya koymaktır. beğ ark ma se D fa E
29. Her ben, dolaylı şekilde bir seni anlatış, bir senden
yakınıştır. Çünkü benim yerim seninle onun arasındadır
ve o değildir bana yakın olan, sensin. Ben olsam dil
bilgisi kitaplarındaki şahıs zamirlerini şu sıraya göre
düzenlerdim: Sen, ben, o! Başta "sen" gelir çünkü ben
diye bir şey yok "sen" olmadıkça. Her "ben" benliğini
"sen"le anlar. Anlar da ne olur? Bu benlikten olmamak
için direnmeye, diretmeye, dayatmaya kalkar ve sonun-
da yenik düşer zira ona yine "sen'dir değer veren. Tek
başına ben, istediğince değerli saysın kendini, hava!
Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu parçadaki düşün-
celerle benzerlik göstermez?
AYEn yakınındaki kişiyi kendisi gibi görmeyen, onunla
var olduğunun farkında değildir.
B) Ben, seninle dünya arasında, dünyadan uzak, sana
yakın bir yerdeyim.
CYKişinin kıymeti, benliğinden ödün vermeden seni
tanıyabilmesinde gizlidir.
Dinsanın kullandığı birinci kişili anlatım, aslında ikinci
kişi ile olan ilişki ve kırgınlıklarıdır.
E Kişi kendi benliğini yakın olduğu insanla anlamlı
hâle getirebilir.
llamet hotar
30. 2001: Bir Uzay Destanı serisi ve Çocukluğun S
bilim k
debiyat
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
29. Her ben, dolaylı şekilde bir seni anlatış, bir senden yakınıştır. Çünkü benim yerim seninle onun arasındadır ve o değildir bana yakın olan, sensin. Ben olsam dil bilgisi kitaplarındaki şahıs zamirlerini şu sıraya göre düzenlerdim: Sen, ben, o! Başta "sen" gelir çünkü ben diye bir şey yok "sen" olmadıkça. Her "ben" benliğini "sen"le anlar. Anlar da ne olur? Bu benlikten olmamak için direnmeye, diretmeye, dayatmaya kalkar ve sonun- da yenik düşer zira ona yine "sen'dir değer veren. Tek başına ben, istediğince değerli saysın kendini, hava! Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu parçadaki düşün- celerle benzerlik göstermez? AYEn yakınındaki kişiyi kendisi gibi görmeyen, onunla var olduğunun farkında değildir. B) Ben, seninle dünya arasında, dünyadan uzak, sana yakın bir yerdeyim. CYKişinin kıymeti, benliğinden ödün vermeden seni tanıyabilmesinde gizlidir. Dinsanın kullandığı birinci kişili anlatım, aslında ikinci kişi ile olan ilişki ve kırgınlıklarıdır. E Kişi kendi benliğini yakın olduğu insanla anlamlı hâle getirebilir. llamet hotar 30. 2001: Bir Uzay Destanı serisi ve Çocukluğun S bilim k debiyat
16. Goethe "Tarihi anlamayan onu bir daha yaşamak
zorundadır," der. "Tarih tekerrürden ibarettir." sözü
ise bizim "milli tarih" anlayışımızı yansıtır. Çünkü
anlamadığımız tarihi, tekrar tekrar yaşamak zorun-
da kalmayı tarih sanıyoruz. Günlerdir Türkiye'nin
inibonasıl 1.dereceden deprem kuşağında olduğu ve
geçmişte yaşadığı felaketler konuşuluyor. Ama
bunların sonucu olarak kazanılmış deneyimlerden
söz edilemiyor. Çünkü böyle bir şey yok. Çünkü biz
Türk'üz. Normalde bize bir şey olmaz.
Hein
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
lerin hangisi söylenemez?
sto
A) Tartışmacı anlatımla yazılmıştır.
BTanık gösterme yoluna başvurulmuştur.
Örnekleme yapılmıştır.
Alaycı, yergici bir söyleyiş vardır.
(E) Benzetmelerden yararlanılmıştır.
DEVIN P
17. Güvercinlik'te Çardakaltı kahvesinde mola verdik.
Bir iki köylü peykelere uzanmış, horlayarak uyuyor-
lardı. Çıplak ayakları üzerine sinekler fazlaca üşü-
şünce ayaklarını kımıldatıyorlar, ancak uyanmıyor-
lar, sadece horlama temposunu değiştiriyorlardı.
