Anlatım Biçimleri Soruları

30. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşılaştırma yapılmamıştır? A) Ebubekir Eroğlu'nun bir önceki kitabı Modern Türk Şiirinin Doğası gibi titiz bir işçiliğin ürünü Geçmişin İçindeki Geçmiş. B) Şiirin doğasını ve tarihini iyi anlayabilmek için Modern Türk Şiirinin Doğası ile karşılaştırmalı olarak okunması gereken zihin açıcı bir çalışma Geçmişin İçindeki Geçmiş. Sinema, belirli ölçüde izleyicisi tarafından yaratilan, diğer sanatlardan çok daha toplumsal bir sanattır. p Halk tarafından beğeniyle izlenen satirler politik olarak etkili olmalarına karşın tragedyaların iki yüksek erdem arasında seçim yapmayı gerektiren ahlak arayışının yanında sönük kalır. $ Bisikletin edebiyatçılardan çok şairlere yakıştığını düşünürüm, şairin imgesine kayıtlı olan özgürlük tutkusundan hareketle elbette. -1 ta C) tam sa D) 17

1. (1) Doğa, bir başka güzeldir ilk yazda; ressam tuvalleri araç olur bu güzelliği yansıtmak için. (II) İlk yaz, Osman Nuri Paşa'nın resimlerinde min- yatürleri, Hamit Görele'nin resimlerinde bir şiiri düşündürür. (III) Gün işığının sarı renklerle dansı resimleşir Nazmi Ziya'da. (IV) İbrahim Çallı'da be- yaz bir manolyadır, bahar_sonrası; güzel kokulu haziranda açan... (V) Türk resminde bir döneme ismini veren büyük bir ustadır Çallı. A) I BYI C) III D) IV (E) V

Ay re r ların timi bi r? Paragrafın Şifresi - TÜRKÇE DENEMELERİ TYT TÜRKÇE 19. Beşir Fuad doğrudan doğruya bir edebiyat anlayışın hâkim olduğu bir dönemde eseri ortaya koymamakla beraber birer öncü-aydın görevini üstlendikleri bu akımının savunuculuğunu yapmak için giristi tartışmalarla Türk edebiyatında çok önemli yerde bulunmaktadır. Çağdaşı olan Tanzimat yazarlarının eserleriyle toplumu eğitmek ama dönemde Beşir Fuad, biraz da tipla ilgili bir bi adamı olması nedeniyle edebiyattan çok ilim teorisine uygulamaktan da geri kalmamıştır. ve fenle uğraşmış, ancak bu uğraşını edebiyat 1885'te yayımladığı Victor Hugo başlıklı biyografisi hem Türkçedeki ilk tenkitli biyogra kitabı olması hem de edebiyatımıza hayal- hakikat tartışmaları olarak geçen kutuplaşmay aşağıdakilerden hangis başlatması yönünden önemlidir. Bu parçada değinilmemiştir? 8. DEN romantik realizm AV Tanzimat Dönemi sanatçılarının halkı Xaydınlatmayı amaçladıklarına TYT TÜR B) Hayal ve gerçek tartışmasının 1885'ten sonra başladığına DY Victor Hugo adlı eserin Türk edebiyatındaki biyografi olduğuna 21. Kaya ka gizli kala üç mağa geçip k ışığına adıyla t Fransız altında -belki kullana Beşir Fuad'ın edebî bir eser vermediği hâlde edebiyatın içinde yer aldığına EXTanzimat Dönemi edebiyatına bir süre romantizmin hâkim olduğuna çizmiş kıyasl yaşta aşıbo Güze şimd Hem tüm bakı Bu han A B) & e

