Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

sedecek olursanız
ör dünyayı." Şaka
iran nüfus yapışı
kileri bakımından
kça farklıdır is
ği görebileceği
Fine İspanya'da
"miştir, Katolik
liği yapmıştır
klarda Hristi
a yüzyıllarca
am bir ortak
e II. Dünya
n ispanya
ey söyler.
urgula-
sahip-
gini
ol-
tü
Yayınları
eis
Tenstroo
MEROM
624
6.
H
UcDort
Bes
E
Batı sosyolojisinde milli kültür üzerinde çalışmalar çok
uzaklara gitmez. Günümüz antropologları milli kültürü ta-
himlamak için milli karakter kavramından hareket etmiş-
lerdir. Bunlara göre milli karakter toplumların ayırt edici
özelliklerini ortaya koyar. Böylece her insan yaşadığı top-
luma göre yetiştirilir ve terbiye edilir. Mesela Somalili bir
çocuk, Somali karakterine göre; Malezyalı bir çocuk ise
Malezya karakterine göre yetiştirilir. Her iki yetiştirme tar-
zı, temel noktalarda ortak özellikler taşır.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek
bir yargı değildi
A) Batı'da mul kültüre yönelik çalışmalar pek eski değil-
dir.
B) Milli kültür, toplumların aydınları tarafından meydana
getirilir.
C) Her çocuk, kendi toplumunun değerlerine göre yetişti-
rilir.
D) Antropologlar, her milletin kültürünün farklı özellikler
taşıdığını kabul eder.
8.
E) Barklı toplumların kültürlerinde benzer yönler buluna-
bilir.
VISAART
MATHA
Gaze
--
Uzr
Yıllar önce bir dergide okumuştum. Vaktiyle bir yazar Gül-
hane'ye inen tramvay yolunda bir çınar ağacının dibinde
gri renkli birkaç kedi görür. Aklına 19. yüzyılda Osmanlı
yetkililerince Rusya'dan ithal edilen kediler gelir. İstan-
bul'da veba salgını vardır ve salgını genişleten fareler so-
kaklarda cirit atmaktadır. Farol
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
sedecek olursanız ör dünyayı." Şaka iran nüfus yapışı kileri bakımından kça farklıdır is ği görebileceği Fine İspanya'da "miştir, Katolik liği yapmıştır klarda Hristi a yüzyıllarca am bir ortak e II. Dünya n ispanya ey söyler. urgula- sahip- gini ol- tü Yayınları eis Tenstroo MEROM 624 6. H UcDort Bes E Batı sosyolojisinde milli kültür üzerinde çalışmalar çok uzaklara gitmez. Günümüz antropologları milli kültürü ta- himlamak için milli karakter kavramından hareket etmiş- lerdir. Bunlara göre milli karakter toplumların ayırt edici özelliklerini ortaya koyar. Böylece her insan yaşadığı top- luma göre yetiştirilir ve terbiye edilir. Mesela Somalili bir çocuk, Somali karakterine göre; Malezyalı bir çocuk ise Malezya karakterine göre yetiştirilir. Her iki yetiştirme tar- zı, temel noktalarda ortak özellikler taşır. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir yargı değildi A) Batı'da mul kültüre yönelik çalışmalar pek eski değil- dir. B) Milli kültür, toplumların aydınları tarafından meydana getirilir. C) Her çocuk, kendi toplumunun değerlerine göre yetişti- rilir. D) Antropologlar, her milletin kültürünün farklı özellikler taşıdığını kabul eder. 8. E) Barklı toplumların kültürlerinde benzer yönler buluna- bilir. VISAART MATHA Gaze -- Uzr Yıllar önce bir dergide okumuştum. Vaktiyle bir yazar Gül- hane'ye inen tramvay yolunda bir çınar ağacının dibinde gri renkli birkaç kedi görür. Aklına 19. yüzyılda Osmanlı yetkililerince Rusya'dan ithal edilen kediler gelir. İstan- bul'da veba salgını vardır ve salgını genişleten fareler so- kaklarda cirit atmaktadır. Farol
plan topraklarda Hristi
bir arada yüzyıllarca
ve muazzam bir ortak
savaşı bile II. Dünya
Bu yüzden İspanya
dair çok şey söyler.
angisini vurgula-
kültüre ev sahip-
nin eşsizliğini
çok farklı ol-
uslu bir kültü
İspanya of
an-
ddi
3-
a
Sinyal Yayınları
bir yarg
A) Batida ait kültüre yönel
dir.
B) Milli kültür, toplumların aydınları tarafından meydana
C) Her çocuk, kendi toplumunun değerlerine göre yetişti-
getirilir.
rilir.
D) Antropologlar, her milletin kültürünün farklı özellikler
taşıdığını kabul eder.
E Barklı toplumların kültürlerinde benzer yönler buluna-
bilir.
