Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

ağıdaki-
Genç yazar; yazının dolaysız bir etkileşim aracı olduğunu,
herkesin onun fikirlerini okumak için can attığını sanır. Oysa
yazı biçim bakımından yargılanan ve öncelikle buradan yar-
gılanan dolaylı bir süreçtir. Bu nedenle genç yazarın yaptığı
her dil yanlışı, yıllar yılı yapıtlarının ağzını burnunu kıran en
acı gerçek olur.
Paraf Yayınları
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda-
kilerden hangisidir?
A) Taraflı bir biçimde eleştirilmesi
Yorumlamaya kapalı olması
Dil hatalarının anlaşılmayı zorlaştırması
D) Anlatımındaki kusurların görmezden gelinmesi
E) Doğru değerlendirilmesini zorlaştırması
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ağıdaki- Genç yazar; yazının dolaysız bir etkileşim aracı olduğunu, herkesin onun fikirlerini okumak için can attığını sanır. Oysa yazı biçim bakımından yargılanan ve öncelikle buradan yar- gılanan dolaylı bir süreçtir. Bu nedenle genç yazarın yaptığı her dil yanlışı, yıllar yılı yapıtlarının ağzını burnunu kıran en acı gerçek olur. Paraf Yayınları Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? A) Taraflı bir biçimde eleştirilmesi Yorumlamaya kapalı olması Dil hatalarının anlaşılmayı zorlaştırması D) Anlatımındaki kusurların görmezden gelinmesi E) Doğru değerlendirilmesini zorlaştırması
A
m
anı
www
a-
CO-
Üç
Ble-
lar,
enin
ze-
açı-
Can-
mun
adır.
inde
MINAR
i deği-
A
32. 1. Her iki durumda da kitap ve yazar seçimleri, kapak
tasarımları, arka kapak yazıları daha da önemlisi,
okurların zihninde uyandınlan çağrışımın bile pay
vardır.
lasabil-
II. Bir yayınevinin en önemli sorunu, kanımca, kendi
kimliğini oluşturmaktır.
III. Okur deyip geçmemeli, kendi okurunu
oluşturabilmiş bir yayınevi, kimlik sorununu çözmüş
demektir
IV. Kimi yayınevlerinin ise kimliği yıllar içinde biçimlenir.
V. Kimi yayınevleri, daha ilk yayımladığı kitapla
kimliğini oluşturmaya başlar.
Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulmak
istense hangisi baştan ikinci cümle olur?
A) I
B) II
C) III D) IV/
E) V
I
V, IV, I
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A m anı www a- CO- Üç Ble- lar, enin ze- açı- Can- mun adır. inde MINAR i deği- A 32. 1. Her iki durumda da kitap ve yazar seçimleri, kapak tasarımları, arka kapak yazıları daha da önemlisi, okurların zihninde uyandınlan çağrışımın bile pay vardır. lasabil- II. Bir yayınevinin en önemli sorunu, kanımca, kendi kimliğini oluşturmaktır. III. Okur deyip geçmemeli, kendi okurunu oluşturabilmiş bir yayınevi, kimlik sorununu çözmüş demektir IV. Kimi yayınevlerinin ise kimliği yıllar içinde biçimlenir. V. Kimi yayınevleri, daha ilk yayımladığı kitapla kimliğini oluşturmaya başlar. Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulmak istense hangisi baştan ikinci cümle olur? A) I B) II C) III D) IV/ E) V I V, IV, I
Alman yazar ve düşünür Schlegel'e göre sanatçı
nın görevi; çağın gerçeklerini, geçmişin ve gelece.
ğin değerlerinde bulmaktır. Böylece çağdaş şair,
sadece kendi zamanının öznel değerleri içinde kal-
mayacak, geçmişin değerlerini çağda ve gelecekte
bularak insan tecrübesinin objektif ve evrensel bo-
yutlarını sanatının konusu yapabilecektir.
8.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine yer ve-
rilmemiştir?
A) Amaç cümlesi
B) Doğrudan anlatım cümlesi
Tanık gösterme
D) Verilen yargıyı sebebi ile açıklama
E) Benzetme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Alman yazar ve düşünür Schlegel'e göre sanatçı nın görevi; çağın gerçeklerini, geçmişin ve gelece. ğin değerlerinde bulmaktır. Böylece çağdaş şair, sadece kendi zamanının öznel değerleri içinde kal- mayacak, geçmişin değerlerini çağda ve gelecekte bularak insan tecrübesinin objektif ve evrensel bo- yutlarını sanatının konusu yapabilecektir. 8. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine yer ve- rilmemiştir? A) Amaç cümlesi B) Doğrudan anlatım cümlesi Tanık gösterme D) Verilen yargıyı sebebi ile açıklama E) Benzetme
2018-MSÜ/Türkçe
5. (1) Bulutları bıçak gibi delen gökdelenlerle başımız göğe
erdi sansak da inşaat teknolojisinde gerçek bir ilerleme
sağlayabilmek için tarihe dönüp bakmamız gerekiyor.
(II) Örneğin Isparta'nın Yalvaç ilçesinde bulunan Pisidia
Antiocheia kentinde yapılan son kazı çalışmaları
incelenebilir. (III) Bu çalışmalarda MÖ 300 yılında kentin
alt yapısının ızgara sistemine göre inşa edildiği
belirlenmiştir. (IV) Ayrıca kazilarda ortaya çıkan
atriumlu, yani avlu sistemli Roma evlerinde soğuk
havalara direnmek için alttan ısıtma yöntemi kullanıldığı
fark edilmiştir. (V) Asırlar önce bile kullanılan ve oldukça
ekonomik olan bu yöntem günümüzde neden
kullanılmasın?