Anamın yol kumanyası diye pişirmiş olduğu köfte-
niz kı-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
16. Goethe "Tarihi anlamayan onu bir daha yaşamak zorundadır," der. "Tarih tekerrürden ibarettir." sözü ise bizim "milli tarih" anlayışımızı yansıtır. Çünkü anlamadığımız tarihi, tekrar tekrar yaşamak zorun- da kalmayı tarih sanıyoruz. Günlerdir Türkiye'nin inibonasıl 1.dereceden deprem kuşağında olduğu ve geçmişte yaşadığı felaketler konuşuluyor. Ama bunların sonucu olarak kazanılmış deneyimlerden söz edilemiyor. Çünkü böyle bir şey yok. Çünkü biz Türk'üz. Normalde bize bir şey olmaz. Hein Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerin hangisi söylenemez? sto A) Tartışmacı anlatımla yazılmıştır. BTanık gösterme yoluna başvurulmuştur. Örnekleme yapılmıştır. Alaycı, yergici bir söyleyiş vardır. (E) Benzetmelerden yararlanılmıştır. DEVIN P 17. Güvercinlik'te Çardakaltı kahvesinde mola verdik. Bir iki köylü peykelere uzanmış, horlayarak uyuyor- lardı. Çıplak ayakları üzerine sinekler fazlaca üşü- şünce ayaklarını kımıldatıyorlar, ancak uyanmıyor- lar, sadece horlama temposunu değiştiriyorlardı. Anamın yol kumanyası diye pişirmiş olduğu köfte- niz kı-
1.
Bu testte 8 anlam bilgisi sorusu yer almaktadır.
Öykü bende belli bir gerilimin neticesinde ortaya çıkıyor.
Rahat rahat yazdığım öykü sayısı çok azdır. Bu durum zit-
lıkları, çatışmayı da beraberinde getiriyor. Hayatın, zıtlıklar-
dan ibaret olduğunu düşünürsek bunun yazdığımız esere
yansıması gayet tabii. Bu zıtlıklar haliyle ironiyi de berabe-
rinde getiriyor. İroni öykü için önemli bir imkân. Bir Arap
atasözü: "Düşmanın derisi tatlı dille yüzülür." diyor. Bu
yüzden bir sorunu veya yanlışlığı anlatma noktasında
dozunda kullanılmış bir ironi, yazar için etkili bir silahtır
denebilir.
Bu parçada yazarın özellikle anlatmak istediği aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Öykü kaynaklarının neler olduğunu
B) İronik anlatımın işlevsel derinliğini
C) Öykülerinde mizahi anlatımdan niçin yararlandığını
D) Öykülerinde yaşamı nasıl aktardığını
E) Niçin öykü yazdığını
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Bu testte 8 anlam bilgisi sorusu yer almaktadır. Öykü bende belli bir gerilimin neticesinde ortaya çıkıyor. Rahat rahat yazdığım öykü sayısı çok azdır. Bu durum zit- lıkları, çatışmayı da beraberinde getiriyor. Hayatın, zıtlıklar- dan ibaret olduğunu düşünürsek bunun yazdığımız esere yansıması gayet tabii. Bu zıtlıklar haliyle ironiyi de berabe- rinde getiriyor. İroni öykü için önemli bir imkân. Bir Arap atasözü: "Düşmanın derisi tatlı dille yüzülür." diyor. Bu yüzden bir sorunu veya yanlışlığı anlatma noktasında dozunda kullanılmış bir ironi, yazar için etkili bir silahtır denebilir. Bu parçada yazarın özellikle anlatmak istediği aşağı- dakilerden hangisidir? A) Öykü kaynaklarının neler olduğunu B) İronik anlatımın işlevsel derinliğini C) Öykülerinde mizahi anlatımdan niçin yararlandığını D) Öykülerinde yaşamı nasıl aktardığını E) Niçin öykü yazdığını
bir dille
kavrar-
ektirir?
sana
n pek
n ge
biriyle
nden
deği
daha
anlat
rden
çim-
nçli
blan
bir
ya
ek-
SI
A) Savaş sırasında meydana gelen felaketler her iki taraf için de büyük zararl=
B) Savaştan sonra insanlık tarihinde yıkıma neden olan en büyük faktör doğa
C) Dünya tarihinde savaşların sonuçlarını belirleyen en önemli etken doğal a
D) Tarihte birtakım doğa olayları ve afetlerin siyasi ve askeri sonuçları olmuşt
E) Tarihte kış aylarında yapılan savaşlarda savunan taraf hep kazanmıştır.
nahme aim
6. Her gün sayısız yeni kitapla karşılaşıyorum ya da her gün
bugüne kadar okumadığım pek çok eski basım kitap ge-
liyor önüme. Tarifsiz bir telaş o an gezinmeye başlıyor
içimde, bu telaşı durduramıyorum. Yetişmem gereken
çok önemli bir yer varmış da bu yüzden adımlarımı hız-
landırıyormuşum ama yine de olduğum yerde sayıyor-
muşum gibi anlatması güç bir his... Kervanı kaçırmış
yolcu gibiyim, çölde yön bilmeden kalakalmışım sanki.
Yabancı topraklarda hangi sokağın nereye çıktığını kes-
tirene kadar uzun bir sürenin geçmesi gerekir ya "oku-
mak", "okuyarak öğrenmek" de öyle bir şey benim için.
Bu sözleri söyleyen kişi için,
cha
farls
1. Yeni kitaplar okudukça kendini daha iyi ifade edebile-
pieceğine inanmaktadır.
II. Okuyarak öğrenmenin uzun bir süreç olduğunu dü-
est retali sis
nobielh şünmektedir.