1. (1) Sevgili gençler, değerli olan her tür eseri okuyun. (II) Ama önceliği Ata'mızın "Nutuk"una verin. (III) Kafanız- daki ana resim bu olsun ki diğer tüm eserlere doğru yer- den yaklaşın. (IV) Unutmayın ki Atatürk gibi biri bir daha gelmeyecek. (V) Öyleyse her birimiz olabildiğince Atatürk olalım. (VI) Her şeyi birilerinden beklemek kolaycılık ve korkaklıktır. (VII) Bu halkın böyle olmadığını Atatürk bi- liyordu ve bu özgüvenle savaşları kazandı, devrimleri napinuple, 16h gerçekleştirdi. (VIII) Tüm bunları atalarınızla başardınız. (IX) Hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız: İnanmak ba- şarmanın yarısıdır, unutmayın. GAND Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf hangi cümleyle başlar? A) III. B) IV. C) V. D) VI. oyul E) VII. orysiped sony Ismyshilad simbo noe of noisd sens? lovil

a göre cevap- irde de bir kafa e benzer metin- almak, aramak liği kolaylaştı. Yeni bir söz, e, değerien- im pek çok diğerleriy- ye, denize lük peşin- wor. Sanki rimiz on- ğıdaki- etki- TEST-66 ağıtmıştı. Bir buzlu ii. Neredeyse has- Güneydoğu Anadolu'da düzlüklerin geniş alan kapla- il radika otları gibi, ması nedeniyle oldukça geniş tarım alanları bulunur. buharlar saçarak ve Ancak özellikle yazın yaşanan şiddetli kuraklığın etki- itarak ovayı tarıyor- siyle bu alanlardan yeterince verim alınamamaktadır. bir cam gerisinden Türkiye'de debisi en yüksek olan Fırat ve Dicle nehirlerier an güçleşiyordu. bölgeden geçmesine rağmen derin vadilerin içinden iğır ilerlemeye baş- aktıkları için bu nehirlerden yüzyıllar boyunca tarımda eveler bir aksilik ol iz sesler çıkarmaya sulama amaçlı yararlanılamamıştır. Bu parçadan hareketle 1. Güneydoğu Anadolu Bölgesi tarımda sıkıntı yaşa- yınca hayvancılığa yönelmiştir. II. Düzlükler tarım alanı olmaya uygundur. III. Siddetli kuraklık bitki türlerini sınırlandırmıştır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) I ve ll B) Yalnız D) Ive III -Extvelll TEST-65 kilerden hangisin C) Yalnız III

TYT/TÜRKÇE 23. Benim de bir e-kitap okuyucu tabletim var ama ben onu çok uzun zamandır görmüyorum bile. Evde bir yerlerde. Benim işim, kitap okumak. Her yerde, her zaman kitap okuyorum. Bazen bilgisayardan PDF formatında da kitap okuyorum. Ancak evdeki kitap okuma tabletim nerede, bilmiyorum, kul- lanmıyorum. Oysa yaklaşık yedi sekiz yıl önce, kültür sanat gazeteciliğinde arada sırada alevlenen bir konuydu bu: Artık her şeyi tabletlerden okuyacağız, kitap ölüyor korkusu... Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Kitap okuma biçimlerinin son yıllarda çok fazla değiştiği B) Teknolojik gelişmelerin gerçek okurun okuma eylemini etkilemeyeceği C) Teknolojik gelişmelerin okuma alışkanlıkları üzerine bir etkisinin bulunmadığı D) Dijital olanakların, kitap okuma alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilediği E) Dijital kitap okuma olanaklarının çok eskiden beri tar- tışma konusu olduğu 24. Deneme ve günlük türü ile neredeyse özdeşleşen Salâh Bir- sel, esasen edebiyat hayatına şiir ile başlamıştır. Şiir kalemi de oldukça güçlü olan Birsel, ilk olarak şiirlerini 1937 yılında Gündüz adlı bir dergide yayımlamıştır. Daha birçok dergide islerimi yumlovon Birsel siire farklı bir soluk getirmiştir 25.