Yıllar önce bir dergide okumuştum. Vaktiyle bir yazar Gül-
hane'ye inen tramvay yolunda bir çınar ağacının dibinde
gri renkli birkaç kedi görür. Aklına 19. yüzyılda Osmanlı
yetkililerince Rusya'dan ithal edilen kediler gelir. İstan-
bul'da veba salgını vardır ve salgını genişleten fareler so-
kaklarda cirit atmaktadır. Farelerin kökünün kesilmesi için
çare olarak kedi düşünülür ve o zamanlarda kedi üretimi
yapan Rusya'dan kedi sipariş edilir. Gelen kedilerse hep
gri renklidir. İyi öykücü ile kötüsü arasında böyle bir fark
vardır işte. Birisi----- .
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına gö-
re, aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) baktığı şeyleri tarihin derinliklerinde deyim yerindeyse
tarar ve oradan yazısını devşirir, diğeriyse sadece ba-
kakalır.
B) bütün bilgi birikimiyle bakar bütün nesnelere ve öy-
küsünü oradan çıkarır, öbürüyse yalnızca gördüğü ile
yetinir.
C) için sıradan hiçbir şey yoktur ve her şey daha önce ya-
şanmış bir hikayenin parçaları gibidir, sıradan öykücü
içinse öyle değildir hiçbir şey.
D) elinden gelen bütün zihni yeteneklerini öyküsüne mal-
zeme toplamak için kullanırken diğeri ona ancak gıpta
ile bakmakta bulur çareyi.
E) hayatının bütün parçalarını hikayesi için birleştirmeyi
göze alır da öbür öykücü az sözle çok şey yazmayı
tercih edip çıkar kapıdan dışarı.
Diğer Sayfaya Geçiniz
Ga
(11
U
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
plan topraklarda Hristi bir arada yüzyıllarca ve muazzam bir ortak savaşı bile II. Dünya Bu yüzden İspanya dair çok şey söyler. angisini vurgula- kültüre ev sahip- nin eşsizliğini çok farklı ol- uslu bir kültü İspanya of an- ddi 3- a Sinyal Yayınları bir yarg A) Batida ait kültüre yönel dir. B) Milli kültür, toplumların aydınları tarafından meydana C) Her çocuk, kendi toplumunun değerlerine göre yetişti- getirilir. rilir. D) Antropologlar, her milletin kültürünün farklı özellikler taşıdığını kabul eder. E Barklı toplumların kültürlerinde benzer yönler buluna- bilir. Yıllar önce bir dergide okumuştum. Vaktiyle bir yazar Gül- hane'ye inen tramvay yolunda bir çınar ağacının dibinde gri renkli birkaç kedi görür. Aklına 19. yüzyılda Osmanlı yetkililerince Rusya'dan ithal edilen kediler gelir. İstan- bul'da veba salgını vardır ve salgını genişleten fareler so- kaklarda cirit atmaktadır. Farelerin kökünün kesilmesi için çare olarak kedi düşünülür ve o zamanlarda kedi üretimi yapan Rusya'dan kedi sipariş edilir. Gelen kedilerse hep gri renklidir. İyi öykücü ile kötüsü arasında böyle bir fark vardır işte. Birisi----- . Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına gö- re, aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A) baktığı şeyleri tarihin derinliklerinde deyim yerindeyse tarar ve oradan yazısını devşirir, diğeriyse sadece ba- kakalır. B) bütün bilgi birikimiyle bakar bütün nesnelere ve öy- küsünü oradan çıkarır, öbürüyse yalnızca gördüğü ile yetinir. C) için sıradan hiçbir şey yoktur ve her şey daha önce ya- şanmış bir hikayenin parçaları gibidir, sıradan öykücü içinse öyle değildir hiçbir şey. D) elinden gelen bütün zihni yeteneklerini öyküsüne mal- zeme toplamak için kullanırken diğeri ona ancak gıpta ile bakmakta bulur çareyi. E) hayatının bütün parçalarını hikayesi için birleştirmeyi göze alır da öbür öykücü az sözle çok şey yazmayı tercih edip çıkar kapıdan dışarı. Diğer Sayfaya Geçiniz Ga (11 U
5.
Test - 20
5-6. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
OZEL TES
Kitabın satışı, yaratacağı dalgalanma ve ticari başarı için
belki yerinde ancak iyi niyetli okura yapılan bir haksızlık
aynı zamanda. Henüz kitabın kapağını açmamış okura ko-
caman başlıklarla romanın gerilimli bir noktasının aktarılmış
olmasından söz ediyorum. Hâlbuki konuyu roman akışı
içinde öğrenecek okur için öylesine değerlidir ki kendisinin
yaptığı keşifler. Bunun yıkılması romandan alınacak hazzı
mutlaka azaltacak ya da yok edecektir. Yazar, kendisine
sorulan tuzak sorulara belki çok iyi niyetli yanıtlar veriyor
ama bu yanıtlar romanın içeriğine dönük olduğunda o
romanı sabırsızlıkla bekleyen okur için, çıkacağı yolculuğun
büyüsünü bozuyor.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak
söylenmiş olabilir?
Kitap tanıtım günlerinin, romanın satışını olumlu etkiledi-
ğini düşünüyor musunuz?
B) Bir yazarın gazetelere yeni romanıyla ilgili söyleşi verme-
sini doğru buluyor musunuz?