III. Kitap okumanın kendisinde uyandırdığı duyguları an-
latmakta zorlanmaktadır.
yargılarından hangisi/hangileri söylenebilir?
Hisingent
A) Yalnız I nog kip BB) I ve lleno
D) II ve III
laaminev meno
26299110T
HO
E) I, II ve III
pab edilətin objela
C) Yalnız II
7. Günüb
ları gü
kıları i
duyuls
lik ya
kavus
bry yayınları
eser
temle
900
her okuy
olan
mak
kita
INIL
77
Bu
söz
II.
Iv
axsa
V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
bir dille kavrar- ektirir? sana n pek n ge biriyle nden deği daha anlat rden çim- nçli blan bir ya ek- SI A) Savaş sırasında meydana gelen felaketler her iki taraf için de büyük zararl= B) Savaştan sonra insanlık tarihinde yıkıma neden olan en büyük faktör doğa C) Dünya tarihinde savaşların sonuçlarını belirleyen en önemli etken doğal a D) Tarihte birtakım doğa olayları ve afetlerin siyasi ve askeri sonuçları olmuşt E) Tarihte kış aylarında yapılan savaşlarda savunan taraf hep kazanmıştır. nahme aim 6. Her gün sayısız yeni kitapla karşılaşıyorum ya da her gün bugüne kadar okumadığım pek çok eski basım kitap ge- liyor önüme. Tarifsiz bir telaş o an gezinmeye başlıyor içimde, bu telaşı durduramıyorum. Yetişmem gereken çok önemli bir yer varmış da bu yüzden adımlarımı hız- landırıyormuşum ama yine de olduğum yerde sayıyor- muşum gibi anlatması güç bir his... Kervanı kaçırmış yolcu gibiyim, çölde yön bilmeden kalakalmışım sanki. Yabancı topraklarda hangi sokağın nereye çıktığını kes- tirene kadar uzun bir sürenin geçmesi gerekir ya "oku- mak", "okuyarak öğrenmek" de öyle bir şey benim için. Bu sözleri söyleyen kişi için, cha farls 1. Yeni kitaplar okudukça kendini daha iyi ifade edebile- pieceğine inanmaktadır. II. Okuyarak öğrenmenin uzun bir süreç olduğunu dü- est retali sis nobielh şünmektedir. III. Kitap okumanın kendisinde uyandırdığı duyguları an- latmakta zorlanmaktadır. yargılarından hangisi/hangileri söylenebilir? Hisingent A) Yalnız I nog kip BB) I ve lleno D) II ve III laaminev meno 26299110T HO E) I, II ve III pab edilətin objela C) Yalnız II 7. Günüb ları gü kıları i duyuls lik ya kavus bry yayınları eser temle 900 her okuy olan mak kita INIL 77 Bu söz II. Iv axsa V
32. William James, fizyolojik tepkilerin genellikle duygu üze-
rinde doğrudan bir etkisi olduğunu belirtmiştir. Bu gö-
rüşten hareket ederek ortaya atılan Yüzsel Geri Bildirim
Teorisi ve destekçileri de duyguların, doğrudan yüz kas-
larındaki değişikliklere bağlı olduğunu belirtmektedir.
buna örnek verilebilir.
Bu parçadaki boş bırakılan yere
I. Sosyal bir ortamda zorla da olsa gülümseyen insan-
ların, etkinlik sırasında bulundukları ortamda daha
iyi vakit geçirmesi
II. Sınav korkusu olan bir öğrencinin bu korku nedeniy-
le, sınava girerken hızlı nefes alıp vermeye başla-
ması ve giderek nefes alamaz duruma gelmesi
III. Ormanda yürürken ayı gören birinin büyük bir tehlike
altında olduğunu düşünmesi ve fiziksel bir tepki ver-
mesi
yargılarından hangileri getirilmelidir?
A) I ve III
B) Yalnız I
D) Yalnız III
E) ve II
C) I, II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
32. William James, fizyolojik tepkilerin genellikle duygu üze- rinde doğrudan bir etkisi olduğunu belirtmiştir. Bu gö- rüşten hareket ederek ortaya atılan Yüzsel Geri Bildirim Teorisi ve destekçileri de duyguların, doğrudan yüz kas- larındaki değişikliklere bağlı olduğunu belirtmektedir. buna örnek verilebilir. Bu parçadaki boş bırakılan yere I. Sosyal bir ortamda zorla da olsa gülümseyen insan- ların, etkinlik sırasında bulundukları ortamda daha iyi vakit geçirmesi II. Sınav korkusu olan bir öğrencinin bu korku nedeniy- le, sınava girerken hızlı nefes alıp vermeye başla- ması ve giderek nefes alamaz duruma gelmesi III. Ormanda yürürken ayı gören birinin büyük bir tehlike altında olduğunu düşünmesi ve fiziksel bir tepki ver- mesi yargılarından hangileri getirilmelidir? A) I ve III B) Yalnız I D) Yalnız III E) ve II C) I, II ve III
nse hep
şımdan
urabile-
pheler-
Ma-
kisinin
rinde.