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede günümüzde inşaat sektöründeki
küçülmenin nedenine değinilmiştir.
B) II. cümlede coğrafi konumun kazı çalışmalarını
etkilediği vurgulanmıştır.
C) II. cümlede şehirleşme faaliyetlerinde kullanılan ilk
sistemden bahsedilmiştir.
D)
E) V. cümlede günümüzdeki inşaat projelerinin maliyetli
olduğundan yakınılmıştır.
cümlede doğa koşullarına karşı geliştirilen bir
hlemden söz edilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2018-MSÜ/Türkçe 5. (1) Bulutları bıçak gibi delen gökdelenlerle başımız göğe erdi sansak da inşaat teknolojisinde gerçek bir ilerleme sağlayabilmek için tarihe dönüp bakmamız gerekiyor. (II) Örneğin Isparta'nın Yalvaç ilçesinde bulunan Pisidia Antiocheia kentinde yapılan son kazı çalışmaları incelenebilir. (III) Bu çalışmalarda MÖ 300 yılında kentin alt yapısının ızgara sistemine göre inşa edildiği belirlenmiştir. (IV) Ayrıca kazilarda ortaya çıkan atriumlu, yani avlu sistemli Roma evlerinde soğuk havalara direnmek için alttan ısıtma yöntemi kullanıldığı fark edilmiştir. (V) Asırlar önce bile kullanılan ve oldukça ekonomik olan bu yöntem günümüzde neden kullanılmasın? Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede günümüzde inşaat sektöründeki küçülmenin nedenine değinilmiştir. B) II. cümlede coğrafi konumun kazı çalışmalarını etkilediği vurgulanmıştır. C) II. cümlede şehirleşme faaliyetlerinde kullanılan ilk sistemden bahsedilmiştir. D) E) V. cümlede günümüzdeki inşaat projelerinin maliyetli olduğundan yakınılmıştır. cümlede doğa koşullarına karşı geliştirilen bir hlemden söz edilmiştir.
Türkiye'de her 10 haneden 8'inin internet erişimine
sahip olduğunu, akıllı telefon ve tablet kullanımının
%90'ların üzerine çıktığını belirten uzmanlar "Gün-
de ortalama 78 kez akıllı telefonumuza bakıyoruz ve
bu istatistik, Avrupa ortalamasının 1,5 katı. Özellikle
gençler, sabah uyandıkları andan itibaren 15 dakika
içerisinde cep telefonu kullanmaya başlıyorlar ve bu
durum ülkemizde %86 oranında görülüyor. Gençle-
rin yoğun cep telefonu ve tablet kullanımı nedeni ile
yaşadığı duruş bozuklukları, boyun ağrılarını da be-
raberinde getiriyor. Bu cihazların kullanımı esnasında
sürekli olarak boynun eğik tutulması sebebiyle boyun
ve omuz bölgelerinde kireçlenmeler, kas bozuklukları,
omurilik şekil bozuklukları gibi rahatsızlıklar 30 yaşın
altında görülmeye başlandı. Çoğu gencimiz maalesef
bu konu üzerinde fazla durmuyor." diye konuşuyor.
39. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Okuru yönlendiren bir havası vardır.
B) İkilemelere yer verilmiştir.
C) Gerekçesiyle verilen yargı vardı. +
D) Sayısal verilerden yararlanılmıştır. +
E) Çoğullaştırmalara yer verilmiştir. +
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Türkiye'de her 10 haneden 8'inin internet erişimine sahip olduğunu, akıllı telefon ve tablet kullanımının %90'ların üzerine çıktığını belirten uzmanlar "Gün- de ortalama 78 kez akıllı telefonumuza bakıyoruz ve bu istatistik, Avrupa ortalamasının 1,5 katı. Özellikle gençler, sabah uyandıkları andan itibaren 15 dakika içerisinde cep telefonu kullanmaya başlıyorlar ve bu durum ülkemizde %86 oranında görülüyor. Gençle- rin yoğun cep telefonu ve tablet kullanımı nedeni ile yaşadığı duruş bozuklukları, boyun ağrılarını da be- raberinde getiriyor. Bu cihazların kullanımı esnasında sürekli olarak boynun eğik tutulması sebebiyle boyun ve omuz bölgelerinde kireçlenmeler, kas bozuklukları, omurilik şekil bozuklukları gibi rahatsızlıklar 30 yaşın altında görülmeye başlandı. Çoğu gencimiz maalesef bu konu üzerinde fazla durmuyor." diye konuşuyor. 39. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Okuru yönlendiren bir havası vardır. B) İkilemelere yer verilmiştir. C) Gerekçesiyle verilen yargı vardı. + D) Sayısal verilerden yararlanılmıştır. + E) Çoğullaştırmalara yer verilmiştir. +
39. 1. Tarım işletmelerinin koyunculuk faaliyetine iliş-
kin sorunları çok çeşitlilik göstermektedir. Bunla-
nın başında koyun yetiştiriciliğinde yem fiyatların-
daki artış gelmektedir. Yem temini ve fiyatlarda-
ki artış, koyun yetiştiricilerini zor durumda bırak-
maktadır. Koyun yetiştiricilerinin devletin hayvan-
cılık politikası ile ilgili beklentileri istikrar, yapıcı-
lık ve önlerini görebilmek olarak sıralanmaktadır.