C) Yazarın, romanında olayın sonucuyla ilgili ipuçları vermesi
okuru etkiler mi?
Bir romancının okurun beklentilerine uygun yapıtlar ver-
mesi doğru mudur?
E) Yazarın yapıtta okura yönelik iletiler sunmasının sakıncası
var mıdır?
7.
Paraf Yayınları
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Test - 20 5-6. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. OZEL TES Kitabın satışı, yaratacağı dalgalanma ve ticari başarı için belki yerinde ancak iyi niyetli okura yapılan bir haksızlık aynı zamanda. Henüz kitabın kapağını açmamış okura ko- caman başlıklarla romanın gerilimli bir noktasının aktarılmış olmasından söz ediyorum. Hâlbuki konuyu roman akışı içinde öğrenecek okur için öylesine değerlidir ki kendisinin yaptığı keşifler. Bunun yıkılması romandan alınacak hazzı mutlaka azaltacak ya da yok edecektir. Yazar, kendisine sorulan tuzak sorulara belki çok iyi niyetli yanıtlar veriyor ama bu yanıtlar romanın içeriğine dönük olduğunda o romanı sabırsızlıkla bekleyen okur için, çıkacağı yolculuğun büyüsünü bozuyor. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? Kitap tanıtım günlerinin, romanın satışını olumlu etkiledi- ğini düşünüyor musunuz? B) Bir yazarın gazetelere yeni romanıyla ilgili söyleşi verme- sini doğru buluyor musunuz? C) Yazarın, romanında olayın sonucuyla ilgili ipuçları vermesi okuru etkiler mi? Bir romancının okurun beklentilerine uygun yapıtlar ver- mesi doğru mudur? E) Yazarın yapıtta okura yönelik iletiler sunmasının sakıncası var mıdır? 7. Paraf Yayınları
Paragrafta A
1. (1) Hitabet, netice alabilmek için her biri büyük çalışma
isteyen birçok meziyetin bir araya gelmesidir. (II) İyi bir
hatip olmanın gereklerinden biri hitabet sanatının temel
prensiplerini bilmek, diğeri ise devamlı olarak konuşma
egzersizleri yapmaktır. (III) Benim anlayışıma göre içinde
büyük bir şey bulunan bütün ilimler ve sanatlar hakkında
bilgi edinmemiş bir insan, vasıfları tamam bir hatip ola-
maz. (IV) Nutka serilip yayılma imkânı veren, bütün bu
müspet bilgilerin toplamıdır. (V) Eğer hatip çok iyi bildiği
ve kavradığı realite temelleri üzerine dayanmazsa onun
hatipliği tamamen boş ve hemen hemen çocukçasına bir
söyleyişten ibaret kalır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
A) I.
B II.
C) III.
D) IV.
E) V.
el Müdürlüğü
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Paragrafta A 1. (1) Hitabet, netice alabilmek için her biri büyük çalışma isteyen birçok meziyetin bir araya gelmesidir. (II) İyi bir hatip olmanın gereklerinden biri hitabet sanatının temel prensiplerini bilmek, diğeri ise devamlı olarak konuşma egzersizleri yapmaktır. (III) Benim anlayışıma göre içinde büyük bir şey bulunan bütün ilimler ve sanatlar hakkında bilgi edinmemiş bir insan, vasıfları tamam bir hatip ola- maz. (IV) Nutka serilip yayılma imkânı veren, bütün bu müspet bilgilerin toplamıdır. (V) Eğer hatip çok iyi bildiği ve kavradığı realite temelleri üzerine dayanmazsa onun hatipliği tamamen boş ve hemen hemen çocukçasına bir söyleyişten ibaret kalır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) I. B II. C) III. D) IV. E) V. el Müdürlüğü
Paragrafta A
1.
1. Üstadın 1932'de Paris Türk Talebe Cemiyetinin bir
toplantısında söylediği "Ben Paris'e alafranga geldim,
alaturka döndüm." cümlesi de çıkarımımızı doğrula-
maktadır.
II. Çünkü o, Türk şiirinde büyük bir çığır açıcı olmuştur.
III. Bu özelliği, Frenk şiirinin özüne vardıktan sonra Türk
şiirine dönmesine, Türkçenin lezzetini Frenk şuuruyla
tatmasına borçludur.
IV. Yalnızca Yahya Kemal gibi millî varlığının hakiki lez-
zetine varmış bir sanatkârın dilinde kıymet kazanan
bu söz, yeni Türk sangının en manalı sözüdür.
V. Bence yeni Türk sanatını en iyi temsil eden sanatçı,
Yahya Kemal'dir.
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluştura-
cak biçimde sıralandığında hangisi üçüncü sırada
olur?
A) I.
B) II.
C) I.
