Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

20. Neredeyse erkeklerin korkulu rüyası haline gelen
kravatlar artık resmiyetin, ciddiyetin sembolü olmak-
tan çıktı. Yaz aylarında sıcaktan bunalan beylerin
fırsat buldukları anda ceplerinde dinlendirdikleri bu
parça gençlerin sayesinde dolaplarda dinlenme-
ye terk edildi. Sadece resmî kıyafetle değil, spor
kıyafetlerle de çok şık olunabileceğinin altını çizen
tasarımcılar, spor ve klasik tarzı bir araya getirerek
çalışanlara rahat bir nefes aldırdılar.
Parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Erkeklerin kravat giymek istemeyişleri
B) Rahat kıyafetlerle çalışmanın uygun olamayacağı
C) Kravatın, resmiyetin ve ciddiyetin sembolü olduğu
D) Spor kıyafetle resmî yerlere gidilmemesi gerek-
tiği
E) Tasarımcıların spor ve klasik kıyafetlerin sente-
ziyle yeni bir rahatlık getirdikleri
CO₂
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
20. Neredeyse erkeklerin korkulu rüyası haline gelen kravatlar artık resmiyetin, ciddiyetin sembolü olmak- tan çıktı. Yaz aylarında sıcaktan bunalan beylerin fırsat buldukları anda ceplerinde dinlendirdikleri bu parça gençlerin sayesinde dolaplarda dinlenme- ye terk edildi. Sadece resmî kıyafetle değil, spor kıyafetlerle de çok şık olunabileceğinin altını çizen tasarımcılar, spor ve klasik tarzı bir araya getirerek çalışanlara rahat bir nefes aldırdılar. Parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağı- dakilerden hangisidir? A) Erkeklerin kravat giymek istemeyişleri B) Rahat kıyafetlerle çalışmanın uygun olamayacağı C) Kravatın, resmiyetin ve ciddiyetin sembolü olduğu D) Spor kıyafetle resmî yerlere gidilmemesi gerek- tiği E) Tasarımcıların spor ve klasik kıyafetlerin sente- ziyle yeni bir rahatlık getirdikleri CO₂
Toros dağlarının etekleri ta Akdenizden başlar. Kıyıları dö-
ven ak köpüklerden sonra doruklara doğru yavaş yavaş
yükselir. Akdenizin üstünde daima, top top ak bulutlar salı-
nır. Kıyılar dümdüz, cilalanmış gibi düz killi topraklardır. Killi
toprak et gibidir. Bu kıyılar saatlarca içe kadar deniz kokar,
tuz kokar. Tuz keskindir. Düz, killi, sürülmüş topraklardan
sonra Çukurova'nın bükleri başlar. Örülmüşçesine sık çalı-
lar, kamışlar, böğürtlenler, yaban asmaları, sazlarla kaplı,
koyu yeşil, ucu bucağı belirsiz alanlardır bunlar. Karanlık bir
ormandan daha yabani, daha karanlık! Biraz daha içeri, bir
taraftan Anavarzaya, bir taraftan Osmaniye'yi geçip Islahiye-
ye gidilecek olursa geniş bataklıklara varılır. Bataklıklar yaz
aylarında fikir fıkır kaynar. Kirli, pistir. Kokudan yanına yak-
laşılmaz. Çürümüş saz, çürümüş ot, ağaç, kamış, çürümüş
toprak kokar. Kışınsa duru, pırıl pırıl, taşkın bir sudur. Yazın
otlardan, sazlardan suyun yüzü gözükmez. Kışınsa çarşaf
gibi açılır.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) İkilememelere yer verilmiştir.
B) Benzetmeden faydalanılmıştır.
C) Betimleyici anlatımla oluşturulmuştur.
D) Karşılaştırma cümlesine yer verilmiştir.
E) Nesnel ifadeler ağırlıktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Toros dağlarının etekleri ta Akdenizden başlar. Kıyıları dö- ven ak köpüklerden sonra doruklara doğru yavaş yavaş yükselir. Akdenizin üstünde daima, top top ak bulutlar salı- nır. Kıyılar dümdüz, cilalanmış gibi düz killi topraklardır. Killi toprak et gibidir. Bu kıyılar saatlarca içe kadar deniz kokar, tuz kokar. Tuz keskindir. Düz, killi, sürülmüş topraklardan sonra Çukurova'nın bükleri başlar. Örülmüşçesine sık çalı- lar, kamışlar, böğürtlenler, yaban asmaları, sazlarla kaplı, koyu yeşil, ucu bucağı belirsiz alanlardır bunlar. Karanlık bir ormandan daha yabani, daha karanlık! Biraz daha içeri, bir taraftan Anavarzaya, bir taraftan Osmaniye'yi geçip Islahiye- ye gidilecek olursa geniş bataklıklara varılır. Bataklıklar yaz aylarında fikir fıkır kaynar. Kirli, pistir. Kokudan yanına yak- laşılmaz. Çürümüş saz, çürümüş ot, ağaç, kamış, çürümüş toprak kokar. Kışınsa duru, pırıl pırıl, taşkın bir sudur. Yazın otlardan, sazlardan suyun yüzü gözükmez. Kışınsa çarşaf gibi açılır. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İkilememelere yer verilmiştir. B) Benzetmeden faydalanılmıştır. C) Betimleyici anlatımla oluşturulmuştur. D) Karşılaştırma cümlesine yer verilmiştir. E) Nesnel ifadeler ağırlıktadır.
88
16. Bu filmin senaryosu yönetmene aitti. O, öykünün geç-
tiği köyü biliyordu ve filmin ana konusunu da köydeki
hayatın ritmi oluşturuyordu. Yönetmenin isteği üzeri-
ne roller için klasik bir karakter çalışması yapılmadı.
