Anlatım Biçimleri Soruları

33. Hayal kurmak, kitap okumak gibidir. Seni bu- lunduğun mekândan, şehirden, gezegenden hatta evrenden alır ve bambaşka bir dünyaya götürür: Senin özel dünyana... Rüya gibidir her şey ve sadece sana bağlıdır. İster uçarsın ister- sen doya doya koşarsın. Belki jetle gökyüzüne yazılar yazan, izler bırakan bir pilot olursun. Belki de haftalardır beklediği minik bebeğine kavuşan bir anne olursun. Yahut sadece "sen" olursun. Hayalindeki her şeye kavuşmuş bir sen... Mutlu olursun. Amaç ne olursa olsun ha- yal ettiğin her an mutlu olursun bencel Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- gisi yoktur? A) Ironik bir söylem 9) Benzetme Mecazlı söyleyiş D) Niteleme 5) Ikileme ARI 35.

36. Mehmet Derviş tarafından kaleme alınan bu günlüklerde ne bir tarih ne de mekân var ki bu, bilinçli bir tutum. Kendi memleketinden sürgün edilmiş bir şairin tuttuğu günlükte ta- rih ve yer bilgisi bulunmaması kadar doğal ne olabilir aslında, değil mi? Şairin yazdıklarında bu yersiz yurtsuz olma duygusunun yansıması olsa gerek. Sayfalara tarih düşülmeyişi, onların da kendi topraklarından sürgün edilmiş olduğu hissini veriyor. 13 Bu parçadan D 1. Sanatçının günlükleri, kendi duygu dünya- sından izler taşımaktadır. 1. Duygusal bağlamda sanatçı ile günlükler arasında benzer bir ilişki söz konusudur. It Yazılarda tarih ve mekân ile ilgili bir bilginin bulunmamasını kasıtlı olduğunu düşünmek yanlıştır. yargılarından hangisi ya da hangilerine ulaşı labilir? A) Yalnız I D) Il ve Il B) Yalnız II 1, ve III I've l #turkceyiseviyorum.

6. Peyami Safa'nın romanları içinde en karmaşık olanlardandır. Roman kuvvetli fikri yapısıyla dik- kat çeker. Romana bu açıdan bakıldığında, duruşu ve fikirleriyle Samim, yazarın romandaki yansıması gibidir. Bu karakter aracılığıyla yazar, insanlara, kafasındaki ideal dünyanın kapılarını açar. Roman, Peyami Safa'nın diğer romanlarında da olduğu gibi kuvvetli çatışmalar üzerine kurulmuştur. Bu çatışma- lar, Samim ve Besim üzerinden idealizm, ruhçuluk ile epiküryen felsefe arasındaki çatışma; Samim ile genç sevgilisi Meral ve onu etkisi altında tutan arka- daşı Feriha arasında temel değerlerin farklılığından kaynaklanan ve genel olarak idealizm ile egoizm (bencillik) arasındaki çatışma, en genel hatlarıyla Doğu-Batı, madde-mana gibi yarattığı temel zıtlıktan doğan çatışma şeklinde sıralanabilir. - Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisinde verilen eser adının getirilmesi uygun- dur? A) Sözde Kızlar C) Şimşek B) Bir Tereddüdün Romanı D) Bir Akşamdı E) Yalnızız

19. 14. 120 gram magnezyum (Mg) metali gazının tam verimle tepkimesi son edilmektedir. Buna göre, tepkime sonucu elde gramdır? (O= 16 g/mol. Ma- o MASS (1) Edebiyat ile psikolojinin birbiriyle ilişkisi yüzlerce yıl- ik geçmişe uzanır. (11) Qünkü insan psikolojisinin edebî esere etkisi veya yansıması kaçınılmazdır (1) Psikoloji bilimi ortaya çıkmadan önce de sanatçının duygu ve dü- şünce yapısı eserlerinde doğrudan veya dolaylı olarak görülür ancak edebî eserlerdeki psikolojik unsurların in- celenmesi Freud'la başlar. (IV) Sanatçı ve eserini psi- kanalitik bakışla ele alan Freud, edebî eserlere yeni bir bakış açısı getirmiştir. (V) Freud, psikanaliz kurucusu olan Avusturyalı nörologtur. (VI) Freud'dan başka Adler, Jung, Reich, Lacan vb. birçok önemli isim de psikolojinin edebî eser ve edebiyatçı ile ilişkisini araştırmışlardır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) II B) III C) IV D) V E) VI Diğer Sayfaya Geçiniz.