D) IV. E) V.
idüdüğü
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Paragrafta A 1. 1. Üstadın 1932'de Paris Türk Talebe Cemiyetinin bir toplantısında söylediği "Ben Paris'e alafranga geldim, alaturka döndüm." cümlesi de çıkarımımızı doğrula- maktadır. II. Çünkü o, Türk şiirinde büyük bir çığır açıcı olmuştur. III. Bu özelliği, Frenk şiirinin özüne vardıktan sonra Türk şiirine dönmesine, Türkçenin lezzetini Frenk şuuruyla tatmasına borçludur. IV. Yalnızca Yahya Kemal gibi millî varlığının hakiki lez- zetine varmış bir sanatkârın dilinde kıymet kazanan bu söz, yeni Türk sangının en manalı sözüdür. V. Bence yeni Türk sanatını en iyi temsil eden sanatçı, Yahya Kemal'dir. Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluştura- cak biçimde sıralandığında hangisi üçüncü sırada olur? A) I. B) II. C) I. D) IV. E) V. idüdüğü
21. (1) Geçmişten bugüne uçaklara yıldırımlar kadar
türbülanslar da ciddi hasarlar verir. (II) Uçaklar genellikle
tırmanır veya alçalırken yıldırım çarpmasına maruz
kalırlar. (III) Yıldırım ilk olarak uçağın burun veya kanat
ucu gibi sivri bir kısmına temas eder. (IV) Temasın
gerçekleştiği noktada havadaki moleküllerin iyonlaşması
nedeniyle oluşan bir parlama görülür. (V) Ardından
elektrik yüklü parçacıklar iletken dış yüzey boyunca
ilerler ve uçağın bütünlüğüne zarar vermeden kuyruk
gibi bir başka sivri kısmından gökyüzüne dağılır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) II
A) 1
I
DHIV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
21. (1) Geçmişten bugüne uçaklara yıldırımlar kadar türbülanslar da ciddi hasarlar verir. (II) Uçaklar genellikle tırmanır veya alçalırken yıldırım çarpmasına maruz kalırlar. (III) Yıldırım ilk olarak uçağın burun veya kanat ucu gibi sivri bir kısmına temas eder. (IV) Temasın gerçekleştiği noktada havadaki moleküllerin iyonlaşması nedeniyle oluşan bir parlama görülür. (V) Ardından elektrik yüklü parçacıklar iletken dış yüzey boyunca ilerler ve uçağın bütünlüğüne zarar vermeden kuyruk gibi bir başka sivri kısmından gökyüzüne dağılır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? B) II A) 1 I DHIV E) V
14. ve 15. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
R
Handan Acar Yıldız bütün anlatım tekniklerini kul-
lanan bir yazar. Bu yüzden "Inatçı Leke", anlatı-
nin imkânlarını görmek açısından önemli bir kitap.
"Kanser", "Zabita" gibl gerçekçi temellerde öykü-
lerle birlikte "Korkuyu Beslerken", "Ateş insanlar",
"Madalya Sendromu" gibl soyut ve fantastik ögeler
taşıyan öyküler de vardır. Yazarın neyl nasıl anlatacağı
üzerinde düşündüğü bellidir, konu değişince biçim
de değişmektedir. Bu değişimle beraber anlamın
ağır bastığı, spot cümlelerin öne çıktığı paragraflarda
deneme diline evrilme görülür. Yazanın dikkat ettiği
husus Ise kendi sesini karıştırmamaktır. Verilmek iste-
nen anlam karakterin ağzından dökülür. Bu nedenle
Yıldız'ın öyküleri özellikle kurgusuyla, biçimiyle ve titiz
bir dil ile oluşan bir dünyadır.
14. Bu parçada sözü edilen yazar ve öykü yapıtıyla
ilgili olarak,
1. Farklı türde öyküler içerdiği,
II. Konuya göre anlatım yöntemleri seçtiği,
III. Öykülerde kişiliğini gizlemediği
yargılarından hangisi söylenemez?
A) Yalnız III.
B) I. ile III.
D) I. ile II.
A) Değerlendirme
B) Nesnel ifadeler
Neden-sonuç ilgisl
C) Yalnız I.
15. Bu paragrafın anlatımında aşağıdakilerden hangisl
yoktur?
D) Koşul bildirme
E) Üslup cümlesi
E) Yalnız II.
Yayınları
Limit
28
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
14. ve 15. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. R Handan Acar Yıldız bütün anlatım tekniklerini kul- lanan bir yazar. Bu yüzden "Inatçı Leke", anlatı- nin imkânlarını görmek açısından önemli bir kitap. "Kanser", "Zabita" gibl gerçekçi temellerde öykü- lerle birlikte "Korkuyu Beslerken", "Ateş insanlar", "Madalya Sendromu" gibl soyut ve fantastik ögeler taşıyan öyküler de vardır. Yazarın neyl nasıl anlatacağı üzerinde düşündüğü bellidir, konu değişince biçim de değişmektedir. Bu değişimle beraber anlamın ağır bastığı, spot cümlelerin öne çıktığı paragraflarda deneme diline evrilme görülür. Yazanın dikkat ettiği husus Ise kendi sesini karıştırmamaktır. Verilmek iste- nen anlam karakterin ağzından dökülür. Bu nedenle Yıldız'ın öyküleri özellikle kurgusuyla, biçimiyle ve titiz bir dil ile oluşan bir dünyadır. 14. Bu parçada sözü edilen yazar ve öykü yapıtıyla ilgili olarak, 1. Farklı türde öyküler içerdiği, II. Konuya göre anlatım yöntemleri seçtiği, III. Öykülerde kişiliğini gizlemediği yargılarından hangisi söylenemez? A) Yalnız III. B) I. ile III. D) I. ile II. A) Değerlendirme B) Nesnel ifadeler Neden-sonuç ilgisl C) Yalnız I. 15. Bu paragrafın anlatımında aşağıdakilerden hangisl yoktur? D) Koşul bildirme E) Üslup cümlesi E) Yalnız II. Yayınları Limit 28
yanayım.
