Anlatım Biçimleri Soruları

21. (1) Polybius'un aktarımına göre, Bithynia Kralı Prusias ile Attalos arasında gerçekleşen bir savaşta Aigai ciddi bir şekilde tahrip edilmiştir. (II) Antik yazarlar, yerli halkın Aigai'ye gelişlerinin MÖ 1100 tarihlerinde başladığını ileri sürseler de kazı sonuçları şimdilik kentin kuruluşunun MÖ 7. yüzyılın ilk yarısından daha erkene gitmediğini göstermektedir. (III) Prusias, savaş sonrasında yapılan barış antlaşması gereğince, tahrip ettiği kentlere 100 talent ödemek zorunda bırakılmıştır. (IV) Kent bu antlaşmadan itibaren, muhtemelen Pergamon Krallığı'nın da desteğiyle, bölgede ekonomik bir çekim merkezi olmuştur. (V) Böylece Hellenistik Dönem boyunca ekonomik açıdan güçlü bir kent hâlini almıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) I D) V E) IV

tücca- e hem duncu na bir in ve- ük bir getir- evam olan ancak ndan ede- muş e ve ncu. alış- ğını iğini pile- vap m ki len m- EZI en ni 16 22. Olup bitmiş bir olayı, bir durumu, bir yaşam kesitini, kurgulanmış bir düşünceyi, bir tasarımı söze döktüğü- müzde ona yaşamsal bir süreklilik kazandırmış oluruz. Artık, cansız olduğu varsayılan, öyle de olması gere- ken o şey söze bürünüp metne döküldüğünde süreklilik (1) .Ve bu canlılıktır ki sözün yerinde durmaz, ele avuca sığmaz, zaptedilemez bir şey olmasına yol açar. Metin açısından bu canlılık bir sağlık alameti de- (11) ğildir. Metnin anlamının zaman içinde yolculuğu- na devam etmesi, sözün kılıktan kılığa girmesine ne- den olur. Zaman içinde ortaya çıkan bu çok anlamlılık da metnin yorumunu "saçma"ya yakınlaştırır. kazanır. wwww. ----- Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akı- şına göre sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getiril- melidir? A) I. O sözün anlamı daha yalın, daha katıksızdır. II. Onların yaşamsal sürekliliği anlamın aleyhine işler. B) 1. Metinde süreklilik yeni bir yapı kurar. II. Metnin bir ön hazırlığı olmalıdır. C) I. Metnin dil olgusu, tuhaf bir yanılsamadır. II. Metindeki soyut gerçeklik olmasa dil de ortaya çıkamazdı. D) 1. Bu, bir tür canlılıktır. II. Sağlıklı bir metnin canlılığını yitirmiş olması gerekir. E) 1. Her iki durumda da metni tek anlamlı saymak gerekir. II. Metin kendini oluşturan dilden daha başka bir şeydir.

Y 4 tir. D) IV. cümle kendinden önceki cümleyle ne- den-sonuç ilişkisi kurmuştur. V E) V. cümlede varsayım söz konusudur. 5.) I. Türk edebiyatında köklü bir şiir geleneğinin oluşmasında Türklerin yaşam tarzı olan göçe- be kültürünün etkisi büyüktür. II. Türk edebiyatında pek çok sanatçının edebiyat dünyasına şiirle adım attığını, bu türün cümle kapısı hükmünde olduğunu sözlü ve yazılı ede- biyatımızın şiir üzerine kurulduğunu görürüz. III. Türk edebiyatında şiirin çok yaygın olması, di- ğer edebî türler arasında baskın olmasına yol açmış ve haksız bir rekabete sebep olmuştur. IV. Türklerin yaşam tarzı, önemli gün ve geceleri şiirlerle kutlamaları, edebiyatımızda şiirin daha önde olmasını ve her sanatçının şiirle yolunun kesişmesini sağlamıştır. V. Türk edebiyatı tarihine baktığımızda edebiya- tımızın şiir ağırlıklı bir seyir izlediği, daha çok şiire dayandığı görülmektedir. V Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır? A) I ve III B) ve V D) II ve IV C) III ve IV E) I ve V YAYIN DENİZİ