dün-
özgü
dizi-
ağı-
bir
1-
7
28. Yaratıcılık tartışılırken çoğu zaman göz ardı edilen ama
içinde yaratıcılığın bulunması hayati önem taşıyan alan,
mizahtır. Mizah uğraşısı, benzer fikirlerin çağrışımı ile yürü-
tülür. Beyin fırtınası yapılan toplantılarda ilerleme, bireylerin
normal çekingenliklerinden kurtulmaları ve konulara garip
ya da eğlenceli bir perspektiften bakmaya başlamaları ile
sağlanır Kişinin, yaratıcı fikirlerin üretilmesi sırasında değil,
bu fikirlerin değerlendirilmesi sırasında ciddi olması gerekir.
Bu parçada mizahın hangi yönü vurgulanmak istenmiş-
tic2
A) insanlar arasında samimi iletişim kurulmasını sağlaması
B) Sıra dışı fikirlere sahip insanların temel özelliği olması
CSıkıcı ortamları daha eğlenceli duruma getirmesi
DÖzgün düşüncelerin ortaya çıkmasında etkili olması)
E) Bireylerin olaylara aynı pencereden bakmasına fırsat
sunması
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
nse hep şımdan urabile- pheler- Ma- kisinin rinde. dün- özgü dizi- ağı- bir 1- 7 28. Yaratıcılık tartışılırken çoğu zaman göz ardı edilen ama içinde yaratıcılığın bulunması hayati önem taşıyan alan, mizahtır. Mizah uğraşısı, benzer fikirlerin çağrışımı ile yürü- tülür. Beyin fırtınası yapılan toplantılarda ilerleme, bireylerin normal çekingenliklerinden kurtulmaları ve konulara garip ya da eğlenceli bir perspektiften bakmaya başlamaları ile sağlanır Kişinin, yaratıcı fikirlerin üretilmesi sırasında değil, bu fikirlerin değerlendirilmesi sırasında ciddi olması gerekir. Bu parçada mizahın hangi yönü vurgulanmak istenmiş- tic2 A) insanlar arasında samimi iletişim kurulmasını sağlaması B) Sıra dışı fikirlere sahip insanların temel özelliği olması CSıkıcı ortamları daha eğlenceli duruma getirmesi DÖzgün düşüncelerin ortaya çıkmasında etkili olması) E) Bireylerin olaylara aynı pencereden bakmasına fırsat sunması
6. 15. yüzyıl başında Timur ordularının neden olduğu kısa
süreli kesinti sayılmazsa Osmanlı Devleti, kuruluşun-
dan itibaren İslam'ın Batı ülkeleri üzerinde parlayan
yıldızı konumundaydı. Her yüzyılda o dönemin devlet-
lerinin çaplarına göre bir seviye ile büyüyen Osmanlı-
lar, 16. yüzyılda doğuda ve batıda rakiplerini her açıdan
küçümseyebilecek bir noktaya ulaşmıştı. Bu askerî ve
idari başarı, mesela Cengiz veya Timur ordularının kısa
süreli başarılarına hiç benzemez. Bunun en önemli ne-
deni ise Osmanlıların Moğollardan farklı olarak yıkıcı
değil, yapıcı bir güç olarak tarih sahnesine girmiş olma-
larıdır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Osmanlı Devleti'nin Avrupalı devletler arasında iti-
barı oldukça yüksektir.
Osmanlı Devleti 16. yüzyılda en geniş sınırlarına
ulaşmıştır.
YAY
C) Osmanlı Devleti'nin sınırlarını genişletmesine Ti-
mur'un orduları kısa süreli engel olmuştur.
D) Osmanlı Devleti'nin başarıları Cengiz ve Timur'un
başarılarına benzetilemez.
E) Osmanlı Devleti, tarihte yıkıcı değil, yapıcı bir rol
üstlenmiştir.
8.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. 15. yüzyıl başında Timur ordularının neden olduğu kısa süreli kesinti sayılmazsa Osmanlı Devleti, kuruluşun- dan itibaren İslam'ın Batı ülkeleri üzerinde parlayan yıldızı konumundaydı. Her yüzyılda o dönemin devlet- lerinin çaplarına göre bir seviye ile büyüyen Osmanlı- lar, 16. yüzyılda doğuda ve batıda rakiplerini her açıdan küçümseyebilecek bir noktaya ulaşmıştı. Bu askerî ve idari başarı, mesela Cengiz veya Timur ordularının kısa süreli başarılarına hiç benzemez. Bunun en önemli ne- deni ise Osmanlıların Moğollardan farklı olarak yıkıcı değil, yapıcı bir güç olarak tarih sahnesine girmiş olma- larıdır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Osmanlı Devleti'nin Avrupalı devletler arasında iti- barı oldukça yüksektir. Osmanlı Devleti 16. yüzyılda en geniş sınırlarına ulaşmıştır. YAY C) Osmanlı Devleti'nin sınırlarını genişletmesine Ti- mur'un orduları kısa süreli engel olmuştur. D) Osmanlı Devleti'nin başarıları Cengiz ve Timur'un başarılarına benzetilemez. E) Osmanlı Devleti, tarihte yıkıcı değil, yapıcı bir rol üstlenmiştir. 8.
aşka
aslını)
rır. Bu
ve gö-
=) sağ-
andırır.
kuma-
etidir)
min an-
mekte-
E) V
ANTRENÖR YAYINLARI
A) Ihtimal
D) Olasılık
B) Kesinlik
E) Tahmin
C) Gerçeklik
1. Beni şiir yazmaktan soğutan Faruk Nafiz'se, verimli
bir yazar olmaktan alıkoyan da Cemil Meriç olmuştur.