a belli bir
diyorum
nıza dair
Gereksiz
i atmak
abilecek
her ne
ilardan
duğuna
ediğine
den ve
verimli
rarına
57
32.13
1. Bunlar arasında çınar altı kahveleri, tarihî ahşap evlerle
dolu sokakları ile kimliğini muhafaza eden Emirgân'ı
ilk sıraya koyabiliriz.
II. Köylerin nerede başladığı, nerede bittiği çok belli değil.
S III. Çünkü iki kıyıda da aşağı yukarı kesintisiz iki yerleşim
çizgisi uzanıyor.
1
IV. "Boğaziçi'nin köylerinin hepsi birbirinden güzeldir."
demek istiyorum ama Boğaziçi'nin köylerinin hâlâ var
olduğunu söylemek zor.
2 V. Ancak sayıları az da olsa bu tür köylere birkaç güzel
örnek var.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dör-
düncü olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
9) V
DENEME-4
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
yanayım. a belli bir diyorum nıza dair Gereksiz i atmak abilecek her ne ilardan duğuna ediğine den ve verimli rarına 57 32.13 1. Bunlar arasında çınar altı kahveleri, tarihî ahşap evlerle dolu sokakları ile kimliğini muhafaza eden Emirgân'ı ilk sıraya koyabiliriz. II. Köylerin nerede başladığı, nerede bittiği çok belli değil. S III. Çünkü iki kıyıda da aşağı yukarı kesintisiz iki yerleşim çizgisi uzanıyor. 1 IV. "Boğaziçi'nin köylerinin hepsi birbirinden güzeldir." demek istiyorum ama Boğaziçi'nin köylerinin hâlâ var olduğunu söylemek zor. 2 V. Ancak sayıları az da olsa bu tür köylere birkaç güzel örnek var. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dör- düncü olur? A) I B) II C) III D) IV 9) V DENEME-4
D) Sin
birçok özelliğinden fayd
E Sinema filmlerinin asıl sahibi oyuncula
hayal dünyasından gerçeğe çıkaran yönetmenlerdir
26. Yazar ve eleştirmenin görevi birbirinden tamamen farklıdır.
Yazar temeli atar, üstüne yapıyı çıkar ama eleştirmenin
böyle bir amacı yoktur. O; atılan temel, çıkılan yapı sağlam
mı çürük mü onu anlamaya çalışır. Çürüktür diyorsa elinden
geldiği kadar yıkmaya çalışır, toprağı temizler. Gerçekten
kalıcı bir saray yapılmasını istediği yere yamru yumru bir
kulübe dikilmesine neden razı olsun? O kulübe nasıl olsa
yıkılacak, bari bir an önce süpürülsün de orada bir şey var
diye kimseyi aldatmasın.
Böyle düşünen bir yazarın eleştirmenden beklediği aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
(A) Amatör yazarların niteliksiz yapıtlarını eleştirerek onları
sanat bakımından geliştirmesi
B) Büyük eserlerin ortaya çıkması için cesur ve açık dav-
ranması
Yanıt Yayınları
C) Eleştirilerinde kişisel zevk ve beğenilerini bir kenara
koyması
Sanat değeri taşıyan eserlerin geleceğe kalması için
niteliksiz olanları bulup ayıklaması
TÜRKÇE
E) Eleştirilerini yazarken yazarın değil, toplumun nitelik-
lerini ölçüt kabul etmesi
2
56
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
D) Sin birçok özelliğinden fayd E Sinema filmlerinin asıl sahibi oyuncula hayal dünyasından gerçeğe çıkaran yönetmenlerdir 26. Yazar ve eleştirmenin görevi birbirinden tamamen farklıdır. Yazar temeli atar, üstüne yapıyı çıkar ama eleştirmenin böyle bir amacı yoktur. O; atılan temel, çıkılan yapı sağlam mı çürük mü onu anlamaya çalışır. Çürüktür diyorsa elinden geldiği kadar yıkmaya çalışır, toprağı temizler. Gerçekten kalıcı bir saray yapılmasını istediği yere yamru yumru bir kulübe dikilmesine neden razı olsun? O kulübe nasıl olsa yıkılacak, bari bir an önce süpürülsün de orada bir şey var diye kimseyi aldatmasın. Böyle düşünen bir yazarın eleştirmenden beklediği aşa- ğıdakilerden hangisidir? (A) Amatör yazarların niteliksiz yapıtlarını eleştirerek onları sanat bakımından geliştirmesi B) Büyük eserlerin ortaya çıkması için cesur ve açık dav- ranması Yanıt Yayınları C) Eleştirilerinde kişisel zevk ve beğenilerini bir kenara koyması Sanat değeri taşıyan eserlerin geleceğe kalması için niteliksiz olanları bulup ayıklaması TÜRKÇE E) Eleştirilerini yazarken yazarın değil, toplumun nitelik- lerini ölçüt kabul etmesi 2 56
15
vapiti ve eleştirisi öznellikten aynı düşünülemez.