rak aşa + Herin ayı- or. 1- B) II C) II D) W (E) V 10. Çevirmenlik sadece dil bilmekle mümkün olan bir meslek ya da uğraş değildir. Çevirmenin sahip olması gereken birtakım beceriler vardır. Bu beceriler çevirmende mevcut olduğu sürece sağlıklı bir çeviriden söz edilebilir. İyi bir çevirmen olmak için yazınsal metinleri bir dilden diğerine aktarmak yetmez. Bu aktarım yaratıcılık, sanat ve yetenek içermelidir. Çevirmen, özgün metni okuma ve yorumlama sürecinde metnin içindeki yazınsal özellikleri belirleyebi- lecek yazın zevkine ve anlayışına sahip olmalıdır. Bu parçadan "çevirmenlerle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Özgün eserin en iyi şekilde okunmuş olması gerektiğinden ideal bir çevirmen en az ideal bir okuyucu olmalıdır. B) Çevirmen en azından iyi bir yazarın sahip olduğu teknik becerilere sahip olmalıdır. C) Bir dili çok iyi bilen ve o dilde çok iyi okuyabilen birisi, her zaman iyi bir çevirmen olamaz. Dyi bir çevirmen çevirisini yapacağı sanatçının dili dışında farklı diller de bilmelidir E) İdeal çevirmen, çevirisini yaptığı eserin sanatsal değerini bilen ve bunu bozmadan bir diğer dile aktarabilen kişidir. Diğer sayfaya

kli 1- - 3 kıyı 27. 1. Kara ve denizlerin dağılışı, canlı dağılışını belirleyen etmen. lerden biridir. Özellikle kıyı çizgileri, su ve kara canlıları için birer sınırdır. Kıyılar, aynı zamanda hem karada hem de suda lumbağa türleri hem suda hem de karada yaşamaktadır. yaşayan canlıların önemli yaşam alanıdır. Örneğin bazı kap. II. Canlı dağılışını etkileyen etmenlerden biri de yüksekliği fazla olan sıradağlardır. Bu tür dağlar, bazı canlı türlerinin göçünü de ve güneyinde yaşayan canlıların yayılmalarını sınırlandıran ve yayılmasını engeller. Örneğin Himalaya Dağları, kuzeyin- önemli bir engeldir. Yukarıda verilen II numaralı paragrafla ilgili olarak aşağıdaki- Jerden hangisi söylenebilir? A) paragrafta ifade edilen konuyla çelişen farklı bir durumdan söz edilmektedir. B) I. paragrafta anlatılan durumun sebep olduğu bir olumsuzluk- tan bahsedilmektedir. C) 1. paragraftaki olgunun, canlı yaşamını neden daha fazla etki- lediği açıklanmaktadır. D) I. paragrafta belirtilen durumun her canlıda gerçekleşmediğini örneklendirmektedir. E) paragrafta değinilen konuyla aynı doğrultuda olan bir durum- dan söz edilmektedir, Diğer sayfaya geçiniz.