II. İşletmeler, koyunculuktan elde ettiği ürünlerin pa-
zarlamasını pazara götürmek suretiyle yapmak-
tadır. İşletmelerin önemli bir bölümü, ürünlerini
pazarlama aşamasında çeşitli sorunlar yaşamak-
tadır. Bu pazarlama zorlukları; ürün fiyatlarının
belirsizliği ve istikrarsızlığı, pazar imkânlarının el-
verişsizliği, ürünün vadeli ve zamanında satıla-
maması, kooperatifleşme sorunu ve pazara gö-
türme zorluğu şeklinde sıralanmaktadır.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi söylenebilir?
A Aynı durumu birbiriyle çelişen sonuçlar üzerin-
den ele almaktadırlar.
B) Aynı olguyu farklı yönleriyle ele alıp değerlendir-
mektedirler.
C) iki farklı konunun birbiriyle benzerlik gösteren
yanlarını sunmaktadırlar.
DAynı düşünceyi farklı anlatım teknikleriyle ele al-
maktadırlar.
E) İki farklı konuyu benzer örneklerle pekiştirmek-
tedirler.
40, Edebiyat, özel olarak kurgulanmış, estetik bir dille
ilendiği bir
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
39. 1. Tarım işletmelerinin koyunculuk faaliyetine iliş- kin sorunları çok çeşitlilik göstermektedir. Bunla- nın başında koyun yetiştiriciliğinde yem fiyatların- daki artış gelmektedir. Yem temini ve fiyatlarda- ki artış, koyun yetiştiricilerini zor durumda bırak- maktadır. Koyun yetiştiricilerinin devletin hayvan- cılık politikası ile ilgili beklentileri istikrar, yapıcı- lık ve önlerini görebilmek olarak sıralanmaktadır. II. İşletmeler, koyunculuktan elde ettiği ürünlerin pa- zarlamasını pazara götürmek suretiyle yapmak- tadır. İşletmelerin önemli bir bölümü, ürünlerini pazarlama aşamasında çeşitli sorunlar yaşamak- tadır. Bu pazarlama zorlukları; ürün fiyatlarının belirsizliği ve istikrarsızlığı, pazar imkânlarının el- verişsizliği, ürünün vadeli ve zamanında satıla- maması, kooperatifleşme sorunu ve pazara gö- türme zorluğu şeklinde sıralanmaktadır. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenebilir? A Aynı durumu birbiriyle çelişen sonuçlar üzerin- den ele almaktadırlar. B) Aynı olguyu farklı yönleriyle ele alıp değerlendir- mektedirler. C) iki farklı konunun birbiriyle benzerlik gösteren yanlarını sunmaktadırlar. DAynı düşünceyi farklı anlatım teknikleriyle ele al- maktadırlar. E) İki farklı konuyu benzer örneklerle pekiştirmek- tedirler. 40, Edebiyat, özel olarak kurgulanmış, estetik bir dille ilendiği bir
Raun
A
35. Doğan Hızlan'ın eleştiri anlayışında toplumculuk ya
da bireycilik gibi bir ayrım yoktur. Sanatçı, yaşamı ve
yaşanılan gerçekleri yorumlarken sanatın gerçeğini
yansıtabiliyor mu, onun için önemli olan buydu. Bu
yüzden, Doğan Hızlan'ın yazılarında; edebiyat ve sa-
nat yaşamını, yaşamın ve sanatın gerçek yüzünū,
geniş bir yelpaze içinde izleyebilirsiniz. Onun eleşti-
rilerinde uzun boylu yergi ya da övgüler yoktur. O,
ele aldığı sanat yapıtının, sanatçının, bizim bir oku-
yuşta, bir izleyişte görmediğimiz, göremediğimiz bir
yönünü gösterecektir. Bu, o yapıtın yaşayan, yaşa-
yacak olan yönüdür. Evrensel yanıdır.