24. Intihar romanıyla başladım, Kuşbakışı romanıyla devam
ettim. Son romanım ise insanı doğadaki bir canlı olarak
İşleyen, insan üstünde bir bakıma daha doğrudan, daha
ayrıntılı duran bir eserdir. Bu değişim ve gelişim, düşünsel
becerimin gelişimiyle koşutluk göstermektedir. Değişimin
özü kabaca burada yatıyor,
Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak
söylenmiş olabilir?
A) Romanlarınızın konusunu neden farklı çevrelerden
seçiyorsunuz?
B) Son romanınızın, izleğinizde bir dönüm noktası oldu-
ğunu söyleyebilir misiniz?
Sanat anlayışınızın giderek farklılaşmasını nasıl açıklı-
yorsunuz?
D) Sözçük seçiminizin her romanda değişmesini neye
bağlıyorsunuz?
E) Romanlarınızda çıkış noktası olarak neyi esas alıyor-
sunuz?
DENEME-4
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15 vapiti ve eleştirisi öznellikten aynı düşünülemez. 24. Intihar romanıyla başladım, Kuşbakışı romanıyla devam ettim. Son romanım ise insanı doğadaki bir canlı olarak İşleyen, insan üstünde bir bakıma daha doğrudan, daha ayrıntılı duran bir eserdir. Bu değişim ve gelişim, düşünsel becerimin gelişimiyle koşutluk göstermektedir. Değişimin özü kabaca burada yatıyor, Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Romanlarınızın konusunu neden farklı çevrelerden seçiyorsunuz? B) Son romanınızın, izleğinizde bir dönüm noktası oldu- ğunu söyleyebilir misiniz? Sanat anlayışınızın giderek farklılaşmasını nasıl açıklı- yorsunuz? D) Sözçük seçiminizin her romanda değişmesini neye bağlıyorsunuz? E) Romanlarınızda çıkış noktası olarak neyi esas alıyor- sunuz? DENEME-4
22. (1) Edebiyatın içindeki çocuk kahramanlar kalıcı iz
bırakır çoğumuzda, (II) "Parasız Yatılı" içindeki kız
çocuklar; "Haraç" öyküsündeki besleme kız çocuk
değersizleştirmeyle geçen hayatları, yıllar boyu
çektikleri çileler büyük bir insanlık acısı olarak
yansımıştır yüreğime.((III) "Kirpikli çocuk gözleri" w
genç kızların yoksulluk, aşağılanma ve
vard
kiminin. (IV) Kimi, rengi ağarmış, eprimiş eski okul
önlüğü yüzünden hor görülüp okulun temizlik koluna
layık görülür. (V) Kimi de okulu değil, oyunu sevdiği
öğretmenleri tarafından azarlanır.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine
düşüncenin akışına göre, "Füruzan'ın, öykülerinde
canlandırdığı kız çocuklar da beni derinden
etkilemiştir." cümlesi getirilmelidir?
_C) !!!
A) L
B) II
D) VE
Diğer sayfaya geç
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
22. (1) Edebiyatın içindeki çocuk kahramanlar kalıcı iz bırakır çoğumuzda, (II) "Parasız Yatılı" içindeki kız çocuklar; "Haraç" öyküsündeki besleme kız çocuk değersizleştirmeyle geçen hayatları, yıllar boyu çektikleri çileler büyük bir insanlık acısı olarak yansımıştır yüreğime.((III) "Kirpikli çocuk gözleri" w genç kızların yoksulluk, aşağılanma ve vard kiminin. (IV) Kimi, rengi ağarmış, eprimiş eski okul önlüğü yüzünden hor görülüp okulun temizlik koluna layık görülür. (V) Kimi de okulu değil, oyunu sevdiği öğretmenleri tarafından azarlanır. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine düşüncenin akışına göre, "Füruzan'ın, öykülerinde canlandırdığı kız çocuklar da beni derinden etkilemiştir." cümlesi getirilmelidir? _C) !!! A) L B) II D) VE Diğer sayfaya geç
Yanıt Yayınları
51
4.
1816'da Fransız Doktor René Laennec, Paris sokaklarında
dolaşırken oynayan iki çocuktan birinin, elindeki tahta
sopanın bir ucuna kulağını dayadığını, öbürünün ise tah-
tanın öteki ucuna iğneyle vurduğunu görür. Daha sonra
Laennec bir sayfa kâğıdı rulo yaparak iple bağlayıp bunu
hastanın göğsüne dayayarak kalp atışlarını dinler ve bu
alete Yunanca göğüs anlamındaki "stethos" sözcüğünden
gelen stetoskop adını verir.