II. Biri nazımda, diğeri nesirde kendi insanını o kadar
güzel tasvir etmiştir, köşeleri o derece mükemmel tut-
muştur ki haleflerine dirhem söz hakkı tanımamışlardır.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi-
çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?
Benim iyi bir yazar olmamı engelleyen, bu konuda dü-
şüncemi değiştiren, şair kimliği ile ortaya çıkan Faruk
Nafiz ve yazar kimliği ile de Cemil Meriç'ten başkası
değildir
Bİster nazım isterse düzyazı olsun, beni bu iki alanda
başarılı kılmaktan uzak tutan iki kişi vardır bunlar şair
yönüyle Faruk Nafiz ve düzyazı alanında etkileyen Ce-
mil Meriç'tir.
Kendilerinden sonra gelecek sanatçılara şans tanıma-
yan Faruk Nafiz şiirde, Cemil Meriç de düzyazıda kendi
insanlarını çok iyi anlatarak beni bu türleri yazmaktan
uzaklaştırmışlardır.
Faruk Nafiz kendi toplumunu o kadar farklı bir gözle
ele almıştır ki bu beni şairlikten soğutmuştur ve Cemil
Meriç toplumun her köşesini ele almıştır, bu da beni
yazarlıktan soğutmuştur.
Bir yanda Faruk Nafiz diğer tarafta Cemil Meriç kendi
insanımızı o kadar farklı bir şekilde ele almışlardır ki
onların bu tutumu benim iyi bir şair ya da çok yazan
bir yazar olmamı engellemiştir.
Diğer sayfaya geçiniz
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
aşka aslını) rır. Bu ve gö- =) sağ- andırır. kuma- etidir) min an- mekte- E) V ANTRENÖR YAYINLARI A) Ihtimal D) Olasılık B) Kesinlik E) Tahmin C) Gerçeklik 1. Beni şiir yazmaktan soğutan Faruk Nafiz'se, verimli bir yazar olmaktan alıkoyan da Cemil Meriç olmuştur. II. Biri nazımda, diğeri nesirde kendi insanını o kadar güzel tasvir etmiştir, köşeleri o derece mükemmel tut- muştur ki haleflerine dirhem söz hakkı tanımamışlardır. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi- çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? Benim iyi bir yazar olmamı engelleyen, bu konuda dü- şüncemi değiştiren, şair kimliği ile ortaya çıkan Faruk Nafiz ve yazar kimliği ile de Cemil Meriç'ten başkası değildir Bİster nazım isterse düzyazı olsun, beni bu iki alanda başarılı kılmaktan uzak tutan iki kişi vardır bunlar şair yönüyle Faruk Nafiz ve düzyazı alanında etkileyen Ce- mil Meriç'tir. Kendilerinden sonra gelecek sanatçılara şans tanıma- yan Faruk Nafiz şiirde, Cemil Meriç de düzyazıda kendi insanlarını çok iyi anlatarak beni bu türleri yazmaktan uzaklaştırmışlardır. Faruk Nafiz kendi toplumunu o kadar farklı bir gözle ele almıştır ki bu beni şairlikten soğutmuştur ve Cemil Meriç toplumun her köşesini ele almıştır, bu da beni yazarlıktan soğutmuştur. Bir yanda Faruk Nafiz diğer tarafta Cemil Meriç kendi insanımızı o kadar farklı bir şekilde ele almışlardır ki onların bu tutumu benim iyi bir şair ya da çok yazan bir yazar olmamı engellemiştir. Diğer sayfaya geçiniz
akilerden han-
ştir.
lik yaşanabi-
Aslında tuta-
adar tepki de
ni ilerlemekte
bir gerilik ol-
Kimisi bunu
arın birbirine
a haklılık payı
şey eğer ça-
il bir gelişme
gerileme söz
n gerektirdiği
me kavramıy-
ilerden han-
pelikankitabevi.com.t
Anlatıda bir devinim vardır.
B) Birinci kişili anlatım kullanılmıştır.
Kişileştirmeden yararlanılmıştır.
Soru cümleleriyle doğallık katılmıştır.
Ekilemeye yer verilmiştir.