sanatı reken keye ikler ha- esi in 3 = -libe Şiir yazmak için edebî yeteneği olan bir insan yal- nızca şu niteliklere ihtiyaç duyar: beceri kazanmak, yani şiirde uyağın ve sesin gereklerini yerine getir- mek, birbiriyle hemen hemen aynı anlamları taşıyan on kelimeden en uygununu seçip şiirde kullanmak, anlaşılır olan fakat doğal bir sözcük dizilimine sahip, birtakım aksaklıklara rağmen anlamını koruyan bir ifadenin nasıl seçileceğini öğrenmek ve son olarak birbiriyle ses uyumu içerisinde olan sözcüklerin yar- dımıyla düşünce, duygu ve anlatımların bütünlüğünü tasarlayabilmek, bu sözcükleri her yönden birbiriyle uyumlu kılmak. Bu özelliklere sahip bir insan, isteğe göre kısa ya da uzun, dinî, aşkla ya da vatanseverlikle ilgili durmaksızın şiir yazabilir Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi şiir yazmak için gerekli olan niteliklerden biri değildir? A) Söylenmek istenilen ile söylenilenin bir uyum için- de olmasına dikkat etmek B) Şiirdeki ahenk unsurlarına hâkim olup bunları librin doğru kullanmak. - Sözcük seçiminde kılı kırk yaran bir tutum izlemek D) Yalın ve anlaşılır bir söyleyişe sahip olmak E) Aynı anlamı veren sözcükleri ustaca bir arada kullanmak Diğer sayfaya geçiniz.

2. E) Sanatçı eleştirel bir ortamda varlığını nasıl muha- faza etmelidir? Türkçe Aşağıdakilerden hangisi, bir paragrafın giriş cümlesi olmaya en uygundur? A) Şiir de yaşanmışlıkların, hayallerin ve bugünün arasında zaman ötesi bir köprü görevini üstlenir. B) Okuma yazma bilmeyenler bile dili kullandıklarında şairin dilde yaptığı geliştirmeler kitleye yayılmış olur. CYSıradanlıklarla örülü bu şiirde, şairane üsluptan kaçınılmış, gündelik hayatın akışında herhangi birinin izlenimleri aktarılmıştır. D) Modern şiirin ortaya çıkış süreci, gelişimi ve nere- de, hangi tarihte noktalandığı hususunda da kesin ifadelerle konuşmak mümkün gözükmemektedir. E) Bunalım hâlindeki insanın trajedisini içerden bir bakışla ele almaya çalışan dönem şair ve yazar- larının ruh hali melankolik ve bireycidir. y62 1961 27

Bilimleri n wap TYT TÜRKÇE TESTI 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğidinin Türkçe Testi için ayntan kosmin Eleştiri olumlu ve olumsuz çeşitli parametrelerin ye- zarin engin kültürü ve konuya has özgün bakış açISI doğrultusunda yapılması gereken ve odaklandığı et- kinliği tüm boyutları ile yapı taşlarına ayırdıktan son- ra yeniden birleştiren bir yazı sanatı olarak yapıldığı her yerde odağına aldığı sanatçı veya etkinlik sahibi tarafından tedirginlikle karşılanır. İşin en liginç yanı, olumlu eleştiri karşısında memnuniyetle sessiz kalan sanatçı veya etkinlik sahibi, kimi zaman kendisinin bile icrasında var olduğunun farkında olmadığı olumsuz saptamalarla karşılaştığında yine işin tablati gereği ölçülü veya ölçüsüz tepkiler geliştirir. Bu tepkilerden kaçınmak ve her nevi eleştirinin muhakkak suretle olumlu yönlere odaklanılarak yapılmasını gerekli gören müzik eleştirmenleri yalnızca bu mesleği baltalayıp kö- reltmekle kalmaz aynı zamanda başta gelişen bir müzik endüstrisinin kurgulanabilmesine engel olmak üzere, sahne sanatlarında görülen tüm etkinlik ve ürünlerin genel kalitesinde de istemsiz bir düşüklüğün ortaya çıkmasına farkında olmaksızın sebep olur. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin cevab niteliğindedir? 3. A Eleştirmenlerin tepkilere göre tavır alması sanatı ve sanatçıyı etkiler mi? + B) Sanatçıların eleştiri karşısında takınması gereken tavır sizce ne olmalıdır? C) Eleştirinin varlığı sanatı veya sanatçıyı tehlikeye atar mı? D) Eleştiri yazarında bulunması gereken nitelikler nelerdir? Anado agir lie güne gözle Ara E) Sanatçı eleştirel bir ortamda varlığını nasıl muha- faza etmelidir? hay gib da 2. Aşağıdakilerden hangisi, bir paragrafın giriş cümlesi olmaya en uygundur? A) Slir de vasanmıslıkların hayallerin ve bugünün ço la