Bu parçadan "stetoskop" ile ilgili kesin olarak çıkarılabi-
lecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) İlk olarak Eski Yunan'da kullanılmıştır.
B) Birçok hastalığın teşhisinde kolaylık sağlamıştır.
C) Parisli iki çocuk tarafından bulunmuştur.
İlk stetoskop sağlık alanında kullanılmıştır.
E) Bugünkü hâlini 19. yüzyılda Fransa'da almıştır.
DENEME-4
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yanıt Yayınları 51 4. 1816'da Fransız Doktor René Laennec, Paris sokaklarında dolaşırken oynayan iki çocuktan birinin, elindeki tahta sopanın bir ucuna kulağını dayadığını, öbürünün ise tah- tanın öteki ucuna iğneyle vurduğunu görür. Daha sonra Laennec bir sayfa kâğıdı rulo yaparak iple bağlayıp bunu hastanın göğsüne dayayarak kalp atışlarını dinler ve bu alete Yunanca göğüs anlamındaki "stethos" sözcüğünden gelen stetoskop adını verir. Bu parçadan "stetoskop" ile ilgili kesin olarak çıkarılabi- lecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) İlk olarak Eski Yunan'da kullanılmıştır. B) Birçok hastalığın teşhisinde kolaylık sağlamıştır. C) Parisli iki çocuk tarafından bulunmuştur. İlk stetoskop sağlık alanında kullanılmıştır. E) Bugünkü hâlini 19. yüzyılda Fransa'da almıştır. DENEME-4
8. (1) Yeryüzünde, insan içinde yaşayabileceği bir çevreyi
kendisi kurmak zorunda kalmıştır. (II) Dünyadaki can-
lilar içinde, buranın tabiatına yalın hâliyle uyabilmek
bakımından en eksik donatılmış olanıdır. (III) Onun, ör-
neğin ne dondurucu soğuklardan kendisini koruyacak
postu, ne pençe, ne keskin dişler gibi savunma - saldır-
ma organlari, ne de kendisini belli durumlarda güvenle
yönetecek içgüdüleri var (IV) Yer yer biyolojik yapısına
pek aykırı olan, dolayısıyla varlığı için tehlikelerle yüklü
bir tabiatta yaşayabilmek için, burada insan tekniğiyle,
kendisine uygun olan "yapma bir çevre" kurmuştur.
(V) Bu bakımdan teknik, insanın çevre dünyasını, kendi
yaşamına elverişli duruma getirmesidir, bu kaygıyla ta-
biatta yaptığı bir düzeltmedir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) V. cümlede tanımlamadan yararlanılmıştır
IV. cümlede neden - sonuç ilişkisi vardır.
C) III. cümlede örneklemeye başvurulmuştur. V
D) I. cümle, kendisinden önceki cümlenin gerekçe-
sidir.
cümlede bir saptama yapılmıştır.
E)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. (1) Yeryüzünde, insan içinde yaşayabileceği bir çevreyi kendisi kurmak zorunda kalmıştır. (II) Dünyadaki can- lilar içinde, buranın tabiatına yalın hâliyle uyabilmek bakımından en eksik donatılmış olanıdır. (III) Onun, ör- neğin ne dondurucu soğuklardan kendisini koruyacak postu, ne pençe, ne keskin dişler gibi savunma - saldır- ma organlari, ne de kendisini belli durumlarda güvenle yönetecek içgüdüleri var (IV) Yer yer biyolojik yapısına pek aykırı olan, dolayısıyla varlığı için tehlikelerle yüklü bir tabiatta yaşayabilmek için, burada insan tekniğiyle, kendisine uygun olan "yapma bir çevre" kurmuştur. (V) Bu bakımdan teknik, insanın çevre dünyasını, kendi yaşamına elverişli duruma getirmesidir, bu kaygıyla ta- biatta yaptığı bir düzeltmedir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) V. cümlede tanımlamadan yararlanılmıştır IV. cümlede neden - sonuç ilişkisi vardır. C) III. cümlede örneklemeye başvurulmuştur. V D) I. cümle, kendisinden önceki cümlenin gerekçe- sidir. cümlede bir saptama yapılmıştır. E)
32. Bir kitabı ayakta tutan şey, onun içindeki çatışmalar-
dır. Kitapta yazarın kesin fikirleri değil, kahramanların
birbiriyle çatışan fikirleri yaşamalıdır. Bir kitap, bir fi-
kirle değil, en azından iki fikirle yazılır. Bu fikri, güçlü
bir şekilde temsil edecek iki karakter, bunların çeşitli
yansımaları olacak diğer karakterler... Bunların inan-
dıkları doğrultusunda gerçek olan bütün sesleri çı-
karmalarından doğan sestir roman. Roman bir sonuç
göstermez, bir ders vermez. Bütün seslerin çatıştığı,
güzellik kadar karanlığın da olduğu bir bölgedir.
Bu parçada romanla ilgili aşağıdakilerden hangi-
sine değinilmemiştir?