4. İkilem, içinde bulunulan durumda iki şey arasında kal-
maktır. Bunu yaşayan insanların en büyük dertleri artık
bu çıkmazın attıkları her adımda kendisini gösteriyor
olmasıdır. İkilem yaşayan kişi düşünce gücünde de
bir zayıflıkla karşılaşabilir. Karar verememe durumu-
nun çocukluktan getirilen kötü bir hastalık olduğunu
açıklamak gerekir. Çocukluk çağlarında sürekli olarak
yapacağı işlere yardım edilen ve tek başına bir iş yap-
masına izin verilmeyen birey, yetişkinlik döneminde de
benzer bir ilgi ister. Bunu göremeyen birey vereceği
kararlarda sürekli bir danışma ve sonrasında da karar
veremeyip ikileme düşme durumunu görür. Çocuk-
luktan işleri kendisi yapmaya alışmış bireyse ikilem
Briab kavramını çok nadir durumlarda yaşar. Çocukluktan
müdahale edilirse bu kavram tamamen ortadan kal-
dırılabilir. Son dönemlerde hemen hemen birçok birey
bu kavramla birlikte devam ediyor. Anne ve babalar
çocukluktan itibaren koruyucu bir tutumla çocuklarını
yetiştirip aslında onları tehlikeye atıyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez?
Açıklama yapılmıştır.
B) Derece belirtecek bir ifade kullanılmıştır.
Niteleyici sözcükler vardır.
Örneklemeye başvurulmuştur.
EXİfadeler kesinlik bildirmektedir.
1/11/
Rüştü BAYINDIR
M
RTID
KORN
PAR
www
100
MY
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
akilerden han- ştir. lik yaşanabi- Aslında tuta- adar tepki de ni ilerlemekte bir gerilik ol- Kimisi bunu arın birbirine a haklılık payı şey eğer ça- il bir gelişme gerileme söz n gerektirdiği me kavramıy- ilerden han- pelikankitabevi.com.t Anlatıda bir devinim vardır. B) Birinci kişili anlatım kullanılmıştır. Kişileştirmeden yararlanılmıştır. Soru cümleleriyle doğallık katılmıştır. Ekilemeye yer verilmiştir. 4. İkilem, içinde bulunulan durumda iki şey arasında kal- maktır. Bunu yaşayan insanların en büyük dertleri artık bu çıkmazın attıkları her adımda kendisini gösteriyor olmasıdır. İkilem yaşayan kişi düşünce gücünde de bir zayıflıkla karşılaşabilir. Karar verememe durumu- nun çocukluktan getirilen kötü bir hastalık olduğunu açıklamak gerekir. Çocukluk çağlarında sürekli olarak yapacağı işlere yardım edilen ve tek başına bir iş yap- masına izin verilmeyen birey, yetişkinlik döneminde de benzer bir ilgi ister. Bunu göremeyen birey vereceği kararlarda sürekli bir danışma ve sonrasında da karar veremeyip ikileme düşme durumunu görür. Çocuk- luktan işleri kendisi yapmaya alışmış bireyse ikilem Briab kavramını çok nadir durumlarda yaşar. Çocukluktan müdahale edilirse bu kavram tamamen ortadan kal- dırılabilir. Son dönemlerde hemen hemen birçok birey bu kavramla birlikte devam ediyor. Anne ve babalar çocukluktan itibaren koruyucu bir tutumla çocuklarını yetiştirip aslında onları tehlikeye atıyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? Açıklama yapılmıştır. B) Derece belirtecek bir ifade kullanılmıştır. Niteleyici sözcükler vardır. Örneklemeye başvurulmuştur. EXİfadeler kesinlik bildirmektedir. 1/11/ Rüştü BAYINDIR M RTID KORN PAR www 100 MY
7. 1. Çünkü sizin gibi düşünebilecek bir kişinin daha
olması sizin yaşayacağınız olumsuz durumları
önceden tespit edip önlemede etkili olur.
II. Ne yaşarsanız yaşayın kolay kolay üzülmez hatta
en kötü olaylarda dahi kendinizi güçlü hissedersi-
niz.
III. Empati yapabilen bireylerle kurduğunuz arkadaş-
liklar kalıcı arkadaşlıklardır.
IV. Bu anlamda empati hemen hemen her ortamda
sahip olunması gereken bir özelliktir.
V. Eğer sizde empatiden biraz olsun iz varsa bunu
geliştirmek ve kullanmak doğru olacaktır.
Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü
olur?
