Anlatım Biçimleri Soruları

=h al 3. I. Sedef, kabuklu deniz canlılarının kabuklarının iç yüzeyinden elde edilir. Sedef, yumuşakçaların kabuklarının salgısıyla oluşan bir taştır. Organik kökenli bir süsleme materyalidir. Yumuşakçaların kabuk kısımlarının iç yüzeyinde oluşur. Söz gelimi, midye, istiridye gibi canlıların kabuklarının beyaz ve parlak iç yüzeyinde görülür. Karadaki bazı fosillerde de bulunabilen sedef, hem denizde hemde karada bulunabilen nadir taşlardan biridir. (D) E) II. Eğitim, bir insanda ideal davranış ve öğrenme değişikliği oluşturmaktır. Kütüphane ise kitapların çokça bulunduğu bir yer olup insanların oraya giderek ödünç kitap aldığı yerdir. Eğitim ve kütüphane, genelde birbirinden ayrılmaz. Birbirleriyle eş zamanlı olarak iş birliği içerisindedir. obim Biri diğerinden ayrı tutulamaz. Eğitim, kütüphanenin yokluğunda yaşayamaz. Kütüphane içinde aynı durum söz konusudur. Tam donanımlı bir kütüphane; toplumun kalkınması, ilerlemesi ve yükselmesi için olmazsa olmaz bir değerdir. Aşağıdakilerin hangisi, yukarıdaki numaralanmış parçaların ortak özelliği olarak gösterilemez? A) Bilgi verme amacıyla oluşturulmuştur. B) Tanımlamaya yer verilmiştir. Yazım yanlışı bulunan sözcük vardır. Örneklerden yararlanmıştır. sim cümleleri kullanılmıştır.

yi ve k TYT/TÜR 22. (1) Antimadde, ilk defa 1928'de Ingiliz fizikçi Paul Dirac tarafından öngörülmüştür. (II) Paul Dirac, bu kapsamda Einstein'ın Özel Görelilik Teorisi ile kuantum mekaniğini bir denklemde birleştirmiştir. (III) New Scientist dergisi. Paul Dirac'ın Isaac Newton'dan sonra en büyük İngiliz teorisyeni olduğunu söylemektedir. (IV) Paul Dirac'ın keşfettiği denklem, hem pozitif hem de negatif yüklü elektronlarla çalışmaktadır. (V) Dirac ilk başta bulgularını paylaşma konusunda kararsız kalmış olsa da sonunda bulgularını kabullenmiş ve evrendeki her parçacığın karşıt ikizi olduğunu söylemiştir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) III B) I C) V D) IV 2 E) II 24. Roma kültür uzun belle Türk nesi içen aşa A) B) C C

şim ernet enler; hata ri ile al bir n TYT/TÜR 0120 OS Cemil Meriç, düşünce yaşamımızın önemli simalarındandır. Başta sosyoloji olmak üzere insan ve toplum yaşamına dokunan pek çok ilim dalı ile ilgili özgün görüşler ortaya atmıştır. Dolayısıyla Cemil Meriç'in düşünce yönü öne çıkan bir kalem erbabı olduğu söylenebilir. 28. 2 Aşağıdakilerden hangisi, Cemil Meriç'in yazarlık görüşünü örnekler nitelikte bir yargıdır? (A) Sait Faik Abasıyanık'ın öykülerinde gündelik yaşamdan kesitler ağır basmaktadır. B) Tanzimat edebiyatının öncü isimlerinden Şinasi, edebiyatımızda özellikle ilklerin adamı olarak tanınmıştır. C) Suut Kemal Yetkin; edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji ve toplum bilimi gibi alanlarda fikir beyan edip eser veren bir yazardır. D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, roman ve hikâyelerinde realizmin etkilerini duyurmuş bir yazardır. 29. Kardeşlerim E) 1980 sonrası edebiyatımızın önemli şairlerinden Hüseyin Atlansoy, yer yer imgesel ve çağrışımsal bir dil tercih etmiştir. Sıska öküz Pirinç tarla Bütün son Bütün ışı Yol başla Yaklaşa Bu diz 1. S 11. IV öze olm A)