Çünkü karakter çalışmalarıyla oyuncuların kafasında
önceden belirlenmiş kalıplar ortaya çıkacak ve yönet-
menin bunları yıkması zor olacaktı. Yönetmen, oyun-
culardan yalnızca rollerini ezberlemelerini istedi. Çe-
kimler bittiğinde bunun çok doğru bir karar olduğunu
hepimiz gördük.
Bu parçaya göre, sözü edilen yönetmenin karakter
çalışmasından kaçınmasının asıl nedeni aşağıda-
kilerden hangisidir?
A) Az sayıda oyuncuyla çalışmaktan hoşlanması
B) Filmdeki hiçbir karakterin ön planda olmaması
C) Oyuncuları doğal hâlleriyle cekmek istemesi
D Daha önceki filmlerinde denediği tekniği kullan-
masi
E) Cekimler bitmeden oyuncularla film hakkında ko-
nuşmak istememesi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
88 16. Bu filmin senaryosu yönetmene aitti. O, öykünün geç- tiği köyü biliyordu ve filmin ana konusunu da köydeki hayatın ritmi oluşturuyordu. Yönetmenin isteği üzeri- ne roller için klasik bir karakter çalışması yapılmadı. Çünkü karakter çalışmalarıyla oyuncuların kafasında önceden belirlenmiş kalıplar ortaya çıkacak ve yönet- menin bunları yıkması zor olacaktı. Yönetmen, oyun- culardan yalnızca rollerini ezberlemelerini istedi. Çe- kimler bittiğinde bunun çok doğru bir karar olduğunu hepimiz gördük. Bu parçaya göre, sözü edilen yönetmenin karakter çalışmasından kaçınmasının asıl nedeni aşağıda- kilerden hangisidir? A) Az sayıda oyuncuyla çalışmaktan hoşlanması B) Filmdeki hiçbir karakterin ön planda olmaması C) Oyuncuları doğal hâlleriyle cekmek istemesi D Daha önceki filmlerinde denediği tekniği kullan- masi E) Cekimler bitmeden oyuncularla film hakkında ko- nuşmak istememesi
mi
1-
e
Pekiştiren Soru
3
----, 1944 yılında George Orwell, ünlü eseri Hayvan Çiftliği yle. Fa-
ber&Faber Yayınevinin başında olan T. S. Eliot'in kapısını alar.
Yanıt, Eliot'ın karısının kaleminden gelecektir: "Benim bu yapıtla
ilgili genel tatminsizliğimin temeli, en yalın hâliyle, yapıtın olum-
suz havası. Yazarın istediklerine, karşı çıktığı şeylerin bazılarına
sempati duyuyorum ama kitaba hâkim olan ve genelinde Trockist
diyebileceğim bakış ikna edici değil." Bir başka örnek daha... Ken-
disi de büyük bir yazar olan André Gide, Gallimard Yayınevi'nin
başındayken önüne gelen Kayıp Zamanın İzinde'yi paketini bile
açmadan geri gönderir ve Proust kitabını kendi imkânlarıyla bastı-
rip da beklenmedik bir başarı kazanınca utançtan kendini paralar.
Bu parçada boş bırakılan yere anlam akışına göre aşağıdaki
lerden hangisi getirilmelidir?
A Edebiyat dünyasında, rakiplerine karşı son derece yanlı dav-
ranmış birçok yazar vardır
B) Niteliksiz yapıtların kolayca basılması, başarılı eserlerin değe-
rinin ayırt edilememesine neden olmuştur
C) Her edebî eserin hazırlanma ve yayımlanma aşamaları, ben-
zer zorlukları barındırır
D Yazarlar; başka yazarlara karşı son derece acımasızca eleşti-
riler yöneltirken kendilerine yapılan eleştirilere pek de taham-
müllü değillerdir
EX Edebiyat tarihi, ilk anda değeri anlaşılamamış, pek çok zorlukla
mücadele ederek başarıyı yakalamış eserlerle doludur
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
mi 1- e Pekiştiren Soru 3 ----, 1944 yılında George Orwell, ünlü eseri Hayvan Çiftliği yle. Fa- ber&Faber Yayınevinin başında olan T. S. Eliot'in kapısını alar. Yanıt, Eliot'ın karısının kaleminden gelecektir: "Benim bu yapıtla ilgili genel tatminsizliğimin temeli, en yalın hâliyle, yapıtın olum- suz havası. Yazarın istediklerine, karşı çıktığı şeylerin bazılarına sempati duyuyorum ama kitaba hâkim olan ve genelinde Trockist diyebileceğim bakış ikna edici değil." Bir başka örnek daha... Ken- disi de büyük bir yazar olan André Gide, Gallimard Yayınevi'nin başındayken önüne gelen Kayıp Zamanın İzinde'yi paketini bile açmadan geri gönderir ve Proust kitabını kendi imkânlarıyla bastı- rip da beklenmedik bir başarı kazanınca utançtan kendini paralar. Bu parçada boş bırakılan yere anlam akışına göre aşağıdaki lerden hangisi getirilmelidir? A Edebiyat dünyasında, rakiplerine karşı son derece yanlı dav- ranmış birçok yazar vardır B) Niteliksiz yapıtların kolayca basılması, başarılı eserlerin değe- rinin ayırt edilememesine neden olmuştur C) Her edebî eserin hazırlanma ve yayımlanma aşamaları, ben- zer zorlukları barındırır D Yazarlar; başka yazarlara karşı son derece acımasızca eleşti- riler yöneltirken kendilerine yapılan eleştirilere pek de taham- müllü değillerdir EX Edebiyat tarihi, ilk anda değeri anlaşılamamış, pek çok zorlukla mücadele ederek başarıyı yakalamış eserlerle doludur
kare
8. Toplumsal ütopyalar, bu yüzyılın trajik hayal kırık-
lıkları olmuştur. Temel yanılgı, toplumun yapılarını
değiştirerek insanın da doğal olarak değiştirilebi-
leceğini düşünmek olmuştur. Sadece içsel olarak
gelişmeyi başarmış insan, sadece bilinçli insan,
gidişatın değişmesi için çalışabilir. Umudu aramak
ve onu büyütmek, hem kendi içimizde hem de yakı-
nımızdakilerin içinde uykuya dalmadan, dalgınlığa
kapılmadan.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Sosyal yapıların değişmesiyle, o sosyal yapılar-
daki insanlar da değişime ayak uydurur.