tan a Fe Teknolojik gelişmelerin hızlı bir şekilde ilerlediği günümüzde olarak isimlendirilen ve kök hücrelerin kullanıldığı bu yeni bir tedavi şekli ortaya çıkmıştır. Kök hücre tedavisi yöntemde, kök hücreler belli koşullar altında ihtiyaç duyulan hücrelere dönüştürülerek hastaya nakledilir. Görevini yapamayan hücrelerin yerine yenisi geçirilerek hastalık tedavi edilir. Kök hücre tedavi yöntemlerinin oldukça fazla sayıda araştırmaya konu olması, gelecekte bu tedavinin insanlar üzerinde uygulanma ihtimalini artırmaktadır. Bu tedavi şekli için çeşitli etiksel sorunlar ortaya çıkmaktadır ve yenilerinin çıkması da olasıdır. Bu sorunların çözümüne yönelik adımlar, yetkili bir kurul oluşturulması ve bu kurul tarafından yeni çözümlerin üretilmesi biçiminde olabilir. Bu yapılırken de farklı bilim insanlarının ve araştırmacıların görüşleri alınmalı ve bu görüşler çerçevesinde çözüm yolları sunulmalıdır. Bu parçadan hareketle I. Kök hücre tedavisi ile ilgili ahlaki problemlerin doğması muhtemeldir. 8. II. Kök hücre tedavisi; pek çok araştırmada ele alınmış, yeni bir tedavi yöntemidir. III. Kök hücre tedavisine yönelik etiksel sorunların çözümü için yetkili kurullar oluşturulmuştur. yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II E) I ve III www büyü 11825 zih ta C) Yalnız I to E

ya da t Ime Sya EBA PEKİŞTIRME (1) Hayvanlara yönelik ilgimizdeki önemli bir güdüleyici, bize sevimli gelmeleridir. (II) Dolayısıyla insanlar genel olarak bebeklerin özelliklerine sahip hayvanlara yöne- lik olumlu bir yaklaşımı içine giriyor. (III) Bu düşünce ilk olarak 1943 yılında ünlü araştırmacı Konrad Lorenz tara- fından kuramlaştırıldı. (IV) Bu aynı zamanda bebeklerin sahip olduğu ve yetişkinlerin iyi ebeveynlik yapmasına Yardımcı olan bir özelliktir. (V) Buna göre “bebek şema- sı" olarak adlandırılan, iri gözler, geniş alın, kafa/vücut oranının büyük olması gibi bir dizi ortak anatomik özel- lik, başka hayvanların yavrularını da kendi yavrularımız gibi sevimli bulmamızı sağlıyor. Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturması için numa- ralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? A) II. cümle ile III. yer değiştirmeli B IV. cümle, 1.den sonra gelmeli C)V. cümle, Ill.den sonra gelmeli D) II. cümle ile IV. yer değiştirmeli E) II. cümle, IV.den sonra gelmeli 3.

2. Gençlik dönemimde bilime ağırlık verip edebiyat merakımı kavanoza kapatmak yolunu seçtiysem de her dönemde her türlü yerli yabancı edebî eseri okumaya devam ettim. İlerleyen zamanlarda yanlış işleyen bir edebiyat ortamı karşıladı beni. Dertleri sadece pazarlamacılık olan ve bu çabalanıyla gündeme gelen yazarlara şahit oldum. Bir tür çığırtkanlıkla gündeme gelen niteliksiz yapıtların yanında gerçek sanat yapıtlarının vitrinlerde öksüz kaldığını gördüm. Değeri şöhretinden geride kimi sanatçıların bu ortamda boy gösterdiğine şahit oldum. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada altı çizili bölümlerden biriyle ilişkilendirilemez? Hiçbir edebî değere önem vermemek B) Niteliksiz ürün verse de ön planda olmak CEdebiyat alanındaki çalışmalara son vermek D) Görünmek, gösteriş yapmak E) Edebiyatı ticari emelleri doğrultusunda kullanmak