20 TYT - Türkçe 27. Öykü, yapısı gereği artık ille de bir karakterde yoğunlaşmıyor. Bir damla gözyaşı, sallanan bir mendil, acı bir vapur çığlığı sadece ve sadece bunlar onun konusu olabilir. Bu nedenle karakter bir başına onun için önemli değildir. Ama kuşkusuz bütün bunlardan, öykünün insanı dışladığı sonucu çıkarılamaz. Çünkü öykü tam da burada, duyan, hisseden, kavrayan insani bir düzlemde var olabiliyor; anlam kazanabiliyor. Değilse insani durumları sorgulamayan, bizi rahatsız etmeyen, bir teklifi ve sunumu olmayan insansız bir öykünün ne anlamı olabilir ki? Öyküde zaten bu yüzden hikâye anlatıcısına ihtiyaç duyuyoruz: ---- Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir? A) Unutulmaz öykü karakterleri olduğu için B) Duygu aktarımını başarıyla gerçekleştirdiği için C) Kendi hikâyemize bakmamıza imkân verdiği için D) Yaşamsal fonksiyonları barındırdığı için E) Bize yeni bir yaşam teklif ettiği için LİMİT YAYINLARI

TYT / TÜRKÇE 4. (1) Cemal Süreya'nın sözünü anımsarsan "Şair, edasi olan kişidir." demişti. (II) Şairlerin böyle edalı olması yadırgana- cak bir şey değil. (III) Kimi bu edayı içe dönük tutumuyla kimi toplumsal yanıyla kimi de bireysel hünerleriyle edinme- ye çalışır. (IV) Burada önemli olan, şairin bu edayı kimliğine ne denli uydurup uyduramadığıdır. (V) Şairlik, hazır elbise gibi alıp giyebileceğiniz bir şey değildir çünkü. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) 1. cümle, içinde tanım cümlesi olan doğrudan anlatımlı bir cümledir. B) II. cümlede kişisel bir düşünce ifade edilmiştir. C) III. cümlede bir konuda farklı tutumlar olduğu dile geti- rilmiştir. D) IV. cümlede bir koşul öne sürülmüştür. E) V. cümle, kendinden önceki cümlenin gerekçesi duru- mundadır.

Harap D) fablların E) kisa 10. Mesnevilerde olaylar bir masal anlatımı ile sürer. 1 Anlatış ve tasvirler akıl ve mantık sınırından ta- şar. Yer ve zaman belirlidir. Hikâye kahramanları olağanüstü davranışlarda bulunur. Aşk konulu TV: mesnevilerde bazen bu aşk ve cin, peri, dev, cadi, ejderha gibi motifler tasavvufi veya alegorik ESEN YAYINLARI anlamlar taşıyabilir. Bu parçada altı çizili yerlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

OL ek. C) Kendi 2 D) Folklorik ögelerden yararlandığına E) Özgün bir sanatçı kimli olduğuna ÖZDEBİR YAY Sanatçı ilk kitabından beri öykülerinde genellikle ka- dınların sıkıntılarını anlatır. Bunu geleneksel öykücü- ler gibi çarpıcı olaylardan güç alarak değil, anların gücünden yararlanarak yapar. Aslında gösterişsizli- in ihtişamını hissettirir okura; yeniliği, eskimeyişi, modernliği buna dayanır. Üslubun bir nebze hızlılığı ve eserlerinde bilinç akışı, iç monolog, geri dönüş tekniğini kullanması, okurların dikkat dağınıklığı gös- * termesini affetmez. Öyküde zaman zincirini kırar ve onu bilinmez bir denkleme dönüştürür. Genç kuşa- ğa ilham vermiş, onları hayli beslemiş isimlerdendir. Bu parçada sözü edilen sanatçı ve yapıtlarıyla il- gili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Kronolojik bir zaman akışını önemsememektedin B) Belli karakterlere ve temalara öncelik vermiştir. C) Konularını günlük yaşamdan seçmiştir. D) Modern yazınsal tekniklerden yararlanmıştı E) Algı ve ilgisi yüksek bir okur istemektedir. Gelişim İzleme Türkçe Soru Bankası 4. E) Insana a Bu sanatç madığı içi rastlamay hallemizo dali Yitik manların sina ald edebiya biyat ta Bu pa aşağı A) C B) D) E