de parejed ( en every seg Suu de ser zuek e 20 pabap (E-) 6 = ka nsru 9-Ee+ E+W YILDIZ SERİSİ/TYT PARAGRAF SORU BANKASI PARAGRAF Çocuklara oyuncak alırken o oyuncağın çocuğun zih- ninde yaratacağı etkiyi pek düşünmeyiz. Oysa her oyuncak çocuğun geleceğini bir şekilde etkiler. Erkek çocukları bebekliklerinden başlayarak oyuncak silah- larla oynamaya teşvik etmek ve bunu da doğalarındaki saldırganlıkla açıklamak ciddi ve uzun bir siyasi yatı- rimin parçasıdır. Çünkü daha küçükken silahları sev- dirdiğiniz çocukları büyüyünce para, petrol, iktidar veya şan şöhret adina savaşa yollamak çok daha kolay ola- caktır. Bütün çocukların daima hayran olduğu oyuncak silahların gerçeğini bir süre sonra onların eline tutuştu- rup çocukların rüyalarını bir anlamda gerçekleştirdikten sonra onları savaşa, şiddete yollamak bir hipnozdur ve tarih boyunca daima işe yaramıştır. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Cocukların hemen her oyuncaktan etkilendiği Erkek çocukların oyuncaklardan daha çabuk etki- Nendikleri 3. C) Çocukluğun kişilik gelişiminde belirleyici olduğu Büyüklerin, çocuklara oyuncak alırken seçici dav- ranmaları gerektiği Erkek çocuklara verilen oyuncakların bilinçli bir yön- endirme içerdiği İMLERİ YAYINLARI Delil rak deli nuc ed ye B fi

mad Onlar da diğerleriy no akıp gitmeye denize edivar Ozgünlük peşin- edilmeyi bekliyor. Sanki miş torunlarımız on- durum aşağıdaki- mi olumsuz etki- azması y a B FEN BİLİMLERİ YAYINLARI doneydoğu Anadolu'da düzlüklerin geniş alan kapla ması nedeniyle oldukça geniş tarım alanları bulunur Ancak özellikle yazın yaşanan şiddetli kuraklığın etki siyle bu alanlardan yeterince verim alınamamaktadır. Türkiye'de debisi en yüksek olan Firat ve Dicle nehirleri bolgeden geçmesine rağmen derin vadilerin içinden A) PARAGRAF Çünkü kuyruklu yıldızlar asteroitlerden iki kat hızlı yol alabiliyor ve böyle bir şeyi yolundan saptırmak için elimizdekilerden yirmi kat güçlü silahlara ihtiya- cımız var. 11 Bu, istenmeyen ziyaretlerin pek seyrek olduğunu gösterse de bir sonraki asteroidi keşfettiğimizde mevcut teknoloji, onu durduracak kadar gelişmiş olmayabilir. Özellikle de Dünya'ya doğru gelen şey bir kuyruklu yıldızsa. ibi W. O hâlde tamamen çaresiz miyiz, sorusuna bilim insanları "Füzyon rekabetiyle bir şansımız olabilir." cevabını veriyor. V. Uzaydaki büyük taşlar (çapı bir buçuk kilometreyi aşan asteroitler) Dünya'ya yaklaşık her 500.000 yılda bir çarpıyor. Yukarıdaki numaralandırılmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? V-NV B) II C) III D) IV E) V Güneş iyice aleatmış, gekk cam ardından yansıtıyorde lanıp diffigini yitirmiş pe radika otlarının te artık her an du 7. İ YAYINLARI Eğer ormanda sonucu (geri bil tum sokup mide yapmazlar. Yar denizin yıkanm için anneniz e ceza olurdu. C Düşüncenin hangisiyle t A) Hataları B) Hatalar C) Her ha D) Geri b E) Haya

19. (1) Gerçek ve hakikat, günümüzde çoğunlukla havada birer sözcük olarak kalıyor. (II) Dürüstlük de ağızda bir sakız gibi çiğnendikçe anlamını yitiriyor ama öte yandan anketler hâlâ en çok değer verilen niteliğin doğruluk olduğunu gösteriyor. (III) Buna rağmen yalanın sıradanlaştığı yaşamda, etrafımızdaki yalancılığa şaşırmaktan da kendimizi alamıyoruz. (IV) En basitinden, gazetelerde ve televizyonlardaki yalanlar bizi düzenli olarak dehşete düşürüyor. (V) Vicdanın demode sayıldığı ve ahlaki pusulanın şaştığı bir zaman dilimindeyiz kısacası. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden önce "İnsanlara korkunç yalanlar söylenmediğinde insanların yaşamak istemeyecekleri bir durumdayız." cümlesi getirilir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