Bu parçaya dayanarak "Doğan Hızlan'ın eleştiri an-
layışı" ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
AY Yapıtın sanatın gerekleriyle örtüşüp örtüşmedi-
ğini odağına aldığı
BY Gerek olumlu gerekse olumsuz eleştirilerinde aşı-
rıya kaçmadığı
Eserin zamana dayanabilecek yönünü bulmayı
amaçladığı
D) Yapıtı yazıldığı toplumsal koşullar ışığında de-
ğerlendirdiği
EX Eserin bütün insanlara hitap eden niteliğini bul-
maya çalıştığı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Raun A 35. Doğan Hızlan'ın eleştiri anlayışında toplumculuk ya da bireycilik gibi bir ayrım yoktur. Sanatçı, yaşamı ve yaşanılan gerçekleri yorumlarken sanatın gerçeğini yansıtabiliyor mu, onun için önemli olan buydu. Bu yüzden, Doğan Hızlan'ın yazılarında; edebiyat ve sa- nat yaşamını, yaşamın ve sanatın gerçek yüzünū, geniş bir yelpaze içinde izleyebilirsiniz. Onun eleşti- rilerinde uzun boylu yergi ya da övgüler yoktur. O, ele aldığı sanat yapıtının, sanatçının, bizim bir oku- yuşta, bir izleyişte görmediğimiz, göremediğimiz bir yönünü gösterecektir. Bu, o yapıtın yaşayan, yaşa- yacak olan yönüdür. Evrensel yanıdır. Bu parçaya dayanarak "Doğan Hızlan'ın eleştiri an- layışı" ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? AY Yapıtın sanatın gerekleriyle örtüşüp örtüşmedi- ğini odağına aldığı BY Gerek olumlu gerekse olumsuz eleştirilerinde aşı- rıya kaçmadığı Eserin zamana dayanabilecek yönünü bulmayı amaçladığı D) Yapıtı yazıldığı toplumsal koşullar ışığında de- ğerlendirdiği EX Eserin bütün insanlara hitap eden niteliğini bul- maya çalıştığı
bilime ve bilimsel zihniyete karsi benimsenen olumlu tutumun
Islam kültür çevresinde matematik, başlangıçta genel olarak
etkisiyle hızla gelişme göstermiş ve giderek başta fizik ve
astronomi olmak üzere matematiksel bilimler denilen bilimlerin
gelişmesinde önemli rol oynamıştır. İslam dünyasında bilimlerin
doğuşu ve gelişimi sürecinde diğer yeni uygarlıklarda olduğu
gibi önceki kültür mirasının devralınması ve özümsenmesi
sürecinin de aynen işlediğini belirtmek gerekir. Dolayısıyla
matematiğin doğup gelişmesi de başta Grekler olmak üzere
başlamıştır. Dönemin entelektüelleri bu kültür çevrelerinde
Persler ve Süryanilerden alınan bilgilerin özümsenmesiyle
sadece matematiğin oynadığı etkin rolü fark etmekle kalmamış.
aynı zamanda her türlü bilimsel etkinliğin aslında matematige
dayandığı ve matematik olmadan vadığın bilgisini edinmenin
olanaklı olmadığı düşüncesinin de açıkça ayırdına varmıştır. Bu
olağanüstü düşünceyi erken dönemde keşfeden ve yenilik
içeren çalışmalarını bilim topluluklarına kabul ettiren ise bütün
zamanların en önemli kimyacısı Cabir Ibn Hayyan'dır. Cabir Ibn
Hayyan'a göre, evren geometrik bir yapıdadır ve evrendeki
varlıkların ileri düzeydeki organizasyonunda noktalar hâlindeki
sayılar çizgiyi, çizgiler yüzeyi, yüzeyler cisimleri oluşturur. Dört
SIVI veya dört unsur gibi nitelikleri geçmişteki bilgiler aracılığıyla
fade etmeyi deneyen Hayyan, bu düşüncesini Eukleides'in
(MÖ 300'ler) Elementler adlı yapıtına davandirmiştir.
B Bilimsel mirastan yararlanma yoluna gitmiştir. L
Bilimsel faaliyetlerle adını duyurabilmiştir.
UcDört
39
Nafile
başın
yüze
kurn
için
okus
olur
38. Bu parçadan Cabir İbn Hayyan'la ilgili olarak aşağıdaki
yargıların hangisine ulaşılamaz?
A) Bilim çevresinde etkin biridir.
B) Bitimde ilk sayılabilecek çalışmalar yapmıştır. V
C) Birden fazla bilim dalıyla ilgilenmiştir.
çıka
bur
met
nac
dör
for
na
ya
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
bilime ve bilimsel zihniyete karsi benimsenen olumlu tutumun Islam kültür çevresinde matematik, başlangıçta genel olarak etkisiyle hızla gelişme göstermiş ve giderek başta fizik ve astronomi olmak üzere matematiksel bilimler denilen bilimlerin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. İslam dünyasında bilimlerin doğuşu ve gelişimi sürecinde diğer yeni uygarlıklarda olduğu gibi önceki kültür mirasının devralınması ve özümsenmesi sürecinin de aynen işlediğini belirtmek gerekir. Dolayısıyla matematiğin doğup gelişmesi de başta Grekler olmak üzere başlamıştır. Dönemin entelektüelleri bu kültür çevrelerinde Persler ve Süryanilerden alınan bilgilerin özümsenmesiyle sadece matematiğin oynadığı etkin rolü fark etmekle kalmamış. aynı zamanda her türlü bilimsel etkinliğin aslında matematige dayandığı ve matematik olmadan vadığın bilgisini edinmenin olanaklı olmadığı düşüncesinin de açıkça ayırdına varmıştır. Bu olağanüstü düşünceyi erken dönemde keşfeden ve yenilik içeren çalışmalarını bilim topluluklarına kabul ettiren ise bütün zamanların en önemli kimyacısı Cabir Ibn Hayyan'dır. Cabir Ibn Hayyan'a göre, evren geometrik bir yapıdadır ve evrendeki varlıkların ileri düzeydeki organizasyonunda noktalar hâlindeki sayılar çizgiyi, çizgiler yüzeyi, yüzeyler cisimleri oluşturur. Dört SIVI veya dört unsur gibi nitelikleri geçmişteki bilgiler aracılığıyla fade etmeyi deneyen Hayyan, bu düşüncesini Eukleides'in (MÖ 300'ler) Elementler adlı yapıtına davandirmiştir. B Bilimsel mirastan yararlanma yoluna gitmiştir. L Bilimsel faaliyetlerle adını duyurabilmiştir. UcDört 39 Nafile başın yüze kurn için okus olur 38. Bu parçadan Cabir İbn Hayyan'la ilgili olarak aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) Bilim çevresinde etkin biridir. B) Bitimde ilk sayılabilecek çalışmalar yapmıştır. V C) Birden fazla bilim dalıyla ilgilenmiştir. çıka bur met nac dör for na ya
ya: "B
36. Lisede gösterilen temel matematik için bile denir
öğrendiklerimizi ileride kullanmayacağız ki..." Işte bu,
hatalı bir yaklaşımdır. Matematik her yerde, hemen her
dalda kullanılır. Sadece neyin nerede kullanılacağını
bilmek ve anlamak lazım. Bazı öğrenciler, tamamen
ezbere dayalı öğrenir çoğu şeyi. Mesela havuz
problemleriyle ilgili birkaç soru çeşidini görür, o soru
tiplerinin nasıl çözüleceğini ezberler. Sınavda aynı konuy
ilgili farklı tip soru çıkınca kalem oynatamaz. Çünkü ilk
defa sınav esnasında düşünmeye başlar konu hakkında
Bu noktada şunu diyebiliriz: Matematik, insanı çok kolay
ters köşe yapar fakat onunla biraz haşır neşir olundukça
insana farklı bakış açıları sağlar.