DENEME 06 13. (1) Dünya üzerinde 7 bin civarında dil var. (II) Ne ya- zık ki birer birer kayboluyorlar. (III) Unutulan bu dil- lerle birlikte insanlığımızın farklı parçaları da yok olu- yor aslında. (IV) Dillerin kaybolması, kültürlerin de yok olması anlamına geliyor. (V) Dil, kültürün en bü- yük taşıyıcısı olduğundan kültüre ait kodlar, hikâyeler, alışkanlıklar ve hatta düşünme biçimini bile içerisin- de barındırır çünkü. (VI) Dili yok olduğunda da o kül- tür, kökleri kesilmiş bir ağaç olur artık. Bu parça iki paragrafa bölünmek istenirse ikin- ci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisi ile başlar? A) II B) III C) IV lig! D) V E) VI

5. Matbaa Avrupa'da 1440'larda icat olundu. 1493'te İspanya engizisyonundan kaçan Yahudiler İstanbul'da ilk matbaayı kurdular. İki yıl sonra Selanik'te ikinci matbaaları açıldı. Er- meniler 1567, Rumlar 1627'de Osmanlı ülkesinde matbaa- larını kurdular. Müslümanların matbaa kurması hususunda dinsel ve örfi bir yasak söz konusu olmadığı hâlde matba- anın icadından 282 yıl sonra İbrahim Müteferrika ve Sait Mehmet Çelebi tarafından 1727'de gerçekleştirildi. İlk kitap 1729'da çıktı. Matbaa ciddi bir muhalefete uğramadığı hâl- de 1743'te on yedi kitap basıldıktan sonra kapandı. 1784'te Müteferrika matbaası tekrar açıldı. Oysa Avrupa'da daha 16. yüzyıla girerken yaklaşık 1000 kitap basılmış bulunuyordu. Türkler ilk kitaplarını bastıkları sırada Avrupa'da 1,5 milyon kadar kitap basılmış durumdaydı. Bu durum Türklerin uygar- lık sahnesinde yerini almasını geciktirmişti. Bu parçadan, Osmanlıda ilk matbaalar gayrimüslimler tarafından ku- rulmuştur. II. Matbaanın Osmanlıya gelmesine bazı devlet yetkilileri engel olmuştur. III. Osmanlının uygarlık yolunda ilerleyememesinin sebep- ferinden biri matbaanın ülkeye girmesinin gecikmesidir. IV. Matbaa uygarlık için atılan önemli adımlardan biridir. yargılarından hangileri çıkarılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) III, IV ve V C) II ve IV E1, III ve Iv

30. Gazetecl: (1) --- Sporcu: Yaklaşık iki yıl boyunca düzenli olarak yüzdüm ancak eğitim hayatımın yoğunluğu nedeniyle spora ara verdim. Üniver siteden mezun olunca yeniden yüzmeye başlamayı planla dığım zamanlarda, yüzme antrenörümün arkadaşı olan ilk çocukluk antrenörümle tanıştım. Beni okçuluk antremalarına davet etti. İzlemeye gittiğimde ok attım ve hoşuma gitti. Yani okçuluğa başlamam biraz tesadüf oldu. Gazeteci: (11) Sporcu: Ne yazık ki futbol haricinde hiçbir spor dalı hak ettiği değeri göremiyor. Dolayısıyla spor kültürümüz gelişemiyor. Başarılı örneklerin medyada yer alması hem spor adina hem de spo- run temsil ettiği değerler adına büyük önem taşıyor bence... Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) Eğitimle ilgili çalışmalarınızın spor yapmanıza engel olacağını düşünüyor musunuz? (II) Ulusal medyanın sporlara bakış açısıyla ilgili ne dü- şünüyorsunuz? B) (1) Okçuluk haricinde hangi sporlarla uğraştınız? (II) Ülkemizde medyanın futbol haricindeki sporlara ilgi- sini nasıl değerlendiriyorsunuz? e (1) Okçuluğa hangi dönemde başladınız? (II) Dünya genelinde futbol haricindeki sporlara yeterli ilgi gösterildiğini düşünüyor musunuz? D) (1) Okçuluk sporuna merakınız nasıl başladı? + (II) Ülkemizde futbolun hakkettiği değeri gördüğünü dü- şünüyor musunuz? E) () Okçuluk merakı nereden geldi, okçuluğa nasıl başla- diniz? (II) Ülkemizde medyanın futbol haricindeki sporlara ilgi- sini nasıl değerlendirirsiniz?