5. 1. Türk edebiyatında köklü bir şiir geleneğinin oluşmasında Türklerin yaşam tarzı olan göçe- be kültürünün etkisi büyüktür. It Türk edebiyatında pek çok sanatçının edebiyat dünyasına şiirle adım attığını, bu türün cümle kapısı hükmünde olduğunu sözlü ve yazılı ede- biyatımızın şiir üzerine kurulduğunu görürüz. III. Türk edebiyatında şiirin çok yaygın olması, di- ğer edebî türler arasında baskın olmasına yol açmış ve haksız bir rekabete sebep olmuştur. IV Türklerin yaşam tarzı, önemli gün ve geceleri şiirlerle kutlamaları, edebiyatımızda şiirin daha önde olmasını ve her sanatçının şiirle yolunun kesişmesini sağlamıştır. V. Türk edebiyatı tarihine baktığımızda edebiya- tımızın şiir ağırlıklı bir seyir izlediği, daha çok şiire dayandığı görülmektedir. Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır? A) ve O B) live V D) II ve IV C) Il ve IV E) I've V YAYIN DENİZİ

5. Paragrafin Yapısı 1. İnsanın hayatında birçok arkadaşı, çevresinde pek çok yakını bulunur. II. Sevgisini hiçbir menfaat, çıkar karşılığında satmaz. III. Böyle gerçek dostların sayısı çok azdır. IV. Sen de böyle bir dost bulmak istiyorsan çok yorula- caksın. V. Ancak bu insanların hepsi dost değildir; dost dediğin bizi karşılıksız sever. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bü- tün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baş- tan üçüncü olur? A) I. B) II. C) III. |- - V - IV - 11 - 111 D) IV. E) V. 6. Aşağıdaki cümlelerden bir paragraf oluşturmak isten- se bunlardan hangisi o paragrafın giriş cümlesi olur? A) Bu iki karakterolojik özellik de insanın varlık yapısın- da doğuştan bulunur. B) Ona göre şiirin kökenlerini taklit ve haz oluşturur. X C) Bunların, yani doğrunun ve gerçeğin süslü bir genel- lemesi olan şiir, tarihle felsefe arasında felsefeye ya- kın bir söz sanatıdır. D) Aristo'nun temel sorusu güzellik kavramının kendisi değil, hangi eserin neden güzel olduğudur. E) Bu düşünceleriyle Arist

5. Eserlerimi bir tabloya benzetecek olursam bu tabloda ferdi rengimin ağır bastığını söyleyebilirim. Bu, okurlarımın renklerini hiçe saydığım anlamına gelmiyor elbette. Çünkü dünya üzerinde sayısız rengin var olduğunun bilincindeyim. Hatta okur sayısı kadar çok renk olduğunu ve her rengin özgün güzellikler taşıdığını biliyorum. Ne var ki eserlerinden kendi bireyselliğinin taşmasını istemek, bir sanatçının en doğal hakkı. Üstelik ben, bunu çok taşırmadığıma da inanıyorum. Bu parçada geçen "ferdî rengi ağır basmak" sözünü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Bireysel temaları işlediği eserlerinde daha başarılıydı. B) O, eserlerinde kendi his ve fikirlerini öne çıkaran bir hikâyeciydi. C) Şiirlerinin yanı sıra öykü ve romanlarında da toplumsallık belirgindi. D) Romanlarında kendi düşüncelerini kahramanları aracılığıyla vermiştir. E) Realist romancılar, romanlarını öznel bir yaklaşımla kaleme alırdı.