Bu parçadan matematikle ilgili olarak
Kullanım alanı geniştir.
I Matematikte formülleri ezberlemek, başarının ön
koşuludur.
III. Genelde ezbere dayalı biçimde öğrenilmeye çalışılı
Live
IV. Kişiyi bazı açılardan geliştirir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) I ve
B) I ve III
D) II ve IV
ENII ve IV
C) II ve Ill
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ya: "B 36. Lisede gösterilen temel matematik için bile denir öğrendiklerimizi ileride kullanmayacağız ki..." Işte bu, hatalı bir yaklaşımdır. Matematik her yerde, hemen her dalda kullanılır. Sadece neyin nerede kullanılacağını bilmek ve anlamak lazım. Bazı öğrenciler, tamamen ezbere dayalı öğrenir çoğu şeyi. Mesela havuz problemleriyle ilgili birkaç soru çeşidini görür, o soru tiplerinin nasıl çözüleceğini ezberler. Sınavda aynı konuy ilgili farklı tip soru çıkınca kalem oynatamaz. Çünkü ilk defa sınav esnasında düşünmeye başlar konu hakkında Bu noktada şunu diyebiliriz: Matematik, insanı çok kolay ters köşe yapar fakat onunla biraz haşır neşir olundukça insana farklı bakış açıları sağlar. Bu parçadan matematikle ilgili olarak Kullanım alanı geniştir. I Matematikte formülleri ezberlemek, başarının ön koşuludur. III. Genelde ezbere dayalı biçimde öğrenilmeye çalışılı Live IV. Kişiyi bazı açılardan geliştirir. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) I ve B) I ve III D) II ve IV ENII ve IV C) II ve Ill
21. Dil bilgisi derslerinde, bilinmeyen sözcüklerin anlam çalışmaları
sınıf içinde gerçekleştirilmelidir. Bu çalışmalar sonunda öğren-
ciler, bilinmeyen sözcükleri metne bağlı olarak tam kavradıktan
sonra kendi konuşmalarında ve yazma çalışmalarında kullanma-
lıdır. Aynı kökten gelen sözcükler önceki derslerde gerçekleş-
tirilen çalışmalara bağlı olarak hatırlatılmalıdır. Aksi takdirde
sözcükler kitapların sayfaları arasında sıkışıp kalacak, öğrenci-
lerin dilinde yaşama alanı bulamayacaktır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşa-
ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Sözcük bilgisi çalışmaları sınıfta yapılmalı, uygulamaları ise
günlük hayata yayılmalıdır.sinemaxistral
B) Öğrencilere her türlü bilgi, öğretmen tarafından doğrudan
verilmeli, daha sonra uygulamaya geçilmelidir.
Öğrenciler ancak bu sayede sözcükleri özümseyecek ve
kullanmaya başlayacaktır.
Ders işlenirken öğrencilere de söz hakkı verilmeli, onların
sözcük bilgisi denetlenmelidir.
E) Anlamı bilinmeyen sözcükler öğrencilere, ödev olarak veri-
lip ezberletilmelidir. ney
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
21. Dil bilgisi derslerinde, bilinmeyen sözcüklerin anlam çalışmaları sınıf içinde gerçekleştirilmelidir. Bu çalışmalar sonunda öğren- ciler, bilinmeyen sözcükleri metne bağlı olarak tam kavradıktan sonra kendi konuşmalarında ve yazma çalışmalarında kullanma- lıdır. Aynı kökten gelen sözcükler önceki derslerde gerçekleş- tirilen çalışmalara bağlı olarak hatırlatılmalıdır. Aksi takdirde sözcükler kitapların sayfaları arasında sıkışıp kalacak, öğrenci- lerin dilinde yaşama alanı bulamayacaktır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Sözcük bilgisi çalışmaları sınıfta yapılmalı, uygulamaları ise günlük hayata yayılmalıdır.sinemaxistral B) Öğrencilere her türlü bilgi, öğretmen tarafından doğrudan verilmeli, daha sonra uygulamaya geçilmelidir. Öğrenciler ancak bu sayede sözcükleri özümseyecek ve kullanmaya başlayacaktır. Ders işlenirken öğrencilere de söz hakkı verilmeli, onların sözcük bilgisi denetlenmelidir. E) Anlamı bilinmeyen sözcükler öğrencilere, ödev olarak veri- lip ezberletilmelidir. ney
6.