Düşünceyi Geliştirme Yolları I 7 ENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM 3. Zaman geçtikçe her konudaki görüşü- müz değişebiliyor. İnançlarımız, yargıla- rımız da bununla beraber değişmekte. Örneğin; önceden atmosferimizin sade- ce kimyasal nedenlerin etkisiyle oluştu- ğuna inanılırdı. Canlı yaşamının ise bazı maddelerin bu atmosfere evrim yoluyla uyum sağlayarak geliştiği düşünülüyor- du. Ancak bu görüşün aksine günümüz- de yaşamın başlangıcından beri can- lilarla atmosfer arasında karşılıklı bir etkileşimin olduğu savunulur. Özellikle mikroorganizmaların yeryüzündeki kim- yasalı dengede tuttuğu ve bu etkileşimi açığa çıkardığı belirtilir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? A) Örnekleme yapılmıştır. B) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. C) Kanıtlanabilir düşünceler yer almak- tadır. D) Farklı cümle türlerine yer verilmiştir. E Kisileştirmeden yararlanılmıştır. ₁

de çocuk angisi ge kemizde vor. lar yetiş Dilimdir. anlam anlat 2. Yeni nesli fikirlerimle aydınlatmaya, onlara bir meşale tutmaya çalıştım. Çünkü beni ebedileştirecek, ismimi tarihe bir mühür gibi kazıyacak yegâne şey buydu. Biliyordum ki sadece bugünü yaşayan ve günceli konu edinen bir yazar, unutulup gitmeye mahkûmdur. Bu parçanın başına aşağıdaki cümlelerden hangisi geti- rilirse parça anlam bakımından tamamlanmış olur? A) Hayatım boyunca başarma tutkusuyla yaşadım. B) Yazarlıkta hiçbir zaman geçmişimden kopmadım. C) Yazar denilen kişi aynı zamanda bir eğitmendir. D) İçinde bulunduğumuz çağ bir bilgi çağıdır. E) Son romanımla en başarılı yazar ödülünü aldım.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -dan, den (-tan, -ten) eki almış olan kelime ötekilerden farklı bir görevde kul- lanılmıştır? A) Sabah çöken sisten önümüzü bile göremez olduk. B) Bu akşam ağrıdan bir saat bile uyuyamadım. C) Balkondaki çiçekler soğuktan donmuş. D) Bozuk anteni çatıdan kim indirecek? E) Bu apartmanda gürültüden uyunmuyor ki! seb

ve ça angl mez bak dolu e de gör C ... Bu katı toplumcular, atasözlerinin arkasına sığınarak şiir yazdıklarını sanır, şiirlerinin vazgeçilmez olduğu aldatmaca- sıyla avuturlar kendilerini. Oysa o kadar geride kalmışlardır ki yarışa daha başlamadan yeni yetmelerin önünde görün- dükleri için, geçilmedikleri yanılgısına düşmüşlerdir. Yukarıdaki paragrafta boş bırakılan yere aşağıdakiler- den hangisi getirilebilir? Atasözlerinin arkasına sığınarak şiir yazmak hep kurta- rici olmuştur. B) Genç neslin önünde olmak, önde olmak anlamına gel- mez bir yazar için. C) Katı toplumcular, yaşam kavramını, çelişkileri göreme- mek anlamına geldiğini anlayamazlar. D) Şiirlerinin vazgeçilmez olduğunu sananlar, edebiyat dünyasından silinenlerdir. E) Kalıcı şiir yazmak, atasözü ya da kalıplaşmış sözlerden uzak kalarak mümkündür.

6. Sayılan olumlu özelliklerinin yanında iletişimi zorlaştıran, olumsuz özelliklere sahip kimseler de vardır. (1) Kendi görüşünden başka doğru tanımayan, kendisinden başka herkesin görüşüne mantık sınırları aşan bir direnişle karşı çıkanlar, inatçı kişilik yapısına sahiptirler. (2) Zaman zaman iyi niyetten uzak davranışlar gösterirler.(3) 1. Güvensizlik ve korku içinde yaşayan, çabuk gücenen kişiler; olaylar hakkında ön yargıya sahiplerdir. II. Bu tür kişilik özelliklerinden biri inatçılıktır. III. Gerektiğinde özveri ve hoşgörü gösteremeyenler, insanlarla rahat iletişim kurmakta zorlanırlar. 3 Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1, 2 ve 3 ile belirtilen yerlere I, II ve III numaralı cümlelerden hangileri getirilmelidir? A) II B) T D 1 (E) || 2 ! 3 || 1 C