THE
Hayallerimizi gerçekleştirmenin yolu, umutsuz-
Muğa kapılmamaktan, inancımızı kaybetmemek-
ten geçer.
C) Daha güzel bir dünyada yaşamak istiyorsak top-
lum olarak değişimleri algılamak zorundayız.
D) Toplumsal değişim, o toplumu oluşturan tüm in-
sanlar, bu isteğe sahip olduğunda gerçekleşir.
Toplumsal değişim, toplumu oluşturan kişilerin
tek tek, kişisel gelişimlerini sağlayıp bilinçli ça-
lışmalarıyla gerçekleşir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
kare 8. Toplumsal ütopyalar, bu yüzyılın trajik hayal kırık- lıkları olmuştur. Temel yanılgı, toplumun yapılarını değiştirerek insanın da doğal olarak değiştirilebi- leceğini düşünmek olmuştur. Sadece içsel olarak gelişmeyi başarmış insan, sadece bilinçli insan, gidişatın değişmesi için çalışabilir. Umudu aramak ve onu büyütmek, hem kendi içimizde hem de yakı- nımızdakilerin içinde uykuya dalmadan, dalgınlığa kapılmadan. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Sosyal yapıların değişmesiyle, o sosyal yapılar- daki insanlar da değişime ayak uydurur. THE Hayallerimizi gerçekleştirmenin yolu, umutsuz- Muğa kapılmamaktan, inancımızı kaybetmemek- ten geçer. C) Daha güzel bir dünyada yaşamak istiyorsak top- lum olarak değişimleri algılamak zorundayız. D) Toplumsal değişim, o toplumu oluşturan tüm in- sanlar, bu isteğe sahip olduğunda gerçekleşir. Toplumsal değişim, toplumu oluşturan kişilerin tek tek, kişisel gelişimlerini sağlayıp bilinçli ça- lışmalarıyla gerçekleşir.
3. Ne iş yaptığımı soranlara "Yazarım." dediğimde
"Asıl işin.ne?" derlerdi. Çünkü yazarlık para kazan-
dırmayan bir işti. Bu nedenle de ben ve benden ön-
cekiler, başka işler yaparak yaşamımızı sürdürdük.
Ben kitaplarımı para kazanma aracı olarak görme-
dim hiçbir zaman. Başka işlerden para kazanıp dü-
şüncelerimi hiçbir engel tanımaksızın dilediğimce
yazmak istedim.
----
Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdaki-
lerden hangisiyle tamamlanamaz?
Geçimimi sağlamak için yaptığım işten fırsat bu-
lup istediğim zaman yazamıyordum
B) Kitaplarım satılacak mı, kazancım ne olacak gibi
kaygılar yaşamadım
engelleyece
C) Çünkü sınırlanmanın yaratıcılığımı engelleyece-
ğini biliyordum
D) Bugün adımdan söz ediliyorsa bunda özgürce
yazmamın büyük payı var
E) Böylece düşündüklerimle söylediklerim hiçbir
zaman birbirinden farklı olmadı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Ne iş yaptığımı soranlara "Yazarım." dediğimde "Asıl işin.ne?" derlerdi. Çünkü yazarlık para kazan- dırmayan bir işti. Bu nedenle de ben ve benden ön- cekiler, başka işler yaparak yaşamımızı sürdürdük. Ben kitaplarımı para kazanma aracı olarak görme- dim hiçbir zaman. Başka işlerden para kazanıp dü- şüncelerimi hiçbir engel tanımaksızın dilediğimce yazmak istedim. ---- Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdaki- lerden hangisiyle tamamlanamaz? Geçimimi sağlamak için yaptığım işten fırsat bu- lup istediğim zaman yazamıyordum B) Kitaplarım satılacak mı, kazancım ne olacak gibi kaygılar yaşamadım engelleyece C) Çünkü sınırlanmanın yaratıcılığımı engelleyece- ğini biliyordum D) Bugün adımdan söz ediliyorsa bunda özgürce yazmamın büyük payı var E) Böylece düşündüklerimle söylediklerim hiçbir zaman birbirinden farklı olmadı
9. Oyun, Tanrı ile anlaşıp ölümü gır gira alarak şeyta-
na pabucunu ters giydiren yaşlı asker Ivan'ın serü-
venini anlatıyordu. "Onuru utançla, savaşı barışla
değişmeyin." sloganının yankılandığı oyun; müthiş
temposu, mükemmel oyunculukları, yönetmeninin,
sahne üzerindeki her anın bir anlamı olduğunu ver-
mesiyle dikkat çekti. Gerçekten de seyirciye düşün-
me nedeni vermeden bütün olup bitenleri zorluyor
görünümü sağlarken hiçbir şeyi zorlamaksızın öy-
küyü sahnelemişti.