A) I
B) I
C) III D) IV E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. 1. Çünkü sizin gibi düşünebilecek bir kişinin daha olması sizin yaşayacağınız olumsuz durumları önceden tespit edip önlemede etkili olur. II. Ne yaşarsanız yaşayın kolay kolay üzülmez hatta en kötü olaylarda dahi kendinizi güçlü hissedersi- niz. III. Empati yapabilen bireylerle kurduğunuz arkadaş- liklar kalıcı arkadaşlıklardır. IV. Bu anlamda empati hemen hemen her ortamda sahip olunması gereken bir özelliktir. V. Eğer sizde empatiden biraz olsun iz varsa bunu geliştirmek ve kullanmak doğru olacaktır. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) I C) III D) IV E) V
nasi
Çizgisiz, karton kapaklı bir defter ve kurşun kalem yetiyor
bana. Hem renkli bir hayatım da yok. Öyleyse benden n
diğer renkleri kullanmamı isterler? Çoğu insan, çizmek ile
boyamak arasındaki farkı dahi göremiyor henüz. Hem ben
çizdiğim karakalem portrelerimi de öyle hemen beğenir mi-
alındaki kırışıklıkları eksik çizmişsem yani istediğimi kâğı
yim? Hele bir de yüze mana veren bir bakışı kaçırmışsam,
da yansıtamamışsam hemen yırtıp atarım çizdiğimi. Benim
çizdiklerim yavan olmamalı, izleyende bir his uyandırmalı
ve onlara gördüklerini gerçeğinden ayırt edemiyor hissi
vermeli. Şu sıralar yine bir şeyler karalıyorum. Biliyorum,
bugün çizdiğimi yarın beğenmeyeceğim. Tıpkı dün çizdik-
lerimi bugün beğenmediğim gibi.
15. Düşüncelerini bu şekilde dile getiren bir sanatçı için
aşağıdakilerden hangisi söylenemez? led
A Kılı kırk yararak çizimler yapmaktadır.
B)
Sanatsever beğenisini dikkate almamaktadır.
C) Sanatına dair bir beklentiden şikâyetçidir.
D) Çizerlik sanatını sürdürmektedir.
CALO
EX En iyinin ve etkileyiciliğin peşinden koşmaktadır.
(0
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
nasi Çizgisiz, karton kapaklı bir defter ve kurşun kalem yetiyor bana. Hem renkli bir hayatım da yok. Öyleyse benden n diğer renkleri kullanmamı isterler? Çoğu insan, çizmek ile boyamak arasındaki farkı dahi göremiyor henüz. Hem ben çizdiğim karakalem portrelerimi de öyle hemen beğenir mi- alındaki kırışıklıkları eksik çizmişsem yani istediğimi kâğı yim? Hele bir de yüze mana veren bir bakışı kaçırmışsam, da yansıtamamışsam hemen yırtıp atarım çizdiğimi. Benim çizdiklerim yavan olmamalı, izleyende bir his uyandırmalı ve onlara gördüklerini gerçeğinden ayırt edemiyor hissi vermeli. Şu sıralar yine bir şeyler karalıyorum. Biliyorum, bugün çizdiğimi yarın beğenmeyeceğim. Tıpkı dün çizdik- lerimi bugün beğenmediğim gibi. 15. Düşüncelerini bu şekilde dile getiren bir sanatçı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? led A Kılı kırk yararak çizimler yapmaktadır. B) Sanatsever beğenisini dikkate almamaktadır. C) Sanatına dair bir beklentiden şikâyetçidir. D) Çizerlik sanatını sürdürmektedir. CALO EX En iyinin ve etkileyiciliğin peşinden koşmaktadır. (0
15
10. (1) Bir ayağı duyguysa diğeri mantıktır insanın. (II) İkisi ara-
sındaki denge bozulduğunda yol almakta zorlan (Re-
şat Nuri Güntekin'in Acımak romanında insanın duygu yö-
nünü temsil eder Mürşit Efendi. (IV) Anadolu'da küçük bir
kasabada öğretmenlik yapan kızı Zehra ise mantığın ete
kemiğe bürünmüş hâlidir. (V) Mürşit'in çocukluk ve ilk genç-
lik yılları maddi ve manevi mahrumiyetlerle geçer. (VI) Ba-
bası iyi bir "aile babası" olamadığı için annesi ile Mürşit tür-
lü sıkıntılar çekerler. (VII) Fedakâr annesinin yanından kü-
çük yaşta alınarak yatılı okula verilen Mürşit bir "sevgi
öksüzü”dür.
Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag-
raf hangi cümleyle başlar?
A) II
B) I
C) IV
D) V
E) VI
ÖZEL KONSEPT
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15 10. (1) Bir ayağı duyguysa diğeri mantıktır insanın. (II) İkisi ara- sındaki denge bozulduğunda yol almakta zorlan (Re- şat Nuri Güntekin'in Acımak romanında insanın duygu yö- nünü temsil eder Mürşit Efendi. (IV) Anadolu'da küçük bir kasabada öğretmenlik yapan kızı Zehra ise mantığın ete kemiğe bürünmüş hâlidir. (V) Mürşit'in çocukluk ve ilk genç- lik yılları maddi ve manevi mahrumiyetlerle geçer. (VI) Ba- bası iyi bir "aile babası" olamadığı için annesi ile Mürşit tür- lü sıkıntılar çekerler. (VII) Fedakâr annesinin yanından kü- çük yaşta alınarak yatılı okula verilen Mürşit bir "sevgi öksüzü”dür. Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag- raf hangi cümleyle başlar? A) II B) I C) IV D) V E) VI ÖZEL KONSEPT
PARAGRAF DENEMESİ
12.-13. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
Çalışmak ilerlemenin ve kalkınmanın temeli olarak görülü-
yor. Bu nedenle sürekli ve çok çalışmak üzerine kurulu bir
yaşam biçimi hâkim. Frene basmak, durmak veya yavaşla-
mak tembellik sayılıyor. Yaşamın amacı çok çalışmak! Talep
edilense her hâl ve şartta kesintisiz olarak üretmek! İşkoliklik
küçükten büyüğe her ferdin zihnine işlenmiş durumda. Çün-
kü iş, gelir ve aidiyet kaynağı olarak tanımlanıyor. Çalışmak
sadece insanların düzgün bir yaşam standardı tutturmaları
bakımdan değil; sosyal statünün, kamusal varoluşun teme-
lini teşkil etmesi ve toplumdaki gelir dağılımının ana meka-
nizmasını oluşturması bakımlarından da önemli görülüyor.