D - n im. de, bü- ma zen, $a- nda zam nca 1 alış- er ki i ol-L yok- 7.-8. soruları aşağıda metne göre çözünüz. 13 Hava ve su, yaşamamız için ne ise aile hayatı da cemiye- timiz için odur. Çeşitli milletlerde farklı karakterlerde aile tipleri vardır. Bazı milletlerde kadın tamamıyla arka plana atılmıştır. Bazılanında da her şey tamamen kadının emrin- dedir. Türk ailesi ise tamamıyla eşitlik ve hürriyet prensibi üzerine kurulmuştur. Eski Türklerin aile yapısında kadın, kocası ile aynı haklara sahiptir. Yunan tarihçi Priskos'a göre, Attila'nın yanına giden Doğu Roma elçileri Attila'nın huzuruna çıkmadan önce Hun imparatorunun karısı Arıkan tarafından kabul edilmiş ve ziyaretlerde ağırlanmıştır. Bu durum, bize imparatoriçenin Attila kadar siyasi nüfuza sa- hip olduğunu göstermektedir. 7. Bu parçanın yazıl amacı ve anlatım biçimi aşağıdaki- lerden hangisinde verilmiştir? Bilgi vermek- Açıklama Kanilanı değiştirmek - Tartışma Cünü geliştirmek - Fantastik anlatım -D) Oyçinde yaşatmak - Öyküleme E) Izlenim kazandırmak - Betimleme 8. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? wekip L A Benzetme B) Karşılaştırma CY Çıkarımda bulunma D) Tanık görüşüne başvurma E) Abartma Duiken TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI

a kutup Maya- mi ve Oste- nlik- Imiş ku- 3 Onemli bir savaş sırasında Japon bir komutan askerlerinin sayısının düşmanlarınkine kıyasla çok daha az olmasına ra men saldırıya geçmeye karar verir. Ordusunun kazanacaging kaygılıdır. Savaş alanına doğru ilerlerken, yol kenarındaki b olan güveni tamdır. Ancak, askerleri zafer konusunda oldukça tapınakta durup hep birlikte dua ederler. Daha sonra komutan cebinden bozuk para çıkararak "Şimdi yazı-tura atacağız. Eğer tura gelirse, biz kazanacağız, ama eğer yazı gelirse kaybede ceğiz, kaderimiz böylece ortaya çıkacak" der. Bozuk parayı ha vaya atar ve herkes sabırsızca paranın yere düşmesini bekler. Tura gelmiştir. Askerler çok sevinirler; kendilerine olan güven- lerini toplamışlardır. Bu coşkuyla düşmana saldırır ve savaşı kazanırlar. Bir süre sonra yüzbaşı komutanının yanına gelerek onun kehanetini takdir edercesine, "Kimse kaderi değiştire- mez." der. Bunun üzerine "Haklısın!" der komutan, iki tarafı da tura olan parayı göstererek ve askerlerine şunları öğütler: Her yeni deneyime yeni bir öğrenme fırsatı olarak bakabil mek, asıl olan kazanmak yahut kaybetmek değil. Içsel olarak kendimiz, kendi davranışımız hakkında ne dū- Aşünüyoruz; ona göre hareket etmek gerekir. Kadercilik oyunu oynamayıp bu kaderi oluşturabilmemiz için bir ön hazırlık yapmamız en başta atılacak adımdır. Kötü gidişe karşı "Dur bakalım, o kadar da değil!" diyerek daha olumlu varsayımlar üretme akıldan çıkarılmamalıdır. Bu parçada komutanın verdiği öğütlere göre, başarmak ve kazanmak için yapılması gerekenler arasında aşağıdaki- lerden hangisi yoktur? A Kişisel değerlendirme yapmak Blç konuşmayla motive olmak Gerektiğinde risk almak Hedefe varmak için her yolu denemek EX Zorlukları bahane olarak görmemek 50% An in