7. (1) Bilim insanları, istisnalar hariç maksimum ya- şam süresinin en fazla 115 yıl olduğunu ileri sürdü. (II) İnsan Ölüm Veritabanı Projesi tarafından elde edilen verileri inceleyen ve Fransa, Japonya, İngil- tere ile ABD'de 110 yaşını geçen kişilerin ölümlerini araştıran bilim insanları, son 20 yılda insanın yaşam süresindeki artışın azaldığını ortaya çıkardı. (III) İn- sanın ortalama yaşam süresi, aşıların bulunması, doğumda yaşanan komplikasyonların ve tiptaki gelişmeler sayesinde 19. yüzyıldan bu yana artmış, 100 yaşını aşanların sayısı çoğalmıştı. (IV) Dünyanın en uzun ömürlü insanı Fransa doğum- lu Jeanne Calment, 1997 yılında 122 yaşındayken hayatını kaybetmişti. (V) İnsan ömrünün uzatılması için yapılan çalışmalar devam ediyor. giderilmesi A) I B) II C) III C) IV 10. 112 (1) M bi u Ş M PDF Çözümleri www.tasariegitimy

16:16 NA HE 4.56 Vo 4.56 27. Aşağıdakilerden hangisi yazarlara ilişkin farklı bir sorunun cevabıdır? A) Yazarlar aklına takılanları, takıntılı oldukları şeyleri yazarlar. Ben annemi 14 yaşımdayken kaybettim. Kızım 6 yaşındayken öldü. Bir katolik olarak inancımı yitirdim. Ben yazarken o karanlık hep orada. Acı neredeyse ben oraya gidiyorum. 90 B) Biz yazanlar, içimizdeki hikâyeler dışarı çıkmak için âdeta yandığından yazarız. Yazmak, iyi olmamız adına önemlidir. C) Yazmak, tek başınıza yapabileceğiniz en eğlenceli şeydir. D) Ben; sekreterdi, ses bandıydı falan kullanmadığım gibi ne roman günlüğü tutarım ne de romanci günlüğü. Karar verdiğim zaman çizgisiz bir defter edinip son kerte savruk bir taslak yazıyorum. ||| E) Etrafımızda gördüğümüz kitle kimliğinden bizi kurtarır yazmak. Günün sonunda, yazarlar bir alt kültürün kanun dışı kahramanları oldukları için değil, birey olarak hayatta kalmaya çalıştıkları için yazarlar.

emiş olan evhaların ortaya çı- enmesi anat ol- de uy- erden Jiyor. me- evri ar, esi ik k 31.1. Bu durumun en önemli nedeni kaslarda biriken kim- yasal maddelerdir. Spor yaptıktan sonra kaslar sertleşir ve az da olsa ağrı hissedilir. HT. Bu madde beyindeki sinir hücreleri üzerinde bir baskı oluşturarak vücutta genel bir uyarılmışlık hâli oluşturur. IV. Özellikle az spor yapan ya da bir süre ara verdikten sonra spora yeniden başlayan insanlar bu ağrıyı daha fazla hisseder. X. Şöyle ki spor yaparken kaslara yeterince hızlı bir biçimde kan gitmeyince solunum yan ürünü olan maddeler -örneğin laktik asit- kaslarda birikmeye başlar. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I B) II C) II 4 Bailar 2-4-1-3-5 D) IV E) V