12. Bu parçada çalışmakla ilgili;
1. Tembel insanlara toplumda iyi gözle bakılmaz.
II. Toplumdaki gelir dağılımı çalışmaya göre belirlenir.
III. Yaşamımızda çalışmak önemli bir yere sahiptir.
hangisi ya da hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
aufen / Ca
E) I, II ve III
C) II ve III
14.
PPLAN
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
PARAGRAF DENEMESİ 12.-13. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. Çalışmak ilerlemenin ve kalkınmanın temeli olarak görülü- yor. Bu nedenle sürekli ve çok çalışmak üzerine kurulu bir yaşam biçimi hâkim. Frene basmak, durmak veya yavaşla- mak tembellik sayılıyor. Yaşamın amacı çok çalışmak! Talep edilense her hâl ve şartta kesintisiz olarak üretmek! İşkoliklik küçükten büyüğe her ferdin zihnine işlenmiş durumda. Çün- kü iş, gelir ve aidiyet kaynağı olarak tanımlanıyor. Çalışmak sadece insanların düzgün bir yaşam standardı tutturmaları bakımdan değil; sosyal statünün, kamusal varoluşun teme- lini teşkil etmesi ve toplumdaki gelir dağılımının ana meka- nizmasını oluşturması bakımlarından da önemli görülüyor. 12. Bu parçada çalışmakla ilgili; 1. Tembel insanlara toplumda iyi gözle bakılmaz. II. Toplumdaki gelir dağılımı çalışmaya göre belirlenir. III. Yaşamımızda çalışmak önemli bir yere sahiptir. hangisi ya da hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III aufen / Ca E) I, II ve III C) II ve III 14. PPLAN
27. Her yıl, milyonlarca ton plastik üretiliyor. Diğer yandan
da plastik su şişeleri gibi geri dönüşümü sağlanamayan
büyük miktarda atığın denizleri doldurmaması için
çözüm arayışı sürüyor. Bu çözümlerden en umut verici
olanı atıkları veya plastikleri parçalayan organizmalar.
Ancak daha basit çözümler de var. Yakın zamanda
bir araştırmacı, plastiğin aksine kalıcı olmayan ve
kullanıldıktan sonra biyolojik olarak parçalanabilen
bir malzemeden şişe üretme fikrini ortaya attı.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Biyolojik olarak parçalanabilen şişe, şimdilik tasarım
aşamasında olan sonuç odaklı çalışmalardan biridir.
B) Geri dönüşüm sorununun ortadan kaldırılmasında
parçalanabilen şişe fikriyle önemli bir adım atılmış
oldu.
C) Plastiğin yerine alternatif malzeme üretme fikrinin
ortaya atılması, kısa vadede bir çözüm olarak
görünmüyor
D) Geri dönüşümü sağlanamayan plastik ve benzeri
maddeler doğal hayata kalıcı hasarlar vermektedir.
E) Plastiğin doğada dönüşüme uğramaması, ilerleyen
zamanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açacaktır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
27. Her yıl, milyonlarca ton plastik üretiliyor. Diğer yandan da plastik su şişeleri gibi geri dönüşümü sağlanamayan büyük miktarda atığın denizleri doldurmaması için çözüm arayışı sürüyor. Bu çözümlerden en umut verici olanı atıkları veya plastikleri parçalayan organizmalar. Ancak daha basit çözümler de var. Yakın zamanda bir araştırmacı, plastiğin aksine kalıcı olmayan ve kullanıldıktan sonra biyolojik olarak parçalanabilen bir malzemeden şişe üretme fikrini ortaya attı. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Biyolojik olarak parçalanabilen şişe, şimdilik tasarım aşamasında olan sonuç odaklı çalışmalardan biridir. B) Geri dönüşüm sorununun ortadan kaldırılmasında parçalanabilen şişe fikriyle önemli bir adım atılmış oldu. C) Plastiğin yerine alternatif malzeme üretme fikrinin ortaya atılması, kısa vadede bir çözüm olarak görünmüyor D) Geri dönüşümü sağlanamayan plastik ve benzeri maddeler doğal hayata kalıcı hasarlar vermektedir. E) Plastiğin doğada dönüşüme uğramaması, ilerleyen zamanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açacaktır.