milli ap J if 5 aşarak 33. Bazen hiç beğenilmeyen şiirler zamanın yıkıcılığını geleceğe kalabilirken bazen de zamanında çok beğenilen ve sağlam yapılı görünen şiirler ne yazık ki çabuk eskimektedir. Bu sebeple bir şiirin alın yazısını önceden Çamlıbel'in Han Duvarları şiiri için de geçerlidir elbette. Ne kestirmenin olanağı yoktur. Bu söz, Faruk Nafiz 97. yılını dolduran bu şiirin bugün birçok yönü eskidiği ve var ki 1924'te yazıldığına göre girdiğimiz 2021 yılında aşıldığı halde hâlâ okunması ve tanınması nedendir? Onun da Bağdatlı Ruhî'nin Terkib-i Bend'i, Namık Kemal'in Vatan Kasidesi, Tevfik Fikret'in Sis'i, Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale şiiri gibi gizli bir yaşam gücü var mıdır? Acaba bu gücün sırrı nedir? Kimi sanat eserlerinin insanlardan başka türlü bir alın yazısı var: "Ihtiyarlıyor ama ölmüyorlar." Bu durumu oluşturan etken nedir peki? Diğer şiirleri bilmem ama Han Duvarları için şunu söyleyebilirim: "Beşeriyetin döneme göre kimliğe bürünmeyen hâllerini aktarmasıdır." Bu parçada Faruk Nafiz Çamlıbel'in Han Duvarları adlı şiirinin kalıcılığı hangi etkene bağlanmıştır? A Geleneksel şiirlerin ortak özelliklerini taşımasına Şiirsel söyleyişinin başarılı bir şekilde oluşturulmasına C) insanların evrensel duygularını dile getirmesine Dinsanoğlunun değişmeyen durumlarını anlatmasına E) İnsanların gönül sesine hitap etmesine TYT/TÜR 34. Bir olayı, izlenimle da Vinci altında r bile olus başarar kelimele şekiller kullanm söylen iyidir." berab görün izleni sesi, Ne v olma iletil can Bu A) B C

Jobel enen ede- men ge- ko- ma- yer nin SI- eş- a- 7- 1 FEM YAYINLARI 6 11. Siir, bir düşünceye, bir ideale, kendinden başka her- hangi bir şeye alet edilmemelidir. Ama bu, şiirde düşün ce ögeleri, felsefi tematar olmayacak demek değildir. Bu konudaki tutumunu Melih Cevdet şöyle açıklıyor: "Her şiirin düşünsel bazı temelleri, bazı ögeleri vardır. Fakat bu temel ögeler, şair, şiirin sesini buluncaya ka- dar işe yarar. Sirin sesini buldu mu temel ögeler kalkar ortadan. Şiir kendi kendine var olabilir. Şiir bir ses araş tırmasıyla başlar. Düşünsel ögeler ancak belli bir tek- nikle, belli bir disiplinle birleşerek belli bir yolda yürü- mesine yarar şairin." Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? MA) Şiir, sadece estetik bir tat verdiği zaman değer ka- zanır. B) İçerikle üslubu uyum içinde olan şiirler daha çok be- ğenilir. (C) Şair, ilk dizeleri bulduktan sonra şiirin gerisini yaz- mak daha kolay hâle gelir. D) Şiirde bir şeyler anlatılmak istense bile bu, şiirin es- tetik kurallarına uygun olarak yapılmalıdır. E) Bir düşünceyi aktarmak için yazılan şiirin ömrü kısa olur.

Al durumdar B) II. cümlede, bir Karşılaşt C) II. cümlede, içinde bulunduğumuz bilgi paylaşımı oldugundan söz ediliyor. D) IV cümlede, bir önceki cümledekilerin oluşum süre- cinden bahsediliyor. E) V. cümlede yargının gerçekleşmesi için bir koşul ile- ni sürülüyor. 38. Yazar, yazarlık ile maraton koşmanın paralelliğinden söz ederken her iki faaliyetin de içten gelen bir motivasyon- la beslendiğini, dışarıdan bir onay beklemediğini söy- lüyor. Yazdıklarının, kendi standartlarını karşılayıp kar- silamadığı çok önemli onun için Kaç adet sattığının, hangi ödülleri kazandığının, ne gibi eleştiriler aldığının ise hiçbir önemi yok. Bu parçada altı çizili sözle, yazarla ilgili olarak anla- tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazdıklarının eleştirilmesini doğru karşılamadığı B) Kendi sanatını ulaşılamaz bir noktada gördüğü TÜRKÇE Bir yapıt üretirken kişisel kriterlerini tek ölçüt aldığı D) Yapıtlawa kendi dünya görüşünü ne denli yansıtıp yansıtmadığın önemsediği E) Övgü ve yergilerin sanatçıyı kısıtladığına inandığı FEM YAYINLARI