vardır. ması en 6. T Duhem'e göre düşünce deneylerinin niteliği iki önemli probleme yol açmaktadır: Bazen, bir fizikçi tarafından tanımlanan kurgusal deney, kesinlikten uzak sonuçları sunar; tam da bu kesinlikten uzak, kabataslak sonuçlar gerekçelendirilme iddiasında olan önerme ile şüphesiz uyuşacaktır fakat bu sonuçlar ayrıca bambaşka önermelerle de uyuşacaktır. Böylelikle bu türden bir deneyin kanıtlama gücü oldukça zayıf ve uyarıya açık olacaktır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur? Eftirgen fill- B)-Geçişsiz fiil C) Etken fiil D Geçişli fiil Eistes filt

A A A 34. Psikolojik ve davranışsal olarak kişi için en doğru olan şey, vücut saatine uyum gösterip yatıp kalkma zamanını ona göre belirlemektir. Bunu gözetmeyip aşırıya kaçan- lar farklı bir motivasyonla hareket ediyor demektir. Peki, neden pek çok kişi sabah ne kadar erken kalktığıyla övünür? Bunun nedeni erken kalkmanın verimlilikle iliş- kilendirilmesi olabilir. Ayrıca toplumda genellikle erken kalkanları kayırma gibi bir eğilim söz konusudur. 2014'te yapılan bir araştırmada 120 yetişkin çalışanın, müdürleri tarafından nasıl bir performans değerlendirmesine tabi tutulduğuna bakılmış ve müdürlerin işe geç başlayanları daha az duyarlı görüp daha düşük puan verdikleri görül- müştür. Ayrıca kendisi erkenci olan müdürler, akşamcı olanları daha negatif değerlendirmiştir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 20 AL Güne erken başlayanlar, çalışma düzeni değerlendi- rilirken daha avantajlıdır. B B) Güne erken başlamaktan ziyade vücudun dinlenerek ne zaman yatıp kalkılacağına karar verilmesi gerekir. C) Güne erken başlayan insanlar, bunu başkaları için yapmaktadırlar. D) Vücut saatinin uyku istediği bir zamanda, vücudu zorla uyanık kalmaya zorlamak sağlık açısından za- rarlıdır. E) Erken kalkmak gün içinde enerjimizin azalmasına sebep olmaktadır.

235 Senden istenen sürede çöz. 5. Hatice Hanım iri yapılı, kocaman yüzlü, biraz kamburu çıkmış, yetmişlik bir ihtiyardı. Kınalı saçlarının üstüne yeşil bir yemeni örtmüş, arkasına ferace biçiminde koyu bir yeldirme giymişti. Meşin gibi gert, esmer yüzünün derin buruşukları arasında ina- nılmayacak kadar taze ve canlı kara gözleri, bembeyaz dişleri vardı. "Zaman bana elini süremez." diyordu. Peçemin arasından yüzümü görmeye çalışarak "Safa geldin Hoca Hanım. Buyrun!" dedi. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? Açıklama C) Kişileştirme B) Benzetme K D) Betimleme E) Öyküleme

böyle bir musik gerek butuyor musunuz? ne kadar doğruydu, günümüzde de böyle bir Bat gin karpramda dünyada yeteri ka bulamadı" eleştirisini haki buluyor musu ut Hikayelerinin nesir kısımlanında se bulunması hikayelerinin anlatımına Olamıştır? 35. Bütün "edebi" yeterliliğine rağmen bu kitabın gücü oradan gelmiyor ya da sadece oradan gelmiyor. Kendi sözel bir kimlerine sözcüklerine, cümlelerine, paragraflarına kadar hakim kaç sanatçı vardır ki? Bu kitabı okurken sözcükle. rin ve cümlelerin bir geçmişi olduğunu hissediyor insan. Bu parçada kitap yazarının hangi yönü önemsenmiş. tir? A) Sözcükleri seçerken çok titiz davranması BUslubunu etkili ve başarılı bir şekilde oluşturması Eserin edebî yönünü her şeyin üstünde tutması DEserini oluştururken anılarından faydalanması Eserinde yaşanmışlık hissini gözler önüne sermesi 12