1. Kimya bölümünden mezun olanlar için "kimyacı"
demek yerine "kimyager" sözcüğünü kullanmak
daha uygun olabilir.
II. Kimyacı tabiri genelde çalışılan sektöre atıf yapar
ve çalışılan sektörden ötürü, temel eğitimi kimya
olmasa bile herkes "kimyacı" olarak nitelendirilir.
Il numaralı cümlenin I numaralı cümleyle ilişkisini
aşağıdakilerden hangisi açıklar?
A) Aktarılanların koşulunu ortaya koymak
B) Anlatılmak isteneni sonuçlarıyla açıklamak
C) Aktarılanları bir örnek üzerinden somutlaştırmak
D) Aktarılanların sebebini belirtmek
E) Aktarılanları benzer bir durumla geliştirmek
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. 1. Kimya bölümünden mezun olanlar için "kimyacı" demek yerine "kimyager" sözcüğünü kullanmak daha uygun olabilir. II. Kimyacı tabiri genelde çalışılan sektöre atıf yapar ve çalışılan sektörden ötürü, temel eğitimi kimya olmasa bile herkes "kimyacı" olarak nitelendirilir. Il numaralı cümlenin I numaralı cümleyle ilişkisini aşağıdakilerden hangisi açıklar? A) Aktarılanların koşulunu ortaya koymak B) Anlatılmak isteneni sonuçlarıyla açıklamak C) Aktarılanları bir örnek üzerinden somutlaştırmak D) Aktarılanların sebebini belirtmek E) Aktarılanları benzer bir durumla geliştirmek
i sa-
dan
anil-
hem
; bir
gun
mü-
ol-
uz
hül
M-
Raunt
7
A)
28. Amerikalı yazar John Williams'in 1965'te yayımladı-
ğı, pek de popüler kabul edilmeyecek, edebî nitelik-
lere sahip romanı Stoner, iki yıl önce bir yayınevi ta-
rafından yeniden basılınca beklenmeyen bir durum
yaşandı ve roman pek çok ülkede "çoksatar" oluver-
di. Yayıncıların ve eleştirmenlerin beklemediği bu geç
gelen şöhreti çeşitli nedenlere bağlamak mümkün el-
bette fakat edebiyatta fark edilmenin bir kuralı oldu-
ğunu söylemek zor. Kimileri bunu biraz talihli olma-
ya bağlasa da günümüz okurunun beklentilerini tam
kestirememenin zorluğu, bir kitabın başarısını gör-
meyi engelliyor.
Bu parçada söz konusu romanın çok satması aşa-
ğıdakilerden hangisine bağlanmıştır?
Tarihî konulardan söz etmesine
B) Yazarının şanslı olmasına
Cy Çağdaş okurun isteklerini karşılamasına
DYYalın bir dille yazılmasına
E Toplumsal konulara değinmesine
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
i sa- dan anil- hem ; bir gun mü- ol- uz hül M- Raunt 7 A) 28. Amerikalı yazar John Williams'in 1965'te yayımladı- ğı, pek de popüler kabul edilmeyecek, edebî nitelik- lere sahip romanı Stoner, iki yıl önce bir yayınevi ta- rafından yeniden basılınca beklenmeyen bir durum yaşandı ve roman pek çok ülkede "çoksatar" oluver- di. Yayıncıların ve eleştirmenlerin beklemediği bu geç gelen şöhreti çeşitli nedenlere bağlamak mümkün el- bette fakat edebiyatta fark edilmenin bir kuralı oldu- ğunu söylemek zor. Kimileri bunu biraz talihli olma- ya bağlasa da günümüz okurunun beklentilerini tam kestirememenin zorluğu, bir kitabın başarısını gör- meyi engelliyor. Bu parçada söz konusu romanın çok satması aşa- ğıdakilerden hangisine bağlanmıştır? Tarihî konulardan söz etmesine B) Yazarının şanslı olmasına Cy Çağdaş okurun isteklerini karşılamasına DYYalın bir dille yazılmasına E Toplumsal konulara değinmesine Diğer sayfaya geçiniz.
26. Bazen rüyamızda uçarız ya, uyandığımızda bir iki sa-
niyeliğine de olsa uçabileceğimize inanırız. Rüyadan
taşıdığımız o iki saniye, gündelik hayatın kimi inanıl-
maz gerçeklerine tahammül edebilmemizi sağlar. --
. Bu ögeler, hem yazarken sınırları kaldırıyor hem
de okurun katılımını destekliyor. Benim düşüm; bir
başka düşü çağırıyor, besliyor, büyütüyor.