1
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Deyimlere başvurarak anlatımı güçlendirme
B) Gözlem ürünü olan izlenimleri aktarma
C) Alıntı yapma
✓
D) Karşılaştırma yapma
E) Anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıtma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Oyun, Tanrı ile anlaşıp ölümü gır gira alarak şeyta- na pabucunu ters giydiren yaşlı asker Ivan'ın serü- venini anlatıyordu. "Onuru utançla, savaşı barışla değişmeyin." sloganının yankılandığı oyun; müthiş temposu, mükemmel oyunculukları, yönetmeninin, sahne üzerindeki her anın bir anlamı olduğunu ver- mesiyle dikkat çekti. Gerçekten de seyirciye düşün- me nedeni vermeden bütün olup bitenleri zorluyor görünümü sağlarken hiçbir şeyi zorlamaksızın öy- küyü sahnelemişti. 1 Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- gisi yoktur? A) Deyimlere başvurarak anlatımı güçlendirme B) Gözlem ürünü olan izlenimleri aktarma C) Alıntı yapma ✓ D) Karşılaştırma yapma E) Anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıtma
7. Şiir benim için çok önemli. Öyküden ve romandan
önce şiir vardı ve onlardan önemli ve öncelikliydi.
Öyle olmaya da devam edecek. Yazdığım birçok
şiir var, zamanı gelince yayımlanacaklar. Ama şiiri
başkalarına okutmaktan çok, kendi kendime yarat-
tığım bir oyun gibi algılıyorum. Bu oyunun içerisin-
de olmaktan da mutluyum. Şiirin zekâyı bambaşka
yerlere götürdüğüne inanıyorum. İki küçük satırın
beraberinde kurduğum koskocaman dünya karşı-
sında kimi zaman ben bile şaşırıyorum.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Öznellik V
B) Benzetme
C) Karşılaştırma
D) Örnek verme
E) Duyguları yansıtma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Şiir benim için çok önemli. Öyküden ve romandan önce şiir vardı ve onlardan önemli ve öncelikliydi. Öyle olmaya da devam edecek. Yazdığım birçok şiir var, zamanı gelince yayımlanacaklar. Ama şiiri başkalarına okutmaktan çok, kendi kendime yarat- tığım bir oyun gibi algılıyorum. Bu oyunun içerisin- de olmaktan da mutluyum. Şiirin zekâyı bambaşka yerlere götürdüğüne inanıyorum. İki küçük satırın beraberinde kurduğum koskocaman dünya karşı- sında kimi zaman ben bile şaşırıyorum. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- gisi yoktur? A) Öznellik V B) Benzetme C) Karşılaştırma D) Örnek verme E) Duyguları yansıtma
4. 19. yüzyıl sonlarında ve 20. yüzyılda, resimde, kimi
sanatçılar önemli dönüşümlere yol açmışlardır.
Önde gelen bu sanatçıların gerçekçi bir yaklaşım-
la çalıştıkları, kurallara uygun resimler yaptıkları;
daha sonraysa "kural dışı" düzenlemelere giriştik-
leri görülür. Soyut resmin önemli imzaları olan bu
kişiler, önceleri figüratif resim yaparak bu resimlerle
neyi soyutladıklarının ipuçlarını vermişlerdi. Soyut
resme soyunan birçok yerli ve yabancı sanatçının
bu işin üstesinden gelememesinin nedeni, belki de
bu ipuçlarını ortaya koymadan bu işe kalkışmış ol-
malarıdır.
Bu parçada 19 ve 20. yüzyıl resim sanatıyla ilgi-
li olarak aşağıdakilerden hangisine değinilme-
mistir?
A) Önemli değişimlerin yaşandığına
B) Öncü sanatçılarının kural dışı çalışmaları oldu-
ğuna
C) Soyut çalışmaların yanı sıra gerçekçi çalışmala-
ra yer verildiğine
D) Soyut çalışmaların hızla yaygınlaştığına
E) Soyut çalışmaların başarılı olmadığına
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. 19. yüzyıl sonlarında ve 20. yüzyılda, resimde, kimi sanatçılar önemli dönüşümlere yol açmışlardır. Önde gelen bu sanatçıların gerçekçi bir yaklaşım- la çalıştıkları, kurallara uygun resimler yaptıkları; daha sonraysa "kural dışı" düzenlemelere giriştik- leri görülür. Soyut resmin önemli imzaları olan bu kişiler, önceleri figüratif resim yaparak bu resimlerle neyi soyutladıklarının ipuçlarını vermişlerdi. Soyut resme soyunan birçok yerli ve yabancı sanatçının bu işin üstesinden gelememesinin nedeni, belki de bu ipuçlarını ortaya koymadan bu işe kalkışmış ol- malarıdır. Bu parçada 19 ve 20. yüzyıl resim sanatıyla ilgi- li olarak aşağıdakilerden hangisine değinilme- mistir? A) Önemli değişimlerin yaşandığına B) Öncü sanatçılarının kural dışı çalışmaları oldu- ğuna C) Soyut çalışmaların yanı sıra gerçekçi çalışmala- ra yer verildiğine D) Soyut çalışmaların hızla yaygınlaştığına E) Soyut çalışmaların başarılı olmadığına
Paragraf
1.