23. Bu sanatçımız kanımca Türk öykücülüğünün gerçek bir ustası, seçkin bir temsilcisidir. Buna karşın öykülerinin üzerinde henüz gereği gibi durulmamıştır. Yazınsallıktan hiç ödün vermeden oluşturduğu öykülerde toplumsal so- runları da öykünün dokusuna sindirir. Bu nedenle derinlikli bir okumada, yaşadığı günlerin eleştirisini bulabilirsiniz onun öykülerinde. Ancak bir yandan yakın çevresindeki şairlerle ilişkileri, diğer yandan da "uyumsuz, hırçın” kişiliği üzerine aktarılan anekdotlar, yazarı, yazdıklarının önüne geçirmiştir. Bu parçada tanıtılan sanatçıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Yapıtlarından çok, karakteri üzerinde durulduğuna B) Anlattıklarını kendi yaşamından çıkardığına C) Anlatımına sanatsal boyut kazandırdığına Yazdıklarının çok yönlü bir nitelik taşıdığına E) Yazdıklarının yeterince değerlendirilmediğine (2011 - LYS)

en fikra öngö- erinden tahlil indan a'daki a, ka- dek nar. erin- me bir İlki Hır. k- du si Bugün çoğu kişinin dilinde olan bir ruh sağlığı kav- ramı olan "narsisizm"in kökenine bakıldığında orada mitolojik bir hikâyenin bizi beklediğini görürüz. Kendi ne âşık olanlara aldırmayıp onları karşılıksız bırakan ve çok güzel bir peri kızı olan Ekho, bir gün avlanan bir avcı görür. Narkissos adındaki bu avcı çok yakı- şıklıdır ve Ekho bu genç avcıya ilk görüşte âşık olur. Ancak Narkissos, Ekho'nun bu sevgisine karşılık vermeyerek peri kızının yanından uzaklaşır. Ekho bu durum karşısında günden güne eriyerek kara sev- dayla içine kapanarak ölür. Bütün vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalarda 'eko' dediğimiz yankılara dönüşür. Olimpos Dağı'nda ya- şayan tanrılar bu duruma çok kızar ve Narkissos'u cezalandırmaya karar verirler. Günlerden bir gün av izindeki Narkissos susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir. Buradan su içmek için eğildiğin- de sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun cennet kadar güzel olduğunu görür. O da daha önce fark edemediği bu güzellik karşısında âdeta büyülenir. Yerinden kalkamaz, kendine âşık olmuştur. O ana dek kimseyi sevmediği kadar sevmiştir kendi görün- tüsünü. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Karşılaştırmaya yer verilmiştir. B) Açıklayıcı ifadeler kullanılmıştıra C) Öykülemeden yararlanılmıştır. D) Benzetme yapılmıştır. E) Tanımlamaya başvurulmuştur.

13. Bazı eserler tanıklıklara dayanır. Bu yazarımız da ünlü bir şairin eşinin anlattıklarını temel almış. O şairi, eşinin sözlerine dayanarak okurlara tanıtıyor. Eşi, aralarındaki sevgiyi, bağlılığı öyle coşkulu anlatmış ki yazar, bundan çok etkilenmiş ve dinlediklerini dupduru yüreğiyle okur- larına aktarmış. Bu kitapta da olduğu gibi bazen ölümler- den sonra sevgiler, anılarda özlemle birleşerek büyüyor ve bambaşka kılıklara giriveriyor. Bu parçadaki altı çizili cümleyle, şairin eşinin anlattık- larında aşağıdakilerden hangisinin varlığı sezdirilmek istenmiştir? A) Abartının B) Alçak gönüllülüğün CGeçmişe sığınmanın D) Gerçekçiliğin E) Deneyimin öneminin

a, por: le de, lan 7. Alışveriş, günümüz hayatının temel iletişim biçimlerinden birine dönüştü âdeta. İhtiyaçlarımızı karşılamak için arzularımızın peşinde sürüklenmek, var olduğumuzu hem kendimize hem de diğer bütün insanlara ispatlamak için alışveriş yapıyoruz. Bu yüzden de hayatımız ucu bucağı gözükmeyen devasa bir alışveriş listesine, yaşadığımız dünya ise alışveriş merkezine dönüşüyor ister istemez. Bu parçada alışverişle ilgili İnsanlar tarafından sosyalleşme aracı olarak da kullanıldığına, Benliğini ispatlamanın bir yolu olarak görüldüğüne, III. Yaşamın temel ekseni olarak benimsenebildiğine yargılarından hangisine ulaşılabilir? A) Yalnızl B) Yalnız II D) Ive tr TEST 04 C) I ve II E) I, II ve III