Bu parçadaki boşluğa düşüncenin akışına uygun
olarak aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Gerçeküstü ögelerin öyküyü tümlediğini düşünü-
yorum
BY Fantastik unsurların öykünün doğasına aykırı ol-
duğunu düşünüyorum
CY Düşsel unsurlar okurda öyküye bakışı olumsuz
etkiler
Raunt
DY Kimi okur, öyküdeki olağanüstülüklere tahammül
edemez
EY Gerçekçi olmayan unsurlar, okuru gerçek yaşam-
dan koparır
IF
28
7
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. Bazen rüyamızda uçarız ya, uyandığımızda bir iki sa- niyeliğine de olsa uçabileceğimize inanırız. Rüyadan taşıdığımız o iki saniye, gündelik hayatın kimi inanıl- maz gerçeklerine tahammül edebilmemizi sağlar. -- . Bu ögeler, hem yazarken sınırları kaldırıyor hem de okurun katılımını destekliyor. Benim düşüm; bir başka düşü çağırıyor, besliyor, büyütüyor. Bu parçadaki boşluğa düşüncenin akışına uygun olarak aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Gerçeküstü ögelerin öyküyü tümlediğini düşünü- yorum BY Fantastik unsurların öykünün doğasına aykırı ol- duğunu düşünüyorum CY Düşsel unsurlar okurda öyküye bakışı olumsuz etkiler Raunt DY Kimi okur, öyküdeki olağanüstülüklere tahammül edemez EY Gerçekçi olmayan unsurlar, okuru gerçek yaşam- dan koparır IF 28 7
TYT / Türkçe
29. Cami avlusunda yemlediği kuşların sevimli uçuşları-
ni huzurla seyrediyor Ahmet amca, bakışlarıyla eş-
lik ediyor sanki onlara. Yıllar önce ünlü sanatçıların
eşlik ettiği klarnetçi Mustafa ağabeye şimdi keklikle-
ri eşlik ediyor. Malatya Arapkir'de, gününün büyük
bir kısmını kekliklerine klarnet çalarak geçiriyor. Ak-
şam vakti mahalle bakkalından torunlarına öteberi
almış Saliha teyze evine dönüyor. Mahallenin kuşla-
ri da ona eşlik ediyor. İzmir'in sessiz ve vakur tanığı
Saat Kulesi'nin komşuları olan kuşlar ve yem satici-
si amca, her zamanki gibi neşeli çocukları ağırlıyor.
Bu parçaya getirilebilecek en uygun başlık aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A Yurdum insanı
BY Kuşlar ve insanlar
Şehir Manzaraları
insanların Merhameti
DX
Ey Doğa Dostları
30. Okumuş, eğitim düzeyi yüksek, işi gücü olan, maddi
refaha ulaşmış bir Batılı insan; her gün aynı saatte
işine gider gelir. Aynı işi aynı kurallar çerçevesinde
yapar. Sabah belli saatte kalkar, aynı tarzda çizilmiş
yollardan arabasıyla ya da yürüyerek işine gider ge-
lir. Alışveriş için aynı yol ve caddeleri kullanır. Eve gel-
diğinde vine benzer islerle mesqul olur. Bazen de av-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT / Türkçe 29. Cami avlusunda yemlediği kuşların sevimli uçuşları- ni huzurla seyrediyor Ahmet amca, bakışlarıyla eş- lik ediyor sanki onlara. Yıllar önce ünlü sanatçıların eşlik ettiği klarnetçi Mustafa ağabeye şimdi keklikle- ri eşlik ediyor. Malatya Arapkir'de, gününün büyük bir kısmını kekliklerine klarnet çalarak geçiriyor. Ak- şam vakti mahalle bakkalından torunlarına öteberi almış Saliha teyze evine dönüyor. Mahallenin kuşla- ri da ona eşlik ediyor. İzmir'in sessiz ve vakur tanığı Saat Kulesi'nin komşuları olan kuşlar ve yem satici- si amca, her zamanki gibi neşeli çocukları ağırlıyor. Bu parçaya getirilebilecek en uygun başlık aşa- ğıdakilerden hangisidir? A Yurdum insanı BY Kuşlar ve insanlar Şehir Manzaraları insanların Merhameti DX Ey Doğa Dostları 30. Okumuş, eğitim düzeyi yüksek, işi gücü olan, maddi refaha ulaşmış bir Batılı insan; her gün aynı saatte işine gider gelir. Aynı işi aynı kurallar çerçevesinde yapar. Sabah belli saatte kalkar, aynı tarzda çizilmiş yollardan arabasıyla ya da yürüyerek işine gider ge- lir. Alışveriş için aynı yol ve caddeleri kullanır. Eve gel- diğinde vine benzer islerle mesqul olur. Bazen de av-
en
a-
er.
en
an
la
3-
si
1
Raunt
A
27. Ayarını bozduğun kantar bir gün gelip seni tartar, ata-
sözünü çok severim. (1) Haddizatında kantar, terazi-
nin atasıdır. (II) Muhtemelen terazi paranın icadıyla
birlikte ortaya çıkmıştır. (III) Takaslı alışveriş devrin-
de ağırlığın bir hükmü olmasa gerek. (IV) Tarih bo-
yunca pek çok çeşidi kullanılan terazilerde temel
prensip dengedir. (V) Bir tarafa tartılacak nesneler,
diğer tarafa ağırlık ölçü birimleri konur ve denge sağ-
lanmaya çalışılırdı. (VI) Şimdilerde işlem çok daha
basit, yeter ki fişi prize takmayı yahut pilleri değiştir-
meyi unutmayın.
Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf
hangi çümleyle başlar?