1. Bu testte 25 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe (Paragraf) Testi için ayrılar
ASS
221
(B)
C)
Ateş
Yorgunluk
Kuru Öksürük
COVID - 19/NEZLE/GRIP / ALERJİ BELİRTİLERİ
SOĞUK
ALGINLIĞI
NEZLE
Solunum Zorluğu
Öksürük
Ağrı
Hapşırma
Burun Akıntısı
ORO
Burun Tıkanıklığı
Gözlerde Sulanma
Boğaz Ağrısı
Ishal
COVID - 19
✓
Sik
Sik
Sik
Şiddetli
Sik
Bazen
Bazen
Bazen
Bazen
Nadiren
V Bazen
-
✓
-
✓
-
Sik
Sık
Nadiren ✓
-
✓
Sık
✓
GRIP
-
Sık
Sik
Sik
15
PARAGRAF TESTİ
Nadiren
Sık
Bazen
Bazen
Bazen
Bazen
Nadiren
D
124 E 25 E
ALERJI
✓
✓
✓
✓
-
Bazen
Bazen
Bazen
Bazen
Sik
Sık
A) Yorgunluk belirtisi, bir rahatsızlığın tanısında tek
başına yeterli değildir.
Bu tablodaki verilerden hareketle aşağıdaki yargıların
hangisine ulaşılamaz?
Sık
Sik
2.
Bazı belirtiler farklı hastalıklarda ortak olarak görülse
de bu belirtilerin aynı sıklıkta yaşandığı söylenemez.
Birden fazla belirtiye bakılarak tanı konulacak hastalık
bulunmamaktadır.
D) COVID 19 rahatsızlığına yakalanan bir kişinin,
solunum yetmezliği sorununu daha yoğun yaşaması
muhtemeldir.
E)
Ateşlenen, ishal olan ve ağrısı bulunan kişinin alerjik
bir rahatsızlığa yakalandığı söylenemez.
1.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Paragraf 1. 1. Bu testte 25 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe (Paragraf) Testi için ayrılar ASS 221 (B) C) Ateş Yorgunluk Kuru Öksürük COVID - 19/NEZLE/GRIP / ALERJİ BELİRTİLERİ SOĞUK ALGINLIĞI NEZLE Solunum Zorluğu Öksürük Ağrı Hapşırma Burun Akıntısı ORO Burun Tıkanıklığı Gözlerde Sulanma Boğaz Ağrısı Ishal COVID - 19 ✓ Sik Sik Sik Şiddetli Sik Bazen Bazen Bazen Bazen Nadiren V Bazen - ✓ - ✓ - Sik Sık Nadiren ✓ - ✓ Sık ✓ GRIP - Sık Sik Sik 15 PARAGRAF TESTİ Nadiren Sık Bazen Bazen Bazen Bazen Nadiren D 124 E 25 E ALERJI ✓ ✓ ✓ ✓ - Bazen Bazen Bazen Bazen Sik Sık A) Yorgunluk belirtisi, bir rahatsızlığın tanısında tek başına yeterli değildir. Bu tablodaki verilerden hareketle aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? Sık Sik 2. Bazı belirtiler farklı hastalıklarda ortak olarak görülse de bu belirtilerin aynı sıklıkta yaşandığı söylenemez. Birden fazla belirtiye bakılarak tanı konulacak hastalık bulunmamaktadır. D) COVID 19 rahatsızlığına yakalanan bir kişinin, solunum yetmezliği sorununu daha yoğun yaşaması muhtemeldir. E) Ateşlenen, ishal olan ve ağrısı bulunan kişinin alerjik bir rahatsızlığa yakalandığı söylenemez. 1.
2. Aşağıdakı parçalardan hangisi bilinç akışı tekniğine örnek
olarak gösterilebilir?
A) Gazete dediniz de aklıma geldi: Nermin yemeğe bekler
beni... Espri yaparak kurtulamazsın; koltukta söz verdin.
Vazgeçiyorum; bütün insanlığın önünde eğilerek özür
diliyorum: beni yanlışlıkla çıkardılar sahneye. Ben yoldan
geçen... Bütün sorumluluk sende. Hayır değil. Benden
paso; çocuk da daha altı yaşını doldurmadı biletçi amcası.
B) Arabaları Topkapısı'ndan geçip Divan Yolu'nda ilerlerken
o hâlâ babasını düşünüyordu. Ayasofya önünde birbir-
leriyle vedalaştılar ve Bünyamin gücünün yettiği kadar
hızlı yürüyüp Haliç'e indi. Bir kayığa binip Galata'ya geçti.
Karaköy İskelesinden Yelkenci Hanı'na koşarak gittiğinde
evlerinin yerinde yeller estiğini gördü.
C) Çok içim sıkılıyor. Arkadaşlarımın çoğu yılbaşı tatili do-
layısıyla ailelerinin yanına gittiler. Ben gidemedim. Aksi
gibi halam da ameliyat oldu. Mektepte kalanları hep bir
yatakhaneye topladılar. Karnemde notlarım çok iyi olduğu
hâlde nedense hiç sevinemiyorum.
D) Tezel sabah erken, otobüsten annesinin evine iner in-
mez telefon etti. Ama bu, salt bugünkü protokolü yerine
getirmekte nasıl bir yol izleneceğini Aysel'den öğrenmek
istiyor süsü verilmiş bir telefon olmalı. Ablasıyla aralarında
çok uzak, yakınlığı özenle bastırılmış soğuk bir konuşma
geçti: Hoşgeldin.
E) Nakkaşlar arasında öğrendiğim her şeyi ona yetiştirece-
ğimi söyledim. Elini öptüm, merdivenleri indim, avluya
çıktım, kar soğuğunu üzerimde hissettim de ne bir çocuk
ne de yaşlı bir adam olduğumu hatırladım: Dünyayı mut-
lulukla tenimde hissediyordum.