TYT/TÜRKÇE 21. 22. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bölgeye ilk geldiğimizde kamyonun arkasında ayağa kalkarak, geniş kırlara hayranlıkla bakarak "İşte burası Anarhay, efsanelerin Anarhay'ına geldik!" diye haykır- dim. Belli belirsiz bir yol, yeni yeşillenmeye başlamış, alçacık tepelerin arasında uzayıp gidiyordu. İşte biz bu yoldan uçarcasına gidiyorduk. Bozkır, ilerde boz sislere bürünmüştü. Toprak, henüz erimiş kar kokuyordu. Bu- nunla birlikte geçen yılın kuru köklerinin dibinden filizle- nen duman rengi Anarhay pelinlerinin acı kokusu.. nemli havayı doldurmuştu. Karşıdan esen rüzgâr, engin bozkı- rin ve baharın temiz havasından gelen bir haberci gibiydi. Biz ufuklara doğru koştukça bozkır önümüzde dalga dalga açılıyor, her alçak tepenin arkasında yeni bir Anarhay gö- rüntüsüyle karşılaşıyorduk. 1/ Ilfuklar 22. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Farklı duyularla ilgili ayrıntılar B) Duyu aktarm C) I kişili anlatım D eleme Deyimlere başvurma 23. Tam beş bin yıllık ge- lu'da, Gassaslar ve H Selçuklulara kadar uza Candaroğulları'ndan rengârenk kültürü ek İstanbul'a uzanan tic kezdi. Burada hem yapılırdı. Alışverişir timi de yanında ge lar; diğer sokakta y demirciler, kalaycıl Bu parçada Safra 1. Doğal güzelli Değisik uyga Geçmişte ör Çok eski bir V. Geçmişte y ifadelerinden h A) I 24. M 8 Günümüzde s larından biri a kadar eskidir. sanlar öncele İnsanın elleri boks sporur beri topluml verdiği değ nimsenmes dönüşmede şımıza çıka ları olan ta zamanlard spor, artı mış, spor boksun il lunan "H lanmıştı binli yılla dövüşe Bu par 1. in m 11. K b S E han

15.-16. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Günümüzde kentlerin yaşamakta olduğu ve giderek ağırla- şan önemli sorunları var. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde hızlı nüfus artışı ve köyden kente göçler sonu- cu ortaya çıkan yoğun konut talepleri, plansız yapılaşmanın ve birçok altyapı sorununun kaynağını oluşturuyor. Bu hızlı yapılaşma faaliyetlerinde rant kaygısı ve yerel yönetimlerin, daha çok siyasal gerekçelerden kaynaklanan ihmalleri kent- lerin doğasına ve tarihine zarar verecek uygulamalara sebep oluyor Bu yeni durum, toplumsal yapıyı da etkiliyor, sosyal ve kültürel açıdan da sorunlar ortaya çıkıyor. Tüm bu etken- ler kentte kimliksizleşme sorununu doğuruyor. Kent kimliği, kentin coğrafi nitelikleri ve insan eliyle kazandırılan yeni nite- liklerin yanında, orada yaşayan toplumun gelenek ve göre- nekleri, yaşam biçimi özellikleriyle oluşuyor. Tarih boyunca çok farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış ve zengin kültürel mirasa sahip kentlerdeki tarih varlığı, bu kimliğin ana kolon- larından birini oluşturuyor. A) Tall da 16. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılanları des- tekleyen bir örnek değildir? A) İstanbul, İzmir, Ankara gibi kentlerin kenar mahallele- rinde yoğun bir gecekondu varlığının ortaya çıkması B Belediyelerin siyasal kaygılarla kaçak yapıları yıkma konusunda üzerine düşeni yapmaması + C) Büyük kentlerin merkezindeki kimi büyük projelerin ger- çekleşmesi için tarihî çeşme ve kümbetlerin yıkılması Tarihî kalıntıların, sulama amaçlı ya da elektrik üretimi için inşa edilen baraj altında kalması E) Farklı kentlerden gelen insanların yaşadığı apartman ve mahallelerde kentin otantik kültürünün ortadan kalk- masi