k dışı rin dinlar arde en ğuna ğın a ve n n ven 9 20 36. Lisede gösterilen temel matematik için bile denir ya: "Bu hatalı bir yaklaşımdır. Matematik her yerde, hemen her öğrendiklerimizi ileride kullanmayacağız ki..." İşte bu, bilmek ve anlamak lazım. Bazı öğrenciler, tamamen dalda kullanılır. Sadece neyin nerede kullanılacağını ezbere dayalı öğrenir çoğu şeyi. Mesela havuz tiplerinin nasıl çözüleceğini ezberler. Sınavda aynı konuyla problemleriyle ilgili birkaç soru çeşidini görür, o soru ilgili farklı tip soru çıkınca kalem oynatamaz. Çünkü ilk Bu noktada şunu diyebiliriz: Matematik, insanı çok kolay defa sınav esnasında düşünmeye başlar konu hakkında. ters köşe yapar fakat onunla biraz haşır neşir olundukça insana farklı bakış açıları sağlar. Bu parçadan matematikle ilgili olarak I. Kullanım alanı geniştir. II. Matematikte formülleri ezberlemek, başarının ön koşuludur. III. Genelde ezbere dayalı biçimde öğrenilmeye çalışılır. IV. Kişiyi bazı açılardan geliştirir. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) I ve I B) Ive I D) II ve IV -E) Il ve IV C) II ve III

A A 33. Batman'a gitmek, dünyanın en eski dinlerine ve kültürlerine yolculuk yapmak gibidir. Partlardan Sasanilere, Romalılardan Artuklulara kadar birçok medeniyetin izleri duruyor bu toprak- larda. Yezidilerin tarih boyunca en önemli tapınakları buradaydı. Hazreti İsa'nın dilini konuşan Süryanilerin de kutsal manastırlan bu ilimizin sınırları içinde. İslam felsefesinin derinlik kazanma- sına büyük katkısı olan düşünürler de bir zamanlar Batman'da yaşamış. Her taşın altından tarih fışkırıyor. Burada tarlalardan, çayırlardan sikkeler, heykeller, biblolar, gözyaşı şişeleri çıkıyor durmadan: Bu parçada Batman'la ilgili olarak, Bölgenin en gelişmiş kentidir. II. Değişik uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. III. Farklı dinler için kutsal bir nitelik taşımaktadır. + yargılarından hangilerine değinilmemiştir? A) Yalnız T Dve l B) Yalnız II A E) II ve III Clivell

142 6. Yazar, ünlü bestecinin hayatını, eserlerini, müzik ve Türkiye üzerine düşüncelerini anlattığı kitabında yep- yeni bir yöntem denemesine girişiyor. Besteciyle sa- bahtan akşama yapılmış uzun soluklu bir hayalî söy- leşiden oluşuyor kitap. Zaman zaman heyecanlı, za- man zaman da komik ya da çarpıc anekdotlarla iler- liyor. Yazar, konuşmayı yer yer bölerek bestecinin yaşadığı dönemle ilgili tarihsel konulardan söz edi- yor. Bu yolla zengin ve son derece eğlenceli bir ya- pit ortaya koyuyor. I. Konu dışı bilgiler verdiğine Ilgi çekici bir yapıt olduğuna Yalın bir dili olduğuna IV Kurmaca bir nitelik taşıdığına B) Geleceğin teknolojisi olarak gör C) Kullanım alanının geniş olduğu D) Insana olan ihtiyacı azalttığı E) Teknolojisinde sürekli ilerleme kaydedildiği It Bu parçadan sözü edilen yazar ve yapıtıyla ilgili olarak yukarıdakilerden hangilerine ulaşılamaz? C) I ve IV A) Ivett D) Yalnız III Bitve III 1-B E) III ve IV 2-B ÖZDEBİR YA 3-A 8

7. (1) Sap çekimini, döven sürmeyi, tinaz savurmayı, sa- man çekmeyi; bunlardan başka, pancar sulamayı, pancar sökümünü, pancar taşımayı tüm ayrıntılarıyla görüyoruz. (II) Sabırla toplanmış bilgiler, gözlemler bir- birini kovalıyor. (III) Apaydın, ilkel üretimin köylüyü na- sıl yıprattığını, nasıl kahrettiğini belirtmek için anlatıyor bunları. (IV) Sarı Traktör'ü okuyunca anlıyorsunuz ki Talip Apaydın köye traktör girmesini istiyor; traktörün faydasına, gücüne inanmış. (V) Bunun için köydeki ilkel üretim biçimini bütün ayrıntılarıyla anlatıyor. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I B) II C) IIL |v-1-1-111 D) IV E) V