Yanıt Yayınları
55
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Aşağıdakı parçalardan hangisi bilinç akışı tekniğine örnek olarak gösterilebilir? A) Gazete dediniz de aklıma geldi: Nermin yemeğe bekler beni... Espri yaparak kurtulamazsın; koltukta söz verdin. Vazgeçiyorum; bütün insanlığın önünde eğilerek özür diliyorum: beni yanlışlıkla çıkardılar sahneye. Ben yoldan geçen... Bütün sorumluluk sende. Hayır değil. Benden paso; çocuk da daha altı yaşını doldurmadı biletçi amcası. B) Arabaları Topkapısı'ndan geçip Divan Yolu'nda ilerlerken o hâlâ babasını düşünüyordu. Ayasofya önünde birbir- leriyle vedalaştılar ve Bünyamin gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi. Bir kayığa binip Galata'ya geçti. Karaköy İskelesinden Yelkenci Hanı'na koşarak gittiğinde evlerinin yerinde yeller estiğini gördü. C) Çok içim sıkılıyor. Arkadaşlarımın çoğu yılbaşı tatili do- layısıyla ailelerinin yanına gittiler. Ben gidemedim. Aksi gibi halam da ameliyat oldu. Mektepte kalanları hep bir yatakhaneye topladılar. Karnemde notlarım çok iyi olduğu hâlde nedense hiç sevinemiyorum. D) Tezel sabah erken, otobüsten annesinin evine iner in- mez telefon etti. Ama bu, salt bugünkü protokolü yerine getirmekte nasıl bir yol izleneceğini Aysel'den öğrenmek istiyor süsü verilmiş bir telefon olmalı. Ablasıyla aralarında çok uzak, yakınlığı özenle bastırılmış soğuk bir konuşma geçti: Hoşgeldin. E) Nakkaşlar arasında öğrendiğim her şeyi ona yetiştirece- ğimi söyledim. Elini öptüm, merdivenleri indim, avluya çıktım, kar soğuğunu üzerimde hissettim de ne bir çocuk ne de yaşlı bir adam olduğumu hatırladım: Dünyayı mut- lulukla tenimde hissediyordum. Yanıt Yayınları 55
11. Aşağıdaki parçaların hangisinde iç konuşma tekniğinden
yararlanılmıştır?
A) Öğleden sonra kiracıyı görmek için sokağa çıkmış, dö-
nüşte Beyazıt kahvesine uğramıştı. Bu birkaç saatlik
gezinti, fırtınalı ve karlı gecede burnunu bir lahza kapıdan
çıkarmak gibi, ona bir yığın şeyi birden öğretmişti.
B) Paşa, kanepede, kendisini tanıdığım ve hatırladığım
günden beri oturduğu tarafta oturuyordu. Salonda akşam
karanlığı arttığı için, kendisine pek yakın olduğum hâlde
yüzünü göremez olmuştum. Bakışlarını, gülümseyişlerini
ve yüzünün kımıldanışlarını sesinde bulmaya çalışıyordum
ve ağır ağır konuşuyorduk.
C) Öğleyin ortalıkçı kadın bir tepside yemeğiyle birlikte
anahtarları getirdi.
- İki numarayı sildin mi?
- Sildim.
Anahtarları yerlerine asti; numaralar üstlerine kazılmıştı.
Yemeğini isteksiz yedi.
D) Adam kitaplarını satmaya karar verdi. Bütün gece ya-
takta döndü durdu, bir türlü uyku tutmadı. Müthiş bir
gönül rahatsızlığı içinde, gecenin üçünü geçe dalabildi.
Sabahleyin uyandığı zaman şakakları zonkluyordu.
E) Önünde durduğu, uzun ve iki katlı binaya yorgun gözlerle
baktı. Yataklı vagonda pek iyi uyuyamamıştı. Otele gidip
biraz yatsam... Öğleden sonra gelsem... mi? Hayır, bu
sıcakta öğleden sonra kimseyi bulamam. Binaya tekrar
baktı. Pencereler, pencereler...
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Aşağıdaki parçaların hangisinde iç konuşma tekniğinden yararlanılmıştır? A) Öğleden sonra kiracıyı görmek için sokağa çıkmış, dö- nüşte Beyazıt kahvesine uğramıştı. Bu birkaç saatlik gezinti, fırtınalı ve karlı gecede burnunu bir lahza kapıdan çıkarmak gibi, ona bir yığın şeyi birden öğretmişti. B) Paşa, kanepede, kendisini tanıdığım ve hatırladığım günden beri oturduğu tarafta oturuyordu. Salonda akşam karanlığı arttığı için, kendisine pek yakın olduğum hâlde yüzünü göremez olmuştum. Bakışlarını, gülümseyişlerini ve yüzünün kımıldanışlarını sesinde bulmaya çalışıyordum ve ağır ağır konuşuyorduk. C) Öğleyin ortalıkçı kadın bir tepside yemeğiyle birlikte anahtarları getirdi. - İki numarayı sildin mi? - Sildim. Anahtarları yerlerine asti; numaralar üstlerine kazılmıştı. Yemeğini isteksiz yedi. D) Adam kitaplarını satmaya karar verdi. Bütün gece ya- takta döndü durdu, bir türlü uyku tutmadı. Müthiş bir gönül rahatsızlığı içinde, gecenin üçünü geçe dalabildi. Sabahleyin uyandığı zaman şakakları zonkluyordu. E) Önünde durduğu, uzun ve iki katlı binaya yorgun gözlerle baktı. Yataklı vagonda pek iyi uyuyamamıştı. Otele gidip biraz yatsam... Öğleden sonra gelsem... mi? Hayır, bu sıcakta öğleden sonra kimseyi bulamam. Binaya tekrar baktı. Pencereler, pencereler...