Değişik fikirleri anlatması gerektiğine
B) Gerçekleri karakterlerle anlattığına
Yazarların fikirlerinin işlenmesinin doğru olmadığına
DY Çözümleyici, yönlendirici olmaması gerektiğine
E Varlığının içindeki çatışmaya bağlı olduğuna
RUM
yazıl
halde
er ic
AS
ku
N
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
32. Bir kitabı ayakta tutan şey, onun içindeki çatışmalar- dır. Kitapta yazarın kesin fikirleri değil, kahramanların birbiriyle çatışan fikirleri yaşamalıdır. Bir kitap, bir fi- kirle değil, en azından iki fikirle yazılır. Bu fikri, güçlü bir şekilde temsil edecek iki karakter, bunların çeşitli yansımaları olacak diğer karakterler... Bunların inan- dıkları doğrultusunda gerçek olan bütün sesleri çı- karmalarından doğan sestir roman. Roman bir sonuç göstermez, bir ders vermez. Bütün seslerin çatıştığı, güzellik kadar karanlığın da olduğu bir bölgedir. Bu parçada romanla ilgili aşağıdakilerden hangi- sine değinilmemiştir? Değişik fikirleri anlatması gerektiğine B) Gerçekleri karakterlerle anlattığına Yazarların fikirlerinin işlenmesinin doğru olmadığına DY Çözümleyici, yönlendirici olmaması gerektiğine E Varlığının içindeki çatışmaya bağlı olduğuna RUM yazıl halde er ic AS ku N
2.
I. Uzmanlar öncelikle iki insanın konuşurken aralarında
yaklaşık bir kol uzunluğunda mesafe bıraktığını hatırla-
tıyorlar.
4.
II. Asansörün içinde bir başkası varken pek çoğumuz en-
dişe, tedirginlik, gerginlik, korku gibi duyguları barındı-
ran bir atmosfer içinde oluruz.
III. Üstelik fiziksel olarak bu kadar yakın olmanın bir başka
etkisi olarak "Bir başkasını rahatsız ederim." korkusuy-
la daha da tedirgin olmaya başlıyoruz. 2
IV. Kısaca "tuhaflık" diye tanımlayabileceğimiz bu durumun
uzmanlara göre mantıklı bir nedeni var.
V. Ancak asansördeki mesafe bundan çok daha az oldu-
ğu için insanlar kendilerini garip, doğal olmayan bir du-
rumun içinde hissediyor.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı ve kurallı bir
bütün oluşturduğunda hangisi baştan dördüncü olur?
A) 1
B) II
C) I
D) IV
(E) V
VİP Yayınları
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. I. Uzmanlar öncelikle iki insanın konuşurken aralarında yaklaşık bir kol uzunluğunda mesafe bıraktığını hatırla- tıyorlar. 4. II. Asansörün içinde bir başkası varken pek çoğumuz en- dişe, tedirginlik, gerginlik, korku gibi duyguları barındı- ran bir atmosfer içinde oluruz. III. Üstelik fiziksel olarak bu kadar yakın olmanın bir başka etkisi olarak "Bir başkasını rahatsız ederim." korkusuy- la daha da tedirgin olmaya başlıyoruz. 2 IV. Kısaca "tuhaflık" diye tanımlayabileceğimiz bu durumun uzmanlara göre mantıklı bir nedeni var. V. Ancak asansördeki mesafe bundan çok daha az oldu- ğu için insanlar kendilerini garip, doğal olmayan bir du- rumun içinde hissediyor. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı ve kurallı bir bütün oluşturduğunda hangisi baştan dördüncü olur? A) 1 B) II C) I D) IV (E) V VİP Yayınları
Yazarın hikâyesini (I)meydana getirebilmesi
(oluşturabilmesi) için ele aldığı konu, kahra-
manların (II)meslekleri (uğraşları) gibi hususlar
hakkında (III)gerektiği kadar (yeterince) bilgi
sahibi olması gerekir. Aksi hâlde yazacağı
hikâyenin gerçekçiliği ve (IV)inandırıcılığı (sa-
hihliği) da zayıf olacaktır. Kimi zaman da bilim
insanları mevcut edebî eserlerden (V)ilham
alabilirler (esinlenebilirler). Sonuç olarak bilim
dalları ile edebiyatın yöntemleri ve kullandık-
ları araçlar farklı olsa da aralarında etkileşim
söz konusudur.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden
hangisinin anlamı ayraç () içinde verilen
açıklamayla
uyuşmamaktadır?
A) I
C) III
||
DIV
E) V
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yazarın hikâyesini (I)meydana getirebilmesi (oluşturabilmesi) için ele aldığı konu, kahra- manların (II)meslekleri (uğraşları) gibi hususlar hakkında (III)gerektiği kadar (yeterince) bilgi sahibi olması gerekir. Aksi hâlde yazacağı hikâyenin gerçekçiliği ve (IV)inandırıcılığı (sa- hihliği) da zayıf olacaktır. Kimi zaman da bilim insanları mevcut edebî eserlerden (V)ilham alabilirler (esinlenebilirler). Sonuç olarak bilim dalları ile edebiyatın yöntemleri ve kullandık- ları araçlar farklı olsa da aralarında etkileşim söz konusudur. Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı ayraç () içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? A) I C) III || DIV E) V C