A)
BY III
any of
C) IV
EVI
28. Amerikalı yazar John Williams'in 1965'te yayımladı-
ğı, pek de popüler kabul edilmeyecek, edebî nitelik-
lere sahip romanı Stoner, iki yıl önce bir yayınevi ta-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
en a- er. en an la 3- si 1 Raunt A 27. Ayarını bozduğun kantar bir gün gelip seni tartar, ata- sözünü çok severim. (1) Haddizatında kantar, terazi- nin atasıdır. (II) Muhtemelen terazi paranın icadıyla birlikte ortaya çıkmıştır. (III) Takaslı alışveriş devrin- de ağırlığın bir hükmü olmasa gerek. (IV) Tarih bo- yunca pek çok çeşidi kullanılan terazilerde temel prensip dengedir. (V) Bir tarafa tartılacak nesneler, diğer tarafa ağırlık ölçü birimleri konur ve denge sağ- lanmaya çalışılırdı. (VI) Şimdilerde işlem çok daha basit, yeter ki fişi prize takmayı yahut pilleri değiştir- meyi unutmayın. Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf hangi çümleyle başlar? A) BY III any of C) IV EVI 28. Amerikalı yazar John Williams'in 1965'te yayımladı- ğı, pek de popüler kabul edilmeyecek, edebî nitelik- lere sahip romanı Stoner, iki yıl önce bir yayınevi ta-
37.-38.
cevaplayınız.
Iranlı şair Ömer Hayyam'ın Rubaiyatının bir
kopyası, 12 Nisan 1912 gecesi Titanic ile birlikte
batti. Rubaiyat, geminin hareketinden on iki gün
önce nadir kitaplar açık artırmasında oldukça
yüksek bir fiyata satılmış ve New York'taki
sahibine ulaştırılmak üzere Titanic'e verilmişti.
Peki, 1860'ta ünlü doğu bilimci FitzGerald'in
Viktoryen yorumlar ekleyerek çevirdiği Rubaiyatin
bu kopyası neden bu kadar pahalıydı? XX. asırda
İngiltere'nin en ünlü kitapçılarından Sutcliffe
ve Sangorski, Orta Çağ'ın değerli maden ve
mücevherle süslü kitaplarından ilham alarak
özel baskı kitaplar hazırlamaktaydı. Söz konusu
kitapçılar, İngiliz ciltçilere FitzGerald'in çevirdiği
Rubaiyat'ın özel baskısını sipariş etmişti. Baskısı
iki yılda tamamlanan kitabın ön kapağına
kuyruğu mücevherlerle, etrafı Orta Çağ İran el
yazmalarında rastlanan desenlerle süslenmiş
bir tavus kuşu işlenmişti. Kitabın süslemeleri için
binden fazla mücevher ve altı yüz yaprak altın
kullanılmıştı. Rubaiyatın kâğıtları olmasa bile
süslemesinde kullanılan bu mücevherlerin ve
altınların hâlâ Titanic'te olduğu, kitabın süslü deri
kapağının ise yüz yıldan fazla zaman geçmesine
rağmen hâlâ korunduğu tahmin ediliyor.
38. Bu parçada Rubaiyat hakkında aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Maddi değeri yüksek bir nüsha olduğuna
B) Farklı coğrafyalarda yaşayan kişilerce ilgi
gördüğüne
C) Tanınmış bazı kitapçılar tarafından talep
edildiğine
D) Cilt süslemesinde Doğu sanatından
yararlanıldığına
E) Çevirisinin aslına bağlı kalınarak yapıldığına
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
37.-38. cevaplayınız. Iranlı şair Ömer Hayyam'ın Rubaiyatının bir kopyası, 12 Nisan 1912 gecesi Titanic ile birlikte batti. Rubaiyat, geminin hareketinden on iki gün önce nadir kitaplar açık artırmasında oldukça yüksek bir fiyata satılmış ve New York'taki sahibine ulaştırılmak üzere Titanic'e verilmişti. Peki, 1860'ta ünlü doğu bilimci FitzGerald'in Viktoryen yorumlar ekleyerek çevirdiği Rubaiyatin bu kopyası neden bu kadar pahalıydı? XX. asırda İngiltere'nin en ünlü kitapçılarından Sutcliffe ve Sangorski, Orta Çağ'ın değerli maden ve mücevherle süslü kitaplarından ilham alarak özel baskı kitaplar hazırlamaktaydı. Söz konusu kitapçılar, İngiliz ciltçilere FitzGerald'in çevirdiği Rubaiyat'ın özel baskısını sipariş etmişti. Baskısı iki yılda tamamlanan kitabın ön kapağına kuyruğu mücevherlerle, etrafı Orta Çağ İran el yazmalarında rastlanan desenlerle süslenmiş bir tavus kuşu işlenmişti. Kitabın süslemeleri için binden fazla mücevher ve altı yüz yaprak altın kullanılmıştı. Rubaiyatın kâğıtları olmasa bile süslemesinde kullanılan bu mücevherlerin ve altınların hâlâ Titanic'te olduğu, kitabın süslü deri kapağının ise yüz yıldan fazla zaman geçmesine rağmen hâlâ korunduğu tahmin ediliyor. 38. Bu parçada Rubaiyat hakkında aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Maddi değeri yüksek bir nüsha olduğuna B) Farklı coğrafyalarda yaşayan kişilerce ilgi gördüğüne C) Tanınmış bazı kitapçılar tarafından talep edildiğine D) Cilt süslemesinde Doğu sanatından yararlanıldığına E) Çevirisinin aslına bağlı kalınarak yapıldığına