Bildiğim bütün insanlar arasında bir seçme yapmam isten-
se Homeros'u hepsinden üstün tutardım. Aristoteles'ten ya
da Varro'dan daha mı bilgilidir, diyeceksiniz. Hayır hatta şiir
sanatında Vergilius'un ondan hiç de aşağı kalmadığı ileri sü-
rülebilir. Bu konuda hüküm vermek her ikisini de bilenlere
düşer. Ben kendi hesabıma yalnız birini, Vergilius'u biliyo-
rum. Açıkça söylemeliyim ki şiirde bu büyük Romalının aşı-
labileceğini aklım almaz.
11
Birkaç evlik bir yerden geçiyorlardı. Yıkık bir duvarın dibin-
de yırtık elbiseli, tıraşları uzamış, yüzü kırış kırış, yılgın bir
ihtiyar oturuyordu. Başında kirli, beyaz bir papak vardı. Ağzı
açıktı, üst damağında tek kalmış, kazma gibi uzamış dişi gö-
rülüyordu. Murat selam verdi; ihtiyar, oturduğu yerden sela-
mini aldı.
Bu parçaların anlatımıyla ilgili olarak,
I. I. parça tartışmacı, II parça öyküleyici anlatımla oluştu-
rulmuştur.
II.
Her iki parçada da betimleme yapılmıştır.
III. Her iki parçanın da anlatıcısı farklıdır.
IV. II. parça sanat yapmak amacıyla oluşturulmuştur.
değerlendirmelerinden hangileri yapılamaz?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) II ve III
E) III ve IV
C) Yalnız III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Bildiğim bütün insanlar arasında bir seçme yapmam isten- se Homeros'u hepsinden üstün tutardım. Aristoteles'ten ya da Varro'dan daha mı bilgilidir, diyeceksiniz. Hayır hatta şiir sanatında Vergilius'un ondan hiç de aşağı kalmadığı ileri sü- rülebilir. Bu konuda hüküm vermek her ikisini de bilenlere düşer. Ben kendi hesabıma yalnız birini, Vergilius'u biliyo- rum. Açıkça söylemeliyim ki şiirde bu büyük Romalının aşı- labileceğini aklım almaz. 11 Birkaç evlik bir yerden geçiyorlardı. Yıkık bir duvarın dibin- de yırtık elbiseli, tıraşları uzamış, yüzü kırış kırış, yılgın bir ihtiyar oturuyordu. Başında kirli, beyaz bir papak vardı. Ağzı açıktı, üst damağında tek kalmış, kazma gibi uzamış dişi gö- rülüyordu. Murat selam verdi; ihtiyar, oturduğu yerden sela- mini aldı. Bu parçaların anlatımıyla ilgili olarak, I. I. parça tartışmacı, II parça öyküleyici anlatımla oluştu- rulmuştur. II. Her iki parçada da betimleme yapılmıştır. III. Her iki parçanın da anlatıcısı farklıdır. IV. II. parça sanat yapmak amacıyla oluşturulmuştur. değerlendirmelerinden hangileri yapılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III E) III ve IV C) Yalnız III
23. Rahmet Hoca bu köylerin birindendi. Okuryazardı. Şi-
ir söylerdi. Saz çalardı. Namaz kıldırır, aşır okurdu. Ze-
ki, sevimli, canlı bir gençti bundan otuz yedi, otuz se-
kiz sene önce. Okumuş yazmış bir köylü gencinin har-
manlardan sonra kasaba bu kadar yakınken köyde pi-
neklemesini kimse doğru bulmaz. İnsanın babası bile.
O da kasaba kahvelerine, kasaba çarşılarına gün ağa-
rırken düşer, öğleüstü pideli kebap yer. Öğle namazı-
ni "Orta Camii'nde kılar, ikindiüstü eşraftan Hacı Ha-
san Bey'in yazıhanesinde lafa karışır, hararetlenir, kud-
retten pembe yüzünde fırıl fırıl dönen yuvarlak kahve-
rengi gözleriyle ateş gibi bir köylü delikanlısı olurdu.
Saf saf konuşurdu ama doğru konuşurdu. Onun has-
talığının başlangıcına ben rastlamadım. Pek küçükmü-
şüm. Benim yetiştiğim zamanlar Birinci Dünya Harbi
patlamıştı. Harbin içinde idik. Onu belediye gazinosun-
da bir memurlar topluluğunun ortasında, ayağında po-
turu, sırtında "İstanbulin”i, yakasında, sırtında olup ol-
madığı meçhul kaskatı kolalı gömleği, lastikli siyah bo-
yun bağı ile boynunun damarları şişmiş, kahverengi
gözleri kan içinde, ayağa kalkmış vaziyette görür gibi-
yim. Neler söylerdi? Hayal meyal hatırlarım.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
A) Değişik yapılı cümlelerle anlatımdaki tekdüzelik kı-
rılmıştır.
B) Sade, içten ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
C) Anlatımında betimleyici unsurlardan faydalanılmış-
tır.
D) Anlatıcının psikolojik durumuna değinilmiştir.
E) Gündelik hayattan bir kesite yer verilmiştir.
Tür
24. E
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. Rahmet Hoca bu köylerin birindendi. Okuryazardı. Şi- ir söylerdi. Saz çalardı. Namaz kıldırır, aşır okurdu. Ze- ki, sevimli, canlı bir gençti bundan otuz yedi, otuz se- kiz sene önce. Okumuş yazmış bir köylü gencinin har- manlardan sonra kasaba bu kadar yakınken köyde pi- neklemesini kimse doğru bulmaz. İnsanın babası bile. O da kasaba kahvelerine, kasaba çarşılarına gün ağa- rırken düşer, öğleüstü pideli kebap yer. Öğle namazı- ni "Orta Camii'nde kılar, ikindiüstü eşraftan Hacı Ha- san Bey'in yazıhanesinde lafa karışır, hararetlenir, kud- retten pembe yüzünde fırıl fırıl dönen yuvarlak kahve- rengi gözleriyle ateş gibi bir köylü delikanlısı olurdu. Saf saf konuşurdu ama doğru konuşurdu. Onun has- talığının başlangıcına ben rastlamadım. Pek küçükmü- şüm. Benim yetiştiğim zamanlar Birinci Dünya Harbi patlamıştı. Harbin içinde idik. Onu belediye gazinosun- da bir memurlar topluluğunun ortasında, ayağında po- turu, sırtında "İstanbulin”i, yakasında, sırtında olup ol- madığı meçhul kaskatı kolalı gömleği, lastikli siyah bo- yun bağı ile boynunun damarları şişmiş, kahverengi gözleri kan içinde, ayağa kalkmış vaziyette görür gibi- yim. Neler söylerdi? Hayal meyal hatırlarım. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Değişik yapılı cümlelerle anlatımdaki tekdüzelik kı- rılmıştır. B) Sade, içten ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır. C) Anlatımında betimleyici unsurlardan faydalanılmış- tır. D) Anlatıcının psikolojik durumuna değinilmiştir. E) Gündelik hayattan bir kesite yer verilmiştir. Tür 24. E
8. Soru
Kimsesizlik duygusu ağır basıyor kitapta ama adından da anla-
şılacağı gibi ağır basan yön hem kimsesizlik hem değil. Şairin
seslendiği biri olduğuna göre kimsesizlik yok, bir çoğalma var.
Ben bunun yalnızlıktan farklı bir durum olduğuna inanıyorum.
Bilinçli bir şekilde "kimsesizlik" kavramını kullanıyorum. Ama biri-
leriyle beraberken olan bir kimsesizlik; birlikteyken bile içeride
olan yalnızlık gibi.
var
Bu parçada boş bırakılan yere anlatımın akışına göre aşağı-
dakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Ama insanın kendi içinde de hissettiği bir kırılma var.
B) Gerçek yaşamdaki gibi çelişkili duygularla karşılaşıyoruz ki-
tapta.
C) Kimsesizlik aslına bakarsanız bir duygu değildir.
D) Cünkü yazar gerçekte kimsesizlik durumunu yaşamıyor.
Bunların herkesin yaşayabileceği duygular olduğu kesin.
FL.
NV
F
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. Soru Kimsesizlik duygusu ağır basıyor kitapta ama adından da anla- şılacağı gibi ağır basan yön hem kimsesizlik hem değil. Şairin seslendiği biri olduğuna göre kimsesizlik yok, bir çoğalma var. Ben bunun yalnızlıktan farklı bir durum olduğuna inanıyorum. Bilinçli bir şekilde "kimsesizlik" kavramını kullanıyorum. Ama biri- leriyle beraberken olan bir kimsesizlik; birlikteyken bile içeride olan yalnızlık gibi. var Bu parçada boş bırakılan yere anlatımın akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) Ama insanın kendi içinde de hissettiği bir kırılma var. B) Gerçek yaşamdaki gibi çelişkili duygularla karşılaşıyoruz ki- tapta. C) Kimsesizlik aslına bakarsanız bir duygu değildir. D) Cünkü yazar gerçekte kimsesizlik durumunu yaşamıyor. Bunların herkesin yaşayabileceği duygular olduğu kesin. FL. NV F
Prf Yayınla
32. Internet, kendi içinde özgür ve eşit bir alan oluşturuyor;
buradaki statü ve kariyer farklılıklarını azaltıyor, görün-
mez kılıyor. Facebook ve Twitter demokratik bir örgüt-
lenme biçimi olarak yatay eksenli yapılara yakın duru-
yor. Orneğin Danimarka Başbakanını Facebook üze-
rinden "arkadaş" olarak ekleyen köydeki bir ilkokul öğ-
retmeni, birkaç Facebook mesajı sonunda Başbakanı
okulunda konuk edebiliyor. Sade vatandaşın sanal or-
tamda bu denli güç kazanması bence masal mucizesi
gibi...
Bu parçada internetle ilgili olarak anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşamımızı hızlandırıp kolaylaştırdığı
B) Zor gibi görülen hayallerin gerçekleşmesini sağladığı
C) Düşüncelerin geniş kitlelere ulaştırılmasına olanak
tanıdığı
İnsanlar arası mesafeleri ortadan kaldırarak dostluk
köprüleri kurduğu
E) insanların toplumsal konumlarını göz ardı ederek on-
ları birbirine yaklaştırdığı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Prf Yayınla 32. Internet, kendi içinde özgür ve eşit bir alan oluşturuyor; buradaki statü ve kariyer farklılıklarını azaltıyor, görün- mez kılıyor. Facebook ve Twitter demokratik bir örgüt- lenme biçimi olarak yatay eksenli yapılara yakın duru- yor. Orneğin Danimarka Başbakanını Facebook üze- rinden "arkadaş" olarak ekleyen köydeki bir ilkokul öğ- retmeni, birkaç Facebook mesajı sonunda Başbakanı okulunda konuk edebiliyor. Sade vatandaşın sanal or- tamda bu denli güç kazanması bence masal mucizesi gibi... Bu parçada internetle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yaşamımızı hızlandırıp kolaylaştırdığı B) Zor gibi görülen hayallerin gerçekleşmesini sağladığı C) Düşüncelerin geniş kitlelere ulaştırılmasına olanak tanıdığı İnsanlar arası mesafeleri ortadan kaldırarak dostluk köprüleri kurduğu E) insanların toplumsal konumlarını göz ardı ederek on- ları birbirine yaklaştırdığı